vay arkadas onca zaman bekleyelim bi gun bos birakinca yorumu doldurun

sakasi bi yana sonunda yeni bolumun gelmesine sevindim ve bolumu de sevdim. cunku betimlemelerini cok seviorum. sadece sirf olay dolu olsaydi daha cok canim sIkIlir ve kopukluklar olurdu bence boyle uzun betimlemeler film izler gibi gozumde canlandirmami sagliyor o nedenle sevdim bolumu.ama bu demek deil ki ekşın beklemiyorum. tabiki bekliyorum "ekşın ekşın ekşın"

bu arada babanin isi ne? hikayede soylemistin de ben mi unutma hoduklugunde bulundum yoksa soylemedin mi?



ama dedigim gibi meslegin ne oldugu bolumlerde gectiyse de unuttuysam sumanai

yorum geciktigi icin de tekrar ozur dilerim damla-chii. dun pc i kaldirdim bugun pederin pc ye yeni otlanabildim zaten cok sevindirik bi havadayim sacmalarsam sasirmain,aldirmayin beni taniyan herkesin yaptigi gibi " delidir ne dese yeridir" deyin gecin xD

ben de geldim
ama kısa kalıcam kusuruma bakmayın dersaneden brsürü ödevim var T-T

gayet rahatlatıcı bi bölümdü.Cenker den ve cadılardan arınmış sakin güzel yağmurun deyimiyle banyo gibiydi

sanırım karakterler gerçek olduğu için yazıların çok gerçekçi geliyo o-o

ailesi nerde diye panik olduydum ama pastaneye gitmişler...şimdi pastane dedim de aklıma pasta geldi.sonra da doğumgünü.doğumgünü diyince de 10. yaş günümdeki pasta geldi aklıma 2 katlıydı alt katı bol çikolatalı üstü de böğürtlenliydi.yaa benim canım pasta istiyo T-T neyse açlık başıma vurdu saçmalamaya başladım bugün kantine çıkamadıydım T-T ben gidiym de annemin yeni buluşu olan (tv saolsun) kabak çorbasından içiym

güzel bölümdü ellerine sağlık yeni bölümü bekliyorum ^-*

NOT::: Damla-chan benim yorumumu beklemene de gerek yok ben çok sık giremem artık T-T

Hatice-chii : Chii demekte bi sakınca yok ^^ Ben samimi biriyimdir zaten ^^
Ben de betimleme yazarken çok oşlaşıyorum. Oturup saatlerce betimleme yazabilirim ^^

Hatice-chii hariç spoiler'a bakmak yok.. -,-'

Spoiler:

Hatice-chii.. Yeni bölümde bir sürprise'm var kızlara.. Ben bu bölümü bayaa önce yazmıştım.. O yüzden biraz sana yok gibi oldu ^^' Kusura bakmazsın umarım..

Babam esnaf ya ne polisi Ne gezeeer İlk bölümlerde demiş olmalıyım demediysem de benim yanlışım ^^

Damla-chii : Dershane Çok geçtim o yollardan ^^ Sen 8. sınıfsın şimdi di mi, yanlış hesaplamıyorsam.. Siz 8'leri affediyorum ^^ Dershaneli arkideşleri de ^^
Olabilir bak bu mantıklı o-o Şimdi düşününce.. Anaam ben bunları yaşadım lağn O espriler yapıldıgında ordaydım güldüüüm asdfghj.
Ayarlarım sana bir pasta

Arkideşler Kendimi Warner Bros karakteri gibi hissettim
Bundan sonra, yani olacak olan şu ki.. Ben 10. sınıfa geçmiş olacağım. TwT Bunu hiç istememe rağmen hem de.. Neyse, ıhım.. Sayısal sınıfındayım. Kimyam ve biyolojim berbat.. Zaten okula sondan girdim. Ortalamam 82 ama F sınıfına düşme olasılığım yüksek TwT O yüzden çok sıkı ders çalışmam gerekecek.. Yani okullar başladıktan sonra sadece haftasonları (genellikle Cumartesi.) yeni bölüm vermeye başlayacağım. Ya da grafiklere o zaman bakacağım ya da fanartlarımı o zamanlar tazeleyeceğim. O yüzden bir sıkıntı yok ^^

Bir de sizlere danışmak istediğim bir konucugum var..

Hehe telefondan giriyorum xD arkadasında biraz haklılık payı var sonucta bu konuya yorum yazan biziz ama giren biz degilizdir u.u
hikayeleri calıp bloglarında vs yayınlıyorlar
böyle birseyin basına gelmesini istemem acıkcası u.u bölümleri öm olarak atabilirsin mesela :d biz yorumları yine bu konudan yaparız
aslında ben baska bisey soylemeye gelmistim ya simdi cenker gerçekten varsa ve sana boyle davranıyorsa [gercekte olmasının altını ciziyorum] ondan öcümüzü almaya o kadar yakınız demektir muhahaha facebookunu patlatır telefondan isletiriz hahahah

bende mako-chan a katiliyorum acikcasi.eger cin rahat etmiyorsa om atabilirsin umarim senin basina da oyle kopyalama olayi gelmez. nasil istersen oyle yapmalisin bizim seni etkilemeye hakkimiz yok ama hikayeni okumayi gercekten cok ama cok istiyorum. o yuzden umarim kararin bizim lehimize olur.

bu arada aklima takildi da

yeni bolumleri bekliyorum umarim o fanfic hirsizlari bi daha nete giremez olsunlar. telif hakki dei bisi olmasi lazim aslinda yoksa millet sagdan soldan cakmaya basliyo

canimsin damla-chin (chin ne yaa )

senin lehine olmasını çok isterim kararının ama hikayeni de çok seviyorum umarım ara yolu bulabilirsin damla-chan

evet ben de arkadaşının yerinde olsam aynısını söylerdim muhtemelen.çünkü melikenin de dediği gibi tek girip okuyanlar bizler değiliz...senin böyle bi konuda mağdur olmanı da istemem...daha geçenlerde birisi başkasının blogundan grafik çalışmaları çalıp buraya koydu benim diye (geçenlerde dediğime bakma ne zaman hatırlamıyorum )
tabiki biz de okumak istiyoruz bu yüzden bence de sen bize öm den at biz de sana öm yle yorumlarımızı atalım böylesi daha sağlıklı olur.eğer bölümleri koymayacaksan yorumları da buraya yapmasak daha iyi olur diye düşünüyorum.çünkü konu az çok belli olur hem üye alımı da durdu üye olmayıp da takip edenlere de eziyet olmamış olur tabi karar senin ^.*

Tamam da sen bunu kitap olarak yayınlasan bizim cenker de bi şekilde görse hakkında yazdıklarını Of of çok kötü olur. neyse konuyu dagıtmadan yeni bölümü istiyoruz diyerek kurtarıyorum konuyu kendimden *hero*

Melikee : Hııııım.. ÖM işi de biraz sakat olur gibi.. Ya aslında bazı sitelerde oldugu gibi bizimkinde de Spoiler'ın içi üye olmayanlara kapalı olsaydı, daha rahat edebilirdim.. Ama değil işte..
Aslında verirdim ama o kadar da kötü bi kız değilim ne hali varsa görür inş

Hatice-chii : Hele öyle bişey yapsın o ufaklık.. Bir dahaki SmackDown karşılaşmamızda nakavt olur ^^ Bi kere kolunu kırmıştım Chin de olur ^^

Yağmuur : İnşallah.. İnşallah.. Bu arada laru-san'a ulaşamıyorum.. O şimdi böyle uzuuuunca bir şeyler derdi.. Neyse.. ^^

Damla-chan : Evet ben de görmüştüm ^^ İfşa etmiştiniz kızı Bi bakalım, deneyelim durum değerlendirmesi felan yapalım.. Yani ne diyim..

Melikee :

Yorum yapmayan sevgili okurlarımın da fikirlerini almak istiyorum ^^ Yardımcı olun lütfeen ^^

keske ben de abilerimle SmackDown oynayabilsem ama tahmin edebilecegin gibi boyle bir seye kalkissam buyuk kolu kirilan taraf ben olurum o yuzden onlari tehdit bile edemiyorum arada bi santaj yapiorum ama onu da burnumdan getiriyolar ziyadesiyle o yuzden...
kucuk kardes olmak zor is vesselam(senin de iki ablan varmis bilirsin bu duyguyu damla-chin )

neyse bolumu bekliyorum

Gome gome Haru chan..... T_T

İşlerden fırsat bulamadım bi türlü. Bu bölüm herkes için sakin geçmiş. Şu sıralar, O kadar yorgunum ki senin anlatımına karışıp gittim. Suyun akışını falan çok güzel hissettim. Sanki benimde beynimdeki bu karışıklık sorular, vs.vs akıp gitti. (en azından banyo bitene kadar.. =)
Annesi süper anne misali elinde oklava onunla neler yapabileceğini hayal edebiliyorum. İnsanın hele ki bir annenin korumacı yanıyla kimse boy ölçüşemez..! Evdekilerin muhtemelen dışarı çıktıklarını tahmin ediyordum. Yani kızımız daha yeni Bismillah eve adımını attı, birazcık rahat nefes alsın dimi yazık Cadılarla, cenker gibi aklı-evvellerle uğraşıyor <.<

Cenker demişken 2 bölümdür, gayet relax'sım bunu cenker mongolunun yokluğuna borçluyum sanırım *-*
Damlamız babacığıylada hasret giderdi diyecem ama bu kısımdan pekte tatmin olmadım açıkçası.!
Yani aylardır kızını görmüyosun, onu kucakladığında onunla buluştuğunda edeceğin sadece 2 kelimelik bi cümlemiydi? Babanın kokusunu anlatırken, içim bi garip oldu. Çocuklar nasılda tanıyorlar hem annelerinin hemde babalarının kokularını, hemde daha küçücük bir bebekken..!
Benim babam hep mazot kokar, kendisi şöför olduğu için boynuna sarılınca hemen o keskin mazot kokusu alırım. Uyurken bile bu kokuyu duyunca bilirim ki babam gelmiş.
Babalar, hep meşgul hep uzakta hep eve ekmek getirme derdindedirler çoğu zaman. Ama biz isteriz ki bizimle biraz daha çok ilgilensinler, yüzlerine biraz daha bakalım seslerini daha çok duyalım. İçimizi ısıtan bakışlarını daha çok görelim ama malesef hayat şartlarıda, yaşam koşulları bizi biçok şeyden mahrum ediyor, sevdiklerimizin sevgisini hissetmekten bile...!

Neysem saptımmı konudan yahu xDxD
Annesine gelince hanım teyzecim oldumu şimdi bu? kızceğizin biriciğin daha henüz gelmişken nedir bu komşuyu ziyaret etme arzusu ya..T_T Az otur halini hatırını sor, dizlerine yatır saçlarını okşa az yüzüne bak hasret gider dimi ama? bilmiyorum benmi çok duygusalım şu sıra *-*
Ama kavuşma sahleri en sevdiğim bölümlerdir o yüzden dolu dolu geçsin sıcacık geçsin istiyorum.

Ewet Damla'mız ''Evde Tek Başına'' modundayken birden kapı çalar..
Gelen komşu kızları ewet, peki ya zile aşağıdan basılmış olma ihtimalini napcaz..?
tesadüfi bir şekilde, aşağıdan zile basıldıktan hemen sonra kapı tıklatılmış olabilir. Eee Haru chan sevdiğiniz çok sevdiğiniz kişiler dedi. Bunu tam aksini kastederek söylemedin değil mi?
Çünkü buda bir ihtimal *-* Eğer öyle değilse valla benimde aklıma Giray burak falan geldi ne bilim onları seviyom ben ya heheh.. Eğer onlar değilse bizim Cadılar'mı ziyarete geldiler dermişim hahahah...
Meraklardayım yineee... u.U

Şu kitap meselesine gelirsek Damlacım, elbette telif hakkı diye birşey var.
Eğer bu durum canını sıkıyorsa, endişen varsa sana tavsiyem en kısa sürede hikayeni bir notere tasdik ettirmendir. Bu sayede hem senin için rahat etmiş olur hemde hırsızların eserini çalma gibi planları suya düşer. Oldu ki böyle bişey yaşandı eğer telif hakkını aldıysan, hiç vakit kabetmeden o kişi veya kişiler hakkında yasal işlemi başlatırsın.. : ))))

DarChi Arigato çiçeğim*-*

Çok güzel bir bölümdü. Betimlemeleri çok güzel yapıyorsun. Son iki bölüm sakin geçti. Cenker ortalarda yoktu. Ama ısınmaya başladım ben bu Cenkere .
Kitap konusunda Laru-san doğru söylemiş. Ama için nasıl rahat edecekse öyle yap.

Bak işte Cenker'e ısınan tek kişi ben değilim
Rica Ederim Laru-san :>
Bu Kitap İşinde de özel mesajdan yollasan evet olur diycem ama yorucu olur
Laru-San'ın dediği gibi daha uygun olur diye düşünüyorum ^^ Ama Oda çok uğraştırıcı olur Ben senin yerinde olsam ve tasdiklettirme işine karar versem herhalde Üşengeçliğimden Yapamam

laru-san : Hıım.. Yasal işlem demen Bunu düşüneceğim ^^ Çok teşekkür ederim ^^ Her zamanki gibi harika bir yorumduu ^^

Begüm-chan ve Esra-chan ^^ Sizlere de teşekkür ediyorum ve yni bir bölüm sunuyorum sizlere ^^ Çok hoşunuza gidecek eminim ki.. ^^ Her ne kadar sonu kötü olsa da.. Neyse şimdi iyi eğlenceler diliyorum sizlere ^^

Spoiler:

"Zile siz mi bastınız..?" diye sordum hemen.

"Hı-hı,"dedi Esra ben kapıyı kaparken. Alt komşumuz Saliş'in kızları Müge abla ve Melike, en alt kattaki Estel abla ve ikiz kardeşleri Yağmur'la Damla (evet adaşım), onların karşı daireden Begüm abla ve son olarak da karşı komşumuzun yeğeni Esra gelmişti.

"Hoşgeldiniz kızlar, şaştım kaldım hani.. Nereden çıktınız siz..?"

"Sürpriz yumurtadan,"dedi Begüm sırıtarak. Begüm abla üniversitede hukuk fakültesinde okuyordu. Yanlış hatırlamıyorsam üçüncü sınıfa geçmişti ve staj için sağa sola başvuruyordu.

"Of.. Begüm yani.. İçimdeki yaşam ateşimin üstüne bir bardak soğuk su döktün yani.. Bir daha espri yaparken haber ver.." dedi Estel abla elini yelpazeymiş gibi yüzüne sallarken. O da haberleşme ve gazetecilik bölümünü bitirmişti. Şimdi bir gazetede köşe yazarlığı yapıyordu. Geçen yılların yorgunluğu da artık gözlerine yansımıştı, dinlendirici gözlük kullanmaya başlamıştı.

"Buyrun siz içeri geçip oturun, ben de size içecek bir şeyler getireyim,"dedim gülümseyerek. Bu ortamda büyümüştüm ben zaten. Bu sıcakkanlı aile temasının içinde. Hatta Estel ablayla aramız o kadar iyiydi ki kardeşlerinden birine benim adımı vermişti. Gerçi ben o zamanlar 3 yaşındaydım ama olsun.. Bu da bir şeydir değil mi..?

"Biz az önce yedik içtik zaten,"dedi hemen Estel abla.

"Olsun canııım, bir de ben de için, ee ne istiyorsunuz bakalım..?" Yağmur ve Damla aynı anda 'Kayısı Suyu' dedi. İlginç bir istekti ama bizim sinir velete almıştık galiba onlardan..

"Ben çay alayım,"dedi Begüm abla, Estel ablada kafasını salladı. Esra ayağa kalktı. Onunla aynı yaştaydık zaten.

"Ben sana yardım edeyim,"dedi göz kırparak. Müge ve Melike de birer çay istedi. Ablası gerçi kızmıştı biraz Melike'ye, az önce çay içmedin mi, diye ama olsun, onun yaşlarındayken ben de öyleydim.

Esra'yla birlikte mutfağa geçtik. Henüz çay yapmasını tam kavrayamadığımdan çekmeceden poşet çayı çıkardım. 6 bardak çıkartıp masanın üstüne koydum içlerinde çay kaşıklarıyla. Bir de tepsi bıraktım yanlarına. Kettle'ın düğmesine bastım fişini taktıktan sonra içine biraz su doldurup. Dönüp Esra'ya oturmasını işaret ettim ve bir sandalye çekip oturdum.

"Eee, Esra'cım, nasıl gidiyor..? Denemelerin yüksek mi..?" gülümsedi.

"Aslında yüksek ama,"dedi eline bir çay kaşığı alıp oynamaya başlarken "biliyorsun, puanımın çok da yüksek olması gerekmiyor.. Ben hemşire olmak istiyorum.. Şimdiki puanlarımla bir fen lisesine gireceğim kesin ama.. Hemşire olmak istiyorum ve Sağlık Meslek Lisesi yazmak istiyorum.. Ama babam ne der, bilmiyorum.."

"Bir fen lisesine gidersen eğer, doktor olabilirsin, hemşirelikten daha iyi olmaz mı sence..?" hafifçe kızardı bozardı. Gözünün önüne düşen bir tutam saçı sol eliyle kulağının arkasına attı.

"Hayır işte hemşire olacağım.."

"Başka sebeplerin de var sanırım..?" masanın üstünden hafifçe kulağıma eğildi.

"Yaa.. Şu sana bahsettiğim.. Şey vardı ya hani.." Konuyu hemen kavramıştım. 'Hani' benim kelimemdi ve Esra zorda kalmadıkça kullanmazdı bu kelimeyi.

"Tamam, anladım. Emre'ydi değil mi..?"

"Hı-hı.. Hatırlıyorsun.."

"Elbette hatırlayacağım.. Her şey" işaret parmağımla birlikte başımı gösterdim ve hafif bir şekilde şakaklarıma vurdum "burada bitiyor. Anlat bakalım.. Geçen sefer çocuk düz liseye gideceğinden bahsediyordu ve sen de.." durdum. Gerisi çorap söküğü gibi gelmişti.

"Dur bir saniye.. Sakın bana o çocuk için kariyer yapmayacağını söyleme.."

"Be- been.. Ben aslında-a.."

"Esra manyaklaşma kızım, sendeki kafa bende olsa Ankara Fen Lisesi'ne giderdim. Ya da ne bileyim Galatasaray'a felan.. Ne hemşireliği kızım, sen de ben o tıpçı ışığını görüyorum. Emre için değmez bence.." bunları ben söylemiştim. Evet ben, kafasına Ecenur'dan veya Cenker'den başka bir şey takmayan Damla.

Saçmaladığımı o an farkettim. Kimle takılırsa takılsın umrum dışıydı Cenker denen o hıyar.

"Haklısın ama.. Of.. Onun gibisini bulabilir miyim sence..? Hep inek tipler olur şimdi oku-"

"Hayır cicim, hiç de öyle olmuyor işte. Ben de öyle sandım ama her tarafta tuhaf tuhaf tipler oluyor, erkeklerse fazla çekici," tabii bazı hıyarlar hariç.. Ama kızın hevesini kırmayayım şimdiden.

"Öyle mii..?" başımı salladım. "Tamam, düşüneceğim.. Emre gibileri varsa eğeeer-"

"Daha da iyileri var.."dedim göz kırparak. Kettle'ın ışığı söndü, kısa ve keskin bir 'Ding!' sesi çıkarttı."Hadi şu çay işini halledelim." Kettle'ın fişini çekip elime aldım ve sıcak suyu bardaklara boşaltmaya başladım. Herkese ince belli bardaklardan koymuştum. Tipik Türk klasiği işte. Sıcak suyla dolan bardaklara poşet çayları daldırıyordu Esra yavaş yavaş. Çay suda yavaşça çözünüyor ve o kızılmsı rengini her bir zerresine yayıyordu. Büyüleyici.. Poşetteki çay artık işe yaramaz hâle gelince Esra bir çay kaşığına onları sarıp suyunu iyice akıtıyor ve daha sonra da boşalan poşetleri çöpe atıyordu. Tepsiye bardak altlıklarını ve bardakları koyup hazır hâle getirdim. Son olarak da şekerliği ilave edip masadan kaldırdım tepsiyi ve içeri götürdüm. Esra da arkamdan bizim ufaklıkların meyve sularını getiriyordu. Estel ve Begüm koyu bir muhabbete dalmıştı. Çaylarını alırken duyduğuma göre 'Ehlivukuf' denen birinden söz ediyorlardı. Müge ve Melike de birbirleriyle dalaşıyorlardı. Konu çok saçmaydı gerçi. "Senin 'Aliceblue' ojen mi daha parlak yoksa benim 'Azure' ojem mi..?" Allah'tan öyle dertlerim yok. Hiç gözüme burnuma ağzıma tuhaf tuhaf makyaj malzemesi felan sürmedim. Doğallıktan yanayım ben hem.. Sivilcelerimle de mutlu..yum.. Mutluyum..

"Ellerinize sağlık kızlaar.."dedi Estel abla Esra'yla bana gülümseyerek. Ben de ona gülümsedim. Yağmur ve Damla'nın yanına geçip biraz muhabbet edebilme umuduyla Yağmur'u kucağıma aldım.

"Nasılsın bebeğim..?" somurttu hemen.

"Ben senden yalnızca 3, yalnızca 3 yaş küçüğüm, resmen bana hakaret ediyorsun sen ama.. İndir beni.." Aklımda bir güverte görüntüsü oluştu birden. Defter de..

"Pekâlâ. Sen bilirsin.. Ben.. İçeride bir kitabımı açık bırakmıştım siz gelince ters bıraktım da bir onu düzeltip geleyim.."

"Bir kere biz geldiğimizde şu yabancı diziyi izliyordun,"dedi Yağmur açık televizyonu göstererek. Cin gibiydi maşallah. Her şeyi anlıyordu hemen.

"Senden de hiçbir şey kaçmıyor. O zaman ben bir telefonumu şarja koyayım, geleceğim." dedim hızla ikizlerin yanından uzaklaşarak. Odama geçip derin bir oh çektim. Sonra da aklıma takılan şeye şöyle bir göz atmak için eski gazete yığınını kurcaladım.

Ocak 2010, Şubat 2010, Mart 2010.. Nerede bu..? Hah buldum işte, özel sayı..!
Hızla sayfaları karıştırdım. Beşinci sayfada tam boy Kaptan'ın resmi vardı. Onu buradan hatırlamıştım. Hızla karıştırmaya devam ettim. Buralarda bir yerde olmalıydııı.. Hah.. İşte..! Sayfa on dokuz. Bu kitabı bir yerde gördüğüme emindim..! O kızıl defteri gördüğüme emindim işte..

Oradaydı. Yakalandıktan sonra, Kaptan'ın güvertesindeydi defter.. Yerdeydi, dikkatimi çekmişti bir teknede defterin ne işe yaradığı.. Demekki yakaladığı cadı düşürmüştü.. Morlu cadııı.. Ne ilginç ha..? Bunu diğerlerine de anlatmam gerek..

Ama önce telefonumu şarj etmeliyim..