Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 26, 27, 28, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic -> Sailor Moon Fan Fictions
 

Beğendiniz mi?
Evet Harika! Yazar olabilirsin!
100%
 100%  [ 13 ]
Çok güzel :)
0%
 0%  [ 0 ]
Fena değil
0%
 0%  [ 0 ]
Beğenmedim
0%
 0%  [ 0 ]
Toplam Oylar : 13

Yazar
Mesaj
UsaGi_-_MaMoru
Otaku
Otaku



Yaş: 30
Kayıt: 11 Hzr 2007
Mesajlar: 381
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

UsaGi_-_MaMoru
Otaku
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt: Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Alıntıyla Cevap Gönder
keşke bunu resim bölümüne koymasaydın yaa

[b]## masahıro-chan ##[/b]
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
17 Hzr 2007 17:39
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
5.BÖLÜM: Deniz keyfi

Usagi sabah'ın ilk ışıkları ile uyanmış ve giyinmişti.Balkona çıkmış,guzel havayı koklayıp keyfini çıkartıyordu.

"Usagi! Hadi uyan artık..."kapı açılır ve içeri annesi girer.Usagi'i göremeyince şaşırır.Onu balkodna,ustelik hazırlanmış olarak görunce iyice şaşırır.Usagi gulumseyerek annesine koşar ve ona sarılır.

"Gunaydın anneciğim."

"Usagi? Can..ım sen erkenden kalkm..."

"Kahvaltı hazır mı? Çok aççım! Kızlarla bugun denize gideceğiz.Hadi Luna."

"Mİyav"

"Aah,durum şimdi anlaşıldı.Bende diyorum erkenden ne diye kalktı bu kız."

Usagi koşarak aşağıya indi ve hemen hazır kahvaltı sofrasına oturdu.Shingo ve babsı ise çoktan oturmuştu sofraya.

"Hayret dolunay surat.Nasıl oldu da yataktan çıktın sen."

"Bana bak! benle doğsu duzgün konuş! Ben senin ablanım!"

"Ablaymış! Peh gulerim buna..."

"SENİ VAR YA...!"

"Usagi! Shingo.Kesin kavgayı.Tatlım sende hiçbir şey söylemiyorsun."
Usagi'in annesi elinin birinde yumurta dolu tava ile diğeirnde ise bir kase ile içeri girdi.Kase'i luna'ın önune koydu.
"Afiyet olsun luna.Alın bakalım sizde..."

"Harika! Bu gun iyi bir kahvaltı yapmam şart."

"Nereye gidiyorsun usagi?"

"Kızlar ile denize baba."

"Hmmm,yanınızda o oğlan da olacak mı peki?"ciddi ve meraklı bir şekilde öne eğildi babası.Usagi'in lokması boğazında kaldı ve yutkunmakta gucluk çekti.

"Elbette baba kesin geliyordur.Ayrılmıyorlar ki birbirlerinden."

"NE!!!!!!!!!"

"Shingo,seni sersem yaratık!"dedi usagi ve kafasına bez peçeteyi fırlattı.Ama oğlan çabuk davrandı ve eğilerek kurtuldu.Usagi'e dil çıkartarak kızdırmaya devam etti.

"USAGİ!!!!!!! Canım kızım,yaşın kaç daha !!! Usagi...."

"Aaa ,baba gitmem lazım görüşrüz.Luna çabuk....."
Usagi ışık hızı ile kalkıp eşyalarını aldı ve dışarı çıktı ve luna ile birlikte kızlar ile buluşacağı otobus durağına yola koyuldu.Arkadan babsını sesisini son defa duydu.

"USAGİ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!"

Usagi durağa vardığı zaman nefes nefese idi.Hem sıcağın hem de koşmanın etkisi ile iyice terlemişti.Luna'da durumu ondan farklı değildi.Kızlar ve mamoru onu görunce el salladılar.

"Nerede kaldın usagi?...hem bu halin ne?"[b]dedi rei her zamanki tavrı ile.
"Sormayın....Babam yuzunden,mamoru un geleceğini öğrenince her zaman ki gibi kriz geçirdi.Zor kaçtım.Hep o Shingo'un yuzunden.Kucuk sersem.!" Kızlar gulerken mamoru biraz korkmuş görunuyordu."Şey,Usagi.Arkamızdan gelmeye kalkmaz değil mi?"

"Ne oldu Mamoru korktun mu kayın pederinden?"muzipçe gulerek minako.

"Ne? Ben mi? Yok canım,neden korkayım."bir yandan da herkes guluyordu. "Gelmez merak etme.Annem engeller onu."dedi usagi rahatlatmaya çalışırcasına. Mamoru ile birlikte olmaya başladıklarından beri,usagi onu ailesi ile hiç tanıştırmamıştı.Hiç fırsatı olmamıştı bu yuzden.Ne kadar acı. Onca yılları,hep savaşmakla geçmişti.Belki de tanıştırmanın sırası idi.Tam aklındakini söyleyecekti ki haruka araya girdi.

"Otobus geldi,hadi binelim."

Gelen otobuse tek tek binerek herkes yerlerine oturdu.En son uzun kızıl saçları olan bir erkek otobuse girdi ve oturdu.Şapkası yuzunden yuzu görunmuyordu. Diğer bir yandan kızlar ve mamoru hala eşyaları yerleştirmek için çaba sarf ediyorlardı.Kumsal tıklım tıklımdı. Her kesimden insan, sıcak hava nedeni ile serinlemek için gelmişti. Deniz pırıl pırıl parlamakta, martılar da sıcak hava da uçuşarak balık tutmak için uğraşıyorlardı. Usagi ve diğerleri ise ellerinde eşyaları ile kalabalıkta ilerlemeye çalışıyordu. Minako'da Usagi gibi şikayet edip duruyordu. Ami guler yuzle kızları sakinleştirmek istedi.

"Kızlar sakin olun lutfen. Hava çok sıcak, bu normal."

"Neresi normal! Hiç bu kadar kalabalık olmazdı, özellikle sabahları. Şuna baksana yuruyecek yeri zor buluyoruz."

"Usagi doğru söyluyor. İnsan biraz usturuplu oturur. Duzgun bir şekil de yerleşir. N ebu böyle. Neredeyse kaldırıma çıkacaklar." dedi minako. Rei de kızlara hak verdiğini göstermek için başı ile onayladı. Makato şaşkınlıkla Rei'e baktı.

"Ne yani sende mi aynı fikirdesin?"

"Elbette ki. Ne diye şaştın makato?"

"Ne bileyim. Sen pek haklı bulmazsın da usagi ve minako'u."

"Tamam kızlar bu kadar yeter. Şimdi yer bulmaya konsatre olun. Bu eşyaları daha fazla taşımak istemiyorum." dedi Haruka. Mischuri gulumseyerek sağ tarafta, ileride duran bir boş alanı gösterdi.
"İşte burası gayet iyi"

hepsi birden, inanılmaz bir hızla koşuşturarak boş alana doğru koştular. Minako ve Usagi' de Rei'in kendilerine katılmasından dolayı şaırmış bir şekilde Rei'e şuphe içinde bakarak koşuşturuyorlardı.
Birkaç dakika sonra hepsi birlikle yerleşmiş bir şekilde yerlerine oturdu. Makato hızla yerinden kalktı ve uzerinde ki elbiseyi bir çıpıda çıkardı.


"Hadi denize!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!"diye bağırdı ve koşarak serin sulara atladı. Denizden arkadaşlarına el sallayarak yanına çağırdı. Diğer kızlarda gulumseyerek makato'un peşinden gittiler. Geriye bir tek Mamoru ve kediler kalmıştı. Luna mamoru'a yaklaşıp fısıltı ile konuştu.
"Efendim, siz girmiyormusunuz?"

"Hayır Luna. Şimdilik böyle iyiyim ben."hafifçe gulumseyerek.

Kızlar deniz topları ile voleybol oynamaya başladılar. Makato sıkılmış bir şekilde aralarında çıktı ve meydan okuyan bir bakışla arkadaşlarına baktı.

"Eeee hanginiz benimle gureşirsiniz?"

Haruka hariç kimse Makato ile gureşmeye yanaşmadı. Haruka meydan okumaya karşılık verdi ve Makatonun karşısına geçti. Makato hızla haruka'a saldırıp gureşmeye başladılar.

Usagi kumsala dönerek mamoru un hala oturudğunu gördu. Biliş bir tavır takınım denizden çıkıp mamorunun yanına geldi ve elinden tuttu. Mamoru çaresiz kalktı. Usagi son onda yerinden dönup kedilere baktı ve denizi işaret etti. Lakin kediler urkerek baş sallayınca Usagi gulerek mamoru ile denize geri döndu.

Uzun kızıl saçlı, yakışıklı bir erkek yabaşça kumsalda yurumeye başladı. Etrafına iğrenerek bakınıyordu. Görduğu sevgililer,dostlar ve birbilerine sevgi ile bakan aileler. Kızıl hançer hemen yanında duran birbirlerine hayran ve tutuku ile bakan bir çift gördu. Ellerinde nişan yuzukleri vardı. Adam sinsice gulumsedi.


"Aaaa, bak sen şuna. Birbirlerine deli gibi aşık bir çift."
Elini kaldırdı ve kzıl hançer şeklinde ki dömesi parladı. Aynı an da ışınlanmış gibi ortaya çıkan iki yaratık gorundu. Kızıl hançer yaratıklara az önce baktığı çifti gösterdiğinde diğer insanlar olanları görmuş ve kaçışmaya başlamıştı bile. İki yaratık birkaç gun önce Ay savaşçısının karşılaştığı yaratıklardı. Sol kollarında kızıl bir hançer şekli vardı. İki yaratıkta harakete geçip çifte saldırdı ve vakuma benzer kollarını çiftin kalplerinin olduğu bölgeye tuttu. Aynı an da çift çığlıklar atmaya başladı acı içinde.

Denizde eğlenerek oynayan savaşçılar çığlıklar ve kaçışmaları görunce bir an afalladılar. Etraflarına baktıklarında az ilerlerinde iki yaratığın birilerine saldırdığını görduler.


"Kızlar!"Hepside usagi'in demek istediğini anlamıştı bile. Kızlar denizden çıkıp hemen ilerlerindeki dukkana girdiler. Mamoru kedileri alıp kızların arkasından koştu. Vardığında dukkandan savaşçılar dönuşum geçirmiş halde ortaya çıktılar.

"Siz gidin kızlar. Bende arkanızdan geliyorum."
Gezegen Savaşçıları, hızla yaratıklarn olduğu yere koştular. O sırada yaratıklar çiftin göğsunden kırmızı kureler çıkarttılar.Vardıkları anda savaşçılar yaratıklara doğru koşup saldırdılar ama kızıl bir ışıkla birlikte geriye savrulup acı içinde yere dustuler.
"AHHHH!

"Kızlar!"Dedi smokinli şövalye. Kızlar ne olduğunu anlayamamıştılar etraflarına bakındılar ama kimse yoktu.

"Gezegen savaşçıları! Ne buyuk supriz. Sizinle karşılaşacağımı ummuyordum doğrusu."

"Sende kimsin!?"dedi haruka hınçla.

"Ben Kızıl Hançer! Efendimin bir numaralı savaşçısıyım."
Ortaya kızıl saçlı, savaşçı kıyafetlerinde bir erkek çıktı. Sinsice gulumseyip çıkan kırmızı kürelere döndu ve elini kaldırarak kureleri kendine çekti.

"Size bir bilgi. Bir kere yok edildi mi bir daha yerine koyamazsınız."
Hiçbiri bir an ne demek istediğini anlayamadı ama Kızıl Hançer, elini boş havadan sıkıp, kurelerde param parça olunca demek istediğini anladılar. Çift acı içinde son çığlıklarını attılar ve kızıl bir energi onları kapladı. Energi ortadan kaybolduğunda çiftin diğer iki yaratık gibi olduğunu görduler.
"Demek insanlarmış."dedi Usagi.

"Aaaa evet prenses. Ve acıyla söylemem gerekir ki onları durdurmanın tek yolu öldurmektir!... Ve ben ordum için iki asker daha kattım!"

"HAYIR!!!!!!!!!!!!!"

"AY SAVAŞÇİSİ DUR!!!!!!!" Diye bağırdı maskeli şövalye ama ay savaşçısı onu duymadı bile. zıl hançere saldırdı ama az önceki gibi sert bir şekilde yere savruldu. Kızlar hemen ay savaşçısını yerinden kaldırdılar.

"Seni lanet!"dedi Uranus. Kızıl hançer uranus e zevkle karışk bir ifade ile baktı.

"Uranus.... Ve evet Neptun. Uzun zaman olmuş."

"Ne?"dedi uranus ve neptun. Adam sırıtarak yaratılar ile birlikte kayboldu. Usagi uzgun bir şekilde mamoru ya sarıldı. Uranus ve Neptun ise Kızıl Hançerin söylediğini anlamaya çalışıyordu.

"Luna ve Artemis bize daha fazla şey anlatmak zorundalar."dedi Rei...

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
17 Hzr 2007 21:36, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:04 (Toplamda 2 kere)
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): cqdmmmm

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
6.BÖLÜM: Rei'nin Azmi

Karanlık-loş bir oda da uzun siyah saçlı kadın oturmuş,karşısında ki iki savaşçısına bakıyordu. Savaşçılar korkmuş ve endişeli gibiydiler. Kadın negatif bir enerji yayıyordu.

"Kaç gun oldu? Bir hafta mı? Ve siz hala kata kata dört asker mi kattınız?"

"Efendim. Kara kalp ve ben diğer uyuyan savaşçılarımızı bulmak için uğraşıyoruz."

"Kızıl hançer, zeki olduğunu sanırdım."

"E-Efendim. Ben..."

"Yeter! . Kara kalp sen diğer uyuyan savaşçıları bulmakla görevlisin. Sana gelinde kızıl hançer. Sende asker katmaya bak orduna. Yaratıklarını şehrin dört bir yanına gönder."

"Ya gezegen savaşçıları efendim?"

"Onları fazla dert etmeyin siz. Ama işi kolaydan halledim. Gece, gunduz demeden her an haraket halinde olun."

"Ya benim askerlerim efendim?"

"Sen de iş uzerinde iken asli görevini aksatmayacak şekilde oluşturmaya başlayabilirsin."

"EMREDERSİNİZ!"Dedi iki savaşçı da ve yok oldular. Kadın tek başına etrafına göz gezdirdi. Elini kaldırdı ve bir an da ortaya yokdan var olan saydam bir perde geldi. Gösterdiği şey ise gezegen savaşçıları idi. Kızıl hançerin son görevini gösteriyordu perde.

Kadın alev rengi gözlerini kısarak savaşçılara göz gezdirdi. Hepsini de tanıyordu ama daha iyi tanıdığı iki savaşçı orada idi. Uranus ve Neptun
.

"Uranus,Neptun. Evren savaşçısının koruyucuları. Evren savaşçısı biri ile irtibata geçicekse ilk siz olacaksınızdır eminim." birden gözune ay savaşçısını tutan smokinli şövalye'i gördu. Gözleri açıldı ve gulumsemeye başladı.

"Bak sen şu işe. Endimiyon,demek bu sensin. Kral Abadren'in varisi."

Gecenin karanlığında birden bire iki kişi ortaya çıktı. Biri karalar giymiş bir kadın, diğeri ise kızıllar giymiş bir erkek.

"Evet,sanırım burada ayrılıyoruz kızıl hançer."

"Sanırım öyle... Şimdi izninle şu çift ile ilgilenmem gerekiyor."

"Dur bekle!"

"Ne?"

"Bırakta ben yapayım. Bana yardımcı olacak adamlara ihtiyacım var."

"Öyle olsun."

Kara kalp, yavaş adımlar ile parkta oturan çiftte yaklaştı. Birbirlerine sevgi ile bakıyor ve geleceklerinden bahsediyorlardı. Gelen kadını görunce ikisi de ilgi ile kadına dönduler. Kadın gulumsedi ve elini kaldırdı. Kara kalp şeklinde ki işareti parladı ve aynı an da çift acılar içind ebağırdı. Kısa bir sure sonra da kalplerinden kırmızı kureler çıktı. Kadın bir kere de ikisini birden parçaladı. Çift, acı içinde son bir çığlık attıktan sonra kara bir enerji ile kaplandılar. Enerji kaybolduğunda kara renkler de, diğer canavarlara benzeyen iki canavar ortaya çıktı.
"İşte benim guzel yaratıklarım."

"Aman ne guzel. Şimdi işe koyulsak iyi olacak."

Adam parmaklarını şaklattı. Karanlıkta ortaya çıkan dört yaratık efendisinin emrini bekliyordu. "Gidin! sevgi dolu tureklerde ki sevgiyi çekip yok edin. Ordumuza asker toplayın!!!!!!!!!!!"

"EMREDERSİNİZ EFENDİM!!!!!!!!!!!!"Boğuk bir sesle. Ortadan kaybolarak yeni avlar peşine duştuler. Kızıl Hançer, kendini beğenmiş bir tavır ile gulumseyip kara kalp'e döndu. Kadn umursamaz bir eda ile kafasını sallayıp yaratıkları ile birlikte yok oldu.
"İyiliğin gucu,enerjisi, gösterin bana kayıp ruhu! Yardım edin bana onu bulmam için!"

Alevler haraketlendi ama birkaç saniye surdu. Sonra yeniden sakin hallerini aldılar. Rei siniri bir şekilde lanet okudu. Çok yorgun ve umutsuz bir hali vardı. "Saatlerdir uğraşıyorum birşey bulamıyorum!"

"Ne arıyorsan Rei, inancını ve umudunu asla kaybetmemeilisin."

"Buyuk baba?" kısa boylu,yaşlı adam ciddi bir şekilde torununa bakıyordu.

"Rei. Şimdilik bu kadar yeter. Her ne ya da kimi arıyorsan daha sonra devam et. Çok yorgunsuzn tatlım."

"Olmaz. Vaktim kısıtlı. Hem yeni başlıyorum daha buyuk baba."dedi Rei gulerek. Yaşlı adam uzgun bir bakış attıktan sonra başı ile onayladı ve dışarı çıktı. Biraz ilerledikten sonra gecenin yıldızlarına baktı. Dolunay parlaktı ve yıldızlarda göz kırpıyormuş gibi haraketliydiler. Yaşlı adam içini çekti.

"Evren ve içinde barındırdıkları ne kadar da guzel."

Rei iyice konsatre olmuştu. Bedeni burada idi ama aklı başka yerlerde. Kayıp ruhu bulmak için tum enerjisini odaklıyordu. Aniden alevler buyudu ve çılgınca haraketlendiler.

Rei'in gözleri önune up uzun saçlı bir savaşçı belirdi. Yuzu görunmuyordu. Sırtını dönmuştu. Saçlarının uçları kızıl alev rengide idi ve parıldıyorlardı. Bir an gözleri görundu. Sevgi dolu,ışıldayan parlak alev rengi gözler.


"Mars, inancını ve umudunu asla yitirme."

Göruntu bir anda kayboldu ve rei irkilerek gözlerini açtı. Nefes nefese idi. Şaşkınlıktan gözleri irileşmiş bir halde alevlere bakıyordu.

"Evren Savaşçısı..."

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
18 Hzr 2007 20:58, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:06 (Toplamda 2 kere)
usagi
Yeni Üye
Yeni Üye



Yaş: 33
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 20
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

usagi
Yeni Üye
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt: Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Alıntıyla Cevap Gönder
devamını heyecanla bekliyorum

uçurumun kenarında olsan bile sırf hayata inat olsun diye gül ki ne düşündüğünü anlamasın
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
19 Hzr 2007 13:29
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
7.BÖLÜM: Kral Abadren

Nasil yani rei? Onu gorup hissettin mi?"

"Kaç kere diyeceğim usagi evet."

"Nasil biri idi peki?"dedi haruka ciddi ve ilgili bir merak ile. Rei bir sure haruka ya sonra da diğerlerine bakti. Mamoru da orada durmuş Rei'i ilgi ile dinliyordu. Dusunceli bir hali vardi.

"Luna ve Artemis'in anlattiği gibi. Ama tam göremedim.Bir an gozlerini gördum. Sonra arkadan gordum."

"Anlatsana Rei!"dedi minako çocuksu bir heyecanla.Rei içini çekti bir an gozunu kapatarak aniyi canlandirdi.Sonra gzlerini açarak merala bekleyen arkadaşlarini fazla bekletmek istemedi.

"Up uzun kahverengi bir saçi vardi.Uçlari parla kizil,alev renginde idi. Gozleri ise parlak ve alev gibiydi. Ben bir an saki gozlerinde yildizlari,evreni gordum sandim. Çok garip bir histi onu gormek."

"Peki sana ne dedi?"dedi mamoru.

"İnancini ve umudunu asla kaybetme mars.... aslinda tam olarak ne demek istediğini anlayamadim. Yani durup duruken neden bunu desin.Ne diye selam falan demesin ki."

"Selam mi?"dedi Mischuri gulumseyerek.

"Misal demek istedim. Ama en azindan onunla bağlanti kurduk."dedi rei mutlu bir şekilde. Diğerleri de ona katildilar ama Luna ve Artemis ayni fikirde değildiler. İç çekip başlarini one eğdiler. Ami bu durumu gorunce kedilere eğildi.

"Sorun ne çocuklar? Bu iyi birşey"

"Bir bakima evet."dedi Artemis.

"Nasil yani?"dedi makato.

"Rei'in gorduğu geçmişten bir ani idin. Yoksa onla bağlanti falan kurmadi. Uzgunum mars."dedi luna uzgun bir şekilde. Hepsi şaşirmişti. Rei ise şok olmuş ve hayal kirikliğina uğramişti. "Ama nasil.... aaaa ben."

"Mars. O gunu hatirliyorum. Gezegenin için endişeli idin. karanlik gucler faaliyetini arttirmişti.Bilinmedik birşey vardi ve Evren savaşçisi sana kaynağini bulman için gorevlendirdi. Ama bir turlu bulamayinca ayni şu anki gibiydin. O da, sana guvendiğini ve inancini ve umudunu asla kaybetmemeini soyledi. Biz de orada idik.Senin 6.hizlerine her zaman guvenmişti o"

"Ya peki... Ben bulabildim mi? Luna"

"Evet. Uzak bir gezegenden geldiğini soyledin. Evren savaşçisi ve uranus,neptun oraya gittiler."

"Zaten ondan sonra da bir daha onlari gormedik"

"ARTEMİS!!!!!!!!!!!!!!!"

"Afadersin Luna..."dedi beyaz kedi urkerek. Lakin iş işten geçmişti. Artemis lafi kaçirmişti. Uranus ve neptun hayvanlari onune çektiler.

"Şimdi luna ve artemis. Şu iş artik tam anlami ile anlatin."

"Haruka,şey..."

"Sus artik Artemis. Uranus,Neptun ve diğerleriniz. Bazi şeyleri zamani gelene kadar anlatamayiz. Doğru değil.Geçmişin merakina kapilip onunla birlikte dalip gitmeniz iyi olmaz. Geçmiş, geçmişte kaldi. Siz sadece evren savaşçisini bulmak için uğraşin ve bu arada dusşmaninin daha fazla insanin canini yakmasini engelleyin."

"Peki bu dusşman hakkinda bir bilginiz olmadiğindan eminmisiniz?"dedi mamoru. Luna başini olumlu anlamda salladi.

"Uzugunum prens endimiyon ama bu konuda bizimde fikrimiz yok. Tamamen bilinmedik bir duşman. Sanirim geçmiş hayatimizdan gelen biri olabilir. Ama yinede fikrimiz pek yok."

"Peki. Sari saçli bir adam taniyormuydunuz?Uzerindeki iyafet bir zamanlar benim giydiğime benziyordu."

"kral Abadren."dedi iki kedi birden. Hepsi şaşirmişti. Ne öyle birinden bahsetmişti luna ve artemis ne de onlar onu hatirliyordu. "kim o?"dedi usagi.Luna başini ne eğdi ve sonra mamoru ya dondu.
"Dunya'in krali. Siz onun varisi idiniz efendim."

"Ne!!!!!!!!!!!!!!"

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
19 Hzr 2007 21:01, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:08 (Toplamda 2 kere)
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
8.BÖLÜM: Ateş Kırbacı

"kral Abadren,dunya'nin krali?"mamoru bu cumleyi tane tane ve boş boş onune bakarak soyledi. Diğerleri de merak ve heyecanla Luna ve Artemis'e bakiyordu. Usagi ilk mamoru'ya sonra da kedilere dondu.
"Luna,Artemis konuyu biraz daha açsak ve tam olarak bilgi verseniz? Yani kral Abadresn, mamoru'un babasi mi?"

Luna pes etmiş bir halde kafasini yere eğerek derin bir iç çekti.Usagi başini anlamadiğini gosteren bir şekilde salladi.

"Hayir, hayir değil. kral evli değildi ve doğal olarak bir çocuğu da yoktu."

"Evli olmasi gerekmez ki bunun için"dedi minako muzipçe siritarak.Mamoru için tam anlami ile cevap bu değildi tabi.

"Peki evren savaşçisi ve kral'in ilgisi nedir?"

"Ne????"

"Şaşirma Luna, ruyamda onu da gordum"

"Ve şimdi soyluyorsun mamoru. İnsan sevgilisinden hiç saklar mi"

"Usagi lutfen yapma. Rei'in anlattiklari ile emin oldum evren savaşçisi olduğuna.Yoksa normal bir ruya sanmiştim... Luna?"

"İkisi sevgili idi. kral'in bir varise ihtiyaci olunca evren savaşçisi sizi buldu efendim."

"O mu buldu?"

"Aslinda tum savaşçilari bulan hep oydu. Sizi tesaduf eseri buldu. Onun seçtikleri her zaman en iyisidir."dedi Artemis. Mamoru gulumsedi ister istemez. Mamoru gozlerni kapadi,ruyasini hatirlamaya çalişti. Sari saçli, mavi gozlu bir adam. Yaşli değildi ama çok gençte değildi. Beynini zorladi, hatirlamak için uğraşip durdu. Bir an gozlerinin onunde ayni adami ,batan guneşe bakarken gordu.Gozlerinde korku ve endişe vardi. Gozlerini açinca kizlarin ona baktiğini gordu.Hepsi de şaşkinlikla bakiyordu.

"Bu aralar duyduğumuz herşeyde şaşiriyoruz kizlar fark ettiniz mi?"dedi minako gulerek. Ama diğerleri ayni fikirde değildi,en azindan komik olmasinda. kesinlikle gulecek birşey yoktu.

Karargah
"Efendimiz birçok adam topladim."

"kara kalpten ses seda?"

"Bir haber yok efendimiz." kizil hançer lafini bitirir bitirmez ortaya kara kalp çikti. ilerleyip efendisinin onunde diz çoktu.

"Uzgunum efendim geç kaldim. Ama iyi bir haberim var"

"Nedir o?"

"Ateş kirbacini buldum."

"Oo, bak bu iyi bir haber. Ateş kirbaci işimizi kolaylaştiracaktir. Güçlü nir savaşçı. Peki neden yaninda değil?"

"Yerini buldum ama onu uyandiramadim. İçinde bulunduğu nesne bir tapinakta efendim."

"Anlaşildi, hançer ile birlikte git ve onu bana getir."

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
20 Hzr 2007 19:37, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:10 (Toplamda 2 kere)
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
9.BÖLÜM: Kara Kalp ve Kızıl Hançer Saldırıyor

Guneş batarken insanlar da artik evlerine doğru yola çikmişti. Bazi gençler yetişkinleirn aksine evlerine gitmek yerine oturmuş sohbete devam ediyor ya da game center'a gidiyorlardi.Ne de olsa gun onlar için asil şimdi başliyordu. Aileler de bunlara ses çikarmiyor, eğlenmelerine izin veriyorlardi.Sonuç ta yaz'i iple çekmemişlermiydi ki? Sitresli okul aylarindan sonra bu tatili hak etmişlerdi. Hem de fazlasi ile,hem daha yaz aşklari vardi.

Mamoru ve kizlar hala Rei'in evindelerdi. Yanliz şu an da içeri de değil,arka bahçede oturmuşlar serinlemeye çalişiyorlardi. Akşam da olsa hava hala çok sicakti. Rei, elinde ki yelpaze'yi çilignca salliyordu.


"Yeter artik! Hava çok sicak!"

"Sakin ol Rei, yazdayiz bu çok normal."

"Ami, bu yaz havasi çok normal değil ama. Sen hiç bu kadar sicak olduğunu gordun mu havanin?"

"Evet makato ama ne de olsa kuresel isinma var."

"Yine de bu kadari fazla öleceğim.Şu yuzume bakin hele ne hale geldi sicatan."

"Venus! Yuzunden başka birşey duşunmezmisin sen?"

"Ne demek duşunmezmisin. Artemis he dikkat et, büyükbaba da burada."

"Artemis zaten son zamanlar da çok boş boğaz oldu."dedi Luna anlami bir bakiş atarak. Artemis mesaji almiş bir şekil de korkuyla siritti. Usagi ve Mamoru birbirlerine sarilmişlar, artik batmiş guneşin ardindan ortaya çikan ay'i izliyorlardi. Haruka onlari fark edince muzip bir gulumseme ile kizlara dondu.

"Şu kumrulara da bakin..."

"Ne umrusu? Aaaaa ne guzel ben sicaktan maf olayim usagi ve mamoru da romantik anlar geçirsinler."

"MİNAKO!!!!!!!!!!"

"NE????????? Ne diye hepiniz birden bağiriyorsunuz bana!"

Usagi ve Mamoru utanmiş bir şekil de yerleirnden doğruldular. İkisinin de yuzu kizarmişti. Mischiru kizaran aşiklari gorunce tatli bir şekil de gulumsedi. "Sanirim bir artik gitsek iyi olacak."

"Doğru çifte kumrulari yanliz birakalim biz"

"Haruka!"

"Tamam Usagi tamam. Utanma hemen."

Haruka ve Michiru, iyi akşamlar dedikten sonra el sallayarak ayrildilar.Zaten bugun şok ustune şok geçirmişlerdi. Zaten geçirmedikleri gun mu vardi. Diğerleri de kalip sohbet etmeye devam ettiler.Birkaç dakika sonra da diğerleri kalkti ve birbilerine hoşçakal diyip ayrildilar.Rei'de odasina doğru gitti.

Rei'in buyuk babasi durmuş torununu ve arkadaşlarini izliyordu. Gulumseyip onlari izlemekten vazgeçip tapinağin onune çikti. İçini yasemin kokusu ile doldurduktan sonra sevimli bir ifade ile etrafda dolaşmaya başladi. Biraz yurduuğunde ileri de iki kişinin dua edilen isimda dolaştiklarini gordu. İlk başta dua etmek için gelen bir çift sandi ama kadinin sert bir şekil de mumlari elinin tersi ile itip yere yikinca onlarin davetsiz misafirler olduğunu anladi. Hemen çiftin yanina koştu ve yuzunde ki kizgin bir ifade ile çiftin arkasinda durdu.


"HEY SİZ! NE YAPTİĞİNİZİ SANİYORSUNUZ!"

Çift arkasina donup te yaşli bir adam gorunce gulmeye başladilar.Kadin one çikip yaşli adama parmağini uzatti.Sanki kuçuk bir çocuğu azarlar gibi,

"Seni yaşli bunak! Sen kimsin ki bize hesap soruyorsun!"

"Aaaa, pek de saygili değilsin çirkin suratli kadin"

"NE!!!!!!! ÇİRKİN Mİ! SENİ....................!SEN NE GÜLÜYORSUN HANÇER!"

"Hahaha,komik de o yuzden. Çirkin kadin ha, hahahahaha"

"Tabi ki çirkin. İçin de ki çirinliği gorebiliyorum seni iblis!"

"SEN ÖLDÜN BUNAK!"

Kara kalp elini yumruk şekline getirdi, kara, yuvarlak bir enerji topu çikti ortaya. Yaşli adama firlatti ama adam yaşina gore çok dinç ve çevikti, hemen firlayarak olasi bir zarardan kurtuldu. Kara kalp çok sinirlenmişti ama Kizil Hançer çok ilginç ve şupheli buldu.kara kalp tekrar saldirmak uzereyken, hançer onu durdurdu.

"Ne diye beni durdurdun?"

"Bu adam yaşina rağmen çok çevik değil mi? İlginç birşeyler var bu adam da."

Kara kalp ve kizil hançer bir an birbileirne baktilar. Duşuncelere ve geçmişe daldilar. Çevik bir yaşli adam,iblis ve içindeki çirkinlik,rahip....ikisinin birden gozleri irice açildi ve yaşli adama donduler.

"BAŞ KATİP!!!!!!!!!!!!!!!"

"Buyukbaba!"

"Ne!!... Rei geri git!"

"Ooooo torun mu? Ne guzel"

"Ben hallederim kara kalp"

Rei bir an da kizil hançeri tanimişti ama diğer kadini ilk defa goruyordu. Hançer kiza yaklaşti ve alini kaldirdi.Ayni an da bitkiler etrafini sardi ve her yerini bağladi. Rei haraket edemiyordu, sadece konuşabiliyordu.

"Birakin onu!"

"Senin kim olduğunu biliyoruz baş katip!"

"Buyuk baba ne demek istiyor?"

"Sen eski gumuş bin yil kralliğindan birisin değil mi yaşli bunak? Baş katipsin sen!"

"Neden bahsettiğinizi bilmiyorum!"

"Oyle mi? Sevgili torunun elleirmin arasinda iken belki hatirlarsin. Hafizan onu kurtarabilir aksi halinde nefes alamayip olucek"

Buyukbaba korku ile torununa bakti.Kizil Hnaçer kararliydi kesinlikle dediğini yapacakti. Rei'nin nefes darliği yavaşça başlamişti zaten. Buyuk baba pes etmiş bir şekil de yere diz çoktu.

"Tamam! Doğru ben oyum.Birakin onu şimdi."

"Ne? Buyukbaba?"

"Ah, işte boyle katip. Tum bilgileri, ve kaynaklari sen tutarsin. Seni bir kere gormuştuk. Hatirliyorsun değil mi bizi?"

"Evet, hatirliyorum. Kiyamet'in savaşçilarisiniz sizler"

Hançer ve kara kalp gulmeye başladilar. Hatirlanmak hoşlarina gitmişti.Rei ise şaşkin ve çaresiz bir şekilde buyk babasina bakiyordu. Ne demek ti butun bunlar?.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
30 Hzr 2007 22:24, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:12 (Toplamda 2 kere)
chibiusa
Venus Fan
Venus Fan

Avatar

Yaş: 32
Kayıt: 17 Hzr 2007
Mesajlar: 650
Cinsiyet: Kız
Nerden: Kristal Tokyo
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
chibiusa
Venus Fan
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt: Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Alıntıyla Cevap Gönder
ben bunu yazdığını daha ilk defa okudumm okurkende öyle dalmışımki sanki izliyormuş gibime geldi.
çok güzel bu hikayee şimdiden glicek yazıda ne olcağını düşünüyorum
yani dewamı içn sabırsızlnıyorumm



bir aquamarin eseridir Dil Çıkartıyor
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
01 Tem 2007 0:18
usa-ko92
Beni Görmeye Alışın
Beni Görmeye Alışın



Yaş: 32
Kayıt: 26 Hzr 2007
Mesajlar: 235
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

usa-ko92
Beni Görmeye Alışın
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt: Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Alıntıyla Cevap Gönder
çok hoşmuş sağ ol



bu hayattan bağlanmamak üzere koptum kimse kurtamak için uğraşmasın uğraşmazda zaten...
şimdiklik zamanın doldu şimdi ise yaşam bitmesin istiyorsun...
AMA BİTTİ!!!!
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
01 Tem 2007 1:52
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
10.BÖLÜM: Büyükbabanın Sırrı

Usagi ve Mamoru sicak akşamda kol kola girmiş yuruyorlardi. Usagi yururken başını Mamoru'un omuzuna koymuştu.Luna'da Mamoru'un sol omuzuna yayilmiş uykuyordu.

"Söylesene Usagi, sen hiç rüyanda evren savaşçisini gördün mü? Yani küçükken falan? Bir anlik da olsa.böyle birşey hatirliyormusun?"

"Hayir yani aslinda bilmiyorum. Belki görmüşümdür ama hatirlamiyorum."

Mamoru daha fazla konuşmak istedi ama sustu.Luna'a bakti.Kedi uyuyor gibiydi ama bu kadar çabuk uyuyabiliceini sanmiyordu.

"Luna? Kral'da dünya'da yaşiyormudur şimdi? Bizim gibi yeni bir hayat verilmiş olamaz mi?"

"Mümkün. Ama şu anda prensim görevimiz onu değil evren'in kraliçesini bulmak."

"Kraliçesi mi?"dedi Usagi bir an da başini kaldirarak."Sen böyle birşey demedin Luna."

"İyi de tahmin etmen gerekirdi. Evrende ne kadar gezegen savaşçisi varsa hepsi onun eseri. Kraliçe Serenity bile saygi ile eğilirdi önünde. Tabi o asla bunu sevmezdi.Fazla alçakgönüllü idi."

"Evi neredeydi? peki?"

"Evren'de bir yerde.Tam olarak yeri belli değil. Gezegen buyukluğunde bir yer'de krallığı vardı.Durmadan haraket halindedir,kimse yerini tam olarak bilemezdi.Bir çeşit koruma için."

"İlginç.Biliyormusun daha fazla şey anlattıkça dahasinida duymak istiyorum."dedi Usagi uykulu bir sesle ve başini yine mamoru'un omuzuna koydu.Mamoru usagi'in uykulu haline guldu.Luna'da saöylediği sözden dolayi başini yere eğdi.

"İşte bu yüzden anlatmak istemiyorum ya fazlasini. Geçmişi öğreneceğiz diye görevinizi aksatacaksiniz ki buna başladiniz bile.Hala tam anlami ile bir arama yapmadiniz.Hem be..."

"MARS!"Usagi irkilerek kalktı ve durdu.Mamoru ve Luna şaşırmışlardı.

"Ne oldu Usagi? Neden Mars dedin?"

"Başı dertte mamoru.hemen geri dönelim!"

"Anlaşildi.Kizlara haber ver!"Usagi ve Mmaoru koşarak rei'in evine doğru yol aldılar.Bu sırada da Usagi özel telefonlarından kızlara haberi uçurdu.
"Şimdi Katip.Sen biraz bekle"Kara Kalp tek bir el haraketi ile büyük babayi dondurdu. Daha sonra da memnun bir ifade ile az önce ki yere,dua bölümüne yürüdü. Biraz kariştirp darmadağin ettikten sonra koyu kirmizi renkte bir taşi gizli bir bölmeden çikardi.

"Aahhh en sonunda Ateş Kirbacı. Efendim sendne en iyi şekilde yarlanacak!."

"Hadi fazla oyalanma kara kalp.Daha yapacak iş çok. Uyandir onu."

"Sabır bir erdemdir kızıl haçer." Hançer kızgın bir bakış attıktan sonra Rei'ye döndü.Kız hala kıpırdayamıyordu.

"hey siz durun orada!!!!!!!!!!!"

"Ne sen de kimsin?"

"Ay Savaşçısı!"dedi Rei. Kızıl Hançer ay savaşçısını gorunce gulumsedi ve kara kalp'e onu işaret etti. Kadın ay savaşçısına donup iyice baktı. Sonra da arkasında ki smokinli şövalyeyi gordu. ikisini de tanıyordu.

"Bakın şu işe.Kimler burada."

"Siz kim oluyorsunuz da yaşlı bir adamı dondurup torununu da esir alıyorsunuz? Ben ay savaşçısı olarak buna izin vermeyeceğim. Ay adına sizi cezalandıracağım!"

"Ay Savaşçısı bırak şimdi bunu."

"Ama.. aaa neyse bırakın onları!"

"Gelde kendin bırak!"dedi hançer ve kizil bir enerji topunu çifte gonderdi ama ikiside kaçmayı başardı. Smokinli şövalye hançere hizli bir şekilde saldirip bastonu ile ona vurdu.Yere yıkılıp konsantresini kaybedince Rei'yi saran bitkiler onu bıraktı.Özgür kalır kalmaz Rei buyuk babasi'in yanına koştu. Ay Savaşçısı silahını çıkardı ve harakete geçırdı. Işığı her yeri sardı ve ikisini birden geriye puskurttu.Buyukbabanin buzları çözuldu.Kara Kalp ıstırap çeken bir halde elinde ki taşla kalktı.
"İğrenç sevgi enerjileri!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!"

"Ben gücümü sevgiden alırım hehehehe"Ay savaşçısı zafer kazanmışçasına gulup yerinde zıpladı. Hançer ve Kara Kalp geriye çekildiler.

"Gidelim kara kalp nasıl olsa istediğimizi elde ettik.Yine görüşeceğiz sizlerle."İkisi birden yok oldular.Rei, büyük babasına sarılıp onu öptü.O anda diğer savaşçılarda geldiler. Herşeyin olup bittiğini görunce biraz üzüldüler.Uranus yaklaşip Ay savaşçısına baktı.

"Ne oldu?"

"Kızıl Hançer yanında bir başkası ile geldi.Kara Kalp miş adı. Bir taş alıp gittiler."

"Desenize kaçırdık tüh"

"Minako"

"Tamam makato şaka yaptım"

"Büyük baba iyimisin?"

"İyiyim canım iyiyim."

Büyük baba, bana anlatmak istediğin birşey var mı?"
Yaşlı adam etrafına bakındı. Hepsi de ona bakıyordu. Ne demek istediğini anlamamışlardı Rei'in.

"Efendimiz gelmeden önce uyandırsak iyi olacak"

Kara kalp elini kaldırdı ve taşa tuttu.Taş bir an kalktı ve parladı ama sonra tekrar eski haline döndu.Kızıl hançerde deneyip başarısız olunca ikisi birden denediler. Kara Kalp sinirlenerek taşa tekme attı.Taş tahtın önune kadar suruklendi.

"Sersem Bunak!!!!!!!!!!!!!!! Bu taş sahte olmalı! Şuna bak !"

"NE OLUYOR BURADA!!!!!!!!!!!!!!!!!!"

"EFENDİMİZ"İkisi birden diz çöktüler.Tahta oturan uzun siyah saçlı bir kadın belirdi.Gözleri alev rengindeydi. Elleirnden dirseklerine kadar olan kısmı değişik siyah seöboller ile dolu idi. Yuzu soğuk bir beyazdı. Dudakların da siyah bir ruj, yuzunun kenarlarında ise aynı kenarlarında ki gibi siyah semboller vardı. Kıyamet tüm haşmeti ile yerinde oturmuş artık tam anlamı ile görunuyordu. Yerde ki koyu kırmızı taşa gözleri kaydı.Elini kaldırdı ve taş havalandı ve bir sure parladı ama sonra ışıltısı söndü.

"Taş sahte falan değil.Birşekil de uyanışını engelleyen birşey var.Bunu halledeceğim. Zaten onu uyandırmanız mucize olurdu" diye alaycı bir gülümsemeyle savaşçılarına döndü. İki savaşçı duymazlıktan geldiler,başka çareleri de yoktu.

"Efendim bir haberimiz var"

"öyle mi? Son zamanlarda iyi haberler geliyor.Söyle Kızıl Hançer"

"Evren Savaşçısının Baş Katipini bulduk efendim."

"Ah,Gerçekten mi? Nerede şimdi?"

"Taşı bulduğumuz yerde."

"Onu istiyorum sizden. Sanırım dostumuzun yerini biliyordur."

"EMREDERSİNİZ"dedi hançer ve kalp.


__________________


"Buyuk baba, şimdi az once olanlari bize anlatirsan bizler de açikliğa kavuşmuş olacağiz."

"Rei, canim... İçeri girsek çok iyi olacak"

Buyuk baba doğruldu ve hizli adimlar ile eve girdi. Rei ve diğerleri de onu takip ettiler. Yaşli adam, ortalikta gorunmuyordu. Birkaç dakika sonra elinde birkaç parşomen kağidi ile odaya girdi ve yere oturdu. İçini çekti ve parşomenlerden birini hepsinin gorebiliceği bir biçimde açti. Parşomende bazi çizimler vardi. En ortada dunya'in sembolu,onun bitişiğinde de ay'in sembolu vardi. Etrafinda ise guneş sisteminde bulunan diğer gezegenlerin sembolleri dağilmişti. Hepsi ilgi ve merakla parşomene ve buyuk baba'ya bakiyorlardi.

Buyuk baba diğerlerine donerek
,"Bunlar gorduğunuz gibi sizlerin temsil ettiğiniz gezegenlerin sembolleri. En orta da dunya ve etrafinda ise sizler varsiniz.Ve tam şurada ise..."

"Evrenin sembolu"diye tahmin yuruttu Merkur. Yaşli adam memnun bir şekilde gulumsedi. Ay savaşçisi, Merkur'e dondu.
"Hani nerede?"

"İşte burda"dedi Smokinli şovalye parşomeni işaret ederek. Tum gezegenleri ucgen içine alan uc yildiz vardi. Evreni simgeleyen işaret.

"Doğru prensim."

"Şey...Ben..."

"Dert etmeyin.Hepinizin kimliklerini, kim olduğunuzu iyi biliyorum ben."

"Ne zamandan beri buyukbaba?"

"Şu astroid yağmurundan beri."

"Peki sen... yani nasil baş katip?"

"Evet, tum tarihi,efsanevi kayitlari ben tutardim Rei. Evren kraliçesi bu gorevi bana verdi. Bir yandan da sana pisişik guçlerini nasil kullanacağini öğretiyordum.Bu işte de iyidim hani ha" diye gülümseyerek zafer işareti yaptı yaşlı adam

"Ama Luna ve Artemis neden soylemediniz bize?"

"Onlari suçlama Jupiter. Onlar benim kim olduğumu bilmiyorlardi."

Luna bir umutla yaşli adama doğru ilerledi."Evren savaşçisi, baş katibi sir gibi saklardi ve onu kralliğinda tutardi. Her turlu şeyi bilmeniz lazim o zaman?"

"Doğru, duşman tehlikeli ama şunu soyleyim bende tam olarak kim olduğunu bilmiyorum ama çok tehlikeli olduğunu biliyorum. Şu ana dek karşilaştiğiniz tum duşmanlari unutun. En acimasiz ve en guçlusu ile karşi karşiyasiniz."

"Peki parşömen? Onla ne anlatmak istiyorsunuz?"

"Merkur bilgiye açliğin çok hoşuma gidiyor.(gulumseyerek) Evren savaşçisinin tum evrenleri dolaşarak kendisine savaşçilar bulduğunu biliyorsunuz. Ama en onem verdiği savaşçilar samanyolu sistemindekilerdi. Çunku dunya gezegeni hiçbir evrende bulunmayan bir gezegendi ve mistik bir enerjisi var. Onu ele geçirmek, yok etmek isteyenler bu yuzden hedef olarak hep burayi seçmişlerdir. Evren savaşçisida. Bunu ve diğer gezegenlerde ki duşmanlara karşi koymak amaci ile gezegen savaşçilari takimini kurdu. Sizin goreviniz bu dunyayi ne pahasina olursa olsun korumak."

"Eğer dunya gezegeni duşmana kaptirilirsa işte o zaman diğer gezegenlerde bir bir duşer. Ay kralliği, dunya ya yakinliği ile onemli bir hal aldi. Bu yuzden dunya krali ile, evren savaşçisi gumuş kristali yarattilar ve bunu kraliçe'e verdiler. Bu sayede korunabilirdi dunya ve ay.
Ama tilsimin tamamlanmasi için evren savaşçisi nni son bir savaşçi daha seçmesi gerekiyordu...Ve bunu da olmeden once seçip kraliçe serenity'e bildirdi."

"Ben..."

"Evet prenses, siz. "

Haruka, yaşli adama doğru ilerledi."Olmeden once dediniz ve şu tilsim?"

"Tilsim, dunya nin ve ay'in korunmasi için gerekli olan birçeşit buyu, mistik enerji idi. Temeli Birliktir. Yani sizin duşmanlarinizi yenmeniz için her zaman bir olarak haraket etmeniz gerekiyor. Evren savaşçisida her zaman bunu oğutlemiştir zaten ve doğrultuda eğitmiştir savaşçilarini.Ölumune gelince evet. Bazi olaylar oluyordu evrende. Mars bunun kaynağini bulmak için gorevlendirildi ve buldu da. Zaten evren savaşçisini son goruşum o zaman oldu. Onu ve sizi uranus ve neptun. Her ne oldu ise evren savaşçisi duşmanini yendi ama hepiniz oldunuz."

Herkes sessiz bir şekilde duruyor ve tek bir kelime bile etmiyordu. Yaşli adam'in anlattiklarini hazmetmeye çalişarak kendilerine gelmeye çalişiyorlardi. Uranus birden yere yumruk atarak herkese arkasini dondu.

"NEDEN????????? NEDEN HİÇBİR ŞEY HATİRLAYAMİYORUZ?"

"Sakin ol lutfen uranus. Bunun nedenini bilmiyorum ama zamanla sizde hatirlamaya başlarsiniz emin olun. "

"Buyukbaba doğru soyluyor. Hem sanirim birkaç soru daha var. Onlar burada ne ariyorlardi?"

"Ehemmm şey sanirim evren savaşçisinin zamaninda bana emanet ettiği savaşçiyi Venus."

"Ne savaşçisi? bir gezegen savaşçisi mi?"dedi jupiter

"Hayir, sanmıyorum. Düşmana ait sanırım. evren savaşçısı bana onu sıkı sıkı korumamı tembiğledi. Guçlu olduğunu ve ele geçmemesi gerektiğini biliyorum. Ama dert etmeyin uyandiramazlar. Tum gucu ve enerjisi şu an da boynumda ki bu kolyede. Rei bunu sen al canim."

"Buyukbaba, ben...."

"En doğrusu bu. O savaşçilarin efendilerine beni haber vermişlerdir bile. Buyuk olasilik beni yakalatmak için adamlarini gonderiri.Ele geçersem en azindan o geçmesin."

"Buna izin vermeyeceğiz"

"Yine de benim için kendi hayatinizi tehlikeye atmayin sakin.Unutmayin biriniz eksik olursa tilsim işe yaramaz. Hadi bu gece bu kadar. Yarin devam edelim tamam mi"

Rei kolyeyii boynuna takip sakladi.Diğerleride eski hallerine donerek evlerinin yolunu tututlar. Ev'de bir tek rei ve buyuk babasi kalmişti.

"Buyuk baba, evren savaşçisini hatirliyormusun?"

"Evet canim, hem de çok iyi.Hadi uyu, iyi geceler."

"İyi geceler"

Rei ruyalara dalmadan once olanlari son defa analiz etti ve gozlerini kapadi. Yaşli adam ise yatağinda doğrulmuş olanlari duşunuyordu. Bir sure sonra birden bazi karartilar oldu ve yaşli adam kafasini kaldiridğinda kizil hançer'in ona baktiğini gordu.

"Benimsin sen'"

Yaşli adam kendine geldiğinde buyuk bir oda da idi.karşisinda bir taht ve orada bir kadin vardi. Doğruldu ve kadina doğru yurumeye başladi.

"Sen ve adamlarin istediğini asla elde edemiyecek.Seni ..... NE? AMA BU İmkansiz. Sen olamazsin!"...

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
01 Tem 2007 11:25, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:13 (Toplamda 2 kere)
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
11.BÖLÜM: Kötü Süpriz

Rei, mabedin önünde hıçkırırarak ağlıyordu.Usagi ve diğerleri de onu teselli etmek için elinden geleni yapıyorlar ama başarılı olamıyorlardı. Usagi, Rei'in yanına çömelip sırtını sıvazladı.

"Rei,lütfen kendini topla.Sana söz veriyorum büyük babanı kurtaracağız."

"Hepsi benim yüzümden! Nasıl düşünemedim bunu ben? Hissedemedim bile.Eğer bend..."

"Yeter artık! Kendine acımayı, olmuş olan birşey için kendini yıpratmayı kes!"

Mischuri;"Haruka..."

Haruka, Rei'e yaklaştı.Kızlar Haruka'ın bu sert ve ruhsuz çıkışlarına alışmışlardı yine de bu konuda onun biraz daha anlayışlı davranmasını bekliyorlardı.

"Şu an da Rei, büyük babandan daha önemli birşey var. Eğer büyük babanı ve tabiki dünya yı kurtarmak istiyorsak evren savaşçısını bulmak zorundayız.Bunu da sen yapacaksın."

"Ben mi? (şaşkın bir yüzle)"

"Elbette ki sen. Aramızda 6.hissi kuvvetli olan tek kişi sensin.Sen bulamayacaksında kim bulacak."dedi Makato. Haruka onaylayarak gözlerini Rei'e dikti.

"İşte bu yüzden Rei kendini yıpratmamalı ve tüm enerjini evren savaşçısını bulmaya harcamalısın. Bu seferki dşman şu ana dek gelenlerin en tehlikelisi."

"Anlıyorum. Evren Savaşçısını bulmak için herşeyi yapacağım kızlar söz veriyorum!" Rei artık eskisi gibi ayakta, kararlı ve güçlü duruyordu. Arkadaşları bu halini görünce rahat bir nefes aldılar.

"Katip, sen bana ateş kırbacımın enerjisinin nerede olduğunu söyle ben de sana olabildiğince az azap vereyim"

Yaşlı adam,organik bir madde ile kollarından asılmıştı.Yüzünün yere eğerek durumunu kabullenmeye çalışıyordu. Karşısında duran Kıyamet'in ise sadece memnun gülümsemesi görünüyordu. Kıyamet, eli ile yaşlı adam ın kafasını kavradı ve kaldırdı.

"Bak bana katip, çünkü ben senin hem umudunun yok oluşunun hem de azabının simgesiyim!"

Kızıl Hançer ve Kara Kalp , oldukları yerden kıyamet'in yaşlı adama yaptıklarını izliyordu. Kızıl hançer, öfke ve nefret ten başka hissetmiyordu şu anda. Tek umudu efendisinin bir an önce evren savaşçısının yerini bulmasını ve onu yok etmesi idi. Yıllar önce evren savaşçısı tarafından hepsi sonsuz bir uykuya yatırılmıştı. Tabi bu esnada kendisi ve yanında bulunan iki savaşçısı da ölmüştü.

Hançer, gözlerini kapatarak eski günleri hatırladı. Kana bulanmış, ölü bir gezegende savaşıyordu. Karşısında iki gezegen savaşçısı vardı.

""Uranüs Ateşi!!!!!!!!!"

Alev dönerek üzerine geldi ama o kılıcı ile kolaylıkla geri püskürttü saldırıyı.Sadece gülüyor ve karşısındakini teşfik ediyordu.Bir anlığına yanına baktı.Kara kalp, diğer savaşçı ile savaşıyordu. Bir an sonra evren savaşçısını gördü ona saldırıd ama onu bir haraket ile geri püskürterek hançer'i yaraladı.Kılıcını kaldırdı ve kara kalp e doğru savurdu o d aaynı hançer gibi yaralanarak yere yıkıldı.Efendisi kıyamet ise evren savaşçısına doğru büyük bir nefretle yürüyordu.Birkaç saniye sonra herşey olup bitti. Bir an da etrafı bir ışık kapladı ve derin bir sessizlik arkasından geldi.

Kızıl Hançer gözlerini bir çığlık ile açtı.aşlı adam acı içinde bağırmıştı.Kara kalp ise kendisine soru soran bir bakışla bakıyordu.

"Bir şey yok."

"Eminmisin?"

Hançer kafası ile onayladı.Efendisi'in geldiğini görünce dikkatini ona çevirdi.

"Katip ten yerini öğrendim."

"Nasıl? konuşmadı ama"

Konuşması gerekmiyor.Beyninin içinde istediği kadar saklasın fark etmez. Şimdi birçok konuda bilgi saahibim var.Gezegen savaşçıları d aaynı biizm gibi evren savaşçısının yerini bilmiyorlar.Ama en azından biz onların yerini ve kim olduklarını artık biliyoruz. Hazırlanın gidiyoruz!"

"Sizde mi efendim?"

"Evet,artık kendimi gösterme zamanı geldi bence."...

Gezegen Savaşçıları, dönüşüm geçirmiş bir şekil de yeni düşmanlarının yerini arıyorlardı. Mars, bütün gücünü kullanarak birşeyler bulmaya çalışıyordu, fakat sadece yerleşim merkezinden uzak bir yere kadar gelebilmişlerdir. Etrafların da sadece ağaçlar ve küçük tepecikler vardı. İleri de ise bu küçük tepecikler büyüyor ve büyük uçuruma neden oluyorlardı. Akan bir ırmağın sesi kulağa çalınıyor, sabah vaktinde öten kuşların cıvıltısı huzur veriyordu. Lakin gezegen savaşçıları huzurdan çok uzaktı, Mars'ın dedesinin kayboluşu ve yeni düşman karşısında güçsüz oluşları çok rahatsız edici idi. Maskeli Şövalye ve kediler kızların arkasından uyumlu bir şekilde yürüyor, herhangi bir tehlike karşısında dikkatli davranıyorlardı.

Uzun bir yürüyüşten sonra grup durdu ve Mars'a baktı. Mars gözleri dolmuş ve sıkkın bir şekilde yere çömeldi. Pes etmiş gibi bir hali vardı. Usagi, yanına yaklaşıp eğildi ve dostuna rahtatıcı bir şekilde gülümsedi.

"Onu bulacağız Mars. Öyle ya da böyle. Bizden daha fazla saklanamazlar canım."

"Ay Savaşçısı..."

"Ay Savaşçısı doğru söylüyor Mars. Büyük babanı ne olursa olsun bulucaz."

"Venüs... Kızlar, cesaretiniz için çok teşekkür ederim."

Ay Savaşçısı, eli ile Mars'ın omuzuna dokundu ve gözlerinin içine kararlıca baktı. "Berly ile karşılaşmaya gittiğimizde bana ne söylediğini hatırlıyormusun? Hepinizi kaybetmiştim."

Mars, olanları ve söylediklerini çok iyi hatırlıyordu. Dolan gözlerini silerek başını salladı ve gülümseyerek yerden kalktı. Ay Savaşçısı yerinden doğrularak Mars'ın arkasına geçti. Mars gözlerini zorlamadan kapattı ve tüm enerjisini düşmanın izini dolayısıyla büyük babasını bulmaya odakladı. Birkaç dakika geçmişti ki Mars, gözlerini hızla açtı ve git gide büyüyen tepelere döndü. Eli ile yüksek tepeleri gösterdi.

"İşte! Orada karanlık bir enerji hissettim. Haraket halinde idi."

"Tamam o zaman, gidelim kızlar." dedi Smokinli Şövalye. Grup yeniden yola çıkarak, ağaçların içinden geçerek yüksek tepelere doğru ilerlemeye başldı. Biraz daha yürüdklerinde ağaçların olduğu yerden çıkıp geniş bir düzlüğe çıktılar.

Gördükleri karşısında hepsi de şaşkınlıkla bakındı. Çimenler ölmüştü, birkaç ağaç parçası kurumuş ve dökülmek üzere idi. Çiçekler simsiyah olmuş boyunlarını bükerek canlarıı vermişti. Mars, kzııgn bir ifade ile ilerledi ve arkadaşlarına döndü.

"Kesinlikle burası."

"Anlaşılan kıyamet, doğadan pek hoşlanmıyor."dedi Uranüs.

"Bence daha çok güzel olan ve sevgi ile büyüyen canlılardan hoşlanmıyor"diye fikir yürüttü Neptün.

"Kızlar dikkat edin. Kıyamet'in savaşçıları çok güçlü bir olarak saldırmanız gerekiyor. Gücünüzü birleştirn aksi halde onları yenemezsiniz."

"Luna haklı kızlar." dedi Jupiter. Diğerleri de aynı fikirde idi. Mars bir an da irkilerek önüne döndü ve savaş pozisyonu aldı. Kızlarda Mars'ı örnek alıp aynı şekilde pozisyon aldılar. Bir an da etrafta 2 grup canavar belirdi. Bazıların rengi siyah, bazıların rengide kızıldı. Hepside anlamsız sesler çıkartıyordu. Bir saniye bekledikten sonra, saldırıya geçtiler.
"KIZLAR HAZIR OLUN!" dedi Luna ve Artemis ve geriye çekildiler.

"World Shaking!!!!!!"

"Deep Submerge!!!!!!"

"Venus Love-Me Chain!!!!"

"Supreme Thunder!!!!!"

"Mars Snake Fire!!!!!!!"

"Shine Aqua Illusion!!!!"

Yaratıkların çoğu acı için de geri püskürtüldü ama bazıları aradan kaçmayı başardı ve kızlara doğru saldırdı. Çıkardıkları kırbaç gibi uzuvlarla savaşçılara vurdular. Gezegen savaşçıları acı içinde geriye kaçmaya çalıştı. Uranüs ve Mars güçlerini bir kere daha kullanarak saldırdılar. Yaratıklar geriye kaçtı ve bir an durdular. Daha sonra ön gruptakiler saldırdı ama kızlar tarafından yine geriye püskürtüldü.

"Bu böyle olmayacak!" dedi Uranüs.

"Doğru! Ölmüyorlar ama biz fazlası ile yoruluyoruz." dedi neptün.

"Birşey bulmamaız şart!"dedi smokinli şövalye. Bu arada arkasından sinsizce yaklaşan bir yaratığa bastonu ile karşılık verdi.

Tam o sırada yerden birden bire iki canavar çıktı ve Uranüs ile Nptün'ü kırbaç uzuvları ile yakalayıp sardılar. Kızlar kıpırdayamayacak duruma gelmişlerid. Mars ve Merkür yardım etmek isterken onlarda diğer canavarlar tarafından yakalandı.

"Kızlar!!!!!"dedi Ay Savaşçısı ve yanlarına koştu ama maskeli şövalye onu durdurup yanına çekti. "Dur bekle."

Uranüs, Neptün, Mars ve Merkür acı içind eçığlık atmaya başladı. Kırbaç uzuvlar bir şekilde enerji yayarak savaşçıların canını yakıyor ve enerjisini tüketiyordu.

"KIZLAR!!!!!!!!"Diye bağırdı Ay Savaşçısı. Lune ve Artemis ay savaşçısının yanına geldi.
"Ay Savaşçısı yok et onları."

"Ama onlar insan!"

"Başka şansızn yok usagi."dedi smokinli şövalye.

"Onlar artık insan değil."

Ay Savaşçısı kendi içinde çatışmaya girdi. Karşısındaki yaratıklar bir zamanlar insna dı ama artık değildi, fakat ordakilerde dostları idi. Başını öne eğerek sopasını çıkardı. Başka şansı yoktu.

"Starlight Honeymoon Therapy Kiss!!!!!!!!!!!!!!"

Sopadan tatlı bir ışık süzüldü ve tüm etrafı kapladı. Canavarlar savaşçıları bıraktılar ve kaçmaya çalıştılar ama nafile. Hepsi de çığlık atarak yok olup gitti. Savaşçılar yerden zorlukla kalkarak doğrulmaya çalıştılar. Yorgun düşmüşlerdi. Ay Savaşçısı ise akan göz yaşları ile sopasını yere indirdi. Venüs dostunun omuzunu tuttu.

"Başka şansın yoktu usagi."

"Doğru yoktu!!!!!"

"Kimdi o?"dedi jupiter ve etrafına bakındı. Uranüs sinirli bir yüzle kızlara baktı.

"Bu sesi tanıyorum!"

"İyi beni unutmamışsı Uranüs."dedi ve Kızıl Hançer ortaya çıktı. Havada asılı bir şekilde küçümseyen gözlerle savaşçılara bakıyordu.

"Size daha öncede söyledim. Sevgileri yok oldu mu bir daha dönüşü yoktur. Sevgi olmayınca geriye sadece öfke, nefret kalır."

"Seni aşağılık!" dedi mars.

"Aaaa büyükbabanı dert etme mars. Efendimizin elinde, güvende."

Kızlar bir an da şaşırdılar. Kimliklerini biliyormuydu?

"Evet, savaşçılar bu kadar şaşırmyın. Kim olduğunuzu efendimizin kudretli gücü sayesinde öğrendik." dedi bir kadın sesi ve Kızıl hançer'in yanında siyahlar içinde bir başka kadın belirdi. Mars tanımıştı kadını. Öfke ile onlara baktı.

"Sizin yok ettiğiniz sadece küçük bir gruptu. Bunu da söylemek istedim. Şu anda daha fazlası dünyanın dört bir yanında yenilerini aramıza katmak için çaba sarf ediyor. Sizin efendinizin işinide hal ettik gibi görünüyor."

"Siz iğrençsiniz! Ne istiyorsunuz masum insanlardan. Uzak durun onlardan artık!!!!!!!!!!!" diye bağırdı ay savaşçısı.

"Üzgünüm prenses ama krallığım ve düşmanlarım için onlara ihtiyacım var."

Hançer ve Kalp'in önünde bir kadın belirdi. Uuzn simsiyah saçları ve kolarında ve yüzünde bazı sembol dövmeler vardı. Yüzüne bakınca karanlığın onda hakim olduğu anlaşılıyordu. Gözlerinde ne öfke ne de kin vardı. Sadece boş karanlık ve küçümseyen bakışlar.Anlında üçgen şeklinde üç siyah yıldız vardı.

"Sende kimsin?"dedi ay savaşçısı ama daha kadın cevap vermeden Lune ve artemis ay savaşçısının yanına gelerek şok geçirmiş gözlerle kadına baktı. Kadın, kedilerin durumunu anlayınca gülümsedi.

"Luna ve Artemis değil mi?"

Kızlar kedilere bakıyordu. Luna'ın gözlerinde yaşlar akıyor, Artemis ise acı çekmiş bir şekilde gözlerini kapayıp başını öbür yana çeviriyordu. Kediler anlamışlardı. Luna kadına yaklaştı.

"Evren Savaşçısı..."

"NE???????"Hepsi de şaşkınlıkla luna'a ve kadına bakıyordu. Kadın gülmeye kahkahalar atmaya başladı.

"Zavallılar, sanırım umduğunuz gibi çıkmadım"

Kadın zevk almış bir ifade ile gülümsemeye devam etti. Savaşçılar ise şok geçirmiş ve umutsuz bir halde evren savaşçısına bakıyorlardı.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
04 Tem 2007 15:18, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:15 (Toplamda 2 kere)
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
12.BÖLÜM :Evren Savaşçısı

Gezegen Savaşçıları, şok olmuş bir halde karşılarında duran kadına bakıyorlardı. Uzun süredir aradıkları, güçlerinin kaynağı olan büyük savaşçı bumuydu? Hiçbiri buna inanamıyordu. Karşılarında bir düşman vardı bir dost değil, dünyayı yok etmeye çalışan biri vardı korumaya değil. Peki, bu nasıl olabilir di? Dillere destan Evren Savaşçısı nasıl oldu da karanlığın eline düşmüştü? Peki, neden kendini arıyordu ki? Kendisini yok etmeye çalışmıyordu ya… Ay Savaşçısı, herkesin aklını kurcalayan bu düşüncelerden ilk sıyrılan oldu. Korkusuzca ve kızgın bakışlar ile ileriye doğru yürüdü. “HAİN!”

“Hain mi? Ben mi? Neden hain olan benim?” dedi kıyamet, sükûnet ile.

“Çünkü sen… Sen…” Ay Savaşçısı ne cevap vereceğini bilemiyordu. Diğerleri de Ay Savaşçısının tepkisine şaşırmışlardı. Onlar da neden hain dediğini bilemiyordu. Ay Savaşçısı bocalamış bir şekilde başını yere eğdi. Düşünmeye ve neden böyle dediğini anlamaya ve karşısında ki düşmanın sorusuna cevap vermeye çalışıyordu. Gözlerini kapadı… “Hadi ama Serenity, bana cevap ver. Neden hain benim? Ahhh doğru ya sizler hiçbir şey hatırlamıyorsunuz. Karşımda Serenity değil Ay Savaşçısı var. Senden…NEFRET EDİYORUM!!!!!!!!!!” diye patladı kadın, bir anda.

“HAYIR!!! Evren Savaşçısı, lütfen. Sen prensesi çok severdin. Kardeşin gibiydi. Lütfen geri dön! Aklını başına topla” dedi Luna gözyaşları içinde. Artemis ise Luna’yı sakinleştirmek için çaba sarf ediyordu ama kendiside Luna’dan farklı değildi. Kadın yüzünü çirkin bir şekilde buruşturdu, gözleri alev rengini aldı. “Zaten bu yüzden nefret ediyorum ya.”

Birden bire bir pırıltı etrafı kapladı ve Ay Savaşçısı, Serenity şeklinde ortaya çıktı. Gözlerini açtı, gözlerinde kararlılık ve olgunluk vardı. Kafasını kaldırarak eski dostuna baktı, üzgün gözler ile.
“Akriha, bunca zaman sonra yeniden bir aradayız kardeşim. O kötü günden beri...” Ay Prensesi, eski hafızasının hepsine yeniden kavuşmuştu. Eski zamanlarda, Evren Savaşçısı ile geçirdiği zamanı…

“Akriha? Demek isimleri biliyorsun”

Serenity, kadına sarılmak için hamle yaptı ama kıyamet bir el hareketi ile Serenity’i geriye itti ve prenses inleyerek yere düştü. Maskeli Şövalye, hemen prensesin yanına koşarak onu yerden kaldırdı. Gezegen savaşçıları ise endişeli bir şekilde prenseslerine bakıyorlardı.

“Hiç zahmet etme Endymion!” dedi kadın ve gücü ile onu da geriye fırlattı ve Serenity’i kendine çekerek gümüş kristal den yakaladı ve sıkmaya başladı. Prenses acı ile haykırmaya başladı.

“HAYIR, USAGİ!” dedi Hepsi.Koşarak yardım etmek istediler ama kara kalp ile kızıl hançer onlara engel olarak geri püskürttüler. Serenity, kıyamet’in gözlerine baktı ve son anda neyin ters olduğunu anladı. Kadın, prensesin anladığını fark edince sinsice gülümsedi. “Sonunda anladın Serenity!”

“Hayır”

“Aaaa evet” dedi ve kristali iyice sıktı. Kristal parçalanarak yerlere saçıldı, Serenity gözlerini kapadı ve yere düştü.

“Usagi!!!!!!!!!!!!!” dedi Smokinli Şövalye ve Serenity’nin yanına koşarak onu kucakladı. Gezegen Savaşçıları da onun yanına geldiler ve prenseslerini uyandırmaya çalıştılar ama nafile. Serentiy uyanmıyordu.

“Seni aşağılık kadın!” Uranüs, hızla kadına sadırdı ve yumruk attı ama kadın ondan hızlı davrandı ve yumruğunu tutarak kendine çekti. Gülümseyerek savaşçıya baktı.

“Uranüs. Sen ve Neptün de oradaydınız ve hiçbir şey hatırlamıyorsunuz öyle mi?”

“Ne?” Kıyamet Uranüs’ü yere yapıştırdı. Elini kaldırdı ve kara bir enerjiyi onların üzerlerine gönderdi. Hepsi de acı içinde geri uçtular ve kıpırdayamadılar. Kıyamet ve Savaşçıları ilerleyerek yerde yatan prensesin bedeninden ileriye gittiler.

“Aptallar! Gücünüz bana yetmez! Hepiniz yok olacaksınız. Tabi yakında Akriha da!”

“Ama sen…” dedi Luna. Şaşkındı. Tam olarak olanı kavrayamamıştı.

“Akriha’da kim” dedi Minako yerde zorlukla kıpırdayarak.

“Evren Savaşçısının asıl adı” dedi Artemis. “Akriha, temiz sudur. Hayattır ama sen karamışsın, aynı…”

“Ahva gibi değil mi?” dedi kadın. “Ahva benim adım. İsmimin anlamını taşırım. Kararmış nesneler… Ama bu bilgiler sizin ölmenize engel değil” dedi ve elini yumruk şeklinde havaya kaldırdı. Büyük bir enerji topu oluştu…” Akriha! Gör Savaşçılarının yok oluşunu!!!!!!!!!!!”

“BUNA ASLA İZİN VERMEM!!!!!!!!!!!!!!”

“NE?!!!” dedi Kıyamet. Arkasına döndü ve yerden yatan prenses gözüne çarptı. Savaşçılar da aynı kıyamet ve iki savaşçısı gibi hayretle prenseslerine bakıyordu. Ses ondan gelmişti ama ona ait değildi.

Parlak ve içe huzur dolduran bir ışık parladı, kırılan gümüş kristal tekrar oluşarak havada asılı kaldı. Serenity, havalandı ve saçları açılarak tüm bedenini örttü. Işık kaybolduğunda karşılarında Serenity yoktu.

Uzun kumral saçlı, anlında altın renginde üç yıldız bulunan bir savaşçı vardı. Gözlerini açtığında, alev gibi parıldadı. Ahva, memnun bir şekilde karşındaki savaşçıya baktı.


“Sonunda Akriha, saklandığın yerden çıkmaya karar verdin.”

“Evren Savaşçısı” dedi Luna. Savaşçılar şaşkın halde iki Evren Savaşçısına bakıyorlardı. Kafaları iyice karışmıştı. Neler oluyor?

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
05 Tem 2007 16:01, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:20 (Toplamda 3 kere)
Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 14 Hzr 2007
Mesajlar: 772
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 23

Durumu: Çevrimdışı

Galaxi Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt:
Alıntıyla Cevap Gönder
13.BÖLÜM: İkizler

Akriha, sessiz ama konuşan gözler ile karşısında ki benzerine ve savaşçılara bakıyordu. Savaşçılar üzgündü, gözlerinde yaşlar akıyordu.Az önce dostlarını, sevgilisini kaybetmişlerdi. Ahva, yavaşça kadına yaklaştı.Şimdi karşı karşıyadılar.Birbirlerinin aynı ama aynı zamanda zıttılardıda. Akriha, altın renginde parıldayarak huzur saçarken, Ahva da karanlık rengi ve dövmeleri ile huzursuzluk ve negatif enerji saçıyordu.

"Akriha, bunca zaman sonra seni görmek ne güzel."

"Kurtulmuşsun."

"Evet, kurtuldum. Beni hapsettiğin o yerden...!"

Kıyamet, gözlerinden alev saçarak kılıcını çekti ve Evren Savaşçısına doğrulttu. Evren savaşçısı, hava da duran gümüş kristali avucunun içine koydu.Kristal şekil değiştirerek altın renginde bir kılıç şeklini aldı. Kılıçın kabzasında gümüş kristal kendini gösteriyordu.Evren Savaşçısı'da kılıcını çekip aynı şekil de Kıyamet'e doğrulttu. Kıymet'in yüzü öfkeden iyice büzüştü. Etrafına bakındı, kılıcını indirerek geri çekildi.

"Daha sonra yeniden karşılaşacağız..." dedikten sonra kayboldu. Hançer ve Kalp'te efendilerinin kaybolduğu gibi yok oldu.

Evren Savaşçısı, savaşçılara doğru yaklaştı. Luna ve Artemis, yanına yaklaştı.


"Efendim, siz... siz buradasınız." dedi Luna akan gözyaşları ile. Artemis de Luna da şimdi kendilerini çok daha huzurlu ve güvende hissediyorlardı. Lakin içlerinde bir burukluk vardı. Ay Savaşçısı artık yoktu. Gözlerinin önünde yok olup gitmişti ama onun yerine Evren Savaşçısı ortaya çıktı, hem de ....

"Usagi!" dedi Smokinli Şövalye. "Usagi nerede? NEREDE?!"

"Endymion, sakin ol. Serenity iyi, şu an uyuyor."

"Nasıl" dedi Mars.

"Şimdi bu yerden gidelim. Uygun bir zaman da konuşuruz" dedi Evren Savaşçısı ve elini ters bir şekilde hava d akaldırdı. Beyaz bir ışık etrafı sardı, savaşçılar bir an birşey görmez oldular. Işık kaybolduğunda ise bulundukları yer onları şaşırttı. Tapınakta idiler.

"Nasıl buraya geldik?" dedi Venüs

"Benim gücüm, benim sırrım." dedi Evren Savaşçısı gülümseyerek. Elini kaldırdı ve savaşçılara doğrulttu. Aynı anda savaşçılar geri döneşerek eski kimliklerine dönüştüler.Evren Savaşçısı'da savaşçı kıyafeti yok oldu ve normal, sade ve şık bir elbise üzerinde beliriverdi. Anlında ki yıldızlar kayboldu, saçları at kuyruğu şeklinde arkasından toplanarak yerlere kadar uzandı.

Haruka ve Michiuri, Evren Savaşçısına yaklaştılar. Herşeyi hatırlıyorlardı, nasıl savaşçı olduklarını, nasıl öldüklerini, evren savaşçısını. Eğilerek selam verdiler.

"Efendim..." dedi Haruka" sizi yeniden görmek çok güzel. Aslında duygularım ve anılarım..."

"...Çok taze ve sanki sana ait değilmiş gibi."

"Evet" dedi Haruka, garip ve açıklayamadığı hisleri ile.

"Efendim, nasıl oldu da birden bire ortaya çıktınız?"

"Serenity'e söylemiştim. Her zaman onun içindeyim. Gümüş Krsital'in içinde uykuya dalmıştım,zamanı geldiğinde uyanmak için."

"Peki o kadın. Nasıl size o kadar benziyordu?" dedi Artemis.

"Onun ikiz kardeşi" dedi Michiru. Yeni hatırladığı anılarının içinde ortaya çıkan bu bilgiyi hatırlayarak. Hepsi şaşırmıştı. Bir açıklama için hepsi Evren Savaşçısına bakıyordu.

"Ahva, benim tam tersim ama benim gücüme denk. İkizim, yıllar önce onu hapis ettim, o sırada herkesi yok etmek zorunda kaldım."

"Peki neden onu yok edemediniz?" dedi Makoto

" Ne olursa olsun, o benim kardeşim. Benden nefret etse dahi... Onun da kendine has savaşçıları var, aynı benim gibi. Yıllarca savaştık. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde kurtulmuş."

"Usagi?" dedi Mamoru. Şu anda düşündüğü ve görmek istdiği tek kişi oydu. Akriha, Mmaoru'ya döndü ve gülümseyerek başını salladı.
"Daha sonra devam ederiz." dedi ve aynı birkaç dakika önce olduğu gibi bir ışık sardı etrafı. Işığın içinde Evren savaşçısı bir cenin gibi kıvrıldı ve Usagi bir cenin halinde kurtularak uyandı. Işık yok olduğunda Usagi şaşkın bir şekilde olanlaı kavramaya çalışıyordu. Bir kaç saniye sonra gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

"Akriha!"

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
05 Tem 2007 21:19, Değiştirme: 20 Eyl 2010 20:23 (Toplamda 3 kere)
chibiusa
Venus Fan
Venus Fan

Avatar

Yaş: 32
Kayıt: 17 Hzr 2007
Mesajlar: 650
Cinsiyet: Kız
Nerden: Kristal Tokyo
Teşekkür: 2

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
chibiusa
Venus Fan
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt: Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Alıntıyla Cevap Gönder
ben tahmin etmiştim ikizi olduğunu hehe ama ya kızların yeni gücü olsun artık yha



bir aquamarin eseridir Dil Çıkartıyor
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
05 Tem 2007 22:05
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Güç'ün Kaynağı (BİTTİ) Konu: Yanıt: Güç'ün Kaynağı (BİTTİ)
Alıntıyla Cevap Gönder
yeni bölümü heyecanla bekliyorum ^^

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
05 Tem 2007 23:02
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 26, 27, 28, Sonraki
2. sayfa (Toplam 28 sayfa) [ 414 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız