Mehmet Akif'in babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmed Tahir Efendi (1826-1888), annesi ise Emine Cemile Hanım'dır (1836-1926). Babası öğrenim için küçük yaşlarda o dönemlerde Osmanlı'ya bağlı bir yerleşim birimi olan Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise köyünden İstanbul'a gelmişti. Samsun'da doğan annesi ise aslen Buharalı olan Buharalı Mehmed Efendi'nin kızı H. Emine Şerife hanımdı.
Tahir Efendi, Emine Hanım'ın ikinci eşiydi. İlk kocası ve ondan olan üç çocuğu vefat etmişti. Ailenin oturduğu Sarıgüzel'deki ev de vefat eden eşinden kalmıştı. Tahir Efendi Emine Hanımla evlendiğinde 45 yaşlarındaydı. Çiftin Akif'ten iki yıl sonra Nuriye adında bir kız çocukları olmuştu.
1878 yılı mart ayında Hicri hesapla 4 yıl 4 ay 4 günlük olan Akif o zamanki geleneklere uyularak Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebine başladı. Buruda iki yıla yakın bir süre devam ettikten sonra 1879 senesinin sonlarında Fatih İbtidaisi (ilkokul) geçti. Babası bu yıl kendisine Arapça öğretmeye başladı.
Akif'in babası Tahir Efendi aynı zamanda Mühürdar Emin Paşa ailesinin özel öğretmeni idi. Emin Paşanın oğullarına ders verirdi. Bu dersler kışın Bakırcılar'daki Emin Paşa Konağı'nda, yazın ise Yakacık'taki köşkte yapılıyordu. Bu sebeple Tahir efenedi yazın ailesi ile birlikte Yakacık'a gider ve köşkün bir odasına yerleşirlerdi. Akifde babasının bu derslerine katılıyor ve yazın Emin Paşanın oğulları ile arkadaşlık ediyordu.
Üç yıllık ilkokulu bitiren Akif, 1882 yılında Fatih Merkez Rüştiyesine (ortaokul) başladı. Bu sıralarda babasından aldığı Arapça dersleri devam etmekteydi. Ayrıca Fatih Camiindeki Farsça ve Gülistan, Mesnevi derslerine katılmaya başladı. Bu arada Türkçe ve ingilizce öğrenimi devam etmekteydi.
Akif'in okulunu tamamlaması aile içinde görüş ayrılığına yol açtı. Annesi Emine Şerife Hanım medresede tahsiline devam etmesini istirken babası Tahir Efendi ise medresede okuyacağı şeyleri, oğluna kendisinin de öğretebileceğini ileri sürüyor, yeni açılan ve revaçta olan okullardan birine gitmesini istiyordu.
Sonunda babasının dediği olur. Ancak Tahir Efendi okul ve meslek tercihini oğluna bırakır. Akif dönemin en gözde okullarından biri olan Mülkiye'yi tercih etti. Mülkiye'nin İdadi (lise) bölümünde üç sene okuduktan sonra diplomasını alan Akif yüksek kısmına kaydoldu. Bir sene süre sonra babası vefat etti. Aynı yıl evleri yanınca Mülkiye'ye gündüzlü olarak devam etmesi imkânsız hâle geldi. Mezunlarına hemen iş verileceği için o yıl açılan ve ilk sivil veteriner yüksek okulu olan Mülkiye'nin Baytar Mektebi'ne (Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi) yatılı öğrenci olarak geçti.
Şiire ilgisi bu dönemde başladı ve ilk eserlerin dönemin yaygın kanaatlerinin izlerini yansıtan şiirler ve divan şiirlerine nazireler şeklindedir.
22 Aralık 1893'te okuldan birincilikle mezun oldu ve 26 Aralık’ta Orman ve Ma’adin ve Ziraat Nezare’Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi.
Akif'in görev yeri İstanbul olmasına rağmen Akif, 4 yıl Rumeli, Anadolu ve Arabistan'ın çeşitli bölgelerinde görev yaptı. Akif bu dönemdeki gözlemlerini şiirlerinde son derece gerçekçi bir şekilde kullanır. Yine bu ve bundan sonraki seyahatler Akif'in hem düşünce tarzını hem de şiir anlayışını temellendirir.
Mezuniyetinden 6 gün sonra 28 Aralık 1893’te ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli Servet-i Fünun'da yayınlanır. Bu arada çocuk yaşlarda başladığı hafızlık (Kur'an-ı Kerim'i ezberleme) çalışmalarını tamamlar ve hafız olur.
1 Eylül 1898'de yani 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmed Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlendi.
Akif'in bu yıllarda Maarif dergisinde, Resimli Gazete'de şiir yazıları ile Arapça, Farsça ve Fransızca'dan yaptığı çevrileri yayınlandı. 7 Ekim 1906’da mevcut görevine ek olarak Halkalı Ziraat Mektebi'ne Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 25 Ağustos 1907’de Çiftlik Makinist Okulu’na Türkçe Öğretmeni olarak atanır. 3 Temmuz 1908'de yani İkinci Meşrutiyet'in ilan edildiği zamanlarda Akif, İstanbul'da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavini'dir.
1908'de Dârülfünûn Edebiyat-ı Umûmiye müderrisliğine tayin edildi. İlk şiirlerinin yayımlanmasını izleyen on yıl boyunca hiçbir şey yayımlamadı.
Mehmet Akif Osmanlı'nın son dönemlerinde yetişmiş olan en önemli İslami uyanışçı düşünürlerden biri idi. Eşref Edip ile birlikte Sebilüreşad ve Sıratımüstakim dergilerinde faaliyet gösterdi. İstanbul'a gelmesi sonrasında Cemaleddin Afgani ile ilişki kurdu ve Afgani'nin uyanışçı ekolünün bir temsilcisi oldu.
Cumhuriyet'in batıcı laik kadroların eline geçmesi sonrasında diğer İslamcı düşünürler ile birlikte baskı altında kalan Mehmet Akif Mısır'a gitmek zorunda kaldı. Ömrünün son yıllarını vatanına hasret tehcirde geçirdi.
İstiklal Marşı
Spoiler:
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!
istiklal marşını her senenin başında açıklatırlar herkes çalışır durur ama benim içime öyle bir işlemişki sözler, açıklarken kelimeler ağzımdan dökülür her dinleyişimde şehitlerimizi, verdiğimiz savaşı hatırlarım
emeğine sağlık canım
Kayıt: 09 Hzr 2007 Mesajlar: 308 Cinsiyet: Kız Teşekkür: 1
Durumu: Çevrimdışı
Sailor_Moon Anime Fan
Konu: Yanıt: Mehmet Akif Ersoy
rei yazmış:
şunu da ekleyelim, istiklal marşı'nı türk milleti armağan eden mehmet akif, yine sırf bu yüzden bu şiirini safahata eklememiştir...
evet Mehmet Akif Ersoy u değerli kılan bir başka nokta.. "istiklala marşı" millete aittir diyerek kendi kitabına eklememiştir..
Güzel seçim..
Mehmet Akif Ersoy Türk Milleti için değerli bir şair..
ben mehmet akif ersoy2un çizgisini pek beğenmem bence güzel bir şair deil ama istiklal marşı çok güzel gerçekten . iiki bize böyle bir marş armağan etmiş mehmet akif ersoy
17 Ekm 2007 17:38
Moonlight Princess Venüs Savaşçısı
Yaş: 54 Kayıt: 11 Eyl 2007 Mesajlar: 1,017 Nerden: Ay Krallığı Teşekkür: 8
Durumu: Çevrimdışı
Moonlight Princess Venüs Savaşçısı
Konu: Yanıt: Mehmet Akif Ersoy
miharu sachiko yazmış:
istiklal marşını her senenin başında açıklatırlar herkes çalışır durur ama benim içime öyle bir işlemişki sözler, açıklarken kelimeler ağzımdan dökülür her dinleyişimde şehitlerimizi, verdiğimiz savaşı hatırlarım
emeğine sağlık canım
ewet canım aynen yaa benimde öyle oluyo nasıl kıymetli biri ya istiklal marşını yazmışş ahh
14 Şub 2008 0:26
maron nagoya Venüs Savaşçısı
Yaş: 31 Kayıt: 26 Mar 2008 Mesajlar: 1,045 Cinsiyet: Kız Nerden: Cephiro Teşekkür: 1
Durumu: Çevrimdışı
maron nagoya Venüs Savaşçısı
Konu: Yanıt: Mehmet Akif Ersoy
çanakkale şehitleri için şiirne bayılıorum
en sevdiğim şiir
şimdi de istiklal marşının telif hakkının almanlarda olduğu ortaya çıkmış , utanç verici . Bu marşı yazan Akif , yazdıran Türk milletidir , telif hakkı nasıl almanlarda olur
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız