BLoody Love... 5. Bölüm - GEÇMİŞ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Bakıcaz artık merak edin biraz 

Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.




bir oturuşta 3 bölümünü de okudum.sürükleyici olduğu için insan merak ediyor.
(hala ben en yeteneksizim
)
(hala ben en yeteneksizim


Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin



İkisi aynı anda durdular. Hiç kıpırdamadılar. Sadece birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. Başka hiçbir şey yapmadılar.
" Efendim, saldırıyorlar! " Kin gözlerini hemen askerlere doğrulttu. Sonra yeniden Neytiri'ye döndü. Aynı anda saray kapısı kırıldı ve Ve'un vampirleri saray bahçesine akın ettiler. " Kaç! " Kin bunu söyledikten sonra savaş alanına doğru koşmaya başladı.
" Kin! Bekle! Yardım etmek istiyorum! " Kin arkasına bir an olsun bakmadan son sözlerini söyledi. " Saçmalama! Git buradan! " Ve savaş alanına daldı. Neytiri, hayatında ilk defa ağlarken, oradan uzaklaşmaya çalıştı. Ama gönlü elvermiyordu. O bir Omaticaye'ydi ve Kin bunu kabul etmek zorundaydı. Ayağa kalktı ve savaş alanına doğru koşmaya başladı. Fakat birden olduğu yerde sarsılıp yere yığıldı. Görünmez bir duvara çarpmıştı. " Kin... " diye mırıldandı, yeniden dikilip derin bir nefes verip, ellerini görünmez duvara dayadı. Ağzından bir takım sözcükler döküldü. Sonra duvar yok oldu ve Neytiri koşusuna devam etti. Savaş alanına geldiğinde bir an durdu. Demin durduğu uzak noktadan çok daha gürültülüydü. Her taraftan bağırışlar, çığlıklar, haykırışlar geliyor, Neytiri'nin dört bir yanına kanlar sıçrıyordu. Birdenbire bütün sesler kesildi. İçeriyle atıyla birisi daldı. Na'vi halkı korkmuş gibi bir adım geri çekildi. " KIZIM NEREDE! " Neytiri bir adım önce çıkıp, buradayım, demekten korkmuyordu. Asla korkmazdı. Ama bunu Na'vi'ler için değil, Kin için yapardı. Bir dakika... belki de yapardı? Na'vi'ler masumdular sonuçta. " NEYTİRİ NEREDE! " Neytiri yavaşça babasını önüne doğru yürüdü. Kimseden çıt çıkmıyordu. " Burdayım. " Babası derin bir nefes aldı. " Siz ne cüretle benim kızımı - ! "
" Baba ben buraya kendim geldim. " Kral ona doğru kırmızı gözlerini dikti. Neytiri'nin gözleri de ona çekmişti. " Ne dedin sen?! " Neytiri bir adım daha attı. " Ben buraya kendi isteğimle geldim, dedim. Onlara neden saldırıyorsun?! Onlar bir avuç masum vampir! " Kafasını Kin'e çevirdi ve gözleri buluşur buluşmaz, Kin de Neytiri'nin yanında bitiverdi. " Onlara neden mi saldırıyorum? Onlar düşman! Şimdi söyle bana; kendi halkına, en önemlisi kendi ırkına ihanet mi edeceksin? " Neytiri öfkelenmişti. " İhanet denmez buna! Sadece masumları senin gibi zorba vampirlerden korumak denir! " Kral gözlerini kısarak kızına baktı. Sonra da tehlikeli bakışları Kin'e kayar kaymaz, Neytiri Kral'ın kendisine vereceği cezanın ne olduğunu anladı.
" HAYIR! " Kendini Kin'in önüne attı ve ok göğsüne saplandığında nefes almakta güçlük çekmeye başladı. " NEYTİRİ! " Neytiri güçsüzlükle dizlerinin üzerine düştü. Kesik kesik öksürmeye başladı ve iki eliyle boğazını tuttu. Aşkını yeni bulmuşken ölmek...? Ama böyle ölmek asilceydi. Sevdiği birinin yerine ölüyordu çünkü. Kafası yavaşça yumuşak bir yere, Kin'in dizine düştü. " Lütfen... beni bırakma... " Kin gözyaşları Neytiri'nin üzerine akıyordu. Ve... Neytiri'nin son sözleri geldi arkadan. " Kin... seni... seviyorum... " Neytiri'nin gözleri kapandı. Anın şoku bir saniye havada asılı kaldı. Sonra Kin ayağa kalktı ve krala bakarak hırladı. Fakat kral atına atladığı gibi orayı terk etti. O gittikten sonra Kin'in aklında bir şimşek çaktı. Belki bir umut, onun yaşamasını sağlayabilirdi. Ama burada değil... Hayır, burada, vampirlerin dünyasında değil. Gerçek dünyada mümkün olabilirdi ancak. Tehlikelerden uzak olabileceği bir yerde. Normal biri olabileceği bir yerde. İki elini Neytiri'nin kalbine koydu ve bir şeyler mırıldandı. Bir anda Neytiri'nin vücudu ışıldamaya başladı; ve yok oldu.
*
Siyah, uzun kirpikler aralandı. Bir çift kırmızı göz - ki ailesi çekinik gen olduğunu düşünüyordu - odasının tavanındaki yıldızlara bakmaya başladı. Burayı yıllardır tanıyor gibiydi. Aşağıdan bir ses geldi. " Midori! " Midori... Bu onun adı mıydı? Ne zamandan beri? İç güdüsel bir sesle bu çağrıya yanıt verdi. " Geliyorum... anne. " Aynada kendine baktığında bir çığlık atmamak için ağzını elleriyle kapattı. Tamamen başka biri vardı aynada. Kendi fiziğinden tamamen başka biri. " Ben... ölmüş olmalıydım. " Bunu söyledikten sonra hafızası yavaş yavaş canlanmaya başladı. " Lanet olsun, ölmüş olmalıydım! Burası dünya! Ah, Kin! " Elini yumruk yaptı. " Benim için bunu yapmak zorunda değildi...! Ben buraya ait değilim... " Fakat hafızasının canlanış süresi kısaydı. Birden başı çok feci ağrımaya başladı ve demin hatırladığı her şeyi unuttu. " Ne işim burada benim? Tanrım saat kaç olmuş! Hemen giyinmem lazım... Tanrı aşkına, ne zaman kalktım ben? " Bu andan itibaren kayıp geçmişiyle Midori ortaya çıkmıştı.
Spoiler:
Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.


Aşk olsun yani yorum yok mu 

Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.


bende olayları nasıl bağlayacaksın diye merak ediyordum demek yeni bir beden bence değişik olmuş bu arada neytiri ve kinin geçmişine biraz daha değinsen çok havada kalıyor çünkü çocuklukları nasıldı bu halk neyin nesi neden savaşıyorlar?
bu bölümü 3. böşüm kadar iyi bulmadım biraz tipik bir bölüm genelde ölüm sahneleri hep böyle olur biri diğeri ölmesin diye önüne atlar
bu bölümü 3. böşüm kadar iyi bulmadım biraz tipik bir bölüm genelde ölüm sahneleri hep böyle olur biri diğeri ölmesin diye önüne atlar

karanlıklar içinde parlayan bir çift göz var elimde sönmek üzere olan...

Ama bi fark var bunu genelde erkek yapar bu sefer kızımız yaptı
Ayrıca hafızası bile tam olarak yerinde değil. Bi gelip bi gidiyor

Ayrıca hafızası bile tam olarak yerinde değil. Bi gelip bi gidiyor

Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.



Bundan çooook uzun zaman önce...
Belki binlerce yıl sonra geriye dönüp baktığımızda, Na'viler'in ve Ve'unlar'ın savaşlarının ilk işaretleri hâlâ görülebilir.
Onlar kutsal sayılıyordu.
Onlara bağlıydılar.
Ama bu bağlılığı kötüye kullandılar.
Hiçbiri birbirlerine zarar vermekten başka bir şey düşünmediler.
Peki bu savaş nasıl başlamıştı ve asıl suçlu hangi ırktı?
Geriye dönersek...
" Kraliçem? " Yıllar sonra eski bir dostunla aniden karşılaşmak... Üstelik senin tahta geçişini bile izlemeden, sen evlendiğinde yanında hiç bulunmamış olan eski bir dost. On iki yıl geçmişti aradan. Kraliçe Donovan, tahtından yavaşça kalktı. " Deena? Gerçekten sen misin? " Genç kız, Kraliçe'ye biraz daha yaklaştı ve durup elini uzattı. " Evet, Nel. Benim. " Kraliçe kızın elini tutmadı. Kendini direk onun kollarına attı. " Neredeydin? Bunca zamandır neredeydin? Aldığım tek şey gitmen gerektiğine dair anlamsız, hiçbir şey açıklamayan bir yazıydı! Neden gittin? Beni neden yalnız bıraktın?! " Deena bir açıklama arıyordu. Gerçeği söyleyebilecek kadar cesur ya da söyleyecekse de pat diye söylemeye çalışacak kadar patavatsız değildi. Fakat söylememenin Nel için en hayırlısı olacağı düşüncesindeydi. " Kendimi bilemem, ama benim yokluğumda sanırım çok şey değişmiş. Evlenmişsin. Kraliçe olmuşsun. " Nel kendini geri çekti ve tahtına oturdu. " Evet. O zaman bile yoktun. Fakat ne olduğunu anlatmamak için daha iyi bir bahane bulman gerekecek. Şimdi gerçeği söyle bana; neredeydin? " Deena'nın gözünden bir damla yaş süzüldü. " Eğer sana söylersem, bir daha bana güvenmez, benimle konuşmaz, hatta birlikte yaşadığımız bütün her şeyi yok sayarsın. " Nel şaşırmıştı.
" Hayır, yapmam. "
" Emin misin? "
" Evet. "
Deena gözlerini sildi. " Söyle bana, eşin Marius mu? " İşte Nel o an bir kaç yıldır beyninde gömülü bırakmayı tercih ettiği anıları gün yüzüne çıkardı. " O - o gitti. Beni terketti. Başka bi - bir kızı sevdiğini, beni artık istemediğini söyledi ve - "
" Nel o bendim. "
" - söyledi ve sonra da çekip gitti... Onu bir daha asla görmedim. "
" Hey Nel! O kız bendim. "
Nel kafasını kaldırdı ve Deena'ya baktı. İçinde kopan fırtınalar onun yıllardır bastırmaya çalıştığı öfkesini körüklüyordu sanki. Birden şimşekler çaktı, gök gürledi ve dışarıda bir yağmur baş gösterdi. Nel'se aynı anda dostuna - hayır, eski dostuna - bakmaya devam ediyordu. " Bana ihanet mi ettin? " Deena ne diyeceğini bilemiyordu. Hayır dese ona yalancı diyecekti, hâlâ utanmadan bir de yalan mı söylüyorsun, diye bağıracaktı. Evet dese de Nel'i ve güneşi bir daha asla göremeyeceğini düşünüyordu. Ama zaten yalancıydı, bunu daha da arttırmanın bir anlamı yoktu... " Ben... galiba... evet. " Nel ayağa kalktı ve yanlarında duran iki şovalyeye Deena'yı işaret etti. Şovalyeler onu iki kolundan tuttular. " Onu bir daha gözümün görmeyeceği bir yere götürün. "
*
Hadi gerizekalı beyin! Düşün... düşün... Buradan bir şekilde çıkmak zorundasın. Burada çürüyüp gidemezsin! O adamı sen de sevdin. Bu senin hatan değildi. Sevmek bir hata değildir. Ama arkadaşının aşkını çalmak bir hata mıydı? Yoksa doğru bir hamle miydi? Hadi ama... Belki bunu yapmamalıydım. Bu bana yanlış geliyor. Cevabını bildiğim bir şeyi neden soruyorum? Kendime neden bu kadar KIZGINIM! Lanet olsun lanet!
Kendimi çok... bitkin hissediyorum... ben... başım dönüyor. Kan... Bana kan lazım... Açım... kan... Yorgunum... Adım atacak hâlim yok. Ben... ölüyorum... boğazımm... kan...
Ölmek istemiyorum!
*
Nel bahçede dolaşıyordu. Deena'nın cesedini bulalı birkaç gün oluyordu. İçinde bir üzüntü kırıntısı bile yoktu hâlâ. Çimlerin üstüne diz çöktü ve bir çiçek kopardı. " Benim için bu kadar kolaydı senin canının almak. " diye mırıldandı. Sonra ayağa fırladı. Çiçeği yere atıp ayağıyla ezdi. " NA'VİLER'DEN NEFRET EDİYORUM! DEENA'NIN BİR NA'Vİ OLMASINDAN NEFRET EDİYORUM! " Sonra içeri daldı. Bir sürü emirler yağdırdı. Az sonra Ve'unlar için hiç hesapta olmayan yeni bir kanun ortaya çıktı.
-Bundan sonra topraklarımıza giren hiçbir Na'vi sağ çıkamayacak.-
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Dışarı çıktı yeniden. Havuzun kenarına oturdu ve oturduğu anda bir el ağzını kapattı. " Bizimle geliyorsun Kraliçe. Deena'ya yaptıklarının cezasını kendi canınla ödeyeceksin! "
*
Vay be.
Sonum böyle mi olacaktı?
Bir grup yeni savaş açtığım sefil tarafından ölüme mi mâhkum edilecektim?
Bu çok saçmaydı. Ben Kraliçe'yim. Güçlü, kararlı, katı kraliçe.
Disiplinli kraliçe.
Bundan oldukça memnundum. Sorun yoktu. Krallığımı yönetebiliyordum.
Sırf arkadaşım sevgilimi elimden aldı diye savaşı başlattım. Şimdiden ileriyi görebiliyorum. Savaş yıllarca sürecek. Giderek dayanılmaz bir hâl alacak. Krallıklar birbirlerini istila edecekler.
Fakat Ve'unlar hem maddi hem manevi yönden her zaman üstün gelecekler.
Bir Na'vi'yle dost olup, benim yaptığımı yapmasınlar diye.
Sanırım kan krizim artık son buluyor. Ölüyorum. Ölürken bile bu kadar sakin olduğuma inanamıyorum.
*
Şimdi suçlu kim?
Sevgilisini elinden aldığı için savaşın başlamasına asıl temel hazırlayan NA'VİLER mi?
Yoksa çok çabuk tepki verip Na'viler'e hemen savaş ilan eden VE'UNLAR mı?
Belki binlerce yıl sonra geriye dönüp baktığımızda, Na'viler'in ve Ve'unlar'ın savaşlarının ilk işaretleri hâlâ görülebilir.
Onlar kutsal sayılıyordu.
Onlara bağlıydılar.
Ama bu bağlılığı kötüye kullandılar.
Hiçbiri birbirlerine zarar vermekten başka bir şey düşünmediler.
Peki bu savaş nasıl başlamıştı ve asıl suçlu hangi ırktı?
Geriye dönersek...
" Kraliçem? " Yıllar sonra eski bir dostunla aniden karşılaşmak... Üstelik senin tahta geçişini bile izlemeden, sen evlendiğinde yanında hiç bulunmamış olan eski bir dost. On iki yıl geçmişti aradan. Kraliçe Donovan, tahtından yavaşça kalktı. " Deena? Gerçekten sen misin? " Genç kız, Kraliçe'ye biraz daha yaklaştı ve durup elini uzattı. " Evet, Nel. Benim. " Kraliçe kızın elini tutmadı. Kendini direk onun kollarına attı. " Neredeydin? Bunca zamandır neredeydin? Aldığım tek şey gitmen gerektiğine dair anlamsız, hiçbir şey açıklamayan bir yazıydı! Neden gittin? Beni neden yalnız bıraktın?! " Deena bir açıklama arıyordu. Gerçeği söyleyebilecek kadar cesur ya da söyleyecekse de pat diye söylemeye çalışacak kadar patavatsız değildi. Fakat söylememenin Nel için en hayırlısı olacağı düşüncesindeydi. " Kendimi bilemem, ama benim yokluğumda sanırım çok şey değişmiş. Evlenmişsin. Kraliçe olmuşsun. " Nel kendini geri çekti ve tahtına oturdu. " Evet. O zaman bile yoktun. Fakat ne olduğunu anlatmamak için daha iyi bir bahane bulman gerekecek. Şimdi gerçeği söyle bana; neredeydin? " Deena'nın gözünden bir damla yaş süzüldü. " Eğer sana söylersem, bir daha bana güvenmez, benimle konuşmaz, hatta birlikte yaşadığımız bütün her şeyi yok sayarsın. " Nel şaşırmıştı.
" Hayır, yapmam. "
" Emin misin? "
" Evet. "
Deena gözlerini sildi. " Söyle bana, eşin Marius mu? " İşte Nel o an bir kaç yıldır beyninde gömülü bırakmayı tercih ettiği anıları gün yüzüne çıkardı. " O - o gitti. Beni terketti. Başka bi - bir kızı sevdiğini, beni artık istemediğini söyledi ve - "
" Nel o bendim. "
" - söyledi ve sonra da çekip gitti... Onu bir daha asla görmedim. "
" Hey Nel! O kız bendim. "
Nel kafasını kaldırdı ve Deena'ya baktı. İçinde kopan fırtınalar onun yıllardır bastırmaya çalıştığı öfkesini körüklüyordu sanki. Birden şimşekler çaktı, gök gürledi ve dışarıda bir yağmur baş gösterdi. Nel'se aynı anda dostuna - hayır, eski dostuna - bakmaya devam ediyordu. " Bana ihanet mi ettin? " Deena ne diyeceğini bilemiyordu. Hayır dese ona yalancı diyecekti, hâlâ utanmadan bir de yalan mı söylüyorsun, diye bağıracaktı. Evet dese de Nel'i ve güneşi bir daha asla göremeyeceğini düşünüyordu. Ama zaten yalancıydı, bunu daha da arttırmanın bir anlamı yoktu... " Ben... galiba... evet. " Nel ayağa kalktı ve yanlarında duran iki şovalyeye Deena'yı işaret etti. Şovalyeler onu iki kolundan tuttular. " Onu bir daha gözümün görmeyeceği bir yere götürün. "
*

Hadi gerizekalı beyin! Düşün... düşün... Buradan bir şekilde çıkmak zorundasın. Burada çürüyüp gidemezsin! O adamı sen de sevdin. Bu senin hatan değildi. Sevmek bir hata değildir. Ama arkadaşının aşkını çalmak bir hata mıydı? Yoksa doğru bir hamle miydi? Hadi ama... Belki bunu yapmamalıydım. Bu bana yanlış geliyor. Cevabını bildiğim bir şeyi neden soruyorum? Kendime neden bu kadar KIZGINIM! Lanet olsun lanet!

Kendimi çok... bitkin hissediyorum... ben... başım dönüyor. Kan... Bana kan lazım... Açım... kan... Yorgunum... Adım atacak hâlim yok. Ben... ölüyorum... boğazımm... kan...

Ölmek istemiyorum!
*
Nel bahçede dolaşıyordu. Deena'nın cesedini bulalı birkaç gün oluyordu. İçinde bir üzüntü kırıntısı bile yoktu hâlâ. Çimlerin üstüne diz çöktü ve bir çiçek kopardı. " Benim için bu kadar kolaydı senin canının almak. " diye mırıldandı. Sonra ayağa fırladı. Çiçeği yere atıp ayağıyla ezdi. " NA'VİLER'DEN NEFRET EDİYORUM! DEENA'NIN BİR NA'Vİ OLMASINDAN NEFRET EDİYORUM! " Sonra içeri daldı. Bir sürü emirler yağdırdı. Az sonra Ve'unlar için hiç hesapta olmayan yeni bir kanun ortaya çıktı.
-Bundan sonra topraklarımıza giren hiçbir Na'vi sağ çıkamayacak.-
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Dışarı çıktı yeniden. Havuzun kenarına oturdu ve oturduğu anda bir el ağzını kapattı. " Bizimle geliyorsun Kraliçe. Deena'ya yaptıklarının cezasını kendi canınla ödeyeceksin! "
*

Vay be.
Sonum böyle mi olacaktı?
Bir grup yeni savaş açtığım sefil tarafından ölüme mi mâhkum edilecektim?
Bu çok saçmaydı. Ben Kraliçe'yim. Güçlü, kararlı, katı kraliçe.
Disiplinli kraliçe.
Bundan oldukça memnundum. Sorun yoktu. Krallığımı yönetebiliyordum.
Sırf arkadaşım sevgilimi elimden aldı diye savaşı başlattım. Şimdiden ileriyi görebiliyorum. Savaş yıllarca sürecek. Giderek dayanılmaz bir hâl alacak. Krallıklar birbirlerini istila edecekler.
Fakat Ve'unlar hem maddi hem manevi yönden her zaman üstün gelecekler.
Bir Na'vi'yle dost olup, benim yaptığımı yapmasınlar diye.
Sanırım kan krizim artık son buluyor. Ölüyorum. Ölürken bile bu kadar sakin olduğuma inanamıyorum.
*
Şimdi suçlu kim?
Sevgilisini elinden aldığı için savaşın başlamasına asıl temel hazırlayan NA'VİLER mi?
Yoksa çok çabuk tepki verip Na'viler'e hemen savaş ilan eden VE'UNLAR mı?
Spoiler:
Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.


Geçmiş geçmiş olalı böylesi görülmedi XD
Dostunu katıca ölüme terk etti.Nedense bu kraliçe hoşuma gitmedi -hıh-
Dostunu katıca ölüme terk etti.Nedense bu kraliçe hoşuma gitmedi -hıh-

Önce alevlerin arasında acı çekersin.Sonra da boğularak ölürsün.Ne var ki hiç bir zaman bedeninin küle dönüştüğünü göremezsin

JEANNE D'ARC yazmış:
Di mi ama

Merak ettim şimdi ama ona bakarsan Na'viler de Kraliçe'yi ölüme terkettiler. Yani iki ırk da kısmen birilerini öldürmüş sayılır.
Çok karışık bir durum ilginç yazmışım aslında acaba kimi suçlayacağımı ben bile merak ediyorum

Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.



Gizem direk kararını verdi
Ankete oyunu at Gizo *-*
Ben kararsızım dedim ama biliyorum ki çoğu kişi Ve'unlar'ı işaretleyecek

Ben kararsızım dedim ama biliyorum ki çoğu kişi Ve'unlar'ı işaretleyecek

Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.


2. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 42 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |