Abdülkadir Budak |
Yazar
Mesaj
Aşk Beni Geçer
Çünkü bacakları uzun, mesafe tanımıyor
Çünkü rüzgârın atında, büyük deneyiminde
Elbette aşk beni geçer haritayı kendi çizmiş
Dağları iyi biliyor, nehirleri de
Bir ateşin koynunda uyuyorken bile geçer
Serin su başlarında dinleniyorken bile
Ve ben onun peşinden kurşun olsam yetişemem
Okyanusa vardığında göle gelmiş olur muyum
O çınar olduğunda yaprak olur muyum ben?
Bir dille yetinirim, bütün dilleri öğrenmiş
Dumana tanım ararım, yangınlardan geçmiş o
Ben merdiven arıyorken çoktan çıkmıştır göğe
Bir kadının saçlarına takılıp kalmış iken
Ruhunu ele geçirmiş binlerce sevgilinin
Bende bir esimlik yel, onda her zaman deprem
Elbet aşk beni geçer
Tren rayların üstünden
Aşk şiiri yazdığımı sanırım, ne hafiflik
Destanı bitirmiş olur ben çıkarken ilk dizeden
Uçup gitmiştir evet dünyayı kanat eyleyip
Ben iki teleği yanyana getirmişken
Aşk beni bir daha geçer
Tren rayların üstünden
http://simgesiir.files.wordpress.com/2009/10/a-k-budak.jpg
ŞAİRİN BİYOGRAFİSİ
TRAVMA
Karlı sularda açan köksüz bir nilüferdim
Suları temiz gösterdim, köklerim var sanıldı
Bunca şaraptan sonra kusma vakti gelmiştir
Kırılmalı bin yerinden yaldızlı sandık
Sıradanlaştı birden gülün çığlığı bile
"Efsane-i Leylâ vü Mecnun'dan usandık"
Göl bile olmamışken okyanustan konuşmak
Yanılsama ustasının harcı olsa gerektir
Oğlundan öç alırmış babasına yenilen
Şaraba dönüşmek ise üzümün ilkesidir
Psikologdan önce fark etmiştim, sakladım
Karanlığı yedim de sanki ışık geğirdim
Parçalanmış kişilik babadan miras kaldı
Meşale elimi yaktı, oğluma verdim
Baba! En az senin kadar şiddetli seviyorum
Ve en az senin kadar kırıyorum sevdiğimi
Ortasını bulmak için durgun rüzgara bindim
O bile savuruverdi acemi biniciyi
Sahte cümleler içerir kurda yazılan mektup
Kuzu diliyle kaleme alınmışsa değil mi?
Kaç kişi bilebilir bir serçenin içinde
Diyelim ki üç-beş tane kartal bulunduğunu
Değirmenin varlığı öğütmeye bağlıdır
Buğdayın yönelişi akla getirir unu
Suyun yüzüne baba, gözlerinle bakmıştım
Ve görmüştüm dipteki çakıl yalnızlığını
Yenilecek kadar güçlüyüm artık
Bir tekneyim, gösterin bana kayalıkları!
SOĞUMA
Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı
Yalnızlık odadan çıkar ve sığmaz alanlara
Orman çok uzakta ama dal burada kırılır
Nehir çok uzak ama burada yıkılır köprü-
Her tabut yanlışlıkla bu eve getirilir
Omuzlayacak olanlar ölüden daha ölü
Anılara ne oldu? Madenden çabuk soğuyor
Yaş elli mi olüyor, ki bakon çiçekleri
Bahçe düşlerine nokta koyuyor.
Bir arkadaş sesi gibi sıcaktım düne kadar
Her kilidin üzerinde anahtar vardı
Nehir demiştim dördüncü dizede
Düşen köprümü sulara, zaman mı?
Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı
Yaş elli mi oluyor, öyle mi geliyor bana?
Ölüm dediğin nedir, kendinden uzaklaşmak
Caddelerin kapanması içindeki sokağa
Ev dediğin bana göre odalardan ibaret
Yani ötekilere kapalı odalardan
Elli yaş nedir peki? Yalnızlık yürüyüşü
Bir otele ulaşmak ıslak kaldırımlardan
İzmarit kadar hükmüm yok tiryaki dudağında
İçim sanki otelin yolcudan yoksunluğu
Jokeyini bir daha mahçup eden at.
Farkım yok sararmış pencere perdesinden
Yanmış kömür soba için ne anlama gelirse
Elli yaşın sınırında o anlamı buldum ben
Çünkü bacakları uzun, mesafe tanımıyor
Çünkü rüzgârın atında, büyük deneyiminde
Elbette aşk beni geçer haritayı kendi çizmiş
Dağları iyi biliyor, nehirleri de
Bir ateşin koynunda uyuyorken bile geçer
Serin su başlarında dinleniyorken bile
Ve ben onun peşinden kurşun olsam yetişemem
Okyanusa vardığında göle gelmiş olur muyum
O çınar olduğunda yaprak olur muyum ben?
Bir dille yetinirim, bütün dilleri öğrenmiş
Dumana tanım ararım, yangınlardan geçmiş o
Ben merdiven arıyorken çoktan çıkmıştır göğe
Bir kadının saçlarına takılıp kalmış iken
Ruhunu ele geçirmiş binlerce sevgilinin
Bende bir esimlik yel, onda her zaman deprem
Elbet aşk beni geçer
Tren rayların üstünden
Aşk şiiri yazdığımı sanırım, ne hafiflik
Destanı bitirmiş olur ben çıkarken ilk dizeden
Uçup gitmiştir evet dünyayı kanat eyleyip
Ben iki teleği yanyana getirmişken
Aşk beni bir daha geçer
Tren rayların üstünden
http://simgesiir.files.wordpress.com/2009/10/a-k-budak.jpg
ŞAİRİN BİYOGRAFİSİ
Spoiler:
TRAVMA
Karlı sularda açan köksüz bir nilüferdim
Suları temiz gösterdim, köklerim var sanıldı
Bunca şaraptan sonra kusma vakti gelmiştir
Kırılmalı bin yerinden yaldızlı sandık
Sıradanlaştı birden gülün çığlığı bile
"Efsane-i Leylâ vü Mecnun'dan usandık"
Göl bile olmamışken okyanustan konuşmak
Yanılsama ustasının harcı olsa gerektir
Oğlundan öç alırmış babasına yenilen
Şaraba dönüşmek ise üzümün ilkesidir
Psikologdan önce fark etmiştim, sakladım
Karanlığı yedim de sanki ışık geğirdim
Parçalanmış kişilik babadan miras kaldı
Meşale elimi yaktı, oğluma verdim
Baba! En az senin kadar şiddetli seviyorum
Ve en az senin kadar kırıyorum sevdiğimi
Ortasını bulmak için durgun rüzgara bindim
O bile savuruverdi acemi biniciyi
Sahte cümleler içerir kurda yazılan mektup
Kuzu diliyle kaleme alınmışsa değil mi?
Kaç kişi bilebilir bir serçenin içinde
Diyelim ki üç-beş tane kartal bulunduğunu
Değirmenin varlığı öğütmeye bağlıdır
Buğdayın yönelişi akla getirir unu
Suyun yüzüne baba, gözlerinle bakmıştım
Ve görmüştüm dipteki çakıl yalnızlığını
Yenilecek kadar güçlüyüm artık
Bir tekneyim, gösterin bana kayalıkları!
SOĞUMA
Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı
Yalnızlık odadan çıkar ve sığmaz alanlara
Orman çok uzakta ama dal burada kırılır
Nehir çok uzak ama burada yıkılır köprü-
Her tabut yanlışlıkla bu eve getirilir
Omuzlayacak olanlar ölüden daha ölü
Anılara ne oldu? Madenden çabuk soğuyor
Yaş elli mi olüyor, ki bakon çiçekleri
Bahçe düşlerine nokta koyuyor.
Bir arkadaş sesi gibi sıcaktım düne kadar
Her kilidin üzerinde anahtar vardı
Nehir demiştim dördüncü dizede
Düşen köprümü sulara, zaman mı?
Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı
Yaş elli mi oluyor, öyle mi geliyor bana?
Ölüm dediğin nedir, kendinden uzaklaşmak
Caddelerin kapanması içindeki sokağa
Ev dediğin bana göre odalardan ibaret
Yani ötekilere kapalı odalardan
Elli yaş nedir peki? Yalnızlık yürüyüşü
Bir otele ulaşmak ıslak kaldırımlardan
İzmarit kadar hükmüm yok tiryaki dudağında
İçim sanki otelin yolcudan yoksunluğu
Jokeyini bir daha mahçup eden at.
Farkım yok sararmış pencere perdesinden
Yanmış kömür soba için ne anlama gelirse
Elli yaşın sınırında o anlamı buldum ben
http://myanimelist.net/profile/Marvelgirl
animelist aldım yuhaa ^ . ^
animelist aldım yuhaa ^ . ^
sivaslı bir arkadaşın bana tanıttığı bir şairdi sivasın neyi var neyi yoksa gözümüze sokardı sürekli
Sana Bakmak
Göğe bakmak gibi bir şeydi anlaşılan
Açık mavi bir göğe, gündüz yıldızları olan
Sana bakmak gölde kayık olmaktı
Kış günü köy evinde soba olmaktı bir de
Yaz günü bir ağacın gölgesinde uyumak
Elma soymak gibiydi, kavun kokusu
İçimdeki hastaneden taburcu olmak
Sana bakmak bana hep iyi geldi
Sanki saç örgüsüydün salkım söğütte
Sana bakmak güzel olan her şeydi
Sokak kedisine şefkat, baltalara merhamet
Sana bakmak ağaçlardan yana olmak demekti
Bahçe mahkemesinde nergisin tanıklığı
Yoksul öğrencilere defterlerdi, kalemdi
Heyecanını yitirmiş istasyondum belki de
Gelen hiçbir tren beklediğim değildi
Yalnızlığa sarılmaktan kurtuldum
Çünkü yüzüne baktım çünkü yüzün ay
Işıtıverdi birden içimdeki geceyi
Sana bakmak yastan çıkıp dörtnala
Lunapark şenliğine geçmekti bir bakıma
Teneffüs zili kadar sevimli derslerdi yüzün
Çiçekten karneyle eve dönmekti
Bitmiş gibi konuştum, şaşkınlıktandır
Sana bakmak iyi değil, pekiyi
teşekkürler
Sana Bakmak
Göğe bakmak gibi bir şeydi anlaşılan
Açık mavi bir göğe, gündüz yıldızları olan
Sana bakmak gölde kayık olmaktı
Kış günü köy evinde soba olmaktı bir de
Yaz günü bir ağacın gölgesinde uyumak
Elma soymak gibiydi, kavun kokusu
İçimdeki hastaneden taburcu olmak
Sana bakmak bana hep iyi geldi
Sanki saç örgüsüydün salkım söğütte
Sana bakmak güzel olan her şeydi
Sokak kedisine şefkat, baltalara merhamet
Sana bakmak ağaçlardan yana olmak demekti
Bahçe mahkemesinde nergisin tanıklığı
Yoksul öğrencilere defterlerdi, kalemdi
Heyecanını yitirmiş istasyondum belki de
Gelen hiçbir tren beklediğim değildi
Yalnızlığa sarılmaktan kurtuldum
Çünkü yüzüne baktım çünkü yüzün ay
Işıtıverdi birden içimdeki geceyi
Sana bakmak yastan çıkıp dörtnala
Lunapark şenliğine geçmekti bir bakıma
Teneffüs zili kadar sevimli derslerdi yüzün
Çiçekten karneyle eve dönmekti
Bitmiş gibi konuştum, şaşkınlıktandır
Sana bakmak iyi değil, pekiyi
teşekkürler
+++
by BaLıMSuLTaN *-*
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 2 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |