gece bekçileri Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 15, 16, 17, 18, Sonraki |
Yazar
Mesaj
yaşasın yeni bölüm biraz kısa mı sanki olsun olsun kısa ama sonuçta var xd melek!!!! noluo sanaaa bezgin abla noluyo burdaa? kzı bi kaç bölüm yalnız bıraktık ne hale gelmiş yav merakla ve 4 gözle bekliyoruz her zamanki gibi
By Hotaru_Usagi çooooook teşekkürler ^^
I’ve been looking in the mirror for so long.
That I’ve come to believe my souls on the other side.
EVANESCENCE~~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
ya bu ne melankoli böyle o___O yaz geldi insanların neşelenmesi gerekirken okuduğum tüm hikayeleri bi hüzün aldı götürüyo o__O
mutlu olun azıcık u.u karakterler mutlu olsun yüzümüz gülsün u.u
bu hüzün daha fazla üstlerinde kalmasın karakterlerin =]
mutlu olun azıcık u.u karakterler mutlu olsun yüzümüz gülsün u.u
bu hüzün daha fazla üstlerinde kalmasın karakterlerin =]
aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*
By İrma *-*
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
en altlardan buldum su yüzüne çıkardım
ya nerden yeni bölüm unutulduk mu noldu bezgin abla nerdesin ya
ben yeni bölüm istyorum duy sesimi
ya nerden yeni bölüm unutulduk mu noldu bezgin abla nerdesin ya
ben yeni bölüm istyorum duy sesimi
By Hotaru_Usagi çooooook teşekkürler ^^
I’ve been looking in the mirror for so long.
That I’ve come to believe my souls on the other side.
EVANESCENCE~~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
bir geceyarısı aniden canım foruma girmek istedi.. Telefonumu alıp elime rasgele fanficlere bakayım dedim.. Gece bekçileri.. İlgi çekici bi başlıktı.. Diğerlerinin arasından sıyrılıyordu.. İlk bölümler sakindi.. Sonadan bi anda aniden heyecn sardı beni ve şu an saat 4 e geliyor.. Bütün bölümleri yorumlarıyla birlikte okudum.. Ve hayran kaldım.. Forumda okuduğum hikaye sayısı az.. Kadim söylev, yeni çağ felan o tip bitmiş ya da konusu belli hikayeler.. Sırf can sıkıntısına açtığım şu güzel hikayeye canı gönülden baglandım(: anlatım bi yana karakterlerin o ince esprileri felan.. O uçarı afacan tipler.. Ve canavarlar.. Bir efsane.. Betimlemeler.. Her şey o kadar mükemmel ki.. Yazmaya devam etmelisin.. Yeni bölümleri tek solukta okuyacagım ve bitene kadar da bırakmayacagım..
Bu arada yeni okuyucuyum evet ama Gökhan boşsa o benm olabilir mii? Taa en bastan beri çok gizemli biri olarak gelmişti gözüme(: Bi Miraç bi de Gökhan işte (: miraç kapılmış eh gökhan da boşsa neden olmasın ? ^^
Yeni bölümü bekliyorum(:
Bu arada yeni okuyucuyum evet ama Gökhan boşsa o benm olabilir mii? Taa en bastan beri çok gizemli biri olarak gelmişti gözüme(: Bi Miraç bi de Gökhan işte (: miraç kapılmış eh gökhan da boşsa neden olmasın ? ^^
Yeni bölümü bekliyorum(:
I'm the bone of my sword.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
çok duygulandım ama ben yaaa
hikayeden çok yorumlar daha güzel geliyor bana uzun zaman yazamadım biliyorum bakmaya bile fırsatım olmuyordu takip ettiğim hikayeleri bile okuyamadım çok üzgünüm yarın en geç 2 güne kadar hikayenin yeni bölümü elinizde olacak çok teşekkür ederim unutmadığınız için hepinizi çok seviyor ve de öpüyorum
hikayeden çok yorumlar daha güzel geliyor bana uzun zaman yazamadım biliyorum bakmaya bile fırsatım olmuyordu takip ettiğim hikayeleri bile okuyamadım çok üzgünüm yarın en geç 2 güne kadar hikayenin yeni bölümü elinizde olacak çok teşekkür ederim unutmadığınız için hepinizi çok seviyor ve de öpüyorum
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Daisy~
-tatile çıkmak istiyorsun ve de yalnız başına öyle mi?
Annem bağırarak cümlemi tekrar ettiğinde başımı öne eğip "bunun nesi tuhaf" diye inledim.
Harir teyze annemin sesinden ürken bebeğini pışpışlarken anneme telkin edici sözler bulmaya çalışıyordu.
-bir hafta önce okulu bırakmak istediğini söylüyor şimdi tek başına tatile gitmek istiyor ben bu kızla ne yapacağım böyle *baş yukarıda cevap bekliyormuşçasına beklenti dolu bakışlar göğe kaldırılmış*
Mutfakta annemle Harir teyzeyi bırakarak odama geçtim. Radyo açıp şarkı dinlemeye başladım.
-Melek, melek, melek, malak, melek...
Salak Miraç!
Pencereden baktığımda asma altına oturmuş el sallayan Miraç ı gördüm.
-ne var!
-menopoz teyze hallerini bıraksan da normale dönsen diyorum. Hem sana arşivimden altı ciltlik mini bir ansiklopedi getirdim. Sürekli kütüphaneye gitmek zorunda kalmazsın artık.
-seni ilgilendirmez beni rahat bırak.
Pencereyi kapatıp yatağıma girdim. Dün gece yeteri kadar yorulmuştum. Bugün canım ne dışarı çıkmak istiyor ne de birileriyle konuşmak istiyordu. Gün boyu ayna karşısına geçip sivilce sıkmaya bile razıydım. Anneme sözde tatilime izin vermedi diye kızmamıştım. Ya da Miraçı Harir teyzenin kızı ile elele gördüğüm için sinirlenmemiştim evet kesinlikle bana söylemeliydi ama yine de sinirlenmemiştim ama bu güzel bir bahane olmuştu. Uzun süre yalnız kalabileceğim ve kafa dinleyebileceğim bir bahanem vardı artık "sevgilin vardı ve benden sakladın miraç" küsmem için yeterli olmuştu.
Aklıma geldiğinde yine güldüm. Bana uzun süreli ziyaretlerinin sebebinin ben olduğumu düşünürken aslında duygusal bir arkadaşlık yapması beni rahatlatmıştı. Demek ki Miraç beni bunalımda gördüğü için ziyaret etmiyordu. Ona normal görünüyordum.
O gün kantine gitme bahanesiyle yanımızdan ayrılan miraç benim kalemliğimi unutma ihtimalini göz ardı ederek sevgilisiyle (üstelik benim komşum) benim sınıfımda buluşma sözü vermişti. El ele göz göze dedikleri zaman bu olmalı diye düşündüm kendi kendime. Bizim üçkağıtçı miraç bildiğin baygın baygın bakıyor kızın elini incitecekmiş gibi elini üzerine koymuş sırıtıyordu. Ada nın balköpüğü rengindeki saçları öne dökülmüş gözlerini saklıyor Miraçın bakışlarına başını eğerek cevap verebiliyordu. Miraç dış dünyadan habersiz gibi görünüyordu. Beni kapıda ağzım açık onlara doğru bakarken bile fark edememiş ada elini çektiği için önce ona bakıp sonra beni fark etmişti. Üçümüz yarım dakika öylece bakakaldık. Beynimdeki taşlar yerine oturur oturmaz sert bir şekilde kapıyı kapatıp koşarak koridoru geçtim. İçimden kıs kıs gülsem de ciddi duruşumu muhafaza ediyor Miraçı soran Samiye "ben eve gidiyorum sonra görüşürüz" diyerek kendimi tutmaya çalışıyordum. Her ne kadar beraber büyümüş olsanız da her anını her halini bilseniz de bir insanın aşık olması apayrı oluyormuş bunu öğrendim. Kaçamak bakışlar şiir gibi konuşmalar bir de "ben artık büyüğüm" havaları. En odun insanı bile yumuşatabiliyormuş aşk.
Ada utanarak bakıyor bana biraz hüzünlü. Kimse bilmiyor sadece o miraç ve ben. Başlarda söyleyeceğimden korksa da kimseye tek laf etmedim. Harir teyzenin çok fazla tepki vermeyeceğini düşünüyorum. Çok sakin ve sevecen. Öğretmenlikten kalma meziyetler sanırım. Anneme bakarak tutumunun çok daha iyi olacağını söyleyebilirim. Ada daha kendi halinde içine kapanık gibi görünür. Çok sakin ve de tatlı bir kız. Daha önce nasıl fark edemedim hala şaşırıyorum. Kendi meseleme öyle dalmışım ki gözümün önünde olan şeylerden haberim yok sanki. Biraz arsız görümce kıvamında durduğumu biliyorum ama şimdilik böyle olması en iyisi. Yoksa miraç bana nefes dahi aldırmaz. Sevgilisini görebilmek için evden çıkmaz. Yalnız kalabilmek için küstüğümü bilse çok daha kötü olacağı kesin.
Annem sinirli bir şekilde odama girip telefonu uzattı.
-alo?
-gelebilir miyim?
-Emin...
-evet ya da hayır de.
Çok kötü bir numara yapıyordu. Hayır diyemeyeceğimi biliyordu. Aklıma bir fikir geldi.
-eşofman giy.
Yarım saat sonra gelmişti. Bahçe kapısında karşılayıp spor yapmak istediğimi söyledim. Spora bayılırdı emin. Mükemmel futbol oynar çok iyi koşar yeni teknikleri ya da spor türlerini denerdi. Tam tabiriyle zeki çevik ve ahlaklıydı. Korkutlu sınırlarını aşabilseydi eğer…
Beraber spor yapma fikri hoşuma gitmişti.
İki saat sonunda tükendiğimde emin hala enerjikti. Kaldırıma oturup dizlerimi ovarken benimle hiç konuşmadığını fark ettim. Kocaman kahverengi gözleri kısıldı gülümserken. Nefesi bile gayet normaldi. Boşuna spor yapalım demiştim. Emin her zaman düşünceliydi. Ses duymak istemediğimi biliyordu. Onunlayken daha çok yalnız gibi olabiliyordum. Sanki tek başıma koşmuşum sanki yolda tamamen yalnızmışım gibi... Beni eve bıraktığında "yarın yine aynı saatte" dedim. "harika" diyerek omzuma vurdu.
Babam balkonda kahvesini içerken annem yanında sinirli sinirli bana bakıyordu. tatil merakımdan bahsetmiş olacak ki babam beni yanına çağırdı.
-duş almadan önce konuşmak istediğim bir konu var.
-tatil matil istemiyorum.
-konu bu değil.
Daha önemli ne olabilirdi ki. Gerçektende istemiyordum sadece annemi farklı ve imkansız bir istekle meşgul etmek istemiştim hepsi bu.
-dinliyorum.
-dünkü aileler toplantısında uyuyakaldın.
-çok yorgundum üzgünüm.
-bu son üç seferdir böyle oluyor. Seni daha fazla uyarmak istemiyorum. Yaptığın şey...
-saygısızlık biliyorum.
-o halde kendine çeki düzen ver.
Yüzündeki damarları görebiliyordum. Elini yumruk yapıp sıkması fincanı tutuşu kendini sıktığı çok belliydi. Babamı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Başıma şakaklarımdan bir ağrı yükseliyordu. Çenemin titrediğini hissediyordum. Ağlama işaretiydi fakat ağlamak için daha dramatik bir olay beklemek istiyordum. Banyodaki hamamböceğini görüp terlikle öldürdüğümde yeterince dram yaşamıştım. Oturup hıçkıra hıçkıra ağladım.
Ergenlikle ilgili çok sayıda kitap okudum. Belirtilerini dönemlerini ve süreçlerini çok iyi biliyorum. Kendimdeki bu dönemlerinde ergenlikle alakalı olduğunu düşünüyorum. Fakat diğerlerine baktığımda yaş gurubumuz hemen hemen aynı olmasına rağmen sanki aralarında sadece ben ergenliğimi yaşıyorum. bu durumdan özellikle çok fazla rahatsızım. Hele bir de bulunduğum durumun belli edilmesi veya imalı tavırlar beklentili bakışlar beni hem kendimden hem de çevreden soğutuyor.
Yalnız kalarak kendimi tanımaya çalışıyorum. Bir biçime uydurmaya çalışıyorum kendimi. Öyle ki en kötü şey insanın kendi kendine yabancı olması. bir aşk bile öyle kötü bir hale getirdi ki beni herhangi bir değişik his hayatımı tamamen alt üst edebiliyor. Öncelikle bunu fark ettim. Zayıf yönlerimi bulmaya çalışıyorum. ya da güçlü yönlerimi. Çok sinirlendiğim bir olaya neden ertesi gün sakince yaklaşıyorum ya da kırmızı bluzum en sevdiğimken neden ertesi gün kesip çanta yapmaya çalışıyorum. Zamanla düzeleceğime inanırken neden bazen ömür boyu aynı ruh halinde kalacağımı düşünüyorum. Zaman zaman tüm soruların cevabı zamanla. Belki aynamdaki yansımayı da açıklar zaman. Yastığın öbür yüzünü çevirip yeniden uyumaya çalışıyorum. bugün pazartesi iyi ol Sami iyi ol....
Annem çığlıklarımı duymuş olmalıydı ki ben aynaya bakarken odamın kapısının açıldığını fark ettim. Yeniden ürpererek dikkatlice baktığımda onun arkasında babam olduğunu gördüm. Açıklama yapmamı bekliyor gibi görünüyorlardı. Rüya gördüğümü söyleyip yatağa doğru yürüdüm. Kapıyı çektikleri anda yeniden ayna karşısına geçtim. Uyumuyordum. Rüya değildi. Adım kadar emindim ki gerçekti. Altıncı kez yeniden kendimi aynada turuncu yünlü bir canavar olarak görmüştüm. Göz yanılsaması olsa diğer gecelerde de aynı şekilde görmezdim. Kimseye bahsedemeyeceğim bu görüntü sadece akıl sağlığımla ilgili sorunum olduğunu düşündürürdü. Yeniden ilgi çekmek istediğim en son şeydi. Kendimce bir cevap bulana kadar bu görüntüyü kendimden bile gizleyecektim. Kalkıp aynayı örttükten sonra yeniden uyumaya başladım.
Annem bağırarak cümlemi tekrar ettiğinde başımı öne eğip "bunun nesi tuhaf" diye inledim.
Harir teyze annemin sesinden ürken bebeğini pışpışlarken anneme telkin edici sözler bulmaya çalışıyordu.
-bir hafta önce okulu bırakmak istediğini söylüyor şimdi tek başına tatile gitmek istiyor ben bu kızla ne yapacağım böyle *baş yukarıda cevap bekliyormuşçasına beklenti dolu bakışlar göğe kaldırılmış*
Mutfakta annemle Harir teyzeyi bırakarak odama geçtim. Radyo açıp şarkı dinlemeye başladım.
-Melek, melek, melek, malak, melek...
Salak Miraç!
Pencereden baktığımda asma altına oturmuş el sallayan Miraç ı gördüm.
-ne var!
-menopoz teyze hallerini bıraksan da normale dönsen diyorum. Hem sana arşivimden altı ciltlik mini bir ansiklopedi getirdim. Sürekli kütüphaneye gitmek zorunda kalmazsın artık.
-seni ilgilendirmez beni rahat bırak.
Pencereyi kapatıp yatağıma girdim. Dün gece yeteri kadar yorulmuştum. Bugün canım ne dışarı çıkmak istiyor ne de birileriyle konuşmak istiyordu. Gün boyu ayna karşısına geçip sivilce sıkmaya bile razıydım. Anneme sözde tatilime izin vermedi diye kızmamıştım. Ya da Miraçı Harir teyzenin kızı ile elele gördüğüm için sinirlenmemiştim evet kesinlikle bana söylemeliydi ama yine de sinirlenmemiştim ama bu güzel bir bahane olmuştu. Uzun süre yalnız kalabileceğim ve kafa dinleyebileceğim bir bahanem vardı artık "sevgilin vardı ve benden sakladın miraç" küsmem için yeterli olmuştu.
Aklıma geldiğinde yine güldüm. Bana uzun süreli ziyaretlerinin sebebinin ben olduğumu düşünürken aslında duygusal bir arkadaşlık yapması beni rahatlatmıştı. Demek ki Miraç beni bunalımda gördüğü için ziyaret etmiyordu. Ona normal görünüyordum.
O gün kantine gitme bahanesiyle yanımızdan ayrılan miraç benim kalemliğimi unutma ihtimalini göz ardı ederek sevgilisiyle (üstelik benim komşum) benim sınıfımda buluşma sözü vermişti. El ele göz göze dedikleri zaman bu olmalı diye düşündüm kendi kendime. Bizim üçkağıtçı miraç bildiğin baygın baygın bakıyor kızın elini incitecekmiş gibi elini üzerine koymuş sırıtıyordu. Ada nın balköpüğü rengindeki saçları öne dökülmüş gözlerini saklıyor Miraçın bakışlarına başını eğerek cevap verebiliyordu. Miraç dış dünyadan habersiz gibi görünüyordu. Beni kapıda ağzım açık onlara doğru bakarken bile fark edememiş ada elini çektiği için önce ona bakıp sonra beni fark etmişti. Üçümüz yarım dakika öylece bakakaldık. Beynimdeki taşlar yerine oturur oturmaz sert bir şekilde kapıyı kapatıp koşarak koridoru geçtim. İçimden kıs kıs gülsem de ciddi duruşumu muhafaza ediyor Miraçı soran Samiye "ben eve gidiyorum sonra görüşürüz" diyerek kendimi tutmaya çalışıyordum. Her ne kadar beraber büyümüş olsanız da her anını her halini bilseniz de bir insanın aşık olması apayrı oluyormuş bunu öğrendim. Kaçamak bakışlar şiir gibi konuşmalar bir de "ben artık büyüğüm" havaları. En odun insanı bile yumuşatabiliyormuş aşk.
Ada utanarak bakıyor bana biraz hüzünlü. Kimse bilmiyor sadece o miraç ve ben. Başlarda söyleyeceğimden korksa da kimseye tek laf etmedim. Harir teyzenin çok fazla tepki vermeyeceğini düşünüyorum. Çok sakin ve sevecen. Öğretmenlikten kalma meziyetler sanırım. Anneme bakarak tutumunun çok daha iyi olacağını söyleyebilirim. Ada daha kendi halinde içine kapanık gibi görünür. Çok sakin ve de tatlı bir kız. Daha önce nasıl fark edemedim hala şaşırıyorum. Kendi meseleme öyle dalmışım ki gözümün önünde olan şeylerden haberim yok sanki. Biraz arsız görümce kıvamında durduğumu biliyorum ama şimdilik böyle olması en iyisi. Yoksa miraç bana nefes dahi aldırmaz. Sevgilisini görebilmek için evden çıkmaz. Yalnız kalabilmek için küstüğümü bilse çok daha kötü olacağı kesin.
Annem sinirli bir şekilde odama girip telefonu uzattı.
-alo?
-gelebilir miyim?
-Emin...
-evet ya da hayır de.
Çok kötü bir numara yapıyordu. Hayır diyemeyeceğimi biliyordu. Aklıma bir fikir geldi.
-eşofman giy.
Yarım saat sonra gelmişti. Bahçe kapısında karşılayıp spor yapmak istediğimi söyledim. Spora bayılırdı emin. Mükemmel futbol oynar çok iyi koşar yeni teknikleri ya da spor türlerini denerdi. Tam tabiriyle zeki çevik ve ahlaklıydı. Korkutlu sınırlarını aşabilseydi eğer…
Beraber spor yapma fikri hoşuma gitmişti.
İki saat sonunda tükendiğimde emin hala enerjikti. Kaldırıma oturup dizlerimi ovarken benimle hiç konuşmadığını fark ettim. Kocaman kahverengi gözleri kısıldı gülümserken. Nefesi bile gayet normaldi. Boşuna spor yapalım demiştim. Emin her zaman düşünceliydi. Ses duymak istemediğimi biliyordu. Onunlayken daha çok yalnız gibi olabiliyordum. Sanki tek başıma koşmuşum sanki yolda tamamen yalnızmışım gibi... Beni eve bıraktığında "yarın yine aynı saatte" dedim. "harika" diyerek omzuma vurdu.
Babam balkonda kahvesini içerken annem yanında sinirli sinirli bana bakıyordu. tatil merakımdan bahsetmiş olacak ki babam beni yanına çağırdı.
-duş almadan önce konuşmak istediğim bir konu var.
-tatil matil istemiyorum.
-konu bu değil.
Daha önemli ne olabilirdi ki. Gerçektende istemiyordum sadece annemi farklı ve imkansız bir istekle meşgul etmek istemiştim hepsi bu.
-dinliyorum.
-dünkü aileler toplantısında uyuyakaldın.
-çok yorgundum üzgünüm.
-bu son üç seferdir böyle oluyor. Seni daha fazla uyarmak istemiyorum. Yaptığın şey...
-saygısızlık biliyorum.
-o halde kendine çeki düzen ver.
Yüzündeki damarları görebiliyordum. Elini yumruk yapıp sıkması fincanı tutuşu kendini sıktığı çok belliydi. Babamı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Başıma şakaklarımdan bir ağrı yükseliyordu. Çenemin titrediğini hissediyordum. Ağlama işaretiydi fakat ağlamak için daha dramatik bir olay beklemek istiyordum. Banyodaki hamamböceğini görüp terlikle öldürdüğümde yeterince dram yaşamıştım. Oturup hıçkıra hıçkıra ağladım.
Ergenlikle ilgili çok sayıda kitap okudum. Belirtilerini dönemlerini ve süreçlerini çok iyi biliyorum. Kendimdeki bu dönemlerinde ergenlikle alakalı olduğunu düşünüyorum. Fakat diğerlerine baktığımda yaş gurubumuz hemen hemen aynı olmasına rağmen sanki aralarında sadece ben ergenliğimi yaşıyorum. bu durumdan özellikle çok fazla rahatsızım. Hele bir de bulunduğum durumun belli edilmesi veya imalı tavırlar beklentili bakışlar beni hem kendimden hem de çevreden soğutuyor.
Yalnız kalarak kendimi tanımaya çalışıyorum. Bir biçime uydurmaya çalışıyorum kendimi. Öyle ki en kötü şey insanın kendi kendine yabancı olması. bir aşk bile öyle kötü bir hale getirdi ki beni herhangi bir değişik his hayatımı tamamen alt üst edebiliyor. Öncelikle bunu fark ettim. Zayıf yönlerimi bulmaya çalışıyorum. ya da güçlü yönlerimi. Çok sinirlendiğim bir olaya neden ertesi gün sakince yaklaşıyorum ya da kırmızı bluzum en sevdiğimken neden ertesi gün kesip çanta yapmaya çalışıyorum. Zamanla düzeleceğime inanırken neden bazen ömür boyu aynı ruh halinde kalacağımı düşünüyorum. Zaman zaman tüm soruların cevabı zamanla. Belki aynamdaki yansımayı da açıklar zaman. Yastığın öbür yüzünü çevirip yeniden uyumaya çalışıyorum. bugün pazartesi iyi ol Sami iyi ol....
Annem çığlıklarımı duymuş olmalıydı ki ben aynaya bakarken odamın kapısının açıldığını fark ettim. Yeniden ürpererek dikkatlice baktığımda onun arkasında babam olduğunu gördüm. Açıklama yapmamı bekliyor gibi görünüyorlardı. Rüya gördüğümü söyleyip yatağa doğru yürüdüm. Kapıyı çektikleri anda yeniden ayna karşısına geçtim. Uyumuyordum. Rüya değildi. Adım kadar emindim ki gerçekti. Altıncı kez yeniden kendimi aynada turuncu yünlü bir canavar olarak görmüştüm. Göz yanılsaması olsa diğer gecelerde de aynı şekilde görmezdim. Kimseye bahsedemeyeceğim bu görüntü sadece akıl sağlığımla ilgili sorunum olduğunu düşündürürdü. Yeniden ilgi çekmek istediğim en son şeydi. Kendimce bir cevap bulana kadar bu görüntüyü kendimden bile gizleyecektim. Kalkıp aynayı örttükten sonra yeniden uyumaya başladım.
kesinlikle harikulade bi bölümdü.. Ergen Melek her ne kadar o gördüğü turuncu şeyin melek oldugunu düşünmek istemesem de o şey melek değil mi? Göz yanılsaması felan değil..
Her neyse yeni bölümü heyecanla bekliyorum.. Mehmetten haberleri de
Bi de Gökhan benm olabilir mi demiştim, cevap gelmemiş.. Olabilir mii ?
Her neyse yeni bölümü heyecanla bekliyorum.. Mehmetten haberleri de
Bi de Gökhan benm olabilir mi demiştim, cevap gelmemiş.. Olabilir mii ?
I'm the bone of my sword.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
bezgin yazmış:
Süpeer o zman (:
Tipi benm gibi olsun, böyle kahverengi uzun saçlı ve saçları dipten uca doğru açılan biri olsun yani saçının ucu sarı ama doğal , koyu yeşil gözlü, 1.70 boyunda, çalışkan bi tip değil, biraz da yaramaz ^^ ay çok mutlu oldum anlatamam ^^
I'm the bone of my sword.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
ben yeni bölüme yorum yazmayı unutmuşum -.- özür dilerim T_T
aksiyon yoktu bu sefer tam dedim nerde bu bölümün süprizi sona gelince cevabımı aldım ama sen de tam yerinde kesmisşin çatlıycam şimdi meraktan
YENİ BÖLÜM İSTERİZ YENİ BÖLÜM İSTERİZ
aksiyon yoktu bu sefer tam dedim nerde bu bölümün süprizi sona gelince cevabımı aldım ama sen de tam yerinde kesmisşin çatlıycam şimdi meraktan
YENİ BÖLÜM İSTERİZ YENİ BÖLÜM İSTERİZ
By Hotaru_Usagi çooooook teşekkürler ^^
I’ve been looking in the mirror for so long.
That I’ve come to believe my souls on the other side.
EVANESCENCE~~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): bezgin
16. sayfa (Toplam 18 sayfa) [ 259 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |