Saf Dilek (Bittii... ^^ ) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9 ... 20, 21, 22, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
Bir süre sonra mailime mesaj gelmediği için kaçırmışım bölümlerin hepsini ama hepsini şimdi okudum ve tek kelimeyle harikalar!! Mamoruya kızdım Periye inanmadığı için ama 1.5 ay, CAM ın peri görünce sahneden inmesi falan.. kafam karıştı
Teşekkürler küçük-melek
Teşekkürler princess mercury
Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!! <3 (Seviyorum uleyyyn!!!! <3)
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
Çok beklettim üzgünüm, yorumlarınız için teşekkürler, bu hafta ve bundan sonraki hafta sınav haftalarım, ondan dolayı ders çalışmaktayım Bölümü yorumlarınızı gördükten sonra yazabildim umarım begenirsiniz ve kafa karışıklığınızı gideririm
13. Bölüm
“Şokun Böylesi!
Tüm fanlarına darbe indiren kız kim?
Geçen gün Forum Trabzon’da konser veren genç pop grubu CAM’ın sahneden birden inmesini sağlayan genç bayanın sadece bakışları konuşuyordu. Tek bakışıyla bütün sahneyi aşağı indiren genç bayan grubun solisti Cenk ile romantik dakikalar geçirdi. İlerleyen saatlerde bir CAM fanı muhabirlerimize danışarak genç bayanın adının Peri olduğunu ve 1,5 aydır sevgilisi olduğunu söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ikili deniz kenarında buluştular. Muhabirlerimiz olay yerinden görüntüleri fotoğraflara yansıttı.”
Allah kahretsin, bu o çocuk! Ona Peri’nin adını ben söyledim! Ben ne yaptım ya, kız benim yüzümden rezil oldu… Ne diyorum ben? Zaten 1,5 aylık sevgilisiymiş… Çıkarsa çıksın gazeteye bana ne?
“Abi, simit ister misin?” dedi yanımdan geçen küçük bir çocuk.
“Yok, sağ ol,” çocuk sessizce uzaklaştı. Sahilde kimsecikler yoktu. Arada bir koşuya çıkan insanlar geçiyordu önümden, sıradan ve huzurlu insanlar, derdin zerresini hissetmeyen kişilikler… Gazeteyi katlayıp bankın diğer ucuna koydum. Kafamı geri yasladım, gözlerimi yumdum. Tempolu birini hissediyorum. Hafif ve zarif… Gözlerimi açtım. Siyah-beyaz bir eşofman takımıyla bana doğru geliyordu. Upuzun saçlarını tepeden toplamıştı. Kahküllerini geriye yaslayıp üstüne bir band yerleştirmişti. Kulaklarında kulaklıklarla tempolu bir şekilde koşuyordu. Peri… Bir an da olsa gözlerim onu gördüğüme sevindi. Kulaklıklarını çıkarıp yanıma geldi.
“Mamoru?”
“Ne var?” diye tersledim.
“Sen iyi misin?” sesli bir biçimde güldüm.
“Ben çok iyiyim, asıl seni sormalı, sevgilinle aran nasıl? 1,5 ay kolay değil…” suratıma anlamsızca baktı. Çok mu ağır kaçtı acaba?
“Bunu, bunu nasıl dersin? Sen de mi? Ben o çocukla sevgili felan değilim! Kahretsin ya! Kimse inanmıyor mu bana?”
“Bilemiyorum yani, gazeteler öyle demiyor…” dedim soğuk soğuk.
“Lanet olası gazetelere mi inanıyorsun sen!? Ben onu sevmiyorum ben seni-” gözlerine baktım. Yavaşça doluyordu mavi gözleri. Kanmayacaktım ama…
“Şimdi de timsah gözyaşları mı? Sana bir şey söyleyeyim mi? Hiç de inandırıcı değilsin!”
“Geri zekalının tekisin! Anladın mı!? Benim için bunları nasıl söylersin? Sahte öyle mi? Sakın ama sakın bir daha yanıma yaklaşma! Beni duydun mu?”
“Meraklın değildim zaten!” diye terledim.
“Ah, öyle mi?”
“Evet, öyle!”
“Ya demek öyle!?”
“Evet, öyle!”
“Peki madem öyle olsun!”
“Olsun!”
“Tamam!”
“Tamam!”
“Yaklaşan eşşek olsun?” eşşek mi?
“Olmasın!”
“Ne olsun?” aklıma daha iyi bir şey gelmiyor nedense!
“Neyse eşşek olsun!”
“Tamam,”
“Tamam,”
Geldiği yöne doğru yürümeye başladı, ben de diğer yöne doğru yürümeye başladım. Bir dakika, Semihlerin ev diğer tarafta kaldı! Olduğum yerde geri döndüm, aynı şekilde o da döndü. Kafasını diğer tarafa çevirdi ve hızla koştu. Bir ara başını bana döner gibi oldu. Kollarımı hafifçe kaldırdım. Yavaşladı. Ben de kollarımı savurup yürümeye devam ettim.
“Mamoru?”dedi tam dönecektim ki, ilerden o haddini bilmezi gördüm. Cenk midir nedir, her ne lahana turşusuysa artık…
--------------------
Peri:
“Ah, sen miydin?”dedim Cenk’i görünce. Onun üstünde bir kot ve deri bir mont vardı. Ayağındaysa düz taban bir krampon vardı. Elektrik mavisi, Colman’ın kindendi.
“Sen de mi Colman fanısın?”dedi gülümseyerek.
“Evet, koyu bir Trabzonsporluyum.”
“Ne güzel, ben de öyle… Şey, şu gazete hakkında sana bir şey söylemem gerek…”
Konunun buraya geleceğini tahmin etmiştim. Yanağımdaki damla aşağı düşmemekte ısrarcıydı. Elimin tersiyle ittim onu.
“Evet, seni dinliyorum.”
Şıp! Yağmur başlayacaktı sanki.
“Bak o adam senin adını nerden biliyor bilmiyorum, ama inan bana ben söylemedim…”
Şıp, şıp, şıp! Yağmur çiseliyor…
“Evet, sen söylememiştirsin, önemli değil zaten, boş ver…”
“Bir de şu fotoğraf var, oradaki kız sen değilsin, bunu zaten biliyorsun da o kız bizim menajer, aslında benim kuzenim olur kendisi, o gün birine ilk görüşte aşık olmuş derdini anlatıyordu. Bütün çocuklarla gitmiştik oraya, onlar o sırada sipariş veriyorlardı. Yani bu haber tam bir fiyasko…”
Şıp, şıp, şıp, şıp! Hızını arttırmıştı yağmur…
“İyi ki sevgilin bir şey demedi, 1,5 aydır sevgilin olan biri varmış-”
“O da yalan haber, ben aradığım kızı bulamamıştım.”
“Bulamamıştım derken? Şimdi buldun mu? Ne güzel, inşallah bu haber aranızı bozmamıştır…”
“Yok, o bunu bilmiyor, yani ona olan hislerimi…”
“Ya, yazık olmuş…”
“Aslında onu tanıyorsun,”
Şıp, şıp, şıp, şıp, şıp, şıp, şıp!!! Yağmur doluya dönüşmüştü.
Kapüşonumu kapattım.
“Hadi ya kim?”
Şıp, şıp, şıp, şıp! Yağmur bir sis perdesi gibi etrafı görünmez kılmıştı.
“O, sensin Peri… O kız sensin,” ben daha şoktan çıkamadan o beni öptü. Sonra da elimi tuttu. Elimi arkama kadar gerdim.
Şıp, şıp…
ŞLAP!
Şıp, şıp…
“Bir daha sakın bana dokunma! İğrençsin!” Koşarak uzaklaştım. Koruların yakınında sert bir kol beni yakaladı.
“Yeter Cenk bırak!”
“Hah, ben senin sevdiceğin değilim, Ay Savaşçısı! Ama sevdiceğin elimde!”
“Keder!?”
yorumlarınızı bekliyorum (:
13. Bölüm
“Şokun Böylesi!
Tüm fanlarına darbe indiren kız kim?
Geçen gün Forum Trabzon’da konser veren genç pop grubu CAM’ın sahneden birden inmesini sağlayan genç bayanın sadece bakışları konuşuyordu. Tek bakışıyla bütün sahneyi aşağı indiren genç bayan grubun solisti Cenk ile romantik dakikalar geçirdi. İlerleyen saatlerde bir CAM fanı muhabirlerimize danışarak genç bayanın adının Peri olduğunu ve 1,5 aydır sevgilisi olduğunu söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ikili deniz kenarında buluştular. Muhabirlerimiz olay yerinden görüntüleri fotoğraflara yansıttı.”
Allah kahretsin, bu o çocuk! Ona Peri’nin adını ben söyledim! Ben ne yaptım ya, kız benim yüzümden rezil oldu… Ne diyorum ben? Zaten 1,5 aylık sevgilisiymiş… Çıkarsa çıksın gazeteye bana ne?
“Abi, simit ister misin?” dedi yanımdan geçen küçük bir çocuk.
“Yok, sağ ol,” çocuk sessizce uzaklaştı. Sahilde kimsecikler yoktu. Arada bir koşuya çıkan insanlar geçiyordu önümden, sıradan ve huzurlu insanlar, derdin zerresini hissetmeyen kişilikler… Gazeteyi katlayıp bankın diğer ucuna koydum. Kafamı geri yasladım, gözlerimi yumdum. Tempolu birini hissediyorum. Hafif ve zarif… Gözlerimi açtım. Siyah-beyaz bir eşofman takımıyla bana doğru geliyordu. Upuzun saçlarını tepeden toplamıştı. Kahküllerini geriye yaslayıp üstüne bir band yerleştirmişti. Kulaklarında kulaklıklarla tempolu bir şekilde koşuyordu. Peri… Bir an da olsa gözlerim onu gördüğüme sevindi. Kulaklıklarını çıkarıp yanıma geldi.
“Mamoru?”
“Ne var?” diye tersledim.
“Sen iyi misin?” sesli bir biçimde güldüm.
“Ben çok iyiyim, asıl seni sormalı, sevgilinle aran nasıl? 1,5 ay kolay değil…” suratıma anlamsızca baktı. Çok mu ağır kaçtı acaba?
“Bunu, bunu nasıl dersin? Sen de mi? Ben o çocukla sevgili felan değilim! Kahretsin ya! Kimse inanmıyor mu bana?”
“Bilemiyorum yani, gazeteler öyle demiyor…” dedim soğuk soğuk.
“Lanet olası gazetelere mi inanıyorsun sen!? Ben onu sevmiyorum ben seni-” gözlerine baktım. Yavaşça doluyordu mavi gözleri. Kanmayacaktım ama…
“Şimdi de timsah gözyaşları mı? Sana bir şey söyleyeyim mi? Hiç de inandırıcı değilsin!”
“Geri zekalının tekisin! Anladın mı!? Benim için bunları nasıl söylersin? Sahte öyle mi? Sakın ama sakın bir daha yanıma yaklaşma! Beni duydun mu?”
“Meraklın değildim zaten!” diye terledim.
“Ah, öyle mi?”
“Evet, öyle!”
“Ya demek öyle!?”
“Evet, öyle!”
“Peki madem öyle olsun!”
“Olsun!”
“Tamam!”
“Tamam!”
“Yaklaşan eşşek olsun?” eşşek mi?
“Olmasın!”
“Ne olsun?” aklıma daha iyi bir şey gelmiyor nedense!
“Neyse eşşek olsun!”
“Tamam,”
“Tamam,”
Geldiği yöne doğru yürümeye başladı, ben de diğer yöne doğru yürümeye başladım. Bir dakika, Semihlerin ev diğer tarafta kaldı! Olduğum yerde geri döndüm, aynı şekilde o da döndü. Kafasını diğer tarafa çevirdi ve hızla koştu. Bir ara başını bana döner gibi oldu. Kollarımı hafifçe kaldırdım. Yavaşladı. Ben de kollarımı savurup yürümeye devam ettim.
“Mamoru?”dedi tam dönecektim ki, ilerden o haddini bilmezi gördüm. Cenk midir nedir, her ne lahana turşusuysa artık…
--------------------
Peri:
“Ah, sen miydin?”dedim Cenk’i görünce. Onun üstünde bir kot ve deri bir mont vardı. Ayağındaysa düz taban bir krampon vardı. Elektrik mavisi, Colman’ın kindendi.
“Sen de mi Colman fanısın?”dedi gülümseyerek.
“Evet, koyu bir Trabzonsporluyum.”
“Ne güzel, ben de öyle… Şey, şu gazete hakkında sana bir şey söylemem gerek…”
Konunun buraya geleceğini tahmin etmiştim. Yanağımdaki damla aşağı düşmemekte ısrarcıydı. Elimin tersiyle ittim onu.
“Evet, seni dinliyorum.”
Şıp! Yağmur başlayacaktı sanki.
“Bak o adam senin adını nerden biliyor bilmiyorum, ama inan bana ben söylemedim…”
Şıp, şıp, şıp! Yağmur çiseliyor…
“Evet, sen söylememiştirsin, önemli değil zaten, boş ver…”
“Bir de şu fotoğraf var, oradaki kız sen değilsin, bunu zaten biliyorsun da o kız bizim menajer, aslında benim kuzenim olur kendisi, o gün birine ilk görüşte aşık olmuş derdini anlatıyordu. Bütün çocuklarla gitmiştik oraya, onlar o sırada sipariş veriyorlardı. Yani bu haber tam bir fiyasko…”
Şıp, şıp, şıp, şıp! Hızını arttırmıştı yağmur…
“İyi ki sevgilin bir şey demedi, 1,5 aydır sevgilin olan biri varmış-”
“O da yalan haber, ben aradığım kızı bulamamıştım.”
“Bulamamıştım derken? Şimdi buldun mu? Ne güzel, inşallah bu haber aranızı bozmamıştır…”
“Yok, o bunu bilmiyor, yani ona olan hislerimi…”
“Ya, yazık olmuş…”
“Aslında onu tanıyorsun,”
Şıp, şıp, şıp, şıp, şıp, şıp, şıp!!! Yağmur doluya dönüşmüştü.
Kapüşonumu kapattım.
“Hadi ya kim?”
Şıp, şıp, şıp, şıp! Yağmur bir sis perdesi gibi etrafı görünmez kılmıştı.
“O, sensin Peri… O kız sensin,” ben daha şoktan çıkamadan o beni öptü. Sonra da elimi tuttu. Elimi arkama kadar gerdim.
Şıp, şıp…
ŞLAP!
Şıp, şıp…
“Bir daha sakın bana dokunma! İğrençsin!” Koşarak uzaklaştım. Koruların yakınında sert bir kol beni yakaladı.
“Yeter Cenk bırak!”
“Hah, ben senin sevdiceğin değilim, Ay Savaşçısı! Ama sevdiceğin elimde!”
“Keder!?”
yorumlarınızı bekliyorum (:
I'm the bone of my sword.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): annika
U.u işler karışıyo Cenk de ne kadar hızlı çıktı yaa adam daha doğru dürüst tanımıyo bi kere gördü kızı anında işi pişirdi Bide Keder nasıl çözdü Peri nin ay savaşçısı olduğunuu??
Yeni bölümü beklemekte *-*
Yeni bölümü beklemekte *-*
Teşekkürler küçük-melek
Teşekkürler princess mercury
Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!! <3 (Seviyorum uleyyyn!!!! <3)
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
Aslında tanıyor Peri'yi Cenk, hem de bayaa iyi neyse spoiler vermiiim
Koskoca Keder yanıı, adamları felan var bunun da bizimkiler aşkla meşkle ugraşıyo diye o da boşlayacak değil yaa
yeni bölüm de her sey daha da netleşir
Fakat yeni bölüm bayaa gecikebilir önümüzdeki 2 hafta da sınav haftam oldugundan cok yogunum yarın biolojı sınavım var zaten ben kacar
Yorumlar için arigato Athena and Bezgin
Koskoca Keder yanıı, adamları felan var bunun da bizimkiler aşkla meşkle ugraşıyo diye o da boşlayacak değil yaa
yeni bölüm de her sey daha da netleşir
Fakat yeni bölüm bayaa gecikebilir önümüzdeki 2 hafta da sınav haftam oldugundan cok yogunum yarın biolojı sınavım var zaten ben kacar
Yorumlar için arigato Athena and Bezgin
I'm the bone of my sword.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
8. sayfa (Toplam 22 sayfa) [ 330 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |