yaa ben melisayada çok acıdım aşık olduğu kişinin elinden öldü.

ÖZEL BÖLÜM (GİZLİ IRK...) 2. KISIM....


Endimiyon ve jüpiter tokyo sokaklarında yürümeye devam ediyorlardı karşılarına bi kaç vampir çıkıyordu ama hepside daha ilk saldırıda yok oluyorlardı ...
Jupiter: sanırım bunlar acemi vampirler....
Endimiyon: ....saatlerdir yürüyoruz ama daha dişe dokunur hiçbişey bulamadık....
Jupiter: hey şu semihin evi değilmi....
Endimiyon: evet aynen öyle...gel evine bi göz atalım belki bişeyler buluruz
Jupiter: ama sonuçta orası başka birinin evi böylece girmemiz doğru olurmu
Endimiyon semihin kapısının önüne geldi kapıya bir tekme attı ve içeri girdi
Jupiter: sanırım bi süre bu kibarlıkları geri plana atıyoruz...
Endimiyon: bu ev gayet düzenli görülüyor...
Endimiyon ve jupiter salonun ortasına doğru yürüyorlardıki birden karşılarına semih ve genaraller çıktı kılıçlar çekilmişti bir anda

Semih: evimde ne işiniz var
Endimiyon: arkadaş ziyareti
Jupiter: bizimi izliyordunuz...
Nefrit: saçlarının kokusu o kadar kötüki kolometrelerce öteden bile insanı rahatsız ediyor
Jupiter: ne!! Endimiyon gerçekten kokuyormuydu....aslında 4 günde bir yıkarım gerçekten kokuyormu lütfen söyleyin
Kunzite: üffffff..bunlar hiç değişmemiş...
Endimiyon: ...buraya geleceğimizi nasıl tahmin ettin
Semih: sadece tesadüf evime uğramak istedim bazı değerli eşyalarımı almak için
Endimiyon: ...reiyi esir tutuyorsunuz onu hemen bırakın
Semih: esir tutmakmı...hahaha rei kendi ayakları ile bize geldi ayrıca bişey daha var....
Endimiyon: neymiş o...
Semih: cedit!!
Cedit usaginin kırık asasını çıkardı ve endimiyonun önüne attı endimiyon çok sinirlenmişti onlara saldırdı ama kunzite arkadaşlarının etrafında bir koruma kalkanı oluşturmuştu endimiyonun kılıç darbeleri bu duvarı yıkamıyordu
Jupiter: olamaz!!!!
Endimiyon: alçaklar!!!! Neden erkek erkekğe savaşmıyorsunuz!!!! Eğer onun kılına zarar gelirse hepinizi yok ederim!!!!
Semih: sakin ol dostum sevgilin gayet iyi ....tabi plüton ve reide öyle...
Endimiyon yavaş yavaş sakinleşiyordu
Semih: ..teker.teker avlıyoruz sizi...işinizi ilk karşılaştığımız akşamda bitirebilirdim ama işin tadı kaçardı artık bu bir savaştan çok oyuna benzedi ve ne olursa olsun siz kaybedeceksiniz
Endimiyon: karşılığında ne istiyorsun
Semih: hala anlamıyorsun onları size versek bile yine bizim avcumuzun içinde olacaksınız yani sağ cebimizden alıp sol cebimize atacağız hahahaha!!!
Kunzite: böldüğüm için üzgünüm ama gitmeliyiz
Semih koruma duvarından geçti ve endimiyonun karşısna geçti
Semih: eğer beni öldürmek istiyorsan şimdi yapmalısın bi daha sana böyle bir şans vermem...
Endimiyon: .........hayır....eğer seni öldürürsem usagiye ebediyen veda ederim...daha iyi bir fikrim var...
Endimiyon kılıcını yere attı
Jupiter: ne yapıyorsun
Endimiyon: benide alın....
Nefrit: güzel teklif kabul et dostum
Semih: daha yüksek tekliflere alışığımdır...
Semih endimiyona bir kafa attı zoisite de jupitere saldırarak onu bayılttı semih yerde kanayan burnunu tutan endimiyona baktı
Semih: eninde sonunda siz kaybedeceksiniz onun için değerli zamanımı sizinle kaybedemem...
Endimiyon: semih!!:....bir gün beni burda öldürmediğine pişman olacaksın...
Semih: .....
Semih ve genaraller kayboldular endimiyon ise burnunu temizledi kan durmuştu birden bir hırlama duydu....sağına ve soluna baktı hiçbirşey görmüyordu ama hırlama sesi giderek ona yaklaşıyordu yavaşça ayağa kalktı jupitere seslendi ama o baygındı hala...bi süre sonra endimiyonun karşısına devasa boyutlarda 3 kafalı bir köpek gelmişti ....endimiyon dehşet içinde kaldı...ne yapacağını bilmiyordu jupiter yavaşça gözlerini açtı yattığı yerden doğruldu
Jüpiter: AAAAAAA!!!!!!
Jüpiter bu çığlıkla tekrar bayılmıştı endimiyon kılıcını aldı yerden ve köpeğe daha doğrusu köpeklere bakmaya başladı dişleri bir insanın kolu kadardı ve heryerinden salyalar akıyordu
Ayrıca vücudunun heryerinde ısırık izleri vardı
Endimiyon: ....bu olabilirmi?...evet bu semihin köpeği hades...bi tür evrim geçirmiş...
Köpek birden endimiyona saldırdı endimiyon kendisine doğru gelen devasa köpeğe sadece bakıyordu sonra birden köpek havalandığını hisetti..ayakları yere basmıyordu...
Endimiyon psişik güçlerini kullanmayı önceden öğrenmişti...köpeği diğer odaya doğru fırlattı...köpeğin ayağı kırılmıştı can çekişiyordu...
Endimiyon: üzgünüm köpekçik ama koruduğum insanlık için tehdit teşkil ediyorsun...
Endimiyon kılıcı ile köpeği öldürdü sonra jüpitere baktı onu kaldırdı ve salondaki bir kanapeye oturttu bişey dikkatini çekmişti jüpiterin ten rengi koyulaşıyordu sanki birazda soğumuştu acaba ölüyormuydu diye geçirdi içinden endimiyon...jüpiterin kolundaki bir sargıya gözü takıldı ona dokunur dokunmaz jüpiter gözlerini açtı ve hemen ayağa kalktı...
Jupiter: nerde o hayvan nereye kayboldu
Endimiyon: o öldü sen iyimisin
Jüpiter: evet çok iyiyim...
Endimiyon: biraz solgun gibisin istersen dinlenelim
Jüpiter: hayır dayanabilirim...
Endimiyon: tamam
Endimiyon ve jüpiter tekrar harekete geçtiler semih ve genaraller ise iblisin bahsettiği 5. taş mezara giden gizli bir geçide ulaşmışlardı geçide açılan kalın bir kapı vardı...
Kunzite: aç şu kapıyı
Nefrit: sen kimsinde bana emir veriyorsun
Kunzite: senden daha kıdemliyim...ben senin üssünüm...
Nefrit: hava üssümü...
Kunzite: seni....
Semih: ikinizde kesin şu saçmalğı...zoisite şu kapıyı aç
Zoisite: tamam...
Zoisite kapının önüne geçti karanlık güçleri ile bi süre denedi ama açamadı
Zoisite: sanırım fiziksel güç gerek....oda erkeklerin işi
Semih: önce bize bayanların ne kadar güçlü olduğunu göster bakalım
Zoisite kapıyı eliyle itmeye çalıştı semih ise genaralleri hafifçe kenara çekmiştiki kapı birden açıldı kapıların açılması ile bir tuzak aktifleşti ve zoisitenin vücuduna bir sürü zehirli ok saplandı zoisite komaya girerek yere yığıldı
Semih: bişey söylemeyi unuttum iblis bana karşılaştığınız ilk kapıda tuzak var demişti kusura bakma artık başka sefere....
Cedit: canım yazık oldu ...
Kunzite: zaten bir bayan hep ayak bağı olmuştur
Nefrit: onun uğruna içkileri yudumlarken böyle demiyordun...
Kunzite: neden nefrite açtırmadınki !!!
Semih: Hadi girelim.yeterince vakit kaybettik
Kapıdan geçtiler zoisite ise can çekişerek öldü...içerde keskin bir koku vardı çok kötüydü duvarlarda bi takım resimler ve eski dilde yazılar vardı
Kunzite: bunların anlamını bilen varmı...
Nefrit: ....
Semih: gelin bu taraftan
Cedit: nerden anladın
Semih duvarı işaret etti birisi yada birileri bizden önce buraya gelmiş ve duvardaki bu oku çizmiş burdan gitmeliyiz her an herşeye hazır olun...
Geniş koridorlarda mezarı aramaya başladılar ... saatler sonra gizli bir geçit buldular ve ordan büyük devasa bir salona ulaştılar...salon zemini boydan boya kırmızı bir halı ile kaplıydı ve tam ortasında bir havuz vardı...havuz azına kadar kanla doluydu...
Kunzite: eee karşılama komitesi yokmu...
Birden kunzite ve diğerlerinin vücutlarına küçük oklar saplandı hepside gözlerinin karardığını hisetmişlerdi ya ölüyorlardı yada bayılıyorlarda her iki seçenektede başları ciddi şekilde derde girmişti...

Endimiyon ve jüpiter ise aramaya devam ediyorlardı ki jüpiter karnını tutarak yere yığıldı kustu endimiyon hemen ona yardım etmek istedi ama jüpiter ona izin vermedi endimiyonun sırtındaki küçük hançeri aldı ve endimiyonu itti
Endimiyon: ne yapıyorsun...
Jüpiter: ...zamanı geldi endimiyon...
Endimiyon: jüpiter hiçbişey anlamıyorum...neyin var
Jüpiter kolundaki bandajı çıkardı bir çizik vardı kolunda ve kızarmıştı
Jüpiter: geçen akşamki saldırıda oldu...ne zaman dönüşeceğimi tahmin edemiyordum ama şimdi oluyor...vampir olamam...ben bir savaşçıyım canavar değil
Endimiyon: tamam canım bi yolunu bulacağım bırak o hançeri
Jüpiter: sizi yanlız bıraktığım için özür dilerim şansınız bol olsun ölsem bile ruhum sizinle olacak
Endimiyon: HAYYIIIRRRRR!!!!
Jüpiterin kanatları çıkmaya başlamıştıki hançeri kalbine sapladı ve öldü ...
Endimiyon göz yaşları içinde jüpiterin cansız bedenine sarıldı...
Endimiyon: hayır!!!...hayır!!!! ....
Endimiyon biraz sonra toparlandı jüpitere bir mezar yaptı
Endimiyon: intikamın alınacaktır....
Endimiyon tekrar harekete geçti sonunda genarallerin bulduğu yolu oda buldu girişte zoisitenin cesedini gördü fareler güzel bir yemek ziyafeti çekiyordu o cesetle endimiyon dikkatlice içeri girdi uğultular ve bağırışmalar duyuyordu o kan havuzunun olduğu yere baktı oda tıklım tıklım doluydu her hallerinden vahşi ve ilkel oldukları anlaşılan bir topluluk vardı ellerinde oklar kılıçlar ve mızraklar vardı havuzun tepesinde kunzite cedit semih ve nefrit bir iple birbirlerine bağlanmış havuza doğru sarkıtılmışlardı ve hala baygın haldeydiler
Endimiyon: bunlarda ne böyle ....
Genaraller kendilerine gelmeye başladılar
Semih: ikide bir bayılıp ayılmaktan bıktım artık...
Kunzite: partiye yetiştik değilmi
Cedit: evet herkez toplanmışş
Nefrit: havuzdaki yaratıklar biz odaya girdiğimizde varmıydı
Semih: bunlar iblisin söylediği gizli ırk kabilesi burdan kurtulmalıyız
Nefrit: biizm teleport gücümüz var burdan istediğimiz zaman kurtulabiliriz...
Cedit: ...haklı...
Kunzite: olmuyor.... tüm güçlerimiz pasivize olmuş gibi hisediyorum
Semih: oklardan olabilir...
Altlarındaki havuzda bi çeşit su yaratıkları vardı keskin dişleri yukardan daha net görülüyordu vahşi kalabalık birden sustu liderleri genarallerin önünde durdu
Lider: komutanınız kim
Semih: sizle bir derdimiz yok bırakın bizi
Lider: olmaz o mezar için geldiğiniz biliyorum... o kötülük tekrar ortaya çıkamaz...
Semih: dünya zaten karanlık güçler tarafından kuşatıldı ...
Lider: ....ne olursa olsun burdan öteye gidemessiniz...
Nefrit cebindeki küçük çakıya ulaştı ve ipleri kesmeye başladı...nefrit kkısık sesle arkadaşlarına seslendi
Nefrit: iplerden kurtulduğumuz zaman havuzun kenarına düşmeye çalışın sen hariç kunzite
Kunzite: kapa çenenide ne yapacaksan yap...
Lider: onları kan havuzuna atın ve hepsinide öldürün...
Nefrit ipleri kesmeyi başardı tüm genaraller havuzun kenarına düşmeyi başardılar ama nefritin ayağı kaymıştı havuza düşmek üzereydiki kunzite onu yakasından yakaladı nefritin tüm hayatı ezeli düşmanı kunzitenin ellerindeydi zaman sanki durmuştu göz göze kalmışlardı
Nefrit: ....hadi ....ver kararını......
Kunzite: ....
Semih ve cedit vahşilerle savaşmaya başlamışlardı kunzite ve nefrit ise hala birbirlerine bakıyorlardı nefiritin hayatı tehlikeye girmişti
Semih: HEYYY!!! Bu romantik anı bölmek istemezdim ama acele edin...
Nefrit: hadi kunzite öldür beni .....ben olsam bir an bile teredüt etmezdim ...hadi öldür beni...
Kunzite kararını vermişti ...nefriti yakasından iyice kavradı sonra havuzun dışına güvenli bölgeye fırlattı nefrit toparlandı ve kılıcını çekerek savaşmaya başladı kunzitede havuzun kenarından indi kılıcını çekti ve nefirtle birlikte sırt sırta savaşmaya başladılar....
Endimiyon ise kenardan bu savaşı izliyordu...kararsızdı komutanlar güçlerininde tekrar gelmesi ile dahda güçlenmişlerdi vahşileri katletmeye devam ediyorlardı koskoca ırk sayı olarak git gide küçülüyorduki kırmızı bir gül genarallerin ayaklarına indi
Semih: yinemi!!!
Endimiyon: ....
Endimiyon vahşilerin yanında yer almıştı
Endimiyon: sizden güçlü olabilirler ama asıl güç yürekten gelendir...!!!saldırın!!!!!
Vahşiler cesaretlenmişlerdi bu sefer komutanlar kötü duruma düşmüşlerdi odanın kenarındaki kapıyı keşfettiler ve hemen kapıdan girdiler kalas ve taşlarla kapıyı desteklediler
Lider: teşekür ederiz
Endimiyon: o kapı nereye açılıyor...
Lider: 5. mezara
Endimiyon: 5. mezarmı
Lider: evet bu mezar diğer mezarları kontrol eder en güçlüsü ve en tehlikelisidir...kötülüğün ele geçirmemesi gerekir
Endimiyon: beni dinle benim bir orduya ihtiyacım var yaşayan ları ve hayatta kalanları ayıklayın beni burda bekleyin
Lider: emredersiniz....
Endimiyon kapıyı parçaladı destekleri yok etti ve genarallerin peşine düştü... birbirnden farklı 3 odadan geçti ve mezara ulaştı dikkatli davranıyordu...genaralleri görüyordu...semih kutuyu açtı külleri tabuta serbti ama bir genaral eksikti endimiyon sırtına bir kılıç deydiğini hisetti
Cedit: sakın ters bişey yapma...gir içeri...ve kılıcını at
Endimiyon kılıcı attı ve içeri girdi
Nefrit: sonunda gelebildin endimiyon ama geç kaldın...
Semih: hahahaha!!!!
Heryer sarsılmaya başlamıştı hepsinin tühleri diken diken olmuştu...ve tabunun içinden simsiyah kıyafetleri ile Kaos çıkmıştı... heryeri çınlatan kahkahaları duyulabiliyordu o anda vampilerin şatosunda yatan usagi feryat ederek kalkmıştı penceren dışarı bakan mars sinsi sinsi gölüyordu..
Mars: hahahaha!!! O geri döndü!!!...artık sonunuz geldi...
.yerden havaya yükselen simsiyah bir hortum vardı bu hortum kaosun dönüşünü müjdeliyordu...
Cedit: ölme zamanı dostum hahahaha!!!
Cedit endimiyonun ensesine vurarak onu bayılltı endimiyon tabutun önünde baygın yatıyordu genaraller şatolarına döndüler Kaosun kahkaları hala duyuluyordu herşey kötülüğün istediği gibi oluyordu artık daha zor günler başlamak üzereydi...


BÖLÜMÜN SONU....

umarım beyenirsiniz diğer özel bölümümüzün ismini daha koymadım ama unutmayın daha hiçbişey belli değil yine bana kızacaksınız ama ben böyle yazmayı çok seviyorum biraz gerçekçi diğer bölümü anca pazartesi ekleyebilirim sağlıcakla kalın

çok güzel olmuş, emeğine sağlık. pazartesini iple çekiyorum...

yani mamoru usagi diye tutturdunuz reide vampir oldu
çok merak ediorum yeni bölümü ne

çok güzel olmuş

Güzel bir fanfic ^^ ben beğendim okurken hayal ettiğimden zihin jimnastiği oluyo iyi oluyo Bi ara Mamoruyu kaybettik dedim fakat kurtardık sonunda ama bu seferde Rei'yi kaybettik Hayırlısı olsun ,doğru yolu bulur inşallah

çok güzeldi devamını bekliyorum

umarım beyenirsiniz bundan sonra ki bölüm fanfiğimin son bölümü olacak hepinize iyi okumalar...


ÖZEL BÖLÜM (İNSANLIĞIN DÖNÜŞÜ)

Endimiyon başının çok ağrıdığını hisettmişti...yavaşça kalktı bir yataktaydı ve karşısında uzun beyaz sakkallı yaşlıca bir adam vardı elindeki kavaldan hüzünlü nameler çalıyordu...bi süre sonra kavalı bıraktı ve mamoruya içinde beyaz bir içki olan küçük tası uzattı
Mamoru tası aldı ve kokladı süt gibi kokuyordu
Mamoru: bu süt gibi kokuyor...
--: çünkü süt evlat...
Mamoru gülümsedi ve iştahla sütü içti içinde bir hayat pınarının olduğunu hisetti...
Mamoru: buraya nasıl geldim
--: düşmanlar seni bayıltıp kaosu özgür bıraktılar kaos senin orda olduğunu görseydi şimdiye çoktan ölmüştün ...ama son anda seni ordan kurtardık ve gizli üssümüze getirdik
Mamoru: arkadaşlarım hala şehrin tehlikeli bölgesindeler
--: hayır değiller...
Mamoru: ne..
Birden kapıdan Eymi Miçhiru ve Minako girdiler birbirlerini görünce çok sevinmişlerdi...oturup bir süre sohbet ettiler...
--: gizli ordumuzun gözcüleri sürekli şehrin altından giderek hayatta kalanları arıyorlar...dün akşama doğru arkadaşlarınıza ulaştık ve buraya getirdik
Mamoru: size minnettarım...
Minako: mamoru...makoto nerde
Mamorunun en korktuğu soruydu işte bu ...çünkü cevabı çok zordu...başını öne eğdi
Minako mamorunun yanına geldi...
Minako: mamoru sana söylüyorum makoto nerde...
Mamoru: ...
Minako mamorunun yakasına yapıştı yüksek sesle haykırıyordu
Minako: söylesene makotoya ne yaptın!!! Nerde o !!! neden susuyorsun!!konuşsana!!!
Mamoru yaşlı gözlerle minakoya baktı
Mamoru: üzgünüm....
Minako: HAYIIIIRRR!!!
Miçhiru ,Eymi ve Minako birbirlerine sarılarak ağlamaya başladılar yaşlı adam elini mamorunun omzuna koydu
--: eminim elinden geleni yapmışsındır evlat...
Mamoru: onu geri getirmenin bir yolu yokmu
--: ...önce dünyamızı şu iblislerden kurtaralım sonra o konuyu düşünürüz...
Mamoru: nasıl yapacağız bir avuç insan binlerce iblisle nasıl başaçıkabilir...
Yaşlı adam mamoruya bir tokat attı
--: savaş sayılarla kazanılmaz evlat...gel benimle...
Mamoru ve yaşlı adam odalardan geçtiler ve o kan havuzunun olduğu odaya benzeyen bir odaya geldiler...Burda gizli ırk ordusu vardı ama genarallerle yaptıkları savaşta sayıları çok azalmıştı ve çoğuda yaralıydı
--: yaralarımızı sarıyoruz...belki sayımızda az ama en önemlisi ordunun savaşacak bilgisi yok...onları eğitmelisin sen bir prenssin ve savaşmayı biliyorsun...
Mamoru: tamam yapacağım....
Yaşlı adam gözcülerine seslendi
--: gözcüler...tüm şehirde bulabildiğiniz tüm eli kılıç tutan insanları buraya getirin
Bir saat içinde sayıları 2-3 katına çıkmıştı yaşlı adama çok saygı duyuyorlardı...
--: bana duyduğunuz saygıyı Kralınızada duyun...bundan sonra sizi o eğitecek
Gizli ırk ordusunun lideri bir adım öteye çıktı çok sinirliydi mızrağını çıkardı ve bağırarak mamoruya meydan okudu
Lider: bana bak!!ben bu ordunun lideriyim!! Sana meydan okuyorum!!!
Mamoru son derece sakindi kılıcını kavradı ve gizli ırk ordusunun liderini öldürdü herkezin ağzı bir karış açık kalmıştı mamoru kaşlarını çattı ve orduya döndü
Endimiyon: başka meydan okuyan varmı!!!!
Kalabalıktan çıt çıkmıyordu...
Endimiyon: ben sizin kralınızım ben insanlığın ve bu dünyanın koruyucusum..bana itaat edeceksiniz yoksa sonunuz bu adamınki gibi olur...!! ANLADINIZMI!!!

Herkes saygı ile kralları önünde eğilmişti...endimiyon insanlığın zaferi için çalışmalarına hemen başlamıştı orduyu eğitmek zordu ama imkansız değildi...

O sırada düşmanların şatosunda...

Herkez yine iblislerinin huzurunda toplanmıştı...bu sefer geri gelen kraliçeleri kaostu kaos simsiyah elbiseleri ile salına salına tahtına doğru yürüdü ve tahtına kuruldu iblis sağına kraliçe berly’i solunada kaosu almıştı...
İblis: karanlık güçler ve vampirlerin itifakı tamamen dünyayı egemenliği altına aldı...artık düşmanlarımızı tamamen yok edip zaferimizi ilan edeceğiz!!!
Kaos: hala yaşıyorlarmı
İblis: evet sevgili kraliçem ama merak etmeyin aldığımız haberlere göre jüpiter savaşçısı hayatına kendisi son vermiş...plüton ve aysavaşçısı elimizde mars savaşçısı ise doğru kararı verip bize katıldı
Kaos: AY SAVAŞÇISIMI!!!! O burdamı
İblis: evet ...uzun zamanda bizimle kalıcak...genaraller...
Kunzite nefrit cedit ve semih iblisin karşısna geçtiler
İblis: eksik gibisiniz
Berly: zoisite nerde
Semih: görevi uğruna öldü...
İblis: hatırası ebediyen bizimle kalacaktır...siz görevinizi en iyi şekilde gerçekleştirdiniz...
Semih: ben bu sözün gidişinden hiç hoşlanmadım ...
İblis: sözümü kesme!!! Artık hiçbirinize ihtiyacım yok...emekli oluyorsunuz...okçular!!!!
Genaraller şok olmuşlardı...
Nefrit: kraliçemiz size olan hizmetlerimizin karşılığı bumu!!!
Berly: üzgünüm nefrit ama zafer için bazılarının fedakarlık yapması gerekiyor...hahahaha!!!
İblis: okçular!!!!
Sağ ve sol taraftaki okçular yaylarını gerdiler genaraller ölüme çok yaklaşmışlardı...
Berly genarallerin güçlerini almıştı melisanın uğradığı kadere onlarda uğrayacaklardı. Ama pes etmeye hiç niyetleri yoktu kılıçlarını çektiler
İblis: semih...artık istediğini alıcaksın vampir güçlerini senden alıyorum...
Semihte artık normal bir fani olmuştu...
Semih: ...aşalık yaratık!!!
İblis: öldürün hepsini
Oklar genarallerin vücutlarına saplanmıştı hepside acı içinde yere yığılmışlardı...iblis bir kez daha ateş emri verdi ama bir anda ortalık simsiyah olmuştu cedit son gücüyle salonu sise boğmuştu genraller güç bela ayağa kalktılar
İblis: neler oluyor öldürün hepsini sağ bırakmayın...
Kunzite: hadi çıkalım burdan...
Semih: onu öldürebilirim ...yapabilirim!!!
Nefrit: bunun için fırsatın olacak hadi gidelim
Cedit: semih bizi burdan sadece sen çıkabilirsin...
Sis dağılınca genaraller yok olmuşardı gizli bir geçitten kaçmayı başarmışlardı vampilerin şatosu bir adanın üstündeydi ama adaya okyanusun altından bağlı bir tünel vardı bunuda sadece semih biliyordu...
--: efendim takip edelimmi
İblis: hayır çok fazla yara aldılar...nasılsa kan kaybından ölürler...
Generaller tehlikeli bölgeden uzaklaştılar ve oturup dinlenmeye karar verdiler vücutlarındaki oklardan kurtuldular şans eseri hiç biri kalbinden yada kafasından yara almamıştı...ama çok kan kaybediyorlardı...ve artık hepside insandı
Semih: ...bir hastane bulmalıyız...
Kunzite: ....bize bunu nasıl yaparlar...
Nefrit: ...intikamımızı almalıyız...
Semih: ...sizinde başınız dönüyormu...
Cedit: bayılmamalıyız yoksa gözlerimizi ebediyen kapatırız...
Nefrit: duyuyormusunuz ayak sesleri
Kunzite: sizinle çarpışmak onurdu...
Nefrit: bizim içinde öyle dostum...
Hepside gözlerini kapatmışlardı ve onlara doğru koşar adımlarla gelen birileri vardı....

Düşmanların şatosunda

Mars: düşünceli görünüyorsun...yoksa kaçmayımı düşünüyorsun
Usagi: hayır...plütonu merak ediyorum
Mars usagiyi boğazından tutarak kendine çekti
Mars: bence sen kendini için endişelenmelisin....günlerdir seni parçalamamak için kendimle nasıl bir savaş veriyorum biliyormusun....o iğrenç kanından kana kana içmek beni ne kadar da rahatlatırdı...
Mars usagiyi tekrar yatağına itti usagi ağlıyordu
Mars: zaten tek yapabildiğin bu usagi...mamoru gibi güçlü zeki ve yakışıklı bir erkek nasıl oluyorda senden hoşlanıyor...eminim sana acıyordur....
--: mars efendimiz seni çağırıyor...
Mars: tamam... bana bak minik serçe...sakın burdan bi yere kaybolma hahahaha!!
Mars iblisin karşısındaydı
İblis: mars savaşçısı sana özel bir görev vereceğiz iyi dinle...
İblis mars’a gizli görevi anlatıyordu öte yandan insanların karargahında generaller yavaş yavaş kendilerine geldiler...vücutlarını kontrol ettiler yaşıyorlardı...
Ama semih yoktu
Kunzite: kurtuldukmu
Cedit: evet...
Nefrit: semih nerde...
Mamoru: hayata hoşgeldiniz...
Cedit: sen!!
Mamoru: şimdi sizi kılıçtan geçirip olaya kaza süsü vermek beni ne kadar mutlu ederdi bilemezsiniz...
Nefrit: ...
Mamoru: ama bunu yaparsam sizden bir farkım kalmaz ....oturun...
Kunzite: buraya nasıl geldik
Mamoru: gözcüler sizi bulduklarında baygındınız..yaralarınızı tedavi ettik ...ama bişey merak ediyorum...nasıl oldu
Cedit: işleri bitince bizi öldürmeye kalktılar güçlerimizi aldılar ...
Kunzite: güçlerim olmadan kendini aciz hisediyorum...
Mamoru: kendinizi toparladığınız zaman sizinle bir toplantı yapacağım...o süreye kadar kilit altıdna tutulacaksınız...
Cedit: semih nerde
Mamoru: onun durumu sizden daha ağır...oklardan biri eski yarasının dikişlerini parçalamış ama düzeliyor...
Semih baygındı miçhiru diye sayıklıyordu...birinin alnındaki terleri sildiğini fark etti...gözlerini açtı karşısında melek yüzlü sevgilisi vardı öldüğünü sanıyordu yada hayal görüyordu ...doğruldu ama miçhiru ona engel oldu
Miçhiru: hayır ..kalkma yaranı yeni diktim dikişler açılabilir...hadi yat...
Semih: rüyadamıyım...yoksa öldümmü..
Miçhiru: biraz geç kalsaydık ölebilirdin...
Semih: ...miçhiru...
Miçhiru gülümsedi semihin elini tuttu
Miçhiru: bunları sonra konuşuruz....şimdi gücünü toplaman gerek....dinlenmelisin...gözlerini kapat..
Semih: yanımda kalıcakmısın...
Miçhiru: evet yanında kalacağım ...hadi uyu...
Semih gözlerini kapattı uzun zamandır bu kadar rahat ve huzurlu uyuduğunu hatırlamıyordu...
Mamoru: durumu nasıl...
Miçhiru: uyandı ama çok yorgun...
Mamoru: ona hak veriyorum sürekli vücuduna kılıç ve oklar saplanıyor...
Miçhiru: mamoru!!!!
Mamoru: tamam şaka yapıyorum...konuşabilecek duruma gelince bana haber ver olurmu düşmanlar ile ilgili çok önemli bilgiler verebilir bize
Miçhiru: tamam...
Mamoru odadan çıktı generallerin olduğu küçük toplantı odasına geçti kılıcını masanın üstüne sapladı...sandalyesine oturdu ve ayaklarını masanın üstüne uzattı ...
Mamoru: sizinle biraz geçmişinizden konuşalım...olurmu...
Kunzite: geçmişimizmi..
Mamoru: evet ...size yanlış anlatılan geçmişiniz....yıllar önce gümüş bin yılı yok etmeden önce siz bir kralın korunmasından sorumluydunuz
Mamoru: çok güçlü ve asil bir kraldı...ama karanlıklar krallığı sizi kaçırıp hafızalarınızı sildi ve o günden sonra siz karanlıklar krallığının askerleri olduğunuzu sandınız
Kunzite: kimdi o kral...
Mamoru ayağa kalktı...kılıcını aldı ve kunzitenin önüne koydu kılıcın üstünde ‘Gümüş Bin Yıl’ yazıyordu
Mamoru: işte bu klıcın sahibi...
Kunzite: ne!!
Cedit: yani o kral...
Mamoru: evet sizin kralınız benim...
Nefrit: bu olamaz...
Kunzite cedit ve nefrit kılıca dokundular birden beyaz bir ışık yumağı oluşmuştu...genrallerin tüm anıları yerine gelmişti karanlık güçler tarafından kaçırılmadan önce gümüş bin yılın askerleri iken yaptıkları savaşlar gezegen savaşçıları ile olan arkadaşlıkları hepside akıllarına gelmişti ...
Kunzite: bu nasıl olurr...
Nefrit: .....
Mamoru: toparlayın kendinizi ..yapılacak çok işimiz var artık sizde insansınız ve gerçek saflarınıza geri döndünüz... sizi hazır şekilde askeri karargahımızda bekliyor olacağım...eğitilmesi gereken bir ordumuz var....
Kunzite-Cedit-Nefrit: EMREDERSİNİZ...!!!
Mamoru: bu arada kunzite ....
Kunzite: ...
Mamoru: venüs savaşçısnın yanına git...
Kunzite: neden...
Mamoru: onu bulunca anlarsın...
Kunzite: anlaşıldı...
Kunzite venüsün odasına gitti kapıyı çaldı venüs karşısında kunzite görünce heyecanlanmıştı gözleri parladı...
Venüs: kunzite....
Kunzite: sende bana ait olan bişeymi var...
Venüs: evet...gel...
Kunzite içeri girdi venüs dolaptan itina ile koruyup yanında taşıdığı büyük beyaz bir kılıç çıkardı üzerinde büyük harflerle ‘K&V’ yazıyordu...
Venüs: bu kılıç senin..
Kunzite: evet kılıcımı hatırlıyorum...ama şu harfler...
Venüs:...
Kunzite kılıcını eline aldı ve birden gözüne venüsle olan anıları gelmişti...o kılıçla venüsü defalarca kurtarmıştı ne olursa olsun onu koruyacağına söz vermişti...bir süre sonra kunzite venüse baktı...ve birbirlerine sarıldılar...kılıçtaki ‘K&V’ harfleri Kunzite ve Venüs’ü simgeliyordu... çok uzun zamandan bu yana tekrar birbirlerine kavuşmuşlardı...
Kunzite: seni ne kadarda çok özlemişim...
Venüs: bende canım...artık birlikteyiz...
Kunzite: endimiyonun yanına gitmeliyim canım sonra görüşürüz..
Venüs kunzitenin sıcacık kollarına sokuldu
Venüs: ..seni seviyorum
Kunzite: bende aşkım...
Kunzite endimiyon ve diğer savaşçıların yanına gitti ...karşılarında yarı düzenli yarı vahşi bir ordu vardı ama artık savaş konusunda eğitimleri tamdı...generallerin içindeki intikam hırsı ve gerçeğin onlardan yıllar boyu saklanması onları çok kızdırmıştı bu orduyla intikam alabilirlerdi...ama ordu önce onları kabul etmemişti çünkü henüz 2 gün önce onlar orduyu kılıçtan geçirmişlerdi ki endimiyonun ağırlığını koyması ile olay tatlıya bağlanmıştı
Endimiyon: beni dinleyin bu orduyu üçe ayırdım...birinci grup ateş taburu bu grubun komutanı sensin nefrit ....diğer grup fırtına taburu kunzite onlardan sen sorumlusun...ve cedit sende yıldırım taburundan sorumlusun ...savaş esnasında taburlarınızı komuta edeceksiniz...
Kunzite: anlaşıldı...
Nefrit: peki semih...
Endimiyon: onun için başka fikirlerim var.....siz orduya gerekli hazırlıkları yapın artık savaş zamanı
Endimiyon semihin odasına doğru gitti
Semih kalkmıştı tamamen iyileştiğini hissetti... miçhiru ise lavabodan çıktı semihin kalktığını görünce ona engel olmak istedi ama semih artık iyileşmişti
Miçhiru: kendini çok zorluyorsun...
Semih: bişey olmaz...miçhiru...
Miçhiru: efendim...
Semih: yanıma gelsene...
Miçhiru gülümsedi ve semihin yanına oturdu başını göğsüne koydu çok mutluydu
Miçhiru: öldüğünü sandım
Semih: ..senin için yaşamaya karar verdim...
Miçhiru: ...
Semih: miçhiru biliyorum zamanı değil ama eğer burdan kurtulursak ....seninle hayatımın geri kalan kısmını paylaşmak istiyorum...ne dersin...ama hemen cevap verme biraz düşün...miçhiru....
Semih miçhiruya baktı miçhiru uyumuştu bebekler gibi uyuyordu
Semih: ...tamam sorun değil..sonra konuşuruz...
Bi süre sonra ednimiyon içeri girdi semihin iyileştiğini gördü onunla şatonun nerde olduğunu ay savaşçısının nerde tutulduğunu ve şatonun zayıf noktalarını konuştular...artık harekete geçmek için orduya talimat verdi endimiyon
Endimiyon: artık gitmeliyiz...şatolarına başarılı bir baskın yapıp hem onları yok etmeli hemde esirlerimizi kurtarmalıyız...bu baskın insanlığın geri dönüşü ile sonlanmalı!! Şimdi gidin hazırlanın...
Generaller son hazırlıklar için odalarına gittiler
Venüs: yine gidiyorsun...seninle gelsem eski günlerki gibi birlikte savaşsak
Kunzite venüsün yüzünü elleri arasına aldı...
Kunzite: burda kalmalısın aklım sende kalırsa savaşamam...
Venüs: kendine dikkat et...
Kunzite: tamam..

Semihin odasında
Miçhiru: semih...
Semih: korkma geri döneceğim...
Miçhiru: ...
Miçhiru semihe sarıldı...
Semih: üzülme...
Miçhiru: ...dikkatli ol aşkım seni seviyorum...
Semih: bende canım...

İnsanlık güçleri hazırdı iblislerin şatosuna şok bir baskınla darbe vuracaklardı insanlığın geri dönüşü için çok kritik bir savaş olacaktı....

Bölümün sonu

evet gittikçe heyecanlandı son bölümü merakla bekliyorum ama az buçuk ne olucğını tahmin ediyorum gibi,eğer yanılmazsam son bölümü yayınladıktan sonra tahminim uyuyorsa ne olduğunu söylerim v(^-^)

o kadar beklemeye lüzum yok sen bana Ö.M at ben sana söylerim tahminin doğurumu yanlışmı

yorum için teşekür ederim...

harika gidiyor bakalım neler olacak

bişey diycem rei ve mamoruyu sarmaş dolaş yazıyorum herkez isyan ediyor ama Jüpiteri öldürüyorum kimse gıkını çıkarmıyor makotoyu sevmiyormusunuz

sevmez olurmuyuz hemde çokk usagiyle mamoruyu çift olarak kabullenmiştik bu yüzden itiraz ettik(bence)

ben hepsini okumadım ama çok istiyorum okumayı

PC den okumayı hiç sevmiyorum o yüzden hepsini yazıcıdan çıkarıp okucam

çok güzel gidiyosun lord kunzite tebrik ederim seni