Teşekkür edeim. Kısa oldu ama asıl heyecanı yok ederdi uzun olsaydı İlk şeydeki dört savaşçısının ismini koydum. [/url]

gerçekten çok güzel bi evlendiklerini görememiştim o da olcak sonunda hhehehe bu arada şu dörtlü kim oluyo çatlıcam meraktan yakında yeni bölümü en kısa sürede bekliyorum

Kraliçe'nin gözünden bir damla yaş aktı. Yanağından süzülüp yere pıt diye düştü. Serenity'nin sol elini avuçlarının arasına aldı. " Prensesim bir kraliçe olacak. Tacımı, asamı alacak. Bakma öyle, sevinç gözyaşları bunlar. " Sağ elini çekip gözlerini sildi. Serenity elini çekti ve sıcak bir gülümseme kapladı yüzünü. " Hadi, şu duvağı takalım. " Kraliçe tebessüm etti. İpek örtülü yatağın cibinliğinin altına atmış olduğu bembeyaz duvağı eline aldı. " Arkanı dön bakalım, Prenses. Sadece yarım saat kaldı. " Prenses arkasını döndü. Sarı saçları ne kadar da güzeldi...

*

" Çiçekli takı kırmızı halının ortasına koyun. Ya da yok, kırmızı halıyı azıcık daha ortalayın. Makoto! Hala hazır değil mi? "
" Bitmek üzere Kraliçe'm. Sadece krema ve bir kaç ufak dokunuş... "
" Minako! "
" Bukete sadece kurdeleyi saracağım ve bitecek... "
" Ami! "
" Işıklar hazır, beyaz ve pembe... "
" Rei? "
" Havai fişekler hazır efendim... "

Kraliçe derin bir nefes aldı. Sonra dördü de aynı anda bağırdılar. " BİTTİ! " Ami beyaz ve pembe ışıkları açtı. Makoto on katlı düğün pastasını süslü bir el arabasıyla getirdi. Minako, Serenity'nin çiçeğini elinde tutuyordu. Rei, havai fişekleri en son ateşleyecekti. Hepsi şu anda senshi kıyafetleri içindeydi. Minako en sonunda turuncu eteğini çekiştirdi. " Şey... kızlar... " Hepsi ona döndü. " Ya, ben Serenity'nin evlilik töreninde bu şekilde görünmek istemiyorum. " Hepsi bir kahkaha patlattı. Her zamanki Minako'ydu bu. Modaya düşkün, sevecen ve bir o kadar da tatlı ve güzel. Aynı zamanda cesur. " Biraz Venüs'e yolculuğa çıkmam lazım sanırım. Gardırobumu gözden geçireceğim. " Aynı anda turuncu broşuna dokundu ve ortadan kayboldu. Diğer üçü birbirlerine baktılar. " Eh, Minako'nun yanında böyle kalamayız. " Onlar da broşlarına dokundular ve anında gezegenlerine ışınlandılar. Hepsi aynı şeyi düşünmüşlerdi galiba. Çünkü geri geldiklerinde dördü de prenses kıyafetleri içindeydiler. " Harikayız! " Kraliçe geldi ve onları dürtükledi. " Hadi kızlar. Başlıyoruz. " Minako hemen Serenity'nin yanına koştu ve çiçeğini verdi. Az sonra Endymion ve Serenity kırmızı halının üzerinde yürüyorlardı. Makoto, Minako'nun beş karış açılmış ağzını çenesinden iterek kapattı. Minako'nun dişleri birbirine çarpınca bir bacağı havada yere düşünce rezil olmamaları için Rei ve Ami hınzırca sırıtarak onun önüne geçtiler bu arada Minako burnunu çekiyordu. Endymion ve Serenity çiçekli takın altına geldiklerinde orada bulunan ve Gümüş Bin Yıl'da yaşayan herkes büyük bir alkış kopardı. Bin kişinin içinde Endymion onun elini sıkıca tutmasaydı bayılabilirdi. Kraliçe Serenity gülümsedi ve ikisi birbirlerine baktılar. Endymion elini açınca kristal kanatlı bir kelebek uçtu ve parıldayan bir yüzük görüldü. Serenity'nin kırılgan görünen elini avuçlarına alıp yüzüğü taktı. Serenity de kolyesini çıkardı ve içini açtı. Orda da bir yüzük vardı. Onu Endymion'un parmağını geçirdi. Daha sonra Endymion ona doğru eğilince kalbi çarpmaya başladı. Dudaklarında bir sıcaklık hissedince kendini ona bıraktı. O dudaklarını çekince gülümsedi. Alkışlar, alkışlar... Kraliçe Serenity onların yanına doğru yürüdükten sonra elini havaya kaldırdı. Beyaz ışıklar arasında bir asa ortaya çıktı. Onu vermeden önce başından altın sarısı tacını çıkardı. Serenity hemen yere eğildi. Kraliçe, tacı onun başına yerleştirdi ve asayı eline verdi. Endymion'a ölen Ay Kralı'nın kılıcını emanet ederken, tüm dış gezegen ve iç gezegen savaşçıları da dahil olmak üzere herkes yeni Kral ve Kraliçe önünde diz çökmüştü. Eski Kraliçe bile! " Düğünlerini asla biz olmadan yapmayacağınızı söylemiştiniz. " Herkes hayretle başlarını kaldırdı.

tacı giymeden bir uyuzluk çıkmasını bekliyordum hep öyle olur ya ehehehhehe güzel betimlemelerin var canım

Yalnız yazıları küçültme ve konuşmaları kalın/italik olarak ayırırmısn benim için? bilgisayarda yazı okumakta zorlanıyorum çünkü gözlerim sorun çıkartıyor da

çok güseelll eline sağlık..sanki ben evleniyomuşum gibi kalbim küt küt attı okurken

Aa tabii. Niye önceden söylemiyorsun? Senin için her şey feda kuzu xPP

ahaha EST. yav

ben yine bi şey olcak diye korkuyodum ama olmadı hani türk filmi tadında (şu dörtlü gelcek durun evlenemezsiniz falan dicek diye ) sonuna yetiştiler anca nolcak merak ediyorum

onu dedim işte ben engel olacaklar sandım.

ya harbiden keşke yapsaymışım öyle bişi insan önceden söyler di mi *-* aslında şu aslı ablanın huriye dediği kız gelip siz kardeşsiniz evlenemezsiniz diyebilirdi *-* neyse siz daha durun taç benim elime düşüt sonuçta e bende psikopat olduğum için neler çektirecem ona yihihihihi

yok yok aslında bu olan çok iyi birşey okuyucuların olarak. Film izlerken,kitap okurken,tiyatroda iken insanlar sürekli düşünürler şöyle olacak böyle olacak katil şu çıkacak diye aksi oluncada süpriz olur ki bu da izleyen okuyan açısından iyi birşey,daha iyi süprizler yapar isen daha da şaşarız daha da hikayeye bağlanırız aklında bulunsun Süprizler bekliyorum.

Şu esther adındaki kızın(evdeki düşman filmi) filmini izlediğimde sondaki süpriz beni şaşırtmıştı hem de baya baya hiç aklıma gelmemişti öyle birşey ki zordur yani böyle şaşırtmak beni her açıdan düşünüyorum okur ve bilhassa izlerken eheheh devamını bekliyorum can can hemencicik haberin ola o dörtlü kim çok merak ettim aslında o dörtlü ile ilgili çok ilginç olabilecek birşey geldi aklıma bilmem duymak istermisin yani kim oldukları ile ilgili ama belki seninki çok daha heyecan vericidir

Eski Kraliçe hemen ayağa fırladı. Kediler onun yanında koştular. Senshiler onların kim olduğunun merakı içinde gözlerini diktiler. En sonunda Rei atıldı. " Siz... siz de kimsiniz? " Kimlikleri bilinmeyen dört savaşçı birbirlerine baktılar. Başlarını salladılar. Kahverengi saçlı esmer kız güneş şeklinde bir broş çıkardı. " Sun Power Make Up! " Etrafını güneşten kopup gelen parçalar sardı. İncecik bir elbise ve şık bir kurdele-kemer. Altın sarısı babetler ve en son meleklerin başında olan o halka. Çok masum duran kahverengi saçlı bir kız daha vardı. " Star Power Make Up! " Saçlarının arasında kırmızı bir kurdele belirdi. Kırmızı elbisesi ortaya çıktı. Kırmızı babetler... Demek o masum görüntünün altında Yıldız Savaşçısı yatıyordu. Mavi saçlı kırmızı gözlü güzel bir kız vardı. " Sky Power Make Up! " Kırmızı gözlerini diğerleri gibi kapatıp dönüşmüyordu. Mor kanatlı bir kız vardı sonra. Çok kızgın, çok sert bakıyordu ve Güneş Savaşçısı gibi merhametli ya da Yıldız Savaşçısı gibi masum görünmüyordu. " Pluton Planet Power Make Up! " İşte bu kopuş anıydı. Herkes durdu. O savaştan sonra geride kalan üç dış gezegen savaşçısı birbirlerinin ellerini yakaladılar. İç senshiler birbirlerine dayandılar ve Serenity'nin gözünden bir damla yaş süzüldü. Plüton dönüşümünü bitirdi.

" Ben, o sıcaklığın tılsımını taşırım. Güneş'in prensesiyim. Sailor Sun! "
" Ben, gökyüzündeki parlak cisimlerin tılsımını taşırım. Yıldızların tanrıçasıyım. Sailor Star! "
" Ben, maviliklerin tılsımını taşırım. Göklerin perisiyim. Sailor Sky! "
" Benim koruyucu tanrıçam bir gezegen. Değişken zamanın ve mesafenin devrim askeri, Sailor Pluto! "

Herkes birbirine bakıyordu. Ay'ın İksiri kullanılınca, Setsuna ölmüştü. Ama elbette başka birine bahşedilmişti senshi olma ayrıcalığı. Demek bu kızdı. Bu sert kız. Setsuna değildi ki o! DEĞİLDİ! Senshiler kalemleri çıkardılar.

" Mercury Crystal Power Make Up! "
" Mars Crystal Power Make Up! "
" Jupiter Crystal Power Make Up! "
" Venus Crystal Power Make Up! "
" Uranus Planet Power Make Up! "
" Neptune Planet Power Make Up! "
" Saturn Planet Power Make Up! "

Herkes birbirine baktı yine. İç senshiler parmaklarını doğrulttular. " Biz sevgi ve adaletin yılmaz savaşçıları Sailor Senshileriz! " Dış senshiler birbirlerine sırtlarını verdiler.

" Benim koruyucu tanrıçam bir gezegen. Uzaklardaki bir gökyüzü askeri, Sailor Uranus! "
" Benim koruyucu tanrıçam bir gezegen. Deniz kumsalını kucaklayan asker, Sailor Neptune! "
" Benim koruyucu tanrıçam uzaklardaki bir sessizlik gezegeni. Ölümü dirilten asker, Sailor Saturn! "

Sailor Sun, ellerini açtı ve bir ışıltı meydana geldi. " O tacı istiyoruz. " diye fısıldadı.

ovvvvvvvvvv gerçekten iyi imiş hiç aklıma gelmedi bunlar ahahahhaha iyi valla ama biraz kısa olmuş

Kısa olacak çünkü bu sefer otuz bölüm yazı yazmayı planlıyorum *-*