Bağlantılar
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 
Yazar
Mesaj
Game_man
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 199
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Game_man
Sağlam Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
9) Bilgi yoksa bende yokum, çünkü bazı şeyleri biliyorsun!

Son günlerde hiç birşey olmuyo ben bu özellikleri bu yüzden mi...
- Biraz sabır, hem daha kendini geliştiremedin
Kimseyle karşılaşmıyorum, arada o şeyleri yapmanın dışında hiç birşey yaptığım yok
- üçüncü dünya demek istiyorsun, üçüncü dünyaya geçiş yapmaktan
Ne kadar zaman geçti sen hala sabır diyosun. Yeter be o zaman uykumda da beni rahat bırak bende normale döneyim. Neden her gece benimlesin?
- Güçlü olabilmen ve isteklerimin dışına çıkmaman için
Tamam bilgi yoksa bende yokum, çünkü bazı şeyleri biliyosun!
- (bir süre birşey demez, sonra tartışırlarsa Alican'ın kazanacağını düşündüğünden sorun çıkarmadan anlatır) Evet bazı şeyleri biliyorum ve sanırım artık zamanı geldi. Sadece aklını boşalt ve fazla düşünmemeye çalış.

- Ders 1: Ben kimim yada neyim?
Bir ''an''dan bahseder lider görüşlüler bir güçten eşi benzeri olmayan birşey. Siz Tanrı diyorsunuz. O an da Tanrı bir şeyleri başlatır, yaşamı.
Dünyalar yaratılırken muazzam bir denge vardı. Bildiğim kadarıyla dört dünya inşa edildi. Biri sizin yaşadığınız yer, biri bizim dünyamız ve diğerleri de başka güçlerin dünyaları. Her biri ayrı ayrı yaratılmış olsa da tek bir bünyede birleştirildi. Yani sen benim dünyama neden geldin diyorsun ama ben zaten buradaydım sadece birbirimizi görmez anlamazdık. Bizim dünyamıza ''Düşler Yurdu'' diyebilirsin. Sizin dilinizde bir karşılığı yok nede olsa. Bizler sadece düşüncelerden oluşuruz. Sende düşüne bilirsin peki bunu göstere bilir misin? yada düşüncene dokuna bilir yada öldürebilir misin? Bazen durduramazsın bile. Peki neredeyiz? Yanında mı, içinde beyninde mi yoksa çok uzakta bir yerde mi? Bizler sadece düşünceden meydana gelen bir enerji türüyüz. Şeklimiz kalıbımız olmaz. Bu yüzden beni çok net konuşmadan anlayabilirsin.
Geleceği göremesekte güçlü bir tahmin yeteneğimiz vardır. Sizden çok daha iyi ve hızlı düşünebiliriz. Bu yüzden seni bazen harekete geçire biliyorum. Bayılmanın nedeni ise fazla yüklenmem sanırım.

Ders 2: Dengeler bozuldu
Birazda savaşa döneyim. Huzurun bozulacağını hesapladık ve düşündük ki bu en çok sizim dünyanızı etkileyecek. Bu yüzden buraya geldik. Her dünyanın dengesi kendi içinde olduğu gibi tüm sistemi de etkilemekte. Asıl savaşın başlangıcı olan dünya ise... o dünya ya... ''Ruhani güçler'' dünyası diye bilirim. Sanırım. Ama ne yazık ki fazla bir bilgim yok. Sıra sende yine...

Sen kimsin?
-Bunu cevapladım, bir düşünce ama istersen bir isim koyabilirsin, bizim isme ihtiyacımız yok.

Buraya nasıl geldiniz?
- Bağlantılar yoluyla. Dünyalar arası geçitler vardır. Ama bunu sana anlatamam.

Neden buraya geldiniz? ne yapabilirsiniz savaş için?
- Biz insanlarla diğer dünyadan gelen ruhani varlıları birleştiririz. Savaşın dengeleri birazda bizim elimizde.

Sizin içinizde ayrılık olmaz mı?
- Neyin en doğru olduğuna topluca karar veririz.

Neden bizim dünyamız?
- Her dünya 1 seviye farkla bağlantı kurabilir. Sizin dünyanızın ortada olduğunu düşünüyoruz. Şimdi işi biraz da oyuna çevirelim ve sana savaşan karakterleri ve senin hangi karakter olduğunu söyleyeyim.

Ruhani varlıklar tarafından gelen iki ırk var. Mesa ve Nus. Sen mesa tarafından oldun. Her ırkın kendine has özellikleri yok aslında ama bazı karakter farklılıkları var. Uluslar ise;
Mesa ulusu özelliği koordine gücü yüksek, disiplin sahibidir...
Kraliçe: Amacı dengeyi sağlamaktır. Genelde yaşam gücünü elinde bulundururlar. Çevresine belli oranda can verebilme özelliğine sahiptir. Ve Onun çevresindeysen senin alanın da artar.
Koruyucu: Saldırı sezinleme gücü yüksektir. Zaten koruma yanı ağır basar. Can katsayıları fazladır. karakteristik özellikleri ise kraliçeleri yeniden hayata döndüre bilmektir ancak bunu yaptığı zaman ölür.
Savaşçı: Amacı karşı tarafın kraliçesini öldürmektir. Yüksek saldırı gücü, hızı ve birlik olabilme anlayışları kuvvetlidir. Sanırım toplu özel bir saldırıları var.
Gözlemci: Amacı kraliçeleri tespit etmek savaşa destek olmaktır. Her yönlü sezinleme ve hissetme güçleri gelişmiştir. Geleceği tahmin edenlerinin de olduğu söylenir. Karakteristik özelliğiyse görüş alanının diğer karakterlerden çok daha fazla olması.
Sen bir gözlemcisin. Nasıl tarafınızı beğendin mi? neyse birazda düşmanlar:

Nus ulusu özelliği özgürlüklerine düşkün, öz güvenleri yüksek
Kraliçe: Amacı dengeyi korumaktır ve yaşam gücünü elinde bulundurur. O da çevresine can verebilmeye yarar. Orta düzeyde savaşa bilir. Karakteristik özellikleri ise hızlı kaçış yapabilmeleri.
Yenilmez: Amacı sadece öldürmektir. Bazen kendi adamlarından birini bile öldüre bilir. Tamamen özgür takılmayı severler. Ve evet ölümsüzdürler.
Casus: Amacı kraliçeyi bulmaktır. O da uzak mesafeleri göre bilir ve hızlıdır. Karakteristik özelliğiyse gerçek görünmezlik durumuna geçebilmeleri.
Şimdilik bu kadar biliyorum. Bunları iyi düşün. Doğru, sen bir gözlemcisin ve savaştasınız. Çevrende ulusundan insanları bul iletişime geç. Oluşturulmuş bir grup varsa katıl yada grup oluştur. Senin için savaş daha yakın artık....



[kimilerinine göre göre gerçek bir giriş ve başlangıç kimilerine göre gelişme bölümünün başlangıcı, bilmiyorum ama sanki çok hızlı geldik savaş kısmına, bu arada o ses o ses dediğimiz şeyin sadece bir düşünce olduğu ve ipsiz sapsız bir kökene dayandığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, ama fazla beklemediniz dimi öğrenmek için Gülücük Dağıtıyor ]



<img src="http://www.fiilitekelesonverelim.org/banner/468x60.gif" width="468" height="60" border="0">
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
20 Tem 2010 21:47
Turkuaz
Efsane Üye
Efsane Üye



Yaş: 34
Kayıt: 26 Hzr 2010
Mesajlar: 1,525
Nerden: çikolata kazanından zuha XD
Teşekkür: 580

Durumu: Çevrimdışı

Turkuaz
Efsane Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
evt savaş kısmına çabuk geldik çok sabırsız çıktı alican, biraz daha geliştirseydi kendini Gülücük Dağıtıyor bilgi yoksa ben yokum---buna tehdit denir hehe.. Adının neden bağlantılar olduğunu merak ediyodum sonunda çıktı ortaya diyebilirz heralde Hayranlık Besliyor güzel gidiyo Kahkaha Atıyor devam Kötülük Düşünmekte!

"ilk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın... (C.S.)"
>funnylife<
yenielmakurdu
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
20 Tem 2010 23:21
BaLıMSuLTaN
Biri Beni Durdursun
Biri Beni Durdursun



Yaş: 35
Kayıt: 05 Tem 2010
Mesajlar: 952
Nerden: Boşluk
Teşekkür: 333

Durumu: Çevrimdışı

BaLıMSuLTaN
Biri Beni Durdursun
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
ayy Alicannn öldürcem seni yaa yeni bölüm ekliyosun ve benim haberim yok Üzgün ya da Ağlıyor şuna bak kaç gün olmuş ya takip ettiğim bi fanfic var zaten böhülemek istiyorum Üzgün ya da Ağlıyor aşkolsun Düşünce

hele şükür öğrendim ya şu sesi ama en beğendiğim bölüm bu olmuş (niye sırlar açıga çıktı ya sabırsız ben) devamını bekliyorum mümkünse benim forumda oldugum bi anda ekle de göreyim emi Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
27 Tem 2010 0:11
Game_man
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 199
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Game_man
Sağlam Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
BaLıMSuLTaN yani fanfic yazıpta ben fanfice yeni bölüm ekledim hadi bakın, okuyun falan demiyorum artık zira takip eden okuyan bulur yorum yazar. Bu arada devamını başka bir yorum gelene kadar yazmayacağım kararını aldığım için yazmamıştım sanırım birazdan devamını geçiririm.
Bu arada savaş hemen başlamadı aslında Gülücük Dağıtıyor Fanfic bir savaş filmi gibi olduğunu düşünün orda direk savaşın içinde başlar film, bende ise savaş ile şekillenen bir hayat olacağı için bu normal...



<img src="http://www.fiilitekelesonverelim.org/banner/468x60.gif" width="468" height="60" border="0">
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
28 Tem 2010 20:33
Game_man
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 199
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Game_man
Sağlam Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
10) İlk Düşman - 1:

Aradan iki hafta geçmiştir. Alican'ın yapabildiği bir çok saldırı ve güç vardı. Ancak sıradan bir gözlemciden de güçsüzdü. Bu halde hiç bir işe yaramazdı ulusu için. Artık sorular sormayı bırakmış, savaşmak ve işe yaramak ister. Öğrendiği şeyleri uygulamanın eğlenceli olabileceğini düşünmektedir.
Bu günün diğer günlerden farklı bir başlangıcı yoktu. Yağmurlu, kasvetli bir havaydı. Sabah güneşi bulutlarda kalmış öteye geçemiyordu. Hafif soğuk ve rüzgar tabloyu tamamlayan renklerdi sanki. Yağmur ağır ağır yağıyordu. Alican severdi böyle havaları, rahatlatırdı onu sesi ve görüntüsü. Servis tam saatinden yine geç gelmişti. Her sabah yaşanan duygusal seremoni yine gerçekleşiyordu. Büşra biraz ıslaktı, kendisinden önce saçlarını korumaya çalıştığı belli oluyordu. Nasıl bir uykuysa bu sabah uykusu, ıslaklık tanımıyordu. Bunları düşündü biraz, gergindi aslında. Gözleri hala kalkmayı istemiyorcasına kızarıktı. Üçüncü dünyaya geçerek o pencereden bakmaya iç göz derdi. Gözleri en hızlı dinlendirmenin yolu iç göze geçmektir ve bunu yapmayı umursamıyordu, nede olsa ruh gücü hergün kendini yeniliyordu. Hatta gün içinde antrenman bile yapabiliyordu. Bu yüzden artık her sabah okula gidene kadar iç gözlerle bakmaya karar verdi. Dünya bulanıklaşıyor, biraz kararıyor ve parlayan renklere bürünüyordu. Arkada şahin'de bu özelliğini kullanıyordu anlaşılan, onu gördü. Şahin hafif parlak koyu yeşil görünürdü. Fısıldaştılar biraz, şahin bir savaşçıydı iç gözleriyle fazla uzağı göremezdi.

Alican: Ya abi dedim ya, matematikte yapardık aslında hoca ters köşe yaptı
Şahin: Size yaptı onu oğlum, biz çatır çatır aldık notları. Eee siz kızdırırsanız hocayı böyle kapak yapar.
Alican: Onun yapacağı kapaktan ne... (o anda Alican uzakta bir şey gördü)
Bu da ne? 7-8 düşman aynı yöne hızla hareket ettiler, hemde çok hızlıydılar şimdiye kadar görmediğim bir hızda şahin.
Şahin: Ne! aralarında kraliçe var mı?
Alican: Hiç düşman kraliçe görmedim ama görsem anlarım heralde. Ve biri sanırım beni gördü.
Şahin: Geliyorlar mı? Bağlantı kur yardım çağır!
Alican: Hayır sadece gördüğünü hissettim, ama aynı yönde ilerlediler ancak artık göremiyorum.
...

Okul yine son zilini çaldı ve kimi öğrenciler şemsiyeyle sakince evine yürümeye koyulurken kimi öğrenciler servise doluşmaya başlamıştı. Yağmur öğlen biraz kesilmişti ama şimdi hiddetli yağıyordu.

Alican kendi sınıfından fırlayarak çıktı, Büşra çıkmadan onu yakalamak istiyordu. Bir şey söyleyeceğinden değil, sadece onu koşarken seyeredebilmek için. Büşra kahkahalar atarak birazda telaşlı çıktı sınıfta, peşinde iki tiky erkekle. Alican dünyadaki tüm tiky insanlara gıcık olurdu, sanırım kendisinde böyle bir kompleks gelişmişti.

Servise binecek öğrenciler tamamlandıktan sonra yavaşça hareket eder. Bu gün fazladan 2 kişi daha vardı içeride. Birisi bu okulu daha önce bitirmiş olan Yusuf diğerini ise Alican tanımıyordu. Yusuf ile fısıldaşarak tanıştı zaten, Yusuf'ta bir savaşçıydı.

Serviste arkadaşlıklarda da grublaşma olurdu. Arka dörtlü Şehinler ve grubu, ÖnSıradakiler(burası sürücünün yanındaki ikili koltuk): kısmen değişse de genelde Ali ile Fırat oturur, AyakTakımı (ki bunlar ayakta giderler hatta oynayarak giderlerdi) Büşra-Tuğçe-Begüm üçlüsü, OrtaKapı: arkalı önlü 4 kızdan oluşan bir gruptu bu. Alican'ın yanında kendi sınıfından arkadaşı Orhan vardı. Bu grup isimlerini Alican katmış içinde onlara öyle seslenirdi. Alican koltukta olmasına rağmen oturmazdı yerine, sırfını cama yaslar olan biteni izlerdi film gibi.

Alican: Peki dostum seviyen ne durumda?
Allican: Şey birazdan söylicem şimdi aklıma gelmiyo orhan.
Büşra: Ya ne organizasyondu geçen hafta sonu, dimi Yusuf. İyiki sende geldin. Hem yeni sevgilimi görmüş oldun. (bunları söylerken bilerek Alican'ın gözlerine bakmıştı)
Ya bu kızlar ilişki konusunda harbiden salak! Kiminle sevgili olduğunu bilmiyosun, keşke benim sözümü dinlesen. O çocuktan seni ayırmak için elimden geleni yapardım ama kendim için değil sadece sen üzülme diye. Ah Büşra ah!
Yusuf: Dostum ben karataş yakınlarındaki ''hengame'' adlı örgütteyim, ve onlara göre orta seviyedeyim
Yusuf: Evet canım, iyi eğlendik eh yaparız yakın zamanda bi daha(göz kırpar)
Begüm: Yusuf benim numaran sende yoktu sanırım, büşra'dan alırsın

Orhan: Eee söylesene Mert'le Dileğin arasında bişey var mı?
Alican: Yani biraz birbirlerine yakın yani anlaşıyo gibi mi demeliyim...
Orhan: Senin kafan biyere takılmış sanki dostum!

Tuğçe: Zaten yakında bir kutlama var okulun kutlaması, biz başka yerde de kutlama yapıyoruz bilen zaten biliyo orda gösterirsiniz kendinizi.(Alican bilmiyordu böyle yerleri, onunla böyle şeyleri paylaşmazlardı. Alican sanki bi tek kendisi bilmiyormuşçasına da sinir olurdu bu olaya)

//Tehlike! Kurşun. Kurşun, tam olarak sağ omzuma!//
Hızlı bir geçiş yaptı üçüncü dünyaya ve ani bir hareketle kaçtı bu tehlikeden. Sanki cam kırılma sesi duydu, sanki bir acı hissetti omzunun yakınlarında. Sıyıran geçen kursun misali bir sızı, ilk defa duyduğu bu acı aynı zamanda omzuna bir sıcaklıkta yayıyordu. Bu ilk düşmanı ve ilk savaş anıydı.



<img src="http://www.fiilitekelesonverelim.org/banner/468x60.gif" width="468" height="60" border="0">
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
28 Tem 2010 21:52
BaLıMSuLTaN
Biri Beni Durdursun
Biri Beni Durdursun



Yaş: 35
Kayıt: 05 Tem 2010
Mesajlar: 952
Nerden: Boşluk
Teşekkür: 333

Durumu: Çevrimdışı

BaLıMSuLTaN
Biri Beni Durdursun
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
Game_man yazmış:
BaLıMSuLTaN yani fanfic yazıpta ben fanfice yeni bölüm ekledim hadi bakın, okuyun falan demiyorum artık zira takip eden okuyan bulur yorum yazar. Bu arada devamını başka bir yorum gelene kadar yazmayacağım kararını aldığım için yazmamıştım sanırım birazdan devamını geçiririm.
Bu arada savaş hemen başlamadı aslında Gülücük Dağıtıyor Fanfic bir savaş filmi gibi olduğunu düşünün orda direk savaşın içinde başlar film, bende ise savaş ile şekillenen bir hayat olacağı için bu normal...


Ya iyi de ben forumda konu konu gezmiyorum ki dikkat eden olursa çoğunlukla hep sohbet satırının üzerindeki son mesajlara yorum yapıyorum.Çok nadir bakarım foruma Kahkaha Atıyor o yüzden ben göremiyorum sen bana haber et piliz ...

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
28 Tem 2010 21:56
Turkuaz
Efsane Üye
Efsane Üye



Yaş: 34
Kayıt: 26 Hzr 2010
Mesajlar: 1,525
Nerden: çikolata kazanından zuha XD
Teşekkür: 580

Durumu: Çevrimdışı

Turkuaz
Efsane Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
wuuuwwff okudum Gülücük Dağıtıyor bu sefer arkadaşlar üzerine bi bölüm gibi geldi bana; ama nasıl bitti öyle kim saldrdı falan; sonraki bölümü bian önce vermelisin XD


ama benm annamadığım bişiyler var Üzgün ya da Ağlıyor bu yusuf falan da nerden çıktı böle; hangi ara öğrendiler bağlantılarla ilgili şeyleri;

"ilk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın... (C.S.)"
>funnylife<
yenielmakurdu
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
28 Tem 2010 23:51
BaLıMSuLTaN
Biri Beni Durdursun
Biri Beni Durdursun



Yaş: 35
Kayıt: 05 Tem 2010
Mesajlar: 952
Nerden: Boşluk
Teşekkür: 333

Durumu: Çevrimdışı

BaLıMSuLTaN
Biri Beni Durdursun
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
Çok sevdiğim bi bölüm olmuş Hayranlık Besliyor Çok akıcı buldum olaylar ne neydi ne oldu diye düşünmeden okuyabildim.Gizem de artmış çok memnun kaldım.Özellikle bazı yerlerini okurken çok sevdiğim macera romanları okuyormuş hissine kapıldım.Biliyosun ki devamını bekliyorum Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
29 Tem 2010 1:08
Game_man
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 199
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Game_man
Sağlam Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
yorumlariniz icin tsk. bu gun yeni bolumu yazcam sanirim. yalniz sadece lkl kisinin takip etmesi ne kotu



<img src="http://www.fiilitekelesonverelim.org/banner/468x60.gif" width="468" height="60" border="0">
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
30 Tem 2010 8:10
dgr..serenity
Alışıyorum Galiba?
Alışıyorum Galiba?



Yaş: 33
Kayıt: 08 Hzr 2010
Mesajlar: 131
Nerden: sonsuzluktan..
Teşekkür: 46

Durumu: Çevrimdışı

dgr..serenity
Alışıyorum Galiba?
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
o iki kişiye bide ben katılıyuım bari.. Dil Çıkartıyor bugün okudum tamamını ve gerçekten çok güzel..alicanda büşraya fena aşık.. neyse devamını bekliyorum çok güzel.. Gülücük DağıtıyorGülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
31 Tem 2010 16:34
Game_man
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 199
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Game_man
Sağlam Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
11) İlk Düşman (Hayatın Değeri) - 2:

//Tehlike! Kurşun. Kurşun, tam olarak sağ omzuma!//

Bu kurşun misali şey onu sıyırıp geçmemiş, tam omzuna gelmiş delip geçmişti. Acıyı tarif etmek zordur, böyle durumlarda beyin acı mekanizmasını kapatır aslında. Ama burada beyin ile kontrol edilebilir bir durum yoktu. Üçüncü dünyada tüm kontrol sizdedir.
Alican üçüncü dünyada sesini bile çıkaramadan o yaptığı kaçış hareketinden sonra servisin içinde engel tanımadan yığıldı. Yani üçüncü dünya bizim yaşadığımız dünya ile iç içedir ama bizim yaşadığımız dünyanın fiziki engelleri üçüncü dünya için geçerli değildir. Alican için bu bir sonmuydu yani. Kendini geliştiremeden gelen daha savaşamadan gelen bir ölüm.

Heto servisin Alican'ın yaslandığı yerden içeri girdi ve Alican kaçmasına rağmen omzuna saplandı.

Yusuf: Alican! Şahin hazırlıklı ol etrafta düşmanlar var, şuan çevrede tanıdığın bir gözlemci var mı?
Şahin: Beni bir süre koru etrafta bir gözcü bulucam, sen savaşa bilir misin?
Yufus: Yani acemi değilim ama bir gözcü gelen saldırıdan kaçamadı, karşı tarafta acemi olmasa gerek.

Şahin sadece kendi milletinin anlayacağı bir sinyal yollamaya başladı. Ancak seviyesi yeterli olmadığından fazla bir çevreye ulaşamıyordu. Öte yandan Yusuf daha iyi yardım çağırabilse de onun savaşmasının daya iyi olacağını düşünmüştü ikiside. Bu arada servisin şoför koltuğunun içine gömülmüş baygın halde duruyordu Alican.

--
Alican: ne yani bitti mi! acı yok dünyalar yok, yusuf yok. Hem ben konuştuğuma göre yada düşündüğüme göre ben varım. (içten bir gülümseme gelir) Düşüyorum öyleyse varım Çok Mutlu evet sanırım boyut falan değiştirdim metix'e falan mı geçtik bu boş beyaz alan. Yada öldüm sanırım cennet yada cehenneme gitcem.

: Alican Hayat ne kadar önemli senin için?

Alican: hmm yine başladık galiba beynimden gelen sesle konuşmaya

:Alican öldün sen!

Alican: Tamam işte o zaman normal hayatıma geri döneyim. Savaştan elendik tüh

:Ruhun olmadan yaşaya bilir misin?

Alican: sıkıldım o zaman beni geri gönder devam edeyim, hem daha ne olduğunu bile anlamadım

: Düşmanlardan biri sana Heto attı. Heto omzuna isabet etti. Ruh gücün yüksek olmadığı için bayıldın, henüz ölmedin ama sizinkiler seni kurtaramayacak sanırım. Ben de bu süre içinde seninle konuşmaya karar verdim. Hayat senin için ne kadar önemli?

Alican: Savaş umrumda değil! ama gerçek hayatımı daha kaybetmek istemiyorum. Sevdiğim biri var bir kardeşim aile var. Ölümü düşünmek hoş değil. (nasıl oldu anlamadı ama bir anda 1 sn gibi bir sürede ölüm ile ilgili aklına gelen bir çok şeyi düşündü, bu ilk defa oluyordu)

:yeterli Alican sanırım düşünce gücünde biraz artış var

Alican: vov bölye bir şey, sanki kafam genişliyo gibi. Kafam, kafam(bağırmaya başlar, haykıra haykıra ve dehşet içinde) kafaaaam, bedenim yok!

:Hoş geldin, burası böyle bir yer

Alican: neresi burası başka bir dünya mı? Böyle zırt pırt dünya değiştire biliyomuyuz!

:Sen ölmek üzere olan birisin, ondan buradasın.

Alican şöyle düşünür :Eğer budaysam yani düşünce diyarımıydı işe burada tüm bilgilere ulaşabilirim, yani savaş neden başlamış, şuan kim daha üstün, neler oluyor, bana gereke bilecek bazı bilgiler, gelecekle ilgili öngörüler.

:Burada düşünmek ve konuşmak birdir Alican. Bunları bana söyleyebilirdin de. Evet istediğin bilgiye ulaşmakta özgürsün burada bilgiye ulaşmayı hiç bir güç engelleyemez.

--

Alican istediği bilgilere ulaşmaya çalışırken servisin içinde mücadele başlamıştır.

Yusuf servise gönderilen Heto'ları hissetmeye çalışıyor anladığı anda yansıtıcı kullanarak başka bir yere savuruyordu. Keşke bir gözlemci daha olsaydı da Yusuf saldırıya geçebilseydi. Şimdi saldıracak kadar göremiyordu. Ama saldırılar yukarı bölgeden geldiğini biliyordu ama oraya giderse servisin içini koruyamazdı.

Yusuf: Lanet olsun bir tane daha!

Yansıtma kalkanını açıp kapatmak çok kısa bir işlem olsa da hetoların gittiği hedefi tam olarak belirlemek zordu, yanlış bir hamlede bir heto ona saplana bilirdi ki bu servistekilerin sonu olurdu.

Şahin: Tamam bir tane gözlemci ve tecrübeli savaşçı gelecek. Sadece biraz dayanmak lazım.
Yusuf: Sen yansıtıcı kalkan kullanabiliyor musun?
Şahin: Eve...

Tam bu sırada bir heto şahini hedefler. Servis tavanında sadece yarım metre yükseklikte iken Yusuf fark eder ve hala konuşmakta olan şahin'in üstüne atılarak yansıtıcı kalkanı heto ile şahinin arasına sokar.

Yusuf: bence sen sadece kendine dikkat etsen yeter bana
Şahin: Özür dilerim, konuşurken dikkatim dağılıyo.

Lider1: Selam arkadaşlar ben lider1 ve gözlemci arkadaşım lider3

Şahin: sizin adınız yok mu?
Lider3: bunlar sonra, şimdi sizde görün bakalım neler varmış.

Lider3 bir gözlemci olarak etrafındaki diğer savaşçılara çok kısa bir gecikme süresiyle gördüklerini aktara bilir. Bu sayede savaşçılar uzak noktalara saldırı yapabilir gelen saldırıyı daha iyi hissedebilir.

Yusuf: hmm sanırım bu bir casus, bu yüzden pek bi etkisiz saldırı gücü
Lider1: öyle deme bak bir adamımızı vurmuş, ve durumu iyi görünmüyor. Ama yinede yaşar çok genç. Ruh gücü limit olarak fazla olmasa da kendini yenileme olarak bizden çok daha güçlüdür.

Şahin: Saldırı yapıyorum!

Lider3: hayır o şuan bizim varlığımızı anladı ve ölmemek için...
Lider1: kaçıyor! Siz burada kalın ve başka bir saldırı olursa onu engelleyin. Biz onun icabına bakarız.

--
:kaderin değişti Alican. Güle güle
Alican: şey, daha ...

--
Alican olduğu yerde hala kıpırdayamasada gözlerin açabilmişti.

Yusuf: hoş geldin yeniden aramıza
Şahin: Ölüyodun be oğlum

Alican üçüncü dünyaya görüşü bıraktı ve normal hayata göndü.

Orhan: Tamam birader söyleme, daha da bişi söylemene gerek yok!
Alican: Ama Orhan şey ben, biraz yorgunum sonra anlatırım
Orhan: Hep aynı şey, çocuk mu kandırıyon sen!
Alican: ...

Servisten sonrası nasıl geçti hiç anlamadı. Evde de gayet suskun bir akşamın ardından yataya yattığında artık kafasında daha fazla şey vardır. Evet şuan güçlü olmaya bilirdi ama şuan ondaki bilgiler kimsede yoktu. Uyandığı zaman ne yapacağını iyi biliyordu artık!


Not: Bir sonraki bölümün başlığı: Kabul edilme



<img src="http://www.fiilitekelesonverelim.org/banner/468x60.gif" width="468" height="60" border="0">
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
01 Ağu 2010 14:02
Turkuaz
Efsane Üye
Efsane Üye



Yaş: 34
Kayıt: 26 Hzr 2010
Mesajlar: 1,525
Nerden: çikolata kazanından zuha XD
Teşekkür: 580

Durumu: Çevrimdışı

Turkuaz
Efsane Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel bi bölümdü Hayranlık Besliyor alicanın orda edindiği bilgiler ne acaba Soru yeni bölümü beklicezz Şaşırmış Durumda Kahkaha Atıyor

"ilk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın... (C.S.)"
>funnylife<
yenielmakurdu
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
01 Ağu 2010 23:22
dgr..serenity
Alışıyorum Galiba?
Alışıyorum Galiba?



Yaş: 33
Kayıt: 08 Hzr 2010
Mesajlar: 131
Nerden: sonsuzluktan..
Teşekkür: 46

Durumu: Çevrimdışı

dgr..serenity
Alışıyorum Galiba?
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
funnylife yazmış:
çok güzel bi bölümdü Hayranlık Besliyor alicanın orda edindiği bilgiler ne acaba Soru yeni bölümü beklicezz Şaşırmış Durumda Kahkaha Atıyor

aynen.. Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
02 Ağu 2010 15:15
Game_man
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 34
Kayıt: 10 Hzr 2007
Mesajlar: 199
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 14

Durumu: Çevrimdışı

Game_man
Sağlam Üye
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
12) Kabul edilme:

Kendine gelir gelmez küçük bir baygınlık geçirdi, sanki kafasını boşaltmış gibiydi.

Canberk: Abiiii hala uyanmadın mı?
Alican: ...
Canberk: Yani illa yanına gelcem oyun oynaya oynaya kalkcaz dimi (böyle olmasını Canberk daha çok severdi)
A: Dün geceden bir kaç yere bazı kağıtlar sakladım, bulmacayı çözersen uyanırım.
C: Nerden başlamalıyım? Her şeyin bir ipucu vardır, uzat o ucunu bana...
A: Hmm yatarken illa yumuşak olasını istediğin bir nesne.
C: Heheh yastığım. Üstünde ben varsam altında da ip ucu. Sen ben uyurken yastığımın altına bişiler mi sıkıştırdın! Bu nasıl olur?

Canberk yastığının altında haritaya benzer bir kağıt bulur. Bu kağıt evin haritasıdır ve başka kağıtların yerini göstermektedir. Canberk durumu anlar anlamaz fırlar yataktan.
Saat çoktan öğlen olmuştur. Alican ''tanrı pazar gününü biz uyuyalım diye yaratmış olmalı, ondan uyuyabildiğimiz kadar uyuyalım'' derdi arkadaşlarına takılmak için. Canberk çıktıktan sonra iyice kendine gelen Alican'da biraz doğrulur annesine sabah kahvaltıda ne olduğunu sorar.

Seval: Ne olcak ekmek, peynir, domates reçel falan var.

Alican şöyle düşünür:
Amaaaan sıkıcı bir başlangıç. Aslında pazar gününe mutlaka sucuklu yumurta yapmalıyız, yada böyle bi kanun olmalı (içten içten gülümser) Cano daha resim parçalarını arıyo olmalı. Eh bi bakayım üçüncü dünyadan...

Geçiş her zamankinden farklıdır. Şimdi dünya önce kararıyor sonra bazı şekiller beliriyor ve sanki bişi onu içine çekiyor gibi olur. İnsan düşerken kendini nasıl bir boşukta hissederse o da öyle hisseder. Sonra yine yeşilimsi dünya.
Ancak bu kısa süre içinde ilk savaşından ve düşünceler dünyasından da bazı görüntüler görür. İçine biraz korku ve tedirginlik duyar

... Bu da neydi be. Orta halli pazar sabahımın içine etti işte bu olay. Kardeşimde hmm sanırım üçüncü parçanın peşinde, daha 3 parçası daha var. Bekleyemeyeceğim onu valla, kalkıyorum ben.
Şu merdivene nasıl ve ne zaman alıştım bir türlü anlamadım. Hahaha yorganımın bir kısmı yine aşağıya sarkmış. Iğğğ azım iğrenç kokuyor, demek ki dün dişlerimi fırçalamadım. Gerçi dünü fazla iyi hatırlayamıyorum. Kahrolası düşman çok üst düzey olsa gerek. Ya ben sanki bir şey yapacaktım. Bu gün bir şeyler yapmalıymışım gibi hissediyorum ama neydi yahu...

Alican hafif bir sersemlikle odasının karşısındaki lavaboya geçer. Ağır adımlarla lavaboya yaklaşır, çok bitkin görünüyordur, azını bolca suyla çalkalar. Yüzüde biraz yıkar. Soğuk suyla, daha yatağın sıcaklığındaki yüzünü yıkamak istemez. Yavaşça birazda keyfi kaçmış gibi mutfağa ilerler, Canberk onu görür.

Canberk: Aaaa abi hani ben tamamlamadan kalkmıyodun!
Alican: Tamam oğlum, sen yine tamamla sonra gel kahvaltıya.
C: Olmaz o zaman sen benden önce bitiriyosun, ben yalnız kalıyorum masa da
A: Anne günaydın, geldim ben, peki masama ekmeklerin gelmesi ne kadar sürer?
C: Bende geldim
Seval: Günaydın padişahlar, yine öğlen yaptınız. Sırf sizin için sofra bekliyo. Hemmen hazır efendim ekmekler, 2 dk ya sofranızda
A: Eee bu gün rahatsın biraz arkadaşımın yanına gitcem, pc sana kalıyo
C: Yihuuuu o zaman şimdi biraz ben oynasam, sonra sen oynasan sonra hep ben hep ben hep ben (şeytani ama tatlı bir gülüş atar)
A: Öyle olmaz ben gidene kadar oynarım, nasıl olsa ben yokum bi süre o zamanda sen oynarsın.
Seval: Şunlara bak ya uyanır uyanmaz bilgisayar diyolar!

Alican dışarı çıkması gerektiğini hatta Konak'a (izmir'de bir ilçe) gitmesini düşünüyordu. Neden bilmiyordu ama bu garip olaylarla ilgili olduğu ve yapması gerektiğini hissediyordu.

Fazla zaman geçirmedi bilgisayarın başında, öylesine elini neye attıysa giydi ve dışarı çıktı. Durağa yürüdü, düşünceliydi ama ne düşündüğünü bilmiyordu. Yani kafasını karıştıran bazı şeyler vardı ama neydi bunlar bir türlü çıkaramıyordu.
Sonunda Konak'a vardı. İstemsizce yürüyordu sanki, bir amacı yoktu ama bir yere ilerliyordu. Hava hala soğuk sayılırdı. Kış etkilerini kaybetmeye başlasa da konakta rüzgar eserdi denizden. Konak'ta kemeraltı büyük bir alışveriş merkezidir, ana bir kaç sokağa bağlı birçok ara sokaklarda bulamayacağınız şey yoktur derler. Hele hafta sonları adım atacak yer gerçekten bulamazsınız. İnsanlar bir mağazaya girsem de kurtulsam da diyemezler çünkü mağazalar bile doludur. Çığırtkanlar sürekli bağırır.
Alican kemeraltının en kalabalık ana caddesinde ilerlemektedir. Üçüncü gözüne geçiş yapar, fısıltıları dinler. Sanki beyni bişiler aramaktadır.

-aaa bak bu çok güzel, sen satıcıya bakma al bence
-senin sorunun ne gel dedim geldim işte
-aslında burda senden...
-Kemal abi bi dükkan ismi söyle orda buluşalım seninle fısıldaşa biliyorum ama göremiyorum
-Haklısın galiba ama yinede pahalı
-tamam da şöyle...
-aaa uzaktan birini gördüm sanırım, elçin sende gördün mü?
-Murat aşkım sonunda yaaa
-başka yere gidelim
-bu yardım ettiğimiz ölmesi gereken çocuk mu? sence bizi duyabiliyor mudur?
-Bu kadar çeşitin içinde hangisi alsam karar veremedim
-Leyla seni çok özledim bebeğim hadi çıkalım bu kalaba...
-sanırım duyabiliyor ama anlamıyordur ama elçin uzaklaşalım burdan onun gibi birine yakalanırsak ...
-tamam gidelim
-nerdesin a......

bazı sözler onun dikkatini daha çok çekti. Sesin kaynağını aramaya başladı. Şimdi farkına vardı ki fısıltıların geldiği yönü saptaya biliyordu. Standart fısıltı duyma mesafesi, ses mesafesine eş değer de olsa seviye arttıkça daha fazla olabiliyordu. Özellikle gözlemciler çok daha fazla uzaktaki fısıltıları yakalayabiliyordu.

Alican daha da hızlı ana sokaktan başka bir kalabalık sokağa saptı. Etrafını sadece yeşilin parlak tonlarında görüyor olması onun hızlı hareket etmesini engelliyordu. Çoğu kez birilerine çarpıyordu. Bu takip etiği fısıltının parıltısını görse koşa koşa gidecekti, üstüne üstük fısıldaşmıyolardı da şimdi. Onca fısıltının arasından onların söylediğini ayıklamakta kolay değildi. Zaten iç güdüleriyle gidiyordu. Evet bir kaç cümle daha

-Lider3: peşimizde onu görebiliyorum! Neden bizim peşimizde anlamıyorum. benim fısıltılarımı okuyup okumadığını da anlayamıyorum
-Lider1: sus artık, onun gibi bir çaylak ölümden dönebiliyorsa işin içinde başka bir şeyler olmalı. sen sadece gel.

Ara ara konuştukları için Alican şimdi onları takip edebiliyordu. Bedeninden fazla uzaklaşamıyordu, çünkü bunu yaparsa kendi dünyasında hareketsiz kalacaktı. Onlar da bunu yapamıyorlardı. Bir süre takip devam etti, Alican kemeraltından çıkmış 500 metre kadar daha yürümüştür. Hiç tereddüt etmeden takip ettiği hisleri doğrultusunda bir apartmana dalar. Artık onları görebiliyordur. 3. kata kadar çıkar. Eğer iç gözü olmasa burası gayet normal bir apartmandan olmazdı Alican için. İçeride sadece iki değil beş tane güçlü yeşil parlak ruhlar görüyordu. Kapıyı çalmadı sadece bekledi nede olsa onlar da Alican'ı farketmişlerdi kapılarında duran birini içeri alırlardı artık. Kapı açıldı:

Elçin: Gel içeri çekinme
Kraliçe Aleyna: Elçin sen sadece geri çekil.

Bu ses çok hoş. Burası da nasıl bir yer böyle, ayin falan mı yapıyorlar burada. Daha çok bir toplantı odası gibi. sanırım oraya girmeliyim.

Alican zaten iki kapıdan gerçekten de toplantı salonuna girer. Grubun tüm üyeleri içerideydi. Ve Kraliçe Aleyna. Grubun en güzel ve çekici kızıydı. 22 yaşında üniversite de psikoloji okuyordu. Yuvarlak hatlara sahip tatlı ama kışkırtıcı güzellikle bir yüzü, Beline kadar inen sarı düz saçları, uzun kolları ve bacakları onu daha da çekici kılıyordu. Onun yanında bir çocuk duruyordu. En fazla 13 yaşında falan diye düşüncü Alican, yaramaz gibi durmuyordu. Saçları kısa ve siyahtı, gözleri Alican'a normalden de fazla siyah gibi geldi. Kraliçenin diğer yanında Yasmin duruyordu. Alican ona bakınca adını öğrenmişti çünkü kolunda büyük harflerle adı yazıyordu. Bu kızda liseye gidiyor olamalıydı. Kraliçe kadar olmasada hoş bir duruşu vardı. Gözleri mavi renkteydi ama bu korkutucu bir mavi idi. İnsanı sonsuza çeken bir mavilik. Girdiği kapının hemen bir yanında kraliçeden de büyük gösteren bir kız vardı, yakın olduğu için midir belli olmaz önce göğüsleri dikkatini çekti Alican'ın. Alican'dan 10 cm falan uzun olmalıydı. Olgun bir vücudu olduğu için sanki grubu yönete bilecek gibi bir duruşu vardı. Üzeride dizlerine kadar bir etek ve askılı bir body vardı. Güzel görünse de kaslı bir yapıya sahipti. Arkasından giren kız onunla aynı yaşlarındaydı ama Alican'dan çok daha atletik görünüyordu.

Kraliçe: Ben Kraliçe Aleyna. HitFile [HF] grubunun kraliçesi ve yöneticisiyim. Seni bu kadar çabuk beklemiyorduk. Yanımda duran Baha ve Alaya koruyucularımdır. Senin arkandan gelen savaşçımız Elçin kapıda duran ise gözlemcimiz Yasmin.
Sanırım bize söyleyeceğin bazı şeyler var. Sonuçta ölümden dönen çok az savaşçı olur. Ve sana hiç bir kraliçe yardım etmeden ölümden dönebildin.

Alican: Şeyy ne diyeceğimi bilemiyorum, ben buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyorum, bu sabah bana bişey oldu. Bununla ilgili olabilir. Ama
Kraliçe: Gel Alican yakınıma kadar gel, şimdi anlarız.
Baha: Kraliçem bu uygun mudur? O daha yeni bir savaşçı yani
Kraliçe: İşte bu yüzden bana zarar verememesi gerekir dimi, baha
Baha:...

Alican şimdi kraliçeye şuanda sarılmak ister, sanki aşık olmuş gibidir. Yine istemsizce kraliçeye gider, ve sarılır!

Kraliçe bu kadarını beklememiştir aslında. Bu hareket karşısında Yasmin de hareketlense de Kraliçe Aleyna eliyle durmasını söyler. Alican kıza sarıldı anla öyle bir mutlu olur rahatlar ki, beyni boşalır gibi olur. Bunu hissettiği anda kraliçeden uzaklaşır. Evet kraliçe iyi bir şey yapmıştır, Alican unuttuğu önemli ve ulaşılamaz bilgileri yeniden hemde net bir şekilde hatırlar.

Kalbi hızlı atmaya başlar, gözleri daha hızlı tarar etrafı, eli ayağı da biraz titremeye başlamıştır.

//olamaz! ne kadar da salağım! Buradan kurtulmam gerekebilir!//

Alaya: Ne bişi mi dedin Alican, merak etme burda biz bizeyiz, rahat rahat düşünebilirsin!
Kraliçe Aleyna: Evet Alican, sanırım sorun ortadan kalktı artık daha rahat konuşabiliriz.



<img src="http://www.fiilitekelesonverelim.org/banner/468x60.gif" width="468" height="60" border="0">
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
02 Ağu 2010 22:15
dgr..serenity
Alışıyorum Galiba?
Alışıyorum Galiba?



Yaş: 33
Kayıt: 08 Hzr 2010
Mesajlar: 131
Nerden: sonsuzluktan..
Teşekkür: 46

Durumu: Çevrimdışı

dgr..serenity
Alışıyorum Galiba?
Bağlantılar Konu: Yanıt: Bağlantılar
Alıntıyla Cevap Gönder
heycanlı bi bölümdü..nolucak acaba..sonunuda çok merak ediyorum.. heycanla bekliyorm yeni bölümleri..gerçekten çok güsel.. Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
03 Ağu 2010 8:46
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, Sonraki
2. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 44 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız