Dört Yapraklı Yonca
Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 

anlatış tarzım-üslubum- nasıl?
-oldukça iyi, akıcı -ha gayret ayşe uğraşırsan dünya klasiklerine bile girersin-(bu kısmı kendime motive olsun diye ekledim)
100%
 100%  [ 5 ]
-berbat oldukça sıkıcı okurken boğuluyormuş hissine kapılıyorum
0%
 0%  [ 0 ]
-eh idare eder okunmayacak gibi değil
0%
 0%  [ 0 ]
Toplam Oylar : 5

Yazar
Mesaj
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
Dört Yapraklı Yonca
(pek çok kez elime kalemi aldığımda ilk çizdiğim üç yapraklı bir yonca olur; çünkü şu üç günlük ömrümde ancak üç yapraklı yoncalara rastladım.) yazanın notu...
Bir bardak suyla birlikte tam üç ilacı arka arkaya yuvarladı. Oda oldukça karanlıktı. Perdeleri açtı ve ocağa çay koydu. Bu gün güzel bir gün olacaktı belli. Hava açıktı;
Bulutlar kar gibi ve gökyüzüyse masmaviydi haliyle. Unuttuğu bir şeyi hatırladı. Ekmek... Evde hiç ekmek kalmamıştı. Dün gece arta kalan son bayat ekmekleri de tarhanaya katık edip tüketmişti.
Ceketini de alıp bozuk paraların cebinde olduğundan emin olarak evden çıktı. Şimdi sokaktaydı. Sabahın bu köründe top koşturan çocuklara hayretle baktı;
"amma da enerjikler, benim aksime" diye burnunu çekti.
Soğuk almıştı anlaşılan, halsizdi. İştahı yoktu, çay koymamış olsa ekmeği de unutur işe giderdi.
...
Bir kaç sokak ötedeki bakkaldan ekmeği alıp eve döndü. Çay olmuştu. Kahvaltısını yaparken-kahvaltı dediysem domates, ekmek- dünden kalma gazetesine şöyle bir göz attı. Evet, dünden kalma…
Çünkü parası ancak ekmeğe yetmişti gazeteye ayıracak parası yoktu.
Saatine baktı; "ooo baya geç olmuş" kalan ekmeği ağzına doluşturup bugün kemerini biraz daha sıkarak işe gitmek için hazırlandı.
...
Yoldaydı. Hava git gide açıyordu. Güneş ise daha sıcaktı şimdi. İşi şehrin bir ucundaydı. Ve bu yüzden gidiş uzun bir zaman alıyordu.
Bu arada kahramanımız Ramazan'dan bahsedeyim:
Çökük omuzları, dümdüz karnı ve kemikleri sayılır derecede zayıflığı ile fakirlikten çekmiş bir hayat mahkûmuydu. Çıkık elmacık kemikleri ve kısmaktan büzülmüş gözlerine rağmen yakışıklıydı.
Yanaklarından birinde hafif kızıl bir yara vardı ve bu ona çok ayrı bir hava katıyordu. Yakışıyordu da hani
Suskundu. Pek konuşmaz daha çok çalışmayı yeğlerdi. Mimikleri yok denecek kadar azdı. Hayattan zevk almıyor gibiydi. Olaylara karşı herhangi bir tavır sergilemezdi. Kendi fanusunda bir başına yaşıyor gibiydi.
Aile fertlerini-annesi ve babasını- üç yıl önce bir kazada kaybetmişti. Hoş onlar yanındayken de yalnız hissederdi kendini ama şimdi gerçekten yapayalnızdı.
...
Yol bitmiş nihayet iş yerine gelebilmişti hem de tam vaktinde. Oldukça büyük bir bina olmamasına rağmen geniş bir bahçesi vardı. bu bahçeden geçerken kenarda duran küme küme yoncalar dikkatini çekti.
İçlerinden birini kopardı. Üç yapraklıydı.
Pek umursamadı ve bir köşeye fırlattı.-hayata karşı gerçekten de çok acımasızdı.-
Bu mini atölyede demirciydi. Ailesi Ahmet usta dediği baba bildiği patronunun yanına henüz çok küçükken bir mesleği olur düşüncesiyle bırakmıştı öyle küçüktü ki ilköğretimi yenice bitirmişti.
Kirden kararmış önlüğünü boynuna geçirdi ve az bir kısmı kalan işini bitirmek üzere çalışmaya koyuldu.
o gün daha önceden sipariş edilmiş bir mini kasanın yapımıyla geçti..ateşi harmanladı Ramazan; demiri dövdü Ramazan; kesti cilaladı sağlamlaştırdı Ramazan...
ve akşam oldu güneş geldiği yere geri döndü.babalar küçük kızları için horoz şeker alıp evin yolunu tuttu..Ramazan da nihayet paydos verebilmişti.ancak huzurluydu bu kez çıkardığı işten gayet memnun kalmıştı.hoş bir kasa çıktı Ramazan'ın maharetli ellerinden.sağlam olduğu ilk bakışta anlaşılıyordu.cilası iç açıyordu.
"sahibi memnun kalacak" diye düşündü.
Omzunda bir el; bu Ahmet ustanın kir pas içindeki nasırlı elleriydi.
"iyi iş çıkardın evlat, aferin! Yarın emaneti şu adrese götürüver."
Ve böylece bir gün daha bitti. Geceye ilk baharın habercisi cırcır böcekleri hakimdi her yerde serenat yapan cırcır böcekleri ve onların sessizliği yaran tiz sesleri.
Gece huzurluca bir uyku çekmişti sabaha gayet dinç uyandı. Gerindi
"hım mm... güzel uyumuşum"
Daha sonrasında ise; her zamanki alışıldık monoton hayat.
Bahçeden geçerken bir yonca daha kopardı bugün. Yine üç yapraklıydı. Ve sanki üç yapraklı bile değildi ki yapraklarından biri solmuş hatta çürümüştü. Her zamanki saldırganlığıyla yoncayı parçaladı, ezdi.
Ahmet usta;
"ooo hayırlı sabahlar beyefendi. Bir çay ister misiniz söyliyim?"
"eh iyi olur patron ama açık olsun"
"höst len babanın oteli mi burası, dükkân dükkan..."
Ahmet usta şu dünyada benzerine pek sık rastlayamayacağınız cinsten bir titizdi. Ayrıca da alabildiğine dakik.
"neyse al şu kasayı arabaya yükle. Bu da adres. Hadi bakalım evlat! Bu günkü hâsılat sana bakıyor."
Düşündü;
"kızar, döver hatta söver bile ama beni seviyor biliyorum anamla babamı kaybettikten sonra akrabalarımın dahi beni yüzüstü bıraktığı bir sırada bana destek çıkan sadece o oldu. Çıkmadan önce son bir kez daha baba bildiği bu karayağız adama baktı. Gözlerinin içi sevgi dolu, ışıl ışıldı adeta.
Ardından kasayı arabaya yükledi ve böylece şehrin bir ucuna uzanan yolculuğu başlamış oldu.
Saatine baktı. Tam 45 dakikası yolda geçmişti nihayetinde burası şehrin öteki ucuydu. bir beş dakika daha sonra çok da fazla zorlanmadan bulabildi malikaneyi.
Evet, adına yakışır derecede tam bir malikâneydi. Bahçesi çobanlık yaptığı sıralar inekleri saldığı yaylalara benziyordu; geniş ve ot dolu -yemyeşil- bina ise -bu yapı için ev lafzı kullanılamazdı ancak "saray" evet bu tam bir saraydı.-sarayın dışı güvenlik açısından pek ehemmiyetli değildi. Bir kaç tane ortalarda dolanan iri, kas yığını, hantal varlıkları da saymazsak bu devasa saray tamamen korumasız ve tüm tehlikelere açıktı.
Çok kısık bir sesle de olsa
" çevredeki hırsızlar tarafından oldukça iştah kabartıcı olarak tanımlandığı kesin. " diye düşündü kendinden emin.
"neyse" kendi işine yoğunlaşmaya karar verdi. Ona neydi malikane ya da bahçesi veyahut da umarsızca düzenlenmiş içi boş güvenlik sistemi... Yapması gerekeni gayet iyi biliyordu.
"bir an önce işimi halledip buradan sıvışayım. Anlaşılan fazla ihtişam sağlığımı olumsuz etkileyecek."
İçeri girdi... Ev sahibi onu bekliyordu.
"şuraya evladım! Hah! Tam orası... Oracığa monte ediver sana zahmet."
ev sahibi bayağı yaşlıydı.nereden bakılırsa bakılsın 70-80 yaşlarında gösteriyordu..titrek gözbebekleri sağlığının pek de iyi olmadığını haykırıyordu.ak sakalları ise pamuktan yapılmış gibi katıksız ve bembeyazdı.yürüdüğünde göze çarpan hafif bir kamburluğu vardı.elleri ve yüzü çıkık damarlarla doluydu.ve galiba bu koca malikanede bir başına yaşıyordu.
Nihayet kasayı monte işlemi bitti.
"şaşkın ihtiyar" diye düşündü Ramazan.
Çünkü gözleri önünde kasayı şifrelemişti. Başka biri olsa... Neler geçirmezdi ki aklından; "tam bir sazan...bir kaç yıllık hasılat... ya da bir ömür boyu garanti..."
Acıdı ihtiyarın haline.
Ancak ihtiyar Ramazan’a güvenebileceğinden oldukça emindi nedense.insanda daima kalbine göre davranan ve kalbiyle düşünen biri izlenimi uyandırıyordu.
Ve sonunda kurtuldu o koca ama boş saraydan. Düşündü;
"bu bina yaşlı bir bunak için fazla büyük. Daha genç daha muhtaç birinin daha çok işine yarardı doğrusu-kendini kastediyordu- ne yazık ki hayat acımasız..."
"aman... Boş ver!" düşünce bulutlarını basit bir el hareketiyle savurdu.- daha doğrusu savurduğunu sandı.-kendine kızgındı neden böyle düşünmekten kendini alamıyordu.
Saçmalama der gibi kafasına bir yumruk indirdi. Yumruğun da etkisiyle saçma düşüncelerden bir an olsun kurtulabilmeyi başarmıştı;
"ohh bee biraz olsun kendime geldim... Böyle boş hayallere ayıracak vaktim yok. Dükkân, usta beni bekler. yine azar işitecem yaa !off"
...
Bu olayın üzerinden günler geçmesine rağmen kendini hala o saçma hayallere dalmaktan alamıyordu.
Mırıldandı;
"nesine gerek öyle kocaman bir malikâne! Satsın yerinede hem daha küçük hem de masrafsız mini bir kulübe alsın. Böylece yok yere israftan kaçınılmış olur ve fakirlere de gün yüzü görme fırsatı doğar. Böyle büyük bir malikânede tek başına bir ihtiyarın yaşaması israftan başka bir şey değil. İnsanlığından utansın be insanlığından! Bir de hacı hoca gibi sakal bırakmış. Olmaz olsun böyle hoca. Zaten öfke doluyum böylelerini gördükçe şartellerim bir kat daha atıyor..."
Yumruğunu sıkmış titriyordu. Kendini öylesine sıkmıştı ki hani iğne batırsan patlayacak kadardı. Sinirleri son haddine varmıştı artık.
"böylelerine bir ders vermek gerek" diye geçirdi içinden. Sonraki günler plan üzerine kafa yormakla geldi geçti.
Zekâsı bir insana göre üstün denecek cinstendi. Daha ilk gördüğü anda malikânenin içini dışını en ince ayrıntılarına kadar zihnine kazımıştı. Çok fazla zorlanacağını sanmıyordu. Çünkü öyle ahım şahım bir güvenlik sistemi olmadığını görmüştü ve kilit sistemine bakılırsa da alarmdan yoksundu. Zaten kasayı da önünde şifrelemişti tuhaf ihtiyar.
Bu iş belki de sandığından da kolay olacaktı. Ve her şey olup bittiğinde rahata erişecek o müsrif ihtiyar da hakkettiğini bulacaktı.
Hayata olan büyük kinini bu ihtiyardan çıkarmaya kararlıydı.
Tüm bu günler boyunca yoncalara dönüp bakmadı bile. İçinden bir ses;
"boş yere kürek sallama hele de bu durumdayken 4 yapraklı bir yoncaya rast gelmen imkânsızın da ötesinde. Senin gibi bir zavallıcığa şans gülmez, hayat acımaz."diye fısıldıyordu ve sandı ki gerçekler bunlardı.
...
Ve o gün geldi. Planı hazırdı hatta ters bir durum ihtimaline karşı bir de b planı hazırlamıştı.
Çok heyecanlıydı. Durduk yere öfkeleniyor hiç olmadık şeylere kahkaha ile gülebiliyordu. Usta bir şeylerin rayında gitmediğini fark etmiş olmalı ki;
"hayrola evlat? Barut gibisin yanlış bir şey yok öyle değil mi?"
"yoo hayır usta! Ne olabilir ki?"
Bunları söylerken dahi içi içini yiyordu. Acaba doğru muydu yapacakları. Yoksa sadece kendini kandırmanın başka bir versiyonu muydu tüm bu karma düşünceler. Doğru olan neydi?
Aslında aklından geçmiyor değildi tüm bu yapacakları hırsızlıktı. Sonuçta adaleti gözetmek Ramazan'a kalmamıştı ki kalsa bile adaleti bu şekilde gözetmesi hatayı hata ile örtbas etmekten öteye geçemezdi...
Gün böylece geçip gitti ve yerine gece geldi. Tüm gün işine bir kez olsun odaklanamadı. Binlerce soru Ramazan'ın beynini kemirdi durdu. Yürüyen bir ölüden farksızdı. Olayları kontrol edemediği gibi tepkilerini de kontrol edemiyordu.
Ustanın şüpheli bakışları altında mesai bitti. Son bir kez daha herşeyi kontrol etmek üzere evine gitti. Planın kusursuz bir biçimde işlemesi lazımdı. Yoksa her şey şu ankinden de öte berbat bir hal alırdı. Hayatı sönerdi bir kere ve uzun yıllarını parmaklıklar ardında geçirmek zorunda kalırdı. Ve hiç şüphesiz bu beterin de beteriydi.
İp, el feneri, çuval, makas, silahı...
Bu son kontrolden de sonra; evet artık her şey hazırdı geriye sadece doğru zamanın gelmesini beklemek kalmıştı.
Zaman su misali akıp geçti Ramazan şimdi heyecanın doruğundaydı.
"1.00 mi? ne çabuk 1.00 olmuştu böyle!"
Apar topar çıktı sokağa tüm malzemenin yanında olduğundan emin olarak.
Gece olmuş karanlık çökmüştü.
Az sonra dolmuş geldi. Bindi ve son kez 1 lira uzattı şoföre. ee ne de olsa yarın itibariyle artık zengin biriydi. Kendine ait limuzinleri mersedesleri olacaktı.
Ancak içinde bir ürperti... Bu ilk işiydi ve son olacaktı inşaallah. Rahatlayamadı ki bu onu daha da korkuttu çünkü heyecanı onu ele verebilirdi. Bu yüzden bir an evvel rahatlamalı aşırı dozdaki heyecanını en aza indirgemeliydi. Ama ne mümkün hiçbir şey heyecanına, dişlerinin zangırtısına, vücudunun titremesine engel olmuyordu. Böylece tam yarım saati geride bıraktı.
Ancak yanlış giden bir şeyler vardı! Neden hala varamamıştı? Oysa ki mesafe en fazla 20 dakikalıktı. Hatta plana göre bu ıssız sokaklarda ilerlemek 15 dakikadan fazla sürmeyecekti.
Dakikalar ilerledikçe Ramazanın heyecanı daha bir katlanıyordu.
Daha ilk dakikalarda planın bozuntuya uğraması canını hayli sıkmıştı ancak bozuntuya vermek istemedi.
Bir sağa bir sola penceler arasında gidip geliyor nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"ama burası...
Bizim dükkân."
Neden buradaydı? Şoföre bağırıp çağırmaya başladı. Hemen buracıkta indirmesini indirmezse neler yapabileceğini -oldukça küfürlü bir biçimde- saydı döktü.
Bu ağza alınmayacak laflar üzerine şoför durdu. Arkasını dönmüştü ki;
"aman Allahım! Baba bu... Bu sen misin?"ürperdi Ramazan. Kekelemeye başlamıştı.
"yanlış yapacaktın evlat. Yanlış..." babasının nefesini ensesinde hissetti. Titrek ama kararlı bir ses tonu vardı.
Oracıkta indirdi Ramazan'ı. şaşkınlık, korku ve gecenin verdiği bir sersemlikle dükkâna koştu. Oracığa yoncaların arasına kıvrılıp sabahın olmasını bekledi Ramazan.
Bu sabah daha bir iç açıcıydı sanki. Güneş insana ısı, ışık ve hatta huzur veriyordu.
Biri hafif tekmelerle uyandırdı Ramazan'ı;
"burada ne arıyorsun?"
Ahmet usta'ydı.
Ramazan kısa süreli hafıza kaybı yaşamış gibi kalakaldı önce; sonra olan biteni hatırladı ve zar zor da olsa kendini toparlamayı başardı.-neler de yaşamıştı böyle?-
Usta hala başucunda bir açıklama bekliyordu.
Dün gece yaşadıklarını. Neden böyle bir çözüme-çözüm olur sanmıştı- başvurduğunu bir kaç kelimeyle özetledi ustaya.
İlk defa gözleri dolmuştu. Hani utanmasa ağlayacaktı da ama erkeklik gururu buna engel oldu.
Usta hiç tahmin etmediği bir yanardağ bir anda harekete geçmiş gibi hissetti. Şok olmuştu. Ne dese bilemedi sonunda hayretini şu bir kaç cümleyle özetledi
"baban sonuna kadar haklıymış evlat. Anlaşılan O seni gerçekten çok seviyormuş..."
"bir şey mi dedin, usta?"
"yok, bir şey. Yalnız senden bir isteğim olacak. Sadece bir rica. O malikâneye bu kez de benim için gider misin?"
"tabii usta! Ama neden?"
Bu sırada Ahmet usta ve ramazan dükkânı açmış hatta çayı da ocağa koymuşlardı.
Usta gazeteye sarılı pek de ağır olmayan bir paketi Ramazan'ın eline tutuşturdu.
"bu ne usta?"
"bilmene gerek yok! Sen ihtiyara ver o anlar..."
Az sonra çay olmuştu. Dumanı üstünde sıcacık iki çay ve peynir ekmekten ibaret kahvaltısını yaptı. Bir yandan da dün yaşadıklarını analiz ediyordu; ancak bir türlü babasıyla olan karşılaşmasına inanamadı. Yoksa rüya mıydı gördükleri ya da o anın stresi altında zihni bir oyun mu oynamıştı Ramazan'a.
Nihayet doydu ve tekrar hata yapmaktan kıl payı kurtulduğu o evin yolunu tuttu.
Yeşil, küçük, kutu gibi bir minibüse binmişti. Minibüs tıklım tıklımdı. O sıklıkta gazete bir köşesinden yırtılıverdi.
"o da ne?"
Minibüs’ün kirli zeminine saçılanlar -yeşil, mor, kahverengi ...- oldukça yüklü denilebilecek miktarlarda paraydı.
Küçük bir şok geçirdi.
O esnada zavallı insancıklar fırsattan istifade birkaç banknotu cebe indiririz düşüncesiyle eğilmiş toplamaya uğraşıyordu.
Daha sonra kendine gelen Ramazan'ın dikkatini pakette kalan küçük bir not çekti.
Notta yazanlar şöyleydi;
"Ahmet! Kardeşim...
Evime yolladığın genç hakkında; -ismi sanırım Ramazan'dı.(ne mana yüklü bir isim...)- anlattıkların -genç yaşta ailesini kaybetmesi, ancak ilköğretime kadar okuyabilmesi... vb.- gerçekten üzücü. Ona ne kadar yardımcı olur bilemem ama -keşke elimden daha fazlası gelebilseydi.- bu miktarı onun okul masrafları için gönderiyorum. Okumalı ki; bu acımasız hayata karşı dimdik durabilsin.
Ve vakti geldiğinde kim bilir, belki de varisim olur. Çünkü biliyorsun benim hiç çocuğum olmadı. Ve tek kardeşim-yani sen- Ahmet’in de Ramazan'dan başka kimsesi yok. Eğer Ramazan dediğin kadar mert bir çocuksa okur adam olur ve günü geldiğinde tüm varlığımı ona bırakırım..."
Not, bu kadarcıktı ancak içeriği bir kaç yıl içinde Ramazan'ın hayatını büsbütün değiştirebilecek nitelikteydi.
Ramazan bu güne dek hiç bu kadar utanmamıştı kendinden ve yaşadıklarından... Hissiz bir pişmanlığın pençesinde buldu tüm benliğini. Artık babasını daha bir fazla anlıyordu.
Hayat; asla şans eseri değildi. Bu güne kadar yaşadığı her şey -acısı ve tatlısıyla- tamamen bir plan dahilindeydi. Ve Ramazan da kötü şans bellediği hayatını değiştirmeye çabalarken aslında var olan planı zedelemek istemişti. Ancak başaramadı doğal olarak.-iyi ki de başaramamıştı...-çünkü hayatı var eden her şeyden ve herkesten üstün büyük kudret sahibiydi...



Spoiler:


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
27 Ağu 2009 1:07
prenses-usagi
Sailor Moon Fan
Sailor Moon Fan



Yaş: 29
Kayıt: 21 Ağu 2008
Mesajlar: 290
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

prenses-usagi
Sailor Moon Fan
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
güzel ve akıcı yazmışsın bence^^ ama hala babasıyla karşılaşmasını anlayamadım rüya mıydı o? Çıldırmış Durumda


by Prenses Serenetty <3
Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Ağu 2009 12:09
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
yorumun için çok teşekkür ederim canım nasıl sevindim Kahkaha Atıyor =)
bir de o kısmı ben okuyucunn hayal gücüne bıraktım dilerse bir mucize olarak kabul etsin dilerse de bir uyku haliii... okuyucumun hayal gücüne kalmış ^^ Dil Çıkartıyor
evt arkadaşlar okuyan arkadaşların yorumlarını bekliyorum yorumlarınız benim için çok önemmli Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
28 Ağu 2009 12:43
hotaru-tomoe
Otaku
Otaku



Yaş: 27
Kayıt: 20 Tem 2009
Mesajlar: 371
Nerden: kocaman pemße ßir ßuluttan *-*
Teşekkür: 60

Durumu: Çevrimdışı

hotaru-tomoe
Otaku
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
gerçekten çok gsl olmuş.mucizelere inanırım ben.aslında mantıklı düşününcede bilinç altının ona oynadığı bi oyun olabilir.yaptığının yanlış olduğunu biliodu ama inanmak istemiodu.neden bise bıraktın ben herşeyden 2 sonuç çıkarabilicek bi insanım.karasızım ve merkalıyım
bu arada sadece bu kadar mı devamıda varmı?(mesela Razamazanın okumaya çalışırken karşılaştığı zorlukları nasıl yendiğini anlatan bölümler,bikaç kötü canavar oda ne ramazan aslında shirli boyut ve dünya arasındaki sorunları çzömek için mi görevlendirilmişti?o ihtiyarda onu korumak istiyodu nede olsa süper dövüş güçleri olacak ve kötü canavarların işini bozacaktı ramazan.başı derde girebilirdi.)( Çıldırmış Durumda ben nasıl bu hayattan kopma hikayeyi junipeerli ye bağladım.canavarlar falan? Çıldırmış Durumda )


aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Ağu 2009 19:25
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
haha harikasın canımÇok Mutlu
yazdıklarını okuyunca moralim yerlerde olmasına rağmen gülümseyebildim Gülücük Dağıtıyor süpersin Kahkaha Atıyor
ancak ben hikayeyi dewam ettirmeyi düşünmüyordum çünkü genelde böyle yazarım tarzım bu Dil Çıkartıyor en can alıcı noktada bırakıp okuyucuyu çatlatmak hoşuma gidiooo XD
ama dur bakalım daha önümde npons var yeni bölümü eklemezsem patron keser Kahkaha Atıyor üstelik bi yerdede yazılarım yayınlanıo onları bekletemem bunlardan vakit kalırsa daaa... Dil Çıkartıyor
neden olmasın senin canavarlı senaryoyu devreye sokabiliriz gayet hoş ve ilginç olur Çok Mutlu
ayrıca beğenmene çok sevindim Hayranlık Besliyor şu aralar yoruma ihtiyacım var geldiğim noktayı görebilmek için Üzgün ya da Ağlıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
31 Ağu 2009 16:27
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
arkadaşlar hala yorumlarınızı bekliyorum
eksik olduğum kısımlar var biliyorum
forumun usta fanficçılerınden kunzite abi, sun-teyze:P-, aquamarin ve daha pek çok değerli yazarlarımız lütfen yazımı değerlendirin !!! - dilenir gibi ben ne diyorum yaaah xD-
bir yerlerde eksik var hissediyorum ancak hata nerde bulamıyorum
bana yardım edin lütfeeen ^^'
sizlere sesleniyorum usta fanfickçi kardeşlerim Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
07 Eyl 2009 21:06
mikan_NATSUME
Anime Fan
Anime Fan



Kayıt: 20 Şub 2009
Mesajlar: 349
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

mikan_NATSUME
Anime Fan
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
canım çok güzel olmuş
bir kaç gündür hatta bir kaç günden fazla oldu foruma giremedim yazı okuyamadm şimdi okudum güzel olmuş
hayellerinn gerçek olacagınada eminim yazmaya devam

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
08 Eyl 2009 12:53
usagi_836
Beni Görmeye Alışın
Beni Görmeye Alışın

Avatar

Kayıt: 03 Nis 2009
Mesajlar: 200
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 10

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
usagi_836
Beni Görmeye Alışın
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
çok gzl yazmışsın yha Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor otobüsteki olayda rüyaydı bnce Çıldırmış Durumda Çıldırmış Durumda

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
14 Ksm 2009 20:40
Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon



Yaş: 28
Kayıt: 13 May 2009
Mesajlar: 2,601
Nerden: Eskişehir
Teşekkür: 249

Durumu: Çevrimdışı

Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
akiiii süper yaaa neden bıraktınnn Üzgün ya da Ağlıyor

Devam et lütfenn Üzgün ya da Ağlıyor


Vinnie~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
03 Arl 2009 13:35
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
yok kız ne bırakması Kahkaha Atıyor
ben ve yazmayı bırakmak aynı cümle içinde bile kullanılamaz falan afdsfdsfd XD Dil Çıkartıyor
şu an yazıp bitirdiğim biri şu ana dek yazmış olduğum en süper olan hikaye diğerleri de ıvır zıvır olan bissürü hiikaye var-hastanede baya vakit oldu da Dil Çıkartıyor-
fırsat olur da pcye aktarabilirrsem ilk iş buraya koymak olucak o zaman görün beni Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
03 Arl 2009 16:55
Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon



Yaş: 28
Kayıt: 13 May 2009
Mesajlar: 2,601
Nerden: Eskişehir
Teşekkür: 249

Durumu: Çevrimdışı

Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
ahhh nerede o günler Çok Mutlu


Vinnie~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
03 Arl 2009 17:19
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
ne demek istion gııı
tamam tamam en kısa zamanda sözDil Çıkartıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
03 Arl 2009 17:23
Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon



Yaş: 28
Kayıt: 13 May 2009
Mesajlar: 2,601
Nerden: Eskişehir
Teşekkür: 249

Durumu: Çevrimdışı

Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
bak söz verdin sonra binerim tepenee Ders Veriyor Kızmış Kız


Vinnie~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
03 Arl 2009 17:27
aki
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 35
Kayıt: 26 Ağu 2007
Mesajlar: 1,389
Nerden: Eİ-chan No Harem u.u
Teşekkür: 182

Durumu: Çevrimdışı

aki
Güzelliğin Savaşçısı
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
tamamdır sırf senden korkuma Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
03 Arl 2009 17:30
Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon



Yaş: 28
Kayıt: 13 May 2009
Mesajlar: 2,601
Nerden: Eskişehir
Teşekkür: 249

Durumu: Çevrimdışı

Sailor Star Fighter
Eternal Sailor Moon
Dört Yapraklı Yonca Konu: Yanıt: Dört Yapraklı Yonca
Alıntıyla Cevap Gönder
aki yazmış:
tamamdır sırf senden korkuma Çok Mutlu


ehueheh ...

hadi ya artık yaz Çıldırmış Durumda


Vinnie~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
03 Arl 2009 17:31
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 15 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız