4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi)
Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 

Hikayem güzel mi?
Evet
100%
 100%  [ 6 ]
İdare eder
0%
 0%  [ 0 ]
Berbat ve ötesi
0%
 0%  [ 0 ]
Toplam Oylar : 6

Yazar
Mesaj
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: 4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi)
Alıntıyla Cevap Gönder
Dün gece oturup bir şeyler yazayım dedim.Şu anda koyacağım hikayeyi dün ne olduğunu bilmeden yazdım.Dün bana acayip bir ilham geldi.Takılmadan düşünmeden yazdım.
Başlıyoruz.

<<Elinizi kalbinize koyar ve "Ben ne yaptım?" dersiniz.Hep soruların cevaplarının çeliştiği bir
dünyada yaşıyoruz.Her zaman sormakla bir şey elde edemeyiz.
Yalnızlık...
Yalnız olduğunuzu düşünürsünüz.Ama yalnızlık daha derindir.Etrafınızda size yardım edecek
kimse yok.Tek bir canlı bile yok.Kocaman ıssız bir yerdesiniz.Orada yalnızlık sonsuz olur.
Uzaklardan yardım beklersiniz.İşte buna yalnızlık denir.Bazen yalnız kalmayı ister ve
yalnızlıktan yakarırsınız.Ama yalnız olmayı siz istediniz.
Kader değiştirilemez.İnancımız bizi başarıya götürür.
Duygular, yalnızlık, kader daha fazla olan kanunlar ve öğütler.Farklılıklar...
Artık son deme vakti geldi.Artık benim için duygulara yer yok.Sevgi benim için olmayan bir şey.
Acımasızlık.Sadece acıma duygusu insanları zayıflatır.Asla elini uzatma.Buna inansam da bazen
inancımı yitiriyorum.
Zaman...Asıl akıp giden zaman değil, kadermiş.Kalbimde açılmış 4 yara var.Bu yaraları kapatmak
için hiç çaba sarfetmedim.Başımı kaldırıpta dimdik bakmadım hayata.Hep kaçtım.Kaç kaç ve
hayata tutun.Kendinden nefret et ve kin duy.Biliyorum, kendinden nefret eden kişi herkesten
nefret eder.Ama be böyleyim.Bir şarkı hatırlıyorum.Çok sevmiştim, çok beğenmiştim o şarkıyı.
Dinlerken benliğime işleyen garip bir duygu vardı.En beğendiğim bölümün sözleri şu biçimdeydi:
"Hayatı bilgiçlik taslamadan yaşa.Yoksa kendinden nefret edeceksin">>
***
Şafak çoktan çökmüştü.Gözlerini dağlara, çitlerle çevrilerek sınırlanmış evlerin arkasındaki
dağlara dikmişti.Dağlara öyle bir bakışı vardı ki, taş çatlasa dağlar yıkılacak.Uyumazdı.
Onun için insanlar hayatlarının yarısından fazlasını uyuyarak geçirirdi.Uyumadığı için
gözlerinin etrafında hafif bir kararıklık vardı.Gülümsedi.Dünya ne kadar garipti.Gözlerini
kapatarak rüzgarın uğultusunu dinledi.Emindi ki bu dünya berbat bir yerdi.Ama dünyayı
değiştiremezsin.Yavaşça gözlerini açtı.Kimse onu anlamıyordu, hemde hiç kimse.Kızlar onu
severdi.Hatta yanına oturmak için kavga bile etmişlerdi.Ama o hepsini sinir bozucu olarak
görürdü.Yapmak istediği bir çok şey vardı.Ama yapacakları için zaman yoktu.Dedektif olmak
istiyordu.Bu garip bir hayaldi onun için.Ne de olsa 13-14 yaşlarında bir çocuktu.Önünde
upuzun bir hayat vardı.Daha yolun başındaydı.Şimdiden pes etmek onun yapacağı bir şey
değildi.Herkesin yapmaktan korktuğu şeyleri cesaretlice deniyor ve başarılı oluyordu.
Dudağını ısırdı.Başı öne düştü.Yumruğunu sıktı ve güneşe doğru kaldırdı."Sana yenilmeyeceği"
dedi.Kızgın kızgın bakıyordu.Aniden yüzünde bir tebessüm belirdi.
Çalar saat tiz sesiyle çaldı.Saat altı olmuştu.Çalar saati kapattıktan sonra üzerini giydi.
Bir şeyler atıştırıp bir çırpıda sokağa çıktı.O gün Cuma idi.Yolda arkadaşı ile karşılaştı.
Hemen onun peşine takılmıştı (Peşine takılan arkadaşıdır)Aralrında böyle bir diyalog geçti:
-Merhaba, erkencisin.
-Erkenci olmama mı taktın?
-Böyle bir şey söylemene şaşırdım.
-...
-Cevap vermeyecek misin?
Aniden durdu.Bakışlarını arkadaşına çevirdi:
-Böyle önemsiz bir şeye kafa yormanın mantığı yok.
Yürümeye devam etti.Herkes onun bu tür davranışlarına alışmıştı.Bu yüzden alınmıyorlardı.
Okulun kapısından içeri girdiler.Öğrenciler bahçeye dağılmıştı.Kısık bir ses tonuyla arkadaşına:
-Erkenci miydim? Dedi.
Yürürken arkasından biri ona sesleniyordu:
-Risa!
Gelen kişiyi tanımıyordu.Kız hemen kendini tanıttı:
-Ben Kozet.Sınıfa yeni geldim.Adını listeden öğrendim.
-...
-Ne için?
-Şey, ben seninle dost olabileceğimi düşündüm.
-Bana birini hatırlatıyorsun.
-Kimi?
-Her zaman yüzü gülen birini.
-Ne güzel
-Güzel mi?
Gözlerini Kozet'e dikti.Keskince sanki öldürecekmiş gibi kötü kötü baktı:
-O kişi öldü.
Kozet'in kanı donmuştu.Risa arkasını döndü.
Kozet hareket edemiyordu.Hareket edememesinin nedeni "O kişi öldü" lafı değildi.Risa'nın
bakışlarıydı.Cesaret ederek "Dur" dedi.
-Senin yüzün hiç gülmez mi?
-Daha yeni gelmişsin, benim yüzümün gülmediğini nereden biliyorsun.
-Öyle bir bakışın var ki.Gözlerinin içinde kin ve nefret var.Sen kin ve nefretle dolusun.
-Ben kimseye kin duymuyorum
-O zaman neden öyle bakıyorsun?
-Nasıl bakıyorum?
-Keskin ve kızgın.
Risa kalbinin yavaşladığını hissetti.Dişlerini sıktı.Ne yapacağını şaşırmıştı.Gözlerini kapatarak:
-Kinim, nefretim.Adalet...Buraların adaleti canımı sıkıyor.
-Bu olamaz.Bu o neden olamaz.
-Geçmişimi unuttum.Bir daha hatırlamak istemiyorum.
-Unuttun mu?Yoksa unutmaya mı çalıştın?
-Gözlerini aniden açıp, başını çevirdi.Garip bir ses tonuyla:
-Her şeye burnunu sokma.Sen sadece sinir bozucusun.
Kozet olduğu yere keletlenmişti.Üzülerek başını öne eğdi ve:
-Sinir bozucu olmak asıl sinir bozucu olan sensin.
-Bir şey mi dedin?
Kozet çıldırmıştı.Parmağıyla Risa'yı işaret ederek:
-Seni kırmamaya çalıştım.Ancak yeter.
Kozet o andan gözlerini kapatmıştı.Birden açtı.Risa ortalarda yoktu.Aniden yere kapaklandı.
Doğruldu.Onu Risa itmişti.Fevkalade bir hızı vardı.Başını kaldırarak:
-Benimle aşık atmak istiyorsan, benden nefret et Kozet!
Risa ateş püskürüyordu.Oradan uzaklaştı.Kozet ayağa kalktı.Umutsuzca Risa'nın yürüyüşünü seyretti.
İçini çekti.Zil çaldı.Herkes içeri girdi.İlk ders Fendi.Aynı zamanda sınıf öğretmeniydi.
Kozet ile içeri girdi:
-Günaydaın, sınıfımıza yeni bir arkadaşını katıldı.Kendini tanıt.
-Ben Kozet.En sevdiğin ders beden.
Öğretmen sınıfa:
-Tenefüste kendinizi tanıtırsınız.Dedi.
Öğretmenin kızıl saçları insanı büyülüyordu.Doğrusu çok iyi biri ve iyi bir eğitimciydi.
...
Ders bittikten sonra bütün kızlar Kozet'in etrafını sardı.Sadece Risa sırasında oturmuş, elerini
birleştirerek çenesine dayamıştı.Aralarından biri:
-Onu görüyor musun?
-Evet, onun adı Risa değil mi?
-Evet adı Risa.Biraz mızıkçıdır.Ama aslında iyi biridir.Keskin bakışlarıyla bir insana bakarsa o kişinin
kanını dondurur.Kısaca; dondurucu bakışları vardır.
Risa zeki bir öğrenciydi.Refleks, algılama her şeyiyle muhteşemdi.
Başı önüne düştü yine Risa'nın.Gözleri kızarmıştı.Hayatı boyunca bu kadar acı çekmemişti.Boğazı
kuyur ve kalbi bazen duracakmış gibi yavaşlıyor bazende yerinden çıkacakmış gibi hızlanıyordu.
Elini kalbinin üzerine koyarak sıktı.Dudağını ısırdı.Titriyordu ve içinde garip bir his vardı.
Zil çaldı.Herkes içeri doluştu ve ders tekrar başladı.
...
Zil çaldı.Bu tenefüs yemek arasıydı.Kozet Risa'ya doğru yürüdü.Usulca Risa'nın beyaz tenine dokundu.
Risa'nın başı öne doğru eğilmişti.Kozet yanına oturdu.Risa hiç bir canlılık belirtisi göstermiyordu(!)
Taştan bir heykele dönüşmüştü sanki.Risa'nın yanagına dokundu Kozet.Buz gibiydi.Kozet Risa'ya
bir şey oldu sanmıştı bu sefer:
-Risa, dedi.
Sınıfta kimse yoktu.Kapı kapalıydı.Herkes yemekhanedeydi.Tekrarladı:
-Risa
Risa'nın gözleri donmuştu.Giderek içindeki his büyüyor ve garip bir duygu vücudunu kaplıyordu.
Kozet haklıydı.Risa fena olmuştu.Kozet, Risa'nın başını doğrulttu.Kozet taş gibi olmuştu.
Risa'nın gözleri doluydu.Dokunsan ağlayacaktı.Göz bebekleri donuktu.Risa elini kımıldatarak
karnına dokundu.Kozet ise ne olduğunu anlayamamıştı.Risa'yı tutup hırpaladı.Risa yine konuşmuyordu.
Bedeni orada ruhu başka bir yerdeydi sanki.Başı Kozet'in omzuna düştü.Risa'nın gözleri yavaşça
kapandı.Kozet hala şaşkındı:
-Risa, diyebildi sadece.
Risa'nın gözleri açıldı.Elini kaldırdı ve Kozet'in yanağına dokundu.Ruhsuzca, halsizce ve ağlamaklı
bir biçimde:
-Haklısın, dedi.
Kozet, Risa'nın elini tuttu.Risa soğuk soğuk terliyordu.Kozet şoke olmuştu.Risa zangır zangır
titremekteydi.Risa'ya ne olmuştu?
Risa'nın başı Kozet'in dizlerine düştü ve gözleri kapandı.Eli de cansızca boşlukta sallanıyordu.
Kozet sadece "Risa" dedi.
Kozet çabucak toparladı.Risa'nın kolunu omzuna geçirdi ve yürümeye başladı.Koridorlarda da kimse
yoktu.Yürüdü az sonra okulun hastanesine varacaklardı.Bütün gücü ile yürüdü.Risa fısıldadı:
-Kozet.
Kozet durdu.
-Ne?
-Bitti
-Ne bitti?
-İçinde olduğum oyun bitti ve ben kaybettim.
Risa zorlukla konuşuyor ve zorlukla nefes alıyordu.
Kozet:
-Ne demek istiyorsun
-Bitti, son.Yenilmeyeceğim dedim ve yenildim.
-Kime?
Risa acı içinde yere düştü.Kozet onu kaldırdı:
-Hiç bir şey bitmedi.Olsa olsa şifayı kapmışsındır.
Sadece Risa'ya moral vermek için söylemişti.Yoksa bunu söylerken kendide tereddüt etmişti.Sonunda
geldiler.Doktor Risa'yı alıp sedyeye yatırdı.Risa sadece pisikolojik baskı altında kalmıştı.
Kozet bunu duyunca biraz rahatladı ancak Risa'nın eskisi gibi olması bir kaç gün sürerdi.Bir süre
sonra Risa uyandı:
-Sana demedim mi?
Risa biraz canlanmıştı.Ama hala benzi soluktu.Beden dersine giremezdi bu durumdayken.Bütün gün
burada yatacaktı.Kozet,Risa'yı orada bırakarak derse girdi.
...
Ders beden.Kozet'in en sevdiği ders.Öğretmenin elinde iki top vardı.Basketbol topunu erkeklere
uzattı:
-Basketbol oynayın.Dedi.
Kızlara ise voleybol topunu uzatarak:
-Siz de voleybol oynayın.Dedi.
Herkes sahaya gitti ve oynamaya başladılar.Risa derin bir uykudaydı.

Edit:
Hayatım boyunca yazacağım en uzun fanfic olucak galiba.Yazdıklarımın hepsinde sonradan karakterlerini sevmemeye başlıyordum.Ama Kozet'ten öte Risa karakterini çok sevdim.Ayrıca bu en uzun yazdığım bölüm oldu


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
04 Şub 2010 16:25, Değiştirme: 13 Nis 2010 2:13 (Toplamda 6 kere)
hotarubi_moon
Vazgeçilmez Üye
Vazgeçilmez Üye



Yaş: 34
Kayıt: 28 Hzr 2009
Mesajlar: 555
Cinsiyet: Kız
Nerden: havadan sudan xD
Teşekkür: 12

Durumu: Çevrimdışı

hotarubi_moon
Vazgeçilmez Üye
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
konun ve yazın gayet güzel bnce devam etmelisin baya yeteneklisin bu işlere sanırım Hayranlık Besliyor

ιмzα мєℓєqιмм ѕαιℓσя ηєρтυηє^мм

komiq ¦
---- deLYy ¦
------ara sıra gery ¦
--------hayatın tadındayım¦
----------kıskanç ¦
------------kopuq ¦
----------------ara ara somurduq -¦


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
04 Şub 2010 18:42
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
teşekkürler.fazla okuyucu beklemiyorum. Şaşırmış Durumda


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
04 Şub 2010 20:14
hotaru-tomoe
Otaku
Otaku



Yaş: 27
Kayıt: 20 Tem 2009
Mesajlar: 371
Nerden: kocaman pemße ßir ßuluttan *-*
Teşekkür: 60

Durumu: Çevrimdışı

hotaru-tomoe
Otaku
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
Nie beklemiosun ki?
bence çok güzel olmuş kozet çok iyi bir kız Gülücük Dağıtıyor bence Risa'yala arkadaş olacaklar Gülücük Dağıtıyor bu arada ben bunun gibi uzun bi 2.bölüm beklerim haberin olsun Şekerlik Yapar


aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
04 Şub 2010 21:41
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
hotaru-tomoe yazmış:
Nie beklemiosun ki?
bence çok güzel olmuş kozet çok iyi bir kız Gülücük Dağıtıyor bence Risa'yala arkadaş olacaklar Gülücük Dağıtıyor bu arada ben bunun gibi uzun bi 2.bölüm beklerim haberin olsun Şekerlik Yapar

Bu sabah yazıcaktım.Ama ilham gelmedi Feci Kızmış
Artık yazacağım her şeyi gecenin 3ünde yazıyorum.Niyeyse o zaman ilham geliyor Gülüyor
Teşekkür ederim Şekerlik Yapar


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
04 Şub 2010 21:43, Değiştirme: 05 Şub 2010 3:01 (Toplamda 1 kere)
neptune
O Bir Yıldız!
O Bir Yıldız!



Yaş: 38
Kayıt: 07 Ekm 2009
Mesajlar: 1,487
Cinsiyet: Kız
Nerden: neptuneden^^
Teşekkür: 366

Durumu: Çevrimdışı

neptune
O Bir Yıldız!
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
hımmm merak ettim ilerisini İnanamıyor! şimdilik teknik yorum yapmayacağım ama elimden geldiğince takip edeceğim Hayranlık Besliyor

eline sağlık Göz Kırpıyor güzel olmuş Göz Kırpıyor


+++
by BaLıMSuLTaN *-*
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
05 Şub 2010 0:06
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
neptune yazmış:
hımmm merak ettim ilerisini İnanamıyor! şimdilik teknik yorum yapmayacağım ama elimden geldiğince takip edeceğim Hayranlık Besliyor

eline sağlık Göz Kırpıyor güzel olmuş Göz Kırpıyor

Teşekkür ederin Neptune.
Bölümleri kısa yazabilirim bundan sonra uzun metinler okuyucuyu sıkar.Bundan sonra daha hayalperest bölümler olucak ve bazen kendilerini macera içinde bulucak ana karakterler.Zaten iki kişi dışında başka karakter yok Çıldırmış Durumda Yeni karakterler katmalıyım kesinlikle.O zaman da büyü bozulur.Büyü bozulur demekteki kastım benim gidişatım iyice cıvıtır Çıldırmış Durumda

Yeni bölüm.

Beden dersi bitmişti.Herkes evlerine gidiyordu.Kozet, Risa'nın yanına gitti.Risa uyuyordu.Kozet onu uyandırmak istemedi.Ama
Risa eve gitmeliydi.Bir sandalyeye oturdu.Risa'yı dürtüşleyerek:
-Risa uyan.
-...
-Kalk.Okul bitti.
Risa biraz daha iyiydi ama hala benzi soluktu.Doğruldu Risa Kozet'e baktı.İnanası gelmiyordu.İlk defa biri ona yakındı.
Ancak kuşluydu.Bu dostluk fazla uzun sürmeyebilirdi.Eninde sonunda Risa mızıkçılık yapacaktı.Bunu kendisi de biliyordu.
Kalktı çantasını alarak dışarı çıktı.İkisi de aynı sokaktan yürüyorlardı.Risa hala kendinde değildi anlaşılan.Arada bir
tökezliyordu.Kozet ise sadece düşünerek yürüyordu.Kozet Risa'dan daha dikkatsizdi ki önündeki küçük çukuru göremedi.
Yere kapaklanacakken Risa onu tuttu.Kozet Risa'nın yüzüne baktı.Hala gözleri donuktu ve suratı asıktı.Kozet bu sefer
tekrardan neden gülmediğini sorarsa yine Risa üzülecekti.Ama iş Risa'ya gelince onun asla umrunda olmazdı.Arkadaşının
kalbi kırlmış kırılmamış hiç fark etmezdi.Risa için hava hoştu.Risa Kozet'İ kaldırarak:
-Dikkatli ol buralarda çok haylaz çocuk var.Yolların taşlarını sökerler.Çukurlar açarlar.
Kozet bu kez ürpermişti.Karşısında konuşan Risa değildi sanki.Sabahleyin sesi biraz daha yumuşaktı.Ama bu kez kin ve nefreti
sesine yansımıştı sanki.O ses tonu "Ahmak" diyor gibiydi.Risa önden onuna arkasındanda Kozet yürüyordu.Risa durdu.Başını
çevirdi.Yine o bakış vardı yüzünde yine o ifade:
-Sabah ne demeye çalıştığımı anlamamışsın.
-Anlayamadığımı nerden biliyordun.
-Hala bana yakınsın.
-Ne demeye çalıştın ki.
-Benim yüzü gülen dostum öldü.Yani yüzün gülüyor ama böyle insanlar eninde sonunda yenilirler ve artık yüzleri gülmez.Yani ölürler.
Kozet olduğu yere çakılmıştı.Risa yürümeye devam etti.Arkasına baktı.Kozet olduğu yerde duruyordu.Döndü ve evine doğru gitti.
Evine gelince çantasını fırlatıp balkona çıktı.Oradan Kozet'i görebiliyordu.Hala aynı yerdeydi.Çivi gibi çakılmıştı.Kozet
gözlerini kıstı yine.Kendi kendine:
-O da aynı.Farklıyım.Ama onunda gözleri bana benziyor.Yıllar önce kin ve nefret duymuş, birine karşı.
Risa bu kez ağlamaklı olmuştu.
...
Ertesi gün...
Risa yine uyumamıştı.Sabah 6 oldu mu evden çıktı.Uzun bir cadde yürüdü.Güzel yemyeşil bir parka gelmişti.Bir banka oturdu.İçinden düşünüyordu:
-Mutlular ama ben neden mutlu değilim?
Aklında Kozet vardı.Dün onu kırmıştı.Bu da Risa'nın içine oturmuştu.Ama ilk defa birini önemsemişti.Bir süre çocukları izledikten sonra kalktı.
Deniz'e doğru yürümeye başladı kendi kendine:
-İnsan bir kez bu yaşına basıyor,dedi.
Haklıydı.Yıllar sonra o parkta oynayan çocuklar bir daha orada oynayamıyacaklardı.Kumsalda ilgisini çeken bir küçük iskele vardı.İskelenin ucuna
gelip oturdu.Güneş kızıldı.Taıpkı bir portakala benziyordu yada bir elmaya.Uzun uzun baktı.Ne büyük şans ki oradan Kozet geçiyordu.
Risa'yı hemen tanıdı.O doğru düzgün bile yürüyemiyorken denizin en derin olduğu bölgedeki iskelenin ta ucuna oturmuştu.Bir banka oturup Risa'yı
gözetlemeye başladı.Yanına gitmiyordu.Çünkü dün ona çok fena kızmıştı.Risa Kozet'in kendisini izlediğinin farkındaydı.Kalktı Kozet'e doğru
ilerledi.Oraya varınca Kozet'e baktı:
-Iııı...
-Ne var?
-şey dün seni kırdım galiba.
-eee
-Özür dilerim.
Bu kez Risa sert değildi.Ama Kozet sertti Risa ondan özür dileyince yumuşamıştı:
-Özür diliyorsun ne güzel.Senin özür dilemeyi unuttuğunu sanmıştım.Uzun zamandır kimseden özür dilemiyorsun ya.
Kozet yine kendini tutamamıştı.
Risa'nın yüzü aniden bulutlandı.Yine öyle bakıyordu Kozet'e:
-Hıh.
Arkasını dönerek:
-Sen de aynısın.Seninde sonun yıkım olacak.
Risa için için kendine büyük bir kin duyuyordu.Bu kinini Kozet'e de bulaştırdı.Bu düşünceyle devam etti:
-Benimle konuşma.
-Neden?
-Çünkü bana benzersin.
-Ne demeye çalışıyorsun?
-Benim gibi olma.Dostu olmayan, kendinden nefret eden, sevgiyi bilmeyen biri olma.
-Bu seni ilgilendirmez.
-Bu beni ilgilendirir.Çünkü; ben seni dostum olarak görüyorum.
Kozet bu kez baya bi yumuşamıştı.Bir o kadar da şaşırmıştı.Kendini bu soruyu sormadan alamadı:
-Beni dostun olarak görüyorsan sevgi ne demektir biliyorsundur.
-Sevgi biri için kendini feda edebilmektir.Değer verdiğin kişi için her şeyi yapmak.
-Biliyorsun işte.
Risa yine kaşlarını çattı:
-Ben yapmadığım şeyi yaptım demem.
-...
-Yıllar önce birinin nasıl öldüğünü gördüm.Ama hiç bir şey yapmadım.Sadece ona içimden şunları söyledim "Yapamam, çünkü ben güçsüzüm.
Ölmek istemiyorum"
-Ne oldu ki?
Risa titreyerek:
-Anlatamam.Anlatamam.Dedi ve oradan uzaklaştı.
Kozet arkasından bakakalmıştı.Risa kesinlikle geçmişte yaşadığı bir şeyden dolayı acı çekiyordu.Kozet Risa'nın arkasından gitmek
istedi ancak yapamadı.
***
Risa yumruğunu sıkarak:
-Sadece biraz, dedi.Kozet'in olduğu yere doğru yürümeye başladı.Kozet Risa'nın ona doğru geldiğini gördü.Risa Kozet'e fazla yaklaşmamıştı ki
durdu.Kozet'e acımasızca baktı.Sonra gözlerini denize çevirdi:
-Merak mı ediyorsun?
-E-evet.
-(Hıh)Sana anlatabilirdim.Ama hatırlamak istemiyorum.
-Niye geldin o zaman?
Risa arkasını döndü.
-Sana bir şey söylemek için.
-Ne söyliyeceksin.
-Şey, sen nasıl mutlu oluyorsun?
-Anlamadım.
-Mutlu nasıl olunur?
-Risa.Mutluluk satın alınamaz.Hayatını gülümseyerek geçirirsin.Sen gülümsemiyorsun.
-Hayal de kuramıyorum.
-Büyüyünce ne olucaksın?
-Dedektif.
-Bunun hayalini kuruyor olmalısın.
-Bir terzi hayal edemediği giysiyi dikemez.Bir Bilimisanı hayal etmediği buluşu yapamaz.Her şey hayallere bağlı.
-Evet, öyle.
-Bazı insanlar ise hayalleriyle yaşar.Bazıları da hayallerinin hayal olarak kalmasına izin verir.Bu da kötüdür.
-Evet.
-O zaman neden sen de öylesin
-Ne?
-Ben hayallerimin hayal olarak kalmasına izin vermeyeceğim.Ama sen hayallerinle yaşıyorsun.Senin aklındaki dünya
asla var olamaz.Kimse her zaman mutlu olamaz.
Risa yürümeye başladı.Durdu başını çevirdi ve:
-Senden nefret ediyorum.Dedi.
Kozet üzüldü.Ama Risa'nın bunu söylemesinin bir nedeni olmalıydı.Ne oldu da bunu söyledi ki?
Kozet'in artık Risa'ya olan güveni sarsılmıştı.Risa sahip olduğu şeyleri elinde tutamıyordu.

Dikkat:Sonraki bölümü beğenmiyeceksiniz XD
Tabee duygusal yazmazsam Dil Çıkartıyor
Edit:Bizim worldü yanlışlıkla sildiğim için not defterinde yazıyorum.Bu yüzden birbirinden kopuk olabilir.
Dikkat imla hatalarını düzeltmeye çalışsamda gözümden kaçabilirler.


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
05 Şub 2010 2:49
hotaru-tomoe
Otaku
Otaku



Yaş: 27
Kayıt: 20 Tem 2009
Mesajlar: 371
Nerden: kocaman pemße ßir ßuluttan *-*
Teşekkür: 60

Durumu: Çevrimdışı

hotaru-tomoe
Otaku
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel bence böle devam et(ayrıntılı yorumu daha sonra yazarım şimdi acilen kalkmam lasım=)


aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
06 Şub 2010 19:25
neptune
O Bir Yıldız!
O Bir Yıldız!



Yaş: 38
Kayıt: 07 Ekm 2009
Mesajlar: 1,487
Cinsiyet: Kız
Nerden: neptuneden^^
Teşekkür: 366

Durumu: Çevrimdışı

neptune
O Bir Yıldız!
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
bu kadar katı olma bence hikayen geliştikçe yeni kahramanlara ihtiyaç duyabilirsin. hem zaten her karakter hikayeyi daha da güzelleştirir. şimdilik çok durgun bakalım neler olacak Göz Kırpıyor


+++
by BaLıMSuLTaN *-*
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
06 Şub 2010 23:47
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
Hikayaye yeni karakterleri küt diye katamam.Ama olayların temelini bu gün attım malesef. Çıldırmış Durumda ama soru işaretleri olucak gibi aklınızda.


Uğuldayan rüzgarın sesi yağmur kokusu taşıyordu.Ancak o mevsimde yağmur yağmazdı.Hava günlük güneşlikken bozmuştu birden.Risa öylece yürüyordu.Yolda Kozet'i gördü.Yanında biri vardı.Adı Lara olan bu kız da sınıfa yeni gelmişti:Ancak sadece 5 gün önce.Lara ve Kozet çok samimi görünüyorlardı.Bir sürü sonra Lara kalktı ve yürümeye başladı.Risa da yürüyordu.Lara Risa'nın yanından geçti.Biraz uzaklaştıktan sonra Lara Kozet'e bağırdı:
-Sonra görüşürüz.
-Tamam.
Risa Lara ilk geldiği gün onunla hiç konuşmamıştı.Ruhani bir ağırlık hissetmişti Risa.Gidip Kozet'in yanına oturdu.Kozet iyi biriydi.Ancak Risa için aklı havalardaydı Kozet'İn.Kozet başını çevirdi.Risa yavaşça geçmişini anlattı.Sonra:
-Lara güvenilir değildir.
-Senin düşüncen.
-Öyle olsun.
-Kimse Risa ile ağız dalaşına girmezdi.Çünkü; hep Risa haklı çıkardı.Devam etti Risa:
-Ailen var gibi.
-Evet, var.Nereden anladın?
-Tavırların çok şımarıkça.
Kozet'in ağzına tıkanmıştı lafı.Şimdi diyecekti "Sen kendine bak.Ailen seni çok şımartmış."Kozat tutamadı kendini:
-Sen bir kez kendine bak.Seni ailen çok şımartmış.
Risa gözlerini gökyüzüne dikti:
-Benim ailem yok.
Kozet tokat atılmışa döndü.Ama karar vermişti.Olabildiğince Risa'nın üzerine gidecekti.
-Eeee...
-Ne eeesi?
-Umrumda mı sanki?
Risa'nın beklediği şeylerdi bunlar.Kozet Risa'nın suskunluğunu fırsat bilerek:
-Geçmiş.Geçmişinin unutamıyor insan.
Risa Kozet'in lafı nereye getireceğini anlamıştı.Bu yüzden sadece şunu söyledi:
-Sana anlattım geçmişimi.
Suskuluğuna devam etti.Kozet faydası olmadığını anlayınca:
-Yüzü gülenler hep mutlu olurlar.
-Yüzü gülmeyenler?
-Acı çekmeye mahkumdurlar.
Risa Kozet'in lafını ağzına tıkama vaktinin geldiğini anlamıştı.
-Çok renkli hayata sahip olanlar mutludurlar.Ama hayatı siyah ve beyazdan ibadet olan kimseler kin ve nefreti bilirler.Senin yüzün gülse de için ağlıyor Kozet.Sen sadece kendini kandırıyorsun.Hayattaki en acı duygu:kimsenin seni istememesidir.Ben bu duyguyu tadanlardanım.
Lara ve diğer kızlar oraya doğru yürüyorlardı.Lara Kozet'e bağırdı:
-Kozet gel hadi.
Risa kalkmıştı.Sadece şunu söyledi:
-Hayatının seçimini yap.
Kozet bir Risa'ya bir de Lara'ya baktı.Lara sıcak kanlı, sevecen, dost canlısı biriydi.Risa ise sert, soğuk ve hiç de dost canlısı olmayan biriydi.Kozet Lara'yı seçerse diğerleriyle arkadaş olabilirdi.Bu yüzden Lara'yı seçtiğini belirterek oraya doğru yürümeye başladı.Risa arkası dönükken:
-Mutlu insan, aç gözlüymüş.
Risa Kozet'İn aklını okuyordu sanki.Kozet biraz tedirgin oldu.Ancak Lara'nın şen yüzünü görünce rahatladı.Oradan ayrıldılar.Risa yürümeye başladı.Birden durdu.Bir karaltı görmüştü.O yöne doğru aheste aheste yürüdü.Kimsecikler yoktu.Risa aniden yalpaladı.Yere düştü.Kafasına aldığı sert darbeyle bayılmıştı.
Kozet ise diğerleriyle birlikte yürüyordu.Lara:
-Siz gidin ben Kozet'le bir şey hakkında konuşacağım.
-Tamam.
Lara ve Kozet dışındaki herkes oradan uzaklaştıLara yönünü değiştirdi ve yürümeye başladı.Kozet onun arkasındaydı.Lara sonunda durdu.Geldikleri yeri tanımıyodu Kozet.Lara:
-Yıllar önce 6 Efsane olarak bilinen 6 insan vardı.Hepsi dünyaya farklı tarihlerde gönderilmişti.Buna rahmen hepsi de infaz edilerek öldü.Ama sonuncusu "7. kişi dünyaya gönderilecek ve biz tamamlanacağız" demişti.Sen 7. olansın.
Kozet şaşkınlıkla:
-Olmaz, dedi.
-Olur.Şimdi sana ilk görevini vereceğim.
***
Risa uyandı.Başı zonkluyordu.Bir uğultu duydu."Gel, gel bana gel."Risa sesin geldiği yöne doğru yürüdü.Bir güç onu çekiyordu.Sonunda Kozet'in olduğu yere vardı.Lara Risa'yı göstererek:
-Onu öldür.Dedi.
-Neden?
-Risa haklıydı.Bu hayatının seçimiydi.Sen görevi seçtin.
Risa yere düştü.Ağzından kan gelmişti.Bayıldı.
Lara:
-Biz kötülüğü engellemek için varız.
Kozet üzgündü.
-Eğer yapmazsan sen öleceksin.
Kozet istemeyerek Risa'ya yaklaştı.
-Üzgünüm.Ben ölmek istemiyorum.
Risa Kozet'e geçmişini anlatmıştı ve şunu söylemişti "Hayatın pahasına bile olsa Hayatına mal olacak bile olsa yine de değer verdiğin şeyleri iki kolunla koru"
Kozet seçim hakkı olsun isterdi.Ama yoktu.Çaresizce eğildi.Tam o sırada Lara'nın çığlığı duyulmuştu.


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
10 Şub 2010 21:28, Değiştirme: 18 Şub 2010 1:09 (Toplamda 1 kere)
neptune
O Bir Yıldız!
O Bir Yıldız!



Yaş: 38
Kayıt: 07 Ekm 2009
Mesajlar: 1,487
Cinsiyet: Kız
Nerden: neptuneden^^
Teşekkür: 366

Durumu: Çevrimdışı

neptune
O Bir Yıldız!
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
risa geçmişini ne zaman anlattı kaçırdım mı ben orayı Şaşırmış Durumda biraz daha betimleme ve psikolojik çözümlerle daha tatlı olacak gibi Göz Kırpıyor olaylar yeni başlıyor galiba hadi hayırlısı olsun bakalım Gülücük Dağıtıyor bu arada ölen kesin lara Gülücük Dağıtıyor


+++
by BaLıMSuLTaN *-*
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Şub 2010 1:08
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
İyiliğim tuttu.Ölen olmadı.Zaten hemen soktuğum karakteri öldüremem XD


Lara'nın çığlığı yeri sallandırmıştı, hatta bir deprem bile olabilirdi(!)Kozet arkasını döndü.Lara yerde oturuyordu.Başı önündeydi.Bir şeye anlam verememişti Kozet.Lara başını kaldırdı.Süklüm püklüm ağlıyordu.Ne olmuştu?Kozet arkasında beliren gölgeyi hissedememişti.Soluğu kesildi.Hissettiği mükemmel bir sıcaklık vardı.Arkasından yayılıyordu.Döndü arkasını.Karşısında garip giyinimli gümüş saçları, altın rengi gözleri olan bir kız duruyordu.O sıcak atmosfer bir anda buz gibi olmuştu.Risa'dan farksız bakışları vardı kızın.Ama Risa kadar kin ve nefret dolu değiller gibiydi.Gözlerini Lara'ya dikti.Lara ise başını kaldırıp ona bakamıyordu bile.Korkudan titriyordu.Bu kadar korkacak ne vardı bir türlü anlayamamıştı Kozet.Normal bir kızdı işte.Yavaşça yürüdü.Lara'nın yanında durdu.Kaşları çatık bir halde bir kaç kelime geveledi.Kozet duyamamıştı, duyduklarını bile anlayamamıştı.Lara donmuştuş.Kız bağırdı:
-Sana bunu yap diyen kimdi?
Kız elini kaldırdı ve Lara'nın ensesine indirdi elini.Lara ise bayıldı.Kız Kozet'e döndü.Titriyor ve korkuyordu Kozet.Yüzü aniden aydınlandı.
-Korkma
-Ne?Ne oluyor?
-Sadece dengeyi bozacak şeyleri engelledim
-Denge?
-Biz uzayda farklı gezegenlerden geldik.Sizin için birer uzaylıyız.Kötülerin ve iyilerin gezegenleri vardır.Bu gezegenler sürekli savaş halindedirler.Yıllar önce kaderinde temsilci olmak yazan bir kız doğdu.Biz de onu yetiştirdik.Bir gece gizli bir baskın düzenlenmişti düşmanlar tarafından.Elimizde olan her şeyle savaştık.Ama o kızı kurtaramadık.Kötülüğün yaptığı büyü her şeyi değiştirdi.Artık koruyucu ve temsilcinin hayatı zindan edilecekti.Her ne kadar olsada kaderinde yazan "Yalnızlık" engellenemezdi.Artık yüzü gülümsemedi.Bakışlarında kin ve nefret vardı.Ama şu vardı ki o cool tavrın ve soğuk davranışların ardında yufka gibi bir yürek vardı.Eğer bir bıçakla delinip kesilseydi.Lanet her yeri sarardı.Ama yalnışlıkla küçücük bir hatayla her şey son olmuş gibiydi.Yalnışlıkla bu mavi gezegene düşürdük.
Risa'dan garip garip dumanlar çıkıyordu.Risa kalktı.Kozet kıza bakıyordu.Risa'ya döndü.Ama şaşırması da bir oldu.Risa'nın etrafında mor mor çemberler vardı.Risa dumurca doğruldu.Başını hafif sağa yatırdı.Biraz sonra çemberler yok oldu.Risa da eski haline döndü.Kıza baktı:
-Kimsin sen?Geçmişimde ve her yerde beni izleyen sensin.
Kızın yüzünde garip bir tebessüm vardı.
-Sen bul.
Ortadan kayboldu.Sadece sesi vardı
-Sen bul.Tıpkı onun gibi.
(Şimdi soracaksınız.Kimin gibi?Yazacak bişi bulamadım -_-')
Risa derin bir iç çekti.Hiç bir şey olmamış gibi arkasını dönüp yürümeye başladı.Kozet şaşkın şaşkın Risa'ya baktı.Nasıl bu kadar rahat ve sakin olabiliyordu?Kozet, Lara'ya baktı.Biraz kızmıştı Lara'ya.Lara uyandı.Boş gözlerle Kozet'e baktı.Kozet'in kendisine doğru dikdik baktığını gördü:
-Ne?Neden öyle bakıyorsun?
Kozet, Lara'nın hiç bir şey hatırlamadığını anlamıştı.Kozet Lara'yı kaldırdı.İkisi de diğerlerinin yanına yürüdüler.
...
Risa yine dalmış yürüyordu.Arada bir offluyor puffluyordu.İçin için kendine kızıyordu.Ama neden kızdığını bir türlü anlayamıyordu.Derken durdu.Arkasına baktı.Kimse yoktu.Sabah ki gibi başına birisinin vurmasını istemiyordu.Etrafına bakındı.Dünya garipti.Biraz geride güzel yemyeşil ovalık bir arazi vardı.Şu anda Risa'nın durduğu yerde ise sadece iki katlı ahşap evler vardı.Güneş "Bak ne güzel parlıyorum" der gibiydi.Oflaya poflaya evine geldi.Kanepeye oturdu ve oturur oturmaz üzerine bir uyku çöktü.Uyumuştu.
***
Risa zıplayarak uyandı.Çok ürkütücü garip bir rüya görmüştü.Ama hatırlayamıyordu rüyasını.Bulanıktı her şey.Tek hatırladığı.Boşlukta yavaşça düştüğü ve iğne batıyormuşcasına her tarafında olan o acıydı.


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
18 Şub 2010 1:11
Neptune Princess
Sailor Moon Fan
Sailor Moon Fan



Yaş: 54
Kayıt: 20 Oca 2010
Mesajlar: 274
Cinsiyet: Kız
Nerden: Kıllı Necati'nin ordan :P
Teşekkür: 10

Durumu: Çevrimdışı

Neptune Princess
Sailor Moon Fan
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
Güzeeeel.Yazacak bişi olmasada güzel


moon_prenses Hayranlık Besliyor


By:JEANNE D'ARC

Alttaki kız güzelse öbürüne bak Gülücük Dağıtıyor
Spoiler:


Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
18 Şub 2010 9:39
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara
Alıntıyla Cevap Gönder
Yazacak bir şey aklıma gelmiyor ve yazım türümü giderek derinleştirebilirim.
Teşekkürler ^_^


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
18 Şub 2010 19:12
JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 01 Mar 2009
Mesajlar: 1,130
Teşekkür: 127

Durumu: Çevrimdışı

JEANNE D'ARC
Sevgi'nin Koruyucusu
4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi) Konu: Yanıt: 4 Yara (İki Dostluğun Hikayesi)
Alıntıyla Cevap Gönder

Hepimizin hayatında seçimleri olur.Ama hayatta bir seçim yaparız ki bu seçim bizim hayat yolumuzu seçmektir.Bazı insanlar bu duyguyu bilirler.Hayatının başkasının elinde olmasının verdiği acı ve korku...Bu duygu her adımımızda her yaşadığımız saniyede bir sülük gibi cesaretimizi ve inancımızı emer.İnancımızı ve kendimize olan güvenimizi yitirirsek ruhdan bir farkımız kalmaz.Tıpkı bir ölü gibi dolaşırız.
Sizlere en iyi örnek olarak bir hikaye anlatacağım.
"Çok eski zamanlarda bir ülkenin kralı varmış.Bu Kral çok mu çok mutsuzmuş.Bir gün bir yarışma yapılmış.Dünyaya haber salınmış.Kralın yüzünü güldürecek olana 1 kese altın verilecekmiş.Dünyadaki bütün komedyenler gelmiş.Ama hiç biri kralın yüzünü güldürememiş.Biri çıkmış.Kralı güldüreceğini söylemiş.Gitmişler Kralın huzuruna çıkarmışlar adamı.Adam bir aynayı uzatmış.Kral aynaya bir bakmış ki ne görsün, çok çirkin bir yüz.Hizmetkarlarına bağırmış:
-Benim çirkin olduğumu neden söylemediniz?
Adam krala demiş ki:
-Yüzü gülmeyen bir adam asla güzel olamaz.
Kral adama bakmış.Adamın yüzü gülüyormuş.Sonra kral kendi kendine gülmeye başlamış.Hizmetkarlar şaşkın şaşkın krala bakıyorlarmış."
Evet.Yüzü gülmeyen bir insan güzel olamaz.
***
Risa saate baktı.Saat 20.00 idi.Etraf sonsuz bir karanlığa bürünmüştü.Karanlığı delen ince beyaz ışıklarıyla yıldızlar ve bembeyaz hoş bir inciye benzeyen ay, karanlığı hefiften yarıyordu.Risa baya uyumuştu.Ama ona bu gün çok uzun gelmişti.Risa yıldızlara baktı.Ne güzel parlıyorlardı!Bazıları göz kırparmış gibi yanıp yanıp sönüyordu.Gece gökyüzü bir başkaydı onun için.Ama Risa gökyüzüne baksa bile aklı hala Kozet'teydi.Aşağı baktı.Kozet'i görmüştü.Kozet'in evi Risa'nın yakınlarındaydı.Sallana sallana yürüyordu.Kapıyı açtı ve içeri girdi.Risa içini çekti.Şimdi bütün gece oturup kitap okuyacaktı.
...
Ertesi gün Pazar...
Risa Pazar günlerini sevmezdi.Pazar günleri sabah bir başka kokarmış gibi gelirdi ona.Etrafta kalabalık vardı.Onun düşündüğünün tam tersini düşünen insanlar belli oluyordu.Risa burun kıvırdı.Döndü oturdu bir koltuğa, karar verdi.Bütün gün boyunca Tv izleyecekti.İzlerken gözleri kapanır gibi oldu.Uyumuştu.
---
Kozet sabah erkenden kalkmıştı.Kalkar kalmaz hemen pencereye koşmuştu.Kozet için Pazar günleri rahatlatıcı bir gündü.Kozet'in kulakları o kalabalıktan çıkan gürültüyü duymuyordu bile.Kozet'in asıl derdi dünü atlatmaktı.Haftasonlarını çok severdi.Ama artık Cumartesi gününü sevmiyordu.Kozet'in içinden evde kalıp bir şeylerle uğraşmak gelmişti.Oturdu Tv'nin başına seyretmeye başladı.
Sabah saat 6.00'da kalkmıştı Kozet.Şimdi saat 10.00 idi.Ama üstüne bir ağırlık çöktü ve kendini kanepenin üzerine bıraktı.
...
Rüyalarında bilinmeyen düşlerin ve hayallerin olduğu bir dünyadaydılar.Ancak Risa'nın rüyasının gidişatı hoş değildi.Kocaman bir boşlukta süzülüyor ve tıpkı bir balığın yüzdüğü gibi boşlukta yüzüyordu.Bilincini yitirmiş ve bir ruh gibi boş boş geziniyordu.Her şeye rağmen o bulanık ve karanlık dünyanın bir parçası olduğunu anımsamıştı.Şimdi de su üzerinde kuğu gibi süzülüyordu.Diyardan diyara atlıyorlardı.Kozet halinden memnun olsa bile Risa bu dünyadan bıkmıştı.Uyandıklarında bütün hayaller gerçeğe bürünmüştü.Saf ve duru, şırıl şırıl çağlayan şelalenin yerine araba kornaları, yemyeşil ovalar yerine ise yollar vardı.Ama hayaller ve rüyalarında gördükleri deniz kenarlarına kaçmış, saklanıyordu.Birinin onu paslanmış demir kafesinden çıkarmasını bekliyor gibiydi.



Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
21 Şub 2010 2:06
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki
1. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 42 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız