GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm)
Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 
Yazar
Mesaj
mismani
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum Uğradım



Yaş: 27
Kayıt: 08 Nis 2012
Mesajlar: 12
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

mismani
Geçiyordum Uğradım
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm)
Alıntıyla Cevap Gönder
Merhaba arkadaşlar... Umarım bu fanfictionumu beğenirsiniz... Çok Mutlu


Hızlı hızlı yürüyordum. Yağmur suyu, ayaklarımın altından akıp gidiyordu. Bugün ne kadar da çok yağmur yağmıştı böyle... Hava neden bu kadar soğuktu?
Küçük, biçimsiz bir evin önüne yaklaşırken adımlarımı yavaşlattım. Kapıyı çalıp, bekledim. Kimse açmıyordu. Young Min neden kapıyı açmamıştı ki… Kapıyı tekrar çaldım, ama sonuç yoktu. Oysa bugün geleceğimi biliyordu. Geldiğim yolu gerisingeriye yürümeye başladım. Yağmur şiddetlenmişti. Aklıma iki gün önceki konuşmamız geldi.
-Mia, bunu yapmaya mecbursun.
-Bunu yapamam. Hem ne diyeceğim ki ona? “Benim tam olarak insan olmadığımı anladığın için seni öldürmem gerekiyor” mu demem lazım. Hem de ondan bu kadar hoşlanırken. Anlamıyorsun Young Min, bunu yapamam!
Hıh! Onu öldürmem gerekiyormuş… Bunu bana mı söylüyordu. O lanet yerden kaçıp gelen kendisi değildi sanki… Üstelik ona en çok ihtiyacım olduğu anda ortalıkta görünmüyordu.
Gözlerimle oturacak bir bank aradım. Cık. Yoktu. Bu mahalle nasıl bir yerdi böyle. Eğer Young Min’ in yerinde olsaydım ilk işim buradan taşınmak olurdu.
Telefonumu alıp, Hwang Min Kang’ı aradım. Beni buradan götürmesini isteyecektim. Hayda… Onu niye açmıyordu şimdi? Bugün herkese ne oluyordu böyle? Sanki o aptal kehanet gerçeğe… Hı? Ne diyorum ben ya… Kehanetteki gibi şeyler yaşamam kehanetin doğruluğunu ispatlamaz ki… Yoksa ispatlar mı? Min Kang, offff neredesin!
Yerimden nasıl fırladığımı bilmeden sokaklarda koşmaya başladım. Bir an önce Min Kan’ın yanına gitmem gerekiyordu. Onun için endişeleniyordum. Her ne kadar kehanetin gerçekliğine inanmasam da…
İlerlerken hiçte tanımadığım sokaklardan geçiyordum. Her sokak bir öncekinden daha da ürkütücüydü sanki… Of, şimdi sağa mı, sola mı girmeliyim? Sakin ol Mia… Sakin…
Yağmur o kadar hızlı yağıyordu ki, damlalar yüzüme temas edince canım yanıyordu… Sokakların tamamen yabancısıydım. Sanki beni içlerine hapsediyorlardı. Bir saat sokaklarda yağmur, endişe ve korku içinde debelendikten sonra yorgun düştüm. İlk gördüğüm evden yolu soracaktım.
Küçük, kargacık burgacık (Buradaki tüm evlerin olduğu gibi… ) bir evin kapısını çaldım. İçerden yaşlı bir teyze ( Daha çok şu eski eşya satan dükkanlarda insanlara bunak gibi gelen cinslerden…) çıktı.
-Rica etsem anayola nasıl çıkacağımı…
-Hoş geldin kızım! Bende seni bekliyordum.
Kadın beni içeri doğru çekti ve kapıyı kapattı. Daha ben ağzımı açmadan “Dur üşümüşsün sen, bir kahve yapayım sana, deyim mutfağa ( yada benzer bir yere…) gitti. Bende orada dikildim durdum. Kadın bunamıştı galiba. Beni bekliyormuş, hıh! Üstelik bu kahve de nereden çıktı. Sanki ondan kahve istedim. Tek istediğim bir an önce buradan gitmekti.
Yaşlı kadın geri döndüğünde elinde kahveye benzer bir şey vardı. Beni koltuğa oturtup kahveyi elime verdi. Üzmemek için kahveyi zar zor içtim. İtiraf etmeliyim ki tadı berbattı. Sonradan fark ettim ki ben kahveyi içerken kadın sürekli bana bakıp bana cadıları hatırlatan bir gülümseme takınıyordu. Korkmaya başlamıştım. Kahveyi bitirince kadın “ Az bekle, geliyorum hemen, deyip merdivenlerden yukarı çıktı. Önce yukarıdan tuhaf sesler geldi. Sonra seslerden eser kalmadı. Ev ürkütücü bir sessizliğe büründü. Şimdi sıvışmanın tam zamanı diye düşünürken bir kahkaha işittim ve tüm bedenim buz kesti. Korkumu geride bırakmaya çalışarak merdivenlere yöneldim. Sessizce çıkmaya yeltendim ama merdivenler neredeyse inleyerek gıcırtılar çıkarıyordu. En üs kata ulaşınca tek bir oda kapısıyla burun buruna geldim. Ses hala devam ediyordu. Kapıyı aralayarak içeri göz atacakken ayağım eski bir halıya takıldı ve içeriye balıklama dalıp yere yapıştım. İşte! Kadın orada, cam kenarında oturuyor ve durmadan cadı gibi gülüyordu. Cidden bunamıştı. Baş parmağıyla bir yeri işa… Gözlerim hemen duvara kaydı. Duvarda yazıyı görmemle kanımın donması bir olmuştu.
“ KAHKAHA ODASINA HOŞ GELDİN SİYAH KAN”
[/img]

*Kiss,kiss,kiss NoW!~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
09 May 2012 21:06, Değiştirme: 13 May 2012 15:07 (Toplamda 3 kere)
Asa Taika
Üye
Üye



Kayıt: 08 Mar 2012
Mesajlar: 99
Nerden: evin en soğuk odasındann o.O
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Asa Taika
Üye
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: ~Siyah Kan~
Alıntıyla Cevap Gönder
mismani yazmış:

Telefonumu alıp, Hwang Min Kang’ı aradım. Beni buradan götürmesini isteyecektim. Hayda… Onu niye açmıyordu şimdi? Bugün herkese ne oluyordu böyle? Sanki o aptal kehanet gerçeğe… Hı? Ne diyorum ben ya… Kehanetteki gibi şeyler yaşamam kehanetin doğruluğunu ispatlamaz ki… Yoksa ispatlar mı? Min Kang, offff neredesin!

[/img]


işte en sevdiğim kısım Kahkaha Atıyor " cık , hayda" çok hoşuma gitti okısımlar bi doğallık katıyor

hikayen değişik ancak biraz daha betimleme yapabilirsin ...

Spoiler:


hadi bakalım ne olcak acaba yaz ama hızlı Çok Mutlu

Şafak Büyüsü

"To Be or Not To Be"
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
09 May 2012 22:08
OleSea
Aşk'ın Koruyucusu
Aşk'ın Koruyucusu



Yaş: 30
Kayıt: 24 May 2011
Mesajlar: 1,239
Cinsiyet: Erkek
Nerden: ...
Teşekkür: 550

Durumu: Çevrimdışı

OleSea
Aşk'ın Koruyucusu
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: ~Siyah Kan~
Alıntıyla Cevap Gönder
Olmamış =,=''..
Ama yinede bakacağım..Şuan için pek bir şey demiyorum ama tarzını sevdim:)

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
10 May 2012 0:04
mismani
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum Uğradım



Yaş: 27
Kayıt: 08 Nis 2012
Mesajlar: 12
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

mismani
Geçiyordum Uğradım
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: ~Siyah Kan~
Alıntıyla Cevap Gönder
Yorumlarınız için çoook teşekkür ederim Çok Mutlu Eleştirilere daima açığım Çok Mutlu Evet biraz betimleme yapmamgerekiyor... Şaşırmış Durumda Amayinede teşekkür ederim ikinizede... Gülücük Dağıtıyor Yeni bölümü bir an önce koymaya çalışacağım.. Kayan Gözler

*Kiss,kiss,kiss NoW!~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
10 May 2012 11:34
mismani
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum Uğradım



Yaş: 27
Kayıt: 08 Nis 2012
Mesajlar: 12
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

mismani
Geçiyordum Uğradım
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: ~Siyah Kan~
Alıntıyla Cevap Gönder
Buda 2.bölüm... Çok Mutlu

Gözlerim hemen duvara kaydı. Duvarda şeyi görmemle kanımın donması bir olmuştu.
“ KAHKAHA ODASINA HOŞ GELDİN SİYAH KAN”
Kalkmaya çalıştım ama büyük, keskin bir acıyla sarsıldım. Sanırım halıya takılınca ayağımı burkmuştum. Ahh, tam da zamanıydı… Gözlerimin karadığını, başımın döndüğünü hissediyordum. Göz kapaklarım kapanmakta ısrar ediyordu. Ve onlara karşı koyamadım. Kulağımda o yaşlı kadının kahkahası ve bileğimin acısıyla gözlerimi kapadım.
___________________________________________________________________________

Gözlerimi açtığımda (açmaya çalıştığımda) kendimi bana tanıdık gelen, ama nedense bir türlü çıkaramadığım bir odada buldum. Oda çok ferah ve de huzur vericiydi. Beyaz duvarlar, çiçek desenli bir halı ve krem renkli perdeler bir kombin oluşturuyordu. Ama en güzeli serin yaz esintisini yüzümde hissetmemi sağlayan pencereydi. Burası oldukça huzurluydu. Tüm dertlerimi, tasalarımı unutabilirdim. Ama olmuyordu. Hala bir bilmecenin içerisindeydim. Öncelikle burası neresiydi? Yaşlı bunağa ne olmuştu? Ve Hwang Min Kang neredeydi? Tüm bunları düşündükçe beynim çatlayacak gibi oluyordu. Bir süre yattığım yerde öylesine durdum, düşündüm. Sonra sıkılıp kalkmaya çalıştım ama ayağımın sargılı olduğunu gördüm. Kalkmaya çabalarken içeri Young Min girdi. Yanıma ilişip kendimi zorlamamı söyledi. İşte şimdi tam zamanıydı. Her şeyi sorup öğrenmem gerekiyordu.
-Bugün neredeydin Young Min? Geleceğimi biliyordun.
-Imm…Şey… Aslında sadece markete, evet evet markete çıkmıştım.
Sesinden bir şey sakladığını anlamıştım.
-Cidden mi? Yalan söyleme Young Min…
-Küçük bir işim çıktı.
-Hadi ama… Buna olsa olsa Hwang Min… Aa, doğruya bugün Hwang Min’i aradım ama cevap vermedi. Onun hakkında….
-Hwang Min mi? Ah, onun için endişelenme tatlım. Yine o kitapların arasında kaybolmuştur.
-Yaa…
Bir süre sustuk. Daha doğrusu o sustu. Ben her şeyi öğrenmek istiyordum.
- Young Min bana ne oldu? Yani beni nasıl buldun? En son o yaşlı bunağın…
Bunları düşünmek bile ürkmeme neden olmuştu.
- Ah, kahkahası hala kulaklarımda. Söyle, ne oldu.
Yüz hatları birden sertleşmişti.
- Bunu açıklayamam Mia. Ama şunu söyleyebilirim ki…
Bu her neyse söylerken çok zorlandığı belliydi.
- Peşindeler Mia. Peşindeler. Dikkatli ol.
Kafam karışmıştı. Kim peşimdeydi ki?
- Kim? Kim peşimde Young Min? Tanrı aşkına biraz açık konuş.
- Daha ayrıntılı bilgi veremem Mia. Ama çok, çok dikkatli ol. Öyle her gördüğün yaşlı kadının evinde kahve içme. Senin için endişeleniyorum. Her neyse geç oldu. Sen dinlen. Ben annene haber veririm. Aaaa, bu arada gölgelere dikkat et Mia…
Ağzımı açmama fırsat vermeden odadan çıktı. Aklım çok karışıktı. Kim peşimde olabilirdi ki? Başımın yeniden dönmeye başladığını hissettim. En iyisi uyumaktı. Gözlerimi kapattım ama bir türlü uyuyamıyorum. Zor bir gece olacağa benziyordu. Aja Aja Fighting Mia! (Bastır! Yapabilirsin!) Her şeye rağmen uyuyabildim ve kahkahalarla dolu berbat bir kabus gördüm.
___________________________________________________________________________

Güneşin sıcaklığıyla uyanmak kadar güzel bir şey olduğunu düşünmüyordum.Korkunç kabuslardan sonra çok iyi geliyordu doğrusu…
Kalkıp yüzümü yıkadım ve yeni günün neler getireceğini merak ederek kahvaltıya indim. Hayret, kahvaltı masası boştu. Üstelikte Young Min ortalıkta görünmüyordu. Odasına gidip baktım. Hayır, orada da yoktu. Doğrusu bir yerlere kaybolmakta ustaydı. Tekra mutfağa döndüm. Tuhaf gelen bir şeyler vardı.. Etraf karanlıktı. Üstelik tüm pencereler ardına kadar açıktı ve güneş hiç olmadığı kadar parlaktı. İşte o zaman fark ettim, duvarlarda ve köşelerde kıpırdanıp duran gölgeleri…
_______________________________________________________________

*Kiss,kiss,kiss NoW!~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
11 May 2012 11:25
YaSeHime
Master Otaku
Master Otaku



Yaş: 26
Kayıt: 27 Hzr 2011
Mesajlar: 410
Nerden: vampirlerin arasından
Teşekkür: 114

Durumu: Çevrimdışı

YaSeHime
Master Otaku
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: ~Siyah Kan~ 2.BÖLÜM GELDİ!..
Alıntıyla Cevap Gönder
pek olmamış Hüzünlü olaylar çok yavaş ilerliyo ama devam et (umarım alınmamışsındır ve benim ff dede mia var ama o biraz farklı yazmak kısmet olmadı ne yazık ki sen devam et ama Kahkaha Atıyor )

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
11 May 2012 18:38
mismani
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum Uğradım



Yaş: 27
Kayıt: 08 Nis 2012
Mesajlar: 12
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

mismani
Geçiyordum Uğradım
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: ~Siyah Kan~ 2.BÖLÜM GELDİ!..
Alıntıyla Cevap Gönder
sailor silver star yazmış:
pek olmamış Hüzünlü olaylar çok yavaş ilerliyo ama devam et (umarım alınmamışsındır ve benim ff dede mia var ama o biraz farklı yazmak kısmet olmadı ne yazık ki sen devam et ama Kahkaha Atıyor )


Hayır alınmadım. Çok Mutlu Aslında eksiklerimi söylediğin içinde minnettarım. Göz Kırpıyor Elimden geldiğince düzelteceğim. Şaşırmış Durumda Teşekkür ederim yinede Hayranlık Besliyor

*Kiss,kiss,kiss NoW!~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
11 May 2012 21:01
mismani
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum Uğradım



Yaş: 27
Kayıt: 08 Nis 2012
Mesajlar: 12
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

mismani
Geçiyordum Uğradım
GÜNAYDIN KARANLIK (siyah kan ismi değişti)(3.bölüm) Konu: Yanıt: Günaydın Karanlık (siyah kan ismi değişti)(2.bölüm)
Alıntıyla Cevap Gönder
3.Bölüm ( Taşlar yerine oturuyor)

İşte o zaman fark ettim, duvarlarda ve köşelerde kıpırdanıp duran gölgeleri…
__________________________________________________________________________

O an aklıma tek bir düşünce geliyordu. “Kaçmak, olabildiğince uzağa kaçmak”. Ama vücudum bana itaat etmiyordu. Kaskatı kesilmiştim. Tek bir adım atamıyordum. Duvardaki gölgelerden başka hiçbir şey göremiyordum. Birden her yer karardı. Sonrada Hwang Min’i gördüm. Sanki bana bakıp gülümsüyordu. Bir an için tarif edemediğim bir mutluluğa kapıldım. Ama uzun sürmedi. Gölgeler, sinsice yaklaşıp onun etrafını sardı. Koşmaya başladım ama ben yaklaştıkça onlar uzaklaşıyordu. Gölgeler onu yutuyordu. Müthiş bir korkuya kapılmıştım. Kendimi çaresiz hissediyordum. Ve sonra tamamen kayboldular.
__________________________________________________________________________

Ne gölgeler, ne de Hwang Min, hiç, hiç bir şey yoktu artık. Sadece ben ve boş mutfak. Kendime gelmem bayağı uzun sürmüştü. Yavaşça hareket edip bahçeye çıktım. Bedenim tir tir titriyordu. Telefonumu alıp Hwang Min’i aradım. “Dıt dıt dıt… Sinyal sesinden sonra mesaj…” Hayır. Açmıyordu. Yada açamıyordu. Her neyse sonuçta kitapların arasında ve de en önemlisi güvende olmadığını biliyordum.
Açılan bahçe kapısının sesiyle irkildim. Hı? Young Min? Tanrım ne oluyordu böyle…
Hemen yanına gidip elindeki poşetleri aldım. Garip gözüküyordu.
- Neredeydin Young Min? Endişelendim.
- -Marketteydim elbette.
- Neden bana haber vermedin?
Mutfağa gittik.
- Neden kahvaltı etmedin Mia? Sofrayı boşuna mı hazırladım?
Hı? Ne diyordu ya… Gözlerim masaya kaydı. Hı? Kahvaltı? Evet, kahvaltı masada duruyordu.
- Be,ben…
Titremeye başlamıştım ve kendimi durduramıyordum.
- Tatlım neden titriyorsun,ne oldu? Hadiii… Söyle bana.
Beraber koltuğa oturduk.
- Çok korkunçtu Young Min. Onlar, herneyseler…. Geldiler!
- Ne, ne geldi Mia?
Sesim fısıltı gibi çıkıyordu. Sanki hala oradaydılar. Ama hiç gölge görünmüyordu.
- Gölgeler…
Birden yüzü bembeyaz kesildi.Başımı kendine çevirip omuzlarımdan sıkıca tuttu.
- Bu kadar kolay bulabileceklerini bilmiyordum Mia. Özür dilerim.
- Young Min, artık bana her şeyi anlat.
Derin bir nefes aldı. Bir süre sustuk. Sonra da “Dinle o zaman, dedi.
- Bundan ne kadar önceydi hatırlamıyorum ama…Bu dünyada sadece insanlar yaşamıyor Mia. İnsan kılığında bir sürü canlı var. Ve bu canlıların tuhaf özellikleri var. Mesela geleceği görmek gibi…
- Buna benzer bir şeyleri daha önceden anlatmıştın. Asıl konuya gel.
- Tamam. İki yıl önceye kadar insanlarla hiçbir sorun yaşamıyorlardı. Ama sonra dünyada tuhaf ölümler başladı. Bunu yapan grup kendine Clox adını taktı ve grup büyüyüp bir millete dönüştü. Yer yüzündeki insanlarla tuhaf ilişkilere girdiler. İnsan gibi yaşadılar ama her insana isyan ve umutsuzluk aşıladılar. Onları kendilerine benzetmek, insanların kökünü kurutmak istiyorlar Mia. Ve eğer bir insan bu durumu fark ederse…
Sustu.
-Onu öldürmek gerekir,diye fısıldadım. Peki benim rolüm ne Young Min? Yani ben… Anlamıyorum…
- Dinle Mia, sen anahtarsın. Sen seçilmişsin ve bu savaşı son buldurmak senin elinde.
- Hı? Lütfen Young Min? Benim tuhaf güçlerim veya öyle bir özelliğim yokki… Üstelik benim annemde bir insan ve.. ve…
-Mia, sana insanlar gibi yaşadıklarını söyledim. Evlenebilirler…
- Ne? Babamın öyle bir şey olduğunu mu söylüyorsun sen?
- Mia, baban hakkında kimse bir şey bilmiyor…Ama sen seçilmişsin ve… Clox’lar bunun farkındalar Mia…
________________________________________________________________________

Bu konuşmalardan iki gün sonra Hwang Min’i sokakta, bir ara sokakta gördüm. Peşinden koşup kolunu kavradım.
- Hwang Mi? Ne, ne oldu sana? Tanrım…
Hwang Min her haliyle bir ölüye benziyordu. Ama gördüğüm şey sadece bu olsaydı bu kadar telaşlanmazdım. Gözleri… Masmavi gözleri şimdi griye dönüşmüştü.
- Min? Ne oldu sana?
- Mia? Neden bunu bana söylemedin. Neden….
- Neyden bahsediyorsun Min?
- Onlardan ve… senden Mia? Bana gerçeği söylemeliydin…
Söylediklerini anlamaya çalışırken göz bebeğinin büyüdüğünü fark ettim. Korkmaya başlamıştım. Bana neden öyle bakıyordu… Neden arkama bakıyordu?... Tüm bunları anlamak için arkama döndüğümde…

*Kiss,kiss,kiss NoW!~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
13 May 2012 15:06
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 8 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız