SABAHATTİN ALİ
Sailor Moon Forum -> Kitap, Şiir ve Yazılar -> Bir Şiir Bir Şair
 
Yazar
Mesaj
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Sabahattin Ali (25 Şubat 1907 - 2 Nisan 1948) Türk yazar.

Hayatı
25 Şubat 1907'de Eğridere'de doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı Ali Sabahattin Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyle, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır (1921) Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926). Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930). Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.

Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933). Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945).

"İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında mahkemeyi kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945). Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947). Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, kapatılmış, yazılar hakkında kovuşturmalar açılmıştır. Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi".

Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş, bu girişim sırasında sonradan Millî Emniyet'le bağlantısı olduğu anlaşılan Ali Ertekin adlı kaçakçılık da yapan birisi tarafından Bulgaristan sınırında öldürülmüştür (2 Nisan 1948). Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; aynı yıl çıkan aftan yararlanarak serbest kalmıştır. Ancak genel kanı, bu kişinin cinayeti işlemediği halde üstüne aldığı; dolayısıyla, cinayetin faili meçhul kaldığı yönündedir.

Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır.


Yazarlığı
Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926). Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930). Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz".

Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir. Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir. 1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir.

Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş. Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır. 'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir.

Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyunda tefrika etmiş (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.


Yapıtları
Şiir:
Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943).

Bestelenen Şiirleri:
Leylim Ley (Zülfü Livaneli)
Aldırma Gönül Aldırma(Kerem Güney-Edip Akbayram)
Geçmiyor Günler Geçmiyor(Ahmet Kaya)
Çocuklar Gibi (Sezen Aksu)
Kız Kaçıran(Ahmet Kaya)
Karayazı(Ahmet Kaya)
Melankoli(Nükhet Duru)
Eskisi Gibi(Ben Yine Sana Vurgunum-Nükhet Duru)
Dağlar(Sezen Aksu)
Hapishane Şarkısı(Göklerde Kartal Gibiydim-E.Akbayram)
Öykü:


Değirmen (1935)
Kağnı (1936)
Ses (1937)
Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte)
Yeni Dünya (1943)
Sırça Köşk (1947).

Roman:
Kuyucaklı Yusuf (1937)
İçimizdeki Şeytan (1940)
Kürk Mantolu Madonna (1943).

Çeviri:
Tarihte Garip Vakalar, Max Memmerich (1941)
Antigone, Sofokles (1942)
Minna Von Barnhelm, Lessing (1943)
Üç Romantik Hikaye, H. Von Kleist - A.V. Chamisso - E.T.A. Hoffmann (1944)
Fontamara, Ignazio Silone (1944)
Gyges Ve Yüzüğü, Fr. Hebbel (1944)
Yüzbaşının Kızı, A.S. Puşkin (1944) (Erol Güney ile birlikte)


------------------------------------------------------
ÖYLE GÜNLER GÖRDÜM KI
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.

Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,
Gözümde canlanırdı eşkiya masalları.
Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:

Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.

Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.

Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.

Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
Tabancanın namlusu ısındı yanağımda,
Parmağım istemedi tetiğini çekmeyi

Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.

Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur

Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.

Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.

Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.

Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı:
Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.

Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.


--------------------------------------------------------------------------------

ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA



Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah´a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma


---------------------------------------------------------------------


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 16:27
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Çakır

Altın saçlarını sıkıca tarar,
Sonra iki örgü yana bırakır;
Ayağında pembe dallı mor şalvar,
Taze gelin gibi süzülür Çakır...

Beyaz ellerine kına yaraşır,
Mavi gözleriyle bir içim sudur.
Efeler onu el üstünde taşır;
Köyün bir tanecik orospusudur.

Çakır'sız olamaz hiç bir eğlence
Herkesingönlünü kaplar çünkü sis...
Bazan mal olsa da iki üç gence,
Yine Çakır'ını ister her meclis...

Geniş meydanlarda yakılır çıra,
Çakır nazlı nazlı dokunur 'def'e...
Süt gibi rakıyı sunar Çakır'a
Gür bıyıklı, ateş gözlü bir efe...

gitgide açılır sırma cepkenler;
Kıllı göğüslerinden süzülür rakı.
Bazan birisinin bağrına girer,
Elma soymak için alınan çakı...

Çakır yılan gibi döner, kıvrılır
-Sırma saçlarında fildişi tarak-
Tabanca çekilir, bıçak sıyrılır,
O döner elini şıkırdatarak...

Yalnız bazı kere taze gelinler,
'Bize kocamızı ver! ...diye inler...
O zaman Çakır'ın gözü doludur...

O zaman gözünün önüne gelen
Cepheden şehitlik alıp yükselen
İncecik bıyıklı bir yavukludur...

Sabahattin Ali


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 16:48
Sevimli Hırsız
Biri Beni Durdursun
Biri Beni Durdursun



Yaş: 33
Kayıt: 16 Hzr 2007
Mesajlar: 949
Cinsiyet: Kız
Nerden: İstanbul
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

Sevimli Hırsız
Biri Beni Durdursun
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Ben en sevdiğim şiiri ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA ve bence mükememl bir şiir çok iyi bir şair kendisi^^

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 16:51
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Sevimli Hırsız yazmış:
Ben en sevdiğim şiiri ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA ve bence mükememl bir şiir çok iyi bir şair kendisi^^


bende onu şarkıya çevrilmiş şiirlerinden tanıyorum Çok Mutlu
-------------------------------------------------------------
Çocuklar Gibi

Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
Kırlara yayılan ilkbahar gibi
Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
Göğsümün içinde ateş var gibi

Bazı nur içinde, bazı sisteyim
Bazı beni seven bir göğüsteyim
Kah el üstündeydim, kah hapisteydim
Her yere sokulan bir rüzgar gibi

Aşkım iki günlük iptilalardı
Hayatım tükenmez maceralardı
İçimde binlerce istekler vardı
Bir şair, yahut bir hükümdar gibi

Hissedince sana vurulduğumu
Anladım ne kadar yorulduğumu
Sakinleştiğimi, durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi

Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi

Sözün şiirlerin mükemmelidir
Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi

Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi

Sabahattin Ali


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 16:56
ulrich_odd
Üye
Üye



Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 88
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1

Durumu: Çevrimdışı

ulrich_odd
Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
ya burda etkinlik diyo bunun nerresinde etkinlik ayıpsorması ama?????????

(\/)
(..)
(..)(..)
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 16:59
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Kızkaçıran

Dağlar dik, çeşmeler kuru
Yarimin benzi çok sarı
Ölüm var, dönülmez geri
Yürü yağız atım yürü...

Dağlar geçilmiyor kardan
Aman yok candarmalardan
Ayrılamadım bu yardan
Yürü yağız atım yürü...

Yarim bu gece yoruldu
Kaçırdığıma darıldı
Bak daha sıkı sarıldı
Yürü yağız atım yürü...

Nasıl titriyor korkudan
Kaldırdım onu uykudan
Sesler geliyor doğudan
Yürü yağız atım yürü...

Peşime düştü takipler
Boynumu bekliyor ipler
Zeybekler seni ayıplar
Yürü yağız atım yürü...

Sabahattin Ali

-------------------------------------------------

Dağlar

Başım dağ saçlarım kardır,
Deli rügarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.

Şehirler bana bir tuzak,
İnsan sohbetleri yasak,
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.

Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.

Yarimi ellere verin;
Sevdamı yellere verin;
Elleri bana gönderin:
Benim meskenim dağlardır.

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır.

Sabahattin Ali


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 16:59
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
ulrich_odd yazmış:
ya burda etkinlik diyo bunun nerresinde etkinlik ayıpsorması ama?????????


eğer bu başlığı okursan
http://www.venus.gen.tr/viewtopic.php?t=1800
bu etkinliğin bilgi paylaşımı için olduğunu görürsün umarım yardımcı olabilmişimdir


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 17:10
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Kara yazı

geçmedi yare sözümüz
yollarda kaldı gözümüz
yere sürüldü yüzümüz
böyleymiş karayazımız.

çiçekler açılmaz oldu
pınarlar içilmez oldu
yar bize gülmez oldu
böyleymiş kara yazımız.

yalnız ona yar demiştik
onda bir şey var demiştik
o bizi anlar demiştik
böyleymiş kara yazımız.

hey gönül gene bu gece
kederim geceden yüce
gel susalım beraberce
böyleymiş kara yazımız.

Sabahattin Ali

-------------------------------------



Eskisi Gibi

Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sanavurgunum.

Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gerl sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.

Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.

Sabahattin Ali

---------------------------------------------
Leylim Ley

Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni

Aldım sazı çıkmış gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni

Sabahattin Ali
-------------------------------------------------------------------

Hapishane Şarkısı 1

göklerde kartal gibiydim
kanatlarımdan vuruldum
mor çiçekli dal gibiydim
bahar vaktinde kırıldım

yar olmadı bana devir
her günüm bir başka zehir
hapishanelerde demir
parmaklıklara sarıldım

coşkundum pınarlar gibi
sarhoştum rüzgarlar gibi
ihtiyar çınarlar gibi
bir gün içinde devrildim

ekmeğim bahtımdan katı
bahtım düşmanımdan kötü
böyle kepaze hayatı
sürüklemekten yoruldum

kimseye soramadığım
doyunca saramadığım
görmesem duramadığım
nazlı yarimden ayrıldım

Sabahattin Ali


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 17:14
miharu sachiko
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 06 Ekm 2007
Mesajlar: 152
Cinsiyet: Kız
Nerden: Uranus

Durumu: Çevrimdışı

miharu sachiko
Sağlam Üye
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Melankoli

Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.

Anlıyamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.

Ne kış, ne yazı isterim,
Ne bir dost yüzü isterim,
Hafif bir sızı isterim,
Ağrılar, sancılar gelir.

Yanıma düşer kollarım,
Görünmez olur yollarım,
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir...

Ne bir dost, ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli...
Beni sarar melankoli:
Kafamın içersi ölür.

Sabahattin Ali

-----------------------------------------------------------

Kurbağaya Mersiye

Sevgilim! Bak bu gece
Kırık kalbine, ince
Bir ok saplı kurbağa
Ölüvermiş gizlice...

Benzi aydan da sarı
Görmeden bak, ilk karı
Dudakları kitlendi
Suya düştü kitarı

Yıllarca vaklamıştı
Neler araklamıştı
Öteki şairlerden,
Aşkını saklamıştı

Boyundan büyük sazı
Mest etmişti bin kazı
Dayandı her kahra da
Çekemedi son nazı

Daha pek genç yaşında
Bin dert vardı başında
Kitarası kırıldı
Kendi mezar taşında

Çık onu ez sevgilim!
Üstünde gez sevgilim!
Ayağın kirlenirse
İşte bir bez sevgilim!

Sabahattin Ali

----------------------------------------------------------------------------
Rüzgar

Arzularım muayyen bir haddi aşınca
Ve kulaklar sözlerime sağırlaşınca
Bir ihtiras duyup vahşi maceralara
Çıkıyorum bulutları aşan dağlara.
Tanrıların başı gibi başları diktir,
Bu dağları saran sonsuz bir genişliktir,
Ben de katıp vücudumu bu genişliğe,
Bakıyorum aşağılarda kalan hiçliğe.

Bu dağların bir rakibi varsa rüzgardır.
Rüzgar burda tek başına bir hükümdardır.
Burda insan duman gibi genişler, büyür.
Bu dağlarda ıstıraplar, sevinçler büyür.
Buralarda her düşünce sona yakındır,
Burda her şey bizden uzak, ‘O’ na yakındır.
Burda yoktur insanların düşündükleri,
Rüzgar siler kafalardan küçüklükleri.
Yanağıma çarpar geniş kanatlarını,
Ve anlatır mabutların hayatlarını.
Arasıra kulağını bana verdi mi,
Ben de ona anlatırım kendi derdimi.

‘Ey dağların dertlerini dinleyen rüzgar!
Benim artık yalnız sana itimadım var.
Gelmiş gibi uzaktaki bir seyyareden
Yabancıyım bu gürültü dünyasına ben.
Etrafımın sözlerine aklım ermedi,
Etrafım da bana asla kulak vermedi.
Senelerden beri hala anlaşamadık,
Ben de kestim anlaşmaktan ümidi artık.
Gözlerimde hakikati sezen bir nurla
Etrafımı süzüyorum biraz gururla.

Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya
En büyük şey, en asil şey küçülür burda.
Burda yalan para eden biricik iştir,
Burda her şey bir yapmacık, bir gösteriştir.
Kimi coşar din uğruna geberir, yalan!
Kimi gider vatan için can verir, yalan!
Bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır;
Bir kahraman istibdadı ezer, yalandır.
Şairlerin büyük aşkı fani bir kızdır,
Bu dünyada herkes sinsi, herkes cılızdır.
Ne hakiki aşktan burda bir çakan vardır,
Ne de onu görse dönüp bir bakan vardır,
Her büyüklük cüzzam gibi dökülür burda,
En muazzam ölüm bile küçülür burda.

Benim kafam acayip bir dimağ taşıyor,
Her dakika insanlardan uzaklaşıyor.
Zaman zaman mağlup olsam bile etime,
İnsan olmak dokunuyor haysiyetime.
Büyük, temiz bir arkadaş arıyor ruhum,
İşte rüzgar, şimdi sana sığınıyorum!
Asaletin yeri yoktur gerçi hayatta,
En asil şey seni buldum kainatta,
Güneş gibi ne bin türlü ışığın vardır,
Ne de süse, gösterişe baktığın vardır.
Deniz gibi muamma yok derinliğinde,
Bir ferahlık, bir saflık var serinliğinde.
Bir dev gibi küçük, mızmız sesleri yersin,
Allah gibi görünmeden hüküm sürersin.

Düşmanıyım ben de cılız güzelliklerin,
Rüzgar! Bu dağ başlarında çırpınan serin
Kanatların gökyüzünde akan bir seldir,
Bana kudret ve cesaret veren bir eldir.
Beşerlikten uzaktayım senin ülkende,
Senin gibi azamete aşıkım ben de.
İşte Rüzgar! Senin gibi ben de deliyim.
Islıklarım senin gibi inlemelidir,
Herkes beni ürpererek dinlemelidir.
Rüzgar! Sana, yalnız sana benzemeliyim.'

(1931)

Sabahattin Ali


adolph`a imza için çok teşekkürler Çok Mutlu

Be realistic
Don`t try to be perfect
No one is...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 17:36
hemavaz
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 37
Kayıt: 03 Oca 2009
Mesajlar: 707
Teşekkür: 16

Durumu: Çevrimdışı

hemavaz
Ay Savaşçısı
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
sabahattin ali' nin şiirleri de eserleri de güzeldir. kuyucaklı yusuf adlı romanını okumuştum. oradaki karakter tarihinin en romantik karakterlerinden birisidir bence... ayrıca bestelenmiş çok güzel şiirleri var çocuklar gibi şiirini çok seviyorum...

O
kadar güzel unutmuştun ki beni, Hatırlatmaya kıyamadım...

teşekkürler sun
Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
09 Eyl 2009 13:01
Setsuna
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum Uğradım

Avatar

Yaş: 32
Kayıt: 30 Eyl 2009
Mesajlar: 10
Nerden: Adana

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Setsuna
Geçiyordum Uğradım
SABAHATTİN ALİ Konu: Yanıt: SABAHATTİN ALİ
Alıntıyla Cevap Gönder
Kuyucaklı Yusuf ve de Kürk Mantolu Madonna adlı eserlerini okudum vede çok beğenmiştim.Şiir yazdığıni bilmiyordum Karışık Öğrenmem iyi oldu Gülücük Dağıtıyor

08.09.09
DaHa O GüN AnLaMaLıYDıM
BeNiM SaNa ErKeN
SeNiN BaNa GeÇ KaLDıĞıNı !!Es-LiM!!



Sende destek ol..
http://bit.ly/khuFFZ
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Eyl 2009 22:57
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 11 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız