aslında şiirde yazıp foruma koyabilrsin ..şiirler çok güzel olmuş

hem hikaye him şiir tarzıında yazıo hacer manzum yazı

şiirler çok güzel beğendm aslında şiir yazıp foruma kooyabilirsin ..yada hikayede arada bir şiir koysan iyi olur ...

iki yorum birbirine benzio
kirkom

biliyorm nenam yanlışlıkla oldu

dövseydin

yok kendime kızıyorum sçama sçama iki tane gönderdm ondn

teşekkürler

Ehem ehem..bir yorum da benden...

Öncelikle duygulanarak yazdığın gayet belli SSF...Sanırim içinde sakladığın bir şeyleri bizimle paylaşmak istiyorsun^^Biraz şiir biraz düz yazı...hoş bir hava katmış...sade bir anlatımla devam ediyor bakalım neler olacak? Ama sanki çok çok uzun tutmayacaksın gibi bir hisse kapıldım...kısa öz sade ve duygu dolu bir şekilde tamamlanacak gibi.

Bir diğer konuya aydınlık getirmek istiyorum...Tanrı kelimesini diğer dinden olanlar kullanmıyor arkadaşlar...Tanrı öz türçeden gelen bir kelimedir ve aslı Tengri dir. Eski türkler de bilirsiniz ki tek yaratıcıya inanırdı islamdan önce ve tengri derlerdi. Dolayısıyla bir yahudi nin ya da hristiyanın özellikle Allah'a farklı dindne olduğu için Tanrı dediğini görmezsiniz. Nasıl ki biri arapça kelime bir diğeri türkçe...

İstenmiyoruz öylemi....
Rica ederim ne demek

minako-chan:

Merak etme. Af diledim de yazdım

kiriko-chan:

Aslında bilemiyorum. Şiir güzel yazamıyorum kendimce çabalıyorum. Daha iyi yazabildiğimde böyle bir konuyu açmayı düşünüyorum ^^'

sailorsaturn:

Teşekkürler mi

Sun-chan:

İçimi okuma bir kere kulun olayım ya

Aynen içimi okumuşsun ha.

Kısa öz ve duygulu! ^^'

Teşekkürler *-*

Lord Kuntize:

Hangi konudan bahsettiğimi gayet iyi anladın -anlamadıysan bile msn de açıklamıştım o.O-

---

Bir gün sana döneceğim sevdiğim,
Bu dünyayı ne kadar bırakmak istemesemde,
Bir gün her şeyimle senin olacağım sevdiğim,
Hiç beklemediğin bir dönemde...



Göz yaşlarım kurudu ağlamakla,
İnledi dünya hıçkırıklarımla,
Bir sen duyamadın beni koca dünyada,
Artık duy sevdiğim,seni çok özledim!

Lizzie şaşkınlıktan ne yapacağını bilmiyordu. Hemen yere kapandı. Bir çeşit özür dilemek istedi.

-İnsanoğlu kalk. Sen zaten gereğince bana kulluk ettin. Ve ödül olarak buraya geldin. Sen bir meleksin artık!

-Peki efendim. Fakat söyler misiniz bedenimdeki boşluk nedir?

-Bak Lizzie! Etrafındaki insanlara göz gezdir. Aralarında senin gibi olan var mı?

Lizzie etrafına bakmaya başladı. Fakat herkesin bedeni sağlamdı.

-Bu bir tek sende var Lizzie! Bir meleğin bedeninin bir parçasının olmaması bir insanoğlunu çok sevdiğini gösterir! Ve sen bu güne kadar bunu yapan tek insandın Lizzie!

Lizzie’nin gözleri doldu. Hafızası yerine gelir gibi oldu. O anda hatırladı genç adamı yaşadıklarını. Bedeninin bir yanı buz gibi diğer tarafı ise alev gibiydi ona göre. Bir kısmı onu özlüyordu. Bir kısmı ise ona kızıyordu.

-Lizzie! Artık sen bir meleksin. Sana yardımcı olmak için Melanie’yi seçtim. Tekrar hoş geldin.

Bu sözden sonra kayboldu Tanrı. Lizzie olayın şokunu yavaş yavaş atlatmaya başlamıştı. Melanie’yi gördü. Lizzie’ye doğru geliyordu.

-Melanie ben…

Hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı Lizzie. Her düşen damla bir inciye dönüşüyordu.

-Ağla Lizzie!

Lizzie gözlerini açtığında etrafını inci ile dolu buldu.

-Bu nedir Melanie?

-Bu bir meleğin göz yaşıdır. Ancak içten ağlarsa inciye dönüşür göz yaşları.
Ve her bir inci ağladığı kişiyi korumakla görevlidir. O yüzden ne kadar içten ağlarsan birisi için o kadar iyidir.

-Peki o sevdiğim kişiyi bir daha asla göremeyecek miyim?

-Bunu zaman gösterecek Lizzie.

---

Bu sırada dünyada 1 yıl geçmişti. Genç her gün gidip kızın mezar taşını okşuyor. Aldığı çiçekleri koyuyor, gidiyordu. Yine bir gün gelip mezarını okşadı Lizzie’nin mezarından gitmek üzere kalktı. Arabasına doğru yavaş adımlarla yol alıyordu. Ona kalsa bir an bile ayrılmazdı başından. Bir ses duydu ve irkildi genç..

- Kevin!

- Ah korkuttun beni! Senin burada ne işin var?

- Her gün nereye geldiğini biliyorum Kevin. Fakat sence de fazla bağlı kalmadın mı?

- Neler saçmalıyorsun sen Shark! O… O benim sevgilimdi. O gün onlar yaşanmasa…

Genç adam kendisini tutamadı daha fazla. Gözlerinden yaşlar birer birer düşüyorlardı. Bu sırada diğer dünyada da Lizzie ağlamaktaydı. Lizzie’nin incileri birden parlamaya başladı. Her biri teker teker gök yüzüne çıktı. Bir daireyi oluşturdular ve hızla ortadan kayboldular.

-Peki bu neydi Melanie?

-Bunlar… Lizzie ağladığın kişide şu anda senin için ağlıyor demektir. Ve inciler görevlerini yerine getirmeye gittiler. Merak etme o güvende…

-Kevin!

Diye inledi Lizzie. Bir türlü olanları unutamıyordu. Yine o gün geldi aklına Lizzie’nin.
O gün yaşadıkları...

---

-Sandığın gibi değil Lizzie, dur bir dinle!

-Daha neyi dinleyeyim Kevin! Kıza sarıldığını görmediğimi mi sanıyorsun? Peki onu öptüğünü? Sence ben aptala mı benziyorum Kevin!

-Bir kere ben onu değil o beni öptü. Sanırım onu geri ittiğim bölümü kaçırmışsın. Ayrıca seni biliyordu o Lizzie! Son bir kez sarılmak istedi daha sonra görüşmeyecekti ama sen gelip her şeyi berbat ettin!

-Suçlu şimdide ben oldum öyle mi? Bitti Kevin bitti!

Lizzie bu sözler üzerine bütün gücüyle koşmaya başlamıştı. Nereye gittiğini, nerede olduğunu bilmeden, sadece koşuyordu.

Bir süre sonra acı bir korna sesi duyuldu.Bu korna Lizzie’nin ölüm çanıydı!

---

-Melanie sana sarılabilir miyim?

-Tabi ki, ne zaman istersen sarılabilirsin. Bizler melek olduk diye duygularımızı kaybetmiş değiliz. Şu anda sana bir gerçeği söyleyemesem de inan bana ileride mutlu olacaksın.

-Umarım, bütün istediğim bu…

Lizzie kendisini Melanie’nin kollarına bıraktı. Tıpkı bir arkadaş, bir dost, bir anne(!) gibi sarıldı. Oda inanıyordu düzeleceğine, bir gün geçeceğine bu durumların…

bu bölüm mükemmel lizzie ye çok üzüldüm ama yaaa... Bu arada artık ölümün sessizliğinii senin yüzünden bıraktım (çaktırma bırakmadım dalga geçiyorum asla bırakmam onu biran önce yaz ! )
buna dadandım hele bundaki şiirler ayrı bir güzellik katıo yazıya mükemmel gidio dewam et yenilerini bekliyorum

Öhm gördüğün gibi ona da devam ediyorum *-*

Ayrıca yorumun için sağ olasın XP

anladım teşekür ederim