The Legend Of The Golden Phoneix
Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 
Yazar
Mesaj
kai suzuke
Lanetli
Lanetli



Yaş: 35
Kayıt: 14 Eyl 2007
Mesajlar: 359
Cinsiyet: Erkek
Nerden: Kingdom Of The Sun
Teşekkür: 44
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

kai suzuke
Lanetli
The Legend Of The Golden Phoneix Konu: The Legend Of The Golden Phoneix
Alıntıyla Cevap Gönder
Bundan yüzyıllar önce henüz dünyada yeni yeni insan toplulukları gözlenmeye başlamışken galakside güneş ve ay krallıkları bulunuyordu. İki krallık da son derece medeni koşullarda yaşıyor, halkları mutlu ve huzurlu bir biçimde geçimlerini bazı meslek gruplarıyla uğraşarak sağlıyorlardı. Güneş krallığı kral Raion ve ailesi ile yönetilirken, Ay krallığı ise kraliçe Serenity ve ailesi ile yönetiliyordu. Kral Raion’un oğlu Kai, ileride geleceği koruyan savaşçı ve evrene hükmeden imparator olacağı konusunda son derece titiz bir şekilde eğitiliyor ailede ve krallıkta herkes onun üzerine düşüyordu. Kraliçe Serenity ise kızı prenses Serenity ve kızının koruyucusu olacak olan 4 dostunu korumak konusunda çok temkinli davranıyordu. İşin bir değişik tarafında ise galaksinin en uç kısmında bulunan evrendeki tüm kötülerin toplandığı Necromancia krallığı vardı. Ülkenin kralı necromander Juntar, evrene hükmetmek için ay ve güneş krallıklarını yok etmesi gerektiğini çok iyi biliyordu ve bu sebeple evrendeki en güçlü kötü savaşçıları kendisine yardım etmesi konusunda ikna etmek için uğraş veriyordu. Ama bu iş öyle kolay olmayacaktı çünkü evreni koruyan tarihin en büyük savaşçısı Akhira iş başındaydı ve ona yardım edecek pek çok dostu vardı, başta Serenity ve Raion olmak üzere…


BÖLÜM 1 : EFSANENİN DOĞUŞU
Güneş krallığı…

Kral Raion,kraliçe Mamori,prens Kai,general Tora ve kahin Shika krallığın ful asıydılar.Ayrıca gelecekte bu ülkenin zaman bekçiliğini yapacak olan Hikari ve krallığın en büyük düşmanı olacak olan Okusama da bu krallık içindeydiler.Kral Raion oğlu Kai’nin en iyi şartlarda yetişmesi için elinden gelenin en iyisini yapıyordu.Kai henüz 6 yaşındaydı ve hayatın çok başında olmasına rağmen olgun tavırları onun evren çapında çok özel biri olduğunu kanıtlar nitelikteydi.Kai’nin kuzeni olan Hikari de 6 yaşında ve bu yaşında olmasına rağmen yaşlı bilgelerin bilgi kapasitesine ulaşmak üzereydi bile.Hikari’nin abisi Asahi,16 yaşında ve babasının generalliğini yaptığı güneş krallığı ordusunun en genç ve en yetenekli askeriydi.General Tora,kral Raion’un erkek kardeşi ve güneş ordularının komuta eden en önemli kişilerden biriydi.Kraliçe Mamori,soyu krallıktan olmayan,bir zamanlar tarım işçilerinin çalıştığı güney bölgesinde yaşayan mütevazi bir ailenin en küçük kızıyken,bir gün kraliyet yemeğinde tanıştığı kral Raion ile 4 yıl boyunca sürdürdükleri flört döneminden sonra onunla evlenerek ülkenin kraliçesi olmuştur.Şu an ülkede kraliçenin ailesinden gelen tarım yöntemleri uygulanmaktadır. Okusama doğu eyaletinde yaşayan ve doğu eyaletinin kontrolünü sağlayan valinin kızıdır.7 yaşında olmasına rağmen büyücülük yetenekleri oldukça üst düzeyde olduğu için herkes onun gelecekte bu ülkeyi koruyacak üç kişiden üçüncüsünün o olacağını düşünmektedir. Kâhin Shika, yaklaşık 300 yıldır ailesinden gelen gelenekler üzerine ülkenin kâhin görevliğini üstlenmektedir, Kai’nin geleceği konusunda çok özverili şekilde çalışmaktadır.

Ay Krallığı…

Dünyanın komşusu ve uydusu olan Ayda uzun yıllardır hükümdarlığını sürdüren büyük bir krallık vardı. Kraliçe Serenity ölen eşi Tebiki’nin ardından kraliyeti ele almış kızı Serenity’nin ilerde kraliçe olabilmesi için onu en iyi koşullarda yetiştiriyordu. Bunu yapması için Plüton gezegeninin kraliçesi ve ayın en bilge kişisi olan Setsuna’yı görevlendirmişti. Prenses Serenity’nin 4 dostu olan Merkür prensesi Ami, Mars prensesi Rei, Jüpiter prensesi Makoto ve Venüs prensesi Minako gelecekte Serenity’nin en yakın dostları ve onu koruyan savaşçılar olacaklardı, bunun için eğitiliyorlardı. Kraliçe Serenity bir yandan da dünyada kurulan hükümdarlıklara göz atıyor kendi krallığının bir parçasının da orda olmasını istiyordu.

Necromancia…

Evren savaşçısı Akhira’nın kötülüklere hükmeden kız kardeşi Ahva’nın öğretileri sayesinde evrenin en kötü imparatoru haline gelen necromander Juntar,ülkesindeki kötülüğün tüm evrene yayılıp Ahva’ya olan borcunu ödemeyi planlıyordu. Juntar yaklaşık 300 yıldır bu krallığın imparatoruydu ve evrendeki kötü enerjiyi kullanarak bunu hayat enerjisi olarak kullanıyor bu zamana kadar hayatta kalabiliyordu.Çok sağlam planları olmasına rağmen Juntar’ın önünde Akhira gibi müthiş bir savaşçı vardı ve ona yardım edecek üç kişi…

Dünya…

Gelişimini tamamlayan insan ırkı ilk düzenli yerleşimini de kurmuştu.Kral Abadren’in kurduğu krallık dünyanın ilk imparatorluğuydu.Bugünkü Çin, Kore ve Japonya’nın bulunduğu toprakları kapsayan geniş bir imparatorluğa hüküm süren Abadren’in en büyük amacı krallığını her türlü düşmana karşı kanının son damlasına kadar savaşarak korumaktı.Her ne kadar şimdi bekar olsa da ve krallığa ondan sora bakacak kendi ailesinden bir varisi olmasa da Abadren ülkesi için çok çalışan saygıdeğer,onurlu ve bir o kadar da cesur bir adamdı…

Güneş Krallığı…

Hana mevsiminin tam ortalarıydı.Kai her zamanki gibi eğitimdeydi.Hikari’nin abisi Asahi,Kai’ye kılıçla nasıl savaşılacağını gösteriyordu.Hikari ise bir köşeye oturmuş ikisini hayranlıkla izliyordu.Eğitim bittikten sonra Kai ve Hikari kraliyet sarayının bahçesinde geziniyorlardı.Tapınağın önüne gelen Kai ve Hikari içeriden gelen bir sesle irkilirler…

--:Kai… içeri gel…
Hikari:Kai sakın gitme çok korkuyorum.
Kai:Merak etme kuzen bu topraklarda bana ve sana kimse zarar veremez.
Hikari:Kai…

Kai ağır adımlarla içeri girer,Hikari ise Kai’nin arkasından ürkerek yavaş adımlarla ilerlemektedir.Kai haklı çıkmıştı onu içeriden çağıran ses kahin Shika’dan başkası değildi.Kai kraliyet selamını verdikten sonra Shika’nın karşısında oturur,Hikari’de içeri gelmişti.Shika,Kai ile ilgili gördüğü şeyleri ona anlatmaya geleceği ile ilgili çok tarihi bir kehaneti ona ve Hikari’ye söylemek üzereydi.

Shika:Kai,ilerde bu ülkenin kralı olduğun zaman üzerinde çok ağır bir yük taşıyacaksın.

Kai:Nasıl yani?

Shika:Başından iki büyük savaş geçecek ve bu iki savaşta da sevdiğin pek çok kişiyi kaybedeceksin.

Kai:Peki hiç iyi bir şey olmayacak mı rahip?

Shika:Merak etme,hayatının kadını ile evlenecek çok mutlu bir hayata adım atacaksın.

Kai:Peki kim bu kadın?

Shika:Venüs kraliçesinin kızı.

Kai:Peki onu nerde bulacağım?

Shika:Galaksinin her yerinde olabilir,bu yüzden büyük bir yolculuk seni bekliyor.

Hikari:Bende yanında olmak istiyorum Kai.

Kai:Hikari senin burda yapman gereken şeyler var.

Shika:Kai,herşeye hazırlıklı olmalısın,iyi kötü herşey seni bulabilir dikkatli ol…

Kai:Peki…

Kahinin yanından ayrılan Kai ve Hikari kutsal odaya girerler. Odanın tam orta yerinde ülkenin en değerli hazinesi olan Apollo kılıcına bakan Kai içnden bu kılıcın kendisinde olması gerektiğini düşünmektedir.Tam da bu sırada kılıç parlamaya ışık saçmaya başlar Hikari korkusundan yere yatar Kai ise dimdik ayakta duruyor olanları meraklı gözlerle izliyordu.Derken kılıcın içinden altın sarısı bir kuş çıkar ve kılıcın üzerinde süzülmeye başlar.Kai bu kuşun ne olduğunu çok merak ediyordu ama bir yandan da babasının ona zamanında bu ülke topraklarında yaşayan efsanevi altın anka kuşları olduğunu ve ruhlarının hala aramızda dolaştığını, bize şans getirdiğini söylemişti.Biraz geçtikten sonra kuş Kai’nin tam önünde durup ona yaklaşmaya başlamıştı.Kai hiçbir şekilde tepki vermiyor Hikari ise Kai’ye uzaklaşmasını söylüyordu.Kai ise bir yere gitmeyeceğini söylüyor aynı şekilde durmaya devam ediyordu. Ve kuş Kai ile konuşmaya başlamıştı.

G.P: Sen prens Kai misin?

Kai:Evet,ya sen kimsin?

G.P:Ben bu ülkenin ve bu kılıcın koruyucusu altın anka kuşuyum.

Kai:Beni burdan uzak tutmaya mı çalışıyorsun?

G.P:Hayır,yalnızca bu kılıcı taşıyabilecek nitelikte biri misin ona bakıyorum.

Kai:Peki sence yeterli miyim?

G.P:Buna kılıcı eline aldığın ilk andan sonra karar vereceğim.

Kai:Alabilir miyim?

G.P:Onu alamazsın,eğer ki taşıyabilecek nitelikteysen kendisi sana gelecektir.

Kai:Peki ne yapacağım?

G.P:Sadece gözlerini kapat ve ne istediğini düşün.

Kai gözlerini kapatır bir süre geçmişindeki güzel anıları ve gelecekten beklentilerini düşünmeye başlar.Hikari ise olanları şaşkınlıkla izliyor anka kuşu ise Kai’nin zihnini okuyordu.Tam bu sırada kılıç yerinden hareket etmeye ve Kai’ye doğru gelmeye başlar,Kai ise kalbinde olağanüstü bir sıcaklık ve damarlarında gezen kanın sonuna kadar gücünü açığa çıkardığının farkındaydı.Gözlerini açtığında efsanevi kutsal Apollo kılıcı Kai’nin ellerindeydi.Kai olanlara inanmakta güçlük çekiyor bu odaya ilk girdiğinden beri en çok istediği şeyi elinde tutuyordu ve çok mutluydu. Anka kuşu ise Kai’ye son olarak birkaç şey söyleyecekti.


G.P:Kai,bu kılıcı alarak ne kadar büyük bir sorumluluğa eriştiğinin farkındasın değil mi?

Kai:Ben bu ülkenin kralı olacaksam eğer buna bir yerden başlamak lazım.

G.P:Sen aynı Raion gibisin kararlı,azimli ve cesur.

Kai:Teşekkür ederim.

G.P:Artık bu efsane senin ellerinde ve ruhunda Kai Suzuke.Ve ben bu andan itibaren senin ruhunun bir köşesinde yaşıyor ve seni koruyor olacağım.

Kai:Sahiden mi?

G.P:Kapat gözlerini.

Kai bir kez daha gözlerini kapatır ve Anka kuşu Kai’nin vücudundan içeri girer,onu koruması altına alır.Kai kılıcı yeniden yerine koyar ve tekrar alacağı güne kadar kutsal odada durmasına karar verir…


BÖLÜM 2 : TRAJİK BİR BAŞLANGIÇ







Necromancia… Bir yıl sonra…





Juntar, aradan geçen bir yılın içinde
evrendeki tüm kötülük dolu insanları kendi etrafında toplamayı başarmış Ay ve
Güneş krallıklarına saldıracağı gün için sabırsızlanıyordu. İlk önce
Galaxia’nın kötü kardeşi Peraklet, daha sonra Dr.Chaos ve Beryl’i yanına çeken Juntar,
daha sonra Nehelenia’yı da yanına çekerek kötülük dolu ordusuna güç katmıştı.
Ama Juntar’ın herkesten sır gibi sakladığı asıl büyük kötü kumandan Zagato’yu
kimse bilmiyordu. Artık büyük planı yoluna koyma vakti gelmişti, Beryl’i Ay krallığına,
Peraklet’i Güneş krallığına, Nehelenia’yı da Dünya’ya gönderen Juntar Zagato
ile asıl darbeyi bu üç ülkeye Ahva’nın gücüyle vurmak peşindeydi. Ama Juntar’ın
bilmediği bir şey vardı o da Akhira’nın halen hayatta olması ve ona yardım edecek
üç savaşçının daha var olmasıydı, eğer ki ülkeler bu savaşlarda düşmezse
Akhira’nın işi oldukça kolay olacaktı fakat durum tam tersi olursa sadece
Galaxia ile tek başına koskoca kötüler ordusunu yenmekte baya bir zorlanacağı
kesindi. Juntar planı herkese açıkladıktan sonra seçtiği kişileri hedeflerine
gönderir ve beklemeye başlar…





Ay Krallığı…





Prenses Serenity’nin 8. yaş günü sebebiyle
ülkede gümüş gün olarak ilan edilen özel bir gün içinde olan ay krallığı,
üzerlerine gelecek olan tehlikenin farkında olmadan gönüllerince eğleniyorlardı,
ama gece olduğunda ülkenin kuzeyinde patlak veren bir kaos ortamı kraliçe
Serenity’i oldukça endişelendirmişti. Duruma müdahale etmek isterken Beryl ile
burun buruna gelir ve kızı ile dostlarını korumak için ginzoushou ile onları
dünya krallığına gönderir. Savaşta her ne kadar zorlansa da Beryl’i alt etmeyi
başaran Serenity Akhira’dan yardım ister fakat Akhira da galaksideki kötülük
hareketlenmesini kontrol etmeye çalışıyordu ki şu an için dünya krallığı en
zayıf halka olarak görünüyordu ve oraya yardım etmeliydi…





Dünya Krallığı…





Tüm düzenini büyük uğraşlar sonucu
sağlayabilen kral Abadren halkına her türlü özveriyi gösteriyor onların huzuru
ve mutlulukları için insanüstü bir çaba gösteriyordu. Büyük göç sırasında anne
ve babasını kaybeden Abadren klanını zor şartlarda bir araya getirmeyi başarmış
verimli topraklarda halkını tek bir çatı altında toplamayı başarmıştı fakat
durum hiç de beklendiği gibi gitmeyecekti. Abadren, Edo(bugünkü Tokyo) da
gidişata bakarken Nehelenia ve Dr.Chaos dünyaya korku ve dehşeti yaymak, istila
etmek için büyük bir savaşı başlatmıştı bile. Abadren daha ne olduğunu bile
anlamadan ülkesindeki az sayıdaki savaşçı erkekleri Edo’nun kraliyet
tapınağında toplamıştı, bu savaş onlar için büyük bir dönüm noktasıydı ve
kazanmaları gerekiyordu. Nehelenia ve Dr.Chaos yaklaşık 2000 kişilik bir ordu
ile Edo ve civarını istilaya başlamıştı, Abadren ise bu 2000 kişiye sadece 150
kişi ile savunma yapacaktı. Ama kimsenin bilmediği bir şey vardı o da
Abadren’in sıradan bir insana oranla çok fazla insanüstü yeteneklere sahip olmasıydı.
Kılıcı excalibur sayesinde pek çok düşmanı alt eden Abadren şimdi çok daha
ciddi bir sınavla karşı karşıyaydı. Az geçtikten sonra savaş başlar ve
birbirinden cesur 150 savaşçı varlarını yoklarını ortaya koyarak hayatlarını
kaybederek Edo’yu Nehelenia ve Dr.Chaos’tan uzak tutmayı başarmışlardı, yalnız
ortada bir sorun vardı, şimdi Abadren yalnız başınaydı ve onu öldürmek isteyen
evrenin en kötü iki karakteri Nehelenia ve Dr.Chaos tam karşısında savaşmak
için bekliyordu. Tam bu sırada gökyüzünden inen 5 ışık tapınağın ortasını ışıl
ışıl yapmış ve herkesi şoke etmişti, bu durumdan yararlanmak isteyen Abadren
hemen ani bir atak yapar fakat büyü gücü çok üst düzeyde olan Nehelenia bunu kolayca
savuşturmayı başarır. Abadren artık yapacak bir şeyinin olmadığını anlayarak
teslim olmaya karar vermişken gökyüzünde Akhira görünür ve duruma el koyarak
Nehelenia ile Dr.Chaos’u Edo’nun uzak bir köşesine mühürleyerek dünya halkını
ve Abadren’i korumuş olur. Savaş sırasında gökten inen 5 ışığın ne olduğunu
merak eden Abadren ve Akhira tapınağa girer. Gördükleri karşısında şoka uğrayan
ikili bir kristal içerisinde uyuyan 5 küçük kızı görmüşlerdi ve Akhira bu
kızların Ay krallığından olduğunu biliyordu. Akhira ve Abadren savaştan kalma
yaraları sarmak için uzun uğraş verirler ve bu uğraş sırasında birbirleriyle
inanılmaz derecede yakınlaşırlar…





Güneş Krallığı…




Savaşlar içerisinde belki de
en trajik olanı güneşte yaşanacaktı çünkü Peraklet bundan 120 yıl önce Raion’a
ihanet ettiği için onun tarafından evrenin en uzak köşesine hapsedilmişti fakat
Juntar ne yapıp ne edip onu ordan bulup çıkarmış ve Raion’dan intikamını alması
için ona bir şans vermişti. Peraklet’de ona verilen bu şansı en iyi şekilde
değerlendirme peşindeydi. Hızla ordusunu alıp güneşe gitmek için yola çıkmıştı.
Raion, Kai, Mamori ve Hikari Insei vadisinde piknik yapıyorlardı. Kai babasına
Shika’nın ona anlattığı kehanetleri söylemişti, buna karşılık Raion da Kai’ye
önceden Shika’nın ona kendisiyle ilgili anlattığı kehaneti söylemişti. Shika
Raion a gelecekte kendisi tarafından ceza verdiği birinin intikamına maruz
kalıp öleceğini söylemişti ama daha ne gelen vardı ne giden. Piknik
alabildiğine güzel geçerken Peraklet güneşi güneyden kuşatmaya ve istila etmeye
başlamıştı. Peraklet yıllar önce Apollo kılıcını çalmaya çalışmış ve Raion tarafından
cezalandırılmıştı, şimdi Peraklet hem kılıcı almak hemde Raion ve ailesini yok
edip güneşe hükmetmek istiyordu. Kötü haberi alan Suzuke ailesi apar topar
saraya dönerler. Kai’yi korumak herşeyden öncelikliydi ama bu sefer Raion
gelenin Peraklet olduğunu öğrenince durumun Kai ile alakalı değil kendisiyle ve
Apollo kılıcı ile ilgili olduğunu fark ederek kendini öne atar ve Tora ile
Asahi’yi alıp kutsal tapınağın önüne giderek Apollo kılıcını koruma altına
almak için toplanırlar. Uzun bir bekleyişin ardından gümüş kapının önünde Raion
Tora ve Asahi’nin önderliğinde güneş ordusu Apollo kılıcını korumak için
Peraklet i beklemeye başlamışlardı. Bu duruma Kai Hikari ve Mamori seyirci
kaldıkları için pek üzgündüler fakat şu anda hiçbirinin elinden bir şey
gelmeyeceği kesindi. Aradan geçen iki buçuk saatin ardından Peraklet ve
arkasından gelen 10000 civarı asker kraliyet sarayının önünde konuşlanmış savaş
için ilk hamleyi yapmayı bekliyorlardı. Derken büyük bir gürültü ile savaş
başlar iki ordu kıyasıya çarpışmaya başlamışlardı, Peraklet şimdilik durumu
gözlüyor karşı tarafın zayıf bir anında içeri sızıp kılıcı almak için zaman
kolluyordu. Bu sırada Kai’ye seslenen Anka kuşu Kai’ye odaya gizlice girip
kılıcı almasını söyler ve Kai de aniden kaybolup olağan hızıyla aşağı koşar
savaş alanını arkadan dolaşıp tapınağa yeraltındaki kapıdan girerek Apollo
kılıcını alıp içerden hızla kaçar. Kaçarken de hayatının en kötü sahnesini
görmek üzereydi. Peraklet ilk önce Asahi’yi, daha sonra Tora’yı ve tam gümüş
kapının önünde de babası Raion’u öldürmüştü. Kai şok içinde dizlerinin üzerine
çökmüş hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Peraklet kapıyı açıp içeri girmiş ve kâhin
Shika’yı da öldürmüştü, ama kılıç ortada yoktu ve Kai henüz Peraklet ile
savaşacak durumda değildi, biraz geç de olsa ablasını durdurmak için güneşe
gelen Galaxia savaşa bir son vermiş ve Peraklet i kutsal odaya hapsetmişti. Ama
Raion Asahi ve Tora için yapılacak hiçbir şey yoktu. Peraklet hepsini bir anda
öldürmüştü ama amacına ulaşamadan duruma Galaxia el koymuş güneşi kurtarmıştı.
Suzuke ailesi yıkılmış bir şekilde üç büyük adamı toprağa vermişti. Kai ise bir
an önce büyüyüp babasının intikamını almak için eğitimlerini hızlandırmış ve
altın Anka kuşunun ruhu ona gelecekte sahip olacağı sınırsız enerjiyi
kaldırabilmesi için onu güçlendirmeye başlamıştı bile…

Kai Suzuke Genshi Corporation





bebeğim midori ye sonsuz thx. emeğine sağlık canım kızım <3



Kavuşmamız an meselesi Çok Mutlu
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
24 Tem 2010 18:40
Gold
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon



Yaş: 30
Kayıt: 04 Eyl 2007
Mesajlar: 3,205
Nerden: nereye xD
Teşekkür: 148

Durumu: Çevrimdışı

Gold
Eternal Sailor Moon
The Legend Of The Golden Phoneix Konu: Yanıt: The Legend Of The Golden Phoneix
Alıntıyla Cevap Gönder
Süper bölüm abi eline sağlık Çok Mutlu Yeni bölümleri sabırsızlıkla bekliyorum Çok Mutlu



by me ^_^
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
24 Tem 2010 18:56
Turkuaz
Efsane Üye
Efsane Üye



Yaş: 34
Kayıt: 26 Hzr 2010
Mesajlar: 1,525
Nerden: çikolata kazanından zuha XD
Teşekkür: 580

Durumu: Çevrimdışı

Turkuaz
Efsane Üye
The Legend Of The Golden Phoneix Konu: Yanıt: The Legend Of The Golden Phoneix
Alıntıyla Cevap Gönder
okudum Kahkaha Atıyor güzeldii takip edicem bunu Gülücük Dağıtıyor kai ye çok üzüldüm gözlerinin önünde kaybettiii Üzgün ya da Ağlıyor devamını beklyrm Hayranlık Besliyor

"ilk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın... (C.S.)"
>funnylife<
yenielmakurdu
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
24 Tem 2010 22:06
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 3 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız