A Journey Of The Sun..
Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 
Yazar
Mesaj
soul of sun
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 37
Kayıt: 17 Oca 2011
Mesajlar: 38
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

soul of sun
Yeni Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
Bundan çok uzun yıllar önce Güneş Krallığı büyük bir kaos içindeydi. Kral Raion tahta yeni oturmuş bu kaosu çözmek için bir çok plan yapıyordu. Krala o dönemde destek olan tek kişi biricik eşi Mamori’ydi. Raion’un kardeşi Tora durumdan çok rahatsız olsa da abisine destek çıkmak zorundaydı. Bu kaos tam 10 yıl sürdü, Mamori’nin doğum yapması ve bir erkek çocuğu doğurmuş olması adeta mucize niteliği taşıyordu. Kral Raion, doğan mucize oğlunun adını Kai koydu. Kai ilerde bu ülkenin ve tüm galaksinin en büyük savaşçısı ve imprartoru olacaktı. Aradan üç yıl geçti ve Tora’nın da bir çocuğu oldu, bu bir kızdı ve Insei Vadisi’nin en hareketli olduğu gün doğduğu için adını Hikari koydular. Kai ve Hikari ülkenin en parlak dönemini yaşatacak iki kraliyet soylusuydu. Kai, gelecekte çok büyük zorluklar geçirecek ama yanında olacak iki kişi bütün gücünü ona verecekti. İlerleyen bölümlerde detaylara ineceğiz ama önce Kai’yi kısaca tanıyalım..

adı:KAI SUZUKE
lakabı: GÜN IŞIĞININ RUHU(日差 の 魂)
unvanı:KRAL
özellikleri:SAVAŞÇI,KORUMACI,ÖNSEZİLERİ KUVVETLİ,ROMANTİK
tılsımı:GÖKKUŞAĞI KRİSTALİ
renkleri:ALTIN,BEYAZ,SİYAH
kan grubu:AB rh+
sevdiği renkler:SARI,SİYAH,KIRMIZI,BEYAZ,TURUNCU
sevdiği dersler:FİZİK,KİMYA,BİYOLOJİ,MÜZİK
sevdiği yemekler:SUSHİ,NİGİRİ,STEAKS
uğurlu sayısı:9
burcu:ASLAN
gezegeni:GÜNEŞ
hobileri:KILIÇ,FUTBOL,MÜZİK
ustalığı:KILIÇ KULLANMAK VE DÖVÜŞ SANATLARI.

2.BÖLÜM

Güneş Krallığı çıktığı kaos sonrası yükselme dönemine girmişti. Raion’un ülke üzerindeki hakimiyeti öyle etkili ve rahattı ki halk kralını adeta bir ilah gibi görüyordu. Kai artık 5 yaşındaydı ve güneş tapınağı öğretilerine göre savaş ve komuta konusunda eğitim almaya başlayabilirdi. Kai 7 yaşındayken kılıç kullanma konusunda şaşırtıcı şekilde iyiydi. Şimdi ise onu daha ilginç ir sınav bekliyordu. Güneş tapınağındaki kehanete göre seçilmiş kişinin o olup olmadığını öğrenme vakti gelmişti. Bunun için kutsal emanet odasına gitmeli ve evrenin en güçlü silahı olarak kabukl edilen Apollo Kılıcı’nı alması gerekiyordu. E tabi seçilmiş kişi o ise ancak yapabilirdi bunu. Daha önce Raion, Tora ve oğlu Asahi bunu denemişlerdi ama seçici onları reddetmişti. Şimdi sıra ülkenin en son ve en küçük varisindeydi yani Kai’de. Raion, Kai’ye artık zamanın geldiğini ve seçici kutsal ruhun yanına giderek kutsal kılıcı almasını söylemişti. Kai ilk defa böyle bir sınav geçireceğinden olsa gerek biraz gergindi. Ama bütün cesareti üzerinde ağır ve kendinden emin adımlarla kutsal odaya yürümeye başlamıştı. Kafasında birkaç soru işareti olsa da kararlıydı,bunu yapacak ve kaderini öğrenecekti. Odanın kapısına geldiğinde kapıyı açmak için hamle yaptı ama kapı o anda inanılmaz bir ahenk ile kendi kendine açıldı. Kai büyük bir şaşkınlıkla içeri girdi ve odanın güzelliğine hayran kaldı. Sanki çok başka bir yerdeydi. Kutsal Apollo Kılıcı, odanın tam ortasında ışıktan bir mühürle havada asılı duruyordu. Kılıcın üzerinde ise alevden bir kuş daire çizerek uçuyordu. Kai şaşkın ve bir o kadar kararlı bir tavırla kılıca yaklaşır fakat kılıcın üzerinde uçan kuş Kai’ye bir şeyler söyler..

- Kılıcı almaya hazır mısın küçük Suzuke?
- Evet yüce koruyucu ruh kendimden emin bir şekilde hazırım. (kai)
- Peki kılıçla gelecek sorumluluklara hazır mısın?
- Beni ailem bugün burada kendimi kanıtlamam için yetiştirdi efendim. (kai)
- O zaman sana bu çok önemli soruyu sorduktan sonra doğru cevabı verirsen kılıç senin olacaktır.
- Peki.. (kai)
- Bir soylunun en büyük gücü nedir?
- Tabi ki erdemi ve kararlılığıdır efendim. (kai)
- Kai.. Senin gibi bir çocuğun böyle bir cevap vermesi.. Olağanüstü.
- Teşekkür ederim efendim.. sizden böyle sözler duymak çok onur verici.. (kai)
- Şimdi kılıcı al. İlk başta bir sıcaklık hissedebilirsin ama korkma.
- Peki efendim. (kai)

Kai mutlu bir şekilde kılıca yaklaşır ve sağ elini kılıca uzatır. Bu sırada kılıç parlamaya, alaşımında kullanılan altının renginde ışık saçmaya başlar. Kai, kılıcı eline aldığı vakit eli yanarcasına bir sıcaklık hisseder ama hemen geçer ve gökyüzünde uçan o kuş normal formuna bürünerek kılıcın içine girer. Artık ruh kılıcın içindedir ve kılıç da Kai’nin ellerinde. Tapınaktan kılıçla beraber çıkan Kai’yi dışarda Raion, Tora, Asahi ve Hikari bekliyordu. Raion oğlunun kılıçla çıktığını görünce çok mutlu olur. Artık evrenin geleceğinin kaderi, Kai’nin üzerine yazılacaktı. O geleceğin en büyük imparatoru olacaktı ve bu olay bunun ilk sinyaliydi. Bu andan itibaren Kai kendi hayatını kurmak ve kaderini çizmekle yükümlüydü ve henüz 7 yaşındaydı...




Efsane baştan yazılıyor..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
21 Şub 2013 12:50
haruka-usa
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 34
Kayıt: 03 Oca 2011
Mesajlar: 629
Cinsiyet: Kız
Nerden: Tokyo/harajuku
Teşekkür: 271

Durumu: Çevrimdışı

haruka-usa
Venus Fan
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzell *,* geri dönüş yapman çok mutlu etti beni. bu hikaye devam etmeli!

SeNi ÇoK çOk ÇoK ama ÇoK SeviYoRuM BaHaR'mm ♥♥♥♥♥♥♥♥

Spoiler:

~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
21 Şub 2013 13:15
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Bahar, melis

melis
Beni Görmeye Alışın
Beni Görmeye Alışın



Kayıt: 23 Eyl 2012
Mesajlar: 242
Teşekkür: 53

Durumu: Çevrimdışı

melis
Beni Görmeye Alışın
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
Coook guzel soluksuz okudum..Cok akici yazmissin bakalim Kai nin gelecegini bnde cok merak ettm..Devamini sabirsizlikla bekliyorum hemen yaz.. Gülücük Dağıtıyor Hayranlık Besliyor

Boş
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
21 Şub 2013 13:34
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): haruka-usa

mina sama
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 40
Kayıt: 31 Oca 2013
Mesajlar: 166
Nerden: AŞKI DERYADAN
Teşekkür: 16

Durumu: Çevrimdışı

mina sama
Sağlam Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
okuduğum bir hikayeyi hatırlattı. ama genede devamını merakla bekliyorum

MANGA OKUMAK FİLM SEYRETMEK AŞK KİTAPLARI VE KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVERİM
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
21 Şub 2013 15:16
soul of sun
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 37
Kayıt: 17 Oca 2011
Mesajlar: 38
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

soul of sun
Yeni Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
zaten hali hazırda facebook da ki sayfamda yayınladığım 12 bölümü duruyor. artık yavaş yavaş buraya geri taşınıyorum. Gülücük Dağıtıyor



Efsane baştan yazılıyor..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
21 Şub 2013 22:45
haruka-usa
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 34
Kayıt: 03 Oca 2011
Mesajlar: 629
Cinsiyet: Kız
Nerden: Tokyo/harajuku
Teşekkür: 271

Durumu: Çevrimdışı

haruka-usa
Venus Fan
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
kaan'ım ekleyemediği için ben ekliyorum yeni bölümü =) Buyrun iyi okumalar =)

BİR GÜNEŞ YOLCULUĞU 3. BÖLÜM


Kılıç seçiminin ardından Kai, onu nasıl kullanacağını iyice öğrenmek için sürekli çalışıyor,koruyucu ruhtan yardım istiyordu. Bu arada gelen bir güzel haber daha ülkeyi sevince boğmuştu. Kraliçe Mamori ikinci çocuğuna hamileydi ve Kral Raion’un en büyük temennisi bir kız çocuk sahibi olmaktı.. Geçen süre içinde Güneş Krallığı’nda bir sürü şenlik bayram festval ve kutlama yapıldı, tabi bu geçen sürelerde kötüler cephesinde de belli bir toplaşma başlamıştı. Yüce kahin bütün bu olanları görmüş ve Kral Raion’u uyarmıştı. Raion bunun bir tehdit olabileceğini düşünerek güneydeki ülkeden yardım istemişti fakat güney kralı Nanbu tek bir şartla yardım edeceğini söyledi. O şart da Kai’nin ileride kendi kızı Okusama ile evlenmesi şartıydı. Raion bunu düşüneceğini söyleyerek yanıt verdi. Raion, bu konuyu eşi Mamori ile uzun uzun konuşacaktı, çünkü bu önemli durum hem Kai’nin hemde ülkenin geleceğini çok derinden etkileyebilirdi. Bu yüzden Raion, güney krallığındaki tüm insanlara kendi ülkesinde serbestçe dolaşabileceklerinin yazdığı bir yasa çıkardı. Kral Nanbu bu yasayı hoşnutlukla karşılamıştı ve ilk adım olarak kuzey ülkesine ailesini alarak bir ziyarette bulundu. Raion haberi alır almaz onlar için bir yemek düzenlemeye karar verdi ve son hızda hazırlıklar başladı. Nanbu ve ailesi ülkenin güzel yerlerini gezerken Insei Vadisi’ne gitmek istemişlerdi. Kai,orada kılıcı ile antrenman yapıyor ayrıca kendisine ait büyü güçlerini de nasıl kullanabileceğini ve nasıl teknikler geliştirebileceğini öğreniyordu. Nanbu ve ailesi Insei Vadisi’ne geldiklerinde Kai’yi orda çalışırken görmüşlerdi. Bu durum Nanbu’yu oldukça etkilemişti ve yanındaki kızı Okusama’nın kulağına eğilerek «gelecekteki kocana iyi bak kızım» dedi. Okusama bir anda heyecanlanarak gözlerini Kai’ye dikti ve dikkatlice onun yaptığı herşeyi izlemeye almıştı. Güney ülkesinin insanları büyücülük konusunda çok ilerlemişlerdi ve Okusama’da büyü yetenekleri yaşına göre oldukça gelişmiş bir kızdı. Aradan iki saat geçti ve Nanbu ailesi için herşey hazırdı. Yemek sofrasına oturdukları vakit masada ilk önce konuşulan konu , yüce kahinin yapmış olduğu kötüler hakkındaki uyarıydı. Nanbu’da kendi kahininin Nemesis gezegenindeki kötü enerjinin arttığı konusunda onu uyardığını söyledi. Yemek sonunda anlaşmaya varan ikili ile güzel bir gün Nanbu’nun eve dönmesi ile son bulmuştu. Kai’ye bu durumu anlatması olduk.a güç olacaktı ama daha yaşı küçük olduğu için anlamayacaktı. Kai her geçen gün kendini daha da geliştiriyordu ve kendini denemek için de sabırsızlanıyordu. Kötüler cephesinde ise Nemesis İmparatoru Amadeus, Güneş Krallığı’na yapacağı seferi düşünüyordu. Pek çok yandaş toplaması gerektiğini biliyordu, öyle hırslıydı ki savaşmak yetmez daha can alıcı bir şey bulmalıyım diyodu sürekli. Kai ise akademiye başlayacağı ilk gün için sabırsızlanıyor kuzeni Hikari’yle bunun heyecanını paylaşıyordu.

SeNi ÇoK çOk ÇoK ama ÇoK SeviYoRuM BaHaR'mm ♥♥♥♥♥♥♥♥

Spoiler:

~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
22 Şub 2013 14:07
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Bahar, soul of sun

soul of sun
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 37
Kayıt: 17 Oca 2011
Mesajlar: 38
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

soul of sun
Yeni Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
bu bölüm kısa geldiyse 4. bölümü de mi atsak ya?



Efsane baştan yazılıyor..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Şub 2013 14:52
soul of sun
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 37
Kayıt: 17 Oca 2011
Mesajlar: 38
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

soul of sun
Yeni Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
4.BÖLÜM

Akademide geçen onca günün ardından Kai artık üstün nitelikli bir savaşçı olmuştu. Ülkesinin tek varisi olan Kai,doğan kardeşinin sevinci ile ayrı bir moral depolamıştı kendine. Mamori doğan kızının adını Helena koymuştu. Ülkede yeni doğan bebeğin sevinci hakimken öte yandan Nemesis Krallığı da yeni bir savaşı başlatmanın son hazırlıkları içindeydi. Amadeus bütün şeytani fikirlerini Güneş Krallığı’nı yok etmek için kullanma niyetindeydi ama karşısındaki ordu da kesinlikle hafife alınacak cinsten değildi. Güneş Krallığı’nda askerler özel olarak yetiştirilir ve her türlü saldırı savunma taktiklerini de iyi uygularlardı. Kai’de bu küçük yaşına rağmen usta bir askerdi. Mental ve fiziki açıdan çok çok üstün biriydi, ne de olsa gelecek onun ellerinde onun kaderinde yazıyordu. Hikari ise akademide aldığı özel koruma eğitimi ile gelecekte çok önemli koruyuculardan biri olacaktı. Üstün büyü gücü ile güneylilere taş çıkartacak cinsten yetenekteydi. Bir gün Insei Vadisi’nde karşılaşan iki kuzen gelecekte ne olacağını birbirilerine soruyorlardı. İkisi de çok genç olmasına rağmen olgunluklarıyla diğer yaşıtlarından farklı olduklarını hemen belli ediyorlardı. Kai Hikari’ye “eğer bir gün yollarımız ayrılırsa bil ki seni nerde olursan ol yalnız bırakmayacağım kuzen” demişti. Hikari de ona “zaten nereye gidersen git cehennemin dibinde olsam bulurum seni Kai” diyerek karşılık vermişti. Güzel bir günün ardından gece olduğunda ülkedeki büyük huzuru bir anda bozan gürültüler ortaya çıkmıştı. Peki neydi bu? Kai bir hışımla yatağından kalkıp balkona çıktığında sarayın dışında bazı patlamalar olduğunu gördü. Hemen kılıcını kaptığı gibi koşmaya başladı fakat sarayın kapısındaki muhafızlar onu dışarı bırakmamıştı. Kai onlara ” kapıyı açın hemen!” dese de bu girişimi sonuçsuz kalmıştı. Kai yapacak birşeyinin kalmadığını anladığı vakit gözlerini kapatarak koruyucu ruha seslenmişti. “ÇIKAR BENİ BURDAN!” ve o an Kai kendini sarayın bahçesinde bulmuştu. Hızla seslerin geldiği yere doğru koşarken ardında da 20 kadar muhafız ve Asahi’de geliyordu. Kai inanılmaz bir hızla koşarken Asahi arkasından dur dese de Kai bunu duymazdan geldi ve son hızla koşmaya devam etti. Bölgeye yaklaştıkça sesler daha netleşiyor olan biten daha iyi anlaşılıyordu. Çığlık sesleri kılıç çarpışmaları ve küçük çocukların ağlaması. Kai bunları duyar duymaz kılıcını çeker ve olay bölgesine ani bir dalış yapar. Bunlar Nemesis askerleriydi ve saraya sinsice sızmak isterken farkedilmişlerdi bu yüzden de farkedildikleri küçük köyü yok etmeye çalışıyorlardı. Kai hızla düşmanların arasına doğru girmişken birden etrafını 4 kişi sardı. “Şu ufaklığa bakın hele bizimle oyun oynamak istiyormuş” dedi askerlerden biri. Kai alaycı bir bakışla “Benim kim olduğumu bilmiyorsunuz siz!” diyerek askerlerin üzerine atıldı. Öyle üstün yetenekleri vardı ki 9 yaşında bir çocuk için neredeyse inanılmazdı ve o 4 askeri de aynı anda yere sermeyi başarmıştı. Bir taraftan diğer tarafa hızla giderken Asahi ve askerleri de Kai’ye destek olmaya gelmişlerdi. Asahi Kai’nin yaptığı her hareketi incelerken bir yandan Nemesis askerlerini savuşturuyordu. İçinden sürekli “O gerçekten mucize kelimesinin karşılığı olsa gerek.. Kai Suzuke” diyordu. Bir anda arkasında beliren 3 askeri farketmeyen Asahi zor durumda kalacakken bir anda.. “FINAL BLADE!!!” Kai üçünün işini bitirmişti. Köy yeniden huzura kavuşmuştu fakat akıllardaki soru Nemesis askerlerinin içeri neden ve nasıl sızdıklarıydı.. Bunun cevabını öğrenmek için saraya dönen Asahi ve Kai babalarıyla özel olarak konuşuyorlardı. Bu açık bir savaş tehdidiydi ve uyarı ateşi niteliğinde bir saldırıydı devamının geleceği kesin bir şekilde bekleniyordu..Ordu savunma durumunu turuncu koddan altın koda çevirmişti. Altın kod bütün ordunun 1. seviye alarm durumunda olması demekti ve saraydaki halk dışındaki herkese sokağa çıkma yasağı getirilmişti. Ülkedeki tarım durdurulmuş ailelere gerekli yardımlar yapılmıştı. Artık sadece Nemesis Kralı Amadeus’un bir sonraki hamlesini beklemekten başka yapacak bir şey yoktu ve yüce kahine göre de büyük bir savaş çok yakında patlak verecekti..



Efsane baştan yazılıyor..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Şub 2013 15:04
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Bahar, haruka-usa

haruka-usa
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 34
Kayıt: 03 Oca 2011
Mesajlar: 629
Cinsiyet: Kız
Nerden: Tokyo/harajuku
Teşekkür: 271

Durumu: Çevrimdışı

haruka-usa
Venus Fan
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
Kahramananım benimmm ...

SeNi ÇoK çOk ÇoK ama ÇoK SeviYoRuM BaHaR'mm ♥♥♥♥♥♥♥♥

Spoiler:

~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
22 Şub 2013 15:15
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Bahar

melis
Beni Görmeye Alışın
Beni Görmeye Alışın



Kayıt: 23 Eyl 2012
Mesajlar: 242
Teşekkür: 53

Durumu: Çevrimdışı

melis
Beni Görmeye Alışın
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
Guzel cok guzel..Olay akisini cok sevdigimi soylemek isterim diger bolumleri bekliyorum.. Gülücük Dağıtıyor

Boş
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Şub 2013 20:54
soul of sun
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 37
Kayıt: 17 Oca 2011
Mesajlar: 38
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

soul of sun
Yeni Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
5. BÖLÜM

Bu şok saldırının üzerinden 2 gün geçmişti. Herkes panik içinde acaba yeni bir savaş kapıda mı sorusunu soruyordu ve Güneş sınırlarına böylece elini kolunu sallaya sallaya kim ve nasıl girmişti? Raion ve heyeti bu durumu öğrenmek üzere olağanüstü toplanmışlardı. Olayın birebir şahitleri ve tanıkları olan Kai ile Asahi’de toplantıya çağırılmışlardı. Yüce konsey önünde babası başkanlığında Kai olayları anlatmak üzere kürsüye çağırılmıştı.
Raion: Evet evlat. Bize neler oldu anlat.
Kai:Yüce kralım sevgili babacığım ve bu yüce konsey önünde söyleyeceğim şeyleri lütfen dikkatlice dinleyin.
Tora: Demek ki ciddi birşeyler var.
Kai: Uyuyorken uzaklardan gelen bir çığlık sesi duydum. Daha sonra kılıcımı kaptığım gibi sese doğru koştum ve saray dışındaki köylerden birinde Nemesis Krallığı’na ait askerlerin köyü istila ettiğini gördüm.
Asahi: Biz o bölgeye intikal ettiğimizde Kai işin yarısını halletmişti bile..
Kai: İşin ilginç kısmı bu Nemesis askerlerinin geliş yönünün güneybatı oluşu.
Raion: Güneybatı mı? İyi de güneydeki krallığın bu geçişten haberi olmadı mı acaba?
Kai: Bunu bence kral Nanbu’ya sormanız daha iyi olur kralım..
Toplantı bitiminde Raion hemen olayla ilgili Nanbu’ya bir mektup yazar ve cevabını beklemeye başlar. Tora ise bütün orduları savaş ihtimaline karşın hazır bi şekilde saray ve çevresinde konuşlandırmıştı. Raion ise halkının güvenliği amacıyla tedbirli sokağa çıkma yasağı getirmişti. Kai ise ülkesine gelebilecek bir zarardan ötürü endişeliydi ama kendine olan güveni tamdı. O Apollo Kılıcı’na sahip olan son güneş soylusuydu ve olabilecek bir savaşta en ön saflarda yer alarak ülkesini korumalıydı. Bir anda aklına gelen kuzeni Hikari ile görüşmek istedi ve onun yanına gitti.
Kai: Kuzen..
Hikari: Kai-chan! Senin için çok endişelendim!
Kai: Merak etme Hikari-chan ben iyiyim.
Hikari: Savaş.. Çıkmayacak değil mi Kai-chan?
Kai:Hiç bir fikrim yok kuzen..
Hikari: Sana birşey olursa ne yaparım Kai? Abimden sonra en sevdiğim insansın..
Kai:Sende benim için öylesin kuzen. Küçük kardeşim ve sen.. Kıymetlilerimsiniz..
Hikari: Kai-chan.. Kendine dikkat et.. Bizim için..
Kai: Merak etme kuzen.. ben en iyisiyim..
Hikari: Biliyorum..
Kai oradan ayrılıp Insei vadisinin yolunu tutar. Altın çınar ağacının altında oturup düşünmeye başlar. Acaba neler olacak.. Gelecekte neler bekliyor bizi? Ailemi koruyabilecek miyim? Kılıcını çıkarıp ona bir bakar ve der “beni ve ülkemi koruyabilecek miyiz?”
Saraya döndüğünde Kai odasında yatağına uzanıp hala gelecekle ilgili endişelenmekteydi. Henüz 9 yaşında olmasına rağmen farklı biri olduğu çok belli oluyordu. Odasının kapısı çalındı ve içeri annesi Mamori kucağında yeni doğurduğu kardeşi ile geldi. Kai, kardeşi Helena’ya şöyle bir baktı ve annesine “senden daha güzel birini ilk defa görüyorum anne.” dedi. Mamori oğluna kocaman sarıldı ve gelecekle ilgili çok fazla endişe ettiğini evrenin en güçlü savaşcısının o olduğunu söyledi. Kai buna sadece gülümseyerek karşılık verebildi. Annesi hayattaki en önemli varlığıydı ve ona birşey olması durumunda neler yapabileceğini kendisi de bilmiyordu. Büyük bir karmaşa yakındı ve herkes bunun bir an önce gelmesi için hazırlık yapıyordu. Ama gizemli bir şekilde güneyden kuzeye gelen haberlerin kesilmesi endişeleri de oldukça arttırmıştı. Acaba Nanbu’nun başına mi birşey gelmişti yoksa anlaşmayı kuzaey tarafının haberi olmadan bozmuşlar mıydı?




Efsane baştan yazılıyor..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
23 Şub 2013 2:39
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): haruka-usa

haruka-usa
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 34
Kayıt: 03 Oca 2011
Mesajlar: 629
Cinsiyet: Kız
Nerden: Tokyo/harajuku
Teşekkür: 271

Durumu: Çevrimdışı

haruka-usa
Venus Fan
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
Kai *,* Senin için en güzeli olsun daima <3

SeNi ÇoK çOk ÇoK ama ÇoK SeviYoRuM BaHaR'mm ♥♥♥♥♥♥♥♥

Spoiler:

~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
23 Şub 2013 13:43
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Bahar, soul of sun

Bahar
Beni Görmeye Alışın
Beni Görmeye Alışın



Kayıt: 12 Hzr 2011
Mesajlar: 223
Nerden: Prontera
Teşekkür: 102

Durumu: Çevrimdışı

Bahar
Beni Görmeye Alışın
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
Okumaya üşeniyorum ama umarım bi ara okucam ( pc gelince o.O )

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
23 Şub 2013 17:25
soul of sun
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 37
Kayıt: 17 Oca 2011
Mesajlar: 38
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

soul of sun
Yeni Üye
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
6.BÖLÜM

Olanlar üzerine ne yapacağına karar veremeyen Raion iki elçisini güney krallığına göndermeye karar vermişti. Bunun sağlıklı bir karar olmadığını düşünen Kai ise kafile ile birlikte gitmeye karar verdi. Raion buna izin vermese de Kai bunu yapmakta kararlıydı. “Kılıç beni seçtiyse en güçlü savaşçı da benim öyle değil mi baba?” dedi ve gitti. Hikari Kai’nin arkasından koşsa da yetişmesi imkansızdı çünkü Kai inanılmaz bir hızla koşuyordu.Elçileri yakalaması için yarım saat böyle koşmalıydı. Elçilerin olduğu noktaya vardığında inanılmaz bir enerji hissetti ve elçileri uyardı.”etrafta kötü bir enerji hissediyorum dikkatli olun”. Adımlarını sıklaştıran ekip güney krallığının kapısına gelmişlerdi ki inanılmaz bir manzarayla karşılaşmışlardı. Güney krallığı Nemesis askerleri tarafından işgal edilmişti! Kai ve elçiler endişe ile kapıdan içeri girdiklerinde içerden çığlık sesleri yükseliyordu.Kai hemen elçileri geri gönderip durumu babasına bildirmelerini istemişti.İçeriye yaklaştıkça sesler artıyor kılıç sesleri yükseliyor en çok da küçük bir kızın yalvarışlarını duyuyordu Kai. Bu duruma öyle çok sinirlenmişti ki kılıcını çekip sese doğru koştu ve Okusama’nın askerler tarafından etrafının çevrildiğini görmüştü. “BU AFFEDİLEMEZ!!!” diyerek askerlerin üzerine atlayan Kai saraydaki bütün askerleri de üstüne çekmişti böylece.10 20 hatta 200 asker vardı neredeyse ama Kai korkusuz bir şekilde onları bekliyordu.


Kai:Okusama arkamdan hiç bir yere ayrılma!
Okusama: Peki.


Kai kılıcını havaya kaldırıp “Yüce koruyucu ruh! beni ve arkadaşımı korumak için bana güç ver!” dedi ve karanlık olan ortam bir anda aydınlanmaya başladı, bundan sonrası Nemesis askerleri için tam bir kabus olacaktı. Bu arada Kai’nin geri gönderdiği elçiler de yolun büyük bi kısmını atlatmışlardı ki yolda kurulmuş bir pusuya yenik düşmüşlerdi.Şimdi haberi kim verecekti ve nasıl olacaktı? Pusuyu kuran Nemesis askerleri saraya doğru ilerlemeye başlamışlardı.Kai ise güney krallığındaki savaşını sürdürüyordu ama askerlerin ardı arkası kesilmiyordu.”Lanet olsun ne yapacağım şimdi?”dedi. Okusama’yı kaptığı gibi kapıya doğru koşmaya başladı.Kafasında güzel bir plan vardı.”Yapacak başka birşey yok,Okusama sarıl bana! Teleport!” dedi ve saraya geri geldi. Ama sarayda da bir kaos hakimdi kapısı zorlanıyordu ve askerler içeri girebilrdi her an.Mamori ve Helena içeride endişeli gözlerle olan biteni izliyordu.Kai ön kapıda askerlerle savaşırken Hikari, Mamori ve Helena’yı güvenli bir yere götürmek için oraya gelmişti.Tora Asahi ve Raion da önlere doğru destek için savaş pozisyonu almıştı.Asahi önden giderek Kai’ye destek verecekti ama Nemesis okçuları arkadan desteğin gelmesini engellemek için talim atışı yapıyordu. Kai ve 20 kadar asker kapıda yalnız kalmıştı. Nemesis ordusundan yaklaşık 150 asker de kapıda saldırıyordu. Bu arada Hikari, kraliçe Mamori’yi kutsal tapınağa kaçırmıştı. Onlar için en güvenli yerin burası olacağını düşünmüştü. İçeri giren birilrerine karşı onları koruyabilecek güce tamamen sahip olmasa da bunu yapabilrdi. Akademide aldığı eğitim bunun içindi.Kapıdaki savaş sürerken Kai’nin yanında savaşan asker sayısı yarım saatte 5 e düşmüştü. Kai yalnız kalmak üzereydi ve Asahi de kenardaki okçuları etkisiz kılmak için arkadaki mızrakçı kuvvetleri öne doğru mevzilendirmişti.

Asahi:Bekle Kai geliyorum birazdan..


Asahi’nin bu taktiği biraz olsun işe yaramıştı etkili ok saldırısı biraz olsun etkisini yitirmişti. Asahi hızını da kullanarak Kai’ye desteğe gidebilirdi artık.Zaten Asahi Kai’nin yanına geldiğinde Kai tek başınaydı.Asahi ve Kai olağanca güçleri ile kapıyı koruyorlardı ama bunun bir tuzak olduğunu anlayamamışlardı.Bu sırada diğer birliklerini toplayarak gelen Amadeus büyük atağını yapmaya hazırlanıyordu. Bütün birliklerini saraya yönlendiren Amadeus Kai ve Asahinin savunmasını kırmıştı. İkisi de geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Raion ve Tora da artık savaşın içindeydi ve bütün ülkeyi korumak zorundaydılar.Amadeus’un amacı Apollo Kılıcı’nı ele geçirmekti ve bunun için ne gerekiyorsa yapabilecek kötülüğe sahipti.Öte yandan sarayın arkalarında bir yerde saklanan Okusama’nın aklı Kai’deydi.Hayatını kurtaran bu adama bir nebze de olsa yardım etmeliydi.Büyü gücü üst seviyede olan bir kızdı ve yapabileceklerinden kendinin bile haberi yoktu. Ayağa kalktı ve ön kapıya doğru koşmaya başladı. Kapıda olan bitenden haberi olmasa da yardım etmek istiyordu.Asahi ve Kai babalarını korumak için onların önünde savaşıyorlardı.Kai’nin aklında yine bir fikir vardı ama bu çok riskli bir plandı bu yüzden yapma taraftarı değildi.Tam bu sırada Asahi dışardan gelen iki okla vurulmuştu.Biri dizine ötekisi de karnına denk gelmişti.Tora hemen oğlunun üzerine atılırken bir başka ok saldırısıyla bu sefer o vurulmuştu. Tora oğlu kadar şanslı değildi bir ok tam kafasından içeri girip geçmişti.Raion ve Kai durumun şokundayken Okusama ön taraftaki ana balkona çıkmayı başarmıştı.Durum inanılmazdı tıpkı kendi ülkesi işgal olurken ki sahneleri sanki yeniden görüyormuş gibi hissediyordu. Bu sefer olanlara seyirci kalmayacaktı.Kai’nin verdiği mücadeleyi görünce onun için yaptıkları aklına gelmişti ve gözünden dökülen iki damla yaşın ardından ellerini havaya kaldırıp gözlerini kapattı ve gökyüzüne şu iki kelimeyi haykırdı.. “EXPECTUM PANDORA!!!”.Bir anda bütün Nemesis askerleri yere düşmeye başlamıştı fakat durumu gören Amadeus Okusama’ya doğru bir kara büyü yollamıştı.Kai bunu gördüğünde Okusama için çok geçti. Büyüye kapılan Okusama balkondan aşağı düşerek canından olmuştu.Kai bunun şokunu yaşarken üzerine gelen oklardan habersizdi.Tam oklar Kai’ye isabet edecekken Raion bir hamle ile oğlunu çekerek okların hedefi olmuştu.Sırtından tam 10 ok yiyen Raion dizlerinin üzerine çökmüştü. Kai babasının dizleri üzerinde çökmüş olduğunu gördüğünde artık savaşçı duygularını bir kenara bırakıp gerçek bir çocuk gibi ağlamaya başlamıştı.”Neden?” diye sağa sola haykırıyordu.Asahi de son gücü ile Kai’yi korumak isterken Nemesis askerlerinden biri kılıcı ile başını bedeninden ayıran son vuruşu yapmıştı.İnanılmaz bir psikolojiye bürünen Kai’nin vazgeçtiği karardan dönmesi an meselesiydi.Bir anda oluşan sessizlikten sonra küçük kardeşi Helena’nın ağlama sesini duyması ile Kai ayağa kalktı ve kızgın bir ifade ile Amadeus’un gözlerinin içine baktı ve kılıcını ona doğrulttu..


Kai:İşte bu kaybettiğin andır Amadeus! Kolla kendini!!
Amadeus:Zavallı çocuk. Kılıç sende diye en güçlünün sen olduğunu zannediyorsun değil mi? Ah! Ne büyük bir yanılgı..
Kai:Aaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!! Geber pislik!!!


dedi ve kılıcın mührünü açtı ve havaya kaldırdı. Kılıcın içinden çıkan Altın Anka Kuşu alandaki bütün askerleri tek bir hamle ile sildi süpürdü ama aradan kaçan bir iki kişi tapınağa doğru kaçmıştı.Neyse ki Hikari oradaydı ve işi halledebilirdi.Bir anda hızlanan Kai, Amadeus a doğru koşuyordu.Amadeus ise alaycı bakışlarla Kai’ye bakıyordu. Tam Kai kılıcını çekip Amadeus’a vuracaktı ki Amadeus teleport ile kaçtı ve kayboldu.Bir anda duran Kai,Hikari’nin “Kai!!”çığlığı ile. bir anda tapınağa doğru koşmaya başlamıştı.Mesafe biraz uzaktı çünkü Amadeus Kai’ye tuzak kurmuştu.Ortadan kaybolan onun bir kopyasıydı ve tapınakta olan annesi ile kardeşini hedef almıştı. Kai tapınağa geldiğinde ise annesi ve kuzeni yerde baygın halde yatıyordu. Helena ise ortada yoktu.Sağına soluna bakınan Kai çılgına dönmüştü.Son anda kendine gelen Hikari vermişti acı haberi.


Hikari:Kai, Helena’yı aldı ve gitti koruyamadım onu..
dedi ve ağlamaya başladı. Kai olduğu yerde dizlerinin üzerine çökerek”Lanet OLSUUUNNN!!”diyerek ağlamaya başladı...

DEVAM EDECEK..




Efsane baştan yazılıyor..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
25 Şub 2013 20:38
haruka-usa
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 34
Kayıt: 03 Oca 2011
Mesajlar: 629
Cinsiyet: Kız
Nerden: Tokyo/harajuku
Teşekkür: 271

Durumu: Çevrimdışı

haruka-usa
Venus Fan
A Journey Of The Sun.. Konu: Yanıt: A Journey Of The Sun..
Alıntıyla Cevap Gönder
ühüüüü Kai ağlamaaa Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor öldümü yanii Raion-samaa Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor

SeNi ÇoK çOk ÇoK ama ÇoK SeviYoRuM BaHaR'mm ♥♥♥♥♥♥♥♥

Spoiler:

~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
25 Şub 2013 20:45
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Bahar, soul of sun

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki
1. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 45 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız