__Işığın Kalbi__ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7 ... 14, 15, 16, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Sevgili biricik yetenekli arkadaşımız ve ailemiin değerli üyesi chibiusa yani pamuqçuğum beni kırmayıp saolsun "Aura'nın abileri" karakterlerinin resimlerini birleştirdi ve arka plan yaptı..Kendisine buradanda teşekküre eder başarılarının devamını dilerim ^^ Arka plan biraz sonra kendisi tarafından siteye konulacaktır tekrar saol pamuqum
--Heyyy siz kimsiniz ve burada ne arıyorsunuz?
Aura ve Keiji arkalarını döndüler ve garip garip bakmaya başladılar
--Doğru soru şöyle olacaktı..Sen kimsin ve burada ne yapıyorsun?
O sırada birden Rose'un saati ötmeye başladı..
--Aman tanrım klüp çalışmasına geç kalcağım..Neyse sonra görüşürüz nede olsa bütün bir sene buradasınız..
dedi ve Aura'nın şaşkın bakışları arasında kapıdan çıktı...Keiji şaşkınlıkla sordu
--O nereye gidiyor?
Alice Aura'nın sırtına atlayarak cevap verdi
--Nereye olacak Aşçılık Klübüne...Orası onun klübü Burasıda bizim..
İçeri giren çocuk o sırada Leo ile konuşuyordu..Leo iyi bir açıklama yapmış olacakki çocuk arkasını döndü ve gülümsedi..
--Demek Japon arkadaşlarımız sizsiniz hoşgeldiniz bizim okulumuza...
Aura parmağıyla çocugu gösterip Alice'e sordu
--Dur tahmin edeyim bu 5. üyenizmi ?
--Yep..5. üye..Lucifer...Ama kısaca Lulu...
--Tanıştığımıza sevindim dostlar.
dedi sempatik bir edayla Lucifer,orta boylu,ince yapılı ve yeşil saçlıydı..Gözleride kahverengiydi ve saçlarını dikmişti..
--Bizde öyle..
dedi ve el sıkıştı Tiran..Daha sonrada Aura'nın yanına gitti
--Prensesss...Sence sen ve ben..
--Bana bir şişe gazoz borçlusun..
Tiran'ın kafasında damlacıklar çıktı..
--Ama sen zaten içmiştin bir tane..
--Seni Hiro ve Riko'ya şikayet etmemi mi istersin?
--Tamam tamam senin dediğin gibi olsun..
--Her zamanki gibi..
dedi ve havalı bir edayla duvara yaslanmış kendilerini izleyen ikizlerin yanına gitti Aura
--Hey beyler..İngiltere size yaramadı herhalde hiç konuşmuyorsunuz...
--Belkied buraya senin zorunla getirildiğimiz içindir..
--Aaa yapma Hiro sende çok eğleceksin buna eminim...Hem belkide burada hayatının aşkıyla tanışacaksın..
Hiro yarım ağızla güldü ve birden kafasını kaldırarak Aura'nın tam gözlerinin ortasına odaklandı
--Benim aşkım kılıcım ve onu adadığım kimsedir Aura..Bunu unutma...
--O bir aşk değildir Hiro...Sadece sen seversin...Koruduğun kişinin sevmesine izin vermessin..
--Evet..Çünkü benim yüzümden acı çekmesini istemem...
Aura Hiro'ya sarıldı..Hiro birden ne odluğunu anlayamamıştı...
--Eğer benim sevmeme izin vermeyeceksen...Lütfen...Başka biri sevsin seni..Sana değer veren birini görmezden gelme lütfen..
--Aura....Anlamıyorsun..
--Evet anlıyorum ve korkuyorum Hiro..Sana göre bir kere seversin ve onu sonsuza kadar seversin ancak bir samurayın görevi ölmektir...Ben bunu istemiyorum Hiro..Emin ol bein korurken ölürsen çok daha fazla üzülürdüm ama böyle birşey olmayacak çünkü beni gerçekten koruman gereken bir durum asla olmayacak...Sakin olmayı öğrenmelisin...Ve birinin seni sevmesine izin vermelisin..
--Bu kişinin sen olmasına izin vermeyeceğim Aura..
--İyi ama neden?Bunu sana aşık olduğumdan dolayı değil,sana değer verdiğim için soruyorum...Seni sevmeme neden izin vermek istemiyorsun neden?neden?neden?
İşte tam o sırada Hiro'nun gömleğinin içinden bir şey parlamaya başladı...Aura korkup geri çekildi ve aralarına Riko girdi..Riko madalyona dokundu ve kendi boynundaki madalyonu onunla birleştirdi..
Parlak ışık birden yok olmuştu...Aura ise hiçbirşey anlamamıştı..Riko ise kendini açıklamak zorunda hissediyordu..
--Aura..Sana birşey anlatmalıyız...Bak..Hiro ve benim..arip bir yanımız var ve Hiro bunu görmeni istemiyor..Bu nedenle bu kadar mesafeli...Ve lütfen bunu daha fazla kurcalama olurmu ?
Aura tamam manasında kafasını salladı ve geri çekildi..Bu sırada odanın diğer tarafında başka bir konu konuşuluyordu..
--Nasıl yani..Müzik yarışmasımı?
--Evet..Bu aralar bunun üzerinde çalışıyoruz öğrencielrin motivasonunu yükseltmek bizim görevimizdir..
dedi ve gülümsedi Alice..
--Ne dersiniz sizde katılmak istermisiniz?
--Neden olmasın?Hem böylelikle eğleniriz öyle değilmi Aura...
--Tabiki..Müzik her zaman iyidir..
diyerek kafa salladı Aura ama aklı Hiro'daydı..Garip çocuk...Aura ne zaman ona yaklaşmaya çalışsa dahada yükseltiyordu duvarlarını ama Riko öyle değildi..O,yaşanılması çok daha kolay biriydi..
--Ne o prenses..Pek sevinmedin galiba..
--ne?ah hayır ben iyim..gerçekten...
Aura ve Keiji arkalarını döndüler ve garip garip bakmaya başladılar
--Doğru soru şöyle olacaktı..Sen kimsin ve burada ne yapıyorsun?
O sırada birden Rose'un saati ötmeye başladı..
--Aman tanrım klüp çalışmasına geç kalcağım..Neyse sonra görüşürüz nede olsa bütün bir sene buradasınız..
dedi ve Aura'nın şaşkın bakışları arasında kapıdan çıktı...Keiji şaşkınlıkla sordu
--O nereye gidiyor?
Alice Aura'nın sırtına atlayarak cevap verdi
--Nereye olacak Aşçılık Klübüne...Orası onun klübü Burasıda bizim..
İçeri giren çocuk o sırada Leo ile konuşuyordu..Leo iyi bir açıklama yapmış olacakki çocuk arkasını döndü ve gülümsedi..
--Demek Japon arkadaşlarımız sizsiniz hoşgeldiniz bizim okulumuza...
Aura parmağıyla çocugu gösterip Alice'e sordu
--Dur tahmin edeyim bu 5. üyenizmi ?
--Yep..5. üye..Lucifer...Ama kısaca Lulu...
--Tanıştığımıza sevindim dostlar.
dedi sempatik bir edayla Lucifer,orta boylu,ince yapılı ve yeşil saçlıydı..Gözleride kahverengiydi ve saçlarını dikmişti..
--Bizde öyle..
dedi ve el sıkıştı Tiran..Daha sonrada Aura'nın yanına gitti
--Prensesss...Sence sen ve ben..
--Bana bir şişe gazoz borçlusun..
Tiran'ın kafasında damlacıklar çıktı..
--Ama sen zaten içmiştin bir tane..
--Seni Hiro ve Riko'ya şikayet etmemi mi istersin?
--Tamam tamam senin dediğin gibi olsun..
--Her zamanki gibi..
dedi ve havalı bir edayla duvara yaslanmış kendilerini izleyen ikizlerin yanına gitti Aura
--Hey beyler..İngiltere size yaramadı herhalde hiç konuşmuyorsunuz...
--Belkied buraya senin zorunla getirildiğimiz içindir..
--Aaa yapma Hiro sende çok eğleceksin buna eminim...Hem belkide burada hayatının aşkıyla tanışacaksın..
Hiro yarım ağızla güldü ve birden kafasını kaldırarak Aura'nın tam gözlerinin ortasına odaklandı
--Benim aşkım kılıcım ve onu adadığım kimsedir Aura..Bunu unutma...
--O bir aşk değildir Hiro...Sadece sen seversin...Koruduğun kişinin sevmesine izin vermessin..
--Evet..Çünkü benim yüzümden acı çekmesini istemem...
Aura Hiro'ya sarıldı..Hiro birden ne odluğunu anlayamamıştı...
--Eğer benim sevmeme izin vermeyeceksen...Lütfen...Başka biri sevsin seni..Sana değer veren birini görmezden gelme lütfen..
--Aura....Anlamıyorsun..
--Evet anlıyorum ve korkuyorum Hiro..Sana göre bir kere seversin ve onu sonsuza kadar seversin ancak bir samurayın görevi ölmektir...Ben bunu istemiyorum Hiro..Emin ol bein korurken ölürsen çok daha fazla üzülürdüm ama böyle birşey olmayacak çünkü beni gerçekten koruman gereken bir durum asla olmayacak...Sakin olmayı öğrenmelisin...Ve birinin seni sevmesine izin vermelisin..
--Bu kişinin sen olmasına izin vermeyeceğim Aura..
--İyi ama neden?Bunu sana aşık olduğumdan dolayı değil,sana değer verdiğim için soruyorum...Seni sevmeme neden izin vermek istemiyorsun neden?neden?neden?
İşte tam o sırada Hiro'nun gömleğinin içinden bir şey parlamaya başladı...Aura korkup geri çekildi ve aralarına Riko girdi..Riko madalyona dokundu ve kendi boynundaki madalyonu onunla birleştirdi..
Parlak ışık birden yok olmuştu...Aura ise hiçbirşey anlamamıştı..Riko ise kendini açıklamak zorunda hissediyordu..
--Aura..Sana birşey anlatmalıyız...Bak..Hiro ve benim..arip bir yanımız var ve Hiro bunu görmeni istemiyor..Bu nedenle bu kadar mesafeli...Ve lütfen bunu daha fazla kurcalama olurmu ?
Aura tamam manasında kafasını salladı ve geri çekildi..Bu sırada odanın diğer tarafında başka bir konu konuşuluyordu..
--Nasıl yani..Müzik yarışmasımı?
--Evet..Bu aralar bunun üzerinde çalışıyoruz öğrencielrin motivasonunu yükseltmek bizim görevimizdir..
dedi ve gülümsedi Alice..
--Ne dersiniz sizde katılmak istermisiniz?
--Neden olmasın?Hem böylelikle eğleniriz öyle değilmi Aura...
--Tabiki..Müzik her zaman iyidir..
diyerek kafa salladı Aura ama aklı Hiro'daydı..Garip çocuk...Aura ne zaman ona yaklaşmaya çalışsa dahada yükseltiyordu duvarlarını ama Riko öyle değildi..O,yaşanılması çok daha kolay biriydi..
--Ne o prenses..Pek sevinmedin galiba..
--ne?ah hayır ben iyim..gerçekten...
--İşte burasıda kalacağınız yer..
--İyi ama biz otelde kalacaktık...
--Saçmalamayın lütfen..Okulumuzun onur öğrencileri için bir evi var..
dedi ve okulun biraz ilerisindeki muhteşem 3 katlı villayı gösterdi..Leo ise gülümsemeye çalışıyordu
--Yani benim evim..
Leo,okulun onur öğrencisiydi ve oldukça zeki bir çocuktu..Ailesi Hiro ve Riko gibi bir kazaya kurban gitmişti...Suzaku'da aynı durumdaydı ve Leo ile birlikte o konakta kalıyorlardı..
--Hadi eve gidelim...Okuldan kurtulmak için can atıyorum zaten...
--Evet buna eminim..
--Hey prenses neşelen biraz..
Aura gözlerini kıstı ve Leo'ya baktı
--Bana prenses demekten vazgeçin bay kazanova...
--Evet haklısın o lakabın bir sahibi var..Üstelik senin kadar kaba olmayan biri..Değilmi Mary?
Birden bütün gözler Rose'un üzerinde toplanmıştı..
--Şey..Bana prenses derlerde..
--Neden acaba?
dedi Zencer ve Aura'nın yanına gitti...
--Aura çok gergin görünüyorsun...İyimisin..
--Evet iyiyim Zencer 11. kez söylüyorum hiçbirşeyim yok...
--Ama ben sadece
--Evet biliyorum Zencer iyi olduğumdan emin olmak istiyorsun...
Zencer gülümsedi ve Aura'nın koluna girdi..Aura şaşırmıştı..
--Ne yapıyorsun?
--Eğer iyi olsaydın sağ sola yalpalayıp durmazdın...Ve gözlerimin tam ortasına bakarak konuşurdun ama şu anda oldukça dengesiz duruyorsun..İstersen seni kucağımdada taşıyabilirim...
Aura kıpkırmızı olmuştu ve kafasını yan tarafa çevirdi..
--Bebek gibi muameleye ihtiyacım yok hıhh...
--Ama bebek gibi davranıyorsun
--ZENCERR!!!!
ve Aura Zencer'ı iteyim derken ayağı burkuldu...Birden yere çöktü..Hiro ve Riko yanına koştular..
--AURA!!!Sen iyimisin?
Msity hemen eğilip Aura'nın ayağını kavramıştı..
--Birşey yok sadece biraz azımış o kadar..
--Yürüyebilecek misin?
--Acıyormu?
--Hastaneye gidelim mi?
--Kendini tuhaf hissediyormusun?
Bütün Japon takımı Aura'nın başında ağıt tutuyordu Alice ve diğerlerinin kafasında ise damlacıklar vardı..Leo güldü ve kalabalığı yararak Aura'nın yanına eğilrek onu kucağına alarak yürümeye başladı
Aura çırpınıyordu
--Hey bırak beni..Pis kazanova indir beni aşağı ben yürüyebilirim..
--Ama o zaman şvoalyeleriniz bir türlü kendilerine gelemezlerdi herhalde
dedi ve bir kahkaha patlarak yürümeye devam etti Aura...Tiran ve Kari ise arkada kös kös düşünüyorlardı
--Bu neden bizim aklımıza gelmediki ?
Aura'nın çırpınışları ve Leo nun kahkaları arasında yeni evlerine doğru yola çıktılar...
--İyi ama biz otelde kalacaktık...
--Saçmalamayın lütfen..Okulumuzun onur öğrencileri için bir evi var..
dedi ve okulun biraz ilerisindeki muhteşem 3 katlı villayı gösterdi..Leo ise gülümsemeye çalışıyordu
--Yani benim evim..
Leo,okulun onur öğrencisiydi ve oldukça zeki bir çocuktu..Ailesi Hiro ve Riko gibi bir kazaya kurban gitmişti...Suzaku'da aynı durumdaydı ve Leo ile birlikte o konakta kalıyorlardı..
--Hadi eve gidelim...Okuldan kurtulmak için can atıyorum zaten...
--Evet buna eminim..
--Hey prenses neşelen biraz..
Aura gözlerini kıstı ve Leo'ya baktı
--Bana prenses demekten vazgeçin bay kazanova...
--Evet haklısın o lakabın bir sahibi var..Üstelik senin kadar kaba olmayan biri..Değilmi Mary?
Birden bütün gözler Rose'un üzerinde toplanmıştı..
--Şey..Bana prenses derlerde..
--Neden acaba?
dedi Zencer ve Aura'nın yanına gitti...
--Aura çok gergin görünüyorsun...İyimisin..
--Evet iyiyim Zencer 11. kez söylüyorum hiçbirşeyim yok...
--Ama ben sadece
--Evet biliyorum Zencer iyi olduğumdan emin olmak istiyorsun...
Zencer gülümsedi ve Aura'nın koluna girdi..Aura şaşırmıştı..
--Ne yapıyorsun?
--Eğer iyi olsaydın sağ sola yalpalayıp durmazdın...Ve gözlerimin tam ortasına bakarak konuşurdun ama şu anda oldukça dengesiz duruyorsun..İstersen seni kucağımdada taşıyabilirim...
Aura kıpkırmızı olmuştu ve kafasını yan tarafa çevirdi..
--Bebek gibi muameleye ihtiyacım yok hıhh...
--Ama bebek gibi davranıyorsun
--ZENCERR!!!!
ve Aura Zencer'ı iteyim derken ayağı burkuldu...Birden yere çöktü..Hiro ve Riko yanına koştular..
--AURA!!!Sen iyimisin?
Msity hemen eğilip Aura'nın ayağını kavramıştı..
--Birşey yok sadece biraz azımış o kadar..
--Yürüyebilecek misin?
--Acıyormu?
--Hastaneye gidelim mi?
--Kendini tuhaf hissediyormusun?
Bütün Japon takımı Aura'nın başında ağıt tutuyordu Alice ve diğerlerinin kafasında ise damlacıklar vardı..Leo güldü ve kalabalığı yararak Aura'nın yanına eğilrek onu kucağına alarak yürümeye başladı
Aura çırpınıyordu
--Hey bırak beni..Pis kazanova indir beni aşağı ben yürüyebilirim..
--Ama o zaman şvoalyeleriniz bir türlü kendilerine gelemezlerdi herhalde
dedi ve bir kahkaha patlarak yürümeye devam etti Aura...Tiran ve Kari ise arkada kös kös düşünüyorlardı
--Bu neden bizim aklımıza gelmediki ?
Aura'nın çırpınışları ve Leo nun kahkaları arasında yeni evlerine doğru yola çıktılar...
--İşte burasıda bizim nacizade evimiz ve aynı şekilde klüp toplantılarını yaptığımız yer...
--Oldukça büyük bir yermiş..
--Eh.. Öyledir benim konağım...
--Leo..
--Efendim Aura?
--Bu yükü tek başına taşımak çok zor olmuyormu?
--Hangi yükten bahsediyorsun?
--Hani şu her zaman yanında taşıdığın dev gibi egondan bahsediyorum..
Ve bir kahkaha tufanı..
--Ooo prenses..Tahmin dahi edemessiniz bu çok büyük bir yük ama görüyorumki sizin egonuzu taşımak için yanınızda olan 6 güçlü erkek var..Anca yetiyordur tabi..
Ve birbirlerine gönderilen sinirli bakışlar...
Erkekler Aura'nın artık bir işe karışmayın mesajından sonra hemen herşeye atlamıyorlardı..Ama genede bazıları bir şeyleri sıkıyordu...
--Herneyse prenses..Bir cevap gelmediğine göre odanız yukarıdaki sağdan 3. oda..Rahat olmanız dileklerimle ve beyler...Hizmetçim sizlere odalarınızı gösterecektir...
--Biz gidiyoruz arkadaşlar...Yarın görüşrüüz tnaıştığımıza tekrar çok sevindim hoşçakalın..
dedi ve Rose'u kolundan çekerek dışarıya götürdü Alice.Misty ise birdenbire ortadan kaybolmuştu...
Aura kıpkırmızı bir yüzle sinirli adımlarla odasına çıktı ve kocaman bir "PAATTTTT" sesiyle kapıyı kapattı...Kapı kapanır kapanmaz ilk defa Leo'nun boynuna yapışan Hiro ve Riko olmamıştı...
--O kızla bu şekilde konuşmayacaksın..
--Ne yapacaksın Keiji?Beni dövecekmisin?
Zencer hemen arkasında bitmişti..
--Hayır ama emin ol bundan çok daha kötülerini yapabiliriz..
--Bana bakın bu kız size ne yaptı bilmiyorum ama kendinize gelin.Onun diğer kızlardan ne farkı varki?Bütün kızlar aynıdır..Bizim ykaışıklı yüzümüzü görünce suları koyverirler..Bir günlük dolaşma için belkide bir öpücük için herşeylerini önümüze sererler...Bu onlara kendilerini iyi hissettir....
--Onun farkı ne mi? Sana verdiği cevaplardan anlayamadınmı hala?
--Onun gözleri diğer tüm fan kızlardan farklı bakar..
--Onun konuşması ruhu dinlendirir..
--O her zaman iyilik düşünür..
Erkekler Leo'ya Aura'dan bahsederken Aura'da doasında yastıkları yumrukluyordu
-IIIII APTAL APTAL APTALLLLL
Suzaku kapıyı tıklattı
--Aura? Girebilirmiyim?
Aura şaşırmıştı
--Ahh tabi gel müsaitim..
Ve Suzaku içeriye girdi..
--İyimisin?
yüzünde tatlı bir gülümseme vardı...
--Evet teşekkür ederim sadece biraz sinirlendim..
Suzaku garip garip sağ sola fırlatılmış yastıklara ve uçuşan tüylere baktı..
--Belli oluyor...
Aura utanarak kafasını eğdi
--Genelde böyle biri olmadığımı bilmeni isterim ama kontrolümü kaybettim galiba..
--Leo her zaman böyledir...Bütün kzıların aynı olduğuna ve aşk diye bişeyin varolmadığına inanır...
Aura dalacı bir edayla gülümsedi
--Ama sen öyle değilsin..Biricik dostum Rose'a aşıksın öyle değilmi..
SUzaku gülümsedi
--Evet...Ona aşığım ve gözüm başkasını görmüyor..
Aura ayağa kalktı ve Suzaku'nun yanına yürüdü..
--Neden bilmiyorum ama birdenbire bütün sinirim gitti..Sakinleştim..
Suzaku göz kırptı..
--Bu benim yeteneğim..İnsanlarla konuşmam onları rahatlatıyormuş..Yani Misty öyle söyledi...
--Misty..O nasıl biri?
--Oldukça gizemli,sessiz ve mitolojiyle aşırı dereceden kafayı bozmuş biri..Boş zamanlarında antik kitaplar ve tarih kitaplarıyla ilgilenir...
--Anlıyorum...
--Odanı begendinmi?
Aura arkasını dönüp şöyle bir göz attı etrafa
--Oldukça güzel döşenmiş..
--Tasarımcımız Alice'dir..Genelde bütün tasarımları o yapar...Annesinin yolundan gidiyor..
--Evet..Öyle olmalı...
--Her neyse..Ben aşağıya inmeliyim...Yemek bir saat sonra...Kıyafetlerin otelden getirildi ve dolaplarına yereştirildi..Keyfine bak..
dedi ve kapıya yöneldi Suzaku..Aura ise arkasından bağırdı
--Hey Suzaku?
--Evet?
--Teşekkür ederim ve biliyormusun galiba Riko ile oldukça iyi anlaşacaksınız..
--Sahimi?Neden?
--Çünkü oda aynı senin gibi biri...
dedi ve göz kırparak Suzkau'nun odadan çıkmasını izledi...
--Oldukça büyük bir yermiş..
--Eh.. Öyledir benim konağım...
--Leo..
--Efendim Aura?
--Bu yükü tek başına taşımak çok zor olmuyormu?
--Hangi yükten bahsediyorsun?
--Hani şu her zaman yanında taşıdığın dev gibi egondan bahsediyorum..
Ve bir kahkaha tufanı..
--Ooo prenses..Tahmin dahi edemessiniz bu çok büyük bir yük ama görüyorumki sizin egonuzu taşımak için yanınızda olan 6 güçlü erkek var..Anca yetiyordur tabi..
Ve birbirlerine gönderilen sinirli bakışlar...
Erkekler Aura'nın artık bir işe karışmayın mesajından sonra hemen herşeye atlamıyorlardı..Ama genede bazıları bir şeyleri sıkıyordu...
--Herneyse prenses..Bir cevap gelmediğine göre odanız yukarıdaki sağdan 3. oda..Rahat olmanız dileklerimle ve beyler...Hizmetçim sizlere odalarınızı gösterecektir...
--Biz gidiyoruz arkadaşlar...Yarın görüşrüüz tnaıştığımıza tekrar çok sevindim hoşçakalın..
dedi ve Rose'u kolundan çekerek dışarıya götürdü Alice.Misty ise birdenbire ortadan kaybolmuştu...
Aura kıpkırmızı bir yüzle sinirli adımlarla odasına çıktı ve kocaman bir "PAATTTTT" sesiyle kapıyı kapattı...Kapı kapanır kapanmaz ilk defa Leo'nun boynuna yapışan Hiro ve Riko olmamıştı...
--O kızla bu şekilde konuşmayacaksın..
--Ne yapacaksın Keiji?Beni dövecekmisin?
Zencer hemen arkasında bitmişti..
--Hayır ama emin ol bundan çok daha kötülerini yapabiliriz..
--Bana bakın bu kız size ne yaptı bilmiyorum ama kendinize gelin.Onun diğer kızlardan ne farkı varki?Bütün kızlar aynıdır..Bizim ykaışıklı yüzümüzü görünce suları koyverirler..Bir günlük dolaşma için belkide bir öpücük için herşeylerini önümüze sererler...Bu onlara kendilerini iyi hissettir....
--Onun farkı ne mi? Sana verdiği cevaplardan anlayamadınmı hala?
--Onun gözleri diğer tüm fan kızlardan farklı bakar..
--Onun konuşması ruhu dinlendirir..
--O her zaman iyilik düşünür..
Erkekler Leo'ya Aura'dan bahsederken Aura'da doasında yastıkları yumrukluyordu
-IIIII APTAL APTAL APTALLLLL
Suzaku kapıyı tıklattı
--Aura? Girebilirmiyim?
Aura şaşırmıştı
--Ahh tabi gel müsaitim..
Ve Suzaku içeriye girdi..
--İyimisin?
yüzünde tatlı bir gülümseme vardı...
--Evet teşekkür ederim sadece biraz sinirlendim..
Suzaku garip garip sağ sola fırlatılmış yastıklara ve uçuşan tüylere baktı..
--Belli oluyor...
Aura utanarak kafasını eğdi
--Genelde böyle biri olmadığımı bilmeni isterim ama kontrolümü kaybettim galiba..
--Leo her zaman böyledir...Bütün kzıların aynı olduğuna ve aşk diye bişeyin varolmadığına inanır...
Aura dalacı bir edayla gülümsedi
--Ama sen öyle değilsin..Biricik dostum Rose'a aşıksın öyle değilmi..
SUzaku gülümsedi
--Evet...Ona aşığım ve gözüm başkasını görmüyor..
Aura ayağa kalktı ve Suzaku'nun yanına yürüdü..
--Neden bilmiyorum ama birdenbire bütün sinirim gitti..Sakinleştim..
Suzaku göz kırptı..
--Bu benim yeteneğim..İnsanlarla konuşmam onları rahatlatıyormuş..Yani Misty öyle söyledi...
--Misty..O nasıl biri?
--Oldukça gizemli,sessiz ve mitolojiyle aşırı dereceden kafayı bozmuş biri..Boş zamanlarında antik kitaplar ve tarih kitaplarıyla ilgilenir...
--Anlıyorum...
--Odanı begendinmi?
Aura arkasını dönüp şöyle bir göz attı etrafa
--Oldukça güzel döşenmiş..
--Tasarımcımız Alice'dir..Genelde bütün tasarımları o yapar...Annesinin yolundan gidiyor..
--Evet..Öyle olmalı...
--Her neyse..Ben aşağıya inmeliyim...Yemek bir saat sonra...Kıyafetlerin otelden getirildi ve dolaplarına yereştirildi..Keyfine bak..
dedi ve kapıya yöneldi Suzaku..Aura ise arkasından bağırdı
--Hey Suzaku?
--Evet?
--Teşekkür ederim ve biliyormusun galiba Riko ile oldukça iyi anlaşacaksınız..
--Sahimi?Neden?
--Çünkü oda aynı senin gibi biri...
dedi ve göz kırparak Suzkau'nun odadan çıkmasını izledi...
doktorluktan sonra tarihçiliğe atılmak çok güzel bi duygu doğrusu XD
ellerine sağlık çok güzel olmuş
yeni bölüm ne zmn **aç gözlü bakışlar**
ellerine sağlık çok güzel olmuş
yeni bölüm ne zmn **aç gözlü bakışlar**
Falcı, müşterisinin göremediği bir şeyi görebilen kişidir: Onun bir budala olduğunu. [Ambrose Gwinnett Bierce]
6. sayfa (Toplam 16 sayfa) [ 228 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |