KARANLIK TEKRAR DÜNYADA!

Dünyada her şey huzurlu gibiydi. Ta ki Kai’nin doğum gününe kadar. O güne kadar kızlar Kai ve üç ışık grubu gayet iyi bir biçimde vakitlerini geçiriyor, eğleniyorlardı. Ama yine kötülük yapacağını yapıyor, dünyaya musallat oluyordu. Tarih 7 Ağustos 2001.Yer: Osaka. Kai Osaka’daki son maçına çıkacaktı. Bu maçı almaları halinde Kai’nin Osaka’ya taşınması gerekecekti. Ama bir yandan da okuluna devam etmesi gerekiyordu. Kai’nin geçerli bir tercih yapması lazımdı. Ya okuyacak ya da futbol kariyerine sıkı sıkı bağlanacak, başarıya koşacaktı. Kai son maçından sonra eğitimine devam etmek istediğini söyledi. Takım koçu bunun futbol takımı açısından çok büyük bir kayıp olduğunu belirtti. Ama Kai eğitiminin her şeyden önce geldiğini söyledi.

Minako: Ne oldu Kai? Ne söyledin.

Kai: Hiiç. Sadece eğitimime devam etmek istediğimi söyledim, yani Tokyo’da kalıyorum.

Minako: Bu harika! Tokyo’dan taşınmana gerek kalmadı.

O günün ilerleyen saatlerinde Tokyo kulesine kara bir ışın saplandı, kulenin ışıkları söndü sonra garip bir şekil aldı. Daha sonra televizyon, radyo ve diğer iletişim araçlarının çalışması durdu. Daha sonra tüm televizyonlarda adının Kraliçe Markilia olduğunu söyleyen biri, bunları kendisinin yaptığını söyleyip, bunun daha başlangıç olduğunu, halkın Tokyo kulesine gelip yıldız tohumlarını vermedikleri takdirde dünyayı yok edeceği tehdidinde bulunmuştu.
Kai: Bu ne saçmalık böyle, birileri şov peşinde galiba.

Minako: Hemen kızlarla buluşmamız lazım.

Minako kızları arar, ama Harukalar yurt dışındadır. Kai’de üç ışık grubuna haber verir. Çok geçmeden Kailerin evinde toplanan savaşçılar acilen bu olanları düzeltmeyi düşünüyorlardır.
Kai: Kızlar! Buna bir son vermeliyiz. Bu her kimse planını bozmalı, dünyaya gelecek herhangi bir zarardan korumalıyız.

Minako: Kai haklı, ama ne yapacağız?

Usagi: Çok basit. Tokyo kulesine gidip yıldız tohumlarımızı verecekmiş gibi davranacağız, sıra bize geldiğinde ise hemen saldırıya geçeceğiz.

Seiya: Biz önce gidelim, belki bir şeyler yapabiliriz.

Kai: Ama bu çok riskli bir plan, ya Markilia yıldız tohumlarınızı alırsa?

Taiki: Olsun, biz bu dünyanın huzuru ve güvenliği için her türlü riski göze alabiliriz.

Ami: Böyle bir şey yapmayacaksınız tamam mı? Pisipisine üç savaşçıyı kaybetmektense topluca ölmeyi tercih ederim.

Kai: O zaman yarın harekete geçelim.

Kai o gece uyuyamaz, kâbuslar görür. Uyanır ve bir şeyler düşünmeye başlar. Kendince savaş senaryoları kurmaktadır.
Ertesi sabah kahvaltısından sonra dışarı çıkan Kai gördüğü manzara karşısında şoka uğrar. Çünkü Tokyo kulesine doğru olan sokaklarda insan toplulukları yıldız tohumlarını Markilia’ya vermek için uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. Yalnız garip olan bir şey vardı. Yıldız tohumlarını verecek olanlar arasında hiç çocuk yoktu. Kai büyük bir hızla eve koşar. Minako’yu alır ve Reilerin tapınağına gider. Rei’de olanları görmüş ve hemen kızları çağırmıştı. Kısa bir süre sonra herkes Reilerin tapınaktaydı.

Kai: Artık harekete geçmenin zamanı geldi.

Tam bu sırada üç ışık gelir.
Ami: Tam zamanında geldiniz, ben de sizi merak etmeye başlamıştım.

Yaten: Özür dileriz, olanları görünce biraz şoka uğradık da. Sanki bütün Tokyo oradaydı.

Kai: Ben de bütün gece uyumadım, bugün için bir şeyler düşünmeye başlamıştım. Bir an önce sabah olsun da harekete geçelim diye. Çünkü bu Kraliçe Markilia ile bir an önce tanışmak istiyorum.

Aradan bir saat geçtikten sonra Kai, kızlar ve üç ışık kuleye gitmeye hazırlanıyorlardı.
Kai: Hazır mısınız? Bakın taktiğimiz belli. Sıra bize geldiğinde savaşçıya dönüşüp bu kadının yaptıklarına bir son vereceğiz, anlaşıldı mı?

Rei: Peki ya savaşçıya dönüşmeden bizi etkisiz hale getirirse?

Kai: Öyle bir şey olmayacak, sen hiç merak etme.

Usagi: E hadi ne duruyoruz, yola koyulalım.

5 dakika sonra kuleye varmışlardı. Kuyrukların birine girdiler. Herkes endişeli gözlerle onlara bakıyordu. Sıra onlara geldiğinde Kraliçe Markilia’yı gören Kai şoktadır. Çünkü Kraliçe Markilia dışarıdan bakıldığında o kadar güzel ve masum görünüyordu ki bu kötülükleri onun yaptığına inanmak gerçekten de çok güç oluyordu.
Kai: Bu ne kadar güzel bir kadın. Bunları o yapmış olamaz değil mi?

Minako: Haklısın Kai ama bunların hepsini bu kadın yapmış.

Markilia: Evet, sıradaki sizlersiniz hadi şimdi teslim olun da yıldız tohumlarınızı alayım.

Kai: Bir dakika Markilia!

Markilia: Ha! Bu sesi tanıyorum. S,sen o sun. Güneş kralı Kai.

Kai: Beni tanıman güzel. Çünkü seni engellemeye geldik. Hadi kızlar dönüşün!

Ami: Merkür gümüş yıldız gücü!

Rei: Mars gümüş yıldız gücü!

Makoto: Jüpiter gümüş yıldız gücü!

Minako: Venüs gümüş yıldız gücü!

Usagi: Ayın gümüş mucize gücü!

Kai: Güneş ışığı kristali gücü!

Seiya: Antares yıldızı gücü!

Yaten: Regulus yıldızı gücü!

Taiki: Sirius yıldızı gücü!

Hepsi: HAREKETE GEÇ!

Hepsi savaşçıya dönüşür. Kai Markilia’nın yüzüne baktıkça bazı şeyler gözünün önünde canlanır.
Kai: Sanki seni tanıyorum, yüzün hiç yabancı gelmedi bana söyle kimsin sen?

Markilia: Kai senin beni tanımaman beni gerçekten çok üzdü. İnsan dadısını hiç mi tanımaz?

Kai: Ne! Ama bu nasıl olur. Dadı sen neden böyle oldun?

Markilia: Baban beni haksız yere suçlayıp zindana attırmasaydı şimdi bunlar olmazdı. Üzgünüm Kai bunun cezasını senin çekecek olman ne kötü! Zaman girdabı! Şimdi açıl ve ne varsa hapset!

Zaman girdabı açılır ve her şeyi yutmaya başlar. Kai’de maalesef girdap tarafından yutulur.

Markilia: Evet, şimdi sıra sizde!

Ami: Sen hayal görüyorsun galiba. Merkür derin su dalgası!

Bu saldırı fazla etkili olamadı. Markilia kızları yakalar ama Makoto son bir hamleyle kaçar ve kurtulur. Ama diğerleri kaçamaz ve Markilia tarafından karanlık bir boşluğa hapsedilir.
Seiya: Eh bir tek biz kaldık, hadi çocuklar. Antares ışıyan küre vuruşu!

Yaten: Regulus ışıyan kasırga!

Taiki: Sirius toprak dansı!

Markilia güçlerini kullanarak bu saldırıyı üç ışığa yöneltir ve üç ışık grubu orada can verir. Makoto tek başına kalır. Bir şeyler yapmak için düşünecek fazla vakti de yoktur.
Makoto: Sanırım ikimiz kaldık. Tabii başka oyunun yoksa.

Markilia: Ha ha ha! Ne kadar da endişelisin Jüpiter savaşçısı.

Makoto: Konsantre olmalıyım, her şey bana bağlı. Aaaaa! Jüpiter Fırtınalı Kıyamet Rüzgârı!

Bu kesinlikle yeni ve çok etkili bir teknikti. Seviyeyi en üste çıkaran ilk savaşçı Makoto olmuştu ve bu saldırıdan sonra Markilia güçsüz duruma düşer, yaptığı tüm büyüler tersine döner. Bir tek yıldız ışıkları geri gelmemişlerdir.
Kai: İyi işti Jüpiter, ilk kez son seviye saldırıda bulunan savaşçı sen oldun.

Rei: Bizim de böyle tekniklerimiz olacak mı Kai?

Kai: Elbette. Zamanla siz de en güçlü tekniklerinizi keşfedeceksiniz.

Markilia kaçmıştır, Kai ise güçlerini kullanarak Yıldız ışıklarını geri getirir. Şimdilik savaş sona ermiştir. Ertesi akşam Kai’nin aklına bir şey takılır ve limana gitmek ister, ama Minako’da gelmek isteyince vazgeçer…

2.Bölüm

İlk savaşı kazanan kahramanlarımız Markilia’nın intikam almak için geri geleceğini biliyordu. Ama şimdilik sıradan hayatlarına devam ediyorlardı. Ara sezon sınavlarına hazırlanmaları gerekti. Sınavlara sadece iki hafta vardı ve ne Kai ne de diğerleri bu sınava hazır değillerdi.
Ami: Off. Ne yapacağız bu sınavları, sınavı veremezsem işim biter.

Kai: Dert ettiğin şeye bak Ami, sen kaç zorlu sınavın üstesinden gelmiş birisin bunu mu yapamayacaksın, ha!

Rei: O zaman bu önümüzdeki iki haftayı çok sıkı bir çalışma programıyla değerlendireceğiz.

Usagi: İşte buna bayıldım, e ne duruyoruz başlayalım şu işe.

Makoto: O halde bize gidiyoruz değil mi?

Kai: Aslında iyi bir fikir, hem ders çalışırız hem de seninle kızlara güzel bir ziyafet çektiririz.

Bu konuşmadan sonra Makoto’nun evine doğru yol alırlar, bu arada Markilia’da intikam almak için haince planlar yapmaktadır.

Markilia: Senden intikamımı er geç alacağım Kai, sen bunun farkında bile olmayacaksın ha ha ha!

Kai: Hmm, yemekler harika görünüyor, kızlar yemekler hazır hadi yardım edin de şunları içeri götürelim.

Harika bir ziyafet çekerler, derslerini çalışırlar. Ami evden tam otuz beş tane test kitabı getirir. O gün herkes en az beş test kitabı bitirmiştir. Aradan iki hafta geçer, gün sınav günüdür. Herkes çok iyi not alır, okulun ilk iki sırası Kai ve Ami’ye aittir.
Kai: Neyse bu sınavı da atlattık, ama şaşırdığım olay Usagi’nin okul 4.sü olması, Usagi nasıl oldu bu?

Usagi: Sadece çok çalıştım başka bir şeyi yok.

Markilia: Ha ha ha! Hadi bakalım bu kadar eğlence yeter, artık hesap vereceksiniz.

Kai: A lanet olsun! Kızlar hazır mısınız, dönüşün şimdi!

Ami: Merkür gümüş yıldız gücü!

Rei: Mars gümüş yıldız gücü!

Makoto: Jüpiter gümüş yıldız gücü!

Minako: Venüs gümüş yıldız gücü!

Usagi: Gümüş Ay mucize gücü!

Kai: Güneş ışığı kristali gücü!

HEPSİ: Harekete geç!

Markilia: Güzel, şimdi intikamımı alabilirim.

Minako: Çok kolay sanıyorsun değil mi? Venüs! Güneş ışığı oku yağmuru!
Minako’da en son seviyeye ulaşmıştı, sıra diğerlerindeydi.

Ami: Merkür! Derin su dalgası!

Rei: Mars! Yanan ejderha vuruşu!

Makoto: Jüpiter! Fırtınalı kıyamet rüzgârı!

Kai: Gökkuşağı Yıldız Işığı Vuruşu!

Bu saldırı karşısında Markilia’nın yapabileceği fazla bir şey yoktu, ama o bir anlık teleport yeteneğini kullanınca bu bütün saldırılar boşa gitti.
Markilia: Bana zarar verecek kadar güçlü değilsiniz, kara yıldız! Ha!

Kai: Buna engel olmak zorundayım, ııh Apollo Kalkanı!

Kai bu saldırıyı engellemişti belki ama daha sonra aynı saldırıyı Markilia birkaç kez tekrarlayınca yoruldu ve kalkanı zayıfladı.
Markilia: Eh! Yeter artık hıaaa al bakalım!

Minako: Ona ve diğerlerine asla zarar veremezsin!

Dedi ve Kai’nin önüne geçti.

Ami: Asla! Ay Savaşçısı ve Güneş Savaşçısına zarar veremezsin.

Dedi ve tüm kızlar Kai ve Usagi’yi korurcasına önüne geçtiler.

Kai: Haaaaayıııır. Kızlar!

Ami: Aah!

Rei: Aa!

Makoto: Iıh!

Minako: İaahh!

Kai hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Tam bu sırada yıldız ışığı savaşçıları geldi.

Seiya: Hayır bu olamaz!

Yaten: Nasıl olur!

Evet, kızlar ölüyordu. Güçsüz duruma düşen Kai ile geleceği korumakla görevli Usagi’yi korumak için kendilerini feda etmişlerdi.
Kai: Lanet olsun sana Markilia, bunun cezasını çok ağır ödeyeceksin.

Minako: Kai, ne olur Usagi’ye dikkat et aşkım, seni çok seviyorum elveda!

Kai: Miinakooo! Yıldız ışıkları hemen savaşçıya dönüşün.

Kai sinirinden ne yaptığını bilmiyordu, Usagi bile Kai’nin bu tavrı yüzünden korkmaya başlamıştı.

Seiya: Antares Yıldızı gücü!

Taiki: Sirius Yıldızı gücü!

Yaten: Regulus Yıldızı gücü!

Hepsi: Harekete geeç!

Seiya: Uzak bir yıldızın savaşçı Antares Yıldızı Savaşçısı!

Taiki: Uzak bir yıldızın kurucu Sirius Yıldızı Savaşçısı!

Yaten: Uzak bir yıldızın iyileştirici Regulus Yıldızı Savaşçısı!

Hepsi: Savaş sona erdi! Şimdi sahnede biz varız!

Markilia: Ha ha ha! Çok komik gerçekten, sizi zavallı savaşçılar, benim gücüm karşısında birer böcekten farkınız yok.

Seiya: Öyle mi! Antares! Parlak ışık küresi vuruşu!

Markilia: Hıh! Etkisiz.

Taiki: Sirius! Toprak dansı!

Markilia: Kesinlikle işe yaramaz!

Yaten: Regulus! Işıyan kasırga!

Markilia: Bu da ne böyle?

Hepsi: Hıaaa!

Kai: Büyük güneş ışığı vuruşu!

Markilia: Beni alt edemezler, bu kalkanı asla geçemezler! Ben en büyük kraliçeyim!

Kai: Tam güç çocuklar! Hıaaaaa!

Markilia: Aaaaaaa!

Kai: Sanırım işi bitti!

Markilia: Ha ha ha! Beni yenecek kadar güçlü müsünüz? Bütün gücünüz bu kadar mı?

Bunu der demez asasını çıkarıp göğe kaldırır ve her yer karanlığa gömülür. Göz gözü görmüyor bir haldedir, derken bu karanlığın içinden parlak bir ışık yıldız ışıklarına çarpar.

Yıldız Işıkları: Aaaaaa!

Markilia onları da öldürmüştür, Kai artık ümidini keser ve…

Kai: Tamam, yeter artık. Benim yıldız tohumumu da al ve bir an önce bitsin bu iş! Daha fazla sevdiklerimi kaybetmeden bitir şu işi hadi!

Markilia: İşte benim duymak istediğim de buydu: Hah!

Kai resmen teslim olmuştu, ümidini kesmiş ölmeyi bekleyen bir kuzu gibi öylece ayakta dikiliyor, gözleri kapalı ölümü bekliyordu. Derken…

Hotaru: Sessizlik Duvarı!

Hiç beklenmedik bir anda dış gezegen dörtlüsü çıka gelmişlerdi.

Markilia: Lanet olsun siz de kimsiniz?

Haruka: Biz umulmadık bir anda dünyayı kurtarmak için gelen dört gezegen savaşçısıyız. Ben Uranüs Savaşçısı!

Michiru: Ben Neptün Savaşçısı!

Setsuna: Ben zamanın bekçisi Plüton Savaşçısı!

Hotaru: Ve ben de ölüm bekçisi Satürn Savaşçısı!

Haruka: Şimdi kolla kendini!

Usagi: Kızlar!

Haruka: Sana bir şey olmasına asla izin veremeyiz Ay Savaşçısı, çünkü sen bizim prensesimizsin.

Michiru: Büyük buzul tsunamisi!

Haruka: Kışkırtıcı meteor yağmuru!

Setsuna: Zaman tayfunu!

Hotaru: Büyük sessizlik kıran sürprizi!

Bu biraz olsun Markilia’nın gücünü zayıflatmıştı, Kai yeniden umutlanmıştı. Artık ona kimse engel olamazdı.

Kai: Senin vaktin buraya kadar Markilia, şimdi ödeme vakti. Hıaaaa! Gökkuşağı Yıldız ışığı vuruşuuu!

Bu öyle bir ışıktı ki görenler şaşırmıştı, o an iç gezegen savaşçıları ve yıldız ışığı savaşçıları geri dönmüş her şey eski haline dönmeye başlamıştı. Markilia bu saldırıdan sonra iyice güçsüz duruma düşmüştü, ama hırs bu ya o halde bile son bir hamle için asasını havaya kaldırınca Kai buna çok sinirlendi ve kılıcınla Markilia’nın asasını paramparça etti.

Kai: Senin saçmalıklarından bıktım usandım. Haydi, kızlar şuna gerçek gücümüzü gösterelim, Evren kristalinin tadına baksın azcık.

Ami: Merkür gümüş yıldızı!

Rei: Mars gümüş yıldızı!

Makoto: Jüpiter gümüş yıldızı!

Minako: Venüs gümüş yıldızı!

Haruka: Uranüs gümüş yıldızı!

Michiru: Neptün gümüş yıldızı!

Setsuna: Plüton gümüş yıldızı!

Hotaru: Satürn gümüş yıldızı!

Usagi: Gümüş Ay mucizesi!

Kai ve Minako: Güneş kristali!

Hepsi: Evren kristali gücü!

Yıldız Işıkları: Yıldız Kristali gücü!

Bu saldırı o kadar etkiliydi ki Markilia’dan eser kalmamıştı. Kai yorgunluktan baygınlık geçirmişti. Zaman geriye akmış her şey sınav günü olanlara dönmüştü. Artık savaşçılarımız birbirlerinden hiç ayrılmayacaktı…
DEVAM EDECEK…