Sailor Moon sezon 6 Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 |
Yazar
Mesaj
hm 2 bölümüde okumamıstım kısmet bugüneymiş öncelikle SONUNDA ! dewam ettirdiğin için teşekkürler
omega 3 xD vitamin savaşçısı gibi bişiy heralde neyse
omega, mega, nega mantıklıca isimleri çok güzel xD
mutant tawsanlarda çok güzel olmus xD zebaniklerden urtulduk artık karsımızda canavarlar war
kapılar ilginçmiş renk tonlarına hasta oldum ama bu bizim kızların hepsi çok meraklı ya xD
ay savaşçısnın kurtulmasına sevindim canım çok güzel bölümlerid eline sağlık yeni bölümü bekliyorum

omega 3 xD vitamin savaşçısı gibi bişiy heralde neyse
omega, mega, nega mantıklıca isimleri çok güzel xD
mutant tawsanlarda çok güzel olmus xD zebaniklerden urtulduk artık karsımızda canavarlar war

kapılar ilginçmiş renk tonlarına hasta oldum ama bu bizim kızların hepsi çok meraklı ya xD
ay savaşçısnın kurtulmasına sevindim canım çok güzel bölümlerid eline sağlık yeni bölümü bekliyorum


Bölüm 213
Omega Savaşçısı:
Bence bu kadar güçlü bir kraliçe kilitli bir oda da sadece çok değerli bir şey saklıyor olabilir ama ne olabileceğini tam olarak bilmiyorum.
Nega Savaşçısı:
Evet haklısın.
Güneş Savaşçısı:
Evet kesinlikle haklısın.
Ay Savaşçısı:
Bu anahtarın nereye ait olduğunu bulalım kızlar.
Bütün Savaşçılar birden:
Kesinlikle !!!
Kızlar yeşil odadan çıkmışlardır sıra mor odaya gelmiştir.Kapıyı açmayı denerler ama kapı açılmaz.
Güneş Savaşçısı:
Sizce anahtar buraya ait olabilir mi?
Ay Savaşçısı:
Deneyelim görelim.
Güneş Savaşçısı:
Kesinlikle.
Ay Savaşçısı anahtarı kapı deliğine soktu. Kapı açıldı birden çok küçüklü siyah bir ışık parladı.Kızların gözleri kamaştı bir süre sonra ışık yavaş yavaş söndü.
Mega Savaşçsı:
Vayy canına bu da ne?
Kapıyı tam açar.İçeride çook büyük siyah bir küre vardır 2 dakika arayla parlamaktadır.
Nega Savaşçısı:
Sizce bu ne olabilir?
Bütün kızlar:
Hmm!!
Güneş Savaşçısı:
Kızlar şimdi bununj sırası değil bence taht odasını bulup kraliçe ile karşı karşıya gelelim.Ay Savaşçısı taht odasının nerede olduğunu biliyor musun?
Ay Savaşçısı:
Pek fazla değil ama yine de biraz şey hatırlıyorum.(gülerek)
Mega Savaşçısı:
Eee ne bekliyoruz.
Ay Savaşçısı hiçbir yeri hatırlamadığı halde hatırlıyorum demişti.Kolay bulacağını sanmıştı fakat o kadar kolay değildi kale çok büyük ve labirent gibi dolambaçlıydı.Ay Savaşçısı yolları karıştırmıştı taht odası yerine kütüphaneye gelmişlerdi.
Güneş Savaşçısı:
Ay Savaşçsıı yolu unuttun değil mi?
Ay Savaşçısı:
Şeyyy evet (gözlerini kapar kızarır ve işaret parmaklarını birbirine vurur)
Bütün savaşçılar birden:
Ay Savaşçısı !!!!
Nega Savaşçısı:
Ay Savaşçısı sormayı unuttuk Jüpiter Savaşçısı’na ne oldu.
Ay Savaşçısı:
O da diğerleri gibi öldü (ağlar ve güneşe sarılır)
Güneş Savaşçısı:
Ay Savaşçısı unutma biz bir grubuz ve diğerlerini kurtaracağız.Onların intikamını alacağız.
Ay Savaşçısı:
Evet haklısın (ağlamayı kese ve güneş savaşçısından uzaklaşır elini yumruk yapar)Ne olursa olursun onların intikamını alacağım.
O sırada yan koridordan ayak sesleri gelmektedir bunlar bir kişi değildir bir sürü sesi gibi seslerdir.
Omega Savaşçısı:
Bence bu kadar güçlü bir kraliçe kilitli bir oda da sadece çok değerli bir şey saklıyor olabilir ama ne olabileceğini tam olarak bilmiyorum.
Nega Savaşçısı:
Evet haklısın.
Güneş Savaşçısı:
Evet kesinlikle haklısın.
Ay Savaşçısı:
Bu anahtarın nereye ait olduğunu bulalım kızlar.
Bütün Savaşçılar birden:
Kesinlikle !!!
Kızlar yeşil odadan çıkmışlardır sıra mor odaya gelmiştir.Kapıyı açmayı denerler ama kapı açılmaz.
Güneş Savaşçısı:
Sizce anahtar buraya ait olabilir mi?
Ay Savaşçısı:
Deneyelim görelim.
Güneş Savaşçısı:
Kesinlikle.
Ay Savaşçısı anahtarı kapı deliğine soktu. Kapı açıldı birden çok küçüklü siyah bir ışık parladı.Kızların gözleri kamaştı bir süre sonra ışık yavaş yavaş söndü.
Mega Savaşçsı:
Vayy canına bu da ne?
Kapıyı tam açar.İçeride çook büyük siyah bir küre vardır 2 dakika arayla parlamaktadır.
Nega Savaşçısı:
Sizce bu ne olabilir?
Bütün kızlar:
Hmm!!
Güneş Savaşçısı:
Kızlar şimdi bununj sırası değil bence taht odasını bulup kraliçe ile karşı karşıya gelelim.Ay Savaşçısı taht odasının nerede olduğunu biliyor musun?
Ay Savaşçısı:
Pek fazla değil ama yine de biraz şey hatırlıyorum.(gülerek)
Mega Savaşçısı:
Eee ne bekliyoruz.
Ay Savaşçısı hiçbir yeri hatırlamadığı halde hatırlıyorum demişti.Kolay bulacağını sanmıştı fakat o kadar kolay değildi kale çok büyük ve labirent gibi dolambaçlıydı.Ay Savaşçısı yolları karıştırmıştı taht odası yerine kütüphaneye gelmişlerdi.
Güneş Savaşçısı:
Ay Savaşçsıı yolu unuttun değil mi?
Ay Savaşçısı:
Şeyyy evet (gözlerini kapar kızarır ve işaret parmaklarını birbirine vurur)
Bütün savaşçılar birden:
Ay Savaşçısı !!!!
Nega Savaşçısı:
Ay Savaşçısı sormayı unuttuk Jüpiter Savaşçısı’na ne oldu.
Ay Savaşçısı:
O da diğerleri gibi öldü (ağlar ve güneşe sarılır)
Güneş Savaşçısı:
Ay Savaşçısı unutma biz bir grubuz ve diğerlerini kurtaracağız.Onların intikamını alacağız.
Ay Savaşçısı:
Evet haklısın (ağlamayı kese ve güneş savaşçısından uzaklaşır elini yumruk yapar)Ne olursa olursun onların intikamını alacağım.
O sırada yan koridordan ayak sesleri gelmektedir bunlar bir kişi değildir bir sürü sesi gibi seslerdir.



Bölüm 214:Savaşın sonu
Bu gelenler dış gezegen savaşçıları, sailor chibi moon,starlıght ve smokinli şövalyeydi.
Ay Savaşçısı:
Merhaba arkadaşlar. Bu güneş savaşçısı. Mai.
Nega Savaşçısı:
Ay Savaşçısı bunun sırası değil taht odasını bulmalıyız.
Ay savaşçısı:
Sanırım haklısın.
Bütün savaşçılar hiç yavaşlamadan dümdüz ilerliyorlardı. Karşılarına iki yol çıktı.
Güneş Savaşçısı:
Evet, millet sanırım ikiye bölünmemiz gerekiyor.
Uranüs:
Tabi ki.
Mega savaşçısı:
O zaman Uranüs, Neptün, ben, nega ve omega birinci tünelden gidiyoruz geri kalanı ikinci tünele gitsin.
Ay savaşçısı:
Tamamdır.
İki grupta yine dümdüz ilerliyordu. İki yol da yine bir yolda birleşiyordu. Bu yolların birleştiği kısımda büyük bir kapı vardı. Bu kapı diğerlerinden daha farklıydı daha geniş, daha kısa ve daha süslü bir kapıydı. İçeri girdiler. İçeride 4 tane tane uzun tahta vardı. Onların üzerinde de iç gezegen savaşçılarının cansız bedenleri vardı.
Ay savaşçısı:
Gizemli kraliçe burası senin mezarın olacak.
Savaçılar içeri girdiği anda kapı kendiliğinden kapandı.
Plüton savaşçısı:
Ölüm sesizliği!!!!
Plüton savaşçısı saldırısını yapmıştı fakat kraliçenin etrafında bir güç duvarı vardı.
Neptün:
Derin Batış!!!
Neptün de saldırısını yapmıştı fakat güç duvarı saldırı yapıldıkça daha da güçleniyordu. Bunun nedeni savaşçıların enerjisini çekmesiydi. Diğerleri kraliçenin dikkatini dağıtırken Güneş savaşçısı kraliçenin tacında mor renkli yuvarlak bir taş görmüştü. Bu aynen mor kapıyı açtıklarında içeride gördükleri taşa benziyordu. Güneş savaşçısı kraliçenin enerjisini bu taştan aldığını anladı.
Güneş Savaşçısı(fısıldayarak):
Ay savaşçısı diğerleri kraliçenin dikkatini dağıtırken iz de o mor küreyi kıralım. Çabuk ol.
Gizlice taht odasından çıkmışlardı. Geldikleri yolu geri dönmüşlerdi. Mor kapı hala açıktı.
Güneş Savaşçısı:
Işık Okları!!!
Kristal hafiften çatlıyordu.
Ay Savaşçısı:
Ay Işığı prensesi saldırısı !!!
Kristal çatlamıştı. Kraliçe hafiften güçlerini yitirmeye başlamıştı fakat tacındaki taşta hala bir miktar enerji vardı. Ay ve Güneş savaşçısı tekrar taht odasına doğru koşmaya başladılar.
Ay Savaşçısı:
Ay Işığı Prensesi Saldırısı !!!!
Güneş Savaşçısı:
Güneş parıltısı prensesi saldırısı !!!!
Kraliçe un ufak olmuştu.
Ardından Ay savaşçısı iç gezegen savaşçıların cansız bedenlerinin yanına giderek ağlamaya başlamıştı.
Güneş Savaşçısı:
Ay savaşçısı boşuna ağlama.
Ay savaşçısı:
Nasıl ağlamam. Onlar benim en yakın arkadaşlarım.
Güneş savaşçısı:
Ay savaşçısı ben güneş savaşçısı olduğum kadar galaksi savaşçısıyım da bu yüzden ben prenses galaxia’yım.
Güneş savaşçısı ellerini birleştirip havaya kaldırmıştı. Bazı şeyler mırıldanıyordu. Birden etrafa süper parlak bir ışık yayıldı bu bir insanı kör edebilirdi. Parlama yavaşça yok oldu. Güneş Savaşçısı’nın elinde dört tane yıldız tohumu vardı. Bunları tek tek iç gezegen savaşçılarına verdi. Ardından kızlar canlanmaya başlamıştı.
Ay savaşçısı:
Rei seni görünce bu kadar sevineceğimi hiç düşünmemiştim.
Mars Savaşçısı:
Ben seni görmeye meraklıydım ya!!
Ay savaşçısı:
Ne demeye çalışıyorsun sen ha!!
Ay savaşçısı ve mars savaşçısı yine dalaşmaya başlamıştı. Bütün kızlar gülüyordu. Birden Güneş savaşçısı prenses formuna dönüştü.
Neptün:
Nereye gidiyorsun.
Güneş Savaşçısı:
Her şeyin bir bedeli vardır. İç gezegen savaşçılarını hayata döndürmemin karşılığı kendi yıldız tohumumu galaxi kazanına teslim etmektir. Sonra görüşmek üzere.
Ay savaşçısı:
MAİ!!
Güneş savaşçısı ortadan kaybolmuştu. Bütün savaşçıların ağzı açık kalmıştı.
Birden gümüş kristal parlamaya başladı birden bütün geçmiş silinmişti. Kızlar sadece Mai’yi ve yaşadıkları hatıraları unutmuşlardı. Bunu Güneş Savaşçısı istemişti.
Birden Galaxi kazanında bir parıldama olmuştu. Bu Mai’nin yaşama umudu idi. Eski bedeninde tekrar dünyaya dönmek istiyordu.
-:Ah salaklar hiçbiri bu gezegen savaşçılarını haledemedi ama ben chaos savaşçıların en büyük düşmanı….Nihaha!!!
Birden bilinmeyen bir yerden dünyaya sis şeklinde bir şey inmişti….
Devam edecek….
Bu gelenler dış gezegen savaşçıları, sailor chibi moon,starlıght ve smokinli şövalyeydi.
Ay Savaşçısı:
Merhaba arkadaşlar. Bu güneş savaşçısı. Mai.
Nega Savaşçısı:
Ay Savaşçısı bunun sırası değil taht odasını bulmalıyız.
Ay savaşçısı:
Sanırım haklısın.
Bütün savaşçılar hiç yavaşlamadan dümdüz ilerliyorlardı. Karşılarına iki yol çıktı.
Güneş Savaşçısı:
Evet, millet sanırım ikiye bölünmemiz gerekiyor.
Uranüs:
Tabi ki.
Mega savaşçısı:
O zaman Uranüs, Neptün, ben, nega ve omega birinci tünelden gidiyoruz geri kalanı ikinci tünele gitsin.
Ay savaşçısı:
Tamamdır.
İki grupta yine dümdüz ilerliyordu. İki yol da yine bir yolda birleşiyordu. Bu yolların birleştiği kısımda büyük bir kapı vardı. Bu kapı diğerlerinden daha farklıydı daha geniş, daha kısa ve daha süslü bir kapıydı. İçeri girdiler. İçeride 4 tane tane uzun tahta vardı. Onların üzerinde de iç gezegen savaşçılarının cansız bedenleri vardı.
Ay savaşçısı:
Gizemli kraliçe burası senin mezarın olacak.
Savaçılar içeri girdiği anda kapı kendiliğinden kapandı.
Plüton savaşçısı:
Ölüm sesizliği!!!!
Plüton savaşçısı saldırısını yapmıştı fakat kraliçenin etrafında bir güç duvarı vardı.
Neptün:
Derin Batış!!!
Neptün de saldırısını yapmıştı fakat güç duvarı saldırı yapıldıkça daha da güçleniyordu. Bunun nedeni savaşçıların enerjisini çekmesiydi. Diğerleri kraliçenin dikkatini dağıtırken Güneş savaşçısı kraliçenin tacında mor renkli yuvarlak bir taş görmüştü. Bu aynen mor kapıyı açtıklarında içeride gördükleri taşa benziyordu. Güneş savaşçısı kraliçenin enerjisini bu taştan aldığını anladı.
Güneş Savaşçısı(fısıldayarak):
Ay savaşçısı diğerleri kraliçenin dikkatini dağıtırken iz de o mor küreyi kıralım. Çabuk ol.
Gizlice taht odasından çıkmışlardı. Geldikleri yolu geri dönmüşlerdi. Mor kapı hala açıktı.
Güneş Savaşçısı:
Işık Okları!!!
Kristal hafiften çatlıyordu.
Ay Savaşçısı:
Ay Işığı prensesi saldırısı !!!
Kristal çatlamıştı. Kraliçe hafiften güçlerini yitirmeye başlamıştı fakat tacındaki taşta hala bir miktar enerji vardı. Ay ve Güneş savaşçısı tekrar taht odasına doğru koşmaya başladılar.
Ay Savaşçısı:
Ay Işığı Prensesi Saldırısı !!!!
Güneş Savaşçısı:
Güneş parıltısı prensesi saldırısı !!!!
Kraliçe un ufak olmuştu.
Ardından Ay savaşçısı iç gezegen savaşçıların cansız bedenlerinin yanına giderek ağlamaya başlamıştı.
Güneş Savaşçısı:
Ay savaşçısı boşuna ağlama.
Ay savaşçısı:
Nasıl ağlamam. Onlar benim en yakın arkadaşlarım.
Güneş savaşçısı:
Ay savaşçısı ben güneş savaşçısı olduğum kadar galaksi savaşçısıyım da bu yüzden ben prenses galaxia’yım.
Güneş savaşçısı ellerini birleştirip havaya kaldırmıştı. Bazı şeyler mırıldanıyordu. Birden etrafa süper parlak bir ışık yayıldı bu bir insanı kör edebilirdi. Parlama yavaşça yok oldu. Güneş Savaşçısı’nın elinde dört tane yıldız tohumu vardı. Bunları tek tek iç gezegen savaşçılarına verdi. Ardından kızlar canlanmaya başlamıştı.
Ay savaşçısı:
Rei seni görünce bu kadar sevineceğimi hiç düşünmemiştim.
Mars Savaşçısı:
Ben seni görmeye meraklıydım ya!!
Ay savaşçısı:
Ne demeye çalışıyorsun sen ha!!
Ay savaşçısı ve mars savaşçısı yine dalaşmaya başlamıştı. Bütün kızlar gülüyordu. Birden Güneş savaşçısı prenses formuna dönüştü.
Neptün:
Nereye gidiyorsun.
Güneş Savaşçısı:
Her şeyin bir bedeli vardır. İç gezegen savaşçılarını hayata döndürmemin karşılığı kendi yıldız tohumumu galaxi kazanına teslim etmektir. Sonra görüşmek üzere.
Ay savaşçısı:
MAİ!!
Güneş savaşçısı ortadan kaybolmuştu. Bütün savaşçıların ağzı açık kalmıştı.
Birden gümüş kristal parlamaya başladı birden bütün geçmiş silinmişti. Kızlar sadece Mai’yi ve yaşadıkları hatıraları unutmuşlardı. Bunu Güneş Savaşçısı istemişti.
Birden Galaxi kazanında bir parıldama olmuştu. Bu Mai’nin yaşama umudu idi. Eski bedeninde tekrar dünyaya dönmek istiyordu.
-:Ah salaklar hiçbiri bu gezegen savaşçılarını haledemedi ama ben chaos savaşçıların en büyük düşmanı….Nihaha!!!
Birden bilinmeyen bir yerden dünyaya sis şeklinde bir şey inmişti….
Devam edecek….





5. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 69 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |