Sailor Moon Sezon:Galactia Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 11, 12, 13 ... 16, 17, 18, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj

evet o resimden çizdim
ne yazık ki başka bir poz bulamadım
bu arada arkadaşlar ilgilenen pek yok hiç kimse merak etmiyor mu yeni bölümü be
şaka şaka
! asıl şuç bende 2 haftadan beri bekliyonuz kusura bakmayım malum baba
neyse yeni bölümün adını veriyorum
Bölüm 12(212)
Gerçekler ve Yalanlar Karmaşık…
Lord Unknown Sonu…
yarın bölüm geliyoooooooo


ne yazık ki başka bir poz bulamadım

bu arada arkadaşlar ilgilenen pek yok hiç kimse merak etmiyor mu yeni bölümü be



şaka şaka








neyse yeni bölümün adını veriyorum




Bölüm 12(212)
Gerçekler ve Yalanlar Karmaşık…
Lord Unknown Sonu…
yarın bölüm geliyoooooooo



Pasión de los cielos...





arkadaşlar bu sefer şuç bende değil valla
babam pcye format atmış hem C ye hem de D ye benim hikayemde oradaydı kahretsin silinmiş
yeni tekrar yazmak zorunda kaldım
lütfen kızmayın
kahretsin benim kaderim nedir böyleeeeeeeeeeeeeee


babam pcye format atmış hem C ye hem de D ye benim hikayemde oradaydı kahretsin silinmiş








yeni tekrar yazmak zorunda kaldım
lütfen kızmayın




kahretsin benim kaderim nedir böyleeeeeeeeeeeeeee




Pasión de los cielos...



Arkadaşlar uzun bir arada sonra yine buradayım yeni bölümümle
Gerçekten sizin yorumlarınızı çok özledim
Nese uzatmıyorum yeni bölüm
Bölüm 12(212)
Gerçekler ve Yalanlar Karmaşık…
Lord Unknown Sonu…
Tapınak sesizdi her zamanki kahkalar yoktu.Sesiz bir hüzün vardı.Tapınaktaki herkes kara kara düşünüp pişmanlık içerisindeydiler.
Rei:
Yaptığı şaçmalalıkt
ı.(kızgın bakışlarıyla beklide içindeki pişmanlığı durduruyordu)
Makoto:
Eğer şaçmalıksa niye yapmasına izin verdik
Rei:
İZİN VERMEDİK
onu engelleyemedik
Usagi:
Keşke durdurabilseydik
Mamoru:
Usako elinden bir şey gelmezdi…üzülme lütfen
Usagi:
En yakınındaki bendim…
Haruka:
Pişmanlık şuanda bir işimize yaramıyor napıcaz onu düşünmeliyiz
Michiru:
Ami bir şey bulabildin mi?
Ami:
Ne yazıkki bir şey yok
Setsuna:
Merak etmeyin Galacsuva ona bir şey yapamaz
Minako:
Neden?
Haruka:
Çünkü kalkanımız hala duruyor yaklaştığında güç geri teper
Rei:
O kalkanı kırması için
Ami:
Bizi arayacaktır
Haruka:
Buda yakında bir savaş olacağının bir göstergesi
Yaten:
Yani oturup beklecek miyiz?
Michiru:
Evet…
Seiya ayağa kalkar ve kapıya ilerlemeye başlar.Yüzünde acı pişmanlık duyguları vardı.Siyah gözleri durgun ve üzgündü.
Seiyayı gören Haruka onu durmak için:
Haruka:
Seiya nereye gidiyorsun
Seiya:
Bir şey yapmaya oturmaktan daha iyidir
Haruka:
Seiya yaptığın akıllıca değil elimizden gelen en fazla bu
Seiya sert bir şekilde yüzünü Harukaya döner:
SENCE BURDA OTURARAK MARİAYI KURTARABİLİR MİYİZ?
Haruka sakin bir şekilde devam eder:
Ne yapmayı planlıyorsun?Gidip Galacsuva önünde salakça bir şey yapacaksın.
Seiya daha çok sinirlenmişti:
SEN…..SEN…..
(dışarı çıkar)
Usagi:
Seiyaaaa….
Haruka:
Merak etmeyin Seiya öyle salaklık yapmayacak.
Rei:
Nasıl bu kadar duygusuz olabiliryorsun
Haruka:
Bu konuda duygularını dinlersen hiçbir şeye yaramaz
Aslında Haruka Mariayı çok iyi tanıyordu.Gitmesine baya üzülmüştü.Ayrıca Seiyayıda anlayabiliryordu.Ama aklını kullanmak ona kalbini dinlemekten daha işe yarayacaktı…
Marianın kafasında bir çok soru işareti, pişmanlık, hüzün vardı.Arkadaşlarını özlemişti.Keşke rüyasında onları görüp özür dileyebilseydi.Arkasında feryatları duymuş göz yaşlarını görmüş ve hüzünü hissetmişti.Ne yapabilirdi ki onları korumak için yapmamıştı.Ya buradan sağ çıkamazsa.Bu soru beynini kemirmeye başlamıştı.Ya bir daha Usagiyi göremezse yada bir daha Seiyayı öpemezse….Acısı daha çok kaplıyordu kalbini ve yanında en yakın arkadaşı hüzünle birlikte…Kalbi bu acıya ne kadar dayanabilirdi.Bütün felaketler onu bulmuştu.Birden rüyada da olsa gözlerinden yaş akmaya başladı.Gerçektende eve gitmek istiyordu.Ama onun evi bile yoktu ki…Keşke keşke geçmişini öğrenebilseydi….
Lord Unknown odaya girdiğinde yatakta yatan bir kadın ve başında sandalyede oturan bir erkek.O erkeğin kim olduğunu tahmin edebiliyordu.Kaitoydu belli oluyordu bakışlarından…Her zaman soğuk olan bakışları bu sefer hüzünlüydü, yataktaki kıza odaklanmıştı.Lord Unknown dostunun kafasından neler geçtiğini bilmek isterdi.İstemeye istemeye seslenmişti:
Kaito?
Kaito hüzünlü bakışlarını sesin geldiği noktaya döndürdü.Lord Unknown Kaitoyu daha önce hüzünlü görmüştü ama bu kadar hüzünlü olduğunu asla
Lord Unknown:
Kaito iyi misin?
Kaito:
Sence iyi miyim Tai?
Lord Unknown(gerçek ismi;Tai):
O kıza çok bağlısın
!!bu arada kız nasıl?
Kaitonun yeşil gözleri yatakta kıza geri döndü.Uzun bir sesizliğin sonunda Kaito titremiş bir sesle:
Ağlıyor
Tai:
Rüyasında mı?
Kaito:
Evet ona naptığıma bak
Tai:
Kaito sen doğru olanı yaptın
Kaito gözlerini Mariadan ayırmayak:
Bir süre için evet.Ama….Ama…Bir zamanlar ben onun tek arkadaşıydım gittiğimde yalnız kalsada yanında arkadaşların olacağını biliyordum.Arkadaşları olsa bile onu her gün bu şekilde görmek beni kahrediyordu.Ama…
Taiye döner yüremeye başlar aynı hizada olunca bir elini omzuna koyar.Bu sefer sesi fısıldar gibi çıkmıştı sanki göz yaşlarını zorla tutabilen bir ses.
Kaito:
Ama…ama şimdi öğrendiğim bir şey beni daha çok kahrediyor.Meğersem o beni unutmaya başlamış bile!
Daha sonra yavaş ama her adımındaki hüzün daha çok artarak odadan çıktı.Tai arkadaşını anlayamıyordu.Tek bir açıklaması olabilirdi bu da aşk…Buna bir an inanmak istemedi.Çünkü Kaito kolay aşık olan bir kişi değildi.Ama Maria ile tam bir yıl geçirmemiş miydi?Sesindeki hüzün Kaitonun gerçekten Maria değer verdiğiydi.Ama kız onu unutmaya başlamıştı.
Kafasında başka soru işaretine yoğunlaştırdı.Prensesi bulması gerikiyordu.Bu kız olabilir miydi?Şu anda tam olarak bilmiyordu ama isteği bu kız olmamasıydı yoksa Kaito… cümlenin devamını getiremedi.Bakışlarını kızın üstünde yoğunlaştırdı bu sefer ve uzun bir sesizlik içinde onu beklemeye başladı….
Maria rüyasındaki acı ve hüzün arasında bir ışığın doğmaya başladığını hissetti.Bir andaki rüyasındaki acıda hüzün de gitmişti.Onun yerine mutluluk gibi bir his gelmişti.Biraz sonra o hisin umut olduğunu hissetti.Bakışlarını düşüncelerini ışık üzerine yoğunlaştırdı.Daha sonra bir yüz gördü yada iki bilemiyordu.Işığa ilerlemeye başladı.Bu yüzleri tanımıştı Dark Eye ve Sailor Dark’tı.
Dark Eye:
Galaksi Işığının efendisi…
Sailor Dark:
Uyanmanız gerek
Maria:
Efendim… ne diyorsunuz siz?
Dark Eye:
Geçmişi hatırlamanız gerek
Sailor Dark:
Prensesim…
Maria:
Geçmiş mi?Prenses mi?(aniden uyanır)
Odada lamba yoktur ama yinede aydınlıktır.Sadece bir yatak vardır ve resimler…Elini başına koydu başı ağrıyordu.Daha sonra bronşunu aramaya başladı.Yatağın kenarında buldu…Ne kadar saçmaydı her şey…Yine yalnızdı.Ağlamaya başlamak istemiyordu.Ayağa kalktı aynı zamanda yere düştü.Başındaki ağrı onu hiç hareket ettirmeyecek kadar arttı.Başını ellerinin arasına aldı.Aynen kolye olayında olduğu gibiydi…O sırada belki zor zar duydu sesi.
Maria(acı içinde):
Her kimsen şunu durdur lütfen
Ses:
Ya kaçarsan
Maria:
Emin ol ki kaçmak isteseydim içimdeki gücü kullanırdım lütfennnn….
Ses:
Pekala inandırdın beni kendine
(elini şıklatır Marianın baş ağrısı anında yokoldu)
Maria başına kaldırarak etrafa baktı ama kimseyi göremedi aslında çok yakından gelmişti ses.
Maria:
Kimsin sen?
Daha sonra cevabı beklemeden yatağa oturdu.Ses cevap verdi ve sesin sahibi ortaya çıktı.
Lord Unknown:
Neden?
Maria(açık mavi renkli gözlerini kahverengi gözlere dikti):
Ne demek Neden?
Lord Unknown:
Kaito için neden bu kadar önemlisin
Maria:
Kaito….o mu beni önemsiyor….hiç sanmıyorum
Lord Unknown:
Bir şey sorucam
Maria:
Normalde sorulara açığımdır ama bu gün pek değilim kusura bakma
Lord Unknown:
Kaitoyu unutmaya mı başladın
Marianın gözleri dolar:
Keşke unutabilseydim…ama…..ama..unutamıyorum…kahretsin
Lord Unknown:
Ne..(
gözleri faltaşı gibi açılmıştı)..ama.. duruşun..
bakışların….davranışların..
Maria(ağlamaya başlar):
Hayatım boyunca onu asla unutamıyacağım….ona böyle davranmamın nedeni…..beni her zaman güçlü bilirdi…şimdi ona yenilmediğimi göstermek için…
Tai bir anda Kaitonun bu kızı sevmekle haklı olduğunu gördü.O kadar güzeldi ki daima gözlerine bakma geliyordu…
Tai:
Eğer onu seviyorsan niye ona söylemiyorsun?
Maria:
Ben…onu bir abi olarak seviyorum…..
Tai:
Anlıyorum...
dedi şimdi Kaitonun neler hissettiğini anlayabiliyordu.O Mariaya bu kadar aşıkken Maria başkasını seviyordu artı birde abisi olarak görüyordu.dostunun hüzünün bir kısmı buradan geliyordu.Maria gerçekten çook güzeldi.Onun en çook dikkatini çeken o gülen gözlerdi isteği zaman o gülen gözler sert ve acımasız olabiliyordu.Bakışlarını kızın yüzünde yoğunlaştırdı neden böyle bakmak geliyordu içinden yoksa oda mı aşık olmuştu yooo bu olamaz…..
Maria:
Bana söyler misin?
Tai uykudan uyanmış gibi Mariayı baktı:
Neyi
Maria:
Kaito gerçekten iyi mi yoksa kötü…
Tai:
Ee….
Maria:
Bazen o kadar soğuk oluyor kii…onun gerçekten kötü olduğuna inanıyorum.Ama bazen….hiç duyumsamadığım bir sıcaklık oluyor kalbinde….
Tai:
Maria..kusura bakma bunu söyleyemem
Maria:
Aslında belki Kaito geçmişimi biliyordur diye geldim buraya
Tai:
Geçmişi mi öğrenmek istiyorsun anneni ve babanı mı?
Maria(gözleri faltaşı gibi açılır):
Yoksa sen…sen….sen geçmişimi biliyor musun?
Tai:
Evet…biliyorum
Maria:
O zaman bana anlatabilirsin
Tai:
Karşında kim olduğunu unutuyorsun
Maria bir an karşısında düşman olduğunu unutmuştu.Belki sertliğini bir an kenara bırakmıştı şimdi sertliği geri almanın vaktiydi.
Maria:
Evet karşımda bir salak olduğunu unutuyorum
Tai:
NE DİYORSUN SEN
!!! Unutma ki baş ağrını geri getirebilirim
Maria:
Evet tam bir salak
Tai bir el hareketiyle Marianın baş ağrısını geri getirdi ama Marianın yüzündeki alay kaybolmadı.
Maria:
Lord Unknown beni çok küçümsediniz (bronşunu göstererek)elimdeki güç belki sizi etkisiz hale getiremez ama….neyse zaten bir salakla konuşmak ne işe yarar ki?
Tai:
SENİİİ
Ora sıra odsanın kapısından gelen Galacsuva Kaito ve diğerleri Tainin sinirli olduğunu anlamışlardı.
Aslında Maria Lord Unknown u sinirlendirirse buradan kolayca kurtulabilecekti.
Kaito:
Taiii
İşte bu ses hem Marianın planlarını hemde Tainin sinirlerinin daha çok gerilmesine engel olmuştu.
Maria:
Tai mi?
Tai:
Kaito…
Kaito:
Maria bunu sana bilerek yapıyor laflarına kanma
Galacsuva:
Kendini akıllı zannediyorsun değil mi Maria
Maria:
BANA İSMİMLE HİTAP ETME ÇÜNKÜ BU İSİM SENİN TAŞIYAMACAĞIN KADAR İYİ
Sakai:
Nasıl hitap etmemizi istersin macesteleri filan nasıl olur
Herkes gülmeye başlar tabiî ki Tai Kaito ve Maria haricinde..Maria Galacsuvadan nefret ediyordu.O bir canavardı.Bu arada bir tuhaflık onu Kaito ve Tainin üzerine çekmişti.Sanki konuşuyormuşlar gibiydi ama ağızları hareket etmiyordu.Bu arada Galacsuvanın şiddetli kahkası kesilmiş alayla ona bakıyordu.
Galacsuva:
Sen kendini ne zannediyorsun iyilik meleği mi?
Maria:
Bu seni ilgilendirmez
Galacsuva:
Geçmişini bilmediğin taktirde iyi konuşuyorsun
Maria:
Ne
sesi fısıldar gibi çıkmıştı.
Kaitonun ve Tainin gözleri açılmış direkt olarak Mariaya bakıyorlardı.O sıra Galacsuva Mariaya yaklaşmaya çalışmıştı ancak bir güç onu geri ittirmiş ve onun sarsılmasına yol açmıştı.
Galacsuva:
Koruyucular…..
Sakai:
Kahretsin
Maria böyle bir kalkanın olabileceğini hiç düşünmemişti.Bir bütün kaygıları yetmiyormuş gibi yeni bir kaygı ortaya çıkmıştı.Eğer bu kalkan varsa Galacsuva kalkanı kırmak için arkadaşlarının ışıklarını kıracaktı.Buna engel olmalıydı.Ama nasıl?...
Galacsuva:
Sakai Nakai hemen bulun koruyucuları…Ben odamdayım…Kahretsin bu koruyucular bize zaman kaybettirecekler.
Nakai:
Hemen efendim ama biraz zor olabilir…
Galacsuva:
BENİ İLGİLENDİRMEZ
der ve kaybolur.
Odada sadece Tai Kaito ve Maria kalmıştı.Kaito gözlerini Mariaya dan kaçıyordu.Acaba utanıyor mu yaptıklarından diye düşündü Maria…
Tai en sonunda bu Maria ile Kaitoyu yalnız bırakmak için:
Ben biraz hava alıcam
Maria:
Ne?...
Tai Mariaya bakmıştı.Gerçekten bu kız çok güzeldi her haliyle.
Tai:
Maria farkındaysan bizde insanız
der ve odadan çıkar
Şimdi yalnız kalmışlardı.Maria aslında Kaitoya bir çok soru soracaktı.Ama nedendse soramıyordu ağzından tek kelime bile çıkmıyordu.Gözleri Kaitoda idi ama artık o kararlı değildi ona bakmaya…
Kızgındı ona hemde çok onu görse parçalıyacak gibi oluyordu ama şimdi kalbindeki sevgi ona bağırıyordu duy sesimi diye.Ne yapacağını bilmiyordu.Aslında şuanda düşünemiyordu.
En sonunda konuşan Kaito oldu:
Bana hala kızgın mısın Maria?
Yeşil gözleri şimdi Marianın mavi gözlerindeydi.Maria sert olmalıydı ama kalbindeki ses….
Maria:
Evet…Kaito evet sana çok kızgınım
Kaito:
Özür dilerim
Yaklaştı yatağa yatağın köşesine oturdu Kaito.Bakışları Marianın gözlerindeydi. Bakışlarındaki hüzün Mariayı ağlatacak derecedeydi.
Kaito devam:
Seni kırdığımı biliyorum ve bunun hiçbir açıklaması yok belki var ama onu sana söyleyemem.
Maria:
Nedir o Kaito?
Kaito:
Ne yazık ki söylemem
Sustu Kaito.Şimdi Marianın ona cevap vermesi gerekiyordu.
Maria:
Kaito…yüzüme bile bakmadın o zaman
…ve hiç kimseye dayanamazdım…Ağladım evet çok ağladım Kaito
…(gözleri dolmuştu)Hiç kabul etmek istemedim…Seni kötü olduğunu… eğer kabul edersem yalanların içinde boğulacağımı sandım….Ama fark ettim ki ben zaten boğulmuştum….O zamandan beri kalbim acıyor evet ama içindeki bu acıyı hafifte olsa azaltı…Kendime yemin ettim seni görünce parçalıyacam diye ama….ama….(göz yaşları akmaya başlar Marianın yanaklarından dudaklarına)ama..şimdi yapamıyorum.
Kaito Marianın ağladığını görmüştü.İçindeki Mariaya karşı olan aşk daha çok artmıştı. Demek ki unutmamıştı.Bilmiyordu şimdi Mariaya sarılmak istiyordu ama ya bu yaptığı zaman ne olacaktı.En sonunda cesaretini topladı ve Mariaya sarıldı.
Maria o kadar duygu karmaşasında ağlamaktan kendi alamıyordu.Bir de sert olacaktı.Kaito bir anda ona sarılmıştı.Şaşırmıştı anlayamıyordu Kaitoyu.Hareket edemiyordu.
Kaito:
Özür dilerim Maria…Bunların hepsi seni korumak içindi…
İşte bu söz Marianın kalbine işlemişti.Abisiydi o.Kaitoyu aslında çok seviyordu ve bu söz sevginin ortaya çıkmasına neden olmuştu.Kaito sarılmıştı.Omzunda ağlıyordu.Kendine engel olamıyordu Kaitodan nefret edemiyordu.
Maria:
Ne zaman bitecek bu?
Kaito:
Yakında Maria…Yakında.Şimdi uyuman lazım diyerek zarifçe Mariayı yatağı yatırır.
Bütün bu olanları Tai izliyordu.Gerçekten dostunun bu kıza aşık olduğunu anlamıştı.Aslında bu oyunu şimdi biterebilirdi.Ama kısa süre devam edecekti bu oyun.Galaksinin Işığının taşıyıcısını bulmuşlardı.Şimdi görevleri prensesi bulmaktı…Maria olabilirdi ama ama ya değilse bunu beklemek lazımdı.
Tai:
Kaito…
Kaito arkasını dönmüş ona bakıyordu.Mariaya yatakta uyuyakalmıştı:Tai odaya girer ve elini Kaitonun omzuna koyar.
Tai:
Kaito…bu kıza gerçekten aşıksın
Kaito biraz kızarır
:
Öyle miyim?
Tai:
Evet….Mariayı buradan çıkarma zamanımız geldi.Ne dersin?
Kaito:
Bu işi ben yaparım Tai sen kal diyerek ayağa kalkar.
Tai:
Hayır bu işi ben yapıcam sen görevini yapıcaksın
Kaito:
Ama….
Tai:
Söz ver bana Kaito acımayacaksın….
Kaito:
Pekala dostum…. Der ve Galacsuvanın yanına gider.
O sırada Tai Mariayı uyandırır.Maria karşısında yeşil gözler beklerken kahverengi gözler görür.Şaşkınlığını gizlemeyerek:
Sen kimsin?
Tai:
Yok canım beni unutmuş olamazsın
Maria Tainin olduğunu görür.Yine şaşırır.
Maria:
Senin burada ne işin var?
Tai:
Kalk gidiyoruz der Marianın elinden tutar.Maria tuzak olduğunu düşünür.
Maria:
Bir dakika yaaaa
ben seninle hiçbir yere gelmem
(elini kurtarır Tainin elinden)
Tai:
Off dinle beni şu anda bana güvenmek zorundasın
Maria:
Nereye gidiyoruz
Tai:
Bana güven
Maria aslında şuanda tek düşündüğü buradan çıkmaktı.Büyük ihtimal Tai onu buradan çıkarıcaktı.Ama güvenebilir miydi Taiye.Bilemiyordu ama şimdi güvenecekti.Böylece odadan çıktılar ve uzun koridorda yürümeye başladılar.
Maria:
Tai…Galacsuva benim geçmişimle ilgili bir şey biliyor mu?
Tai:
Evet ne yazık ki
.Büyük patlamada sadece hafızasının bir bölümünü kaybetti.
Maria:
Büyük patlama mı?O da nedir?
Tai:
Galaksinin Işığının yarattığı büyük patlamaydı ışık patlamasıydı.
Maria:
Patmalama neden oldu?
Tai:
Galaksinin Işığının sahibi yarattı nedenini bilmiyorum.Büyük ihtimal Galacsuva onun canını baya acıtmıştır.
Maria:
Prenses mi?
Tai şaşırır:
Evet..sen bunu nerden biliyorsun?
Maria:
Peki prensese ne oldu?
Tai:
Hafızasını kaybetti oradaki herkes gibi…
Maria:
Sence ben orada mıydım?
Tai:
Evet…bence prenses sana içindeki gücü aktardı
Maria:
Anlıyorum peki ya Kaito ve sen?
Tai:
Bizde oradaydık ama hafızamızı kaybetmedik yani çoğunu
Bu sırada büyük bir kapının önüne geldiler.Tai birkaç sözcük söyledi ve kapı açıldı.
Tai:
Bu kapı burası ile sizin yerinizdeki tek bağlantıdır.Buradan geçmelisin
Maria:
Ama sen
Tai:
Ben seni koruyacam
Maria:
Neyden?
Tai:
Galacsuvadan
Maria:
Ne….
O sırada karanlıkların içinden iki kişi geliyordu.Biraz daha onlara yaklaştıklarında yüzleri göründü;Galacsuva ve Kaito idi.
Galacsuva:
Buradan kaçabileceğini mi sandın
Tai hemen Marianın önüne geçti:
Maria kapıdan hemen geç!
Maria:
Hayır seni burada bırakamam
Tai:
GİT
Maria:
HAYIR
Tainin önüne geçer ve bronşunu havaya kaldırır.Bunu gören Galacsuva:
Onunla bir şey yapamazsın
Maria:
İddiaya var mısın?
Galacsuva:
Ne…
Maria:
World Galactia Make Up der ve bir anda Sailor World olur.
Galacsuva:
Bana karşı gelemezsin gücün yetmez
Tai:
Yapma Maria
Maria bir kez Kaitoya baktı.Bakışlarında bir soğukluk vardı.Omzunda ağladığı Kaito değildi. Kafası daha çok karışmıştı ama Tai ve kendini korumasını gerekiyordu.
Maria:
Dünyanın Işığı Kalbimi ve Aklımı Aydınlat
! Der ve bir anda Marianın bedeninden bir ışık topluluğu çevreye yayılır.Işık bir anda bir çok güzel duyguyu içeriyordu;Aşk sevgi arkadaşlık....
Maria gözlerini kapatır ve asasını daha yukarı kaldırır.Işık daha güçlü yayılır.Galacsuva bu saldırıdan kendini koruyamaz.Oradaki herkes ışığın parlaklığından gözlerini kapatmak zorunda kalır.Gözlerini açtıklarında ise kendilerini uzun karanlık koridorda değilde bir ormanlık alan içerisinde buldular.
Tai gözlerini açar:
Maria bunu nasıl yaptın
Maria kendine şaşırır:
Bilmiyorum
Galacsuva:
Kahretsin!bu kız benden daha güçlü
(bu bölümü fısıldayarak söylemişti)
Kaito:
Bunu yapması imkansız
Maria:
GALACSUVA! ŞİMDİ SENİNLE BİR BOY ÖLÇÜLELİM NE DERSİN
Galacsuva:
PEKALA Nasıl istersen der ve kılıcını çıkartır
Savaş başlar Galacsuva ilk atağını yaptı.Maria bunu biraz zorlukla karşıladı.Mariadabir atak gönderir ama Galacsuva bu kolaylıkla karşılar.Daha sonra kılıçlar çarpışmaya başladı.O sırada bir kılıç darbesinden kaçarken yerdeki taş ile düştü.Bunu fırsat bilen Galacsuva bir enerji topu göndererek Mariayı etkisiz hale getirdi.
Galacsuva:
NOLDU MARİA NE OLDU DA YERDESİN ŞİMDİ
Maria:
Kahretsin
Galacsuva elinde bir enerji topu yaratır.
Galacsuva:
Son Bir isteğin var mı?
Maria:
Senin yüzünü bir daha görmemek
Galacsuva:
Aynı duyguları paylaşıyoruz
der ve enerji topunu gönderir.
Tam o sırada Tai Marianın önüne geçer ve Galacsuvanın enerji topunun kurbanı olur.
Maria:
Taiiii
Galacsuva:
NE NEDEN HAYATINI BU KIZ İÇİN BİTİRDİN
Marianın kucağında zorlukla konuşabilen Tai Galacsuvanın sözüne karşılık verdi:
Çünkü onun hayatı benimkinden daha değerli.
Maria bir kez daha Kaitoya bakar ve yüzünde hiçbir değişiklik olmamıştı.Buna sinirlenen Maria:
NE KAİTO BURADA DOSTUN ÖLÜYOR
Kaito:
Benim için önemli değil
(arkasını döner)Kendisi istedi
Maria:
NE DİYORSUN SEN….SEN GERÇEKTEN KALPSİZMİŞSİN
Kaito:
Ne demek istiyorsan de
Maria:
Tai neden yaptın bunu
Tai zorlukla gözlerini açabildi.İçinde hissettiği sıcaklık neydi öyle.Bu ancak prenses olabilirdi.En sonunda bulmuştu ama ne yazık ölürken.O sırada tuzlu su yüzüne akıyordu.Bu Marianın göz yaşlarıydı.Belkide içinin bu kadar sıcak olmasının nedeni buydu.
Tai:
Maria….merak etme….ben…hala …yaşıyorum….
Maria:
Ne….
Tai:
Prenses….uyan….
Maria:
Tai ne diyorsun?
Tai:
Maria….anlıyorum…şimdi…bir çok ….kalbi…nasıl..fethettiğini…anlıyorum…
Hoşça kal…prenses
der ve kahverengi gözlerini kapatır.
Maria:
TAİİİİ….HAYIR….BU OLAMAZ….
Galacsuva:
Demek ki onu için Tai hain gidelim Kaito
Maria:
Kaito….
Galacsuva ve Katio gider.Maria şimdi ağaçlardaki yapraklarını şiddetle hareket eden rüzgarla gökyüzünü örten karanlık ile kucağında cansız bir bedenle duruyordu yalnız başına…..
Bölümün Sonu
Eh Biraz Uzun Aradan Sonra Beğenirsiniz İnş.
Hadi Bakam Yorumlarınızı bekliyorum

Gerçekten sizin yorumlarınızı çok özledim
Nese uzatmıyorum yeni bölüm
Bölüm 12(212)
Gerçekler ve Yalanlar Karmaşık…
Lord Unknown Sonu…
Tapınak sesizdi her zamanki kahkalar yoktu.Sesiz bir hüzün vardı.Tapınaktaki herkes kara kara düşünüp pişmanlık içerisindeydiler.
Rei:
Yaptığı şaçmalalıkt

Makoto:
Eğer şaçmalıksa niye yapmasına izin verdik


Rei:
İZİN VERMEDİK


Usagi:
Keşke durdurabilseydik

Mamoru:
Usako elinden bir şey gelmezdi…üzülme lütfen

Usagi:
En yakınındaki bendim…

Haruka:
Pişmanlık şuanda bir işimize yaramıyor napıcaz onu düşünmeliyiz

Michiru:
Ami bir şey bulabildin mi?

Ami:
Ne yazıkki bir şey yok


Setsuna:
Merak etmeyin Galacsuva ona bir şey yapamaz

Minako:
Neden?

Haruka:
Çünkü kalkanımız hala duruyor yaklaştığında güç geri teper

Rei:
O kalkanı kırması için

Ami:
Bizi arayacaktır

Haruka:
Buda yakında bir savaş olacağının bir göstergesi

Yaten:
Yani oturup beklecek miyiz?

Michiru:
Evet…

Seiya ayağa kalkar ve kapıya ilerlemeye başlar.Yüzünde acı pişmanlık duyguları vardı.Siyah gözleri durgun ve üzgündü.
Seiyayı gören Haruka onu durmak için:
Haruka:
Seiya nereye gidiyorsun

Seiya:
Bir şey yapmaya oturmaktan daha iyidir

Haruka:
Seiya yaptığın akıllıca değil elimizden gelen en fazla bu


Seiya sert bir şekilde yüzünü Harukaya döner:
SENCE BURDA OTURARAK MARİAYI KURTARABİLİR MİYİZ?


Haruka sakin bir şekilde devam eder:
Ne yapmayı planlıyorsun?Gidip Galacsuva önünde salakça bir şey yapacaksın.

Seiya daha çok sinirlenmişti:
SEN…..SEN…..

Usagi:
Seiyaaaa….

Haruka:
Merak etmeyin Seiya öyle salaklık yapmayacak.

Rei:
Nasıl bu kadar duygusuz olabiliryorsun

Haruka:
Bu konuda duygularını dinlersen hiçbir şeye yaramaz

Aslında Haruka Mariayı çok iyi tanıyordu.Gitmesine baya üzülmüştü.Ayrıca Seiyayıda anlayabiliryordu.Ama aklını kullanmak ona kalbini dinlemekten daha işe yarayacaktı…
Marianın kafasında bir çok soru işareti, pişmanlık, hüzün vardı.Arkadaşlarını özlemişti.Keşke rüyasında onları görüp özür dileyebilseydi.Arkasında feryatları duymuş göz yaşlarını görmüş ve hüzünü hissetmişti.Ne yapabilirdi ki onları korumak için yapmamıştı.Ya buradan sağ çıkamazsa.Bu soru beynini kemirmeye başlamıştı.Ya bir daha Usagiyi göremezse yada bir daha Seiyayı öpemezse….Acısı daha çok kaplıyordu kalbini ve yanında en yakın arkadaşı hüzünle birlikte…Kalbi bu acıya ne kadar dayanabilirdi.Bütün felaketler onu bulmuştu.Birden rüyada da olsa gözlerinden yaş akmaya başladı.Gerçektende eve gitmek istiyordu.Ama onun evi bile yoktu ki…Keşke keşke geçmişini öğrenebilseydi….
Lord Unknown odaya girdiğinde yatakta yatan bir kadın ve başında sandalyede oturan bir erkek.O erkeğin kim olduğunu tahmin edebiliyordu.Kaitoydu belli oluyordu bakışlarından…Her zaman soğuk olan bakışları bu sefer hüzünlüydü, yataktaki kıza odaklanmıştı.Lord Unknown dostunun kafasından neler geçtiğini bilmek isterdi.İstemeye istemeye seslenmişti:
Kaito?

Kaito hüzünlü bakışlarını sesin geldiği noktaya döndürdü.Lord Unknown Kaitoyu daha önce hüzünlü görmüştü ama bu kadar hüzünlü olduğunu asla
Lord Unknown:
Kaito iyi misin?

Kaito:
Sence iyi miyim Tai?

Lord Unknown(gerçek ismi;Tai):
O kıza çok bağlısın


Kaitonun yeşil gözleri yatakta kıza geri döndü.Uzun bir sesizliğin sonunda Kaito titremiş bir sesle:
Ağlıyor

Tai:
Rüyasında mı?


Kaito:
Evet ona naptığıma bak

Tai:
Kaito sen doğru olanı yaptın

Kaito gözlerini Mariadan ayırmayak:
Bir süre için evet.Ama….Ama…Bir zamanlar ben onun tek arkadaşıydım gittiğimde yalnız kalsada yanında arkadaşların olacağını biliyordum.Arkadaşları olsa bile onu her gün bu şekilde görmek beni kahrediyordu.Ama…

Taiye döner yüremeye başlar aynı hizada olunca bir elini omzuna koyar.Bu sefer sesi fısıldar gibi çıkmıştı sanki göz yaşlarını zorla tutabilen bir ses.
Kaito:
Ama…ama şimdi öğrendiğim bir şey beni daha çok kahrediyor.Meğersem o beni unutmaya başlamış bile!

Daha sonra yavaş ama her adımındaki hüzün daha çok artarak odadan çıktı.Tai arkadaşını anlayamıyordu.Tek bir açıklaması olabilirdi bu da aşk…Buna bir an inanmak istemedi.Çünkü Kaito kolay aşık olan bir kişi değildi.Ama Maria ile tam bir yıl geçirmemiş miydi?Sesindeki hüzün Kaitonun gerçekten Maria değer verdiğiydi.Ama kız onu unutmaya başlamıştı.
Kafasında başka soru işaretine yoğunlaştırdı.Prensesi bulması gerikiyordu.Bu kız olabilir miydi?Şu anda tam olarak bilmiyordu ama isteği bu kız olmamasıydı yoksa Kaito… cümlenin devamını getiremedi.Bakışlarını kızın üstünde yoğunlaştırdı bu sefer ve uzun bir sesizlik içinde onu beklemeye başladı….
Maria rüyasındaki acı ve hüzün arasında bir ışığın doğmaya başladığını hissetti.Bir andaki rüyasındaki acıda hüzün de gitmişti.Onun yerine mutluluk gibi bir his gelmişti.Biraz sonra o hisin umut olduğunu hissetti.Bakışlarını düşüncelerini ışık üzerine yoğunlaştırdı.Daha sonra bir yüz gördü yada iki bilemiyordu.Işığa ilerlemeye başladı.Bu yüzleri tanımıştı Dark Eye ve Sailor Dark’tı.
Dark Eye:
Galaksi Işığının efendisi…
Sailor Dark:
Uyanmanız gerek
Maria:
Efendim… ne diyorsunuz siz?


Dark Eye:
Geçmişi hatırlamanız gerek
Sailor Dark:
Prensesim…
Maria:
Geçmiş mi?Prenses mi?(aniden uyanır)
Odada lamba yoktur ama yinede aydınlıktır.Sadece bir yatak vardır ve resimler…Elini başına koydu başı ağrıyordu.Daha sonra bronşunu aramaya başladı.Yatağın kenarında buldu…Ne kadar saçmaydı her şey…Yine yalnızdı.Ağlamaya başlamak istemiyordu.Ayağa kalktı aynı zamanda yere düştü.Başındaki ağrı onu hiç hareket ettirmeyecek kadar arttı.Başını ellerinin arasına aldı.Aynen kolye olayında olduğu gibiydi…O sırada belki zor zar duydu sesi.
Maria(acı içinde):
Her kimsen şunu durdur lütfen

Ses:
Ya kaçarsan


Maria:
Emin ol ki kaçmak isteseydim içimdeki gücü kullanırdım lütfennnn….

Ses:
Pekala inandırdın beni kendine

Maria başına kaldırarak etrafa baktı ama kimseyi göremedi aslında çok yakından gelmişti ses.
Maria:
Kimsin sen?

Daha sonra cevabı beklemeden yatağa oturdu.Ses cevap verdi ve sesin sahibi ortaya çıktı.
Lord Unknown:
Neden?

Maria(açık mavi renkli gözlerini kahverengi gözlere dikti):
Ne demek Neden?


Lord Unknown:
Kaito için neden bu kadar önemlisin

Maria:
Kaito….o mu beni önemsiyor….hiç sanmıyorum

Lord Unknown:
Bir şey sorucam

Maria:
Normalde sorulara açığımdır ama bu gün pek değilim kusura bakma

Lord Unknown:
Kaitoyu unutmaya mı başladın

Marianın gözleri dolar:
Keşke unutabilseydim…ama…..ama..unutamıyorum…kahretsin


Lord Unknown:
Ne..(


Maria(ağlamaya başlar):
Hayatım boyunca onu asla unutamıyacağım….ona böyle davranmamın nedeni…..beni her zaman güçlü bilirdi…şimdi ona yenilmediğimi göstermek için…

Tai bir anda Kaitonun bu kızı sevmekle haklı olduğunu gördü.O kadar güzeldi ki daima gözlerine bakma geliyordu…
Tai:
Eğer onu seviyorsan niye ona söylemiyorsun?

Maria:
Ben…onu bir abi olarak seviyorum…..

Tai:
Anlıyorum...

Maria:
Bana söyler misin?

Tai uykudan uyanmış gibi Mariayı baktı:
Neyi

Maria:
Kaito gerçekten iyi mi yoksa kötü…

Tai:
Ee….

Maria:
Bazen o kadar soğuk oluyor kii…onun gerçekten kötü olduğuna inanıyorum.Ama bazen….hiç duyumsamadığım bir sıcaklık oluyor kalbinde….

Tai:
Maria..kusura bakma bunu söyleyemem

Maria:
Aslında belki Kaito geçmişimi biliyordur diye geldim buraya
Tai:
Geçmişi mi öğrenmek istiyorsun anneni ve babanı mı?
Maria(gözleri faltaşı gibi açılır):

Yoksa sen…sen….sen geçmişimi biliyor musun?
Tai:
Evet…biliyorum

Maria:
O zaman bana anlatabilirsin

Tai:
Karşında kim olduğunu unutuyorsun


Maria bir an karşısında düşman olduğunu unutmuştu.Belki sertliğini bir an kenara bırakmıştı şimdi sertliği geri almanın vaktiydi.
Maria:
Evet karşımda bir salak olduğunu unutuyorum

Tai:
NE DİYORSUN SEN

Maria:
Evet tam bir salak

Tai bir el hareketiyle Marianın baş ağrısını geri getirdi ama Marianın yüzündeki alay kaybolmadı.
Maria:
Lord Unknown beni çok küçümsediniz (bronşunu göstererek)elimdeki güç belki sizi etkisiz hale getiremez ama….neyse zaten bir salakla konuşmak ne işe yarar ki?

Tai:
SENİİİ

Ora sıra odsanın kapısından gelen Galacsuva Kaito ve diğerleri Tainin sinirli olduğunu anlamışlardı.
Aslında Maria Lord Unknown u sinirlendirirse buradan kolayca kurtulabilecekti.
Kaito:
Taiii

İşte bu ses hem Marianın planlarını hemde Tainin sinirlerinin daha çok gerilmesine engel olmuştu.
Maria:
Tai mi?

Tai:
Kaito…
Kaito:
Maria bunu sana bilerek yapıyor laflarına kanma

Galacsuva:
Kendini akıllı zannediyorsun değil mi Maria

Maria:
BANA İSMİMLE HİTAP ETME ÇÜNKÜ BU İSİM SENİN TAŞIYAMACAĞIN KADAR İYİ

Sakai:
Nasıl hitap etmemizi istersin macesteleri filan nasıl olur

Herkes gülmeye başlar tabiî ki Tai Kaito ve Maria haricinde..Maria Galacsuvadan nefret ediyordu.O bir canavardı.Bu arada bir tuhaflık onu Kaito ve Tainin üzerine çekmişti.Sanki konuşuyormuşlar gibiydi ama ağızları hareket etmiyordu.Bu arada Galacsuvanın şiddetli kahkası kesilmiş alayla ona bakıyordu.
Galacsuva:
Sen kendini ne zannediyorsun iyilik meleği mi?

Maria:
Bu seni ilgilendirmez


Galacsuva:
Geçmişini bilmediğin taktirde iyi konuşuyorsun

Maria:
Ne

Kaitonun ve Tainin gözleri açılmış direkt olarak Mariaya bakıyorlardı.O sıra Galacsuva Mariaya yaklaşmaya çalışmıştı ancak bir güç onu geri ittirmiş ve onun sarsılmasına yol açmıştı.
Galacsuva:
Koruyucular…..

Sakai:
Kahretsin

Maria böyle bir kalkanın olabileceğini hiç düşünmemişti.Bir bütün kaygıları yetmiyormuş gibi yeni bir kaygı ortaya çıkmıştı.Eğer bu kalkan varsa Galacsuva kalkanı kırmak için arkadaşlarının ışıklarını kıracaktı.Buna engel olmalıydı.Ama nasıl?...

Galacsuva:
Sakai Nakai hemen bulun koruyucuları…Ben odamdayım…Kahretsin bu koruyucular bize zaman kaybettirecekler.

Nakai:
Hemen efendim ama biraz zor olabilir…

BENİ İLGİLENDİRMEZ

Odada sadece Tai Kaito ve Maria kalmıştı.Kaito gözlerini Mariaya dan kaçıyordu.Acaba utanıyor mu yaptıklarından diye düşündü Maria…
Tai en sonunda bu Maria ile Kaitoyu yalnız bırakmak için:
Ben biraz hava alıcam

Maria:
Ne?...

Tai Mariaya bakmıştı.Gerçekten bu kız çok güzeldi her haliyle.
Tai:
Maria farkındaysan bizde insanız

Şimdi yalnız kalmışlardı.Maria aslında Kaitoya bir çok soru soracaktı.Ama nedendse soramıyordu ağzından tek kelime bile çıkmıyordu.Gözleri Kaitoda idi ama artık o kararlı değildi ona bakmaya…
Kızgındı ona hemde çok onu görse parçalıyacak gibi oluyordu ama şimdi kalbindeki sevgi ona bağırıyordu duy sesimi diye.Ne yapacağını bilmiyordu.Aslında şuanda düşünemiyordu.
En sonunda konuşan Kaito oldu:
Bana hala kızgın mısın Maria?

Yeşil gözleri şimdi Marianın mavi gözlerindeydi.Maria sert olmalıydı ama kalbindeki ses….
Maria:
Evet…Kaito evet sana çok kızgınım

Kaito:
Özür dilerim


Yaklaştı yatağa yatağın köşesine oturdu Kaito.Bakışları Marianın gözlerindeydi. Bakışlarındaki hüzün Mariayı ağlatacak derecedeydi.
Kaito devam:
Seni kırdığımı biliyorum ve bunun hiçbir açıklaması yok belki var ama onu sana söyleyemem.

Maria:
Nedir o Kaito?

Kaito:
Ne yazık ki söylemem

Sustu Kaito.Şimdi Marianın ona cevap vermesi gerekiyordu.
Maria:
Kaito…yüzüme bile bakmadın o zaman




Kaito Marianın ağladığını görmüştü.İçindeki Mariaya karşı olan aşk daha çok artmıştı. Demek ki unutmamıştı.Bilmiyordu şimdi Mariaya sarılmak istiyordu ama ya bu yaptığı zaman ne olacaktı.En sonunda cesaretini topladı ve Mariaya sarıldı.
Maria o kadar duygu karmaşasında ağlamaktan kendi alamıyordu.Bir de sert olacaktı.Kaito bir anda ona sarılmıştı.Şaşırmıştı anlayamıyordu Kaitoyu.Hareket edemiyordu.


Kaito:
Özür dilerim Maria…Bunların hepsi seni korumak içindi…


İşte bu söz Marianın kalbine işlemişti.Abisiydi o.Kaitoyu aslında çok seviyordu ve bu söz sevginin ortaya çıkmasına neden olmuştu.Kaito sarılmıştı.Omzunda ağlıyordu.Kendine engel olamıyordu Kaitodan nefret edemiyordu.
Maria:
Ne zaman bitecek bu?

Kaito:
Yakında Maria…Yakında.Şimdi uyuman lazım diyerek zarifçe Mariayı yatağı yatırır.
Bütün bu olanları Tai izliyordu.Gerçekten dostunun bu kıza aşık olduğunu anlamıştı.Aslında bu oyunu şimdi biterebilirdi.Ama kısa süre devam edecekti bu oyun.Galaksinin Işığının taşıyıcısını bulmuşlardı.Şimdi görevleri prensesi bulmaktı…Maria olabilirdi ama ama ya değilse bunu beklemek lazımdı.
Tai:
Kaito…

Kaito arkasını dönmüş ona bakıyordu.Mariaya yatakta uyuyakalmıştı:Tai odaya girer ve elini Kaitonun omzuna koyar.
Tai:
Kaito…bu kıza gerçekten aşıksın

Kaito biraz kızarır

Öyle miyim?

Tai:
Evet….Mariayı buradan çıkarma zamanımız geldi.Ne dersin?

Kaito:
Bu işi ben yaparım Tai sen kal diyerek ayağa kalkar.
Tai:
Hayır bu işi ben yapıcam sen görevini yapıcaksın

Kaito:
Ama….

Tai:
Söz ver bana Kaito acımayacaksın….

Kaito:
Pekala dostum…. Der ve Galacsuvanın yanına gider.
O sırada Tai Mariayı uyandırır.Maria karşısında yeşil gözler beklerken kahverengi gözler görür.Şaşkınlığını gizlemeyerek:
Sen kimsin?

Tai:
Yok canım beni unutmuş olamazsın


Maria Tainin olduğunu görür.Yine şaşırır.
Maria:
Senin burada ne işin var?

Tai:
Kalk gidiyoruz der Marianın elinden tutar.Maria tuzak olduğunu düşünür.
Maria:
Bir dakika yaaaa


Tai:
Off dinle beni şu anda bana güvenmek zorundasın

Maria:
Nereye gidiyoruz

Tai:
Bana güven

Maria aslında şuanda tek düşündüğü buradan çıkmaktı.Büyük ihtimal Tai onu buradan çıkarıcaktı.Ama güvenebilir miydi Taiye.Bilemiyordu ama şimdi güvenecekti.Böylece odadan çıktılar ve uzun koridorda yürümeye başladılar.
Maria:
Tai…Galacsuva benim geçmişimle ilgili bir şey biliyor mu?

Tai:
Evet ne yazık ki

Maria:
Büyük patlama mı?O da nedir?


Tai:
Galaksinin Işığının yarattığı büyük patlamaydı ışık patlamasıydı.

Maria:
Patmalama neden oldu?

Tai:
Galaksinin Işığının sahibi yarattı nedenini bilmiyorum.Büyük ihtimal Galacsuva onun canını baya acıtmıştır.

Maria:
Prenses mi?
Tai şaşırır:
Evet..sen bunu nerden biliyorsun?


Maria:
Peki prensese ne oldu?

Tai:
Hafızasını kaybetti oradaki herkes gibi…

Maria:
Sence ben orada mıydım?

Tai:
Evet…bence prenses sana içindeki gücü aktardı

Maria:
Anlıyorum peki ya Kaito ve sen?

Tai:
Bizde oradaydık ama hafızamızı kaybetmedik yani çoğunu
Bu sırada büyük bir kapının önüne geldiler.Tai birkaç sözcük söyledi ve kapı açıldı.
Tai:
Bu kapı burası ile sizin yerinizdeki tek bağlantıdır.Buradan geçmelisin
Maria:
Ama sen

Tai:
Ben seni koruyacam
Maria:
Neyden?

Tai:
Galacsuvadan
Maria:
Ne….


O sırada karanlıkların içinden iki kişi geliyordu.Biraz daha onlara yaklaştıklarında yüzleri göründü;Galacsuva ve Kaito idi.
Galacsuva:
Buradan kaçabileceğini mi sandın

Tai hemen Marianın önüne geçti:
Maria kapıdan hemen geç!

Maria:
Hayır seni burada bırakamam

Tai:
GİT

Maria:
HAYIR


Tainin önüne geçer ve bronşunu havaya kaldırır.Bunu gören Galacsuva:
Onunla bir şey yapamazsın
Maria:
İddiaya var mısın?

Galacsuva:
Ne…


Maria:
World Galactia Make Up der ve bir anda Sailor World olur.
Galacsuva:
Bana karşı gelemezsin gücün yetmez

Tai:
Yapma Maria

Maria bir kez Kaitoya baktı.Bakışlarında bir soğukluk vardı.Omzunda ağladığı Kaito değildi. Kafası daha çok karışmıştı ama Tai ve kendini korumasını gerekiyordu.
Maria:
Dünyanın Işığı Kalbimi ve Aklımı Aydınlat

Maria gözlerini kapatır ve asasını daha yukarı kaldırır.Işık daha güçlü yayılır.Galacsuva bu saldırıdan kendini koruyamaz.Oradaki herkes ışığın parlaklığından gözlerini kapatmak zorunda kalır.Gözlerini açtıklarında ise kendilerini uzun karanlık koridorda değilde bir ormanlık alan içerisinde buldular.
Tai gözlerini açar:
Maria bunu nasıl yaptın

Maria kendine şaşırır:
Bilmiyorum

Galacsuva:
Kahretsin!bu kız benden daha güçlü

Kaito:
Bunu yapması imkansız

Maria:
GALACSUVA! ŞİMDİ SENİNLE BİR BOY ÖLÇÜLELİM NE DERSİN

Galacsuva:
PEKALA Nasıl istersen der ve kılıcını çıkartır
Savaş başlar Galacsuva ilk atağını yaptı.Maria bunu biraz zorlukla karşıladı.Mariadabir atak gönderir ama Galacsuva bu kolaylıkla karşılar.Daha sonra kılıçlar çarpışmaya başladı.O sırada bir kılıç darbesinden kaçarken yerdeki taş ile düştü.Bunu fırsat bilen Galacsuva bir enerji topu göndererek Mariayı etkisiz hale getirdi.
Galacsuva:
NOLDU MARİA NE OLDU DA YERDESİN ŞİMDİ

Maria:
Kahretsin

Galacsuva elinde bir enerji topu yaratır.
Galacsuva:
Son Bir isteğin var mı?

Maria:
Senin yüzünü bir daha görmemek

Galacsuva:
Aynı duyguları paylaşıyoruz

Tam o sırada Tai Marianın önüne geçer ve Galacsuvanın enerji topunun kurbanı olur.
Maria:
Taiiii

Galacsuva:
NE NEDEN HAYATINI BU KIZ İÇİN BİTİRDİN


Marianın kucağında zorlukla konuşabilen Tai Galacsuvanın sözüne karşılık verdi:
Çünkü onun hayatı benimkinden daha değerli.

Maria bir kez daha Kaitoya bakar ve yüzünde hiçbir değişiklik olmamıştı.Buna sinirlenen Maria:
NE KAİTO BURADA DOSTUN ÖLÜYOR


Kaito:
Benim için önemli değil


Maria:
NE DİYORSUN SEN….SEN GERÇEKTEN KALPSİZMİŞSİN



Kaito:
Ne demek istiyorsan de

Maria:
Tai neden yaptın bunu


Tai zorlukla gözlerini açabildi.İçinde hissettiği sıcaklık neydi öyle.Bu ancak prenses olabilirdi.En sonunda bulmuştu ama ne yazık ölürken.O sırada tuzlu su yüzüne akıyordu.Bu Marianın göz yaşlarıydı.Belkide içinin bu kadar sıcak olmasının nedeni buydu.
Tai:
Maria….merak etme….ben…hala …yaşıyorum….


Maria:
Ne….

Tai:
Prenses….uyan….

Maria:
Tai ne diyorsun?

Tai:
Maria….anlıyorum…şimdi…bir çok ….kalbi…nasıl..fethettiğini…anlıyorum…


Maria:
TAİİİİ….HAYIR….BU OLAMAZ….



Galacsuva:
Demek ki onu için Tai hain gidelim Kaito

Maria:
Kaito….

Galacsuva ve Katio gider.Maria şimdi ağaçlardaki yapraklarını şiddetle hareket eden rüzgarla gökyüzünü örten karanlık ile kucağında cansız bir bedenle duruyordu yalnız başına…..
Bölümün Sonu
Eh Biraz Uzun Aradan Sonra Beğenirsiniz İnş.
Hadi Bakam Yorumlarınızı bekliyorum


Pasión de los cielos...




Sağolun Canlarım
bir açıklamam olacak ;
Marianın kimliğini hikayeyi okuyan herkes merak ediyordu.Sürekli olan bu merakınız için sağolun.
Nese bundan sonraki bölümlerde az da olsa ipucu vermeyi planlıyorum
ama tam olarak kimin ablası sorunu finalde açıklanacak bu da planlarıma göre 15. bölümde olacak
elimden geldiği kadar hızlı yazıp göndericem ama haftaya yani ayın 20 lerinde sınavlarım olduğu için biraz aksatabilirim hikayeyi.
yine çok konuştum galiba
bide canım *Gold_Heart*'chanım, aysavaşçısı ablacım ve prenses-usagi'cim yorumlarınız için çoooooooooooooooook teşekkür ederim



bir açıklamam olacak ;
Marianın kimliğini hikayeyi okuyan herkes merak ediyordu.Sürekli olan bu merakınız için sağolun.



ama tam olarak kimin ablası sorunu finalde açıklanacak bu da planlarıma göre 15. bölümde olacak

elimden geldiği kadar hızlı yazıp göndericem ama haftaya yani ayın 20 lerinde sınavlarım olduğu için biraz aksatabilirim hikayeyi.

yine çok konuştum galiba
bide canım *Gold_Heart*'chanım, aysavaşçısı ablacım ve prenses-usagi'cim yorumlarınız için çoooooooooooooooook teşekkür ederim





Pasión de los cielos...


12. sayfa (Toplam 18 sayfa) [ 264 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |