ne diyebilirim ki..etkilendim..çok derinden hemde.. ellerine sağlık..
Dön gel , yine sev beni.
Sar sevgine , sevgimi.
Nefes gibi muhtacım sana...
Spoiler:
Zaman diye birşey yoksa eğer
Nedendir bu farklı hissedişler..
Nedendir bu farklı yaşayışlar ve farklılıklar..
Bu vahşetler ve ihanetler..
Sensizlik ve boşluk..
Bunların tümünün yok mu sonu??
Yok mu birlikte güleceğimiz bir gün??
27 Ekm 2012 20:43
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
Afiyet olsun ..Beğenmene sevindim
27 Ekm 2012 21:53
Vampir Rima Üye
Kayıt: 29 Ekm 2011 Mesajlar: 53 Teşekkür: 29
Durumu: Çevrimdışı
Vampir Rima Üye
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
ole-kuuuuun ^^ hani yeni bölüüüm ~
Karanık güzeldir, yıldızlar var oldukça ^^
29 Ekm 2012 11:33
Vampir Rima Üye
Kayıt: 29 Ekm 2011 Mesajlar: 53 Teşekkür: 29
Durumu: Çevrimdışı
Vampir Rima Üye
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
ole-kuuuuun ^^ hani yeni bölüüüm ~
Karanık güzeldir, yıldızlar var oldukça ^^
29 Ekm 2012 11:43
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
Alıntı:
Vampir Rima
ole-kuuuuun ^^ hani yeni bölüüüm ~
Valla Rima : zaman ve ortam ve o hissiyatı bulur bulmaz burada olacaktır kendisi..
30 Ekm 2012 17:31
hp*star Ay Savaşçısı
Kayıt: 19 Ksm 2010 Mesajlar: 730 Teşekkür: 320
Durumu: Çevrimdışı
hp*star Ay Savaşçısı
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
OleSea yazmış:
zaman ve ortam ve o hissiyatı bulur bulmaz burada olacaktır kendisi..
işte bir arada bulunmaz üçlü -_-"
Spoiler:
eğer hepsini birden bulabilirsen,bana da haber ver kardo..
Sevgili Ole yeni fanficini tebrik ederim.İlk bölümü okudum ve beğendim.Arada bir kaç cümleyi fanficle hatta durumla algılıyamasamda hatasız yazdığını söyleyebilirim her zaman ki gibi.Müzikle birlikte okumak iyiydi.Umarım diğer bölümlerdede böyle olur.Müziği biraz daha duygulu seçebilirdin ama yinede fena değildi.Fanficindeki konuyu haklı bulduğumu söyleyebilirim ama dünya görüşümün tamamen bu olduğunu savunamam.Öyle bir defterin gerçekten gerekli olduğunu düşünmüyorum.Eninde sonunda hak eden cezalandırılır.Burda seni sorguladığımı düşünme sakın sadece kendi görüşümü bildiriyorum.Yorumunda nasıl hissettiğini yazmışsın.Seni çok iyi anlıyorum.Yazdıklarını gerçekten hissediyor musun bilmiyorum tabi.Bir insanın canını yakmak istiyorsak onu öldürerek değil yaşamasına karışmayarak acı çektir.En azından ben öyle düşünüyorum.Belki biraz kişisel bir soru olayor ama yinede öğrenmek istiyorum.Ole sen hüznü hissedebiliyor musun?En azından fanfic yazarken.Bana cevabı gönderirsen sevinirim
Bana bir kelime söyle sonsuzluğa ulaşan.
Bana bir hikaye anlat asla unutulmayan.
Bana bir gökyüzü göster karanlıktan daha koyu olan.
Bana bir hayal ver zamanın kalbini kıskandıran.
04 Ksm 2012 19:40
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
Alıntı:
hp*star işte bir arada bulunmaz üçlü -_-"
:
Spoiler:
eğer hepsini birden bulabilirsen,bana da haber ver kardo..
Yavaştan yavaştan yazmaya başladım hp chan..Yakında -başımı ödev ve sınavlardan kaldırabilirsem,testlerden falan -burada olur;çıktı yola geliyor..
prensesbenim yazmış:
Sevgili Ole yeni fanficini tebrik ederim.İlk bölümü okudum ve beğendim.Arada bir kaç cümleyi fanficle hatta durumla algılıyamasamda hatasız yazdığını söyleyebilirim her zaman ki gibi.Müzikle birlikte okumak iyiydi.Umarım diğer bölümlerdede böyle olur.Müziği biraz daha duygulu seçebilirdin ama yinede fena değildi.Fanficindeki konuyu haklı bulduğumu söyleyebilirim ama dünya görüşümün tamamen bu olduğunu savunamam.Öyle bir defterin gerçekten gerekli olduğunu düşünmüyorum.Eninde sonunda hak eden cezalandırılır.Burda seni sorguladığımı düşünme sakın sadece kendi görüşümü bildiriyorum.Yorumunda nasıl hissettiğini yazmışsın.Seni çok iyi anlıyorum.Yazdıklarını gerçekten hissediyor musun bilmiyorum tabi.Bir insanın canını yakmak istiyorsak onu öldürerek değil yaşamasına karışmayarak acı çektir.En azından ben öyle düşünüyorum.Belki biraz kişisel bir soru olayor ama yinede öğrenmek istiyorum.Ole sen hüznü hissedebiliyor musun?En azından fanfic yazarken.Bana cevabı gönderirsen sevinirim
Öncelikle zaman ayırıp da fanficimi okuduğun için teşekkür ediyorum.İnsanların hayat gibi kısa bir süreden,bana ,yazdıklarıma zaman ayırıp da okuması beni çok heyecanlandırıp mutlu ediyor..Sonuç olarak ben sırf daha fazla yaşayabildiğimi hissetmek adına uykusunu v.s. kısmış bir insanım; bundan dolayı iyi veya kötü gelen ,kısacık bile olsa her yorum beni çok sevindirir.
Müzik listemde çok daha duygusal parçalar vardı; ancak daha ilk bölüme o kadar ağır bir parçayı damgalamak açıkçası pek de içime sinmedi;orada ,en azından sizin bildiğiniz kadarıyla çok duygu yüklü bir olay yoktu çünkü.
Ölüm Defteri hakkımdaki görüşüm;dediğim gibi;eğer elimde öyle bir defter olsaydı ne yapardım bilemiyorum ancak diğer yorumumda da belirttiğim gibi mantiken düşündüğünüzde acı çekmesini istediğiniz bir insanın uzuncana yaşamasını sağlayıp da çekmesine izin vermek en gaddarca -en doğrusudur da aynı zamanda- cezadır bana göre..
Bana sorduğun :'' Ole sen hüznü hissedebiliyor musun? En azından yazarken?''sorusunu özelden cevaplamayı tercih edeceğim.Ama..şunu söyleyebilirim ki :
''Yazmak mutsuzluktur,mutlu insan yazamaz.''..Bu zamanında ,forumumuzun en küçük ama en iyi yazarlarından,en iyi entrikacılarından biri olan Lololollilpop dan öğrendiğim bir sözdü.Daha geçenlere kadar imzamda o cümle yazıyordu zaten..
Hüznü hissedemeyen hiçbir insan yazamaz..Yazılan yazının türü önemli değil:derinliklerine baktığınızda bir polisiye romanının da yazılan bir başka yazının da temelinde hüzünden kaçmak yatar..Yazarken,çizerken,müzik yaparken etrafınızdaki dünyadan koptuğunuz anda dahi,olay duvarları örüldüğü,karakterlerin belirdiği o anda dahi o karakter neyse;siz o sunuz..
Mesela..Lucy 'nin yaşadığı siteyi kendi konakladığım site varsayıp aşağıya indirirken ben de o yağmursa onun peşinden gittim;onun hissettiklerini hissettim..
Şuan için bölümlerin çok kapalı ve anlamsız gelmesi normal;yakınca daha açmaya çalışırım durumu ..
Okuyan herkese tekrardan teşekkürler..
05 Ksm 2012 19:05
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Kohana Mai
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
Gelemedi ama gelecek.
Eli kulağındadır u.u..-yazabildiğimde yayınlıycam u.u..-
18 Ksm 2012 20:45
hp*star Ay Savaşçısı
Kayıt: 19 Ksm 2010 Mesajlar: 730 Teşekkür: 320
Durumu: Çevrimdışı
hp*star Ay Savaşçısı
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
sormaktan en nefret ettiğim sorudur fakat, mazur gör ki, yine de soruyorum;
yeni bölümü ne zaman yayınlarsın??
Çok Yanlışım.
22 Ksm 2012 16:46
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): black rose
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
Ehhöm..Yarım bölümü tamamlar tamamlamaz..
Özür dilerim bu kadar beklettiğim için..
22 Ksm 2012 23:22
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): black rose
hp*star Ay Savaşçısı
Kayıt: 19 Ksm 2010 Mesajlar: 730 Teşekkür: 320
Durumu: Çevrimdışı
hp*star Ay Savaşçısı
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
mühim değil bekleriz ^.^
Çok Yanlışım.
24 Ksm 2012 19:03
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): black rose
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: -Jasmin-1.Bölüm!
Sonunda yeni bölüm ile karşınızdayım..
Bölüm fonu -alçak sesle dinleyin lütfen.-
JASMİN:2.Bölüm.
Spoiler:
Bir Önceki Bölümün Sonu:
‘’…-Şşşşişt..Dur..kıpırdama,kanaman başlayacak,birazdan hemşirelerin gelip üstünü değiştirmesini sağlayacağım,dedikten sonra ayağa kalkıp kapıya yöneldi,kapıyı açtı.Tam çıkacakken durdu ve bana bakıp gülümsedi:’’Kendine dikkat et.Bir daha beni görmeyeceksin.’’
Kapıdan adımını atar atmaz yok olan adamın arkasından bir hemşire kapının açık olduğunu görüp:
-Bu da ne böyle?!Kim bu kapıyı açık bıraktı?!! AA!!Doktor!!
Uyandığımı fark etmiş olmalı;bu da ne şimdi?’’
2.Bölüm: ‘’Yok Olmuş’’
‘’Karanlık…’’…
Gözlerimi yavaşça açmaya çalışıyordum,toprakta yatmış,ruhunu kaybetmiş misali acıyan bedenimi de hareket ettirmeye çalışırken.Yavaşça;ama dikkatli…
Gözlerimi açtığımda kendimi camdan yapılma bir dikdörtgen prizmasının içinde yatıyor buldum,bedenim bir ölünün bedeninin ona itaat ettiği kadar itaat ediyordu bana;ben ölmedim oysa ki;ölmüş olamazdım,değil mi?
Zorlamak,
Zorlayınca yapamamak;kazanamamak…
Bunlardan nefret ediyordum:kaybetmekten nefret ediyordum.
İşte bu yüzden,sadece cam küpün tavanına gözlerimi dikip olduğum yeri anlamaya çalıştım ,yenilmemek,yenildiğimi kabul etmemek adına.
Kendimden kaçıyordum aslında;bir daha,kaybettiğimi bilmeme karşılık,bir daha kaybetmemek adına…
Sağ kolum başımın biraz üstünde,soğuk zemini fazlasıyla hissedecek şekilde duruyordu,diğer kolum ise karnımın üzerinde,beyaz bir kurdele bağlanmıştı bileğime,biraz çapraz duran bedenimi,sağ bacağım cama dayanmış dizden bükülü ,diğeriyse onun yanında dümdüz,soğuktan morarmış biçimde-tüm bedenim gibi- tamamlıyordu,uyuşmasına rağmen tüm bedenimin.Sağa yasladığım başını yavaşça hareket ettirip olduğun yeri anlamaya çalıştım.
-Neden kalkmıyorsun?
Olduğum yeri bile anlayamamışken yankılanan bu tanıdık ses olduğum yerde hepten kasılmama sebep oldu.
-Uzay boşluğu…
Dudaklarımı hareket ettirmeye çalışıyordum,bedenimi büyük bir titreme kaplarken ,titremenin korkudan mı,soğuktan mı olduğunu anlamak oldukça zordu.
-Bu…bu…buraya…(yutkundum,sesim çok kısık ve zor çıkıyordu.) nasıl geldim…?
Tanıdık ses tereddüt etmeden :
-İlgimi çekiyorsun…
Şaka gibiydi! Bu tanıdık ses bana;evrenin lanet olasıca bir yerinde,lanet cam bir kabın içinde donmamın sebebinin ilgisini çektiğim olduğunu söylüyor;şuan bulunduğum durumu çok ‘’basit’’ iki kelimeyle açıklayabildiğini zannediyordu!
-Üşüyorum… dedim kızgın,ilgisine meydan okuyan, ‘’Senin ilgine tüküreyim,ilginin beni soktuğu bu durum da neyin nesi böyle?!!’’ sorusunu ifade eden bir ses tonuyla.
Birden içinde bulunduğum şey,sesin geldiği,yankılandığı yöne dönmeye başladı.Bedenimin belirli bölümlerini artık neredeyse hissedememeye başlamışken ,döndürüldüğüm tarafın ısı yayan bir yıldız olduğunu fark ettim,Güneş misali.Ama bu Güneş sistemi değildi,hayır;burası çok uzakta bir yerdeydi,büyük,mükemmel bir renk,ışık gösterisinin karanlık ve ürkütücü boşluğunda;karşımdakinin avucunun içinde,dudaklarının iki kıpırtısına baylıydım.
-Yalancı…(gözlerimi kısıp boşlukta otururcasına bacak bacak üstüne atmış,kollarını bağlamış kişiye baktım) Bir daha ..seni ..göremeyeceğimi söylemiştin…
-Kim bilir…Bana teslim olmaya ne dersin? Oturan duruşunu gayet rahat bir biçimde bırakıp ayaklandı,boşlukta konuşuyor ,nefes alabiliyordu,sesi bana nasıl oluyordu da geliyordu?Bana doğru yürümeye başladı,bedenimi hareket ettirebiliyordum artık.Ellerimi hızla önümdeki cama indirip:
-Alay mı ediyorsun benimle?!!Sen kim oldu… artık dibimde olan beyaz takımlı,uzun boylu adam elini,cam tabanı açmadan içeri sokup elime dokundu:
-İtme….Nefes almanı sağlayan şey o…
Kendimi geriye çekip :
-Dokunma bana!!! bağırdım.En fazla otuzunda gösteren mimikleri yakından çok daha ilginç duruyorken ,çizgileri sabrının taştığını ifade ediyor,:’’Ne yaptın sen?’’diyordu korkarcasına.Birden içeri girip üstünde hiçbir şey olmayan bana sarıldı.Sıcak bedeni,bedenimi sararken hayatımda hiç hissetmediğim bir boşluğu hissettim onda:sol yanındaki bir boşluktu bu…Kolları bedenimdeki kemikleri teker teker kırmak istiyormuşçasına sarıyordu beni.
Korkuyordum.Çok hem de…Gösterdiği yöne titreyen bir beden,yaşlı gözler ile baktım:içinde bulunduğum kürenin bir değişiğinde babamın olduğunu fark ettim.Anlamaya çalışıyordum,başımı benden yirmi santim civarı uzun adama çevirip soran,lanet okuyan gözlerle baktım.
Sinsi bir gülümseme kapladı suratını,o ince mimiklerini birden adamın.Gözleriyle babama bakmamı işaret etti.Bakmadım.
Bir daha işaret etti,yine bakmadım…
Bu defa daha da sinirlenip elini belimden çekti ve kollarımın ikisini arkaya çekip orada bir şekilde öyle kalmasını sağladıktan sonra beni o yöne döndürüp cam kutudan çıktı,babamınkine yöneldi,sakin,yavaş,sabırlı ama fazlasıyla sinsi,korkunç,bedenimin sıcak yıldıza rağmen tepeden tırnağa soğuktan,onun yüz ifadesindeki soğukluktan ürperten gözleriyle…
Ona yaklaştığında ,babamın içinde bulunduğu kürenin dört yanına nazikçe dokundu ve bana dönüp gülümsedi.Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum,gitmek istiyordum,geri dönmek….
Bana doğru bakarken bir anda arkamda belirdi,bu defa bedeni buz gibiydi;
-İzle… bunu öyle bir ses tonuyla söyledi ki,bu ,nefeslerimin hızlanmasına,korkudan daha da fazla titremeye başlamama sebep oldu.Babamın olduğu tarafa bakarken,az önce arkamdaki adamın dokunduğu dört yerden çıkan ipler,babamın kol ve bacaklarını sıkıca kavrayıp çekiştirmeye başladı.
Birkaç saniye sonra babamın kollarının ve bacaklarının,gövdesinden yavaşça,canını en cani şekilde yakarak ayrıldığını gördüm.Başımı öne eğip sadece sustum:artık tüm korkum bedenimi terk ediyordu,sadece anlama isteğim vardı:’’İlgimi çekiyorsun’’..bu kelimelerin altında ne de çok şey gizliyordu…
-Çok gaddarsın..
Gözlerimi ayak parmaklarımdan ayırmadan sakince cevapladım:
-Sen ne olduğunu nereden bilebilirsin ki?
-Doğru,bilmek istediğim şey de bu aslında,ne olduğu..
Bu defa beni bıraktığında içinde bulunduğum şeyin beyin dalgalarıma göre hareket ettiğini anladığımdan gittiği yöne doğru döndüm ve ileri gittim daha iyi görebilmek için,biraz da ısınabilmek..
İşte tam oradaydı,karşımda,tıpkı babam gibi kolları ve bacakları ipler ile sarılı,çekilmeye hazır bekliyordu.
-Hayır!
Şaşırmış bir yüz ifadeysiyle baktı bana.
-Sana :’’Hayır!’’dedim!!..
İpler annemin bedenini ayırmak üzere hareket etmeye başlayınca ileri atılıp annemi kurtarmaya çalıştım.Önümdeki kapak açılana dek,annemin bedeni parçalara ayrılana dek vurdum,tek yapabildiğim şey: kapağı kırarak nefessiz kalmamı sağlamak oldu.
-Uyan Lucy… diyen ses,beni cam kaba itti..
Derin bir nefes alıp gözlerimi açtığımda,kan ter içerisinde,hastanenin odasında duruyordum;yine aynı yer,yine ben..:’’Rüyaymış..’’…
-Uyandın demek sonunda Lucy..
Başımı sesin geldiği yöne çevirdim:
-Ba..ba…
-Gidiyoruz.. dedi ayağa kalkarken.Hemşireler arkasında durmuş,beni hastaneden çıkarmasının iyi olmayacağını anlatmaya çalışıyorlardı.:’’Nafile..’’dedim içimden :’’Siz onu tanımıyorsunuz ki..’’..
Adım gibi emindim,beni gerekirse kaçak çıkaracaktı bu hastaneden ve ben hiçbir şey yapamayacaktım.Ondan kaçmamın hiçbir yararı olmadı,tersine:aptallıktı.Çünkü şimdi;asıl şimdi güçsüzdüm.
Yeniden yenildim mi?
Hayat bu kadar basitti işte,
Yenmesi gereken kişinin,yenilmesi kadar basit.
Sesimi çıkarmadan beni çıkarma çabalarını izledim bir süre,hemşireler :’’Hayır!Yarası kanarsa onu kurtaramayabiliriz!’’ diyordu,babam ise :’’Bu benim kızım sizi ilgilendirmez!’’diye tutturmuş,teyp misali tekrarlayıp duruyordu.O da sonunda anladı;bu gidişle ki tarafın da kazanamayacağını ve hemşireleri odadan çıkardı.
Arkasını döndüğünde yine o gözler ile karşı karşıya kaldım.
O gözler..Bu defa kurtulamayacağım..
Kaçamayacağım bile,
Yaptığım hiçbir şeyin değeri kalmayacak!
Avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım,böbreklerimden yayınlan adrenalin bedenimi ateş püskürmesine sebep oluyordu.
-Bırak beni hayır!!
Bana yaklaşıp cebinden çıkardığı mendili direk ağız ile burnumu kapadı.Nefes alamıyordum! Ölmek üzere olan sudan çıkarılmış bir balık gibi,yaşama arzusuyla yanarken boşuna çırpınıyordum.Boşunaydı:yeniden yenildim..
:’’Kim bilir..Bana teslim olmaya ne dersin?’’…
Kafamda yankılanıyordu sesi..Teslim olmalı mıydım?Ne değişirdi?..Sorusunda ciddi miydi?
Sarsılarak açtım gözlerimi bu defa.Bir taş evin çift kişilik yatağı..O neredeydi?
-İnsanlar acınası varlıklardır..
Başımı yana çevirdiğimde onu gördüm:rüyamda benimle konuşan adamı..Cevap vermeden ayağa kalkıp yürümek,nerede,ne kadar uzakta olduğumu umursamadan evden kaçmak istedim;bu odadan,odalardan,evden,belki şehir hatta ülkeden..
Beni bir daha bulamayacağı herhangi bir yere;onun veya başka birinin..
Peki ,yaşlı bir Kızılderilinin dediği gibi bize ,hayatın sunamadıklarını mı sunardı bu?
Yoksa,sıradan birinin dediği gibi:duygular da tüm o diğer şeyler gibi,basit miydi?
Bu kadar basitleşmiş miydik?
Yaşlı bir Kızılderili..ne kadar yanılabilirdi?
Ben..
Bazen yanılabilirdim,
Bazen susar...
Bazen konuşmak isterdim,
Bazense sadece dinlemek.
Bazen yalnız kalmak ister,
Bazense arkadaş edinmek…
Bazen ‘’gitmek’’isterdim,
‘’Gider’’dim de bazen..
Bazense ‘’gidemez’’dim..
Bazen…hiç ‘’gidememek’’ten korkardım…
Bazen ağlardım baya,
Bazen ağlayamazdım baya baya…
Çünkü,ayağa kalktığımda düştüğüm gibi,karşı koltukta uyuyan adamın uyanıp yatağa yatırması gibi beni ,gözlerime baka baka :’’Gidemezsin..’’demesi gibi::’’Bazen yenerdim,bazen yenilirdim basbaya..’’…
-Boşuna uğraşma Lucy,buradan :’’gidemezsin’’..
Bazen sevdiklerine sarılırsın,doya doya,
Bazense,nefret ettiklerine,acıya acıya…
Tıpkı kollarımın arasındaki bana yaslanmış başın olması gibi,
Tıpkı yenilmiş gibi,
Hatta baya baya yenilmiş gibi..
Gözlerimden iki damla buz tanesi bile akamıyordu,’’Acı doruğa ulaştığında,gözyaşı gelmez gözden’’ derlerdi:doğruydu bu..
-Yaptıklarının…bedelini ödeyeceksin…:’’baba’’…
kafam karıstı bıraz olay yavas ve damardan gıdıyor bence...hosuma gttı ellerıne saglık ..
Dön gel , yine sev beni.
Sar sevgine , sevgimi.
Nefes gibi muhtacım sana...
Spoiler:
Zaman diye birşey yoksa eğer
Nedendir bu farklı hissedişler..
Nedendir bu farklı yaşayışlar ve farklılıklar..
Bu vahşetler ve ihanetler..
Sensizlik ve boşluk..
Bunların tümünün yok mu sonu??
Yok mu birlikte güleceğimiz bir gün??
25 Ksm 2012 15:23
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız