YABAN
Sailor Moon Forum -> Kitap, Şiir ve Yazılar -> Kitaplar (Türk Yazarlar)
 
Yazar
Mesaj
Lumi
Beni Görmeye Alışın
Beni Görmeye Alışın



Yaş: 31
Kayıt: 31 Tem 2007
Mesajlar: 239
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

Lumi
Beni Görmeye Alışın
YABAN Konu: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
YAZAR:YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

Romanda, Yaban diye adlandirilan Ahmet Celal'in Türk köyü ve köylüsü hakkindaki görüsleri yer almaktadir. Olayin geçtigi yer Porsuk Çayi dolaylarindaki bir Türk köyüdür. Konu halk-aydin kopuklugunu ele aldigi ve Kurtulus savasi dönemindeki köyü yansittigi için çok önemlidir.

ÖZETİ
Ahmet Celal, bir Osmanlı padişahının oğludur. Savaş esnasında vurulmuş ve kolunu kaybetmiştir. Bu hazin hadiseden sonra, dünyadan elini eteğini çekmiş ve toplumdan kaçmak, sessiz sakin bir yerde yaşamak için Anadolu'nun ücra köşelerini seçmiştir. Bu sebebten dolayı, onun subaylık yaptığı dönemde ona emirer olarak hizmet eden M. Ali'nin köyüne gider.

Köydeki ilk günleri onun için çok zor olmuştur. Çünkü bundan önceki yıllarda, İstanbul'da yaşamış ve oranın kültürü ile bezenmiştir. Köylüler ona, oranın yabancısı olduğu için "Yaban" derler. Fakat, Ahmet Celal bu lakabı kendine laik bulmaz. Çünkü o, kolunu salt bu bu millet için kaybettiğini savunur. Onun için köydek ilk iki hafta köy yaşantısını alışma safhası olarak geçer. Bu arada M. Ali'nin müstakil evinin bir odasında kitaplarıyla gününü geçirir. Kitapları bir nebze dahi olsa yalnızlığını ve acısını unutmayı sağlar. Onlar, onun en iyi dostu olmuştur. Bu zaman zarfında, M.Ali'nin annesi, kız kardeşi ve kardeşi İsmail'le tanışır. Köy ortamı ona, İstanbul gibi büyük bir yerde yaşadığı için çok rezalet gelir.

Haftalar ilerledikçe Ahmet Celal, köy ahalisiyle yavaş yavaş tanışır. Köyün en zengini Salih Ağa, muhtar ve Süleyman adında karısını söz geçiremeyen adamla samimiyet kurar. Fakat, bu samimi yet sınırlıdır. Ahmet, onlara hep savaştan, Atatürk'ten ve Onun yaptıklarından bahsederken onlar, onu hiç ciddiye almaz ve bir gün düşman gelip, ülkeyi Osmanlıdan alacak ve onlar huzurlu bir ortamda yaşayacaklarını inanırlar.

Bir gün Ahmet Celal, köyün civarına gezmeye çıkar. Çünkü, köy halkının düşünceleri onun acısına tuz ekiyordu. Bundan dolayı yaylalara çıkar; doğanın verdiği huzur ile hem acısını hem de yalnızlığını kısmen de olsa unutur. Yine yaylalarda gezerken bir kız görür. Kız, istanbuldakiler gibi bakımlı, giyim-kuşamı iyi olmasa bile, onu çok etkilemiştir. Onunla konuşmak ister; fakat kız ondan kaçar. Çünkü o, köylülerin tabiri ile buraların yabanıdır. Günler geçmesine rağmen, kızı unutamamaktadır. Onu tekrar görmek ve konuşmak için yaylaya çıkar. Bir süre bekledikten sonra yine aynı kız oraya gelir. Ahmet onunla konuşmak ister; fakat nafile. Kız ondan yine kaçar. Fakat o, bu sefer onunla konuşamaya kararlıdır. Ve kızı bir süre kovaladıktan sonra onu yakalar. Kız , sudan yeni çıkmış balık misali, kaçmaya çalışır. Ahmet onu sakinleştirdikten sonra ona, "sadece seninle konuşmak istiyorum." der. Fakat kız yine de kurtulamk için çabalanır. Bir süre sonra, kızın isminin Emine olduğunu öğrenir.

Bu arada cephede savaş şiddetlenmiş ve köylerden tekrar askere çağırılanlar olur. Bunlardan bir tanesi de M.Ali'dir. Onun evden ayrılması ile artık yazarın köyde samimi olacağı, dertlerini anlatabileceği kimse kalmamıştır. Bir kaç hafta daha M. Ali'nin ailesiyle birlikte kalır. Fakat İsmail'in Emine'yi sevdiğini ve onunla evleneceğini duyunca evden ayrılır. Köyde başka bir yerde yaşamaya başlar. Fakat, kolunu kaybetmiş olmasından dolayı yardıma muhtaçtır. İlk zamanlar Süleyman onun ihtiyaçlarını gidermeye çalışır. Aslında o da yazar gibi terkedilmiş ve yapayalnızdır. Karısı, onu asker kaçağı birisiyle aldatmış ve ve İstanbul'a kaçmıştır. Fakat Süleyman karısını çok sevmektedir. Onu bir türlü unutamaz. Aradan günler geçer. Bir gün İsmail'in Emine ile evleneceğini duymasına rağmen yazar, muhtar gider ve Emine'yi kendisine istemesini söyler. Bunun üzerine muhtar hanımını Emine'nin evine gönderir. Ama Emine bu işe "Hayır" der. Üstüne üstelik yazara kolsuz olduğu için ağır hakaretlerde bulunur. Kendisi hakkında söylenen lafları yazar muhtarın ağzından duyunca deliye döner. Ona göre İsmail, Emine'ye layık birisi değildir.

Birkaç hafta sonra, İsmail'in Emine ile evlenmek üzere hazırlık yaptığını kahvede işitir. Emine'yi kafasından silmeyi başarmış; fakat bir türlü kalbinden atamamıştır. İkinci kez hayal kırıklığına uğrar. Bunun hıncını Süleyman'ı azarlayarak, karısı hakkında ileri geri konuşarak çıkartır. Bu kavgadan sonra, Süleyman daha fazla dayanamaz ve köyü terkeder. Yazar pişmandır ama çok geçtir.

Süleyman'ın evi terketmesinden sonra, kendisine yardım etmesi maksadıyla Emeti Kadın'ı tutar. Onun Hasan adında bir torunu vardır. Emeti Kadın hem torunu Hasan'ı hem de yazara bakmaktadır. Torunu Hasan küçük bir çobandır. Yazar, onunla koyunları otlatmaya çıkar. Böylece hem Emine'yi tekrar görmek hem de acılarını unutmak ister. Bu sırada dağların arkasından top sesleri gelmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi savaş köye doğru gelmektedir. Bu arada Emine İsmail'le evlenir. Yazar, bir daha köyün içinde gezemez olur.

Aradan fazla geçmez. Köye bir şeyh gelir. Köylülere, yurdumuzun düşmanlar tarafında zaptedildiğini ve niyetlerini Anadolu'yu elimizden almak olduğunu; yeşil sarıklıların bizi düşmana karşı savunduklarını ve müslüman olmak isteyen kraliçeden bahserder. Bu olayı yazar, Emeti Kadı'nın duyduklarından öğrenir. Bunun üzerine yazar sinirlenir ve şeyhe gider , onunla kavga eder.

Savaş cephelerde son surat devam etmektedir. Düşman uçakları köyün üzerinde kol gezmekte ve bir takım kağıt parçalarını yere atmaktadır. Kağıtta "Sakın yerinizden yurdunuzdan olmayınız. Biz size kötülülük etmeğe gelmiyoruz. Halife ve padişah bizimle beraberdir. Biz sizi Kemal'in çetelerinden kurtarmak için harbediyoruz." yazar. Köylüler, bunu okuyunca yazar, her birinin gözünün parıl parıl parlamağa başladığını görür. Bir akşam üstü eve dönmek üzere iken "Davranma!" diye bir sesle irkilir. Yazar ilk başta anlamazlıktan gelir; fakat bir kaç adım atar atmaz bir kurşun kulağının dibinden bir arı gibi vızıldayarak geçer. Yazar, bunun bir asker kaçağı olarak düşünür; ama ateş eden bir Türk askeridir. Az kalsın bir Türk askerinin kör kurşununa hedef olacaktı. Onlara durumu anlattıktan sonra birliğin (topçu müfrezesi) komutanlarından savaş hakkında bir kaç bilgi alır. Konuşmalardan yazar, Türk Ordusu'nun savaşı kazanacağından ümitperver olur. Artık savaş, köye çok yakın yerlerde cereyan etmektedir.Bu sebebten dolayı birlikler, köy yollarını kullanmaktadır.

Bir gün inanılmaz bir olay olur. Yazar, muhtar ve diğer köy ahalisi kahvede otururlarken, uzaktan çok dağınık halde bir birlik gelmekte olduğunu görmektedirler. İlk başta düşman sanılan birliğin daha sonra Türk Ordusu'ndan olduğu anlaşılır. Bekir Çavuş, savaşın son gelişmelerinden haberdar olmak için askerlerden bir kaç tanesini "Komutanınız nerede ?" diye sorar. Daha sonra birlik komutanı bir başçavuş çıkagelir. Başçavuş yorgun ve perişan haldedir. Bir süre Başçavuşla muhtar bakıştıktan sonra sarmaş dolaş olurlar. Çünkü o, bir zamanlar köyde yaşamış ve öldü sanılan Emine'nin babasıdır. Cephedeki bir kaç olaydan ve gelişmelerden konuştuktan sonra muhtar ona kızı Emine'yi hatırlatır. Daha sonra muhtar "Daha önce nerelerdeydin?" diye sorar. Bunun üzerin Başçavuş, on yıl moskofa esir düştüğünü ve esaret yıllarını anlatır. Bu arada Emine kahvehaneye babasıyla görüştürülür. İlk başta Emine, ürkek bakışlarla babasına baktıktan sonra göz ucuyla da yazara bakar ve utangaçlığından ne yapacağını bilemez. Bir süre bakıştıktan sonra yazar, Emine'nin artık İsmail'i sevmediğini bakışlarından anlar. Artık bu noktadan sonra, yazarla Emine arasında bakışmalarla birbirlerine olan aşklarını ilan ederler. Ama bir sorun vardır: Emine'nin İsmail'le evli olması. Bir müddet sonra başçavuş, anasını görmeye gider; askelerini de bir süre mola yapmak üzere muhtara bırakır.

Ertesi gün, sabah erkenden birliğin yola çıktığın öğrenilir. Dağın arkasındaki top sesleri iyiden iyiye artmaktadır. Köylüler bu olaya karşı tedirgindir. Çoban Hasan'la yazar arada sırada koyunları yaylaya çıkartırlar. Fakat, bir gün Küçük Hasan yaylaya kendisi gider. Ne olduysa o gün olur. Yazar, Küçük Hasan'ın "Geliyorlar" diyerek bağırmasıyla uyanır. Hasan'a "ne olduğunu" sorar. Benzi solmuş, soluk soluğa kalan Hasan :

- Aha onlar, senin dediklerin.Te karşıki belin üstünden yürüyüp geliyorlar.

Yazar bir süre kendini toparlayamaz. Çocuğun yüzüne bön bön bakar. Endişe ile apar topar bir kaç eşyasını toplamaya başlar; fakat kolu olmadığı için yardıma ihtiyacı vardır. Emeti Kadın'ı arar ama bulamaz. Evin etrafına bakınır hiç kimseyi bulamaz. Belliki köylü korkudan saklanmış olmalı. Düşmanın hemen köye girmek üzere olduğu, ağır topçu taburunun araba ve demir şakırtılarının seslerinden anlaşılıyordu. Yazar hemen kapısını kilitler, pencereleri kapatır. Aradan fazla geçmez. Dışarıda garip garip sesler gelmektedir. Bu sesler Yunancadır. Köy tamamen düşman askerleri tarafından ele geçilir. Her eve baskın düzenlerler. Bulduklarını köy meydanına çıkartırlar. Sırada yazarın evi vardı. Asker kapıyı açmaya çalışır aman nafile kapı kilitlidir. Son çareyi kapıyı kırmakta bulur.

İlk başta yazar, askere diklenmeye çalışır; sonuç vermeyince kendini düşman askerine bırakır. Bir süre sonra yazar, arayıpta bulamadığı köy halkının toplandığı yere götürülür. Burada askerler kadınlara, genç kızlara tacizde bulunur. Yazar bundan rahatsızlık duyar. Aslına bakarsan o, sadece Emine için endişe duymaktadır. Emine'ye baktıkça hem onları korumak hem de Emine'ye sakat olduğu halde erkekliğinden ödün vermediğini göstermek maksadıyla askerlerin arasından Rumca bilene, onu komutanın yanına götürmesini ister. Asker onu alır, komutanının yanına götürür. Yazar Fransızca bildiği için ona, Fransızca olarak askerlerinin halkı eziyet ettiklerini ve genç kızlara tacizde bulunduğunu ifade eder. Yunan subayı onu dinledikten sonra tekrar toplanma noktasına geri götürür. Ve askerlere ve köy halkına eziyet edilip edilmediğine dair sorular sorar. Ahali korktuğu için bir şeyler söyleyemez. Daha sonra askerler, köydeki bütün evleri arama yaptırarak silah namına ne varsa hepsini toplattırır. Ve köylülerden yiyecek, içecek toplarlar ve bunu para karşılığında aldıklarını göstermek maksadıyla öylülere bir kağıt verirler. Cahil köylüler buna inanır ve olan tüm yiyeceklerini teslim ederler. Halbuki Türk askerleri geldiğinde onlardan her şeylerini esirgemişlerdir. Eski bir subay olan yazar, düşmanın köylülerden yiyecek ve içecek toplamasından en az bir iki haftaya kalmaz köyden ayrılacaklarını yorumlar. Bir kaç gün ilerledikten sonra, yazar Emeti Kadın'ın çığlıkları ile uyanır. Hasan'a işkence ederler. Zavallı çocuk her tarafı yara bere içinde, acılar içinde kıvranmaktadır. Yazar ilk başta Hasan'ın öldüğünü zanneder ama nabzını yokladığında yaşıdığını farkeder. Yazarın endişesi giderek artar.

Ertesi gün, askerler topladıkları eşyaları saracak bir şey aramak için yazarın evini basarlar. Hasan o esnada çarşafın arasında yatmaktadır. Yazar, askerlere "Ne istiyorsunuz" der. Onlar cevap vermeden, aniden çarşafı öyle bir hızla çekerler ki Hasan yere "pat" diye sertçe yere düşer. Zaten hali perişan olan Hasan, bu sefer ölümü atlatamaz. Olduğu yerde yığılır kalır. Emeti Kadın ve yazar Hasan'a yardım etmek için koşarlar; fakat Hasan ölür. Ağlamalar, sızlamalar yazar kendini tutamayarak askere bir yumrukta yere serer. Olaylar bu esnada cereyan eder. Köylüler ilk defa da olsa yazarı haklı bulur ve askerlerin üzerine yürürler. Ortalık karışır. Bu karışıklıktan yararlanarak Emine ile yazar kaçarlar. Bu esnada yazar, böğründen vurulur. Fakat bu acıyı o anda hissetmez.sadece yazar değil, aynı zamanda Emine de sol bacağından yaralanmıştır. Kaçabildikleri yere kadar kaçarlar. Bir yere vardıklarında oturup dinlenmeye karar verdiklerinde vurulduklarını anlarlar. Hele Emine'nin yarası daha ağırdır. Kalkacak durumda değildir. Bu sebebten dolayı yazar Emine'yi yalnız bırakır ve yoluna devam eder.

KİTABIN ANA FİKRİ :

Vatanın elden gitmesine rağmen duyarsızlığını sürdürmesinin,cahilliğin bir sonucu olduğunu göstermesidir.

4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :

AHMET CELAL : içi vatan aşkıyla dolu,köylülerin cahilliğini gidermek için didinen,köy yaşamına alışık olmayan birisidir.

SALİH AĞA :Sinsi bir kişiliğe sahiptir. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bir kişiliğe sahip.

MEHMET ALİ’NİN ANNESİ : Kendisini toprağa adamış, cahil, hiçbir şeyden habersiz ve başkalarının sözünü dinlemektedir.

BEKİR ÇAVUŞ : Askerlik yaptığından dolayı olayların kısmen farkındadır. Bulunduğu ortam itibariyle bildiklerini aktarmaktan çekinmektedir.

_______________________________________________________________

Bana göre Yaban ; aydınla köylünün anlaşmazlığını ve cahiliğini gözler önüne seren değerli bir eserdir.



En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
09 Eyl 2007 16:13
BuLuT
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 35
Kayıt: 09 Hzr 2007
Mesajlar: 655
Cinsiyet: Kız
Nerden: Ankara ^^
Teşekkür: 5

Durumu: Çevrimdışı

BuLuT
Venus Fan
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
bu kitabı okudum ama tam okumadım. çünkü canımı çok sıkmıştı. fakat özetini okuduğumda baya da güzel bişiye benziyordu. ama kitabını tam okumadım. fena bir kitap değil. paylaşımın için sağol michiru_neptün Çok Mutlu



Ümitsiz insanlar ağır hastalara benzerler.
Hayata her zaman daha kuvvetle sarılırlar.

Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
09 Eyl 2007 16:45
aqua_vita
Üye
Üye



Yaş: 31
Kayıt: 04 Eyl 2007
Mesajlar: 83
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

aqua_vita
Üye
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
Bana kalırsa bu romanı her Türkün okuması lazım.İlk okuduğumda sadece eskiden olan yaşam tarzı hakkında bilgi sahibi olmuştum;ama şimdilerde yani insanların şimdiki yaşamları hakkında bilgi edindikçe kıyaslama yapıyorum ve çok hoşuma gidiyor.Kitabın her sayfasına hayran olduğumu belirtmek zorundayım.Herkese de tavsiye ederim.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
09 Eyl 2007 17:04
Eternal Moon
Tanabata Himesi
Tanabata Himesi



Yaş: 30
Kayıt: 14 Tem 2007
Mesajlar: 2,020
Nerden: Gensokyo
Teşekkür: 134

Durumu: Çevrimdışı

Eternal Moon
Tanabata Himesi
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
bikaç arkiokumuş bana tavsiye ediyolar ama bakalım bende beğenecek miyim Zarif

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
09 Eyl 2007 17:23
mamoru
Koruyucu
Koruyucu



Yaş: 40
Kayıt: 03 Hzr 2007
Mesajlar: 1,976
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 200

Durumu: Çevrimdışı

mamoru
Koruyucu
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
Bu kitabın filmi de çekildi. Bir aralar TRT de gösteriliyordu.

Güzel kitaptır. Lise yıllarında okumuştum.


Sailor Moon / Sailor Venus Fan Sitesi
Forum Kuralları | İstek - Şikayet Kutusu
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
09 Eyl 2007 17:29
Kaptan
Efsane Üye
Efsane Üye

Avatar

Yaş: 31
Kayıt: 12 Hzr 2007
Mesajlar: 1,516
Nerden: ay krallığı...(yersen)
Teşekkür: 32

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Kaptan
Efsane Üye
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
annemin kitaplığında gördüm bu kitabı şimdi
çok geçe kalmaz okumaya başlarım Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
09 Eyl 2007 18:21
sevgi
Aşk'ın Koruyucusu
Aşk'ın Koruyucusu



Yaş: 31
Kayıt: 20 Ağu 2007
Mesajlar: 1,278
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

sevgi
Aşk'ın Koruyucusu
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
bu kitabı da bu yıl okudum iki arada bir derede elimden çıktı ama gerçekten güzeldi çok sevdim Hayranlık Besliyor


Çok teşekkür ederim Küboş*uum

Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
12 Eyl 2007 11:15
tomoyo
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 36
Kayıt: 20 Ağu 2007
Mesajlar: 1,121
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 9

Durumu: Çevrimdışı

tomoyo
Sevgi'nin Koruyucusu
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel kitap yaa
lisedeyken okumuştum
harikaydı

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
23 Eyl 2007 22:37
Moonlight Princess
Venüs Savaşçısı
Venüs Savaşçısı



Yaş: 54
Kayıt: 11 Eyl 2007
Mesajlar: 1,017
Nerden: Ay Krallığı
Teşekkür: 8

Durumu: Çevrimdışı

Moonlight Princess
Venüs Savaşçısı
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
ödev geregi okudugum ama hoşuma giden bir kitaptırr Hayranlık Besliyor ödevden düşük aldım ama hep hoca yüzündennn Kötülük Düşünmekte!

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
14 Şub 2008 0:21
michiru
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon



Yaş: 31
Kayıt: 20 Hzr 2007
Mesajlar: 2,763
Nerden: izumitto
Teşekkür: 60

Durumu: Çevrimdışı

michiru
Eternal Sailor Moon
YABAN Konu: Yanıt: YABAN
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel bu kitap yaa okumayanlar okusun bence Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
29 Şub 2008 16:11
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 10 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız