cahit sıtkı tarancı Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
CAHİT SITKI TARANCI
hayatı:
4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakir'da Camiikebir mahallesinde dogdu, 12 Ekim 1956 tarihinde Viyana (Avusturya)'da öldü. Asil adi "Hüseyin Cahit" tir.Ilkokulu Diyarbakir'da okudu. Istanbul'a Saint Joseph Lisesi'nde basladigi ortaögrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladi (1931). Sonra Istanbul'da Mülkiye Mektebi'nde (1931-1935) ve Yüksek Ticaret Okulu'nda okudu. Yüksek ögrenimini tamamlamak için Paris'te Sciences Politiques'te sürdürdü (1938-1940). Ögrenimi sirasinda Paris Radyosu'nda Türkçe yayinlar spikerligi yapti. Savas sirasinda kentin isgal edilmesi üzerine yurda döndü. 1944 yilindan baslayarak Ankara'da Anadolu Ajansi, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalisma Bakanligi'nda çevirmen olarak çalisti. 1954 yilinda felç geçirdi, sagitimi için götürüldügü Viyana'da yasami son buldu. Mezari Ankara'dadir. Hece ölçüsünün olanaklarini genisletti; içtenlik, yalinlik ve akici bir söyleyisin egemen oldugu; ask, doga sevgisi, geçmis,ölüm, özlem, yalnizlik, yasama sevinci gibi izleklerin islendigi siirlerinde sairanelikten ve siirsellikten vazgeçmedi. Fransiz sairlerinden, özellikle Baudelaire ve Verlaine'den etkilenmistir.
--------------------------------------------------------------------------------
BUGÜN CUMA
Bugün cuma;
Büyükannemi hatirliyorum,
Dolayisiyla çocuklugumu,
Uzun olaydi o günler!
Yere düsen ekmek parçasini
Öpüp basima götürdügüm günler!
O zaman inandigim gibi,
Sahiden bir öbür dünya varsa eger,
Orada da cumaysa bugün,
Basinda bulutlardan beyaz örtüsü,
Büyükannem namaz kilmaktadir,
Namahrem eli degmez seccadesinde;
Mekkei Mükerremeden getirilmis.
Dilerim duasinda unutmasin beni;
Günahkar oldugumu hatirlayarak.
--------------------------------------------------------------------------------
ÇOCUKLUĞUM
Affan Dede'ye para saydım
sattı bana çocukluğumu
artık ne adım var ne yaşım
bimiyorum kim olduğumu
hiçbir şey sorulmasın benden
haberim yok olan bitenden
bu bahar havası bu bahçe
havuzda su şırılşırıldır
uçurtmam bulutlardan yüce
zıpzıplarım pırıl pırıldır
ne güzel dönüyor çemberim
hiç bitmese horoz şekerim
--------------------------------------------------------------------------------
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN
Ne dogan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklimdan ölümüm geçer;
Sonra bu kus, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrisina der ki:
- Pervam yok verdigin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
<
--------------------------------------------------------------------------------
NÜ
Uykusuz gecemde bir kadin!
Gözlerinin ay isiginda
Vücudu kar beyazliginda;
Saçlari bir hazine altin.
Ne atesimden haberi var,
Ne bilir çiplak oldugunu;
Varligini ve yoksullugunu
Duymadan güzel ve bahtiyar!
--------------------------------------------------------------------------------
35 YAŞ ŞİİRİ
Yas otuz bes! yolun yarisi eder.
Dante gibi ortasindayiz ömrün.
Delikanli çagimizdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yasina bakmadan gider.
Sakaklarima kar mi yagdi ne var?
Benim mi Allahim bu çizgili yüz?
Ya gözler altindaki mor halkalar?
Neden böyle düsman görünürsünüz,
Yillar yili dost bildigim aynalar?
Zamanla nasil degisiyor insan!
Hangi resmime baksam ben degilim.
Nerde o günler, o sevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben degilim;
Yalandir kaygisiz oldugum yalan.
Hayal meyal seylerden ilk askimiz;
Hatirasi bile yabanci gelir.
Hayata beraber basladigimiz,
Dostlarla da yollar ayrildi bir bir;
Gittikçe artiyor yalnizligimiz.
Gökyüzünün baska rengi de varmis!
Geç farkettim tasin sert oldugunu.
Su insani bogar, ates yakarmis!
Her dogan günün bir dert oldugunu,
Insan bu yasa gelince anlarmis.
Ayva sari nar kirmizi sonbahar!
Her yil biraz daha benimsedigim.
Ne dönüp duruyor havada kuslar?
Nerden çikti bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçinci bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin basinda.
Uyudun uyanamadin olacak.
Kimbilir nerde, nasil, kaç yasinda?
Bir namazlik saltanatin olacak,
Taht misali o musalla tasinda.
--------------------------------------------------------------------------------
ÖMRÜMDE SÜKUT
Çingiraksiz, rehbersiz deve kervani nasil,
Ipekli mallarini kimseye göstermeden,
Sonu gelmez kumlara uzanirsa muttasil,
Ömrüm böyle esrarli geçecek ses vermeden,
Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika,
Bir buz parçasi gibi kendinden eriyecek.
Semada yildizlardan, yerde kurtlardan baska,
Yasayip öldügümü kimseler bilmeyecek!
--------------------------------------------------------------------------------
ŞİİR
Kizoglan kiz güzelliginde siir;
Hem sevgili hem dost hem anne yüzü.
Hala beni mest ettigi gecedir
Sanirim hem yeryüzü hem gökyüzü.
Mecnunum: sikayet etmem Leyla'dan;
Basima ne dertler açtigi halde.
Ne mümkün vazgeçsin bu sevdadan?
Bir kerre karar kildik bu hayalde.
--------------------------------------------------------------------------------
KIRIK KALPLER
Biz askla basi dönmüs iki çocuk
Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak
Ya Rabbi ne güzel sevisiyorduk
Dünyayi asktan ibaret sayarak
Kim ne karisti ne istedi bizden
Göz mi degdi ne oldu bu sevdaya
Ayirdilar bizi birbirimizden
Hem de göz göre yürek parçalaya
Askti bizdeki onlardaki mantik
Onlardan yana çikti kahpe felek
Birer kalp biraktilar bize kirik
Ömrümüzce göz yasi döktürecek
hayatı:
4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakir'da Camiikebir mahallesinde dogdu, 12 Ekim 1956 tarihinde Viyana (Avusturya)'da öldü. Asil adi "Hüseyin Cahit" tir.Ilkokulu Diyarbakir'da okudu. Istanbul'a Saint Joseph Lisesi'nde basladigi ortaögrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladi (1931). Sonra Istanbul'da Mülkiye Mektebi'nde (1931-1935) ve Yüksek Ticaret Okulu'nda okudu. Yüksek ögrenimini tamamlamak için Paris'te Sciences Politiques'te sürdürdü (1938-1940). Ögrenimi sirasinda Paris Radyosu'nda Türkçe yayinlar spikerligi yapti. Savas sirasinda kentin isgal edilmesi üzerine yurda döndü. 1944 yilindan baslayarak Ankara'da Anadolu Ajansi, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalisma Bakanligi'nda çevirmen olarak çalisti. 1954 yilinda felç geçirdi, sagitimi için götürüldügü Viyana'da yasami son buldu. Mezari Ankara'dadir. Hece ölçüsünün olanaklarini genisletti; içtenlik, yalinlik ve akici bir söyleyisin egemen oldugu; ask, doga sevgisi, geçmis,ölüm, özlem, yalnizlik, yasama sevinci gibi izleklerin islendigi siirlerinde sairanelikten ve siirsellikten vazgeçmedi. Fransiz sairlerinden, özellikle Baudelaire ve Verlaine'den etkilenmistir.
--------------------------------------------------------------------------------
BUGÜN CUMA
Bugün cuma;
Büyükannemi hatirliyorum,
Dolayisiyla çocuklugumu,
Uzun olaydi o günler!
Yere düsen ekmek parçasini
Öpüp basima götürdügüm günler!
O zaman inandigim gibi,
Sahiden bir öbür dünya varsa eger,
Orada da cumaysa bugün,
Basinda bulutlardan beyaz örtüsü,
Büyükannem namaz kilmaktadir,
Namahrem eli degmez seccadesinde;
Mekkei Mükerremeden getirilmis.
Dilerim duasinda unutmasin beni;
Günahkar oldugumu hatirlayarak.
--------------------------------------------------------------------------------
ÇOCUKLUĞUM
Affan Dede'ye para saydım
sattı bana çocukluğumu
artık ne adım var ne yaşım
bimiyorum kim olduğumu
hiçbir şey sorulmasın benden
haberim yok olan bitenden
bu bahar havası bu bahçe
havuzda su şırılşırıldır
uçurtmam bulutlardan yüce
zıpzıplarım pırıl pırıldır
ne güzel dönüyor çemberim
hiç bitmese horoz şekerim
--------------------------------------------------------------------------------
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN
Ne dogan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklimdan ölümüm geçer;
Sonra bu kus, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrisina der ki:
- Pervam yok verdigin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
<
--------------------------------------------------------------------------------
NÜ
Uykusuz gecemde bir kadin!
Gözlerinin ay isiginda
Vücudu kar beyazliginda;
Saçlari bir hazine altin.
Ne atesimden haberi var,
Ne bilir çiplak oldugunu;
Varligini ve yoksullugunu
Duymadan güzel ve bahtiyar!
--------------------------------------------------------------------------------
35 YAŞ ŞİİRİ
Yas otuz bes! yolun yarisi eder.
Dante gibi ortasindayiz ömrün.
Delikanli çagimizdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yasina bakmadan gider.
Sakaklarima kar mi yagdi ne var?
Benim mi Allahim bu çizgili yüz?
Ya gözler altindaki mor halkalar?
Neden böyle düsman görünürsünüz,
Yillar yili dost bildigim aynalar?
Zamanla nasil degisiyor insan!
Hangi resmime baksam ben degilim.
Nerde o günler, o sevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben degilim;
Yalandir kaygisiz oldugum yalan.
Hayal meyal seylerden ilk askimiz;
Hatirasi bile yabanci gelir.
Hayata beraber basladigimiz,
Dostlarla da yollar ayrildi bir bir;
Gittikçe artiyor yalnizligimiz.
Gökyüzünün baska rengi de varmis!
Geç farkettim tasin sert oldugunu.
Su insani bogar, ates yakarmis!
Her dogan günün bir dert oldugunu,
Insan bu yasa gelince anlarmis.
Ayva sari nar kirmizi sonbahar!
Her yil biraz daha benimsedigim.
Ne dönüp duruyor havada kuslar?
Nerden çikti bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçinci bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin basinda.
Uyudun uyanamadin olacak.
Kimbilir nerde, nasil, kaç yasinda?
Bir namazlik saltanatin olacak,
Taht misali o musalla tasinda.
--------------------------------------------------------------------------------
ÖMRÜMDE SÜKUT
Çingiraksiz, rehbersiz deve kervani nasil,
Ipekli mallarini kimseye göstermeden,
Sonu gelmez kumlara uzanirsa muttasil,
Ömrüm böyle esrarli geçecek ses vermeden,
Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika,
Bir buz parçasi gibi kendinden eriyecek.
Semada yildizlardan, yerde kurtlardan baska,
Yasayip öldügümü kimseler bilmeyecek!
--------------------------------------------------------------------------------
ŞİİR
Kizoglan kiz güzelliginde siir;
Hem sevgili hem dost hem anne yüzü.
Hala beni mest ettigi gecedir
Sanirim hem yeryüzü hem gökyüzü.
Mecnunum: sikayet etmem Leyla'dan;
Basima ne dertler açtigi halde.
Ne mümkün vazgeçsin bu sevdadan?
Bir kerre karar kildik bu hayalde.
--------------------------------------------------------------------------------
KIRIK KALPLER
Biz askla basi dönmüs iki çocuk
Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak
Ya Rabbi ne güzel sevisiyorduk
Dünyayi asktan ibaret sayarak
Kim ne karisti ne istedi bizden
Göz mi degdi ne oldu bu sevdaya
Ayirdilar bizi birbirimizden
Hem de göz göre yürek parçalaya
Askti bizdeki onlardaki mantik
Onlardan yana çikti kahpe felek
Birer kalp biraktilar bize kirik
Ömrümüzce göz yasi döktürecek
AŞK!
Açınca baharın dişi gülleri
Bir başka rüzgar eser bahçelerde
Dinle çılgınca öten bülbülleri
Sorma niçin düştüğünü bu derde
De ki: -Aşktır şadeden gönülleri
Perişan, berbat eden gönülleri
Aşk söyletir en yanık türküleri
Ay buluta girdiği gecelerde
BEN AŞK ADAMIYIM
Dolaştığım denizlerce düşünüyorum,
Bineceğim son gemi değil midir
Hayır sahibi omuzlarda giden tabut.
Herkes gibi teselliye muhtaç olsaydım eğer,
Derdim ki: "Elbet bir ağlayanım olur benim de;
Ramazan geceleri Yasin okuyanım,
Baharda kabrime menekşe getirenim de."
Fakat bütün bunlar da olur,
Yine tasa etmem,
Yine kırılmam kimseye.
Ben aşk adamıyım,
Sevmeye geldim insanları,
Gönlümle, elimle, kafamla sevmeye;
Hesapsız, karşılıksız,
Ayrılık gayrılık gözetmeden.
Gün gelip gidersem şayet,
Öyle severekten gideceğim ki,
Karanlık kıyılardan bile olsa,
Candan selamlarım,
Civarımdan geçecek gemileri;
Güneşli gemileri;
Şarkılı gemileri;
İçlerinde kendim varmışım gibi!
Açınca baharın dişi gülleri
Bir başka rüzgar eser bahçelerde
Dinle çılgınca öten bülbülleri
Sorma niçin düştüğünü bu derde
De ki: -Aşktır şadeden gönülleri
Perişan, berbat eden gönülleri
Aşk söyletir en yanık türküleri
Ay buluta girdiği gecelerde
BEN AŞK ADAMIYIM
Dolaştığım denizlerce düşünüyorum,
Bineceğim son gemi değil midir
Hayır sahibi omuzlarda giden tabut.
Herkes gibi teselliye muhtaç olsaydım eğer,
Derdim ki: "Elbet bir ağlayanım olur benim de;
Ramazan geceleri Yasin okuyanım,
Baharda kabrime menekşe getirenim de."
Fakat bütün bunlar da olur,
Yine tasa etmem,
Yine kırılmam kimseye.
Ben aşk adamıyım,
Sevmeye geldim insanları,
Gönlümle, elimle, kafamla sevmeye;
Hesapsız, karşılıksız,
Ayrılık gayrılık gözetmeden.
Gün gelip gidersem şayet,
Öyle severekten gideceğim ki,
Karanlık kıyılardan bile olsa,
Candan selamlarım,
Civarımdan geçecek gemileri;
Güneşli gemileri;
Şarkılı gemileri;
İçlerinde kendim varmışım gibi!
BEN ÖLECEK ADAM DEĞİLİM
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam;
Ben ölecek adam değilim.
Alıştım bir kere gökyüzüne;
Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar.
Sıkılırım,
Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
Yemişlerine doymadığım ağaçların,
Yağmur mu yağıyor,
Güneş mi var,
Farketmeliyim
Baktığım pencereden.
Deniz görünmeli çıksam balkona.
Tamamlamalı manzarayı
Karlı dağlarla sürülmüş tarlalar.
Ekmekten olamam doğrusu,
Nimet bildiğim;
Sudan geçemem,
Tuzludur teneffüs ettiğim hava.
Ya nasıl dururum olduğum yerde,
Öyle upuzun yatmış,
İki elim yanıma getirilmiş,
Hareketsiz,
Sükûta râmolmuş;
Sanki devrilmiş bir heykel?
Ellerim ne der sonra bana?
Soğumuş kalbime ne cevap veririm?
Utanmaz mıyım ayaklarımdan?
Kalkmalıyım,
Dolaşmalıyım,
Sokaklarda, parklarda.
El sallamalıyım
Giden trenlere,
Kalkan vapurlara.
Bilmeliyim,
Gölgelerin boyundan,
Saatin kaç olduğunu...
Islık çalmalıyım.
Türkü söylemeliyim
Yol boyunca,
Keyfimden ya hüznümden.
Geçmiş günleri hatırlamalıyım,
Dalıp dalıp akarsuya,
Hayaller kurmalıyım,
Güzel geleceğe dair.
Yanımdan geçenler olmalı,
Selâm almalıyım;
Robenson'u düşünmeliyim,
Garipliğini:
Şükretmeliyim
İnsanlar arasında olduğuma.
Nedir ki eninde sonunda ölüm?
Ayrı düşmek değil mi aşinalardan?
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam;
Ben ölecek adam değilim.
DALGIN ÖLÜ
Dün güzel bir kadın geçti
Kabrimin yakınından
Doya doya seyrettim
Gün hazinesi bacaklarını
Gecemi altüst eden
Söylesem inanmazsınız
Kalkıp verecek oldum
Düşürünce mendilini
Öldüğümü unutmuşum
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam;
Ben ölecek adam değilim.
Alıştım bir kere gökyüzüne;
Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar.
Sıkılırım,
Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
Yemişlerine doymadığım ağaçların,
Yağmur mu yağıyor,
Güneş mi var,
Farketmeliyim
Baktığım pencereden.
Deniz görünmeli çıksam balkona.
Tamamlamalı manzarayı
Karlı dağlarla sürülmüş tarlalar.
Ekmekten olamam doğrusu,
Nimet bildiğim;
Sudan geçemem,
Tuzludur teneffüs ettiğim hava.
Ya nasıl dururum olduğum yerde,
Öyle upuzun yatmış,
İki elim yanıma getirilmiş,
Hareketsiz,
Sükûta râmolmuş;
Sanki devrilmiş bir heykel?
Ellerim ne der sonra bana?
Soğumuş kalbime ne cevap veririm?
Utanmaz mıyım ayaklarımdan?
Kalkmalıyım,
Dolaşmalıyım,
Sokaklarda, parklarda.
El sallamalıyım
Giden trenlere,
Kalkan vapurlara.
Bilmeliyim,
Gölgelerin boyundan,
Saatin kaç olduğunu...
Islık çalmalıyım.
Türkü söylemeliyim
Yol boyunca,
Keyfimden ya hüznümden.
Geçmiş günleri hatırlamalıyım,
Dalıp dalıp akarsuya,
Hayaller kurmalıyım,
Güzel geleceğe dair.
Yanımdan geçenler olmalı,
Selâm almalıyım;
Robenson'u düşünmeliyim,
Garipliğini:
Şükretmeliyim
İnsanlar arasında olduğuma.
Nedir ki eninde sonunda ölüm?
Ayrı düşmek değil mi aşinalardan?
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam;
Ben ölecek adam değilim.
DALGIN ÖLÜ
Dün güzel bir kadın geçti
Kabrimin yakınından
Doya doya seyrettim
Gün hazinesi bacaklarını
Gecemi altüst eden
Söylesem inanmazsınız
Kalkıp verecek oldum
Düşürünce mendilini
Öldüğümü unutmuşum
DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
GECE ŞARKISI
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Günün geçit vermez karlı dağlarını
Sanki sihirbaz bir el eritincedir.
Bütün gün beklediğim bahar ki gece,
Gökte yıldızların da ümidincedir.
Yollar, yollarda nihayet içime denk,
Sonsuzlaşarak başı boş gidincedir.
Ben ister güleyim, ister ağlayayım,
Sesimi yalnız kendim işitincedir.
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
GECE ŞARKISI
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Günün geçit vermez karlı dağlarını
Sanki sihirbaz bir el eritincedir.
Bütün gün beklediğim bahar ki gece,
Gökte yıldızların da ümidincedir.
Yollar, yollarda nihayet içime denk,
Sonsuzlaşarak başı boş gidincedir.
Ben ister güleyim, ister ağlayayım,
Sesimi yalnız kendim işitincedir.
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
ŞAŞKIN DÜNYA
Değil, işlerimiz yolunda değil;
Kaybettik eski düzen havasını.
Dağda çoban, denizde kaptan dahil,
Şaşıran şaşırana pusulasını...
Daha sürer mi dersin bu şaşkınlık?
Yarını ne olacak dünyamızın?
Biz yaşımızı, başımızı aldık,
Allah çocuklarımıza, acısın.
YALNIZLIK.....
Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.
Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan
Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık.
Gördüm yapraklarımın bir bir döküldüğünü,
Baharda yaşamanın bilmedim nedir tadı.
Gemi yüzü görmeyen bir limanın hüznünü
Kimsesiz gönlüm kadar hiçbir gönül duymadı.
Bir ayna parçasından başka beni kim anlar,
Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde?
Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar;
Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde
TUTSAM ELLERİNDEN AĞLARSIN
Tutsam ellerinden ağlarsın.
Benek benek büyür karanlığım.
Nokta nokta korkutur seni.
Tutsam ellerinden ; ağlarsın
Toprak kokar avuçlarım , kan kokar.
Ben hoyrat gecelerde boy atmış fidan,
Boz bulanık sularda yıkanmış , arınmışım.
Geceleri çok yakınım yıldızlara,
Işığa çıkınca bir karışım.
Tutsam ellerinden ağlarsın.
Doğduğum köyü bir bilsen.
Gece gecemden büyük,
Acısı acımdan derin.
Tutsam ellerinden , üşür ellerin!
Değil, işlerimiz yolunda değil;
Kaybettik eski düzen havasını.
Dağda çoban, denizde kaptan dahil,
Şaşıran şaşırana pusulasını...
Daha sürer mi dersin bu şaşkınlık?
Yarını ne olacak dünyamızın?
Biz yaşımızı, başımızı aldık,
Allah çocuklarımıza, acısın.
YALNIZLIK.....
Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.
Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan
Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık.
Gördüm yapraklarımın bir bir döküldüğünü,
Baharda yaşamanın bilmedim nedir tadı.
Gemi yüzü görmeyen bir limanın hüznünü
Kimsesiz gönlüm kadar hiçbir gönül duymadı.
Bir ayna parçasından başka beni kim anlar,
Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde?
Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar;
Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde
TUTSAM ELLERİNDEN AĞLARSIN
Tutsam ellerinden ağlarsın.
Benek benek büyür karanlığım.
Nokta nokta korkutur seni.
Tutsam ellerinden ; ağlarsın
Toprak kokar avuçlarım , kan kokar.
Ben hoyrat gecelerde boy atmış fidan,
Boz bulanık sularda yıkanmış , arınmışım.
Geceleri çok yakınım yıldızlara,
Işığa çıkınca bir karışım.
Tutsam ellerinden ağlarsın.
Doğduğum köyü bir bilsen.
Gece gecemden büyük,
Acısı acımdan derin.
Tutsam ellerinden , üşür ellerin!
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 26 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |