sailor moon wonder love(6.sezon) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 10, 11, 12 ... 51, 52, 53, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj


yazsana kızım beni nie bekiosun hem burda bırakılarmı yhaaaa offff bilorum o kimn kanı ama olsun yha (yhni tahmin ediorum nese dvm)
abi yhazsen yhaz zten bugn çok yoruldumm
gözümden uyku akıooo bunu okudum glir gelmez
nese yha hdi sıra kmdeyse yazsınn
not: rüyamda fln değil işte hıh o benimmmm bak hatta bizim çıktı
o bizimmm tmm mı ?
nese kızz hd iyhazın şunn devmıonı bu kan kiimn usagiye noldu nat nasıl döncek rüyadan kızlar ne ypak marye nolcakk oooo bak hala çok acıkvar görüomusun
abi yhazsen yhaz zten bugn çok yoruldumm


not: rüyamda fln değil işte hıh o benimmmm bak hatta bizim çıktı



nese kızz hd iyhazın şunn devmıonı bu kan kiimn usagiye noldu nat nasıl döncek rüyadan kızlar ne ypak marye nolcakk oooo bak hala çok acıkvar görüomusun



bir aquamarin eseridir



hayal kurmaya devam
***********************
aqua doğrulmaya çalıştı ama yapamadı...başarmadı...yere yığıldı gene...son bir gayrette olan biteni görmek için doğruldu...ve gördükleri karşısında şok oldu..ruh avcısının içinden bir kılıç geçmişti...biri ona arkadan saldırmıştı...kılıcın çıkan tarafından kanlar damlıyordu..ruh avcısıda ne olduğunu anlayamadı birden arkasını döndü ve o sırada arkasındaki kişi göründü...bu kurtarıcının büyük bir pelerini vardı ve bir soylu görünümündeydi...kılıcını ruh avcısının içinden çekti ve konuşmaya başladı..
--elemental dengenin koruyucularına saldıran kişiler karılarında beni..beyaz şovalye yi bulur...aqua şok olmuş şekidle bakıyordu
--beyaz şovalye? ama nasıl...
--prensesim unutmayın her yeni doğan gün yeni bir can demektir...der ve o sırada ruh avcısı ona saldırır..
--küçüük kılcıınla bana zarar veremezsin
--bu kılıç güçsüz değil...bu kılıç prenses aquamarin ve prenses naturela nın emrindeki büyük bir kılıçtır...
--hiç önemli değil onlar yok olduğuna göre kılıcında gitmesinde bi zarar yok..der ve ruh avcısı ve beyaz şovalye arasında bir kılıç düellosu başlar.beyaz şovalyenin usataca kaçmaları ve saldırılarından onun usta bir samurai olduğu belli oluyordu...kesinlikle mükemmel refleksleri vardı ve çok güçlüydü.ruh avcsının saldırılarından kaçmayı büyük bir ustalıkla başırıyordu..ruh avcısı kızdı
--söylesene kimsin sen
--prensesleri korumaya ömrünü admaış biri..bunu bil yeter...der ve düelloya devam ederler...aquamarin bu kişiyi görür görmez tanımıştır...ama ona seslenmek yerine sadece göz yaşlarını içine akıtmakla yetinmiştir...
**************************
o büyük boyut kapısını mary de görmüştür ve gerçekten çok korkmuştur...evin içinde amaçsızca koşup durmuştur...en sonunda bi kapının önüne çömelip ağlamaya başlamıştı...ancak birden sanki beynine bir ok saplanır ve gözlerini sonuna akdar açar...birden beynine korkunç bir ağrı saplanmıştır...birden kapının arkasından birinin onu çağırdığını duydu..bu kapı onun girmesi yasak olan kapıydı...ama mary bu sefer kuralları çiğneyecekti..kapının kilitli olması gerekiyordu...ama kapı açıktı..mary yavaşça karanlığa doğru uzanan merdivenlerden indi..aşağı indinde korkudan titriyordu ama bişey sanki kontrolünü ele geçirmişti..birden etrafına baktı ve buranın bir çeşit tapınma yeri olduğunu gördü...bir kitapta görmüştü bazı örgütler bunun gibi karanlık odlar yapıyor ve etrafı mumlarla aydınlartıp heryere örgütün amblemini koyuyordu..buda aynı onun gibiydi..birden ilerlemeye başladı.ve karşısında kocaman siyah bir heykel gördü...demir bakire ye benziyordu ama daha farklıydı..bu heyekele dikkatlice baktı.birden heyeklin gözleri açıldı ve içinden kollar çıkmaya başladı..mary hiçbir şekilde hareket edemiyordu ve dili tutulmuştu...en sonunda heykel ona doğrudan baktı ve göz bebekleri yok oldu...geriye sadece siyah renkli iki top kalmıştı....
**************************
natu birden gözlerini açtı..içinde sankigarip birşeyler oluyordu...bu sırada birden başını kadlırdı ve havaya baktı...aquamarin i gördü...havadaydı ve siyah bir şekilde parlıyordu...sipsiyahtı...gece gibi...ölüm gibi...gözleri kapalıydı ve saçları dalgalanıyordu...birden gözlerini açtı...sipsiyahlardı...naturela bile birden tırstı..ama ruh avcısının dikkatini çekmeyi başarmıştı...beyaz şovalye zor durumdaydı...ama aqua sanki kendinde değildi...görülmeyen bir el birden ruh avcısına arka arkaya yumrukları gerçirmeye başlamıştı sanki...ruh avcısı ne olduğunu anlayamıyordu..en sonunda aqua nın görülmez eli ruh avcısının boğazını sıkmaya başladı..ruh avcısı nefes alamıyordu...naturela arkadan bağırdı
--AQUA HAYIR BUUN YAPMAAA!!!!!!aquanın gözleri birden normale döndü ve natu...diyerek yere düşmeye başladı.tam düşecekken onu beyaz şovalye yakaladı ve tuttu...natu kendine geldi ve zincirlerini kırmayı başardı..kötülük zayıflıyordu...
--şimdi ne yapacaksın ruh avcısı...dedi naturela ruh avcısı ise
-bir dahaki sefer bücürler...değerli ay prenseside siizn olsun...der ve gider.karanlık boyut kapanmaya başlar ama natu usagiyi kucağına alır ve beyaz şovalyeyle çıkışa doğru koşmaya başlarlar...kapı tam kapanacakken kapıdan geçmeyi başarırlar ve kendilerini diğer sailroların yanında bulurlar...onlar hala kapıdan geçmeyi denemekteydiler.yardım için uranüsü,plütonu,neptünü ve satürnüde çağırmışlardı..mamoruda oradaydı...usagiyi ve diğerlerini görünce hepsi onların başına toplandı.mamoru suagiyi kucağına aldı..sailor naturela yorgunluktan yere çöktü...beyaz şovalye ise aquamarin i uyandırmaya çalışıyordu...hiç kimse eski haline dönmeden herkes sakin bir yere gitti ve usagiyle aquamarin in uyanmasını beklediler...
****************
boşlukta sürüklenen iki farklı ruh...biri kendini bulma çabasında..biri başkasından ayrılma çabasında...uzaktalar...biirbirlerinden...ama..bir şekilde...biliyorlar...evet..yaklaşıyorlar biribrlerine...elleri kenetleniyor...ve...evet....
****************
bakın gözlerini açıyorlar...
--ahh başım neredeyim ben...
--USAGİİİ!!!!!herkes birden usaginin boynuna atladı.aquamarin ise yavaşça kalktı ve etrafına buğuu bir şekilde bakmaya başladı...daha sonra gökyüzüne baktı...gözlerini kapattıı ve şöyle dedi
--karanlığın varisi...yardımların için teşekkür ederim...sen olmasaydın bunu başaramazdık...naturela ve beyaz şovalye bunun ne olduğunu anlamay çalışıyorlardı..ama aquamarin zaten hep böyle gizemli konuşurdu..daha sonra dinç bir şekilde ayağa kalktı...ve şöyle dedi
--arakdaşınız ve prensesiniz şu anda iyi ancak ona iyi bakın..gücünün toparlamalı ve savaşta en önlerdeki yerini korumalı...büyük savaş asıl şimdi başlıyor ve bütün gücünüze ihtiyacınız var...karanlık olan uyandı...bundan sonraki hedefi sizler olacaksınız...ve bundan sonra sizi korumak için etrafta olmayabiliriz...der uranüs öne atılarak
--durun bir dakika siz nasıl... der ancak sözünü bitiremeden beyaz şovalye,sailor naturela ve sailor aquamarine gözden kaybolurlra...
***********************
dolunayın önünde...aquamarin ve beyaz şovlaye yan yana duruyor...naturela ise asrkalarında...aquamarin elini beyaz şovalyenin yanağına doğru uzatıyor...ve tatlı bir sesle...
--sen...nasıl...beyaz şovalye ise onun söyleyeceklerini parmağıyla kapatıyor...aquamarin ise beyaz şovlayenin parmağını yavaşça dudaklarından çekiyor ve...
--sen...nasıl...SEN NASIL BURAYA GELEBİLDİNNN!!!!!!!
diye bağırıyor...kızgın bir şekilde...beyaz şovalye ise korkarak
--ama prensesim..yardıma ihtiyacınız vardı
--YARDIMA FALAN İHTİYACIMIZ YOKTU..O SIRADA SEN KENDİNE ZARAR VEREBİLİRDİN..BUNLARI HİÇ DÜŞÜNMÜYORMSUUN!!!!!! diye bağırdı..beyaz şovalye kıpkrımızı olmuştu...naturela ise arkadan kıkır kıkır gülüyordu...
--seni görmek güzel iteru..der ve gülümser...iteru,aqumarin ve naturela nın çocukluk arkadaşları aynı şekilde korumalarıydı...saraya 8 yaşındayken alınmıştı..kesinlikle mükemmel bir samurai idi...8 yaşında olmasına rağmen sarayın en güçlü muhafızını yere devirmişti..bu zamandan beri kızların yanında hiç ayrılmamıştı...ama zaman geçtikçe aqumaarine gittikçe aşık olmaya başlamıştı..aquamarin ise bunu asla anlayamamıştı..iteru ne zaman aqua ona bişey söylese kızarıyordu ve kendinden çok utanıyordu...bazen durup kendine şöyle diyordu...
--hayır..bu akşam onu düşünmeyeceksin..onun rüyalarına girmesine izin vermeyeceksin...onun saçlarını düşünmeyeceksin diyordu...ama nafile..bu düşüncelerle uyuya kalıyor ve her seferined rüyasında onu görüyordu...aquamarin için ise iteru her zaman bir dost gibi olmuştu...ondan hoşlanıyor olsa bile bunu farkedemeyecek kadar kötümserdi zaten..
--seni görmekte güzel natu-chan der ve gülümser iteru...aqua ise
--burada ne işin var?ne zaman geldin?nerden kapı buldun?gibi soruları dizmeye başlamıştı çocugun önüne...iteru ise şöyle cevap verdi
--prenses natu nun bana verdiği kolyeyle boyutlar arası yolculuk yaptım...o kadar zor değildi...sizin yanınızda olup sizi korumalıydım...biliyorsunuz sizin korumanızım ben...
--önemli olan bu değil iteru...önemli olan...kimsenin zarar görmemsi...neyse...önemli değil...istediği yap..sana karışmayacağım...ama emin olki sana bişey olursa tüm gücümüü kullanarak seni geri getirirm...biliyorsunki bunu yaparım ve sonucundada ben yok olurum...ve bu umrumda bile olmaz...bu endnele...hareketlerinde dikkatli davran...ve bir daha kılıçla opynamak yok..anlaştıkmı...der aqumarin...iteru ise
--emin olki öyle bişey olursa senden sonra birde ben kendimi öldürürüm...der...aquamarin ona anlamadım manasında bakar...iteru ise kızararak önüne döner ve kafasını çevirir...daha sonra natu onun yanına gider ve onunla konuşmaya aşlar..aqumarin önde,natu ve iteru arkada eve giderler...
*****************
--tmm sailro marine ve sailor ella yı zaten tanıyordukda bu beyaz şovalyede nerden çıktı şimdi...
--senin bi tanıdığın olabilirmi mamoru?
--ne açıdan minako?
--yok yani ikinizde şovalyesiniz ya o mandan....der eve minako yaptığı esprinin çok komik olduğunu düşünerek güler...diğerlerinin akfasında damlacıklar çıkar...amy ise usagiye döner
--usagi şimdi ansılsın..kendini daha iyi hissediyormusun...
--evet teeşkkürler amy şimdi daha iyiyim...
--peki orada ne olduğunu hatırlıyormusun?diye sordu rei.usagi ise hayır anlamında başını salladı ve güldü ama birden yüzüne ciddi bir ifade takındı ve
--eğer anlattıkların doğruysa..orada ne olduğu değil...bundan sonra ne olacağı önemli..herşeye karşı hazırlıklı olmalıyız..benimlemisiniz...
--EVETTTTTTTT!!!!!!

***********************
aqua doğrulmaya çalıştı ama yapamadı...başarmadı...yere yığıldı gene...son bir gayrette olan biteni görmek için doğruldu...ve gördükleri karşısında şok oldu..ruh avcısının içinden bir kılıç geçmişti...biri ona arkadan saldırmıştı...kılıcın çıkan tarafından kanlar damlıyordu..ruh avcısıda ne olduğunu anlayamadı birden arkasını döndü ve o sırada arkasındaki kişi göründü...bu kurtarıcının büyük bir pelerini vardı ve bir soylu görünümündeydi...kılıcını ruh avcısının içinden çekti ve konuşmaya başladı..
--elemental dengenin koruyucularına saldıran kişiler karılarında beni..beyaz şovalye yi bulur...aqua şok olmuş şekidle bakıyordu
--beyaz şovalye? ama nasıl...
--prensesim unutmayın her yeni doğan gün yeni bir can demektir...der ve o sırada ruh avcısı ona saldırır..
--küçüük kılcıınla bana zarar veremezsin
--bu kılıç güçsüz değil...bu kılıç prenses aquamarin ve prenses naturela nın emrindeki büyük bir kılıçtır...
--hiç önemli değil onlar yok olduğuna göre kılıcında gitmesinde bi zarar yok..der ve ruh avcısı ve beyaz şovalye arasında bir kılıç düellosu başlar.beyaz şovalyenin usataca kaçmaları ve saldırılarından onun usta bir samurai olduğu belli oluyordu...kesinlikle mükemmel refleksleri vardı ve çok güçlüydü.ruh avcsının saldırılarından kaçmayı büyük bir ustalıkla başırıyordu..ruh avcısı kızdı
--söylesene kimsin sen
--prensesleri korumaya ömrünü admaış biri..bunu bil yeter...der ve düelloya devam ederler...aquamarin bu kişiyi görür görmez tanımıştır...ama ona seslenmek yerine sadece göz yaşlarını içine akıtmakla yetinmiştir...
**************************
o büyük boyut kapısını mary de görmüştür ve gerçekten çok korkmuştur...evin içinde amaçsızca koşup durmuştur...en sonunda bi kapının önüne çömelip ağlamaya başlamıştı...ancak birden sanki beynine bir ok saplanır ve gözlerini sonuna akdar açar...birden beynine korkunç bir ağrı saplanmıştır...birden kapının arkasından birinin onu çağırdığını duydu..bu kapı onun girmesi yasak olan kapıydı...ama mary bu sefer kuralları çiğneyecekti..kapının kilitli olması gerekiyordu...ama kapı açıktı..mary yavaşça karanlığa doğru uzanan merdivenlerden indi..aşağı indinde korkudan titriyordu ama bişey sanki kontrolünü ele geçirmişti..birden etrafına baktı ve buranın bir çeşit tapınma yeri olduğunu gördü...bir kitapta görmüştü bazı örgütler bunun gibi karanlık odlar yapıyor ve etrafı mumlarla aydınlartıp heryere örgütün amblemini koyuyordu..buda aynı onun gibiydi..birden ilerlemeye başladı.ve karşısında kocaman siyah bir heykel gördü...demir bakire ye benziyordu ama daha farklıydı..bu heyekele dikkatlice baktı.birden heyeklin gözleri açıldı ve içinden kollar çıkmaya başladı..mary hiçbir şekilde hareket edemiyordu ve dili tutulmuştu...en sonunda heykel ona doğrudan baktı ve göz bebekleri yok oldu...geriye sadece siyah renkli iki top kalmıştı....
**************************
natu birden gözlerini açtı..içinde sankigarip birşeyler oluyordu...bu sırada birden başını kadlırdı ve havaya baktı...aquamarin i gördü...havadaydı ve siyah bir şekilde parlıyordu...sipsiyahtı...gece gibi...ölüm gibi...gözleri kapalıydı ve saçları dalgalanıyordu...birden gözlerini açtı...sipsiyahlardı...naturela bile birden tırstı..ama ruh avcısının dikkatini çekmeyi başarmıştı...beyaz şovalye zor durumdaydı...ama aqua sanki kendinde değildi...görülmeyen bir el birden ruh avcısına arka arkaya yumrukları gerçirmeye başlamıştı sanki...ruh avcısı ne olduğunu anlayamıyordu..en sonunda aqua nın görülmez eli ruh avcısının boğazını sıkmaya başladı..ruh avcısı nefes alamıyordu...naturela arkadan bağırdı
--AQUA HAYIR BUUN YAPMAAA!!!!!!aquanın gözleri birden normale döndü ve natu...diyerek yere düşmeye başladı.tam düşecekken onu beyaz şovalye yakaladı ve tuttu...natu kendine geldi ve zincirlerini kırmayı başardı..kötülük zayıflıyordu...
--şimdi ne yapacaksın ruh avcısı...dedi naturela ruh avcısı ise
-bir dahaki sefer bücürler...değerli ay prenseside siizn olsun...der ve gider.karanlık boyut kapanmaya başlar ama natu usagiyi kucağına alır ve beyaz şovalyeyle çıkışa doğru koşmaya başlarlar...kapı tam kapanacakken kapıdan geçmeyi başarırlar ve kendilerini diğer sailroların yanında bulurlar...onlar hala kapıdan geçmeyi denemekteydiler.yardım için uranüsü,plütonu,neptünü ve satürnüde çağırmışlardı..mamoruda oradaydı...usagiyi ve diğerlerini görünce hepsi onların başına toplandı.mamoru suagiyi kucağına aldı..sailor naturela yorgunluktan yere çöktü...beyaz şovalye ise aquamarin i uyandırmaya çalışıyordu...hiç kimse eski haline dönmeden herkes sakin bir yere gitti ve usagiyle aquamarin in uyanmasını beklediler...
****************
boşlukta sürüklenen iki farklı ruh...biri kendini bulma çabasında..biri başkasından ayrılma çabasında...uzaktalar...biirbirlerinden...ama..bir şekilde...biliyorlar...evet..yaklaşıyorlar biribrlerine...elleri kenetleniyor...ve...evet....
****************
bakın gözlerini açıyorlar...
--ahh başım neredeyim ben...
--USAGİİİ!!!!!herkes birden usaginin boynuna atladı.aquamarin ise yavaşça kalktı ve etrafına buğuu bir şekilde bakmaya başladı...daha sonra gökyüzüne baktı...gözlerini kapattıı ve şöyle dedi
--karanlığın varisi...yardımların için teşekkür ederim...sen olmasaydın bunu başaramazdık...naturela ve beyaz şovalye bunun ne olduğunu anlamay çalışıyorlardı..ama aquamarin zaten hep böyle gizemli konuşurdu..daha sonra dinç bir şekilde ayağa kalktı...ve şöyle dedi
--arakdaşınız ve prensesiniz şu anda iyi ancak ona iyi bakın..gücünün toparlamalı ve savaşta en önlerdeki yerini korumalı...büyük savaş asıl şimdi başlıyor ve bütün gücünüze ihtiyacınız var...karanlık olan uyandı...bundan sonraki hedefi sizler olacaksınız...ve bundan sonra sizi korumak için etrafta olmayabiliriz...der uranüs öne atılarak
--durun bir dakika siz nasıl... der ancak sözünü bitiremeden beyaz şovalye,sailor naturela ve sailor aquamarine gözden kaybolurlra...
***********************
dolunayın önünde...aquamarin ve beyaz şovlaye yan yana duruyor...naturela ise asrkalarında...aquamarin elini beyaz şovalyenin yanağına doğru uzatıyor...ve tatlı bir sesle...
--sen...nasıl...beyaz şovalye ise onun söyleyeceklerini parmağıyla kapatıyor...aquamarin ise beyaz şovlayenin parmağını yavaşça dudaklarından çekiyor ve...
--sen...nasıl...SEN NASIL BURAYA GELEBİLDİNNN!!!!!!!
diye bağırıyor...kızgın bir şekilde...beyaz şovalye ise korkarak
--ama prensesim..yardıma ihtiyacınız vardı
--YARDIMA FALAN İHTİYACIMIZ YOKTU..O SIRADA SEN KENDİNE ZARAR VEREBİLİRDİN..BUNLARI HİÇ DÜŞÜNMÜYORMSUUN!!!!!! diye bağırdı..beyaz şovalye kıpkrımızı olmuştu...naturela ise arkadan kıkır kıkır gülüyordu...
--seni görmek güzel iteru..der ve gülümser...iteru,aqumarin ve naturela nın çocukluk arkadaşları aynı şekilde korumalarıydı...saraya 8 yaşındayken alınmıştı..kesinlikle mükemmel bir samurai idi...8 yaşında olmasına rağmen sarayın en güçlü muhafızını yere devirmişti..bu zamandan beri kızların yanında hiç ayrılmamıştı...ama zaman geçtikçe aqumaarine gittikçe aşık olmaya başlamıştı..aquamarin ise bunu asla anlayamamıştı..iteru ne zaman aqua ona bişey söylese kızarıyordu ve kendinden çok utanıyordu...bazen durup kendine şöyle diyordu...
--hayır..bu akşam onu düşünmeyeceksin..onun rüyalarına girmesine izin vermeyeceksin...onun saçlarını düşünmeyeceksin diyordu...ama nafile..bu düşüncelerle uyuya kalıyor ve her seferined rüyasında onu görüyordu...aquamarin için ise iteru her zaman bir dost gibi olmuştu...ondan hoşlanıyor olsa bile bunu farkedemeyecek kadar kötümserdi zaten..
--seni görmekte güzel natu-chan der ve gülümser iteru...aqua ise
--burada ne işin var?ne zaman geldin?nerden kapı buldun?gibi soruları dizmeye başlamıştı çocugun önüne...iteru ise şöyle cevap verdi
--prenses natu nun bana verdiği kolyeyle boyutlar arası yolculuk yaptım...o kadar zor değildi...sizin yanınızda olup sizi korumalıydım...biliyorsunuz sizin korumanızım ben...
--önemli olan bu değil iteru...önemli olan...kimsenin zarar görmemsi...neyse...önemli değil...istediği yap..sana karışmayacağım...ama emin olki sana bişey olursa tüm gücümüü kullanarak seni geri getirirm...biliyorsunki bunu yaparım ve sonucundada ben yok olurum...ve bu umrumda bile olmaz...bu endnele...hareketlerinde dikkatli davran...ve bir daha kılıçla opynamak yok..anlaştıkmı...der aqumarin...iteru ise
--emin olki öyle bişey olursa senden sonra birde ben kendimi öldürürüm...der...aquamarin ona anlamadım manasında bakar...iteru ise kızararak önüne döner ve kafasını çevirir...daha sonra natu onun yanına gider ve onunla konuşmaya aşlar..aqumarin önde,natu ve iteru arkada eve giderler...
*****************
--tmm sailro marine ve sailor ella yı zaten tanıyordukda bu beyaz şovalyede nerden çıktı şimdi...
--senin bi tanıdığın olabilirmi mamoru?
--ne açıdan minako?
--yok yani ikinizde şovalyesiniz ya o mandan....der eve minako yaptığı esprinin çok komik olduğunu düşünerek güler...diğerlerinin akfasında damlacıklar çıkar...amy ise usagiye döner
--usagi şimdi ansılsın..kendini daha iyi hissediyormusun...
--evet teeşkkürler amy şimdi daha iyiyim...
--peki orada ne olduğunu hatırlıyormusun?diye sordu rei.usagi ise hayır anlamında başını salladı ve güldü ama birden yüzüne ciddi bir ifade takındı ve
--eğer anlattıkların doğruysa..orada ne olduğu değil...bundan sonra ne olacağı önemli..herşeye karşı hazırlıklı olmalıyız..benimlemisiniz...
--EVETTTTTTTT!!!!!!






anaaaaa buda çok tatlı yhaa ama ba kne dicem venüs minako bu şeker çocuk seinin olsunn
ben hala matametikçiyi istiorum oldumu canımm hahah benm içn daha tatlısını bulmalısınn matematikçi çhok şeker 
bu arada hikeya güzelll aquadan uzaklasıorum
ne olurdu çocua yüz verseydi hıh yahni
bu arada bidaki bölümde marya neler olcak onları yaz (kızda delimidir nedr yasak deniosa kapısı acık olsa bile yasak yerle girmemli işte böle heykelin içne girersin
)
eeee hadi ben hayalime dvm edim sende yeni bölümü yhaz



bu arada hikeya güzelll aquadan uzaklasıorum


bu arada bidaki bölümde marya neler olcak onları yaz (kızda delimidir nedr yasak deniosa kapısı acık olsa bile yasak yerle girmemli işte böle heykelin içne girersin

eeee hadi ben hayalime dvm edim sende yeni bölümü yhaz



bir aquamarin eseridir



usagi ve luna sabah erken kalkmışlardı ve biraz yürümeye karar vermişlerdi...usagi birşyler hatırlamaya çalışıyordu ama aklında birkaç sahneden başka birşey yoktu...usagi dümdüz ilerlerken hiç önüne bakmıyordu...luna bağırdı
--usagi dikkat et di... devmaını getiremedi çünkü usagi kafasını direğe çarpmıştı..ağlayarak yere çöktü ve yeri göğü birbirine kattı usagi...
--abartma usagi sadece azıcık akfanı çarptın o kadar...
--ama çok acıdııı....usagi sızlanamaya devame derken birden yanında bir beyfendi belirdi ve elini usagiye uzattı..usagi ayağa kalktı ve çok şşaırdı..
--aaa..hocam siz...burada ne yapıyorsunuz...
--öğretmenlerinde bir hayatı vardır usagi ve lütfen..okul dışında bana miza demen yeterli...aramızda o kadar fazla yaş farkı yok...
--taa..ta..tamam bay mizaku...yani mizu..yani miza...der miza ise sadece gülümser ve lunaya bakar...
--ne akdar güzel bir kedi bu böyle...der ve onu kucağına alıp sevmeeye başlar...
--sen çok şeker bi kedisin adının ne senin bakalım
--miyavvvv....luna bu ilgiden gayet memnundur ve yanakları kızarmaya başlamıştır...usagi bunu anlar ve
--adı luna...o benim kedim...
--ne kadar güzel..sahibide kedi kadar güzel...der ve gülümser...usagi utancından kıpkırmızı olur...o sırada miza saate bakar
--aman allahım saate bakın kaç olmuş benim acilen okula gitmem lazım..usagi şaşırır..
--ama miza bugun pazar...
--evet ama okulda kocaman bir balo düzenleniyor...dekorasyon falan hepsişni ben halledeceğim..bunun için birkaç arkadaşımdan yardım istedim onlarda gelecekler...balo sizlere yarın duyurulacak..çok eğleneceğiz...üstelik herkesin bir kavalyesi olacak...neyse sonra görüşürüz.... der ve koşmaya başlar. usagi kıpkırmızı olmuş bir şekilde bay mizaku nun onunla dans edeceğini düşnüür..ama sonra mamoru aklına gelir ve daha çok kızarır...böyle düşünmekten utanmıştır..ama..bu kzıların elidne değidlirki...aslında büütn takım...bay mizaku dan hoşlanmaaya başlamışlardır...
*******************
--aqua ne demek biz böyle yeterli değiliz...
--şu demek oluyorki önümüzde büyük bir savaş var ve güneş sistemindeki bütün sailorların gücüne ihtiyacımız var anladınmı beni...aqua ve natu konuşuyorlardı...aqua her zamanki gibi sailroalrın zayıf olduklarını söylüyorlardı..kendileri yanında savaşmaya layık değillerdi..ama natu onlara bir sanş daha vermek gerektiğini söylüyordu
--BİR ŞANS DAHAMI???AFEDERSİN AMA ONLARIN YÜZÜNDEN AZ DAHA BİZ ÖLÜYORDUK...PRENSESLERİNİ BİZ KURTARDIK..BUNLAR NE BİÇİM SAVAŞÇI!!!!!!
--aqua sakin ol..üstelik unutma onlar galaxia yı yendiler ve usagiyi korumak için hiç tereddüt etmediler...
--onlar sailorken mükemmel olabilirler..ama normal yaşamlarında sıradanlar...halbuki her ikisindede savaşçı olmayı elden bırakmamalılar...içlerinde en iyisi makato...kendini korumayı biliyor en azından
--aqua ağır konuşuyorsun...aqua aslında bunların hiçbirini söylemek istememişti...tek amacı geleceğe gidip neo serenty ile konuşmaktı ama bunun için natu yu ikna etmeliydi...
--ağır mı konuşuyorum..natu gün geçtikçe bu dünya ölüyor...serenty ile konuşmalıyız
--hayır beklemeliyiz
--nerye kadar natu?herkes yok olduktan sonramı...hayır bunu ehmen şimdi yapacağız....
--ama..o daha buna hazır değilki...
--unutuyorsun zaman sadece sailor plüton un oyuncağı değil...der ve kolyesini ahvaya atarak asaya dönüştürür.daha sonra natu ya elini uzatır ve..
--benimlemisin...diye sorar...natu biraz düşünür ama daha sonra aqua ya elnii verir..aqua gülümser...ve bir boyut kapısı açar...geleceğe doğru olan yolculukları başlar....
****************************
usagilerin okulunda büyük bir sevinç hakimdir...bu nedensiz balo çok iyi elmiştir herkese...herkes istediği kişileri çağırabilmektedir.ama bir şartla.herkesin mutlaka bir kavalyesi oalcaktı...setsuna bu kişilerin arasında değildi...hotaru nun ısrarlarına dayanamayarak oda gelmeyi kabul etmişti..ama kendine eş seçmeyeceğinden ötürü partide görevli olmaya karar vermişti...
--yaten bu balo için bir planın varmı
--hımm hayır henüz yok...
--götürmek istediğin biri varmı
--aslında ben şu kafedeki aquamarin i veya naturela yı düşünüyordum..daha iyi bir fikrin varmı minako...
--*ufff gıcıkkk*hayır yok...ama ben onların eşlerini çoktan seçtiğini duydum...istersen sana ben eşlik edebilriim...
--hımm demek eşleri var...der ve yaten onları kıskandırmayı düşnürü...
--tamma minako benimle baloya gelirmisin..
--ay tabiki!!!!!!! der ve yatenin boynuna atlamaya kalkışır ama yeten onu engeller...bu çeşit muhabbetler aynı şekilde taiki nin ve seiya nında başına gelmişti...amy taiki ile birlikte gitmeye karar vermişti...ama sürekli atışıoyorlardı...hangimiz daha zeki diye yarşmadan duramıyorlardı...genelde kazanan amy oluyordu ama bişey değişmiyordu...rei ise seiya ya sormuştu..ama bu onu sevdiğinden değil baloda yanlız kalmamak içindi..seiya da aynı düşnüceler içnde bunu kabul etti...aslında yıldız ışıklarının tümü yatenle aynı fikrideydi ama bunu dışarı vuramıyorlardı...makato ise utana sıkıla tony ye sormuştu benimle gelirmisin diye...tony de kabul etmişti...michiru haruka ile,usagi de zaten mamoru ile gitmeye kara vermişti...hotaru ise kendi sınfıınfan bi çocukla gidecekti...haruka onu sorguya çekiyordu
--nasıl biri..dersleri nasıl...ailesi iyimi...çocugun psikolojik sorunları varmı...daha önce soyguna falan karışmışmı....haruka bunları gayet ciddiyetle soruyrodu..michiru ise arkadan neredeyse kahkaha atacak hale gelmişti...haruka hotaru yu çok kıskanıyordu..ende olsa hotaru onlar için bir evlat gibiydi...bütün herkes hazırlıklara başlamışlardı..balo gününü heyecanla bekliyorlardı ve herkes kıyafetlerini hazırlıyordu...minako her zamanki gibi süslü olacaktı..amy ise sadeliğiyle göz dolduracaktı...hazırlıklar böyle devam ederken...aqua ve naturela hala ortada yoktu..kızlar onları davet etmek için evlerine gittiklerinde,onların kısa bir geziye çıktıklarını öğrenmişlerdi...ama onlarsızda baloya gitmek istemiyrolardı..acaba şimdi enredelerdi...
--usagi dikkat et di... devmaını getiremedi çünkü usagi kafasını direğe çarpmıştı..ağlayarak yere çöktü ve yeri göğü birbirine kattı usagi...
--abartma usagi sadece azıcık akfanı çarptın o kadar...
--ama çok acıdııı....usagi sızlanamaya devame derken birden yanında bir beyfendi belirdi ve elini usagiye uzattı..usagi ayağa kalktı ve çok şşaırdı..
--aaa..hocam siz...burada ne yapıyorsunuz...
--öğretmenlerinde bir hayatı vardır usagi ve lütfen..okul dışında bana miza demen yeterli...aramızda o kadar fazla yaş farkı yok...
--taa..ta..tamam bay mizaku...yani mizu..yani miza...der miza ise sadece gülümser ve lunaya bakar...
--ne akdar güzel bir kedi bu böyle...der ve onu kucağına alıp sevmeeye başlar...
--sen çok şeker bi kedisin adının ne senin bakalım
--miyavvvv....luna bu ilgiden gayet memnundur ve yanakları kızarmaya başlamıştır...usagi bunu anlar ve
--adı luna...o benim kedim...
--ne kadar güzel..sahibide kedi kadar güzel...der ve gülümser...usagi utancından kıpkırmızı olur...o sırada miza saate bakar
--aman allahım saate bakın kaç olmuş benim acilen okula gitmem lazım..usagi şaşırır..
--ama miza bugun pazar...
--evet ama okulda kocaman bir balo düzenleniyor...dekorasyon falan hepsişni ben halledeceğim..bunun için birkaç arkadaşımdan yardım istedim onlarda gelecekler...balo sizlere yarın duyurulacak..çok eğleneceğiz...üstelik herkesin bir kavalyesi olacak...neyse sonra görüşürüz.... der ve koşmaya başlar. usagi kıpkırmızı olmuş bir şekilde bay mizaku nun onunla dans edeceğini düşnüür..ama sonra mamoru aklına gelir ve daha çok kızarır...böyle düşünmekten utanmıştır..ama..bu kzıların elidne değidlirki...aslında büütn takım...bay mizaku dan hoşlanmaaya başlamışlardır...
*******************
--aqua ne demek biz böyle yeterli değiliz...
--şu demek oluyorki önümüzde büyük bir savaş var ve güneş sistemindeki bütün sailorların gücüne ihtiyacımız var anladınmı beni...aqua ve natu konuşuyorlardı...aqua her zamanki gibi sailroalrın zayıf olduklarını söylüyorlardı..kendileri yanında savaşmaya layık değillerdi..ama natu onlara bir sanş daha vermek gerektiğini söylüyordu
--BİR ŞANS DAHAMI???AFEDERSİN AMA ONLARIN YÜZÜNDEN AZ DAHA BİZ ÖLÜYORDUK...PRENSESLERİNİ BİZ KURTARDIK..BUNLAR NE BİÇİM SAVAŞÇI!!!!!!
--aqua sakin ol..üstelik unutma onlar galaxia yı yendiler ve usagiyi korumak için hiç tereddüt etmediler...
--onlar sailorken mükemmel olabilirler..ama normal yaşamlarında sıradanlar...halbuki her ikisindede savaşçı olmayı elden bırakmamalılar...içlerinde en iyisi makato...kendini korumayı biliyor en azından
--aqua ağır konuşuyorsun...aqua aslında bunların hiçbirini söylemek istememişti...tek amacı geleceğe gidip neo serenty ile konuşmaktı ama bunun için natu yu ikna etmeliydi...
--ağır mı konuşuyorum..natu gün geçtikçe bu dünya ölüyor...serenty ile konuşmalıyız
--hayır beklemeliyiz
--nerye kadar natu?herkes yok olduktan sonramı...hayır bunu ehmen şimdi yapacağız....
--ama..o daha buna hazır değilki...
--unutuyorsun zaman sadece sailor plüton un oyuncağı değil...der ve kolyesini ahvaya atarak asaya dönüştürür.daha sonra natu ya elini uzatır ve..
--benimlemisin...diye sorar...natu biraz düşünür ama daha sonra aqua ya elnii verir..aqua gülümser...ve bir boyut kapısı açar...geleceğe doğru olan yolculukları başlar....
****************************
usagilerin okulunda büyük bir sevinç hakimdir...bu nedensiz balo çok iyi elmiştir herkese...herkes istediği kişileri çağırabilmektedir.ama bir şartla.herkesin mutlaka bir kavalyesi oalcaktı...setsuna bu kişilerin arasında değildi...hotaru nun ısrarlarına dayanamayarak oda gelmeyi kabul etmişti..ama kendine eş seçmeyeceğinden ötürü partide görevli olmaya karar vermişti...
--yaten bu balo için bir planın varmı
--hımm hayır henüz yok...
--götürmek istediğin biri varmı
--aslında ben şu kafedeki aquamarin i veya naturela yı düşünüyordum..daha iyi bir fikrin varmı minako...
--*ufff gıcıkkk*hayır yok...ama ben onların eşlerini çoktan seçtiğini duydum...istersen sana ben eşlik edebilriim...
--hımm demek eşleri var...der ve yaten onları kıskandırmayı düşnürü...
--tamma minako benimle baloya gelirmisin..
--ay tabiki!!!!!!! der ve yatenin boynuna atlamaya kalkışır ama yeten onu engeller...bu çeşit muhabbetler aynı şekilde taiki nin ve seiya nında başına gelmişti...amy taiki ile birlikte gitmeye karar vermişti...ama sürekli atışıoyorlardı...hangimiz daha zeki diye yarşmadan duramıyorlardı...genelde kazanan amy oluyordu ama bişey değişmiyordu...rei ise seiya ya sormuştu..ama bu onu sevdiğinden değil baloda yanlız kalmamak içindi..seiya da aynı düşnüceler içnde bunu kabul etti...aslında yıldız ışıklarının tümü yatenle aynı fikrideydi ama bunu dışarı vuramıyorlardı...makato ise utana sıkıla tony ye sormuştu benimle gelirmisin diye...tony de kabul etmişti...michiru haruka ile,usagi de zaten mamoru ile gitmeye kara vermişti...hotaru ise kendi sınfıınfan bi çocukla gidecekti...haruka onu sorguya çekiyordu
--nasıl biri..dersleri nasıl...ailesi iyimi...çocugun psikolojik sorunları varmı...daha önce soyguna falan karışmışmı....haruka bunları gayet ciddiyetle soruyrodu..michiru ise arkadan neredeyse kahkaha atacak hale gelmişti...haruka hotaru yu çok kıskanıyordu..ende olsa hotaru onlar için bir evlat gibiydi...bütün herkes hazırlıklara başlamışlardı..balo gününü heyecanla bekliyorlardı ve herkes kıyafetlerini hazırlıyordu...minako her zamanki gibi süslü olacaktı..amy ise sadeliğiyle göz dolduracaktı...hazırlıklar böyle devam ederken...aqua ve naturela hala ortada yoktu..kızlar onları davet etmek için evlerine gittiklerinde,onların kısa bir geziye çıktıklarını öğrenmişlerdi...ama onlarsızda baloya gitmek istemiyrolardı..acaba şimdi enredelerdi...


hımm hımm hımm miza yha mizazm yha
ay canım benm
su balo işi varya ii oldu haa kızlar ne zmndır böle bşiy yapmıolardı
bak görüomusn ne ii hoca bu işte yha benm hocam
aqua ya harbi harbi soğumaya basladım yhaa sözlerine dikkat etsin
bizim kızları küçümsemesin
nese natu yha çok tatlı bşi o
eee sen hala maryi yazmamışsın 


su balo işi varya ii oldu haa kızlar ne zmndır böle bşiy yapmıolardı


aqua ya harbi harbi soğumaya basladım yhaa sözlerine dikkat etsin







bir aquamarin eseridir


neredeler mi ben söliyim size geleceğe gittiler cnm meraklanmayın gelirler birazdan XD
çok güzel olmuş bu bölümde ellerine sağlık yav bu matematikçide bi şe var herhalde oda tanıdık çıkarsa şaşırmam mamorunun bi tanıdığı çıkıyomuş bide XD usagi o zmn herhalde utancından kıpkırmızı olur XDtabi benimkisi sadece hayel
ee devamı ne zmn gelebilir meraklanıyozda
çok güzel olmuş bu bölümde ellerine sağlık yav bu matematikçide bi şe var herhalde oda tanıdık çıkarsa şaşırmam mamorunun bi tanıdığı çıkıyomuş bide XD usagi o zmn herhalde utancından kıpkırmızı olur XDtabi benimkisi sadece hayel
ee devamı ne zmn gelebilir meraklanıyozda

Falcı, müşterisinin göremediği bir şeyi görebilen kişidir: Onun bir budala olduğunu. [Ambrose Gwinnett Bierce]

miza ya miza
ne iyi insan demğilmi...bencede öyle
herkese balo kıyafeti falan arıyorum
bu arada aqua yı küçümsemeyin ve hemen yargılamayın oda bişey biliyroda yapıyor yoksa natu nun kanacağı yok XD neyse yeni bölümü yazıyom ama venüa_minako yorum yapamdan atmayacağım kehkehkeh(anladınız siz onu
)
edit:minakocuğum iki ayrı yorum isterim bekleyemedim seni kehkehkeh





edit:minakocuğum iki ayrı yorum isterim bekleyemedim seni kehkehkeh


11. sayfa (Toplam 53 sayfa) [ 790 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |