Öylesine... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 10, 11, 12, Sonraki |
Yazar
Mesaj
sailor serenity
''Bu bir yetenek bence sen yeteneklisin ama ben değilim o nedenle yazamam dedim.
Bu arada yeni yazılar ekleyecek misin ?''
Uzun zamandır elimi klavyeme vurmuyorum ama yeniden yazmaya başlamam şart ^_^ Sen sorunca yazayım bir şeyler dedim.. İyi dinlemeler ve de okumalar...
1 SENE
https://www.youtube.com/watch?v=fShB6BkGrk4
''Çöl gülü!
Neden yalnızsın böylesine?...
Üzgünsen eğer...senin yaşamanı sağlayacağım bu hayatı...
Ak mı,hüznün rengi mi...kırmızısı kanın mısın yoksa?
Gördüğüm her şey soğuk gri kumlar arasında boğulmakta..''
Bu yolda yalnız yürümez zannediyordu muhtemelen. Ve muhtemelen asla öyle hayal etmemişti onu.
Onu böyle cansız..onu böyle zamanın grilerinde boğulmuş..
Uzun zamandır manyaklar gibi kaçtığı ''O'' albümü açmış olduğu yerde öylece dinliyor,katılıyordu bazen de..
Sağlığı kötüleştikçe yatmaktan kaçındığı yatağına artık yatmıyor,doğrusu yatamıyordu bile sırtında yastık olmadan..Yine de uzanmış,yorganın yarısı yerde, yarısı sol bacağını kaplarken battaniyenin bile örtmediği ,yerlerde süründüğü bir andı işte bu..
Sağ kolu ,gömleğinden sıyrılmış Çin Mahallesinden alınma Ejderhalı bir bardağın içinde bulunan kahvesine ara ara uzanıp dokunup çekiyordu kendini.. Yavaşça kendini düzeltip oturdu. Artık ''i''harfinin tuşu kopmuş olan zavallı bilgisayarına baktı ,iç çekip onu rahatsız eden ,gitgide daha da rahatsız eden duygusuzluğuna söverek ayaklandı.
Ayağa kalkmış mutfağa yönelecekken...
O melodiyi duydu..
''Crucify my love
If my love is blind
Crucify my love
If it sets me free
Never know Never trust
"That love should see a color"
Crucify my love
If it should be that way''
(X Japan-Crusify My Love)
Onunla beraber en çok söyledikleri şarkıydı belki de..
-Beni özledin mi? yankılandı unutulmaya...solmaya...bedelce verilen anılarda yol olmaya yüz tutmuş sesi. Bir an için dona kaldı ; dönüp ona baktı.
Öyle sakin öyle kusursuzdu ki , her zamanki gibi, sadece gülümsedi ona. Onu 1 sene.. 365 gün.. 8 765,81277 saattir görmüyordu.
Saçları omuzlarında ,kötüleşmiş sağlığıyla,diğer insanların verecekleri ''Dalga mı geçiyorsun ulan şerefsiz?!' tepkilerine karşılık o sadece karşısındakine gülümsedi.
-Seni.. arkasını dönüp kahve için suyunu kaynatacak su ısıtıcısına basıp devam etti..
Özledim.
-O gün..ikimiz de toza dönüştük aslında ;değil mi? Ben yok olduktan sonra ,sen de yok oldun.. Başarın yok..azmin yok...amacın..varsa bile:yok. Sen o gün öldün benimle..
-Yaşadım aslında.
Kahvesini alıp ona uzattı,
-Benimki yerde duruyor...
-Kahveni özledim..
Elinden gelen bir şey yoktu. İkisi de birer çöl gülüydü ve birbirlerinin yaşamasını sağlayan kan kırmızısı ,mavi iki gül idiler. Bir gün, Kırmızı gül kendini uykuya adadı.Arkasında bıraktığı mavi gülün ne hissedeceğini umurunda mıydı,değil miydi bilinmez..
Bu duygu... Rachmaninoff un 2.Piano Konçertosu'nun 7:26 dakikasında başlayan yaklaşık 1 dakikalık melodiydi. O kadar karmaşık...o kadar başa dönük..o kadar ölü ve bir o kadar umut dolu..
-Artık koşman gerek.. Bir sene boyunca benim yerime tabutumda ölü gibi yattın. Senin... kaderinin getirdiği o ''Ejderha''nın peşinden koşman gerek. Acı kahve ...bağımlılık yapan bir kahve misali her yudumunu acı ve bağımlılıkla...bir yerde zarar veren bir takıntıymışçasına içip bu hayatın.. son damlasında,son notasıymış gibi bir konçertonun ,en tepede olman gerek..Bana verdiğin bu birkaç yudumluk kahven gibi..Benim dileğim..''sensin.''.
Saat 03:33 ü vuruyordu. Adam yerinden kalkıp ,ona yaklaştı. ''Sonsuza dek ruhunun bir parçası olacağım..'' Ona sarıldı.. ''Beni hatırla..hatırla ki...yaşa..''
Kız gözlerini kapadı;onun kokusuna hasret kalmış ciğerlerine ,onun çöl misali acı dolu yıllarını kelimelersiz anlatan kokusunu çekti...derince..
-Beni orada bile yalnız bırakmadığın için..teşekkür ederim.
-Beni bırakma...
Bir ürperti ile uyandı kız.. Eli kahveye gitti ,bardak boştu..
Ve saat 03:34 ü gösteriyordu..
''Bu bir yetenek bence sen yeteneklisin ama ben değilim o nedenle yazamam dedim.
Bu arada yeni yazılar ekleyecek misin ?''
Uzun zamandır elimi klavyeme vurmuyorum ama yeniden yazmaya başlamam şart ^_^ Sen sorunca yazayım bir şeyler dedim.. İyi dinlemeler ve de okumalar...
1 SENE
https://www.youtube.com/watch?v=fShB6BkGrk4
''Çöl gülü!
Neden yalnızsın böylesine?...
Üzgünsen eğer...senin yaşamanı sağlayacağım bu hayatı...
Ak mı,hüznün rengi mi...kırmızısı kanın mısın yoksa?
Gördüğüm her şey soğuk gri kumlar arasında boğulmakta..''
Bu yolda yalnız yürümez zannediyordu muhtemelen. Ve muhtemelen asla öyle hayal etmemişti onu.
Onu böyle cansız..onu böyle zamanın grilerinde boğulmuş..
Uzun zamandır manyaklar gibi kaçtığı ''O'' albümü açmış olduğu yerde öylece dinliyor,katılıyordu bazen de..
Sağlığı kötüleştikçe yatmaktan kaçındığı yatağına artık yatmıyor,doğrusu yatamıyordu bile sırtında yastık olmadan..Yine de uzanmış,yorganın yarısı yerde, yarısı sol bacağını kaplarken battaniyenin bile örtmediği ,yerlerde süründüğü bir andı işte bu..
Sağ kolu ,gömleğinden sıyrılmış Çin Mahallesinden alınma Ejderhalı bir bardağın içinde bulunan kahvesine ara ara uzanıp dokunup çekiyordu kendini.. Yavaşça kendini düzeltip oturdu. Artık ''i''harfinin tuşu kopmuş olan zavallı bilgisayarına baktı ,iç çekip onu rahatsız eden ,gitgide daha da rahatsız eden duygusuzluğuna söverek ayaklandı.
Ayağa kalkmış mutfağa yönelecekken...
O melodiyi duydu..
''Crucify my love
If my love is blind
Crucify my love
If it sets me free
Never know Never trust
"That love should see a color"
Crucify my love
If it should be that way''
(X Japan-Crusify My Love)
Onunla beraber en çok söyledikleri şarkıydı belki de..
-Beni özledin mi? yankılandı unutulmaya...solmaya...bedelce verilen anılarda yol olmaya yüz tutmuş sesi. Bir an için dona kaldı ; dönüp ona baktı.
Öyle sakin öyle kusursuzdu ki , her zamanki gibi, sadece gülümsedi ona. Onu 1 sene.. 365 gün.. 8 765,81277 saattir görmüyordu.
Saçları omuzlarında ,kötüleşmiş sağlığıyla,diğer insanların verecekleri ''Dalga mı geçiyorsun ulan şerefsiz?!' tepkilerine karşılık o sadece karşısındakine gülümsedi.
-Seni.. arkasını dönüp kahve için suyunu kaynatacak su ısıtıcısına basıp devam etti..
Özledim.
-O gün..ikimiz de toza dönüştük aslında ;değil mi? Ben yok olduktan sonra ,sen de yok oldun.. Başarın yok..azmin yok...amacın..varsa bile:yok. Sen o gün öldün benimle..
-Yaşadım aslında.
Kahvesini alıp ona uzattı,
-Benimki yerde duruyor...
-Kahveni özledim..
Elinden gelen bir şey yoktu. İkisi de birer çöl gülüydü ve birbirlerinin yaşamasını sağlayan kan kırmızısı ,mavi iki gül idiler. Bir gün, Kırmızı gül kendini uykuya adadı.Arkasında bıraktığı mavi gülün ne hissedeceğini umurunda mıydı,değil miydi bilinmez..
Bu duygu... Rachmaninoff un 2.Piano Konçertosu'nun 7:26 dakikasında başlayan yaklaşık 1 dakikalık melodiydi. O kadar karmaşık...o kadar başa dönük..o kadar ölü ve bir o kadar umut dolu..
-Artık koşman gerek.. Bir sene boyunca benim yerime tabutumda ölü gibi yattın. Senin... kaderinin getirdiği o ''Ejderha''nın peşinden koşman gerek. Acı kahve ...bağımlılık yapan bir kahve misali her yudumunu acı ve bağımlılıkla...bir yerde zarar veren bir takıntıymışçasına içip bu hayatın.. son damlasında,son notasıymış gibi bir konçertonun ,en tepede olman gerek..Bana verdiğin bu birkaç yudumluk kahven gibi..Benim dileğim..''sensin.''.
Saat 03:33 ü vuruyordu. Adam yerinden kalkıp ,ona yaklaştı. ''Sonsuza dek ruhunun bir parçası olacağım..'' Ona sarıldı.. ''Beni hatırla..hatırla ki...yaşa..''
Kız gözlerini kapadı;onun kokusuna hasret kalmış ciğerlerine ,onun çöl misali acı dolu yıllarını kelimelersiz anlatan kokusunu çekti...derince..
-Beni orada bile yalnız bırakmadığın için..teşekkür ederim.
-Beni bırakma...
Bir ürperti ile uyandı kız.. Eli kahveye gitti ,bardak boştu..
Ve saat 03:34 ü gösteriyordu..
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): black rose, sailor serenity
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor serenity
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor serenity
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor serenity
Sohbet ederken şiire dönmüşüz haberimiz yokmuş.. Kohana arigatou..
+=Phantom... benim donmuş benliğimin..kopmuş parçalarımın her uzvunun sahibi...
Ben..zamanda donmuş bir hayaletin parçasıyım... başka bir şey değil.
K
O hayalet de, o donmuş zamandaki kişi de dünyanın geri kalanından daha değerli..
Bir hayalet olmanın, bir anda donmuş olmanın kutsallığı akıp giden zamana ve bedensel ruhlara kıyaslanmayacak benzersizliği taşıyor..
+=Senin yanında nefes alan bir ruhum ben..
Nefes almamı sağlayan ve benim var olduğumun tek kanıtı sensin.
K
Aksine, sen orada var olduğun için...nefesini buralara sürükleyen rüzgarların havasını soluyabiliyorum ben..
Sen varsın diye varım..
*=Her şekilde kırmızı br iple bağlı olanlarız biz..
K
dünya durdukça..ruh var oldukça.
+=Dünya kayboldukça... Ruh br kara delik sonuçta...
K
Bu..sonsuzluk mu demek?
+=Sonsuzluk var sayıyorsan öyle olsun..
Yokluk sayıyorsan;hiç var olduk mu?
K
Sonsuzluğun kendisi yokluk değil mi? Var olduğumuz yanılgı da olabilir..
+=Yanmaya devam..suyun içinde..
Olmaya devam..olmamanın içinde o halde..
K
bir zümrüdüanka gibi..küllerinden doğarak tekrar..devam edeceğiz..Yanmaya devam..suyun içinde..
Olmaya devam..olmamanın içinde..
+=Olmaya devam...olmamanın içinde..
Kıyametin merkezi biçimnde...
K
sadece bunun için bile yaşamaya değer..
+=Sadece bunun için bile..yarınlarda yok olmaya değer..
+=Phantom... benim donmuş benliğimin..kopmuş parçalarımın her uzvunun sahibi...
Ben..zamanda donmuş bir hayaletin parçasıyım... başka bir şey değil.
K
O hayalet de, o donmuş zamandaki kişi de dünyanın geri kalanından daha değerli..
Bir hayalet olmanın, bir anda donmuş olmanın kutsallığı akıp giden zamana ve bedensel ruhlara kıyaslanmayacak benzersizliği taşıyor..
+=Senin yanında nefes alan bir ruhum ben..
Nefes almamı sağlayan ve benim var olduğumun tek kanıtı sensin.
K
Aksine, sen orada var olduğun için...nefesini buralara sürükleyen rüzgarların havasını soluyabiliyorum ben..
Sen varsın diye varım..
*=Her şekilde kırmızı br iple bağlı olanlarız biz..
K
dünya durdukça..ruh var oldukça.
+=Dünya kayboldukça... Ruh br kara delik sonuçta...
K
Bu..sonsuzluk mu demek?
+=Sonsuzluk var sayıyorsan öyle olsun..
Yokluk sayıyorsan;hiç var olduk mu?
K
Sonsuzluğun kendisi yokluk değil mi? Var olduğumuz yanılgı da olabilir..
+=Yanmaya devam..suyun içinde..
Olmaya devam..olmamanın içinde o halde..
K
bir zümrüdüanka gibi..küllerinden doğarak tekrar..devam edeceğiz..Yanmaya devam..suyun içinde..
Olmaya devam..olmamanın içinde..
+=Olmaya devam...olmamanın içinde..
Kıyametin merkezi biçimnde...
K
sadece bunun için bile yaşamaya değer..
+=Sadece bunun için bile..yarınlarda yok olmaya değer..
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): black rose
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
https://www.youtube.com/watch?v=0AFS803b06o
''Kadının elini tutup ağlamaya başlamıştı çoktan. Neden kendisi değil de o? Onun ne hatası neydi;sadece insanlara yardım etmiş,kimi zaman taktir almış kimi zaman da küfür yemişti.. Onca katilin,canavarın,mafya babasının,dolandırılcıların bile ,kayda değer olan veya olmayan insanın dileğini yerine getirmiş bu kişi..
Bu kadın..
Neden öylece...orada ... soğuk bir sedyede ,beyazlar içerisinde makinelere bağlı yatmak zorundaydı?
-Birçok hatırasını kaybedecek de...ne demek? dedi adam ,doktora
Doktor şaşkın biçimde içeride bir ölü edasıyla uzanan kadına göz ucuyla bakıp
+Bunun...ona olduğuna inanamıyorum. Adsız bir dilekler kraliçesi gibiydi..
-Beni...hatırlamayacak mı?..
Adamın tüyleri ürpermiş..
Adamın gücü onu zehirli sarmaşıklar misali saran çaresizlik ile son noktasına dayanmıştı..
Adam.. onun en çok söylediği şarkılardan birini söylemeye başladı yatağın yanındaki deri lacivert koltukta ,oraya atılmışçasına otururken..
''
...
Nunchi eomneun bam haneureun neomu areumdawo
Nega naro sara bwasseumyeon hae
Naega neoro sara bwasseumyeon hae
Dan harurado neukkyeo bwasseumyeon hae
Neoui maeum
Naui maeum
Naega neoreul saranghaesseumyeon hae
Nega nareul saranghaesseumyeon hae
Dan harurado hamkke haesseumyeon hae
Neol huhoe eobsi bonaejul su itge
...''
(Bu duyarsız gece de gökyüzü çok güzel..
Ben olabilseydin eğer..
Sen olabilseydim eğer..
Sadece bir gün,hissettiğimi hissedebilseydin eğer...
Senin kalbin
Benim kalbim..
Seni sevebilmeyi isterdim..
Beni sevebilmeni isterdim ..
Sadece bir gün için bile olsa birlikte olmayı isterdim..
Pişmanlık duymadan gitmene izin verebilirdim böylece..)
Kadının gözlerinden yaşlar akıyordu.. Duyarsız olan bedeni,duyarlı olan ruhunu öldüremezdi. Yaşanmış her anın,her saniyenin ,kaybedilmiş;geride kalmış tüm o anıların,şimdi orada öylece yatıyor olması...
Ah..keşke o zamanı ona verebilseydi..
Bu sevgililer gününde zaman geriye sarıp ona bir dilek şansı verseydi..''
''Kadının elini tutup ağlamaya başlamıştı çoktan. Neden kendisi değil de o? Onun ne hatası neydi;sadece insanlara yardım etmiş,kimi zaman taktir almış kimi zaman da küfür yemişti.. Onca katilin,canavarın,mafya babasının,dolandırılcıların bile ,kayda değer olan veya olmayan insanın dileğini yerine getirmiş bu kişi..
Bu kadın..
Neden öylece...orada ... soğuk bir sedyede ,beyazlar içerisinde makinelere bağlı yatmak zorundaydı?
-Birçok hatırasını kaybedecek de...ne demek? dedi adam ,doktora
Doktor şaşkın biçimde içeride bir ölü edasıyla uzanan kadına göz ucuyla bakıp
+Bunun...ona olduğuna inanamıyorum. Adsız bir dilekler kraliçesi gibiydi..
-Beni...hatırlamayacak mı?..
Adamın tüyleri ürpermiş..
Adamın gücü onu zehirli sarmaşıklar misali saran çaresizlik ile son noktasına dayanmıştı..
Adam.. onun en çok söylediği şarkılardan birini söylemeye başladı yatağın yanındaki deri lacivert koltukta ,oraya atılmışçasına otururken..
''
...
Nunchi eomneun bam haneureun neomu areumdawo
Nega naro sara bwasseumyeon hae
Naega neoro sara bwasseumyeon hae
Dan harurado neukkyeo bwasseumyeon hae
Neoui maeum
Naui maeum
Naega neoreul saranghaesseumyeon hae
Nega nareul saranghaesseumyeon hae
Dan harurado hamkke haesseumyeon hae
Neol huhoe eobsi bonaejul su itge
...''
(Bu duyarsız gece de gökyüzü çok güzel..
Ben olabilseydin eğer..
Sen olabilseydim eğer..
Sadece bir gün,hissettiğimi hissedebilseydin eğer...
Senin kalbin
Benim kalbim..
Seni sevebilmeyi isterdim..
Beni sevebilmeni isterdim ..
Sadece bir gün için bile olsa birlikte olmayı isterdim..
Pişmanlık duymadan gitmene izin verebilirdim böylece..)
Kadının gözlerinden yaşlar akıyordu.. Duyarsız olan bedeni,duyarlı olan ruhunu öldüremezdi. Yaşanmış her anın,her saniyenin ,kaybedilmiş;geride kalmış tüm o anıların,şimdi orada öylece yatıyor olması...
Ah..keşke o zamanı ona verebilseydi..
Bu sevgililer gününde zaman geriye sarıp ona bir dilek şansı verseydi..''
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): black rose, Kohana Mai
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
sailor serenity yazmış:
Öncelikle ağlamana gerek yok.. bunlar herkesin başına gelecek şeyler ^_^
Teşekkürler yorumun ve ayırıp okuduğun zaman için ^_^
Bir okurum sordu onun için ben de buraya da yazacağım...
Aslında kısa olsa da birçok zıtlığı ve zaman kaymasını barındıran bir yazı o .
Anılarını aslında zamanla kaybetmiş olmasına rağmen,o anda birden kaybetmiş gibi görünüyor mesela. Ama o kadının yatakta yatmasını sağlayan şey bir anda yaşadığı kayıp değil,kaybettiği şeyler yüzünden (kişi-anılar) olan acı.
Hem anılarda kaybettiği kişiye,kaybettiği kişiye;hem de o zaman kaybettiği zamana uzanıp tutmaya çalışan ancak aynı zamanda da kaybettiği kişinin hediyesi olduğunu düşündüğü kiiye uzanıp iletişim kurmaya çalışan bir yanı var. Yani kadının sevdiği ve kadın sevdiği için adamın söylediği o şarkıda iki kişiye,iki farklı zamana ve oradaki karmaşıklığa sesleniş var.
Şarkının tamamına bakarsan '' Senin sevdiğin kıyafetleri giyip kendime baktım aynada ama ancak bir salak gibi görünüyorum.'' diyor. Buradan hem kaybettiği hem de kazanmaya çalıtığı kişiye ulaşmaya çalışırken duyduğu acı ve kaybı vurguluyorum.
Adam..yani kadının başında duran kişi de aslında onun yani yine kadının diğer bir yarısı.
Adam yani onun diğer yarısı da hem o anda yani hastanede yatarken yanında kimse olmayışını kendisi dışında hem de Adam ın kendisini yani kadının kaybolmamış anılarını ve hatırlamadan önceki karakterini,o karakterin de üzüntüsünü vurguluyor..
Çok karmaşık bir durumda sıkışmışlığı ve doktorun diyaloğu ile de zamanında yardım ettiği insanların ,yatan hakkında yaptığı yorumları; bir yandan gerçek sevgi duyup şaşkın olanları bir yandan da bundan faydalanarak dedikodu yapanları yansıtıyor.
Uyandığında yanında duran adamı tanımayacak olması zaten diğer yarısı olmasından ötürü..
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): sailor serenity, Kohana Mai
Şu an 6. sayfadayım hepsini okuyamadım ama..
Çok etkilendim. Tüm kalbimle söyleyebilrim bunu.
Dayanamadım, yorum yazdım. Hepsini bitirmeden yorum yazmam sorun olur mu? Umarım olmaz. Diğerlerini de okuyacağım.
Çok derin..
Kimler gitti hayatından?
Kim seni böylesine kıran?
Kim hapseden seni bu kadar, acıtan?
Ah, veya.. kimler mi desem..
Çok etkileyici, bu soruların cevabını bilmesemde ben de bir şeyler biliyorum.
Acı, insanı değiştiriyor.
Yazılar için teşekkürler.
Çok etkilendim. Tüm kalbimle söyleyebilrim bunu.
Dayanamadım, yorum yazdım. Hepsini bitirmeden yorum yazmam sorun olur mu? Umarım olmaz. Diğerlerini de okuyacağım.
Çok derin..
Kimler gitti hayatından?
Kim seni böylesine kıran?
Kim hapseden seni bu kadar, acıtan?
Ah, veya.. kimler mi desem..
Çok etkileyici, bu soruların cevabını bilmesemde ben de bir şeyler biliyorum.
Acı, insanı değiştiriyor.
Yazılar için teşekkürler.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
11. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 173 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |