Yehuu doğru tahmin etmişiiim
Yani insan hoşlandığı kişiye çekingen davranabilir değil miii
Ama O Özel farklı bişi de olabiliiir

acayip beğendim şimdi devamını okuyacağım. şu herkesin kullandığı kitap ağzı sıtandartlık yok. ardada bi argo arada bi ciddilik şakalar espriler filan havada uçuşmuş. nası dile getiririlir bilmiyorum ama daha önce okuduklarıma beğendiğimi söylediğime göre buna ondan çok daha üstün bişey söylemem lazım. betimlemeler,anlatım şimdiye kadar okuduğum bütün kitaplarınkinden daha etkileici ve samimiydi. bizim arkadaşlarla olan konuşmalarımız geldi aklıma okurken.onlarla yaptığımız şakalar filan...

çok beğendim içimde bişeyler "işte böyle yazılır abi" diyip hayran kaldı ama diğer yandan başka bişiylerse "Ooo bu kardeşinki de fanficse benimkine birinci sınıf karalaması demek lazım abi.kendime yazıklar olsun. nalet olsun içimdeki kitap sevgisine " diyerek kıskandı

.

yani üslubun o kadar samimi ki dediğim gibi,kendimi okulda gibi hissettim öok gerçekler.bunda böyle sıkı takipçinim (tabi sapıklık babında deil )
*ayaktaalkışlayansmiley*

bence fazla uzattım hadi neyse

EDİT^^ :



yeni bölümü bekleyenler kuyruğuna yeni bir isim katıldı hayırlı uğurlu ola!

aman da amaaaan yeni bölüm yazmış.
ben epeyce süre okuyamadım gomeen ama bilgisayarın başına geçemedim çok şey oldu bu aralar.
çok güzeldi, bu nasıl bir tasvirdir benim hikayemin bu kadar az okuyucusunun olmasına şaşmamak gerek herkes buraya doluşmuış
valla billa beğendim. bak cidden beğendim. yakında -estel-chan'ın da didiiği gibi- biraz atraksiyon gelecek gibi. heyecan yapmaya başladım.
ve başım ağrıyor.
çok. bayılmadan önce gitmeliyim.
ama sen yine de yeni bölüm koy.

Yağmuuur : Eveeet ya, çok okuyucum olmuş ^^ Çok sevinçliyiiim ^^ Bu arada yakın tarihlerde atacağım bir bölümde hepinize kocaman bir sürprizim var ^^

hp*star : Ooo yeni okuyucum gelmiş, hoşgelmiş, sefalar getirmiiiş ^^ Ben Damla, sen de adını söylersen memnun oluruum ^^ Çok güzel iltifatlar bunlar ama bence o adar da iyi değilim, hala geliştirmem gereken yönlerim var ^^' Ama çook teşekkür ederim Yorumun beni onurlandırdııı ^^

Esra-chan : Doğru mu değil mii..? Parmaktan sonra Aslında tek bir tekne ama.. Neyse demiyorum şimdilik, idare edin ^^ Di mi di mi kandırdım sizii Gözlerle konuşmak .s O konuda hiç iyi olamadım .s

Begüm-chan : Yüzük sıradan bir yüzük Sizde epey şüpheci olup çıktınız Damla'nın karanlık bir geçmişi var desem ^^ Spoileeer

laru-san : Cık cık cık ne kadar kısa bir yorum bu böyle gözlerimi yaşarttın doğrusu Renkleri herkes begenmiş ya, mutlucuk oldum ^^

Melikee-chan : geçen son yorumdu, şimdiyse ilk yorum, tebrikler ^^ Evet ya Cenker yoktu ben de siz söyleyince farkettim.. Amaaan olmasın

Eveet, Müge ve Damla'yı bekleyelim sonra da yeni bölüm gelsiin ^^

İki kişi kalmıış Çabuk geliiin hadi ^^
Bölümde sürpriz mi var Ô_o Sadece bir tekne mi ? Damla'nın Karanlık bir geçmişi mi vaar Noluyo yaaa
Bölüm Çabuk gelmesse kafa karışıklığından hastaneyi boylıycam
Şaka tabiki Yeni bölüüm

Şimdi bi insan kendi yazdıklarına ağlar mı demeyin valla, ben çok duygusalım şu sıralar..

Her neyse şu son iki yorum da gelsin.. Vericem bölümüü

bende hatice aynı yaştayız memnun oldum damla.

yorumumun pek abartılı bir yanı yoktu açıkcası. hem samimiyet dolu bu tasvirleri övmemek elde değil. ama elbette eksiklerin vardır ama şuan kurgudan ve kaleminden acayip etkilenmiş olduğumdan olacak ki o eksikleri göremiyorum. ama açığın,eksiğin gözüme çarparsa mutlaka haber veririm merak etme

iki yorumdan bi de benden gelsin yeni bölüm

Ay beni mi bekliyorsunuz çok teşekkür ederim O zaman ben hemen yorumu yazayım ki Damla da gelince hemen yeni bölüm gelsin

Şimdi ben de tayfanın o kadar yaşlı olacağını düşünmemiştim ama böyle yaptıysan bir nedeni vardır elbette ki Bir de şu kaptanın ufaklık dediği 10 yaşında falan mı 20 falan mı anlayamadım yani diğerleirne göre küçük ya 20 olursa da onun için anlayamadım işte neyse

Ayrıcaağ Yıldırım'ın söyleyeceği özel bir mesele olabilir nhihi Damla'yı seven çocuk Yıldırım mıydı başkası mıydı çok fazla karakter var karıştırdım pardon Kitaplarda olsa karışmıyor ama bölüm bölüm gelince arada boşlu olduğu için kafam dağılabiliyor bazen

Yeni bölümde bence gemide saldırı olur cadılar gelir Hatta sonra onları eve götüren adam ölür sonra bunlar zar zor eve gider ve annesi-babası (verdiğin spodan yola çıkıyorum xD) bu kıza ağır laflar ederler gidemezsin noldu görüdn mü ve ağır olanları o.O falan filan. Yine Türk filmine dönmüş olabilir ama idare edin ben teoride iyi değilimdir

E o zaman yeni bölümü heyecanla beklliyoruzzz

çok özür dilerim ama uzun bi yorum yazamıycam dersaneden yeni geldim ama şimdi yine dışarı çıkmam lazım
yeni bölümü bekliyorum sonunda macera başlasın artık tekrar tekrar özür dilerim bu arada

Müge-chaaan : Beklemem mii ^^ O çocuk şey ya, tayfadakiler yaşlı ya, onlara göre genç anlamında. Konser bişeysi diyo ya kaptan işte çocuk konservatuvar kzanmış aslında ama gidemiyor. O manada, yaklaşık 18-19 yaşlarında Ali cağız ^^
Ya yok bee, şu merak ettiğiniz meseleyle ilgiliydi. Oy Asiyeee Asiyee
Teoride iyi değilmişsin cidden ^^'

Damla-chaan : Özür dilemene gerek yok kii ^^ Anlayışla karşılıyorum ^^ Hem geldiğinde uzuuuun bir yorum yaparsın ^^

Eveeeet, az laf çok iş yapma zamanı geldi.. Haydi yolcular, tekneye bir göz atalım, Damla ve Yıldırım ne alemlerde ??

Spoiler:

"Sen nerede oturuyordun ki..?" dedim Yıldırım'a aradan on dakika geçtikten sonra. İçeriden Yılmaz amca gelip iki uzun levye bıraktı yanımıza.

"Sen benden uzakta oturuyorsun, bilirsin, gelirken görmüşsündür. Şu yeni yapilan köprü varya? Oradan böyle bir elli metre yukarida bir köy var, Adem de orali. Ama onun ailesi merkezde yaşiyor. Ben her sabah buraya iniyorum bir dolmuş bulabilmek için." başımı salladım, bilirim bu hissi, anlamında. Ben de her sabah dolmuşla gelip gidiyordum. Zor oluyordu hani gidip gelmek, yorucu ve bunaltıcıydı.

"Şey Yıldırım, cevaplamak zorunda değilsin ama ben sormak istiyorum, Asiye..?" yavaşça gülümsedi.

"Sen de merak ettin değil mi, nasil bir sözlüm olabilir diye.. Biz teee.." parmaklarıyla saydı ve 7 yaparak bana döndü. "7 senedir beraberdik, ben 3 yaşindayken bize gelmişlerdi yatiya. Sevdaluk işte, oynadik beraber. Evcilik oynadik.. Sonra her yil bize geldi ve iki yilin sonunda buraya taşindilar. Onu sevdiğimi bilirdi tüm mahalle. O da beni besbelli ki.. Siyah saçlari.. Mavi gözleri.. O sürekli gülen ifadesi.. O tam bir melekti, kanatsiz melek... Babasinin tayini çikti tee uzak bir yere.. Dedim ki gel biz sözlenelim Asiye'm, günün birinde alacağum seni. O da kabul etti hemencecik. Aile arasinda bir yüzük taktik ama yüzük dediğime bakma sen, yüzük demeye bin şahit, abim marangoz, bize iki tane halka verdi takın diye, ben de onu güzelce siyaha boyadim, her türlü takabilsin diye.. Gitmeden bir hafta önce bize geldi, sahilde yürümeye başladik.. Bana 'Beni birakma Yildurum,'dedi. Biliyor gibiydi sanki o gün içerisinde öleceğini. Gözümün önünde, kizi aldi götürdü. Kizil saçli kari.. Bir bulayim onu.. Bir bulayim onu.. Leşini bile alamayacaksiniz elimden.. Leşini bile.. Kanlar içinde attı Asiye'mi sert betona.. Cesedini bile vermedi bana. Cesedini bile.. Bunu bile çok gördü hayin kari.. Ama sen beni anlarsin değil mi..? Sen de yaşadin.."

Çok etkilenmiştim Yıldırım'ın hikayesinden, öyle bir anlatıyordu ki, bir an gözümde canlandı gencecik kız. Yıldırım zaten bizden iki yaş büyüktü, geç verilmişti okula.. Yani kız da büyüktü. 16-17 yaşlarında olmalıydı en fazla.. Belki birkaç sene sonra evlenirlerdi. Kim bilir.. O lanet olası cadılar olmasaydı belki de.. Belki de.. Hani.. Hani..

"Yıldırım, zıpla bakayım, geldik.." Yıldırım elini kaldırıp hafifçe salladı ve eda etti bana. Eve yaklaşmış olmalıydık. Çantamı kucağıma alıp beklemeye başladım. Acaba telefonum hala çalışıyor mu..? Hıım.. Belki de kapanmamıştır.. Dur şuna bir bakayım..

Elimi çantamın arka gözüne attım. Sadece kitaplar ve defterler vardı. Bir iki kalem vardı dipte. Bir de şu kızıl defter.. Onu ben nerede gördüm ya..? Uf, kafayı yiyeceğim..!

Telefonumu hala bulamamıştım. Ön gözü açıp elimi soktum, elime huylandırıcı bir şeyler değiyordu. Tutup çıkardım onu. Morlu beyazlı birkaç saç teli.. Bunlar.. Bunlar onun..! Bunlar Kübra'yı ve Mehmet'i katleden cadının saçları..! Nasıl da unuttum..! Elimi sokup karıştırmaya devam etti çantayı, bir kolye çıkmıştı sonunda. Kilitliydi içini açamıyordum ve dışında dev bir M harfi vardı.

"Damlaa..! İn yavrum hadi, iyi akşamlar.."

"Sağ ol Yıldırım amca.!"

Hızla geri koydum çıkarttıklarımı çantama. Sırtıma geçirip çantayı kıyıya attım kendimi, tam evin önünde durmuştuk. Koşarak eski püskü binaya girdim. Elimi refleks olarak cebime attığımda telefonumu buldum. Ve tahmin edin..? 'Batarya boş lütfen şarj edin.' ikazına yetişmiştim.

Dört katlı binanın en üst katında kalıyorduk. Hatta bu yaz nasipse artık beşinci katta oturacağız, inşaat yaptırmayı planlıyoruz da. Ama daha net değil. Babama pek belli olmuyor.. Taa bundan beş sene önce bana apartmana kalorifer yaptıracağını söylemişti. Hala sobayla ısındığımıza göre bu planının başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyebiliriz.

Hızlı hızlı eve çıkıp kapıyı çaldım. Parmağımı zile basılı tutuyordum. Senenin başında nefret ettiğim bu eve şimdi girmek için can atıyordum. Anneme sarılmak istiyordum. Doya doya sarılmak. O tuhaf yemek kokusunu içime çekmek istiyordum. O kıvırcık saçlarına ellerimi daldırmak istiyordum, rahatlamak için.
Ve kapı açıldı. Kollarımı annemin boynuna dolayıp sarıldım ona doya doya. Üzerindeki yağsız patates kızartması kokusunu alabiliyordum. Elimi kıvırcık kısa saçlarına daldırdım.

"Annem.."

"Kızım.. Yavrum.. İyi misin..?" başımı salladım ve yüzüne baktım direkt. Kedi gözleri iyice kısılmıştı, birazcık kızarmıştı hani. Boyu benden kısaydı annemin. En fazla omuzlarıma geliyordu. Ama güçlü kuvvetli bir kadındı. Gençken sarı, orta boy, kıvırcık saçları varmış. Resimlerinde görmüştüm. O kedi gözleri giydiği pembe fistanla daha güzel görünürdü hep resimde bana. Her o resme baktığımda annemin taş gibi bir hatundan nasıl bu hale geldiğini düşünürüm. Şimdi kısacık kızıl saçları var. En az 20 kilo almış, son sezaryanla birlikte güzel de bir göbek yapmış, eskiden ipincecik olan kolları, elleri şimdi bir boksörünkinden bile kaslı bir hale gelmiş. Onu gördükçe üzülüyorum haline. Kadını biz çökerttik. Biz..

"Kızım, bu kafandaki ne..!?" elimi istemsizce başımın arkasına götürdüm. Devasa bir yara bandı vardı kafamın dibinde. Demek o yüzden sabah saçlarımı Sultan topladı. Ben de bayram değil seyran değil bu kız neden coştu diyorum..!

"Ben de yeni farkettim annem," bandı çıkartamadım. Çıkartmaya çalıştıkça saçımın dibi acıyordu. Köklerini çekiştiriyordu yapışkanıyla.

"Kalsın bari, dürtme çok, yara yapar iyice." dedi annem o anne nasihatleriyle.

Gülümseyerek odama döndüm. Babam daha gelmemişti sanırım. Onun o kocaman gövdesine sarılmak iyi gelebilirdi şimdi. Babamı hep Adanalı'daki Maraz Ali'ye benzetmişimdir. Aynı ufak gözler, aynı toplu dudak yapısı, hafif kirli sakal ve olağanüstü yakışıklılık.. O uzun boyunu hiç hesaba katmıyorum. Kapı gibi mübarek. İlçenin yakışıklı adamlarındandır benim babam. Ama şimdi evde değildi.
Odamın ahşap kapısını açtım ve kirli çorap kokusuyla karışık deodorant kokusunu doya doya içime çektim. Odam.. Pembeyi hiç sevmem. Nefret ederim hatta tabiri caizse tiksinirim, dokuşmam bile. Tüm kızların pembe sevdalısı olduğunu düşünen erkekleri de sevmem. Feminen bir düşünce yapısı bu, ki ben asla feminist biri olmadım. Neden mi bu tuhaf pembe muhabbetinden bahsediyorum..?

Odamın duvarları pembe..!

Nasıl oldu diye sormayın.. Babama 'Ben Çilek Odası istiyorum baba, şu bazalı takımdan,' ki babama bahsettiğim oda oldukça şıktı ve duvarları turuncuydu. Babamsa odamın duvarlarını çilek pembesine boyatmıştı. Ben istemişim güya. Lafımı artık neresinden anladıysa..

Pencerelerimiz dev gibi. Bir de üstüne annemin asırlık perdeleri geçirilince epey bir yer kaplıyorlar odada. Benim yatağım, daha doğrusu bazam, pencereyle paralel bir şekilde duruyor. Odam kare olduğundan direkt yatağımın dibinde de masam bulunuyor. Çünkü odaya sığamıyoruz. Odada sadece iki baza, bir masa ve bir komodin var. Ama yine de sığamıyoruz. O derece küçük bir oda.

Masam ahşap, üstünde kalın bir cam var, estetik bir masa. Masanın üstündeki duvarı çizimlerimle kapladım. Eski yeni fark yaratmıyor benim için, çizimse yapıştır duvara.

Kapının yanında direkt erkek kardeşim Deniz'in bazası var. Komodini beraber kullanıyoruz, ilk iki çekmece benim, son çekmeceyse onun. Komodinin üstünde en sevdiğim kitaplarım var. Stephen King, Agatha Christie, L.J. Smith, J.K. Rowling, Rick Riordan, Ayşe Kulin, Dan Brown, Jean-Christopher Grangé gibi ünlü yazarların romanları hani. Bir de Deniz'in Bilim Çocuk zırvalıkları. Her sayıdan ne çıkarsa çıksın yapıp koymalı sanki.. Üzerimdeki sarı yağmurluğu çıkartıp askılığa astım. Etrafa baktım. Her şey yerli yerindeydi. Ama eksiklikler de vardı.

Deniz evde yoktu, ablam ya da başka biri, kimse yoktu. Evde sadece annem vardı.

Nereye gittiler acaba..?

ahanda soru gelmiş. "Nereye gittiler acaba?"
bizde yıldırım açılcak die bekliyelim pehh

bölüm güseldi *-* eline sağlık kardeş *:*

biran önce yeni bölüm takviyesi ve biraz ekşın görmek istiyorum. uçuk ekşınlar istiyorum ki ağzım açık kalsın böyle oluyum ...ay pardon böyle

neyse...heycanlıyım beklemedeyim takipçinim ama sapık değilim ^;^ (Valla değilim,vurma abi )

Yatta yeni bölüm.... Yorum saati*-*

Yıldıray, nasılda öfke, nefret ve hırsla dolu! Tam anlamıyla olmasada, onu anlayabiliyorum.. (empati..*-* )
Damla, kafayı yemeden ben yiycem kafayı yani o.O Harbiden nerden hatırlıyor bu defteri yaa..? Eskiden olabilirmi acaba? Hani bi keresinde Babasıyla birlikte, limana gitmişlerdi ya, acaba bir ihtimal o zamanlardan hatırlıyor olabilir mi? Belkide o zaman kendi başına dolanmıştır teknelerin arasında? Off yada ne biliyim birinin elinde falanmı gördü acep? Damlaaaa.... kızım şu hafızayı az zorla be gülüm, hatırlamaya çalış yaa..!
O saç tutamı ve o kolyeyi unuttuğunu tahmin etmiştim. De şimdi diğerlerine söyleyecekmi yoksa başka düşüncelerimi var bilemiyorum.. Şu kolyenin üzerindeki M harfi ilginç, Acaba bu harf Cadının isminin baş harfi olabilirmi? Bu arada Cadı Cadı diyip duruyoz bunların, her birinin bi adı olmalı bence..
Yani birbirlerine nasıl hitap ediyorlar değilmi? Bu harf belkide mensubu oldukları grubu temsil ediyor da olabilir.. Yada Cadıların hepsinde olması gereken bişeydir bilemiyorum ki yaw..
Sadece Kübrayı öldüren Cadının boynunda varsa o ayrı bişey tabi.. O zaman Sadece O Cadıyla alakalı bi durum olur... Bakalım şu kolyenin sırrı nasıl çözülecek. Birde açamadım falan dedi Damla, Birde bunun iç kısmı var ya... İçinde ne olabilir ki? Bununla ilgili bi tahminim henüz oluşmadı..
Peki şu saç telleriyle ne yapabilirler merak ediyorum? Ne gibi bi işlerine yarayacak acep?
Ayriyetten, Mehmetin otopsi raporlarını hala beklemekteyim.. İşin birde bilimsel yönü var..

Bu arada 30 kişi bir gemide öylemi? Ben iki tane okudum sanmıştım. Yada eğer okudumsa bu ne anlama geliyor bakalım? Kaptanın aklında ne var? Tamam bu bir Cadı avı ise, bunun için av'ının bulunduğu yerlere gitmelisin. Bizim Cadılar nerelerde takılıyor peki? Yani öylece bekleyip tesadüfi bir şekilde onların gelmelerini beklemeyecekler heralde..? Hem ne zaman açılıyorlar denize yahu.. Off çok heycan vede stres yaptım haa.. o.O
Kendilerini korumak için, kullandıkları tek şey levye mi? Yani hepsi bumu? Eğer öyleyse enteresan..
Bunları altetmenin başka alternatif yolları yokmu ki yaw?

Sonunda kızımız eve dönüş yaptı şükür*-* Benim bile içim rahatladı sevndim yaa..
Ne güzel annesine sarıldı falan evini tekrar görebildi. Annesinin demi saçları kızıl yaw xDxD
Sadece tesadüf olmalı, iyice zıvanadan çıkcam yoksam.. : D: D kendime gelim heyt heyt piştt xDxD
Babası tü tü maşallah yahu ne güzel bir anlatım bu, Damla şanslı velet yağuşuklu bir babacığı varmış heheh
Fekat ev halkı nerede? evde ters giden birşeyler var yoksa yazarımız muzurca bizi heycanladırmak içinmi böyle bir yerde bitirdi.. Meraklardayım doğrusu...

Haruu chann... Süper gidiyor valla bayıldım, Güzel anlatımın beni benden alıyor *-*
Ellerine vede hayal gücüne sağlık^^
(Diğerbölümlerimerakveheycanlabekleyenmod) xDxD

Herşey Söylenmiş ^^ Bana bişi kalmaz Aklımdan geçenleri anlatmışsın Laru-san hatta aklıma gelmeyen yerlere de parmak basmışsın ^^

Haru-chan haru-chan işyoni keyki tabeyoo xD
(Sana haru-chan diyince aklıma hep o geliyo xD Honey-senpai )
Haru-chaan Yeni bölümünü bekliyoruuuum ^^

ben artık yavaştan yavaştan bilgisayardan uzaklaşmaya başladım T-T
ama garip bi şekilde dersane başladığı için mutluyum garibim ben garibim garibim garibim herkesi gıcık ederim ederim ben
saçmalamak bedave

neyse...
hikayeyi okurken dikkatimi çekti

burada bir hata mı var yoksa ben mi karıştırdım

yıldırım da cidden çok dolu cadılara karşı...e haklı da onun da gözlerinin önünde olmuş her şey...cidden yazık yaa

demek damla kolye ve saçları unutmuş...ama cidden o M harfi ne acaba kolyenin içinde ne var?Ve nedn cadının bir kolyesi var...

darchi nin de dediği gibi aslında laru herşeyi yazmış ne yazsam onu kopyalayacakmış gibi hissediyorum -.-" neyse artık ben yine bişeyler yazıym yani

çilek odası da cidden süperdi

okuduğu yazarları da sevdim

yalnız evdekiler nerde o.O onlarında başına birşey gelmiycek dimi

yeni bölümü bekliyorum <3