Karanlığın Altı Asil Özelliği Sayfaya git: 1, 2, 3, 4, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
selam arkadaşlar forum için yazdığım yeni bir fanficle karşınızdayım biliyorum uzun zaman oldu ama napayım ya okul ödev yazılı...
Çok özenerek yazıyorum beğenilir ve istek alırsa devam etmeyi planlıyorum yoksa forum temizliğine vericem
Not: Arkadaşlar şu anda bir yarışmaya hazırlanıyorum onun için ayrı bir hikayem var bu yüzden bu hikayenin devamı gecikebilir baştan haber veriyim!
Karanlığın Altı Asil Özelliği
Konu= Karanlık tarafın en güçlü kızı olan Eileen aydınlık tarafa kaçırılır.Aydınlık tarafta Eileen'i karanlık tarafı yok etmek için kullanmak istemektedir.Ancak bütün planlar ters teper Eileen'in içindeki karanlık kuvvet öyle bir noktaya gelir ki aydınlık taraf yok olmak üzeredir.Bunun için Eileen ufacık bir hata bahane edilerek sürgüne gönderilir.İşte tam burada karanlık ve sihirli yolculuğu başlar.Günbatımı Laneti’nin efendisi olan Yaris ile tanışır ve geçmiş anılarını,kendi özünü,kalbindeki karanlık gücü hatırlar.Karanlık tarafa döndüğünde ise;dünyalar güzeli İsis ile tanışarak karanlığın altı asil özelliğini keşfeder ve sonunda Günbatımı Lanetini ortadan kaldırır,Yaris’i kurtarır ve aydınlık taraf ile karanlık taraf arasındaki soğuk savaş da son bulur…
KARANLIĞIN ALTI ASİL ÖZELLİĞİ
Gözlerimi açtığımda karanlık ve aydınlık arası tuhaf bir yerdeydim.Tuhaftı,çünkü karanlık için fazlasıyla ışık vardı.Oysa şimdi benim tamamen karanlığa gömülmüş olmam gerekmiyor muydu?Sürgünün anlamı bu değil miydi?Aydınlık tarafta yaptığım o minicik hata sonucu karanlığa sürgün edildim.Ama yaptığım bu hata o kadar ufaktı ki konsey suçumu söyleyene kadar ben bile ne yaptığımı bilmiyordum.Gerçi şu anda da bildiğimi söyleyemem ama neyse…Bitkinim,direnirken kendimi çok fazla zorlamış aşırı güç tüketmiştim.Ama direnmekten başka ne yapabilirdim ki.Karanlıktan daima korkmuşumdur.Aydınlık tarafta bize karanlığın;korku,nefret ve acının bir araya gelmesiyle oluştuğu öğretilmişti.Evrendeki en acımasız varlık olduğu öğretildi bize hep.Şimdi görüyorum ki aydınlık tarafında karanlık taraftan bir farkı yokmuş.Aynı korkular,aynı acılar ve aynı nefretler…Aydınlık taraftaki acımasızlık da cabası.Beni asıl yaralayanda bu.Daha önceden de karanlık tarafa sürgüne gönderilenler olmuştu.Ama bu çok sık karşılaşabileceğiniz bir şey değil.En son çare olarak sürgüne göndeririz.Ondan önce insanlarımızı ışık zindanlarına kapatırız ki hatalarını saf ışıkla aydınlatabilsinler.Korkuyorum…Nerede olduğumu bile bilmiyorum.En azından bu kadarını bilmem gerekmez miydi?Meğer ışık ne kadar da acımasızmış.En ufak hatamda kendimi burada buldum!Bir anda kalbim yanmaya başladı.Aydınlık tarafında yaşayan herkesin kalbinin tam üstünde beyaz bir sembol olur işte o sembol şu anda bana acı veriyordu.Gücümü benden çekip alıyordu ve yerine acı veriyordu sanki.Kalbim kan yerine acı pompalıyordu.Ne adaletsiz bir alışverişti bu böyle.Gerçi şu anda ne adaletliydi ki.O sırada bir ses duydum.Boğuk,ruhsuz ve acımasız bir sesti.
“Sürgün kızı…Ben de seni bekliyordum!”
Titrek bir sesle cevap verdim.“Be-beni mi bekliyordun?” göğsümdeki acı durdurulamaz bir hızla artıyordu ve kalbimi yakıyordu.Acısına dayanamıyordum.
“Kalbin acıyor değil mi?”diye sordu bana sahipsiz ses.Buna şaşırmadım kim bilir kaç yaşındaydı ve ne kadar zamandır buradaydı.Üstelik ifademin beni ele verdiğini adım gibi biliyordum.Kalbimin üzerindeki acıyı yok sayarak güçlü bir sesle konuşmaya çabaladım.
“Sen kimsin?Ve neredesin?”
“Ben bu boyutun bekçisiyim.Adım Yaris.”
“Neredesin?Ve ben neredeyim?”
“Sen ‘Günbatımı Laneti’ olarak adlandırılan bir boyuttasın Eileen.Burası ışık ve karanlığın sınırıdır…”
“Adımı nereden biliyorsun?”ona adımı söylediğimi hiç hatırlamıyordum.Işık ve karanlığın sınırı demek şu anda sınırdaydım.
“Çok fazla soru soruyorsun Eileen!”haklı olabilirdi.Bir boyutun bekçisiydi ve adımı bilmesi çok zor bir şey olmamalıydı.
“Seni görmek istiyorum!”
“Ben senin için fazlasıyla karanlığım,bende bulunan karanlık seni anında yok eder sembol değişimini henüz tamamlamadın.”
“Umurumda mı sanıyorsun?Karanlığa sürgün edildim ve şu anda bundan daha kötüsünü düşünemiyorum.Yalnız hissediyorum hem de çok fazla!Bana yüzünü göster!Hemen!...”
“Sen bilirsin Eilenn…”
Tam o anda arkamdan esen karanlık bir rüzgar tüylerimi diken diken etti.Rüzgar kısa süre sonra surdu.İşte oradaydı.Yaris bütün ihtişamıyla karşımda duruyordu.Buz mavisi gözleri bana tuzla buz olmamı bekler gibi bakıyordu.Koyu kahverengi uzun,dolgun dalgalı saçları hafif hafif sallanıyordu.Uzun boyluydu.Bembeyaz teninde karanlık bir ışık parlıyor ona gizemli ve korkutucu olduğu kadar ihtişamlı bir hava katıyordu.O Günbatımı Laneti’nin efendisi,hükümdarıydı.
“Çok güzelsin…”demekten kendimi alamadım.Bunu söylediğim anda o güzel buz mavisi gözlerde kırmızı bir ışık parıldadı.
“Beni zorlama sürgün kızı!Kaderin karanlıkta devam etmek için yazılmış.Oraya gitmelisin!”
Eliyle simsiyah bir kapıyı işaret ediyordu.Kapı o kadar güzeldi ki ona doğru gitmek istiyordum.Aynı zamanda da korkuyordum.Tam karşısındaki beyaz kapıda en az siyah olan kadar güzeldi.İki kapı arasında kalmıştım ve kalbimdeki acı dur durak bilmeden artmaya devam ediyordu.Yaris’e döndüm endişeli gözlerle beni seyrediyordu.
“Yaris bana cevap ver kalbimdeki acının nedeni ne?”
Gözlerini kaçırdı, “neden bana soruyorsun ki?Ben arada sıkışan ne aydınlığa gidebilen ne de karanlığa dönebilen bir zavallıyım yıllar önce burada kapana kısılmış bir ahmağım.Yıllardır beklediğim kişi bir türlü bana dönmedi bekli de be hatırlamıyordur bile.Zaten ben bir zavallıyım neden beni hatırlasın ki?”
“Bana cevap ver!Kalbimdeki acının nedeni ne?Bana ne oluyor?”Bir anda kendi derdime düşmüştüm Yaris’i üzen şey her ne ise beni de üzmüştü ama canım fena halde yanıyordu.Şu an sadece kendi acımı düşünebiliyordum.
“Kalbindeki ışık sökülüyor!Yeri karanlıkla dolabilsin diye…”Bir an boyunca durdu,ben de durdum yeniden konuşmaya başladığında bir şey fark etmiş gibiydi.
“Yanına gelebilir miyim?”dedi.Sesi birden tuhaflaşmıştı.Ama ona güveniyordum.Neden bilmiyorum ancak ona güveniyordum.Başımı evet,anlamında salladım.Yanıma yaklaştı ve diz çöktü.Beyaz elbisemin üzerine elini koyarak gözlerini kapadı.Bir saniye sonra şaşkın,mutlu vehüzünlü gözlerle bana baktı.Konuştuğunda sesi gözlerinin bir yansımasıydı sanki.
“Sürgün kızı,senin kaderin hep karanlıkmış ancak ışık tarafından alınmışsın.Bu ayrılık senin yüzünden başladı ve şimdi bunu sonlandırabilecek olan kişi sensin.Git karanlığın evladı,git ve uzun zaman önce senden alınan kaderi yaşa.Şunu unutma karanlığın kızı,Karanlık merhamettir saflıktır…Ondan korkma.Git hadi,karanlık seni şefkatle kollarına alacaktır…”
O bu sözleri söylerken,kalbimdeki acı iyice azaldı ve sonunda yok oldu.Ayağa kalkarak Yaris’in peşinden siyah kapıya doğru ilerledim.Kapının tam önüne gelince ikimizde durduk.Yaris kapıya doğru anlamadığım bir şeyler mırıldandı ve kapı açıldı.Önüme çıkan manzara beni afallatmıştı.Siyah güllerle süslü bir cennet gibiydi…Karanlığın cenneti…İlk adımı attım anda kapı gıcırdayarak kapanmaya başladı.Geri dönüp Yaris’e baktığımda gözlerinden süzülen yaşlarla karşılaştım.Ancak gülümsüyordu.
“Kendine iyi bak Eileen.Işık seni benden alırken peşinden geldiğimi ve seni sevmekten asla vazgeçmediğimi bil…Artık buradan ayrılamam.Yalnızca mutlu ol Eileen’im.Seni seviyorum…”
***
Çok özenerek yazıyorum beğenilir ve istek alırsa devam etmeyi planlıyorum yoksa forum temizliğine vericem
Not: Arkadaşlar şu anda bir yarışmaya hazırlanıyorum onun için ayrı bir hikayem var bu yüzden bu hikayenin devamı gecikebilir baştan haber veriyim!
Karanlığın Altı Asil Özelliği
Konu= Karanlık tarafın en güçlü kızı olan Eileen aydınlık tarafa kaçırılır.Aydınlık tarafta Eileen'i karanlık tarafı yok etmek için kullanmak istemektedir.Ancak bütün planlar ters teper Eileen'in içindeki karanlık kuvvet öyle bir noktaya gelir ki aydınlık taraf yok olmak üzeredir.Bunun için Eileen ufacık bir hata bahane edilerek sürgüne gönderilir.İşte tam burada karanlık ve sihirli yolculuğu başlar.Günbatımı Laneti’nin efendisi olan Yaris ile tanışır ve geçmiş anılarını,kendi özünü,kalbindeki karanlık gücü hatırlar.Karanlık tarafa döndüğünde ise;dünyalar güzeli İsis ile tanışarak karanlığın altı asil özelliğini keşfeder ve sonunda Günbatımı Lanetini ortadan kaldırır,Yaris’i kurtarır ve aydınlık taraf ile karanlık taraf arasındaki soğuk savaş da son bulur…
KARANLIĞIN ALTI ASİL ÖZELLİĞİ
Gözlerimi açtığımda karanlık ve aydınlık arası tuhaf bir yerdeydim.Tuhaftı,çünkü karanlık için fazlasıyla ışık vardı.Oysa şimdi benim tamamen karanlığa gömülmüş olmam gerekmiyor muydu?Sürgünün anlamı bu değil miydi?Aydınlık tarafta yaptığım o minicik hata sonucu karanlığa sürgün edildim.Ama yaptığım bu hata o kadar ufaktı ki konsey suçumu söyleyene kadar ben bile ne yaptığımı bilmiyordum.Gerçi şu anda da bildiğimi söyleyemem ama neyse…Bitkinim,direnirken kendimi çok fazla zorlamış aşırı güç tüketmiştim.Ama direnmekten başka ne yapabilirdim ki.Karanlıktan daima korkmuşumdur.Aydınlık tarafta bize karanlığın;korku,nefret ve acının bir araya gelmesiyle oluştuğu öğretilmişti.Evrendeki en acımasız varlık olduğu öğretildi bize hep.Şimdi görüyorum ki aydınlık tarafında karanlık taraftan bir farkı yokmuş.Aynı korkular,aynı acılar ve aynı nefretler…Aydınlık taraftaki acımasızlık da cabası.Beni asıl yaralayanda bu.Daha önceden de karanlık tarafa sürgüne gönderilenler olmuştu.Ama bu çok sık karşılaşabileceğiniz bir şey değil.En son çare olarak sürgüne göndeririz.Ondan önce insanlarımızı ışık zindanlarına kapatırız ki hatalarını saf ışıkla aydınlatabilsinler.Korkuyorum…Nerede olduğumu bile bilmiyorum.En azından bu kadarını bilmem gerekmez miydi?Meğer ışık ne kadar da acımasızmış.En ufak hatamda kendimi burada buldum!Bir anda kalbim yanmaya başladı.Aydınlık tarafında yaşayan herkesin kalbinin tam üstünde beyaz bir sembol olur işte o sembol şu anda bana acı veriyordu.Gücümü benden çekip alıyordu ve yerine acı veriyordu sanki.Kalbim kan yerine acı pompalıyordu.Ne adaletsiz bir alışverişti bu böyle.Gerçi şu anda ne adaletliydi ki.O sırada bir ses duydum.Boğuk,ruhsuz ve acımasız bir sesti.
“Sürgün kızı…Ben de seni bekliyordum!”
Titrek bir sesle cevap verdim.“Be-beni mi bekliyordun?” göğsümdeki acı durdurulamaz bir hızla artıyordu ve kalbimi yakıyordu.Acısına dayanamıyordum.
“Kalbin acıyor değil mi?”diye sordu bana sahipsiz ses.Buna şaşırmadım kim bilir kaç yaşındaydı ve ne kadar zamandır buradaydı.Üstelik ifademin beni ele verdiğini adım gibi biliyordum.Kalbimin üzerindeki acıyı yok sayarak güçlü bir sesle konuşmaya çabaladım.
“Sen kimsin?Ve neredesin?”
“Ben bu boyutun bekçisiyim.Adım Yaris.”
“Neredesin?Ve ben neredeyim?”
“Sen ‘Günbatımı Laneti’ olarak adlandırılan bir boyuttasın Eileen.Burası ışık ve karanlığın sınırıdır…”
“Adımı nereden biliyorsun?”ona adımı söylediğimi hiç hatırlamıyordum.Işık ve karanlığın sınırı demek şu anda sınırdaydım.
“Çok fazla soru soruyorsun Eileen!”haklı olabilirdi.Bir boyutun bekçisiydi ve adımı bilmesi çok zor bir şey olmamalıydı.
“Seni görmek istiyorum!”
“Ben senin için fazlasıyla karanlığım,bende bulunan karanlık seni anında yok eder sembol değişimini henüz tamamlamadın.”
“Umurumda mı sanıyorsun?Karanlığa sürgün edildim ve şu anda bundan daha kötüsünü düşünemiyorum.Yalnız hissediyorum hem de çok fazla!Bana yüzünü göster!Hemen!...”
“Sen bilirsin Eilenn…”
Tam o anda arkamdan esen karanlık bir rüzgar tüylerimi diken diken etti.Rüzgar kısa süre sonra surdu.İşte oradaydı.Yaris bütün ihtişamıyla karşımda duruyordu.Buz mavisi gözleri bana tuzla buz olmamı bekler gibi bakıyordu.Koyu kahverengi uzun,dolgun dalgalı saçları hafif hafif sallanıyordu.Uzun boyluydu.Bembeyaz teninde karanlık bir ışık parlıyor ona gizemli ve korkutucu olduğu kadar ihtişamlı bir hava katıyordu.O Günbatımı Laneti’nin efendisi,hükümdarıydı.
“Çok güzelsin…”demekten kendimi alamadım.Bunu söylediğim anda o güzel buz mavisi gözlerde kırmızı bir ışık parıldadı.
“Beni zorlama sürgün kızı!Kaderin karanlıkta devam etmek için yazılmış.Oraya gitmelisin!”
Eliyle simsiyah bir kapıyı işaret ediyordu.Kapı o kadar güzeldi ki ona doğru gitmek istiyordum.Aynı zamanda da korkuyordum.Tam karşısındaki beyaz kapıda en az siyah olan kadar güzeldi.İki kapı arasında kalmıştım ve kalbimdeki acı dur durak bilmeden artmaya devam ediyordu.Yaris’e döndüm endişeli gözlerle beni seyrediyordu.
“Yaris bana cevap ver kalbimdeki acının nedeni ne?”
Gözlerini kaçırdı, “neden bana soruyorsun ki?Ben arada sıkışan ne aydınlığa gidebilen ne de karanlığa dönebilen bir zavallıyım yıllar önce burada kapana kısılmış bir ahmağım.Yıllardır beklediğim kişi bir türlü bana dönmedi bekli de be hatırlamıyordur bile.Zaten ben bir zavallıyım neden beni hatırlasın ki?”
“Bana cevap ver!Kalbimdeki acının nedeni ne?Bana ne oluyor?”Bir anda kendi derdime düşmüştüm Yaris’i üzen şey her ne ise beni de üzmüştü ama canım fena halde yanıyordu.Şu an sadece kendi acımı düşünebiliyordum.
“Kalbindeki ışık sökülüyor!Yeri karanlıkla dolabilsin diye…”Bir an boyunca durdu,ben de durdum yeniden konuşmaya başladığında bir şey fark etmiş gibiydi.
“Yanına gelebilir miyim?”dedi.Sesi birden tuhaflaşmıştı.Ama ona güveniyordum.Neden bilmiyorum ancak ona güveniyordum.Başımı evet,anlamında salladım.Yanıma yaklaştı ve diz çöktü.Beyaz elbisemin üzerine elini koyarak gözlerini kapadı.Bir saniye sonra şaşkın,mutlu vehüzünlü gözlerle bana baktı.Konuştuğunda sesi gözlerinin bir yansımasıydı sanki.
“Sürgün kızı,senin kaderin hep karanlıkmış ancak ışık tarafından alınmışsın.Bu ayrılık senin yüzünden başladı ve şimdi bunu sonlandırabilecek olan kişi sensin.Git karanlığın evladı,git ve uzun zaman önce senden alınan kaderi yaşa.Şunu unutma karanlığın kızı,Karanlık merhamettir saflıktır…Ondan korkma.Git hadi,karanlık seni şefkatle kollarına alacaktır…”
O bu sözleri söylerken,kalbimdeki acı iyice azaldı ve sonunda yok oldu.Ayağa kalkarak Yaris’in peşinden siyah kapıya doğru ilerledim.Kapının tam önüne gelince ikimizde durduk.Yaris kapıya doğru anlamadığım bir şeyler mırıldandı ve kapı açıldı.Önüme çıkan manzara beni afallatmıştı.Siyah güllerle süslü bir cennet gibiydi…Karanlığın cenneti…İlk adımı attım anda kapı gıcırdayarak kapanmaya başladı.Geri dönüp Yaris’e baktığımda gözlerinden süzülen yaşlarla karşılaştım.Ancak gülümsüyordu.
“Kendine iyi bak Eileen.Işık seni benden alırken peşinden geldiğimi ve seni sevmekten asla vazgeçmediğimi bil…Artık buradan ayrılamam.Yalnızca mutlu ol Eileen’im.Seni seviyorum…”
***

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon
SailorTwilight yazmış:
teşekkür ederim beğenmene sevindim Günbatımı Lanetine isim bulmak için çoh uğraştım valla
dolunay_surat:D=valla bu fanfic uzn zamandır elimdeydi abca koyabildim.Üstelik geceyle pek alakası yok bu daha çok Karanlıktan korkanların okuması için yazdığım bir şey Gece evi serisinin 1. kitabındaki bir söz çok hoşuma gidiyor "karanlık her zaman kötülük demek değildir tıpkı aydınlığında her zaman iyilik getirmemesi gibi."bu söz için yazıyorum bu fanfici
ama hala benzer oldu diyosan valla bilmem


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon
evet Eileen.
Yaris Eileen'in ilk sevgilisi ama şu an Eileen in beyni yıkandığı için hiç bir şey hatırlamıyor.
yeni bölümü cumartesi akşam yazmaya çalışacam
bu arada okuduğun için teşekkürler
Yaris Eileen'in ilk sevgilisi ama şu an Eileen in beyni yıkandığı için hiç bir şey hatırlamıyor.
yeni bölümü cumartesi akşam yazmaya çalışacam

bu arada okuduğun için teşekkürler



sağol ablacım bende bekliyorum valla ama hiç hareket yok zaten bu fafic 6 bölümlük olacak onun için çok acele etmiyorum karanlık için gerçekten asil özellikler arıyorum
üstelik şu anda da yıkımın kanatlarına yoğunlaşmış durumdayım.
üstelik şu anda da yıkımın kanatlarına yoğunlaşmış durumdayım.


sailor chibi chibi moon *ayaklarınakapanıpkollarınıindiripkaldıransmile* Sana tapıyorum fanfic yazma yeteneğine tapıyorum
ancak eğer bu fanficede Seleneye yaptığını yaparsaaaaan...
ölümüne öldürürüm seni!!!!


ancak eğer bu fanficede Seleneye yaptığını yaparsaaaaan...




Teşekkürler küçük-melek


Teşekkürler princess mercury

Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!!





~Athena~ yazmış:
sağol canım benim bu arada tırstım
Seleneye olanlar benim suçum değildi yeminle selene aslında hayla devam edio onu dicle yüzünden sildirmek zorunda kaldım bn (ama napıyım kız bnm 3 katım bi çökerse gırtlağıma yeminle kurtulamam

bu fanfici de ondan gizli yazıyom zati şşşş kimse duymasın dicle bi görürse bu fanfici burada vallada billada paralar beni
bunu sildirmeden hayırlısıyla bitirmeyi düşünüyorum bi sorun çıkmazsa 27 aralıktan sonra bölümleri düzenli yayınlamaya çalışacağım


sailor chibi chibi moon yazmış:
Tırsmak iyidir






Teşekkürler küçük-melek


Teşekkürler princess mercury

Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!!





~Athena~ yazmış:
tamam çıkıyorsun nömramıda veriyim mi?


sailor chibi chibi moon yazmış:
asdf





Teşekkürler küçük-melek


Teşekkürler princess mercury

Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!!





tamalıcam canım tamamlıcam söz veriyorum 



1. sayfa (Toplam 4 sayfa) [ 50 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |