Yaş: 31 Kayıt: 19 Mar 2013 Mesajlar: 7 Cinsiyet: Erkek Nerden: Depths of Hell Teşekkür: 3
Durumu: Çevrimdışı
QuestionMark Geçiyordum Uğradım
Konu: Kalbini Takip Et
Bölüm 1: Asi Kalbin Çığlıkları
Spoiler:
10 aydır arkadaştık, ta ki o güne kadar... Heh... Arkadaş kaldığımız süreyi bile takip etmem... Ne kadar acınasıyım...
*O gün *
" Yeter artık! Seni artık sevmiyorum! Senden nefret ediyorum! "
"......"
" Anlamıyorsun değil mi?! Peşimi bırak artık!!! Yok ol karşımdan! "
*Günümüz*
" Arrrghh!! ~ Yine aynı rüya... O günden sonra hâlâ onu seviyorum... "
( Üniversiteye başlayalı 3 ay oldu, ayrı eve çıkmak ilk başlarda güzel olur sanıyordum, ama etrafı toparlayacak birileri olmadıkça, hiç de güzel değil... Ne dert ama... )
" Ayaz! Geç kalacağız! Çabuk ol! Aşağıda bekliyorum seni! "
( Bir de bu dert var başımda... Hiç rahat bırakmayacaklarmış gibi hissediyorum... "
Ayaz: " Bugün gelmiyorum. Halsizim. Yatacağım. Bekleme beni Şafak. "
Şafak: " Bu gidişle üniversitede devamsızlıktan sınıf tekrarı yapan ilk öğrenci olacaksın. Bekliyorum, bugün gelmezsen Veysel Hoca seni öldürür. Onun gözdesi olduğunu biliyorsun. "
( Kahretsin... Hiç vazgeçmiyor... Öf be... )
Ayaz: " Tamam tamam anladık. Bekle 5 dk. Hemen geliyorum. "
( Seni 15 dk. bekletmeyen şerefsiz inatçı piç. )
Şafak: " ( Nerede kaldı bu? ) AYAZ!!! "
*Kapıdan çıkar."
Ayaz: " Geldik geldik. Baş ağrısı yapıyorsun bende Şafak. "
Şafak: " Kulakların da senin gibi tembeller. Hızlı olmalıyız, 20 dk. beklettin. Kız gibisin Ayaz hazırlanman bitmiyor! "
*Okula varırlar.*
Ayaz: " ( Ders başlamış, kahretsin! ) Girebilir miyiz hocam? "
Şafak: " Özür dileriz. Şey, gelirken yolda bir kaza oldu, yaralılar da vardı koşa koşa geldik... "
*Kantindeki masalarında oturmalarında yaklaşık 10 dk. sonra... *
Şafak: " Açım, açım diye tutturdun hem tek lokma yemedin hem de tek kelime etmedin. Konuşmak ister misin? "
Ayaz: " ...... "
Şafak: " Sana diyorum beee!!! "
Ayaz: " Bağırma lan dibimde dümbük! Konuşacak bir şey yok... *gözlerini yere çevirerek* "
Şafak: " Artık geride bırakmalısın... Sana yaptıklarını düşündükçe hâlâ nasıl onu sevebiliyorsun anlam veremiyorum... Kadınlar sadece çocuklarına merhamet gösteren, dünyanın en acımasız yaşayan varlıkları... Bunu anlamalısın... Ona olan karşılıksız aşkın yüzünden bir sürü fırsatı teptin... Mükemmel bir puan almana rağmen bu okula geldin... Ne yapmayı planlıyorsun Ayaz? Hayatının sonuna kadar onu takip mi edeceksin? Üstelik açık bir şekilde, defalarca reddedilmene rağmen? Gerçekten anlamalısın, o dünyadaki tek kız de - "
Ayaz: " YETER! O DÜNYADAKİ TEK KIZ TAMAM MI?! ANLADIN MI SENİ PİSLİK?! BİR ŞEKİLDE, NE OLURSA OLSUN, ONA KALBİMDE NELER HİSSETTİĞİMİ AKTARABİLECEĞİM!!! KALIN KAFAN ALIYOR MU!? "
Şafak: "..... Bak Ayaz - "
*Ayaz Şafak'a sağlam bir yumruk atar...*
Şafak: " Gaahhh???!!! "
*Ayaz sinirle okul binasını alel acele terk eder... Bir nehrin kenarına oturur, ayakkabılarını çıkartıp, paçalarını sıvayıp ayaklarını da nehrin soğuk suyuna sokup az da olsa huzur bulmaya çalışır... *
Şafak: " ( Nereye kayboldun? İçindeki karanlığı bir tek ben görebiliyorum, tek arkadaşın benim ama bana bu şekilde davranıyorsun! Senden vazgeçmeyeceğim dostum. Seni bulmak ve kendi hayatını yaşamanı sağlamak beni görevim!) AYAAAAAZZZ?! "
Ayaz: " ( Kahretsin yine buldu beni... ) *birden Gül'ü görür, bir çocukla öpüşürken...* ( A-argghh... Bu, bu kahretsin! ) *Yumruğunu sıkar, ayağa kalkar, ayakkabılarını bile giymeden koşarak Gül ve sevgilisine doğru yönelir... Gül ve sevgilisi Ayaz'ın onlara yaklaştığını görmeden önce Şafak Ayaz'ı arkadan sarılarak kontrol etmeye çalışır...*
Ayaz: "Bırak beni..."
Şafak: " Zamanı değil Ayaz, şimdi değil. "
Ayaz: " Bırak diyorum sana! "
*Gül ve sevgilisi uzaklaşana kadar Şafak Ayaz'ı kontrol altında tutar. Gittiklerinde bırakır... İkisi de yorgunluktan nefes nefese kalmıştır.*
Ayaz: " Khaah ~ Khaaahhh... Arkadaşım olduğunu sanıyordum... Khaahhh... "
Şafak: " Khahhh... Bu yüzden... Khahhhh... Seni durdurdum... "
Bölüm sonu...
Bölüm 2: Arkadaş
Spoiler:
Ayaz: " Arkadaşız demek... Neden bırakmadın?! "
Şafak: Çünkü sen de beni bırakmamıştın, hayatını kurtardım... "
Ayaz: " *şaşırır* Ha..? "
*5 SENE ÖNCE - OKUL ÇIKIŞI - EV YOLUNDA*
Ayaz: " Ona söylemeyeceğine söz ver! "
Şafak: " Eheh... Kesinlikle söyleyeceğim... "
Ayaz: " Seni pislik! Gel buraya!!! "
*Ayaz Şafak'ı kovalamaya başlar. Ancak Şafak'ı yakalayacak gücü yoktur çünkü o gün hafif de olsa hastadır... Yine kovalamaya devam eder..."
Şafak: " Amma yavaşsın heee!!! "
Ayaz: " Aaaahhh gel buraya!!! "
*Kovalamaca devam eder. Şafak Ayaz'dan kaçarken evine doğru giden Gül'ü görür. Ayaz'a döner ve...*
Şafak: " Şansa da bak " diyerek Gül'ü işaret eder.
Ayaz bunun ardından daha da hızlanmaya çalışır, kendini zorlar ama başaramaz... Vücudunun zayıflığı daha hızlı koşmasını engeller. Kovalamaca sırasında Ayaz'ın gözüne önlerindeki yol çarpar. Şafak'ı durdurup bu anlamsız kovalamacayı durdurmak için seslenir.
Ayaz: " Bu kadar yeter, hâlim kalmadı, insafına kalacağım sanırım...! "
Şafak bir an önce Ayaz'ın duygularını Gül'e söylemek için koşmaya devam eder... Ayaz Şafak'ın fark etmediği bir arabanın uzaktan hızla ve yavaşlamaya niyeti olmadığını görerek ona seslenerek koşmaya başlar. Ancak hem çoğalan mesafe hem de diğer öğrencilerin de yüzünden Şafak Ayaz'ı duyamaz.
Ayaz: "ŞAFAAAK! ÖNÜNE BAK SENİ APTAL!!! "
Ayaz arkadaşını kurtarmak için huzlanmaya başlar... Kendini fazlasıyla yormasına rağmen elinden gelenin en iyisin yapmaya çalışır. Şafak tam karşıdan karşıya gelirken arabanın fren sesi ile yolun ortasında donakalır... Şokta olduğundan kıpırdayamaz... Araba da çok hızla geldiğinden dolayı fren yapması fayda etmemekte ve zarar verecek bir hızda Şafak'a doğru gelmektedir.
Ayaz: " Arrrrrggghhhhh!!! *zıplar*"
Ayaz Şafak'a bir kaç adım kala kendini ileri doğru savurarak Şafak'ı kurtarır... İkisi birden yuvarlanırlar... Ayaz ve Şafak sonrasında ayağa kalkarlar... Karşılarında Gül durmaktadır...
Gül: " İyi misiniz?! "
Şafak: " E- ... "
Ayaz: " M-merhaba... " dedikten sonra Ayaz bitkinlikten bayılır...
* GÜNÜMÜZ *
Ayaz: " Ha? "
Ayaz sonrasında durulur...
Şafak: " Bu yüzden durman gerektiği yerde durmuyorsan, seni durduracağım Ayaz... Sen benim tek arkadaşımsın, bu yüzden seni canım pahasına koruyacağım... Gül'ün yanındaki çocuğu pataklamak senin kalbini daha fazla kırmaktan başka bir şeye yaramayacak.. Ama rahatlamak istiyorsan beni dövebilirsin, karşı koymayacağım. Sonrasında, evlerimize gidelim... "
Ayaz göz yaşlarını tutamaz... İki arkadaş birbirlerine sarılırlar... Sonrasıında Ayaz Şafak'a sağlam bir yumruk indirir...
Sonrasında iki arkadaş gözlerinde yaşlarla gülerek evlerine geri dönerler... "
- SONRAKİ GÜN -
Ayaz: " Beni bırakma!!! Yalvarıyorum bırakma!!! "
Bölüm sonu...
Bölüm 3: Kabus
Spoiler:
Ayaz'ın Annesi: "Uyan Ayaz! Uyan haydi!"
Ayaz: " Tamam tamam.... Haaaaahhhhh!!! Anneeee???!!! Ne işin var burada?!"
Ayaz'ın Annesi: " Kafama esti gelmek istedim, hem oğlumun kaldığı evi görmek istememin nesi ters? 3 ay olmuş taşınalı ama burada 2 yıllık pislik birikmiş... Çok pasaklısın Ayaz, okuluna da geç kaldın neredeyse... Çabuk kahvaltını yap, bir kaç bir şey hazırladım. Sonra da doğru okuluna!"
Ayaz: " Tamam anne tamam... "
*Ayaz mutfağa gider, mutfakta Şafak'ı kahvaltı yaparken görür.*
Ayaz: " Burada ne işin var senin? "
Şafak: "Seni evin önünde bekliyordum, sonra Selma teyze geldi, 5 dk. falan oluyor işte acele etmeliyiz sen de bir şeyler atıştır da çıkalım."
Ayaz: " Tamam, önce bir giyineyim."
* Ayaz'ın annesi mutfağa gelir*
Şafak: "Sahi Selma Teyze, bu eve ilk defa geliyorsun, Ayaz'ın evinin anahtarının yerini nereden biliyordunuz? "
* Ayaz'ın annesi gülümseyerek *
Ayaz'ın annesi: " Ayaz'ın küçüklüğünden beri gül ağaçlarına büyük ilgisi var, sahip olduğu en önemli şeyleri hep gül ağacının dibine ufak bir çukur açıp saklardı... "
Şafak: " Huh?! Ehehe ne tesadüf ama... -"
Ayaz: " Şafak diline hakim ol! "
*Şafak yutkunur*
Şafak: " Tamam anladık Ayaz anladık.... "
Ayaz'ın Annesi: " Siz yine neler çeviriyorsunuz?"
Ayaz: " Hiçbir şey anne, hadi akşam görüşürüz. "
* Ayaz, Şafak'ı çekiştirerek evden çıkar... Okula doğru yürürlerken... *
Şafak: " Demek gül ağaçlarını seviyorsun he... Uzun süredir arkadaşız bunu daha yeni öğreniyorum.... "
Ayaz: " Bilmene gerek olmadığı için söylemedim. Hadi, acele edelim yoksa geç kalacağız..."
Şafak: "Yavaş yürü biraz, hem dün ile ilgili, ne yapacaksın?"
Ayaz: " Sence yapabileceğim bir şey var mı?"
* Şafak şaşırır. *
Şafak: " Gül konusunda ilk defa bu kadar sakin olduğunu görüyorum... Başına taş mı düştü senin? "
Ayaz: "Hayır, sadece.... Bugün bunlar için fazla yorgun hissediyorum... Sanki hiç uyumamışım gibi... Yorucu bir kabus görmüşüm gibi... "
Şafak: " Karmaşık ama sanırım bu kabusun hangi kapıya çıktığını ikimiz de biliyoruz... "
Ayaz: " Haklısın. Haydi bu kadar muhabbet yeter hızlanalım... "
*Okul sonrası*
Ayaz: " Ne sıkıcı bir gündü... Eve gittiğimde annemin direkt dırdırını çekmek istemiyorum... Biraz yürüyelim..."
Şafak: " Bana uyar. Tepeye doğru gidelim mi, rüzgarı seversin. İyi gelir dostum. "
Ayaz: " Güzel olur. "
* Tepeye varırlar. Her zamanki gibi ıssızdır. 10 metrelik bir uçurumu olan ve sonrası sahil olan, muhteşem bir manzaraya sahiptir. *
Ayaz: " Gerçekten de rüzgar çok iyi hissettiri- "
Şafak: " Bu çığlıklar da ne?! "
Ayaz: " Gü- gül bu!!! "
* Koşmaya başlarlar, ilerledikçe Gül'ün çığlıklarını daha net duymaya başlarlar. Ayaz ve Şafak tepe burnuna yaklaştıklarında Gül ve erkek arkadaşını görürler. Erkek arkadaşı Gül'e sahip olmak istiyor, ve Gül de buna karşı koymaya çalışıyordur. Ayaz bağırır! *
Ayaz: " Seni o..... ç..... ! Uzaklaş ondan aşağılık pislik!!! "
* Gül, Ayaz'ın sesiyle duraksayan çocuğu iter, çocuk uçurumdan aşağı yuvarlanır. Sonrasında Ayaz ve Şafak Gül'ün yanına varır, Gül serseme dönmüştür... *
* Ayaz ve Şafak Gül'e destek olarak onu götürürlerken bir ses duyarlar.... *
???: "Beni bırakma!!! Yalvarıyorum bırakma!!! Yardım eeeeettt!!! "
Ayaz: " Şafak, Gül'ü tutar mısın?"
Şafak: " Ta- tamam... Ne yapacaksın?! "
* Ayaz uçurumun kenarına doğru yürür, uçurumun dibine geldiğinde Gül'ün erkek arkadaşının uçurumdaki dallara tutunduğunu görür... Ayaz buz gibi bakışlarla çocuğun çaresizliğine bire bir tanıklık etmektedir... *
Başlığın hayırlı olsun ^^
Pek konuyu kavrayamadım gerçi ama güzele benziyor hikayen.
Hepsi dialogdan oluşuyor sanırım, araya bir iki düşünce cümlesi veya betimleme koysan daha okunası olur, bence tabii. Kimin neyi söylediğini anlayamıyor okuyucu ilk bakışta. Daha anlaşılır yazarsan bir çok okuyucun olacağından eminim ^^
I'm the bone of my sword.
21 Mar 2013 19:08
SahiL Ay Savaşçısı
Yaş: 34 Kayıt: 02 Tem 2010 Mesajlar: 700 Cinsiyet: Kız Nerden: Antalya Teşekkür: 237
Durumu: Çevrimdışı
SahiL Ay Savaşçısı
Konu: Yanıt: Kalbini Takip Et
Bir göz atayım dedim sonuna kadar okudum *-*
Haruka'nın dediklerine katılmakla birlikte şunu söylemek istiyorum karakterleri kısaca tanıtan bir yazı yazabilirsin ^^" isimleri Türkçe seçmene de sevindim öteki türlü yazılanlar hep özenti gibi gelirde bana *-*
Yaş: 31 Kayıt: 19 Mar 2013 Mesajlar: 7 Cinsiyet: Erkek Nerden: Depths of Hell Teşekkür: 3
Durumu: Çevrimdışı
QuestionMark Geçiyordum Uğradım
Konu: Yanıt: Kalbini Takip Et
Bir şekilde hikayeye giriş yapmış bulundum, şimdi değiştirmekte olmaz tabi. Ama düşünceleriniz için teşekkür edip, verimli bir şekilde değerlendirip daha açıklayıcı ve okunası şekilde devamını getirmeye çalışacağım
21 Mar 2013 23:27
QuestionMark Geçiyordum Uğradım
Yaş: 31 Kayıt: 19 Mar 2013 Mesajlar: 7 Cinsiyet: Erkek Nerden: Depths of Hell Teşekkür: 3
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız