*The curse of prophecy*(Kehanetin Laneti) |
Yazar
Mesaj
Merhaba arkadaşlar Umarım bu fanfic'imi beğeniesiniz. Bu bölüm biraz kısa oldu ama...
“Evet, yine aynı his, diye iç geçirdi Ayumi. “Neden hep bu aptal hisle karşı karşıyayım sanki?Sanki biri beni takip ediyor. Püff… Bu çok saçma. Kim beni takip etsin ki?
Bu karmakarışık hisler içinde adımlarını hızlandırdı. Bir an önce eve varmak istiyordu. Eve gelince doğru odasına gidip yatağına uzandı. Şu anda çok yorgundu ve annesinin en sevdiği yemeği yapması bile onu ilgilendirmiyordu.
1 haftadır kendisini takip eden kişinin kim olduğu hakkında kafa patlatmıştı, ama sonuç “hüsran”dı. Kafasında ki bin bir düşünceyle uykuya daldı.
“Merhaba, kimse yok mu? Huuu? Off, burası çok soğuk. Hı? Nasıl soğuk ya… Basbayağı çöldeyim. E o zaman niye donarcasına üşüyorum? Hah, orada bir kapı var. Hadi… Az kaldı Ayumi. Fizik öğretmeninin çatık kaşlarıyla seni sınıfın ortasında azarlamasına dayanıyorsan buna haydi haydi dayanırsın… Hey… Işıkları kim kapattı? AYYYYYY! Bana sürtünen şu şey de ne, ve de şu fısıltı? “Güven ve şüphe birbirine karışacak… Kehanetten kaçamazsın… Kehanetin laneti… Kehanetin laneti… Tısss…
Gözlerini açtığında yerde yatıyordu. Doğrulurken “Her zaman ki gibi berbat bir rüya, diye iç geçirdi.
Son bir aydır bu kâbuslarla uyanıyordu ve birde birisinin onu takip ettiği hissi de içine doğunca kendini kötü hissediyordu.
Saate baktı. Daha sabahın dördüydü. Yatağına uzanıp düşünmeye başladı. Tüm bu olanlara bir anlam veremiyordu. “güven ve şüphe birbirine karışacak” da ne demekti. Ayrıca şu “Kehanetin laneti” sözü de sinirlerini geriyordu. Ya o en son da ki tuhaf ses? Tüyler ürperticiydi…
“Evet, yine aynı his, diye iç geçirdi Ayumi. “Neden hep bu aptal hisle karşı karşıyayım sanki?Sanki biri beni takip ediyor. Püff… Bu çok saçma. Kim beni takip etsin ki?
Bu karmakarışık hisler içinde adımlarını hızlandırdı. Bir an önce eve varmak istiyordu. Eve gelince doğru odasına gidip yatağına uzandı. Şu anda çok yorgundu ve annesinin en sevdiği yemeği yapması bile onu ilgilendirmiyordu.
1 haftadır kendisini takip eden kişinin kim olduğu hakkında kafa patlatmıştı, ama sonuç “hüsran”dı. Kafasında ki bin bir düşünceyle uykuya daldı.
“Merhaba, kimse yok mu? Huuu? Off, burası çok soğuk. Hı? Nasıl soğuk ya… Basbayağı çöldeyim. E o zaman niye donarcasına üşüyorum? Hah, orada bir kapı var. Hadi… Az kaldı Ayumi. Fizik öğretmeninin çatık kaşlarıyla seni sınıfın ortasında azarlamasına dayanıyorsan buna haydi haydi dayanırsın… Hey… Işıkları kim kapattı? AYYYYYY! Bana sürtünen şu şey de ne, ve de şu fısıltı? “Güven ve şüphe birbirine karışacak… Kehanetten kaçamazsın… Kehanetin laneti… Kehanetin laneti… Tısss…
Gözlerini açtığında yerde yatıyordu. Doğrulurken “Her zaman ki gibi berbat bir rüya, diye iç geçirdi.
Son bir aydır bu kâbuslarla uyanıyordu ve birde birisinin onu takip ettiği hissi de içine doğunca kendini kötü hissediyordu.
Saate baktı. Daha sabahın dördüydü. Yatağına uzanıp düşünmeye başladı. Tüm bu olanlara bir anlam veremiyordu. “güven ve şüphe birbirine karışacak” da ne demekti. Ayrıca şu “Kehanetin laneti” sözü de sinirlerini geriyordu. Ya o en son da ki tuhaf ses? Tüyler ürperticiydi…
Spoiler:
*Kiss,kiss,kiss NoW!~
Oley ilk yorum benden
Şimdiciğime ben beğendim devamını da isterim
Gerçekten adıda bir garip ama o rüyalarda hem korkunç hemde garip
Gerçekten ama gerçekten ben o Ayumi'nin yerinde olsaydım beni takip eden kişiye dövüş sanatımı gösterirdim adam(belkide kadındır)benim önümde diz çökerdi
Biraz fazla mı uzun oldu
Herneyse ama çok güzel olmuş devamını isterim
Şimdiciğime ben beğendim devamını da isterim
Gerçekten adıda bir garip ama o rüyalarda hem korkunç hemde garip
Gerçekten ama gerçekten ben o Ayumi'nin yerinde olsaydım beni takip eden kişiye dövüş sanatımı gösterirdim adam(belkide kadındır)benim önümde diz çökerdi
Biraz fazla mı uzun oldu
Herneyse ama çok güzel olmuş devamını isterim
never trust a duck.
harukausagi yazmış:
Çooook teşekkür ederim harukausagi O rüyayı yazarken geceydi ve ben yatağımda ki fenerle zar zor idare ettim.( Sağolsun annem 5 dakikadan filan hiç anlamaz ille de yatmam lazım hemen Yorumun uzun filan olmamış. çok beğendim. Yeni bölümü en kısa zamanda koymaya çalışacağım.
*Kiss,kiss,kiss NoW!~
Bu da 2. bölüm...
-Bu kaçıncı rüya? Daha doğrusu kabus,dedi Suji. Bir yandan da kitaplarını çıkarıyordu. “ Ve üstelik şu seni takip eden adam meselesi. Hala kim olduğunu bulamadın mı?
-Hayır, maalesef. Aklıma kimse gelmiyor.
-Bence bugün o kişinin kim olduğunu bulmalısın. Baksana 1 haftadır ölü gibisin.
-Nasıl? Önünü kesip “Heyy adam, beni niye takip ediyorsun” mu demeliyim?
-Bilemiyorum Ayumi. Ama bu böyle devam ederse kafayı yiyeceksin.
Suji hakılıydı. Buna köklü bir çözüm bulmalıydı. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki turşu suratlı tarih öğretmeni Bay Cormaci sınıfa girdi. Bay Cormaci İngilizdi ve onun bir kere bile güldüğünü gören olmamıştı.
“Oturun, dedi Bay Cormaci.
-Oturun ve kitaplarınızın 102. Sayfasını açın.
Sınıfta kitap hışırtılarından başka ses duyulmuyordu.
“102. Sayfa, diye söylendi Ayumi. Sessizce 102. Sayfayı açtı.
“EVERENDEKİ CANLILAR”
.İNSANLAR
.HAYVANLAR
.BİTKİLER
.VAROLDUĞUNA İNANILAN CANLILAR
Son başlık Ayumi’nin dikkatini çekmişti. Belkide onu takip eden kişi bir uzaylıydı.
“Bu çok saçma, diye iç geçirdi Ayumi. “Hangi uzaylı beni takip etsin ki? Şimdi bu olayları bir kenara bırak ve derse odaklan. Yoksa Bay Cormaci tarafından tüm sınıfa rezil edileceksin Ayumi.
Son zil çaldığında Ayumi çantasını toparlarken Suji yanına gelip “ Bu işi bugün bitir Ayumi, dedi ve Ayumi’nin bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıdan çıktı.
Yolda yürürken Ayumi “Evet bugün bu iş bitecek, diye düşündü
Hava sisliydi ve yağmur çiseliyordu. Birkaç dakika sonra Ayumi’yi yine aynı his dalgasıyla çevrelenmişti. O gizemli kişi yine onu takip ediyordu. Ayumi korkusunu içine atıp durdu ve geriye döndü. O durunca onu takip eden kişinin de duracağını sanıyordu ama beklidiği gibi olmamıştı. Ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Sonra sisler içinde bir silulet göründü. Ayumi artık tir tir titriyordu. Sadece parıldayan yeşil gözleri gördü. Silulet sadece birkaç adım ötesindeydi ama sis o kadar yoğundu ki yüz hatlarını seçemiyordu. Birden arkasından bir ses duydu. “AYUMİ’AYUMİ!”
Arkasına dönünce komşuları Bayan Lee’ gördü. Yaşlı kadın elindeki paketlerle yalpalaya yalpalaya ilerliyordu. Sonra hemen silulete baktı ama o ortadan kaybolmuştu. Ve onda kulağına garip bir ses, daha doğrusu bir tıslama çarptı. “Çok yakında Prenses. Çok yakında…” Bedeni buz kesmişti. Son bir gayretle kendini toparlayıp Bayan Lee’nin paketleri taşımasına yardım etti. Eve dönerken Bayan Lee eline yıldız şeklinde bir kolye sıkıştırıp kapıyı Ayumi’nin suratına kapattı. Ayumi bazen kadının aklının gidip geldiğini düşünüyordu.
Eve vardığında her zaman yaptığı şeyleri yapıp odasına kapandı. Yatağının kenarına ilişip kafasını ellerinin altına aldı ve düşünmeye başladı.
“Bugün ben ne gördüm? Tuhaf bir yaratık.Peki buna inanıyormuyum?” Bir süre durup düşündü. Sonrada “Hayır, inanmıyorum. Bu sadece sis dolayısıyla oluşan bir yanılsamaydı.Eminim. Yani kısmen” O sırada ortalık birden karardı. Ayumi insiyaki bir hareketle yerinden ok gibi fırladı. Kapıda annesini elinde mumla görünce kendine güldü. Elektrikler kesilmişti altüstü.
-Tatlım, iyi misin?
-Elbette anne.
-Tamam o halde. Elektrikler birazdan gelir nasıl olsa. Al bakalım şu mumu…
Ayumi mumu alıp masasına koydu. Annesi gidince yine düşüncelere daldı. Ama bir türlü odaklanamıyordu. Sanki beyni karıncalanıyordu. Kafasını pencereye çevirdi ve açık olduğunu gördü. Pencereyi kapatırken “Bu pencereyi kapattığımı sanıyordum, dedi.
-Kapalıydı. Biraz önceye kadarsss….
Bu ses de neyin nesiydi. Arkasını döndüğünde nutku tutulmuştu. Aynı tuhaf yaratık yaklaşık 1 metre ötesinde yeşil gözlerini ona dikmiş bir vaziyette duruyordu!..
-Bu kaçıncı rüya? Daha doğrusu kabus,dedi Suji. Bir yandan da kitaplarını çıkarıyordu. “ Ve üstelik şu seni takip eden adam meselesi. Hala kim olduğunu bulamadın mı?
-Hayır, maalesef. Aklıma kimse gelmiyor.
-Bence bugün o kişinin kim olduğunu bulmalısın. Baksana 1 haftadır ölü gibisin.
-Nasıl? Önünü kesip “Heyy adam, beni niye takip ediyorsun” mu demeliyim?
-Bilemiyorum Ayumi. Ama bu böyle devam ederse kafayı yiyeceksin.
Suji hakılıydı. Buna köklü bir çözüm bulmalıydı. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki turşu suratlı tarih öğretmeni Bay Cormaci sınıfa girdi. Bay Cormaci İngilizdi ve onun bir kere bile güldüğünü gören olmamıştı.
“Oturun, dedi Bay Cormaci.
-Oturun ve kitaplarınızın 102. Sayfasını açın.
Sınıfta kitap hışırtılarından başka ses duyulmuyordu.
“102. Sayfa, diye söylendi Ayumi. Sessizce 102. Sayfayı açtı.
“EVERENDEKİ CANLILAR”
.İNSANLAR
.HAYVANLAR
.BİTKİLER
.VAROLDUĞUNA İNANILAN CANLILAR
Son başlık Ayumi’nin dikkatini çekmişti. Belkide onu takip eden kişi bir uzaylıydı.
“Bu çok saçma, diye iç geçirdi Ayumi. “Hangi uzaylı beni takip etsin ki? Şimdi bu olayları bir kenara bırak ve derse odaklan. Yoksa Bay Cormaci tarafından tüm sınıfa rezil edileceksin Ayumi.
Son zil çaldığında Ayumi çantasını toparlarken Suji yanına gelip “ Bu işi bugün bitir Ayumi, dedi ve Ayumi’nin bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıdan çıktı.
Yolda yürürken Ayumi “Evet bugün bu iş bitecek, diye düşündü
Hava sisliydi ve yağmur çiseliyordu. Birkaç dakika sonra Ayumi’yi yine aynı his dalgasıyla çevrelenmişti. O gizemli kişi yine onu takip ediyordu. Ayumi korkusunu içine atıp durdu ve geriye döndü. O durunca onu takip eden kişinin de duracağını sanıyordu ama beklidiği gibi olmamıştı. Ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Sonra sisler içinde bir silulet göründü. Ayumi artık tir tir titriyordu. Sadece parıldayan yeşil gözleri gördü. Silulet sadece birkaç adım ötesindeydi ama sis o kadar yoğundu ki yüz hatlarını seçemiyordu. Birden arkasından bir ses duydu. “AYUMİ’AYUMİ!”
Arkasına dönünce komşuları Bayan Lee’ gördü. Yaşlı kadın elindeki paketlerle yalpalaya yalpalaya ilerliyordu. Sonra hemen silulete baktı ama o ortadan kaybolmuştu. Ve onda kulağına garip bir ses, daha doğrusu bir tıslama çarptı. “Çok yakında Prenses. Çok yakında…” Bedeni buz kesmişti. Son bir gayretle kendini toparlayıp Bayan Lee’nin paketleri taşımasına yardım etti. Eve dönerken Bayan Lee eline yıldız şeklinde bir kolye sıkıştırıp kapıyı Ayumi’nin suratına kapattı. Ayumi bazen kadının aklının gidip geldiğini düşünüyordu.
Eve vardığında her zaman yaptığı şeyleri yapıp odasına kapandı. Yatağının kenarına ilişip kafasını ellerinin altına aldı ve düşünmeye başladı.
“Bugün ben ne gördüm? Tuhaf bir yaratık.Peki buna inanıyormuyum?” Bir süre durup düşündü. Sonrada “Hayır, inanmıyorum. Bu sadece sis dolayısıyla oluşan bir yanılsamaydı.Eminim. Yani kısmen” O sırada ortalık birden karardı. Ayumi insiyaki bir hareketle yerinden ok gibi fırladı. Kapıda annesini elinde mumla görünce kendine güldü. Elektrikler kesilmişti altüstü.
-Tatlım, iyi misin?
-Elbette anne.
-Tamam o halde. Elektrikler birazdan gelir nasıl olsa. Al bakalım şu mumu…
Ayumi mumu alıp masasına koydu. Annesi gidince yine düşüncelere daldı. Ama bir türlü odaklanamıyordu. Sanki beyni karıncalanıyordu. Kafasını pencereye çevirdi ve açık olduğunu gördü. Pencereyi kapatırken “Bu pencereyi kapattığımı sanıyordum, dedi.
-Kapalıydı. Biraz önceye kadarsss….
Bu ses de neyin nesiydi. Arkasını döndüğünde nutku tutulmuştu. Aynı tuhaf yaratık yaklaşık 1 metre ötesinde yeşil gözlerini ona dikmiş bir vaziyette duruyordu!..
Spoiler:
*Kiss,kiss,kiss NoW!~
harukausagi yazmış:
Yorumun için Çooook teşekkür ederim. Beğenmene gerçekten çok sevindim. En kısa zamanda 3. bölümü koymaya çalışacağım. Aslında yorumar çoğalınca koyacaktım ama malum, tek okuyucum sensin... Yine de çoook teşekkür ederim...
Bu arada isimde bir değişikli olablir...
*Kiss,kiss,kiss NoW!~
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 9 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |