"Bu kizlar gerçek mi yoksa bir yalan mi? Gerçekten kim bunlar??? Hey sen benim saçimi kopyalayan kiz, neyiniz var böyle? Anlatmazsaniz bilemeyiz degil mi? Kutsal Ay adina sizi bu hale getirenleri cezalandiracagim!"
Gümüs perde pencerenin önünde dalgalanirken Tokyo yazin ilk günlerini yasiyordu. Çalar saat çaldiginda Usagi yorganin altindan elini çikarip saati aradi. Bulunca da "sap" diye üstüne basti. Daha sonra elini yorganin altina aldi ve yorgani yukari ittirdi. Sevinçle bagirdi:
"Isteeee yaz geldiii!!!"
Hizlica yatagindan kalkti. Sabah islerini gördü ve giyindi. Bugün hafta sonuydu. Merdivenlerden inip mutfaga girdi ve büyükçe bir sepet aldi. Bahçeye çikti. Evin dis kapisini geçince saga dogru hizla kostu. Okul binasini geçince karsisindaki parka sapti. Fiskiyeli havuzun etrafindaki oturaklardan birinde MAmoru duruyordu. Arkadan gidip gizlice gözlerini kapadi.
"Usa-ko?"
"Benim Mamo-chaaan!!! Nasilsin"
Yanina oturdu ve yanindaki sepetten iki sandiviç çikardi. Iki tane de plastik bardak. Sonra elini içine daldirdi ve meyve suyu aradi. Evde unuttugunu sandi ve yüregi agzina geldi. Ama buldu ve onu da çikardi. Bardaklara doldurdu. Iki tane de plastik tabak çikardi ve Mamoru'nun yanindaki bosluga herseyi yerlestirdi. Bunlari o kadar hizli yapmisti ki Mamoru çok sasirdi:
"Ben iyiyim Usa-ko ama sen çok heyecanlisin."
"Ah, evet dogru! Bugün çok güzel geçecek Mamooo-chaaan!"
Sandiviçleri isirdilar ve Mamoru:
"Çok güzel olmus Usa-ko..."
Usagi çok memnun olmus bir edayla gülümsedi ve gözlerini kapadi ama Mamoru henüz sözünü bitirmemisti:
"... bunu annen mi yapti?"
Usagi'nin gözleri saskinlikla asagiya indi ve bagirmaya basladi:
"Hey ben yaptim tamam miii!!!"
"Ah, aslinda ne kadar da senin yapisina benziyor diyecektim."
dedi Mamoru mahcup bir edayla. Usagi ise yan bir bakisla:
"Ben sana hiç sandiviç yapmadim ki Mamo-chan!"
Mamoru iyice sasirmisti derin bir "of" çekti ve:
"Tamam, pes ediyorum."
"Ha söyle ve simdi onlari çabuk ye daha çok isimiz var!"
Sandiviçlerini bitirdiler ve kolkola girip parkta yürümeye basladilar. Yolda giderken bir dondurmaci gördüler ve tabii ki Usagi'nin agzinin suyu akti. (Siz de olsaniz çoktandir dondurma yememis olmanin haliyle aynisini yapardiniz.) Hemen Mamoru'ya:
"Lütfen bana dondurma al!"
diye yalvardi. Mamoru ona dondurma aldi ve Usagi üst üste naneli cipsli, çikolatali, meyveli ve fistikli aldi. Mamoru ise sade... Yiye yiye dolasirken çok mutluydular...
-----
Hotaru pencerenin disari çikik bölümünde oturup disariyi seyrediyordu. Içinden: "Chibi-usa nerede acaba?" diye düsünmeden duramiyordu. Onu özlemisti ve çok merak ediyordu. Firavun 90 zamaninda o daha savasçi olmadan önceki arkadasliklarini hatirladi ve bugünlerin çok uzakta olmamasini diledi. Çünkü her geçen gün içinden birseylerin kayip gittigini hissediyordu. Bazen bir seyler kopuyordu ama belki de bu yikimin savasçisi olmasindan ileri geliyordu. Öyle saniyordu ki bunu asla bilemeyecekti. (Bunun Chibi-usa'yla oldukça alakasi vardi.)
-----
Minako yerde sifir açmis bir saga bir sola egiliyordu. Çok konsantre olmustu ve ona seslenilmesinden dolayi irkmisti:
"Minako gel de yemek ye!"
Makoto mis gibi kokan bir omlet yapmisti. Minako hemen kalkti ve masaya oturdu.
"Minako, yanlis anlama ama benimle kalmanin gerçek nedeni ne?"
Minako omuz silkti ve çatal ve biçagi masaya vurdu:
"Ben çok açim."
Makoto yemegi getirdi ve yemeye basladilar. Minako Mako'nun sorgu dolu bakislarini görünce:
"Seninle kalmak istiyorum hepsi bu, istemiyorsan gidebilirim."
"Ah, yo yo öyle demek istemedim."
-----
"Çok sessizsin."
"Bilmiyorum, sanki bir seyler olacak."
"Senin hislerine güveniyorum, ama sakin beni kendi dünyamda birakma Michiru."
"Bunu yapmak aklimin ucundan bile geçmiyor."
"Bu iyi..."
Michiru kanepede oturuyordu, Haruka da camin kenarinda... Birazdan içeri Setsuna girdi.
"Hotaru anlatmiyor."
"Neyi?"
"Onda bir seyler var ama bilmiyorum, ben kestiremedim."
"Içimdeki seyin bundan ileri geldigini düsünmüyorum."
"Ne demek istiyorsun?"
"Bir seyler olacak ve bunu bir tek ben hissetmiyorum. Bu seyin iyi veya kötü oldugu konusunda hiçbir fikrim yok."
Bakistilar.
-----
"Rin, Pyo... ha?"
Rei'nin atesi söndü ve bu iyiye isaret degildi. Kapidan içeri Yuichiro girip ona meyve getirdiginde bile fark etmedi. Ta ki Yuichiro ses verene kadar.
"Bayan Rei, orada misiniz?"
"Ah, ne? Böyle yapmak zorunda misin her zaman Yuichiro!?"
"Özür dilerim."
"Ah esas ben özür dilerim, biraz dalgindim."
"Ne oldu?"
"Aslinda... Yok bir sey."
Yuichiro gitti. Aslinda bir sey vardi. Bunu o da bilmiyordu ama sanki uzakta, çok uzaklarda bir seyler vardi.
-----
Ami kütüphaneden çikmisti. Kapida görevliyi gördü ve selam verdi. Banklardan birine oturdu ve kitabina dalginca bakti: "Alternatif Evrenin Yokolusunun Evrenimize Zararlari". Kitabin içinden çikan hafif bir ayraci tutarken rüzgarin güçlü elleri, onu parmaklarinin arasindan aldi."
-----
Aksam olmustu. Mamoru Usagi'yi eve birakiyordu. Usagi eve gitmeden önce kirtasiyeye ugrayacakti. Ama Mamoru'nun acil bir isi vardi. Bu yüzden tek basina gitti. Kirtasiyenin sokagina dönerken bir isik gördü ve gözleri kamasti. Kollariyla gözlerini kapatirken bir ses duydu:
"Yardim et!"
"Ah, tamam çekiyorum beklee!"
"Çabuk ol delik kapaniyor. Içinde sikismak istemiyorum!"
"Aaaaah, gel hadi!
"Hoov, oh sagol."
"Bak kapandi, bir daha dönemeyecegiz iste."
"Aradigin kiz su mu?"
Kizlardan biri Usagi'yi gösterdi. Usagi ürktü ama kaçamadi. Kizlardan saçlari Usagi'ninkine benzeyen:
Aptal Usagi mi ?
Chibi-usa mı Geldi
O Hep Öyle Der ya
Garip bir Savaş yaklaşıyor gibi Sanki bu huzurlu günler Biraz uzaklaşacak(şiir gibi oldu )
Hotaru neden öyle hissediyor acaba ?
Ve Kötü olaylar Yaklaşıyor gibi Bizim medyumlarımız kokusunu almaya başlamış bile
Bölüm Çok Güzeldi En kısa Zamanda Yeni Bölüm İsteriz
Kizlardan biri Usagi'yi gösterdi. Usagi ürktü ama kaçamadi. Kizlardan saçlari Usagi'ninkine benzeyen:
"Evet o! Heey aptal Usagi beni tanimadin mi?"
-------------------------------------
Lord Coddy, başını öne eğmiş bekliyordu. Birden karşısında bir görüntü açıldı. Görüntüde çok güzel ama acımasız gibi görünen bir kadın belirdi ve onuşmaya başladı:
"Pek sayılmaz, beceriksiz yardımcılarım bir şey beceremiyor."
"O zaman sen hallet!"
"Kuşkusuz bunu yapabilirim, ama yapmıyorum çünkü onlar buna değmez."
"Yapmak zorundasın!"
"Yardımcılarıma bir şans daha vereceğim."
"Pekala ver, ama fazla şansın kalmadı!"
"Peki abla. Sahi sen neler yaptın orada?"
Sinsi sinsi gülümsüyordu.
"Aptal Kraliçe'yi bulamıyorum! Neyse, bunları sana neden anlatıyorum ki, işine dön!"
Ekran kapanır ve Coddy odada ek başına kalır...
-----
Usagi düşmüştü. Kız, Usagi'nin kollarını tutmuş ve sıkıyordu. Oldukça güzel bir kızdı. Usagi kendini toplayarak güçlükle:
"Chibi-usa?"
"Nihayet anladın Usagi! Ne zamandan beri daha aptalsın? Bu da soru mu, sen hep böyle aptaldın!"
"Chibi-usa! Büyüklerine saygılı olman gerekiyor! Annen öğretmedi mi sanaa!!!"
Chibi-usa ciddi bir tavır takındı. Yüzünü başka bir tarafa çevirerek:
"Gördüğün gibi artık aynı yaştayız. Ayrıca annemden uzaklaşalı çok oldu. Nasıl bana eğitim verebilirdi ki?"
Usagi şaşırdı. Söylediğinden pişman olmuş bir halde:
"Seni kırdıysam özür dilerim." Sonra gülümsedi ve: "Ama sen çok güzel bir kız olmuşsun Chibi-usa. Artık sana 'Chibi' demenin de bir faydası kalmadı. Direk Usagi oldun, büyümüşsün işte. Hep bunu istemez miydin sen?"
"İsterdim... İsterdim ama bu şekilde değil! Annemden uzak bir çocuklukla değil! Ben de her çocuk gibi annemle ve babamla olmak istedim, ama elimde değildi işte!"
"Annen mi? Ona ne oldu?"
Usagi yerden kalktı.
"Annem... Annem... Annem... O... Şimdi çok uzak geliyor sesi. Hissedemiyorum. Michane, çabuk yardım et!"
Diğer kız, Chibi-usa'nın(Chibi tabiri pek yerinde değildi artık, gerçekten.) kolunu tuttu ve onu ani bir hareketle geri çekti. Sonra önlerinde haritaya benzer bir illüzyon açıldı. Bazı noktalar kırmızıydı ve ışıkları yanıp sönüyordu. Chibi-usa (Gerçekten Chibi dememeliyim. Sadece Usa olsun) çıldırmış bir halde:
"Yok, anne! Nerede o?!"
"Sakinleşin hanımım, anneniz sizi böyle görmek istemezdi."
"NASIL SAKİNLEŞEBİLİRİM! ONUN İZİNİ KAYBETTİK!"
"Ama Kristal Tokyo hala yakında."
"O bizi kurtarmaya gelmese böyle olmazdı ama!"
Usagi artık meraktan çatlarcasına:
"ARTIK NE OLUYOR BANA DA ANLATABİLİR MİSİNİZ!?"
Usa kızgın bir şekilde ona baktı, ardından kaşları hafifçe indi ve gözyaşlarına boğuldu. Usagi onu teselli etmeye çalıştı ancak işe yaramıyordu.
Nihayet durdu ve:
"Pekala, başından başlayacağım. Ben gittikten bir süre sonra, alternatif bir evrenin açıldığını haber aldık. Ah, bunların hepsi Coddietta'nın suçu! Neyse oranın ne olduğunu keşfetmeye babam ve askerleri gitti. Ben çok korkmuştum. Daha yeni kavuşmuşken nasıl ayrı kalabilirdim ki? Daha sonra o uzun bir süre sonra geri dönmedi. Ben artık ne olduğunu çok merak etmiştim. Ve ardından şu anda parkın olduğu yere girip geçide girdim. Kendimi yıkıma uğramış bir alanda buldum. Etrafımda kanlı cesetler vardı. Tahmin edersin, bir çocuk için çok korkunçtur bu. Cesetlerin arasından benimle yakından ilgilenen babamın askerlerinden birini gördüm. Onu amcam gibi görürdüm ben. O da diğerleri gibi ölmüştü. Ardından arkamdan bir ses duydum:
"Küçük Hanımım!!"
Arkama baktığımda Michane'yi gördüm. Benden bir-iki yaş küçüktü. Ben dedim ki:
"Sen de fazla büyük sayılmazsın?"
"Özür dilerim, herkes size öyle derken ne dememi beklerdiniz?"
Ona hak verdim ve olduğum yere çöktüm. Ağlamaya başladım. Geldi ve rahatlatıcı biçimde bana sarıldı. Hiçbir teselli sözü söylemedi çünkü bunun bir yararı olmayacaktı ve o bunun farkındaydı. Babama ne olduğunu çok merak ediyordum. Orada babamı ararken bir sürü şey oldu...(Bunların hepsini anlatırsam çok uzun olur. Bilmeniz gereken kısmı anlattım.)Biz farkettik ki birkaç ayda çok büyümüşüz. Burada zaman farklı akıyordu demek ki. Ayrıca annem, ben gittikten sonra Mars Savaşçısı ile beni aramaya çıkmıştı. Nereden mi biliyorduk? Gelişmiş radar araçlarımızla tabii ki. Fakat annemlerde de aynı teknoloji olmasına rağmen gün geçtikçe yaklaşmak yerine uzaklaşıyordu. Ben de senden yardım istemenin doğru olacağını düşündüm ve tekrar çıkmanın bir yolunu aradım. Birkaç gün sonra uzaklarda bir ışık gördüm. Bir geçitti. Ancak nereye olduğunu bilmiyordum. Yine de risk almak zorundaydım ve girdim. İşte buradayım."
"Ah, senin adına üzüldüm Chibi-usa... Yalnız ben anlamadım, orada tam olarak ne oldu?"
"Coddietta ve orduları bizim evrenimizi ele geçirmek için ordularıyla alternatif bir evren kurmuş. Burada zamanı yeniden başlatabilecekti. İşte onun yüzünden!"
Usagi onun annesi değil miydi yua? "Annen sana terbiye vermedi mi?" dediğinde Usa'nın lafı yapıştırması gerekmiyor muydu?
1.-Usagi annesi ama Chibi-usa ona normalde sürekli aptal deyip duruyor ya, Usagi'yi tam annesi olarak görmüyor. Gelecekteki Usagi'yi annesi olarak görüyor. Usagi de öyle.
2.-Evet cevabı yapıştırması gerekirdi ama normal şartlarda. Sanırım pek yansıtamadım ama gerçekten çok üzülmüş yavrım xD Ondan dolayı yani=)
Teşekkür ederimmm =))
--------------
Edit:
Ayrıca şimdi Chibi-usa'nın (Usa) şimdiki görüntüsünü veriyorum:
=))))
Edit-2-:
Tabii bu Chibi-usa'nın(Usa) savaşçı hali. Normalde kıyafeti günlük yani =)
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız