Atilla İLhan
Sayfaya git: 1, 2, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Kitap, Şiir ve Yazılar -> Bir Şiir Bir Şair
 
Yazar
Mesaj
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder



Biyografi

1925'te Izmir'in Menemen ilçesinde dogdu.Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki yüksek ögrenimini yarida birakti, gazete ve dergilerde çalisti. Demokrat Izmir Gazetesi Genel Yayin Müdürlügü ve Basyazarligindan Ankara'da Bilgi Yayinevi Danismanligina geldi(1973-1980).
Senaryolarinda Ali Kaptanoglu adini kullandi. Belli basli filmleri: Yalnizlar Rihtimi (Lütfi Akad), Atesten Damlalar (Memduh Ün), Rifat Diye Biri (Ertem Gönenç), Soför Nebahat (Metin Erksan), Devlerin Öfkesi (Nevzat Pesen), Ver Elini Istanbul (Aydin Arakon).
11 Ekim 2005 tarihinde Istanbul'da yasamini yitirdi..



En hit şiirlerinden biri:


BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:38, Değiştirme: 13 Ekm 2007 15:42 (Toplamda 1 kere)
rei
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 32
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 702
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

rei
Ay Savaşçısı
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
ayrılık da sevdaya dahil en güzel şiiridir bence... ben sana mecburumdan gıcık kaparım Dil Çıkartıyor

bu adamın telefon sapılığıyla tanıdığı kadınların sayısının çok fazla olduğunu biliyor muydunuz? telefon sağıklığı yapar, sonra da o kadınlara aşık olurmuş.. tabi hepsi platonik Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Ekm 2007 15:41
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
bende tam tersi o şiirini çok severim ama telefon sapıklığını duymadım Dil Çıkartıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:43
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
bir meşur şiiri daha

ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ

Gözlerin gözlerime degince,
felaketim olurdu aglardim.
Beni sevmiyordun bilirdim,
bir sevdigin vardi duyardim.
Çöp gibi bir oglan ipince,
hayirsizin biriydi fikrimce.
Ne vakit karsimda görsem,
öldürecegimden korkardim,
felaketim olurdu aglardim.

Ne vakit Maçka'dan geçsem,
limanda hep gemiler olurdu.
Agaçlar kus gibi gülerdi,
bir rüzgar aklimi alirdi.
Sessizce bir cigara yakardin,
parmaklarimin ucunu yakardin,
kirpiklerini egerdin bakardin.
Üsürdüm içim ürperirdi,
felaketim olurdu aglardim.

Aksamlar bir roman gibi biterdi.
Jezabel kan içinde yatardi.
Limandan bir gemi giderdi,
sen kalkip ona giderdin.
Benzin mum gibi giderdin,
sabaha kadar kalirdin.
Hayirsizin biriydi fikrimce,
güldü mü cenazeye benzerdi.
Hele seni kollarina aldi mi;
felaketim olurdu aglardim.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:46
Sevimli Hırsız
Biri Beni Durdursun
Biri Beni Durdursun



Yaş: 33
Kayıt: 16 Hzr 2007
Mesajlar: 949
Cinsiyet: Kız
Nerden: İstanbul
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

Sevimli Hırsız
Biri Beni Durdursun
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
Ben Sadece SANA MECBURUM Şirini Biliom:)

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:48
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
Hayatı

İlk Gençlik Yılları

15 Haziran 1925'te Menemen'de doğdu. Kardeşi, oyuncu Çolpan İlhan'dır. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir'de, kalanını ise babasının mesleği dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı, iki ay hapis yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı'nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle pek çok ünlü şairi geride bırakarak ikincilik ödülünü aldı. 1946'ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla çıkardı.

Paris Yılları

1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti. Bu harekette aktif rol oynadı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han'daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Bir kaç kez gözaltına alındı.

İstanbul - Paris - İzmir Üçgeni

1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti. Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950'li yılları İstanbul - İzmir - Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlar.

Sanatta Çok Yönlülük

1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra, tekrar İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Onbeşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de evlendi, 15 yıl evli kaldı.

İstanbul'a Dönüş

1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak'ı Ankara'da yazdı. 1981'e kadar Ankara'da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul'da gazetecilik serüveni Milliyet (2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987) ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesi'nde sürdürdü. 1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri dönüş yaptı. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu.

İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı. Bunlar hiç gün ışığına çıkmadı. Attilâ İlhan bunun sebebini bir söyleşide şöyle açıklıyor: "... birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır." (Düşün, Haziran 1996).

Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu. Sadece İstanbul, İzmir gibi Türkiye'nin büyük şehirlerini, işlediği dönemin yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal sorunlarını kahramanlarının gözüyle yansıtmakla yetinmiyor; aynı zamanda, batı kültürünün Türkiye'ye ne şekilde yansıdığını, olumlu ve olumsuz etkilerini, çizdiği karakterlerle ve Avrupa'daki şehirlerle örtüşen bir yapı içerisinde irdeliyordu.

Hazırlık ve Arayış Dönemi
Romanda 'hazırlık ve arayış dönemi' diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür. Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, Zenciler Birbirine Benzemez'de Avrupa'da komünist ve anti-komünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır. Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda önyargı oluşturmazlar. Attilâ İlhan, Zenciler Birbirine Benzemez için bakın neler diyor:" Kitap 'soğuk savaş'ın en belalı döneminde yazıldı, yayınlandı. Çok ikircikli bir sorunu tartışıyordum. Romanın kahramanı, İstanbul'daki ve Paris'teki 'solcu' çevrelerle düşüp kalkıyor, bunlarla ilişkilerini ve tartışmalarını anlatıyordu, her şeyi olduğu gibi yazmak, romanın yayımlanmasından vazgeçmekle eşitti. Bu bakımdan, içeriğine hafif flu bir hava verdim."

Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır.

Olgunluk Dönemi

Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir- ki sonradan yazdığı beş kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmuştur-. Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları ve O Karanlıkta Biz bu seriyi oluşturan romanlar. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşebaşlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden herbiri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür.

Politik Araştırma ve Düşünceleri

Attilâ İlhan, vefatından önceki son yıllarını tarih araştırmalarına vermişti. Kendisine, Atatürk'ün eşsiz bulduğu dehasını herkesle paylaşma misyonunu edinmiş, Türkiye'nin yakın tarihi hakkında düşündüklerini çoğunlukla belgelere dayandırarak televizyon ekranından topluma seslenme gereği duymuştu. Milli Mücadele yıllarının hangi şartlarda kazanıldığından ve o dönemin olağanüstü ruh halinden devamlı bahseder, Türkiye'nin olası bir Avrupa Birliği (AB) üyeliğinde egemenliğini AB Devletleri ile paylaşacak olmasına ise şiddetle karşı çıkardı. Batılı devletlerin dostları değil, sadece çıkarları olabileceğini söyler, onların sömürgecilik anlayışlarını hemen her platformda tarih ve belgeleri ile vererek eleştirmekten çekinmezdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasına giden süreçte Tanzimat Fermanı'nın çok büyük bir darbe olduğunu düşünür, bu tarihten sonra Osmanlı'nın çözülmesinin hızlandığını söylerdi. Mustafa Kemal'in bilgisi, dehası, yaptığı hareketlerde toplumu hep arkasına alması (teşkilatçılığı) ve yaptığı devrimlere olan hayranlığını her platformda vurgulayan Attilâ İlhan; onun, yaptığı devrimlerde Fransa'yı örnek almasına rağmen Avrupa devletleri ile kurduğu mesafeli ilişkileri her zaman övmekten geri durmadı. Gâzi'nin ölümünden sonra İsmet İnönü'nün batı yanlısı kararlarını ise her zaman eleştirdi. Günümüz aydınlarının çoğunun batı yanlı duruşları olduğunu söyleyip onları halkı tanımamakla eleştirir, eski halkla bütünleşmiş ve millet çıkarları için hareket eden aydın tiplerinin artık yok olma aşamasına geldiğini söylerdi. Üniversite öğrencilerince yapılan eylemlerin bir hedefe varamayacağını, çünkü öğrencilerin iktisadiî üretimde rol almadıklarını söyler, Fransız Devrimi'nin işçi sınıfı tarafından yapıldığından dem vururdu. Türkiye'de işçi sınıfını temsil eden bir siyasî partinin bulunmadığını, bunun gerçek demokrasinin önünde engel olduğunu söyler ama böyle bir partinin bir gün kurulacağını düşünürdü. Halka rağmen yapılacak olan hiçbir şeyin uzun süreli olamayacağını ise her zaman tekrarlamaktan geri durmadı. Anlattığı veya yazdığı olaylara hakim olması, kimsenin kişiliğine saldırmamaya özen göstermesi, onun, her kesimden insan tarafından takdir kazanmasını sağlamıştır.

Ölümü


Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 10 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:49
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
Sevimli Hırsız yazmış:
Ben Sadece SANA MECBURUM Şirini Biliom:)


bu şiiri kim bilmezki hit bir şiirdir genelde aşıkların sevgileri için okumayı seçtiği bir şiirdir

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:50
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
Amacı ve Hedefleri


Attilâ İlhan Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı'nın amacı, "bilim, sanat ve kültür konularında faaliyetlerde bulunmak,evrensel ve ulusal bilim, sanat ve kültüre katkıda bulunmak suretiyle ülkemizin bilim,sanat ve kültür alanında gelişmesine yardımcı olmak ve Attilâ İlhan'ın sanatının, eserlerinin ve fikirlerinin gelecek kuşaklara yaygın bir biçimde aktarılması için çaba sarf etmek" olacaktır..

Bu amacı gerçekleştirmek için:
"Bilim (fen ve sosyal bilimler), sanat ve genel kültür alanlarında etkinliklerde bulunmak
Araştırmalar yapmak,
Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayı ile okullar, yurtlar, kurslar, kütüphaneler, konservaturlar gibi eğitim ve öğretim kurum ve kuruluşlarını açmak ve işletmek,kurulu olanlara katkıda bulunmak,
Edebiyat (şiir,roman,öykü), Müzik (Türk ve klasik batı müziği), mimari ve diğer sanat dalları ile fen ve sosyal bilimler alanlarında ödüller vermek, ödüllü müsabakalar düzenlemek, yayınlarda bulunmak, yapılan veya yapılacak olan yayınlara mali destek vermek, sergiler ,müzeler açmak, açılmış veya açılacak olanlara katkıda bulunmak,
Fikir,sanat,edebiyat alanında basılı , digital yayınlarda bulunmak,internet siteleri açmak,
Öğrencileri edebiyat ve fikir çalışma ve denemelerine,bilimsel araştırmalara özendirmek amacıyla ödüller, başarılı olanlara burslar vermek, yetenekli, başarılı, yoksul öğrencilere yardımda bulunmak Yayın araçları ile Türk Milli Eğitim, öğretim ve kültürüne yararlı olmak,
Yüksek öğrenim yapan başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlere burs vermek ve sair şekilde yardımda bulunmak, keza fen ve sosyal bilimler ile ülkemiz edebiyat ve sanat tarihi konularında lisans üstü master ve doktora yapmakta olan başarılı öğrencilere burs vermek ve sair şekilde yardımcı olmak,
Bilim,sanat ve genel kültür alanında faaliyet gösteren resmi ve diğer özel kurum ve kuruluşlara yardım etmek,

gibi çalışmalar vakfın faaliyetleri cümlesinden" olacaktır

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 15:55
SailorMarsReiChan
Efsane Üye
Efsane Üye



Yaş: 30
Kayıt: 09 Hzr 2007
Mesajlar: 1,660
Cinsiyet: Kız
Nerden: İstanbul
Teşekkür: 11

Durumu: Çevrimdışı

SailorMarsReiChan
Efsane Üye
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
ÇOK güzel tanıtmıssın^^

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
13 Ekm 2007 15:58
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
pek tanımam aslında ATilla ilhanı bir kaç şiiri hoşuma gider bildiklerim ve okuduklarım kadarıyla ayrıca hayranlarının yorumnlarıyla kendisi siyasetle çok yakından ilgilenirmiş.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 16:00
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
SailorMarsReiChan yazmış:
ÇOK güzel tanıtmıssın^^


Teşekkür ederim canım ^^ en çok sevdiğiniz bildiğiniz şiiri nedir ?

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 16:01
SailorMarsReiChan
Efsane Üye
Efsane Üye



Yaş: 30
Kayıt: 09 Hzr 2007
Mesajlar: 1,660
Cinsiyet: Kız
Nerden: İstanbul
Teşekkür: 11

Durumu: Çevrimdışı

SailorMarsReiChan
Efsane Üye
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
USAGİ yazmış:
SailorMarsReiChan yazmış:
ÇOK güzel tanıtmıssın^^


Teşekkür ederim canım ^^ en çok sevdiğiniz bildiğiniz şiiri nedir ?

ben sana mecburum Kahkaha Atıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
13 Ekm 2007 16:03
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
Aslında ben Ozan Arif hayranıyımdır şiirleri vatana millete dine ve doğrculukla çok doğru ve dobradır.Yani her dinlediğimde ağlarım ama Atilla İlhan,Necip Fazıl,Aşık veysel,Orhan veli,Yahya Kemal,Cahit sıtkı ...ve hatırlamadığım bir kaç şairin şiirlerinide çok severim


SEN BENİM HİÇBİR ŞEYİMSİN

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz

Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak

Sen benim hiçbir şeyimsin

ATTİLA İLHAN

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 16:18, Değiştirme: 13 Ekm 2007 16:26 (Toplamda 1 kere)
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
MUSTAFA KEMAL
dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im

diz dövdüm şavkı aktı sakarya'nın suyuna
sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
sol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'i kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im

ATTİLA İLHAN

------------------------------------------------------


Ayrılık Sevdaya Dahil

Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin
En gorkemli saatinde yildiz alacasinin
Gizli bir yilan gibi yuvarlanmis icimde kader
Uzak bir telefonda aglayan yagmurlu genc kadin
Ruzgar uzak karanliklara surmus yildizlari
Mor kivilcimlar geciyor daginik yalnizligimdan
Onu cok ariyorum onu cok ariyorum
Heryerimde vucudumun agir yanik sizilari
Bir yerlere yildirim dusuyorum
Ayriligimizi hisettigim an demirler eriyor hirsimdan
Ay isigina batmis karabiber agaclari gumus tozu
Gecenin irmaginda yuzuyor zambaklar yaseminler unutulmus
Tedirgin gulumser
Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili
Hic bir ani tek basina yasayamazlar
Her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
Telasli karanlikta yumusak yarasalar
Gittikce genisliyen yakilmis ot kokusu
Yildizlar inanilmiyacak bir irilikte
Yansimalar tutmus butun sahili
Cunku ayrilmanin da vahsi bir tadi var
Oyle vahsi bir tad ki dayanilir gibi degil
Cunku ayriliklar da sevdaya dahil
Cunku ayrilanlar hala sevgili
Yanlizlik hizla alcalan bulutlar karanlik bir agirlik
Hava agir toprak agir yaprak agir
Su tozlari yagiyor ustumuze
Ozgurlugumuz yoksa yalnizligimiz midir
Eflatuna calar puslu lacivert bir sis kusatti ormani
Karanlik coktu denize
Yanlizlik cakmak tasi gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanina donsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapini bir calan olmadi mi hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kugu boynu parmaklari uzun ve ince
Simsicak bakislari suc ortagi kacamak gulusleri gizlice
Yalnizlarin en buyuk sorunu tek basina ozgurluk ne ise yarayacak
Bir turlu cozemedikleri bu olu bir gezegenin soguk tenhaligina
Benzemesin diye ozgurluk mutlaka paylasilacak suc ortagi bir sevgiliyle
Sanmistik ki ikimiz yeryuzunde ancak birbirimiz icin variz
Ikimiz sanmistik ki tek kisilik bir yalnizliga bile rahatca sigariz
Hic yanilmamisiz her an dusup dusup kristal bir bardak gibi
Tuz parca kirilsak da hala icimizde o yanardag agzi
Hala kipkizil gulumseyen sanki atesten bir tebessum zehir zemberek ASKIMIZ

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 16:23
USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Sevgi'nin Koruyucusu



Yaş: 37
Kayıt: 13 Hzr 2007
Mesajlar: 1,125
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

USAGİ
Sevgi'nin Koruyucusu
Atilla İLhan Konu: Yanıt: Atilla İLhan
Alıntıyla Cevap Gönder
yazmayı unutmuşum Kahkaha Atıyor
ESERLERİ :

ŞİİR: Duvar (1948) Sisler Bulvarı (1954) Yağmur Kaçağı (1955) Ben Sana Mecburum (1960) Bela Çiçeği (1962) Yasak Sevişmek (1968) Tutkunun Günlüğü (1973) Böyle Bir Sevmek (1977) Elde Var Hüzün (1982) Korkunun Krallığı (1987) Ayrılık Sevdaya Dahil (1993)

ROMAN: Sokaktaki Adam (1953) Zenciler Birbirine Benzemez (1957) Kurtlar Sofrası (1963/64) Bıçağın Ucu (1973) Sırtlan Payı (1974) Yaraya Tuz Basmak (1978) Fena Halde Leman (1980) Dersaadet'te Sabah Ezanları (1981) Haco Hanım Vay (1984) O Karanlıkta Biz (1988)

GEZİ NOTLARI : Abbas Yolcu (1957)

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
13 Ekm 2007 16:59
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 30 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız