Önce yorumları yorumlayayım:

@~Athena~: Ya ben böyle sürpriz yaparım işte...her yeni bölüm yeni sürprizler demek göreceksinizi Slithliam bir abi edası ile kızımızın peşinde bakalım bu sefer araları nasıl olacak? Lordumuzun işi de iş gibi "sağ kolu" ile...

@Tsukino-Usagi: Ya döndü kor bakışlı şovalyen XD Karanlık yollarda kendisi biri şu adam doğru yolu göstersin XD (kim ben mi? Ben karışmam XD ) Acaba neden yine karanlık tarafta Zainin? Ne zoru varsa

Evet canım kızlardan çeniyior , kızarıyor lordumuz XD O karizma ile çok şirin oluyordur her halde Neticede herkesin en az bir zaafı vardır^^ Lordun aslında o bilmeceyi çözememesinin en büyük sebebi onların sistemi ile bizimkinin farkı. Magnusfede "efsuncular" (alt efsuncularda istisnalar mümkündür) otomatikman istemsiz olarak dünya dillerini konuşabiliyorlar dolayısıyla işin kural kısmını dilbilgisi kısmını bilmiyorlar bu onlar için refleks gibi bir şey.Ama Andes dünyadan olduğu için durum farklı dillerin içeriğini de biliyor dolayısıyla işe teknik de bakabiliyor diyebilirim.Eğelecel ibir tip değil m iAndes Saena ile karşılaınca umarım hayatına son verdirece ktarsda konulmaz Xd Hey gidi gençlik hey XD

Sorularım çok güzel cevaplarını zaman içinde alacaksın aşama aşama^^

Yoan değil o dev olan koragdı. Yoan saklı şehirden Liam'ı Vera'nın ölümü nedeniyle karşısına alan biriydi.Çekip gitmişti.Hatırladın mı?

Sizi oyalamak gittikçe zorlaşıyor .Bakıyorum tahminleriniz gittikçe daha yerinde ve benim sistemime uygun hale gelmeye başladı (bu hikaye için) ama üzgünüm doğru değil cevabın^^

@ay savaşçısı büşra : Anam bi de on ikiden vurursun falan ben burda kalpten giderim XD

@Saffiru: Şiiri beğenmene sevindim^^ Saena'nın büyük ama kasvetli gücünü yansıtmaya çalıştım bir yönü buydu şiirin.

Silvia Nötr kafede çalışan hem de sahibesi.Babası şimdilik ortalıkta yok (geçen kitapta kısa bir söz etmişiliğim oldu o kadar) 2 yıl önce sırandan bir kısa "hey ben efsun yapıyorum " falan demesi biraz garip olabilirdi ama şimdi karşısında sıradan bir kız yok^^ Diğer ırklara gelice...onlarla ilgili çok şey öğreneceksiniz^^

Kız hakkında pek bir yoruma girmeyeceğim^^

Slithliam ile iligili bölümdeki ayrıntıya dikkat çekmen hoşuma gitti teşekkürler^^

Zamanlama nasıl olur bilemem XD bir yıl devam ettirsem hikayeyi? Gerçi duruma göre kaç yıl geçer orası da meçhul o.O

Ve duyuru yeni bölüm YENİ SÜRPİZRLER ile perşembe günü sizlerle olacak^^ Yorum yazmaktan çekinmeyin hem yeni bölüm hem eski bölüm hem de diğer yorumlara...

ay ablam o lahit kutsal hanımınki mi yoksa zainin'in etrafını saran siyah güç çemberi filan

bu arada hatırladım şimdi de, o adam niye geçti ki karanlık tarafa yaa bi de ben o şahsiyertin önemli olucağını hiç düşünmemiştim

bakalım yeni bölümde neler olucak

YE-Nİ BÖ-LÜM ŞAK ŞAK ŞAK YE-Nİ BÖ-LÜM ŞAK ŞAK ŞAK

Var...

ALLAH onların müstehakını versin. Kör olmayasıcalar .
Yaktılar kızın başını, bi huzura eremedi bunların yüzünden zavallı. ne aile kaldı ne dünya. Sevdiği adam bile bunların sebebine göçtü gitti.
Yediler kızın başını yaa ...
Kızımm Saena yawrum bunlar yine peşinde bak , kızım gördüğün yerden topukla bak yine çorap örcek bu ikisi senin başına.
aa yada yak ,ay evet evet yak kız bunları kökten çözüm olsun sana .

@Tsukino-Usagi: Lahit meselesi çok sonra canım XD Zenciyi diyorsan o hep kötü bir tipti aslında...var demekki kendince planları.Eeee kimleri düşer kimileri yükselir...

@jandark: İki çift lafına bayıldım resmen.Bol bol iki çift laf etmeni bekliyorum *.* Ne çoraplar kimlerin başına örülecek acaba XD (Allah ' ım böyle konuşunca kendimden korkuyorum XD)

Yeni bölüm bu akşam üstü sizlerler üsteli "uzuuuuuuuuuuun" bir bölüm^^

Aaaaa yeter 'kendine isyan edercesine TanGel' okumaya devam ediyorum daha iyi olur hem canım sıkılmaz neyse şu canımın sıkkınlığını bir an önce benim yok etmem gerekiyor veeeeeee

Hikayelerinin takipçisiyim ve aynı zamanda arşivime eklemeye devam ediyorum

ablam bekliyom burda kaç saatttir, ee hani gelmedi çatlayacam şimdi haa,zaten öyle bi yerde kestin ki, gıcık dizi senaristleri gibi

ve sonunda bende bitirdim

"Kabus olabileceğime verilmez ihtimal"

şiirin bu kısmı o.O
acayip gözüme battı o.O bizim palamita yani saena kabus olabilir mi o.O

Ve biliyodum işte U_U silvia normal bir insan değil U.U hatta zaininin günahkar ismini almasıylada yakından ilgili bence <.<
ikinci bir palomita o.o ne garip o.o dünyaya bunlar olurken ben nerdeydim acaba xD
ama şimdi yazık silviaya ağladı garibim saenanın arkasından içim acıı T^T (tüm blümleri aynı yerde yorumlayınca kopukluk oldu sanki <_<)
zainin o.o kötü taraf o.o ve gözümün önene çok tatlı ve iyi bir karakter olarak görünen slithliam o.o
garip bir şekilde slithliamı sevdim şimdi o kızarmı hali gözlerimin önüne geldide ay yerim ben onu ya am ama hala pallynin abisinin arkadaşının onu attığı nesneye takmış durumdayım nerede buranın o upuzun bölümü =DDD

Lahit sulai V: Arkadaki ruhu kim görebilir? O ruh iyi mi kötü mü kim bilebilir? Her şey rağmen kim ona kaderini teslim edebilir?

Saena gür uzun kızıl saçlarını balıksırtı yapmış, cafe üniformasını giymişti.Hatta tüm kafeyi adam etmişti herkes gelene kadar.Silvia yorgun argın odasından aşağı indiğinde onun da kendisi gibi hiç uyuyamadığını anlamıştı.Yine de henüz müşteriler gelmediği için köşedeki masaya oturmuş kıza baktığında mutluluğun yokluğu kadar hüznün de yokluğunu görmüştü.Sanki güzel bir heykel gibiydi.

-Alano!, diye seslendi Silvia yanından geçen genç oğlana, Şu televizyonu aç da dünyada neler oluyor bir bakalım.

-Televizyon bozuk Silvi…Geçen haftadan beri…Tamirci bu adam olmaz demişti sen de kazık atmaya çalışıyor diye onu kovmuştun.Gerçi o iri yarı adam neden o kadar korkarak gitti anlamadım ama…

-Öyle mi yapmıştım?, dedi yarı gülümseyerek Silvia, neyse haklıyımdır mutlaka.Sen de kendine erkek diyorsun neden tamir edemdin ki şunu?, diyerek sehpanın üstündeki televizyona bir tekme attı.Televizyon tekmeyle birlikte açıldı ve net bir şekilde çekmeye başladı.Silvia baygın bir bakış attı önce televizyona sonra da Alano’ya ve kendince söylendi, kazıkçı tamirci…

-Bu-bunu nasıl yaptın?, Alano gözlerini kocaman açmıştı.

-Aslında şansını zorlarsan senin de devrelerini böyle düzeltmeyi düşünüyorum., dedi Silvia çok masum bir ses tonu ile.

-Şimdi ne yaptım ki?

-Bana Silvi demeyi kes…bu arada…Ona da Scentella demeyi bırak.Onun adı Saena.

-Demek sonunda kızılımızın adını öğrendin, dedi Alano.Aynı anda Saena kızıl gözlerini ona çevirdi ve Alano da mutfağa ‘işim vardı’ diyerek hızlı adımlarla ilerledi.

“Evet değerli izleyicilerimiz.Haberimizi tekrar etmek istiyorum.Devasa bir dağ arka arkaya meydan gelen depremler ve okyanustan fışkıran volkanik patlamalar sonucunda ortaya çıktı. Üstelik bu oluşumun gerçekleştiği yer dünyanın en büyük okyanusu olan Pasifik Okayanusunda.Başka bir şok edici durum ise buranın dünyanın en derin noktası olan Mariana Çukuru’ndan başka bir yer olamaması.Bilim adamları böyle bir olayı hayretle karşılayıp tüm doğa olaylarına aykırı olduğu belirtirken bir kısım kitle dünyanın sonunun geldiğini söylüyor.Şimdi bir ülkeler komisyonu oluşturarak bu devasa dağa bir araştırma ekibi yollanacak.” Spikerin şaşkınlığı her halinden belliydi ancak Silvia ve hatta geçirdiği kısa süre içinde Saena için bile sıradan bir haber sayılırdı.Elbette her şeyden habersiz normal hayatlarına devam eden insanlar için durum bambaşkaydı.

-Başka bir doğa üstü olay., dedi Silvia gözlerini yere eğerek, buna bir kılıf bulamamışlar anlaşılan.

Saena ’acaba ailem şu an bu haberi şaşkınlıkla izleyenler arasında mıdır’ diye düşünürken başka yeni bir haber ekranlara yansıdı:

“Bir diğer haberimiz ise güzel bir etki yaratacak üzerinizde. Görme engelli bir kız son zamanlarda adını yaptığı resimlerle duyurmaya başladı.Dlayra isimli kızın yaptığı son resmin adı ise ‘yaşlı adam ve torunu’ inanılmayacak derece gerçekçi görünen resimde ne yazık ki karanlık içinde yok olan yaşlı bir adam ve onun torunu tasvir edilmiş. Dlayra’nın resmini bize anlatmasını istediğimizde aldığımız cevap şu oldu:

-Hayat her zaman güzel değildir.Ne var ki insanlar hep güzel olanları görmek kötü olanlara sırt çevirmek ister ancak bir gün karanlık tarafından yutulma sırası onlara geldiğinde karanlık dışında herkes onlara da sırf çevirecektir.Karanlık ise onları kucaklayacaktır.Bu resim birçok kişi için kötü bir sonu yansıtıyor ama ben isterdim ki karanlığın en derini beni kucaklasın. İçinizden birçok kişi ‘hayatını karanlıkta geçiren biri için kendi acındırma ya da kendini güçlü gösterme sözleri’ diyebilir dediklerime ama size şunu söylemeliyim: ‘Yeniden doğuş zamanı geldiğinde karanlığı bilenler bir ışık arayarak acınacak duruma düşmek yerine karanlıkla kucaklaşıp bilgece ve cesurca ayakta kalacaktır.’Bu da kör bir kızın önemsiz bir öğretisi olsun.

‘Bu kız inanılmaz!’ dedi etkilenmiş bir şekilde sunucu., Ne kadar ağırbaşlı ve güçlü bir kız.umarız ki diğer engelliler de kendini ifade ede…”

Saena ve Silvia kızın son cümlesi ile ayağa fırlamışlardı.Bakışlarını ekranda duran dipsiz bir kuyu gibi siyah ve korkutucu gözlere sahip, dokunulmamış kar gibi beyaz ve pürüzsüz tenli, gülümsemeden eser olmayan zarif pembe dudaklı kızın görüntülerinden ayıramıyorlardı.

Silvia zümrüt yeşili gözlerini kısıp Saena’ya döndü: -Öğretiyi garip bir vurgu ile söyledi.Bu bir tesadüf olamaz değil mi? Üstelik şu yeniden doğuş hikayesi falan…

Saena şaşkınlıği atlatmış üst kata doğru yürümeye başlamıştı: -Boşuna söylediği cümlelerden bir şey çıkarmaya çalışma çünkü bu kendini gereksizce yormak olur. Onu hissettim.O kızda özel bir şey var. Onu bulmalıyız.Umalım ki çok geç olmasın…

Saena telaşla üstünü değiştirmeye çıkarken Silvia kendi kendine kızın ekrandaki resmine bakarak mırıldandı “Ne için geç?”

*****

Karanlıkta kımıldamadan oturuyordu.Oda sadece bir şeyler çarpmaya sebep olmayacak kadar mumlarla aydınlatılmıştı.On yaşlarındaki kız kapıdan usulca birinin girmesine rağmen kıpırdanmadı.Olduğu yerde özenle yapılıp odanın baş köşesine konmuş bir bebek gibi duruyordu.Üzerinde gezinen korkmuş bakışları hissetti ve pembe dudağını hafifçe ısırarak o tarafa döndü:

-Ne o? Benden korkuyor musun?, dedi kırılgan bir kız çocuğunun sesi ile.

-Be…ben…yemeğinizi getirdim.Kü-küçük hanım…, dedi oğlan.

-Öyle mi? Peki yemekte ne var?, dedi hiç istifini bozmadan siyah uçları dantelli kabarık elbisesi mum ışığında siyahlığını daha da kanıtlarken.

-Bir…tane… siyah zeytin…ama siz bununla doyacak mısınız?

-Elbette hayır o en sonunda ağzımın tadı yerine gelsin diye., uzun bir sessizlik çöktükten sonra kız yine konuştu, Boyun kaç?

-1.50

-Kilon?

-53

-Kaç yaşındasın?

-15

-Ahhh…öyle mi?Gerçi çok sportif değilmişsin ama en azından gençliğin var.

-Küçük hanım?

-Biliyor musun, benden korkmakta haklısın.Zeytini getirir misin?,Oğlan tam birkaç adım içeri girmişti ki kapı ardından şiddetle kapandı.Kız insanın ruhunu titretecek bir sesle, tabi önce yemek…

*****

Saena kalabalık içinde hızla koşuyordu.Silvia zar zor ona yetişip kolundan kavradı ve nefes nefese:

-Lanet olsun! Bir dakika dur ve olanları anlat! Ne hissettin? Kim bu kız?

-Vakit yok Silvia! Eğer bizden önce ona yanlış kişiler ulaşırsa bu hiç iyi olmaz.

-Anlat!, diye ısrar etti sarışın kadın.Saena da derin bir nefes verdi:

-Pekala aslında çok net değil ama o kızı tanıyorum.Yani tanıyor olmalıyım.Çok yoğun bir şekilde bunu hissettim.Nasıl desem bir çeşit dejavu gibi…ve o dejavu hissinde hiç hoş olmayan şeyler de vardı.Netleştiremiyorum…aklım…bana oyunlar oynuyor gibi…, sonra Saena sağına başını çevirip baktı ve mırıldandı, Ah…doğru geç kalacağız…Bu taraftan!
Silvia yine koşmaya başlayan genç kıza şaşkınlıkla baktı:-Ne? Ne oldu şimdi? Nerden biliyorsun?Aaaahhh beni bekleee!

******

Lord Slithliam ve Andes ise kalabalık arasında ilerlerken Andes’e biri çarparak onu düşürmüştü ve duraklamadan devam etti.

-Hey sen kim!?, durakladı ve koşan kızın arkasından koşmaya başladı, güzel olduğunuz kadar küstahsınız hanım efendi! Dursana! Sana söyleyecek bir çift lafım var!
Lord Slithliam ise afallamış kalabalık arasında kaybolan Andes’in arkasından bakakalmıştı ki ona da birisi çarptı.Bu sefer düşen karşı taraf olacaktı ki Slithliam onu tuttu.Ve aynı anda ikisi de birer adım geri çekildi.

-SLITHLIAM!

-SILVIA!

-Sen…senin burada ne işin var? Magnusfede olman gerekmiyor muydu senin?

-Uzun hikaye…aslında benim de sana soracağım çok şey var ama…az önceki kız Saena’ydı değil mi?

-Lanet! Onu kaybettim!

-Sakin ol Andes peşinde.Dolayısıyla ben onların nereye gittiğini kolaylıkla bulurum.

-Andes…senin şu işkence ettiğin kölen değil miydi o?

-Saena sana onların gerçek olmadığını söylemedi mi? Yani beni hala yanlış tanıyorsun…Her neyse bu konuşma uzayacak gibi.Gel de onları bulalım.

-Bir dakika! Ben seninle hiçbir yere gelmem! Numara ya da değil amacına ulaşmak için Zainin gibi birçok kişiye zarar verdin!En çok da bana! Senden nefret ediyorum!

-Nefret…hiçbir şey olmamasından iyidir.Varlığıma alışınca, gerçekleri de öğrenince belki beni anlarsın.Üstelik benimle şu an gelmek zorundasın.Tabi onları bulmak istiyorsan.

-Ne harika bir gün…düşmanımla yan yana…

-Ne harika bir gün yeni dostumla yan yana…

-Dalga mı geçiyorsun? Senin yüzünden buradayım ben!SEN BENİM HAYATIMI MAHVETTİN!

-Kendiminkini de mahvettim merak etme…Bu arada siz neyin peşindesiniz?
Silvia , Slithliam’ın inatla konuyu Saena’ya getirmesini kabul etmek zorunda kaldı, şimdilik:

-Televizyonda bir kız gördük.Onun hakkında bir şeyler hissetti ve böyle fırladı gitti.Döndüğünden beri çok garip davranıyor.Onu ne hale getirdiniz? Boşlukla falan konuşmaya başladı…

-Boşlukla mı? Hiçbir fikrim yok…ama kız hakkında bir şey hissettiyse kadim güçleri sayesinde olmalı. Bu savaşta birlikte olmalıyız.

-Sen ve biz mi? İmkansız!

-İnsanlaşmışsın…Unutma ortak amaçlar için düşmanlarınla sakince çalışabilmelisin ki ben sizin düşmanınız değilim.

-Sen her zaman düşmanım olacaksın.Her zaman!Biz hep düşman olacağız…

-Sen benim hiçbir zaman düşmanım olmadın, dedi sakince Slithliam.,Her zaman saygı duyduğum önemli bir efsuncuydun.Ağır başlı, olgun, güzel bir gümüş kan efsuncu ve şifacı. Hiçbir zaman savaşı seçmeyen sen, gücünü bile iyileştirmeye ve korunmaya adayan sen, neden şimdi böyle fevri davranır hale geldin?

Silvia bu sözler karşısında duraklamıştı ve az önce gözden kaybolan Saena’nın olduğu tarafa doğru yürümeye başladı: -Konu sen olunca fevri davranmamak elde değil Lord.Pekala sanırım haklısın bunu başka zaman konuşuruz.Şimdi gidelim peşlerinden.
Silithliam, Silvia’nın belinden yakaladı ve buruk bir şekilde gülümsedi: -Yıldırım hızı ile gitsek?, derken anlık sessiz bir parlama ile yok oldular.

*******

Saena vardığı yere bakınca şaşırmıştı koca bir malikanenin önündeydi.Orda öylece dikilmek pek mantıklı olmazdı dolayısıyla içeri giriş biçimine karar vermeden önce karşıdaki büyük parktaki kafeye oturdu.

Birkaç saniye sonra ise arkasında bir ses duydu:

-Lanet olası çarptığın insandan özür dile!

Saena gözlerini kısıp ardındaki yeni yetme oğlana baktı: -Git başımdan ufaklık. Meşgulüm.

-Hey hey hey…bana bak kızıl güzelsin bu da seni havalı yapıyor anladık.,biran içine dolan hissi kavramaya başladı,Güçlüsün ve sendeki efsunu hissedebilecek kadar iyi bir eğitim aldım…Bir …dakika…kızıl saç..göz…Sen Saensın!

-Hey sus!, diyerek ayağa fırladı ve karşısına oturttu, sen de kimsin?

-Geldiğin yeri unutmak diye buna derler, diye surat astı, kızıl köleyi aklında tutmaya tenezzül bile etmemişsin.

-Sen…hey sen Slithliam’ın kölesisin, değil mi?

-Bingo pek değerli kadim ruhumuz.

-Burada ne işin var?

-Sadece ben mi?, diyerek arkasına baktı.Bir ışık parlaması sonrası Slithliam ve Silvia da oradaydılar.

Saena sırtını yasladı ve bıkkın bir şekilde: -Harika bu başımız büyük belada demek…

-Yok canım Slithliam daha ziyade küçük bela sınıfına giriyor., dedi Andes sırıtarak.
Saena kızıl gözlerini bu sefer Slithliam’a dikti:-Ona gerçekten işkence etmediğin belli.Tepene de çıkartmasan iyi olurdu gerçi.

-Zainin’in sana davrandığı gibi mi davranmalıydım?

Saena bakışlarını yere çevirmişti.

-Hey!Onu üzme! Kardeşim sayılır o benim ve ikinci defa ailemden birilerine zarar vermene göz yummam.

-Harika…, dedi Andes somurtarak, ikinizin de onu bir evlat edinmediğiniz kalmış anlaşılan., diyerek bakışlarını Silvia’nın beline kaydırdı.

Silvia ve Slithliam daha hala efsun yapıldığındaki gibi olduklarını fark edip kızardılar ve birkaç adım geri çekildiler.Silvia sinirle Slithliam’a bağırdı:

-Lanet olası! Taksi diye bir şey var dünyada! Bir daha bana birkaç metreden fazla yaklaşma!

Slithliam da Andes’e bağırdı:

-Kes şunu Andes! Üslerinle saygılı konuşmasını öğren artık!

Andes iyice somurturken Saena gülümsemişti: -İlginç…

İkisi de ona döndü: -İlginç olan ne?

İyice gülümsedi: -Bu durum…Bu arada üslerin derken?, öte yandan oturmalarını işaret etmişti.

-Silvia bir gümüş efsuncu, dedi Slithliam sakinleşirken.

-Gümüş efsuncuy”dum”, dedi Silvia da normal nefes almaya başlamıştı.

-Nasıl yani? Ben seni bakır kandan olduğun için buradasın sanıyordum yani öyle düşünmüştüm.Sonradan bakır kandan olduğuna göre efsun tarafından cezalandırılmış olman gerek.

-Öyle , dedi Silvia.

-Bilmiyor mu?, dedi Slithliam.Silvia sessiz kalınca devam etti, Daisy ve kardeşi cezalandırılmıştı hatırlıyor musun?Daisy efsuna devam edebilmek için kızıl efsuncu olmak zorunda kalmıştı.Kardeşi ise sürülmüştü aksi taktirde ihanet eden nişanlısı yüzünden cezalandırılırdı.

-Sakın bana…

-Ben Daisy’nin ablasıyım.Eski Gümüş efsuncu ve Zainin’in takımındakilerden biri…

-Başka ne gibi sırların var acaba?, dedi Saena küçümsercesine bakıp, herkes hala bana oyun oynuyor.Sinir bozucu.

-Etrafında istenmemek daha sinir bozucu…Ben sadece sana yardımcı olmaya çalışıyorum.Gece söylediklerini kaldırmak bile başlı başına ağır.

-Gece söylediklerim?İyi de…Ben onları sana söylemedim ki.

-Acaba aklı başında olup bu tip şeyleri daha sonra tartışmanın daha mantıklı olacağın farkında olan tek kişi ben miyim yoksa sizin de aklınızdan geçti de benim kadar önemli mi bulmadınız içinde olduğumuz durumu?

Andes Slithliam’a döndü: -Vay be o cümleyi tekrar edebilir misin?
Slithliam buz gibi bakışlarla eski soğuk lord havasına girmişti: -Andes…, dedi tıslarcasına., Pekala Saena Silvia’nın söylediği kız neyin nesi?

-Onu daha önce gördüm…eminim ama…sanki ben değil de başka biri görmüş gibi…anlatması çok güç.Kızı tanıdığımı biliyorum ama öte yandan tanımıyorum.

-Ne kadar saçma!, dedi Andes.

-Yaşadıklarımızın hangisi saçma değil ki?, dedi Saena ters bir bakış atarak, ister inanın ister inanmayın.

-Sana inanmama gibi bir ihtimal benim için söz konusu değil, dedi Lord Slithliam ciddiyetle.
Masadaki üç kişi de buna şaşırmıştı.Silvia şaşkınlığını atmaya çalışarak:-Ta..tabi…benim için de…

-Eeee içeri girme planın ne o zaman?, dedi Andes, sakın bana efsun demeyin çünkü sana efsunlu şeyleri hatırlatan birinin yanına efsunlu aldatmacalarla girmek üstünde giysi olduğunu sanan kralın halkın karşısına çıkması gibi olur.

Slithliam durakladı: -Ne biçim bir laf bu şimdi?

-Dünyadaki bir masaldan, diye geçiştirdi Silvia.

-Korkarım ki haklı…normal bir yol bulmalıyız.

Uzun bir sessizliğin ardından Andes uykusu gelmiş gibi gerindi: -Hadi amaaaa burada kafası çalışan tek kişi ben miyim?, herkesin şaşkın bakışları arasında, bu kız zengin…şato gibi bir evde oturuyor…prenses tipli bir ukala…ve her ukalanın şey yani prensesin uşakları ve hizmetçileri olur.

Saena ikinci kez isteksizce: -Mesaj alınmıştır.

-Şimdi uşak mı olacağız yani?, dedi Slithliam.

-Ne o gururuna mı dokundu?, dedi Silvia.

-Yok da şimdi sen orda sakarlık yaparsın ya da birine efsun falan yapmaya kalkarsın.Sonra hepimiz yakalanırız.

-Seni zehirlerim ruhun duymaz…

-Tamam tamam birbirinizi , tırnak işareti yaparak, ne çok sevdiğinizi anladık.Konuya dönsek?,Silvia ve Slithliam susup döndüler, sonuçta dışarı çıkan çalışanları takip etmeli ve onları sessizce etkisiz hale getirmeliyiz.Öldürmek yok bu da dip not ne de olsa orada durum ne , kim masum kim değil bilmiyoruz.

-Bana biraz zaman verirseniz uyutucu bir şeyler yapabilirim.Üstelik uyandıklarında bir şey de hatırlamazlar., dedi Silvia.

-Ben de evi kolaçan ederim ve zamanlamaları falan öğrenirim., dedi Slithliam.

-Pekala biz de etrafı kolaçan edelim o zaman., dedi Saena.

Silvia ve Slithliam hemen kalkıp plana göre yapmaları gerekenleri yapmaya gittiler.Arkalarından Saena gözlerini devirdi:

-Harika…Silvia ve Slithliam…

-Hiç sanmıyorum, dedi Andes Slithliam kadınlardan çok çekinir.Öyle konular onun yüzünü kızartmaya yeter.Slithliam birazcık onu öyle düşünse şimdiye domates rengini almıştı.Yaptığım şakadaki halini görmedin mi?Üstelik Silvia sahip olduğu aileyi dağıtan birine iyi davranacak kişilikte gibi görünmüyor.

-Öyle olsa ne Slithliam ne de Zainin kutsal hanımın peşinden giderdi.Onların ve tanıdıkları herkesin hayatı bu yüzden dağılmadı mı?

-Üstelik Slithliam bir lord ve zeki, güçlü bir lider.Ona onun kadar güçlü bir eş çok daha uygun olur.

-Mesela?

-Mesela sen.

-Delirdin mi sen?Ben onun erkek kardeşine aşıktım.

-Şimdi değilsin.Tabi zombi olup dönmediyse.

-Sen hem çok fazla korku filmi hem de çok fazla pembe dizi izlemiş olmalısın.

-Tabi tabi “aşk her şeyden güçlüdür” zırvalıklarını sen değil ben söyledim sanki.Biliyor musun sen sadece Zainin kopyası olmaya çalışıyorsun çünkü o usta bir savaşçıydı ve gidişiyle yeri boş kaldı.Onun yerini doldurarak kişiliğini sadece taklit etmiş olursun.Sen Zainin değilsin.

-Koca aptal!, diyerek ayağa kalktı Saena, sen…sen…ne bilirsin ki?

-Sizin gibi felsefik davranmıyorum diye hiçbir şey bilmediğimi söyleyemezsin.Üstelik Zainin gibi olamasan da farkında olman gereken şu burada herkesin koşulsuz bağlanabileceği tek kişi sensin.Bu da seni lider yapar.Sorumluluklarını fark etsen iyi olur

-Sen bağlanabilir misin?

-Ben Lorduma bağlıyım ama o da sana güveniyor dolayısıyla…

-Tamam tamam uzatma…Liderlik falan istemiyorum ben.

-Hmmm yani onun gibi zamanı gelince gidebilirsin.Sana güvenen herkesin güvenini yıkarak.

-Çok konuşuyorsun ufaklık.

-Sen de çok sessizsin.Neredeyse kadim ruhunla birlikte yok olacaksın sessizlikte.,Andes konuştukça sinirleniyordu, Hiç anlamıyorum hem de hiç. Bu kadar güveni hak etmiyorsun. Eğer bana yaşadığın maceraları örnek göstereceksen birçok kişi kendi zorluklarını aşıyor.Hem de kendileri için etrafta kendinin feda edecek birileri olmadan.Üstündeki güven ve gücü seninle birlikte olan herkes hak ediyor ama onlar sana koşulsuz kendilerini adamaya devam ederken sen kendini herkesten uzaklaştırıyor ve kimse ye güvenmiyorsun.

-Seni anlamıyorum bir yandan ne önemli olduğumu söylüyorsun öte yandan bir o kadar değersiz olduğumu anlatıyorsun.

-Sen özünde ne kadar değerli olursan ol , ne kadar güzel biçimlendirilmiş bir mücevher olursan ol, karanlıkta parlayamazsın.hani o kuyumculardaki ışıkların altında ihtişamlı görünür ya mücevherler işte etrafındakiler seni bu kadar ihtişamlı gösteriyor.Özetle göklerden inin sayın anka çünkü yeryüzü yukardan gördüğünüz kadar küçük ve değersiz değil.

Saena ne kadar Andes’e kızsa da sesini çıkaramamıştı.Çünkü beklide söylenebilecek en doğru söyleri söylemişti bu oğlan. Tüm yaşadıkları boyunca etrafındaki onca insan olmasa belki de o dünyaya daha adımını atmadan ölürdü. Geriye doğru tüm yaşadıklarını düşünürken başlangıç noktası olarak Zainin’in onu kazadan kurtardığında ki gözleri aklına geldi.Önündeki cam masadan yansımasına bakıp kendisinin de kızıl gözlere sahip olduğunun tekrar bir farkına varınca gülümsemeden edemedi:

-Biliyor musun Andes haklısın. Haklı olmana ne kadar sinir olsam da… ama ben artık palomita olamam işin kötü yanı saena olmak nasıl bir şey hala çözebilmiş değilim.Yani kanatları kırılmış kızıl bir güvencinden farkım yok., aynı anda biraz ötede bir adam yaşlı bir adamı yere düşürüp hızlıca üstünde bulduğu para ve para edebilecek her şeyi almıştı ki Saena’nın bir bakışı ile ateş görünmese de adamın “yanıyorum” diyerek elindekileri atıp yerde yuvarlanması bir olmuştu.Bir iki dakika içinde de polisler gelip adamı götürmüşlerdi., Bu efsunlar, güçler, öğrendiğim onca öğreti…şu an bana o kadar anlamsız geliyor ki.

-işte o masadaki Palomita, dedi Andes, kendine ve etrafındakilere karşı dürüst ol yeter. Ama bendeki bilgelik cümleleri buraya kadar.Aklını başına topla işte kırmızı kafa.

-Kırmızı kafa? Hey! , sırtını yaslayıp kollarını birleştirdi, az önce kızıl güzel falan demiyor muydun sen?

-Uzaktan öyle gelmiş. Göz doktoruna gitmeliyim sanırım.Her kırmızı kafaya güzel dememek lazım tabi.

-Bana bak!

-Bakıyorum pek bir kaynaşmışsınız?, Slithliam’ın sesi geldi arkadan,Benim görevim tamam hatta içeri giriş yolunu bile ayarladım.

-Lord dediğim böyle olur işte., dedi Andes gururla.

-Evet astları otururken kendisi işleri yapar, diyerek masaya geçti.

-Şey…efendim…bir saattir buradasınız.Bir siparişiniz var mı?, dedi garson genç.

-Ben bir cappucino alayım, diyen erkeksi bir tavırla konuşmaya çalışan ince sesin sahibine tepki vermek istese de Saena önce garsona döndü:

-Hepimize cappucino., diyip gönderdikten sonra kıza döndü, Senin burada ne işin var Floa?Üstelik saçlarını niye boyamadın?

-Herkes gördü zaten saçımın pembe olduğunu.Efsun işi ile ilgisi olmayanlar da boya sanıyor.İkincisi okulum bu tarafta sanırım unuttun?, Slithliama bakıp bir iç çekti, kötü adamları kendine çekmeden edemiyorsun değil mi?

-Hey lorduma hakaret edemezsin!

-O senin lordun benim değil.

-Bana bak bücür…

-Asıl sen bana bak sana iki aparkat atıp yere yapıştırmadan çeneni kapasan iyi olur.Hem benden ne kadar büyüksün ki?

-İkinizde susun! Şu planı atlatmadan herkese tartışmayı yasaklıyorum!, sinirden derin derin nefes alıyordu .Önce sessizleşip sinen Floa ve Andes’e baktı aynı sinirle Slithliam’a da bakışlarını çevirmişti ki Lord’un onu yüzüne düşen altın rengi saçların arasından buz rengi gözleri ile yüzünde muzip bir gülümseme ile süzdüğünü görünce hızlıca alıp verdi nefesi boğazına takışmı gibi hissedip yerine oturdu.Kızardığını hissederken aklına Andes’in az önce dedikleri gelince kendi kendine ‘yok artık’ diyerek artan sıcaklığın içinden kurtulma yollarını aramaya başladı.

Floa çekinerek: -Şey plan ne?

-Sanırım sana küçük bir rol verebileceğimiz bir oyun diyebiliriz, diyen Silvia beşinci sandalyeyi çekerek elindekileri masanın üstüne koydu.

Gözde abla sana tv izlemeyi yasaklamalıyız bence U.U
bu ne gıcık senaristler gibi hep en heyecanlı yerde kesip duruyosun hikayeyi U.U
slithliam ve saena <.<
bu hoşuma gitti Liam'ı da diriltip kendime aldım mı tamamdır bu iş
ama hakkatten saena ve slithliam yakışır hem ondan iyisini mi bulucak bu gidişle zaten evde kalıcak
şu kızın ismi bana niye tanıdık geliyo o.o
onun ismine benzer isimli birini tanıyoduk sanki biz U.U
ve silvia gıcık daisynin ablası mıymış o.o
iki kardeş arasındaki büyük fark U_U
ve slithliam yine kızardı kızarmayın şu çocuğu çok tatlı oluyo ya sonra o hali gözümünm önüne geliyo sonra "ay canım ya!" diyesim geliyo u-u oysa ben onu sevmiyodum u-u sonuçta kardeşi var onun çok iyi tatlı yakışıklı u.u ihanet etmiş gibi hissediyorum O.O

kyaaaaaa slithliam ve saena mı yok yok yoook, gözde ablam öyle aşkı memnumsu şeyler yazmaz yaaa ben zainin e alcam saena yı yaa

silvia biliyodum yaa, var bu kızda bişeyler dedim, tahmin ettiğim kadar varmış

aslında andes ve floa olabilir yani

ve kör bir kızın önemsiz bir öğretisi bu arkadaş kutsal hanımın kötü yanı olabilir mi, bi şekilde kaçmış olabilir mi yani ve o zainin elini çizen kızın bedenini çalmış olabilir mi

ve andes'in tırnak işaretlerine bayıldım

veee... kesinlikle slithliam-saena ikilisine karşıyım ben o kızı zainin'e alcam yaaa andes saçmalıyo dimi, öyle aşkı memmnu gibi kızı sülaleye dolşatırmazsın dimi

edit:özlem'ciim ben sana hoşgeldin demiştim dimi, hah yine hoşgeldin , gıcık finaller olsa da sonu güzel bitiyo merak etme

yeni bölüm

ayy o kız ne yapıyo öyle yaa yedi mi çocuğu ?? üstünede ağzını tatlandırsın diye siyah bi zeytin ayy ürkütücü

andes e bayıldım matrak bi çocuk eh en azından dobra

silvia + daisy = kardeş aaa hiç aklıma gelmemişti çook şaşırdım doğrusu

slithliam ın kızarmalarına bayılıyorum yaa

veeee slithliam ve saena mı ???? yok yok olmaz demi yani .
bence silvia ve slithliam birbirine daha çok yakışır diye düşünüyorum ...


Gözde abla süpersin valla ya . yazan ellerine ve hayal gücüne sağlık
yeni bölümü en kısa zman da okumak istiyorumm...

evet bana hoşgeldin demiştin efsun öğretisinde =D
gerçi ben geleli bi yıl oluyo ama sağolsun proje,performans,dağ kadar ödev,sunular... neyse ya içim karardı

bu arada sen benim adımı biliyosun ben bilmiyorum olmuyo biz bi tanışalım U-U

aşkı memnu dedinde burda en sonunda finalde saena zainin ve slithliam arasında kalıp kendisini vuruyomuş ama bilinen bir gerçek var son bölümler geldiğinde bi karış açık bir ağız ile okuyucam bu hikayeyi U_U

evet jasmine yedi galiba



kız ağzından yel alsın o ne biçim son öyle kalpten mi götürcen sen beni

edit: ö.m. lerine bak

deep note: gözde ablam başladım o işe ben, yarım ayfa çıktı şimdilik, ve henüz 8. öğretideyim

ö.mler....
ben her gelişimde onları kontrol edicem edicem unutuyorum bi ara ilkinde mail ile haber vermişti T^T ne güzel günlerdi onlar öyle
neysem bakarım şimdi ben onlara =D