İnsanlığın Kayıp Kökeni Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
İVİİTTTT ehehehehe
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
Tebrikler Son kısımı da eklyorum. Buraya kadar yazmıştım arkadaşlar.
_______________________
“Sence içeri bir şekilde girsek mi Ayçıl?” Bağdu , bitmeyen sessizliği ilk bozan olmuştu. O zaman saatlerdir kimsenin Bekik tapınağına girip çıkmadığını hatta kimsenin Tatvan denizi etrafında bulunmadığını fark ettim. Hatta balık avcıları bile kayıklarını limana bağlamış ortalıktan kaybolmuşlardı. Yerimden doğrulup tekrar etrafıma bakındım. Gölün hemen karşısındaki harika dağ manzarası ve uçsuz bucaksız yeşilliklere –özellikle denizin maviliğine- takılmadan tarama yapmak benim için hayli bir zor oldu. Buraya sıkça gelir kafamı dinlerim. İnsanın kafası burada boşalıyor ve kendini şarj olmuş hissediyordu. Birçok insanda benim gibi yapar ama bu sefer kimse yoktu. “Nerede bu insanlar?”
“Bilmiyorum.” Dedi Bağdu ve o da yerinden doğrulup, benim gibi şaşkın bir yüz ile etrafına bakındı.”İlginç. Kıyamet koptu da Tengri bizi sağ mı bıraktı?”
“Ne sebeple?” dedim arkadaşıma. O da bilmem dercesine omuzlarını silkti. “Saçmalama Bağdu. Hadi Bekik tapınağına girelim.” Bu arada, Bekik tapınağı meclis üyelerinin toplantı ve çalışma alanıdır. Tapınak harika bir şaheserdir. Her biri geniş odalardan oluştuğunu biliyordum. Büyük devasa pencereleri vardı ama pencerelerden içerisi görülmezdi. Zaten görülse bile şöyle bir en az beş metre boya sahip olmak gerekirdi. Bina yedi katlıydı ve aynı şekilde her kat yedi bölmeden oluşurdu. Tapınağın tavanı ise irili ufaklı yedi kubbeden oluşmaktaydı. Yedi sayısı inancımızda önemli bir yere sahipti. Büyükbabam gökyüzünün ve yeryüzünün yedi kattan oluştuğunu söylemişti. Binanın kenarlarına serpilmiş altı da kule vardı. Bu kuleler gözlem kuleleriydi. Genelde gökyüzünü izlemek için gözlem odaları olsa da, yüksekliği yüzünden gözetleme kulesi olarak da kullanılıyordu. Altı sayısı ise evrenin ve yeryüzünün altı evrede yaratılışını işaret ediyordu. Her meclisin kendine ait bir bölümü vardır. Tapınağın merkezinde ise tüm meclisin bir araya gelip oturduğu “Büyük Meclisler Salonu” vardı. Tapınak büyüktü ve gizli geçitleri vardı. Buraya hiç girmeyi başaramadım ama ilgimi en çok çeken yeri büyük kütüphanesiydi. İnsanlığın tarihi ve evrenin keşfedilmiş tüm bilgisi bu kütüphanede yatıyordu. Aklıma geldikçe ağzımın suyu akıyordu. Bilgiye aç bir insan olduğumu her zaman söylemişlerdir. Tapınağın kapısına yürürken içeri girip giremeyeceğimizi düşündüm ama muhtemelen Bağdu girebilirdi. Ne de olsa kendisi meclis üyesiydi ve üyeler istedikleri zaman tapınağa girip çıkabilirlerdi. Sonuçta meclisler sadece toplantı yapmıyorlardı.
Daha biz kapıya varmadan, kapı açıldı ve ağabeyim Turuk dışarı çıktı. Suratından hiçbir ifade yoktu. Kaslı vücudu gerilmiş, omuzları dikleşmiş ve gözleri her zamankinden daha siyah olmuştu. Genelde hoşlanmadığı haberler duyduğunda böyle olurdu. Hoş haberler almadığında sinirleniyordu. Bu da onun zayıf yönüydü; kolay sinirlenmek. “En azından pek de hoş şeyler konuşulmamış olduğunu artık biliyoruz.”
“Evet” diye beni doğruladı Bağdu. O da ağabeyimin her hareketini takip ettiğinden, hareketlerinin ruh haline göre nasıl değiştiğini iyi bilirdi. Bunu ilk iyi ay önce büyükbabamın beni daha meclise almayacaklarını söylediğinde öğrenmiştim. Ağabeyim mutsuzluğumu dağıtmak için beni güldürmeye çalışmıştı ama ben oralı olmamış ona kızmıştım. Benimle dalga geçtiğini düşünmüştüm ama Bağdu bana bu habere onunda sinirlendiğini söyleyince anlamıştım.
“Hanımlar içeri girmeyi düşünmüyorsunuz değil mi? Ah, tabi güzel Bağdu girebilir.” Bağdu bu iltifat karşısında utanırken, kalbinin çarpıntısını neredeyse duyacak hale gelmiştim. Ağabeyim hala bu kızın ona olan ilgisini anlayamamış mıydı gerçekten? Şaşırtıcı bir şeydi ama bu konuda daha önce onunla konuşmadım. Eğer fark etseydi herhalde benimle konuşurdu. “Merak etme, ben girmeyecektim. Zaten sokmayacaksınız, ben güvenilmez bir insanım sonuçta.” Son söz ağzımdan bir anda çıkıvermişti. O anda kendimi “salak şey” diye azarladım ama olan olmuştu. Bilmiyorum ama bir anda kızgınlığım geri gelmişti sanki. Ağabeyim sert bakışlar ile Bağdu’ya bakınca O da bana pişman olmuş bir şekilde baktı. “Seni öldüreceğim.” dercesine bakıyordu doğrusu. “Teknik olarak toplantıda konuşulan şeyleri anlatmamaya yemin ettiniz.
Bağdu’nun anlattığı şey toplantı sonrası gerçekleşmiş bir şey.” Diyerek durumu kurtarmaya çalıştım. Zira söylediğim şey doğruydu da. Bağdu savunmam üzerine rahatlayıp başıyla onayladı. “Yemin yemindir. Ayrıca bana bunu anlatamayacağımı söylemedin Turuk Efendi.”
“Eğer duyduğunu bilseydim, söylerdim. Ayçıl, bu durumu seninle daha sonra konuşuruz. Şimdi eve gitmem gereken bir yer var. Akşama evde görüşürüz.”
“Nereye?”
“Ve toplantıya neden ben çağrılmadım?”
“Belki senide şüpheli bulmuşlardır.” Diye takıldım Bağdu’ya.
“Kızlar yavaş. Sonra konuşuruz dedim.”
“Tamam, tamam.” Diyerek önünden çekildim ki geçsin. Hoş çekilmesem de geçebilirdi veya beni önünden rahatça çekebilirdi. Ağabeyim Turuk giderken arkadan diğerleri ile babam ve büyükbabam çıktı. Ciddi bir şekilde konuşuyorlardı. Beni görünce sustular ve gülümseyerek yanıma geldiler. Pişmiş kelle gibi sırıtmaları benden bir şey gizlediklerinin göstergesiydi. Siz baba oğul ne karıştırıyorsunuz acaba?
_______________________
“Sence içeri bir şekilde girsek mi Ayçıl?” Bağdu , bitmeyen sessizliği ilk bozan olmuştu. O zaman saatlerdir kimsenin Bekik tapınağına girip çıkmadığını hatta kimsenin Tatvan denizi etrafında bulunmadığını fark ettim. Hatta balık avcıları bile kayıklarını limana bağlamış ortalıktan kaybolmuşlardı. Yerimden doğrulup tekrar etrafıma bakındım. Gölün hemen karşısındaki harika dağ manzarası ve uçsuz bucaksız yeşilliklere –özellikle denizin maviliğine- takılmadan tarama yapmak benim için hayli bir zor oldu. Buraya sıkça gelir kafamı dinlerim. İnsanın kafası burada boşalıyor ve kendini şarj olmuş hissediyordu. Birçok insanda benim gibi yapar ama bu sefer kimse yoktu. “Nerede bu insanlar?”
“Bilmiyorum.” Dedi Bağdu ve o da yerinden doğrulup, benim gibi şaşkın bir yüz ile etrafına bakındı.”İlginç. Kıyamet koptu da Tengri bizi sağ mı bıraktı?”
“Ne sebeple?” dedim arkadaşıma. O da bilmem dercesine omuzlarını silkti. “Saçmalama Bağdu. Hadi Bekik tapınağına girelim.” Bu arada, Bekik tapınağı meclis üyelerinin toplantı ve çalışma alanıdır. Tapınak harika bir şaheserdir. Her biri geniş odalardan oluştuğunu biliyordum. Büyük devasa pencereleri vardı ama pencerelerden içerisi görülmezdi. Zaten görülse bile şöyle bir en az beş metre boya sahip olmak gerekirdi. Bina yedi katlıydı ve aynı şekilde her kat yedi bölmeden oluşurdu. Tapınağın tavanı ise irili ufaklı yedi kubbeden oluşmaktaydı. Yedi sayısı inancımızda önemli bir yere sahipti. Büyükbabam gökyüzünün ve yeryüzünün yedi kattan oluştuğunu söylemişti. Binanın kenarlarına serpilmiş altı da kule vardı. Bu kuleler gözlem kuleleriydi. Genelde gökyüzünü izlemek için gözlem odaları olsa da, yüksekliği yüzünden gözetleme kulesi olarak da kullanılıyordu. Altı sayısı ise evrenin ve yeryüzünün altı evrede yaratılışını işaret ediyordu. Her meclisin kendine ait bir bölümü vardır. Tapınağın merkezinde ise tüm meclisin bir araya gelip oturduğu “Büyük Meclisler Salonu” vardı. Tapınak büyüktü ve gizli geçitleri vardı. Buraya hiç girmeyi başaramadım ama ilgimi en çok çeken yeri büyük kütüphanesiydi. İnsanlığın tarihi ve evrenin keşfedilmiş tüm bilgisi bu kütüphanede yatıyordu. Aklıma geldikçe ağzımın suyu akıyordu. Bilgiye aç bir insan olduğumu her zaman söylemişlerdir. Tapınağın kapısına yürürken içeri girip giremeyeceğimizi düşündüm ama muhtemelen Bağdu girebilirdi. Ne de olsa kendisi meclis üyesiydi ve üyeler istedikleri zaman tapınağa girip çıkabilirlerdi. Sonuçta meclisler sadece toplantı yapmıyorlardı.
Daha biz kapıya varmadan, kapı açıldı ve ağabeyim Turuk dışarı çıktı. Suratından hiçbir ifade yoktu. Kaslı vücudu gerilmiş, omuzları dikleşmiş ve gözleri her zamankinden daha siyah olmuştu. Genelde hoşlanmadığı haberler duyduğunda böyle olurdu. Hoş haberler almadığında sinirleniyordu. Bu da onun zayıf yönüydü; kolay sinirlenmek. “En azından pek de hoş şeyler konuşulmamış olduğunu artık biliyoruz.”
“Evet” diye beni doğruladı Bağdu. O da ağabeyimin her hareketini takip ettiğinden, hareketlerinin ruh haline göre nasıl değiştiğini iyi bilirdi. Bunu ilk iyi ay önce büyükbabamın beni daha meclise almayacaklarını söylediğinde öğrenmiştim. Ağabeyim mutsuzluğumu dağıtmak için beni güldürmeye çalışmıştı ama ben oralı olmamış ona kızmıştım. Benimle dalga geçtiğini düşünmüştüm ama Bağdu bana bu habere onunda sinirlendiğini söyleyince anlamıştım.
“Hanımlar içeri girmeyi düşünmüyorsunuz değil mi? Ah, tabi güzel Bağdu girebilir.” Bağdu bu iltifat karşısında utanırken, kalbinin çarpıntısını neredeyse duyacak hale gelmiştim. Ağabeyim hala bu kızın ona olan ilgisini anlayamamış mıydı gerçekten? Şaşırtıcı bir şeydi ama bu konuda daha önce onunla konuşmadım. Eğer fark etseydi herhalde benimle konuşurdu. “Merak etme, ben girmeyecektim. Zaten sokmayacaksınız, ben güvenilmez bir insanım sonuçta.” Son söz ağzımdan bir anda çıkıvermişti. O anda kendimi “salak şey” diye azarladım ama olan olmuştu. Bilmiyorum ama bir anda kızgınlığım geri gelmişti sanki. Ağabeyim sert bakışlar ile Bağdu’ya bakınca O da bana pişman olmuş bir şekilde baktı. “Seni öldüreceğim.” dercesine bakıyordu doğrusu. “Teknik olarak toplantıda konuşulan şeyleri anlatmamaya yemin ettiniz.
Bağdu’nun anlattığı şey toplantı sonrası gerçekleşmiş bir şey.” Diyerek durumu kurtarmaya çalıştım. Zira söylediğim şey doğruydu da. Bağdu savunmam üzerine rahatlayıp başıyla onayladı. “Yemin yemindir. Ayrıca bana bunu anlatamayacağımı söylemedin Turuk Efendi.”
“Eğer duyduğunu bilseydim, söylerdim. Ayçıl, bu durumu seninle daha sonra konuşuruz. Şimdi eve gitmem gereken bir yer var. Akşama evde görüşürüz.”
“Nereye?”
“Ve toplantıya neden ben çağrılmadım?”
“Belki senide şüpheli bulmuşlardır.” Diye takıldım Bağdu’ya.
“Kızlar yavaş. Sonra konuşuruz dedim.”
“Tamam, tamam.” Diyerek önünden çekildim ki geçsin. Hoş çekilmesem de geçebilirdi veya beni önünden rahatça çekebilirdi. Ağabeyim Turuk giderken arkadan diğerleri ile babam ve büyükbabam çıktı. Ciddi bir şekilde konuşuyorlardı. Beni görünce sustular ve gülümseyerek yanıma geldiler. Pişmiş kelle gibi sırıtmaları benden bir şey gizlediklerinin göstergesiydi. Siz baba oğul ne karıştırıyorsunuz acaba?
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
Kitabın sadece 3-4 sayfasını okudum ama gerçekten çok beğendim Güzel bir kitap olucak bence ve son olarak Devammm!!
Teşekkürler küçük-melek
Teşekkürler princess mercury
Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!! <3 (Seviyorum uleyyyn!!!! <3)
Aslında 8 sayfa okudun beğenmene sevindim elbet ilerisi daha hareketli böyle mistik dövüşlerin olduğu şeyler olacak
Bu arada Van da oturan varsa kahramanlarımız Van da ikamet ediyor. Van gölünün diğer adı da Tatvan denizidir. Özellikle misaki milli sınırı ve fırat dicle nehirlerinin olduğu alana girdim. Yahudi ve Hristiyanlar için kutsal topraklardır bu bölgeler
Bu arada Van da oturan varsa kahramanlarımız Van da ikamet ediyor. Van gölünün diğer adı da Tatvan denizidir. Özellikle misaki milli sınırı ve fırat dicle nehirlerinin olduğu alana girdim. Yahudi ve Hristiyanlar için kutsal topraklardır bu bölgeler
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
En az 100-150 sayfa olmasını istiyorum. İlk etap için bana anca
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
Hmm.. Olsun yinede güzel ve hemen okuyacağım bir kitap O halde ne yapıyosun fanficlerini aksatmadan kkitabı çabucak bitiriyosunn
Teşekkürler küçük-melek
Teşekkürler princess mercury
Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!! <3 (Seviyorum uleyyyn!!!! <3)
ehehhee inşallah ama kitabı yazmakla iş bitmiyor onu basıracak adam bulmak gerekiyor. Kendi cebimden çıkarak bastırabilirim ama o da para Neyse işin en zor kısmı zaten yazmak o zamana kadar Allah kerim
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
*-* sonunda kitap:
ehem!!! başlıyorum^^
"İnsanlar köklerini, tarihini bilmeden geleceklerini kuramazlar.” Büyük babam her zaman bunu söylemiştir. Bu yüzden tarihimizi öğrenmemiz konusunda son derece ısrarcıydı. Ben de bu konuda onun yolunu izliyorum. Bu yüzden tarihimizin kaleme alınmadığı anlarını, ayrıntılarını ben yazıyorum. Kısacası, size kendi hikâyemi anlatıyorum. Bunları yazarken içimin acıdığını söylemek zorundayım. O koca uygarlık, onca bilgi ve gelişim… Önce, bu güne gelişimizin kısa bir özetini yazmak istiyorum. "
burası özete hazırlık kısmı güzel bir giriş olmuş öncelikle onu belirteyim^^ onun dışında motivasyon açısından biraz daha uzun tutabilirdin bu bölümü büyükbabadan ya da yazar şahsın onun yolunu izlemesinden biraz daha bahsedilebilirdi^^ ama girişini beğendim bir anlatıda insanı en çok sıkan giriş bölümleridir seninkinde bu sıkılmayı hissetmedim ayçacım
"Bundan sonrası karanlık. Güçlerimiz arttıkça insanlığın içindeki kötü duygularda yavaşça yüzeye çıktı, zaten var olan duygular. Bastırmak için onca çaba sarf ettiğimiz kıskançlık, kibir, öfke… Bilgilerinin çokluğu insanlarımızın kibirlerini arttırmaya, güçlerinin verdiği güven duygusu ise her şeyi yapmaya hakları olduğuna inandırdı. Mu ve Atlantis bilgeleri güçleri en dorukta olan kişiler olarak yer kürenin dengesini sağlamakla görevliydi ama bir zaman sonra onlarda yozlaşmaya başlayıp, kibirlenmeye hatta daha fazla güç ister hale geldiler"
bu kısımda yoğun bir anlatım bozukluğu gördüm cümlelerini sağlam kurmak istiyorsun bu çok açık etkili olsunlar diye uzun, sıralı cümleler kullanmışsın bu da seni özne yüklem uyuşmazlığına düşürmüş sana tavsiyem betimleme yaparken uzun cümleler kullanman eylemlerde ise basit yapılı cümleler senin için daha faydalı olacaktır canım
başlangıç bölümünü beğendim hikaye güzel olacağa benziyor bunu halile de tavsiye etmelisin mistik kitaplardan çok hoşlanır bizim noel amca halil denen şahış saffiru adlı üyedir bu arada
" “Bu korkunun seni yönlendirmesine izin verme."
burada yönlendirme kelimesi gözüme battı biraz yönlendiğrme daha çok eylemle ilgili olur burada bir engelleme yapmama söz konusu yönetmek kelimesi de buna benziyor ama "engellemek" daha iyi durabilir ama bu şahsi fikir ona göre yoksa bi yanlış değil yani
"Yaşı 17’e basan herkes-eğer uygun ölçütlere uygun ise- çağrılırlardı."
ara cümle de iki kez uygun kelimesini kullanmışsın bir de şu meclisten biraz daha açılımlı bahsedebilirdin bu senin tercihine kalmış bir şey tabi^^
belirtmeden geçemeyeceğim yanlız isimler çok çok hoş^^otantik olmuş *-* acayip sevdim Tarık Buğra'nın Osmancık adlı kitabını okurken de bu duyguları hissetmiştim
" Fakat son yıllarda yeraltında bazı zamanlar hareketlenmeler hissediyorum. Bundan kimseye bahsetmedi çünkü sıradan hareketlenmeler olduğunu düşünmüştüm. Hatta birkaç hafta önce küçük bir sarsıntı geçirmiştik. Arada bunlar oluyordu, yinede içten içe kötü hissediyordum."
gıcıklığın sınırı yok^^ olmadık yerler takılır gözüme hikayeyi çok güzel okurken bu cümlelerde yolunda gitmeyen bir şey farkettim bu cümleler birer konuşma cümlesi gibi olmuş belliki olayın ipuçlarından biri olan cümleler bunlar ama çok sade geldi bana burada üslup daha oturaklı olsa daha hoş olacak sanki^^
Ayçacım ikl iki bölümü okudum hikayen çok çok hoşuma gitti yaptığım yorumlardan hoşlanmıyorsan mutlaka söyle sadece seni motive etmek istiyorum gerçekten güzel bir üslubun var daha iyi bir çalışmayla çok sıkı bir roman olabilir devamını ilgiyle bekliyorum kalan bölümleri de okuyup eğer yorumlara devam etmemi istersen yorumlarım
ehem!!! başlıyorum^^
"İnsanlar köklerini, tarihini bilmeden geleceklerini kuramazlar.” Büyük babam her zaman bunu söylemiştir. Bu yüzden tarihimizi öğrenmemiz konusunda son derece ısrarcıydı. Ben de bu konuda onun yolunu izliyorum. Bu yüzden tarihimizin kaleme alınmadığı anlarını, ayrıntılarını ben yazıyorum. Kısacası, size kendi hikâyemi anlatıyorum. Bunları yazarken içimin acıdığını söylemek zorundayım. O koca uygarlık, onca bilgi ve gelişim… Önce, bu güne gelişimizin kısa bir özetini yazmak istiyorum. "
burası özete hazırlık kısmı güzel bir giriş olmuş öncelikle onu belirteyim^^ onun dışında motivasyon açısından biraz daha uzun tutabilirdin bu bölümü büyükbabadan ya da yazar şahsın onun yolunu izlemesinden biraz daha bahsedilebilirdi^^ ama girişini beğendim bir anlatıda insanı en çok sıkan giriş bölümleridir seninkinde bu sıkılmayı hissetmedim ayçacım
"Bundan sonrası karanlık. Güçlerimiz arttıkça insanlığın içindeki kötü duygularda yavaşça yüzeye çıktı, zaten var olan duygular. Bastırmak için onca çaba sarf ettiğimiz kıskançlık, kibir, öfke… Bilgilerinin çokluğu insanlarımızın kibirlerini arttırmaya, güçlerinin verdiği güven duygusu ise her şeyi yapmaya hakları olduğuna inandırdı. Mu ve Atlantis bilgeleri güçleri en dorukta olan kişiler olarak yer kürenin dengesini sağlamakla görevliydi ama bir zaman sonra onlarda yozlaşmaya başlayıp, kibirlenmeye hatta daha fazla güç ister hale geldiler"
bu kısımda yoğun bir anlatım bozukluğu gördüm cümlelerini sağlam kurmak istiyorsun bu çok açık etkili olsunlar diye uzun, sıralı cümleler kullanmışsın bu da seni özne yüklem uyuşmazlığına düşürmüş sana tavsiyem betimleme yaparken uzun cümleler kullanman eylemlerde ise basit yapılı cümleler senin için daha faydalı olacaktır canım
başlangıç bölümünü beğendim hikaye güzel olacağa benziyor bunu halile de tavsiye etmelisin mistik kitaplardan çok hoşlanır bizim noel amca halil denen şahış saffiru adlı üyedir bu arada
" “Bu korkunun seni yönlendirmesine izin verme."
burada yönlendirme kelimesi gözüme battı biraz yönlendiğrme daha çok eylemle ilgili olur burada bir engelleme yapmama söz konusu yönetmek kelimesi de buna benziyor ama "engellemek" daha iyi durabilir ama bu şahsi fikir ona göre yoksa bi yanlış değil yani
"Yaşı 17’e basan herkes-eğer uygun ölçütlere uygun ise- çağrılırlardı."
ara cümle de iki kez uygun kelimesini kullanmışsın bir de şu meclisten biraz daha açılımlı bahsedebilirdin bu senin tercihine kalmış bir şey tabi^^
belirtmeden geçemeyeceğim yanlız isimler çok çok hoş^^otantik olmuş *-* acayip sevdim Tarık Buğra'nın Osmancık adlı kitabını okurken de bu duyguları hissetmiştim
" Fakat son yıllarda yeraltında bazı zamanlar hareketlenmeler hissediyorum. Bundan kimseye bahsetmedi çünkü sıradan hareketlenmeler olduğunu düşünmüştüm. Hatta birkaç hafta önce küçük bir sarsıntı geçirmiştik. Arada bunlar oluyordu, yinede içten içe kötü hissediyordum."
gıcıklığın sınırı yok^^ olmadık yerler takılır gözüme hikayeyi çok güzel okurken bu cümlelerde yolunda gitmeyen bir şey farkettim bu cümleler birer konuşma cümlesi gibi olmuş belliki olayın ipuçlarından biri olan cümleler bunlar ama çok sade geldi bana burada üslup daha oturaklı olsa daha hoş olacak sanki^^
Ayçacım ikl iki bölümü okudum hikayen çok çok hoşuma gitti yaptığım yorumlardan hoşlanmıyorsan mutlaka söyle sadece seni motive etmek istiyorum gerçekten güzel bir üslubun var daha iyi bir çalışmayla çok sıkı bir roman olabilir devamını ilgiyle bekliyorum kalan bölümleri de okuyup eğer yorumlara devam etmemi istersen yorumlarım
+++
by BaLıMSuLTaN *-*
bu kısımda yoğun bir anlatım bozukluğu gördüm cümlelerini sağlam kurmak istiyorsun bu çok açık etkili olsunlar diye uzun, sıralı cümleler kullanmışsın bu da seni özne yüklem uyuşmazlığına düşürmüş sana tavsiyem betimleme yaparken uzun cümleler kullanman eylemlerde ise basit yapılı cümleler senin için daha faydalı olacaktır canım
tamam
evet o tekrarı görmemişim bak ahahaha onlara dikkat ediyorum sözde Yalnız meclisin içeriğinden ileride bahsettim
İsmleri beğenmene sevindim özümüze dönelim değil mi ama nedir hep yabancı isimler aaaaa
Bu arada ben bu kitabın 2.de düşünüyorum 1.çsi bitsin hele bir günümüzde geçcek 2.si
Yorumların canımı sıkarsa zaten sorun bendedir sende değil Yorumlarını çok sevdim çok deeğrli görüşlerin çünkü
tamam
evet o tekrarı görmemişim bak ahahaha onlara dikkat ediyorum sözde Yalnız meclisin içeriğinden ileride bahsettim
İsmleri beğenmene sevindim özümüze dönelim değil mi ama nedir hep yabancı isimler aaaaa
Bu arada ben bu kitabın 2.de düşünüyorum 1.çsi bitsin hele bir günümüzde geçcek 2.si
Yorumların canımı sıkarsa zaten sorun bendedir sende değil Yorumlarını çok sevdim çok deeğrli görüşlerin çünkü
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
ehehe evet düşünüyorum ama önce bir 1.ni bitireyim de Allah'ın izniyle. 2.de arkadan gelir
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
2. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 33 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |