Umarım ki son kez gecikmeli tarih veriyorum: 21i 22ye bağlayan gece...

yarın gece bekliyor olacağız hadi hayırlısı

Bekleyin beni üüüü.

bekliyoruz

eee 21 22 ye baglanmadı mıı?

-S…sen beni nerden-

-Sandığından daha fazla şey biliyorum.Bildiğim bir şey de asla sizinle gelmeyeceğim.

-Biz sadece öğrenmek için geldik.Sen aslında kimsin?, İçinde çığlıklar atsa da bu kıza dair bir türlü hatırlayamıyordu.

-Aaaa…, dedi küçük kız odanın içine doğru geri geri giderek, demek benim bildiğim kadarını bile bilmiyorsun sen.

-Anlat bize!, diyerek ileri atıldı genç kız da

-Dur!, diye ardından Slithliam ve Silvia da birkaç adım ilerler ilerlemez ardlarından kapı sessizlik içinde yankılanarak kapanmıştı.

-Kahretsin! Biliyordum! Tuzak bu…, Slithliam birkaç efsun savursa da kapıya işe yaramamıştı.

-Yazık…beni bilmeden öleceksin demek. Bu şekilde intikamım biraz kursağımda kalacak aslında ama annem böyle istedi…Elveda…, diyerek ortadan kaybolan kız ardında siyah bir tel saçını bırakmıştı.

-Bu da ne demek?, dedi şaşkınlıkla Saena eli titreyerek saça uzanırken.

-Karanlık güçten beslenen bir efsun olmalı…şu yeni ortaya çıkan güce benziyor ama biraz daha farklı.Onunla bir bağlantısı olmalı.

-Saena…Slithliam…, diye Silvia’nın geri geri adım attığını gördüler, bu…oda…küçülüyor mu?
Birkaç saniye içinde kapıdaki madde tüm odayı kaplamıştı ve bu da efsunun işe yaramayacağını düşündürüyordu onlara.

-Fareler gibi kapana kısıldık!, dedi Silvia zümrüt yeşili gözleri kocaman açılarak.

-Belki de ben denemeliyim, dedi Saena.

-Eğer gücün odadan çıkmazsa burada hepimiz geberir gideriz, dedi Slithliam kendine içten içe kızarak.

-O kız…,derken düşündü Saena, intikamım kursağımda kalacak dedi…

“Hore to fondra!” ortaya çıkan yarı saydam sarmaşıklar duvarları tutmaya çalışıyordu.Silvia tüm gücünü kullanıyordu:-Bunun hiç sırası değil Saena…

-Ama…hiç anne sözü dinleyecek biri gibi gelmiyor bana…

Slithliam bu cümle ile kendine gelmişti: -Haklısın. O halde dikkatle tara…

-Ne oldu?

-Kapı kulbu…

-Ne?

Slithliam elindeki kapı kulbunu uzattı ucu bir anahtar gibiydi: -Bunu bilerek yapmış olmalı.

-Bi…raz çabuk…, Silvia gözlerini sımsıkı kapamıştı ki duvarlardan dikenler çıkmaya başladı.

Aleacele etrafa bakındılar ve yerdeki küçük deliği gördüklerinde hemen Slithliam kulbu oraya taktı.Ve beklenen olmuştu aşağıya açılan bir kapı açılmıştı.Saena önden atladı.Slithliam da Silvia’yı belinden kavrayıp etraflarında bir kalkan oluşturarak atladı.Hisleri ona bunu söylemişti ve böylece duvardan fırlayan dikenlerden atlarken korunmuşlardı.

Kendilerini alt kattan çıkarken görmedikleri bir koridorda bulmuşlardı.Saena nerden gidebileceklerine bakarken durup Slithliam ve Silvia’ya baktı.

-Ne?, dedi nefes nefese kalan Silvia.

-Şey… Bu durum böyle sık sık olacak mı?, derken saf saf Silvia’nın beline bakmıştı ki aynı anda Slithliam ve Silvia birkaç adım geriye fırladılar.

-Çocuklaşma Saena! Çok ciddi halde başımız dertte sana hatırlatırım! Ciddi ol biraz! , diye azarlamaya başlamıştı ki Slithliam, Saena onu Zainin gibi görmüştü bir iki saniye ve tebessüm etti, peki efendim, deyip koridoru incelemeye başladı.

Slithliam kızın ne düşündüğünü az çok tahmin etmişti ve bunun onun hissettiği hüznü hatırlatmıştı.Silvia’ya baktığında aynı şeyleri düşündüğünü anladı.Silvia yaklaştı ve “Bunu sonra konuşacağız Lord” diye mırıldandı.Onlar da bir daha ki adımlarından önce etrafı incelemeye başlamışlardı.

*
Binanın dışında ise endişeli bir bekleyiş vardı.Andes göz ucuyla yerdeki adamlar tiksinerek baktı:

-Kendi türümden birilerini bu halde görmekten nefret ediyorum

-Sen de köle değil misin?, dedi Floa çarpık bir gülümseme ile.

-Lordun hiç görmediğin bir yüzü ile bugünlere geldim ben. Kızıl köleliği seçmem onun planı için gerekliydi.Kimseyi istemeden bu yola sokmak istemedi ben de gönüllü oldum.

-İyi ama neden?, dedi Floa.

-Sevgi , dedi hemen yanlarındaki unuttukları sesin sahibi, üçümüzü de burada tutan bu değil mi? İçeridekiler için endişelenmemiz bundan ötürü değil mi?Andes ve ben Slithliam’ı çok seviyoruz.Sen de şu kızıl saçlı kızı değil mi?

Floa duraksadı.Sonra başıyla onayladı: -Evet…

-Endişelenmek dedin de, dedi Andes, çok olmadı mı? Ona ulaşmak bu kadar vakit alır mı?

-Değişir…ama benim canımı sıkan bu sessizlik, gözünü kapayıp etrafı dinledi, ürkütücü bir sessizlik var.

-Ne yani sessizlikten mi anladın?, dedi Floa , Bu senin efsunun mu?

-Ben yarım bakır kan olduğum için efsun güçlerim daha çok his gibi…birkaç küçük efsunum da var tabi. Bu yüzden beni önden yollarlar.Efsunum pek hissedilmez az olduğu için.Önden bir çeşit tarayıcı gibi yolluyorlar sonra diğerleri geliyor ,diyerek yerdekileri işaret etti.

-Sizce içeri girmeli miyiz?, dedi Andes.

-Bilemiyorum…, dedi Floa.

-Böyle beklemek sinir bozucuymuş , dedi Clara.

Andes dişlerini sıktı aklından “Bir işaret ver Lordum” diye geçiriyordu.

*
-Koridoru takip etmekten başka şansımız yok gibi, dedi Slithliam.Sonra durup sağ tarafa bakarken dalıp gitmiş Saena’ya baktı, Hey duymuyor musun?Saena!

-Bağırma Slithliam , duyuyorum. Ama şu an başka birini dinliyorum.Çocuklar bizi konuşuyormuş, buraya girmeye kalkabilirler.Özellikle Andes çok gergin görünüyormuş.
Silvia ve Slithliam endişe ile ona baktılar.

-Saena…kimi dinliyorsun sen?

Saena kendi kendine kıkırdadı ürkütücü ve melodik bir şekilde: -Arkadaki ruhu kim görebilir? O ruh iyi mi kötü mü kim bilebilir? Her şey rağmen kim ona kaderini teslim edebilir? Sanırım bu sadece benim kaderim…hep olduğu gibi…yalnızca ben…yalnız ben…yalnız…

Gittikçe gözleri dolmaya başlamıştı. “Niye beni bu yola zorluyorsun?” küçük hıçkırıklarını bastırıyordu “Yine bu savaşın ortasında tek başıma kalacağım…yine herkes gidecek…YİNE BEN YALNIZ-“ Saena haykıracakken onu kolundan tutup sıkıca sarılmıştı.Gözünün önünde yok olacak gibiydi yalnızlığının içinde.Bu yüzden onu yakalarcasına tutmuş ve sarılmıştı.Başını kendi göğsüne bastırmış ağlaması için bir yer hazırlamış gibiydi… “Yalnız değilsin…” dedi onun buz gibi sesi beklenmeyecek kadar sıcaktı “İstersen ağla…ama sakın yalnızlığında kaybolma…bunun için mi onca badireyi atlattın?”
Silvia şaşkınlıkla onlara bakıyordu “Slithliam?” diye mırıldandı.Saena’ya sarılmış altın saçlı adama bakarken.

Saena da Slithliam’ı sıkıca kavradı ve ağlamaya başladı.Fakat bu ağlama içindeki zehri akıtır gibiydi.Bir süre sonra durakladı ve Slithliam’ı itti: -Neden? Ya neden buradayım? Beni kullanmanız için mi? Saena’yı da Kutsal Hanım ya da Pusula gibi kontrol edebilmeniz için mi?

-Saena…bu halin bir yapmacıklık değil, diye tebessüm etti Lord, kimse seni kullanmayacak.Buna izin vermeyeceğim.Yemin ederim.

-Neden?!, dedi sinirle, Sen bu değilsin! Ben seni böyle tanımadım! Neden?

- Arkadaki ruhu kim görebilir? O ruh iyi mi kötü mü kim bilebilir? Her şey rağmen kim ona kaderini teslim edebilir? Sen bunu neden dedin bilmiyorum ama…benim önümdeki o lordun ardındaki ruhu da göremediğin kesin. Ben iyi miyim kötü müyüm hala bilmiyorsun. Sen kaderini bana teslim etmiyorsun ama ben burada sana teslim ediyorum.

-İlan-ı aşk gibi…değil mi?, dedi tanıdık bir ses, Sesi duyduklarında üçü de şaşkınlıkla koridorun karanlık tarafına döndü.Saena’nın yüzünde ister istemez sorgulamadan bir gülümseme belirdi:

-Dlathia!DLATHIA!

Saena öne fırlayacakken onu kolundan Slithliam kavradı: -Burda ne işin var?

-Dövüşmeden önce hep açıklama isterler, dedi küçümseyerek siyah-gümüş saçlı kadın, Pekala…ama iyi dinleyin çünkü tekrar etmeyeceğim.Öncelikle yeni adım Nodra Dlathia yani Derin Gece…

-Nodra…bu eski efsun dilinden…, dedi Saena.

-Bunu senden başkası bilemezdi zaten kadim ruh, dedi kadın karşısındaki kesinlikle Palomita olarak görmediğini belli ederek, buradayım çünkü çocuğumla bu evde yaşıyorum.

-Onu buldun mu?, dedi Saena.

-Tabiyki hayır, dedi kadın sinirli bir sesle, artık başka bir çocuğum var.

-Başka bir çocuk mu?, dedi Silvia.

-Vay vay vay seni kovulmuş … dünya da mutlu mesut yaşarken eminim hiç aklına gelmemişizdir ,değil mi?Evet başka bir çocuk…bana kıymetli bir çocuk bağışlandı ama anlaşılan biraz yaramazlığı tutmuş da sizin kaçmanıza yardım etmiş.

-Dlayra…

Dlathia ileri bir iki dadım attı ve gümüş bir efsun ile Silvia’yı camdan dışarı fırlattı: -Sırada siz varsınız…çifte kumrular…Herkese kızıyorsun ama onları kolaylıkla geride bırakan sen değil misin?Beni ve diğerleri bırakmadın mı? Zainin’i?Hemen de sığınacak yeni birilerini bulmuşsun.Yeni dostlar yani bir sevgili…

Saena çok sevdiği, kendine orada iyi davranan nadir kişilerden biri olan bu kadının sözlerine cevap veremiyordu.Sanki karşısında acizdi.Slithliam altın birkaç şimşekle kardeşinin ona verdiği devasa kılıcı çağırdı ve Dlathia’ya doğrulttu: -Anlaşılan tanıdığım Dlathia ruhunu satmış.Benim için sorun değil…

-Olmayacağını biliyorum Lord.Ne de olsa sen ve Zainin bir kadın için başkalarını harcamaya alışkınsınız değil mi?

-Hiçbir şeyi bildiğin yok!

-ANNEEEEE!!! ANNE BANA YARDIM ET!!!
Dlayra’nın hemen arkadan gelen çığlını duyan kadın döndüğünde kör kızın kendi boğazını bir şeylerden kurtulmaya çalışırdı gibi havada tuttuğunu gördü.

-Kızım!

-A…anne…nefes…alamıyorum…

Dlathia hemen birçok güçlü efsun yapsa da kızını tutan görülmeyen şeye çarpıp yok oldu.Gözlerini kocaman açarak diğerlerine döndü:

- Arkadaki ruhu kim görebilir? O ruh iyi mi kötü mü kim bilebilir? Her şey rağmen kim ona kaderini teslim edebilir?, deyip kıkırdadı yine Saena, Sadece…ben…

-Kızımı bırak…o şey neyse kızımı bıraksın!

-Pardon? Anne kız bizi öldürmeyecek miydiniz? Ya kızını şu intikam safsataları? , kıza dönüp baktı, Yanlış yoldasın ufaklık! Onlar kalbini kör etmişler…bizimle gel!

-Ha..yır…ha…yır…AAAAAHHHH!!!

Kör kızdan bakır renkte bir ışık onu havada tutan şeye akmıştı.

-Ne yapıyorsun lanet olası kuş!

-Kızının yediklerini kusturuyorum diyelim, dedi Saena, yaşına göre fazla enerji almış anlaşılan.

Slithliam bir anda kime saldırması gerektiğini karıştırmış gibi hissetti.Burası buram buram karanlık kokuyordu.Ancak daha önce verdiği yemini düşünerek Dlathia’nın boş anından faydalandı ve onu ağır bir şekilde yaraladı.

Dlathia tam saldıracakken duvar büyük bir gürültü ile parçalandı ve içeri Silvia ve diğerleri girdi.

-Aklından bile geçirme , dedi Andes sinirle.

Dlathia aniden dönüp gücünü geriye savurdu ve anlaşılan işe yaramıştı ki kör kız yere düşmüştü.Onu hemen yakalayıp karanlıklar içinde kayboldu.

Ardından herkes bakarken aşağıdan bazı sesler gelmeye başlamıştı.Clara telaşla:-Uşaklar geliyor…çok fazlalar.Hemen gitmeliyiz hemen!

Silvia başıyla onayladı ve dışarıdan uzanan parıldayan yeşil sarmaşıklar onlar kavradığı gibi dışarı çekti.

ayy mukemmel bir bölümm.. Dlathia nın derın gece oldugunu dusunuyodum zaten ama emın degıldım.. Bı de bu kızın Palomitayı sevdıgını sanıyodum megr pek hoslasmıyolarmış..

Ya şu bi anda ortaya çıkan kıkırdayan ürkütücü sesten nefret ettım yaa.. Nedir o??

Şu kapı kulpu fılan olayı iyi bağlamışsın hayran kaldım.. Bunları nasıl planlayıp yazıyorsun cok merak edıyorum..

Su Silvia da Slithliam ı alacak gıbı gorunuyor.. Lordun da pek bı ıtırazı yok gıbı neyse

Neyse telden giriyorum uzun bı yorum yazamayacağım malesef yenı bölümü bekliyorum ilham perileri sennle olsun :3

dlayra, dlathia, nodra dlayra, derin gece noluyo ya benim kafam karıştı şu gemide kaybolanlardan biriydi dimi dlathia hafızam hiç iyi değildir benim o yüzden kafam karıştı
bu arada slithliam sadece kardeşi yüzünden saena'ya böle davranıyo dimi ortada aşkımsı duygular yok saena kor bakışlıya gitsin buz bakışlı azıcık daha boşta kalsın bence silviadır saenadır kızlar hep problem ya xDşimdi boşu boşuna uğraşmasın onlarla
yalnız şu kör kızın derdini anlayamadım yaramazlık yapıcaksa bari tam yapsın yarım yaramazlık hiçbir anne sözü dinlemeyen çocuklar yasasında kabul gören bişi değil xD zaten onların derdini anlayamadım ben sorulara yenileri eklendi everest dağına meydan okuyucaz yakında soru dağıyla gözde abla sorulara cevap veren bi bölüm yok mu hiç ufukta

güzelll

@Haruka~: Teşekkür ederim. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bana yön gösteren büyük şey hep dediğim gibi hikayelerin de kaderi olduğuna olan inancım. Bir şekilde her şey yerine oturuyor.Çok da tılsımı bozmamak lazım XD

@otaru-tomoe: Evet ogemidekilerden biri hatta zainin in ablası dlathia (efsun dilinde gece demek) şimdi nodra dlathia (nodra çok daha eski bir efsun dilinde derin anlamına geliyor yani adı derin gece) olarak karşımızda .

Slithliam'ın etrafında bir sürü şey dönsede (teorilerimize göre) görünen o ki kendisi pek de farkında değil XD

Dlyra'nın normal olduğunu düşünen var mı XD

@Aki : teşekkürler...

eee yorum yok mu başka?

kara büyü altında kötü olmaya zorlanmış masum bi kız Dlayra xD
yani buda uzakta olsa bi teori
yalnız şu dlathia niye intikam almak istiyor o.O ve bu işe bu küçük masum(!) kızıda sürüklüyor o.O kadim ruhlara ezelden beri düşman olan kim var kötü kadim ruhlar var mı bu kutsal hanımın kötü yanının taraftarları mı bunlar yoksa ilk kutsal efendi öfkesini mi çıkarıyo hala o.O yoksa bunun şu cennet alevini veren şeyle bi ilgisi mi var o.O bu böyle sürüp gider sun-chan U-U ben sana daha bi yığın soru sorabilirim yani istediğin yorumsa bol merak içeren bir yorum atabilirim buraya o.O"

her türlü meraklı, teorili, uzun yorumşlara açığım ^^ ne düşündüğünüzü bilmek isterim^^

Öhööm!! Dlathia?! Kötü olmasını beklediğim ve Seanaya sırtını dönücek olarak asla düşünmediklerimden biri. Sonracığıma bu kadın neyin intikamını almak istiyo.(böyle kötülük yapmayı nerde öğrendi asdfgh Doktor Ötker ) Bi dde şu kız var aslında bu kızla ilgili bişeyler düşünüyorum kim olduğuyla ilgili ama imkansız gibi bişey yani (1. kitaptan birisi değil dimi??)
Konu yine Zaininime geldi..Aaah aaah şimdi bunların sarılmasını o da görmüş olsa sinirlense kıskançlık yapsa ortaya çıksaaa (Fazla kitap okumanın sonuçları:en ufak bir şeyde romantiğe bağlıyosun -.-) asdf
Yeni bölümü heyecanla beklemekteeee *-*

Kadim Söylev yeni fragman:



http://www.youtube.com/watch?v=xqxA7VcXdlE