| Sailor Moon:Girls!Ready For The War! |
Yazar
Mesaj
kai suzuke
Lanetli
Lanetli
Konu: Sailor Moon:Girls!Ready For The War!
KIZLAR SAVAŞA HAZIR OLUN! ! !
Yeni bir yıl yeni bir macera. Sanki bir zaman tünelindeymiş gibi çok çabuk geçiveriyor. Sessiz sakin bir yıl geçeceğini sanan kızlar yeni bir macerayla tekrar karşımızda. Tokyo bildiğiniz gibi en büyük şehirlerden birisi. Ama dünyada Tokyo dışında o kadar çok şehir var ki bilinmezliklerin de başlangıçları böyle oluyor. Bu hikâyemiz de Tokyo’da değil diğer büyük bir şehir olan Osaka’da geçiyor.
Kai futbol takımının maçları nedeniyle Osaka’ya gitmek zorundaydı. Tabii kızlar da onu yalnız bırakacak değillerdi. Mevsimin kış olmasına karşın hava ılıktı. Güneş ışığı ısıtıcı bir biçimde yayılıyordu. Osaka Japonya’nın en büyük ikinci kenti ve limanlarıyla ünlü bir kentti. Kızlar Osaka’ya ilk kez geldikleri için çok heyecanlıydılar. Mamoru’nun da Osaka’da olması Usagi için çok iyiydi. Kai ise futbol kariyerini devam ettirmek için takımla sürekli kontak halindeydi. Ve bunun meyvesini de takım kaptanı olarak aldı. Maç günü gelip çattığında ise bir eksik vardı. Harukalar hariç tüm kızlar oradaydı. Peki, neden onlar Osaka’ya gelmemişlerdi? Kai’nin aklı karışmıştı. Acaba başlarına bir şey mi gelmişti?
Kai: Kızlar Harukalar nerede? Neden gelmediler? Başlarına bir şey mi geldi yoksa?
Rei: Bilmem. Ama eminim bir şey yoktur takma sen kafana. Bak senin önünde büyük bir maç var ona odaklanmalısın.
Minako: Rei haklı canım. Sen hiç merak etme bir şey olursa bize haber vereceklerdir.
Maç başladığında Kai’nin aklı hala onlarda idi. Ama Kai’nin takımı geriye düşünce birden kendini toparladı ve maçı çeviren golleri attı.
Minako: Harikaydın aşkım. En son attığın gol harikaydı.
Kai: Sağ ol birtanem. Ha bu arada Harukalardan bir haber var mı?
Makoto: Maalesef hala bir haber alamadık.
Kai: O zaman hemen Tokyo’ya geri dönelim belki ne olduğunu anlarız.
Usagi: Ben gelmiyorum.
Rei: Ama neden?
Usagi: Mamoru burada olduğu sürece ben burada kalacağım.
Rei: Peki sen bilirsin.
Usagi Osaka’da kalmıştı. Kızlar ve Kai ise Tokyo’ya varmışlardı bile. Hemen Haruka’nın evine gittiler. Ama evde kimse yoktu. Daha sonra da Setsuna’nın evine gittiler. Orada da kimse yoktu. Fakat kapının dibindeki buruşturulmuş kâğıt parçası her şeyi açıklıyordu:”Setsuna başımız dertte. Hotaru’yu kaçırdılar. Evde değilsin herhalde telefona cevap vermedin. Dolunay surat ve arkadaşları da Osaka’dalar. Lütfen çabuk ol. Hotaru’nun tekrar kötü güçlere kavuşmaması lazım. Haruka”
Kai: Kızlar hemen onları bulmalıyız yoksa çok geç olabilir.
Minako: Haklısın. Hadi kızlar dönüşelim.
Ami: Merkür’ün parlayan kristali!
Rei: Mars’ın parlayan kristali!
Makoto: Jüpiter’in parlayan kristali!
Minako: Venüs’ün parlayan kristali!
Hepsi: HAREKETE GEÇ!
Kai: Gökkuşağı kristali harekete geç!
Dönüşümlerini tamamlayıp hemen Harukaları aramaya koyuldular. Tüm şehri aradılar ama bir iz bile yoktu. Nereye gitmişlerdi? Cevabı ise Hotaru’nun evinde gizliydi.
Kai: Kızlar aklıma bir fikir geldi. Hotaru’nun evine gidelim. Belki orada bir şeyler buluruz.
Hemen Hotaru’nun evine gittiler. Kai’nin müthiş zekâsı sayesinde yerlerini bulmuşlardı. Hotaru’nun çalışma masasının üstünde bir not vardı. Notta şöyle yazıyordu:”Hotaru beni unutmuş olabilirsin. Ama ben seni hala unutmadım. İyilerin tarafından dönebilirsin. Seni seviyorum. Ha benim kim olduğumu söyleyeyim. Prens Sekuya. Hala şansın varken gel. Ben limanda seni bekliyor olacağım.”
Kai: Kızlar onları bulduk galiba. Hemen limana gitmemiz lazım Ami sen Usagi’ye mesaj bırak. Onun da acil gelmesi lazım. Siz limana gidin ve beni bekleyin ben Seiyaları alacağım.
Minako: Aşkım kendine dikkat et tamam mı? Biz orada seni bekliyor olacağız.
Kai üç ışıkları bulmaya gitmişti. Çok geçmeden onları da alıp limana doğru yol almışlardı. Limanın girişinde kızlarla buluşan Kai içeri girdiklerinde adeta şoka girdiler çünkü olanlar tıpkı notta yazanlar gibiydi. Prens Sekuya ile orada olan Hotaru ve diğerleri Kai’yi görünce çok şaşırmışlardı.
Haruka: Kai, demek geldiniz.
Haruka’nın bakışları Kai’yi endişelendirmişti. Çünkü bakışları sanki başka biri tarafından kontrol ediliyormuş gibiydi. Nedense diğer kızların da durumu Haruka’dan farksızdı.
Minako: Bu da ne böyle? Kai Harukaların bakışları neden böyle?
Kai: Bende bilmiyorum. Ama şimdi öğreniriz. Hotaru nerelerdeydiniz sizin için çok endişelendik.
Hotaru: Aaa Kai neden endişeleniyorsun buradayız işte.
Hotaru’nun alnındaki işaret de kara yıldıza döner gibiydi.
Kai: Sekuya sen ne yaptın kızlara böyle!
Sekuya: Sen de kimsin?
Kai: Ben Kai Suzuke’yim ya sen?
Sekuya: Ben de Nemesis gezegeninin kralı Sekuya.
Kai: Ben de güneşin kralıyım. Eğer arkadaşlarıma zarar verecek olursan seni buna pişman ederim!
Sekuya: Sen kim oluyorsun da beni tehdit ediyorsun!
Kai: Hadi kızlar şuna kim olduğumuzu gösterelim!
Ami: Merkür’ün parlayan kristali!
Rei: Mars’ın parlayan kristali!
Makoto: Jüpiter’in parlayan kristali!
Minako: Venüs’ün parlayan kristali!
Kai: Gökkuşağı kristali
Hepsi: HAREKETE GEÇ!
Sekuya: Demek efsanevi gezegen savaşçıları sizsiniz ha! Askerlerim öldürün onları!
Haruka: Büyük zevkle!
Kai: Olamaz! Haruka bunu nasıl yaparsın o resmen kendi isteği için seni kullanıyor.
Haruka: Ben en azından istediğim güçlere kavuştum o bana yeter.
Kai: Ama bu sana bir şey kazandırmaz ki. Galaxia’da yaptığın gibi bir şey yapacaksan onu bilemem.
Haruka: Uranüs süpernovası!
Minako: KAİİ!
Kai: Aah!
Haruka Kai’yi yaralamıştı. Sıra diğer kızlara geldiğinde aynı şeyi onlara yapamadılar. Kızlar bunu engellemişti.
Usagi: Galiba geciktik.
Rei: Usagi sonunda gelebildin ha!
Seiya: Özür dilerim Rei bu benim hatam.
Minako: Kai aşkım iyi misin?
Kai: Kendimi iyi hissetmiyorum Minako.
Rei: Onu hemen tapınağa götürmemiz lazım.
Minako: Seninle işimiz bitmedi Sekuya. Geri geleceğiz!
Sekuya: Burada bekliyor olacağım.
Kai’yi tapınağa götüren kızlar onu iyileştirmenin bir yolunu arıyorlardı. Derken Harukalar çıkageldi.
Haruka: Ne olduğunu anlamadım.
Makoto: Ne yaptığını söyleyeyim. Kai’nin sana verdiği güçlerle ona saldırdın ve onu yaraladın. Sana zarar gelmemesi için sana karşılık vermedi.
Haruka: Bilmiyordum. Çok üzgünüm.
Rei: Özür dilemene gerek yok. Sen ne yaptığını bilmiyordun. Bunların hepsi Sekuya’nın suçu.
Minako: Kızlar Kai iyice kötüleşti. Galiba onu kaybediyoruz.
Haruka: Olamaz. Hemen bir şeyler yapmamız lazım. Mesela güçlerimizi birleştirelim.
Ami: Haruka haklı. Ne de olsa Kai’de tüm güçlerimiz var. Belki güçlerimizi birleştirirsek Kai’yi geri getirebiliriz.
Güçlerini birleştirip Kai’yi tekrar güçlerine kavuştururlar. Sıra Sekuya’yı bulmaya gelir.
Kai: Kızlar artık son sınırdayım. Bu Sekuya denen aptalı bir an önce bulup öldürmemiz gerek.
Hotaru: Kai lütfen yapma. Sekuya’nın gerçek yüzü bu değil.
Minako: Nasıl yani?
Hotaru: Sekuya yıllar önce çok iyi bir çocuktu. Hatta bana âşıktı. Sonra neler oldu bilmiyorum içine kötü güçler girdi ve bu hale geldi. Şimdi kendi egosunu tatmin etmek istiyor ve bunun için bizleri kullandı.
Kai: Peki nasıl kötü güçlere kavuştu?
Hotaru: Babamın deneyleri esnasında Sekuya babamın laboratuarında kazayla zebani yumurtalarının birini yutmuş. O zamandan beri Sekuya kötü biri.
Kai: O zaman onu hemen bulup eski haline döndürmemiz gerek.
Usagi: Benim güçlerim işe yarar öyle değil mi?
Minako: Tabi ki Usagi işe yarar. Ne de olsa sen bizim liderimizsin.
Kai: O zaman şimdi harekete geçelim.
Kahramanlarımız Sekuya’yı bulmak için ayrılırlar. Tokyo’nun her sokağını ararlar. Fakat Sekuya çoktan Osaka’ya kaçmıştır bile.
Kai: Lanet olsun! Onu nereden bulacağız şimdi?
Ami: Benim bir fikrim var. Osaka’ya gitmiş olabilir mi sizce?
Kai: Doğru. Oraya gitmiştir eminim. Çünkü bizim ilk önce orada olduğumuzu biliyordu. Hemen Osaka’ya gitmeliyiz.
Osaka’ya doğru yol almaya başlamışlardı. Ama ortada bir sorun vardı. Kai’nin maçı da bugündü. Peki, şimdi ne yapacaktı? Maça çıkacak mıydı? Yoksa Sekuya’yı bulup eski haline mi döndürecekti? Bunun cevabı da Osaka’da yatıyordu. Osaka’ya geldiklerinde çok garip şeyler olmaya başladı. Hava birden bire bozulup yağmur yağmaya başladı. Ama bu yağmur sıradan yağmurlardan değildi. Adeta bir fırtına bir kasırga ile birlikte yağıyordu. Kai buradan Sekuya’nın kesinlikle Osaka’da olduğuna işaret olduğunu anlamıştı.
Kai: O burada hissediyorum.
Çok geçmeden Sekuya’yı bulurlar. Ama onun iyi olmaya hiç niyeti yoktu.
Sekuya: Demek geldiniz. Hotaru ihanetinin bedelini ağır ödeyeceksin!
Kai: Dur bakalım! Sana yardım etmek için buradayız. Fakat sen bu yardımı kabul etmeyip yüzümüze vuracaksan savaşalım. Çünkü ben buradayken hiçbir savaşçıma zarar veremezsin!
Sekuya: Ya demek öyle. Juntar! Ragnar! Senki! Hemen buraya gelin!
Ve Sekuya’nın adamları gelirler. İşte savaş da burada başlar.
Kai: Kızlar dikkatli olun. Bunun böyle olacağını bilseydim temkinli davranırdım.
Hotaru: Özür dilerim hepsi benim suçum. Ve bunu düzelteceğim.
Minako: Hotaru delirdin mi sen? Kendi başına bu işi halledemezsin!
Sekuya: Ne oldu korktunuz galiba!
Kai: Senden korkacağıma fareden korkarım daha iyi. Çünkü sen zavallının tekisin.
Sekuya: Aaah! Al bakalım! Kara ışın!
Kai: Hıh! Apollo kalkanı!
Bu saldırıya kolaylıkla karşılık veren Kai yalnızca kendini değil kızları da özellikle Minako’yu korumak zorundaydı.
Kai: Minako çok dikkat et. Kızları kolla. Gerekirse güneş güçlerini de kullan.
Minako: Aklından geçen her neyse iyi bir şey olmadığı kesin lütfen vazgeç. Sakın bir delilik yapma.
Kai: Ben asla pişman olmayacağım bir işe kalkışmam bilirsin. O yüzden bu ahmağı burada haklamak zorundayım. Sizde onun adamlarını haklayın.
Minako: Peki. Ama lütfen kendine dikkat et. Sana ihtiyacım var.
Kai: Sen de.
Sekuya: Demek o büyük an geldi çattı ha!
Kai: Bu anı ne zamandır bekliyordum. Hadi adamlarını çek de teke tek kapışalım.
Sekuya: Büyük zevkle. Çocuklar çekilebilirsiniz.
Kai: Hadi göster bana marifetini!
Sekuya: Al bakalım bunu beğenecek misin? Kara delik önüne gelen her şeyi yut!
Kai: Ah! Lanet olsun. Kızlar denize atlayın! Çabuk!
Rei: Olmaz! Sana yardım edeceğiz.
Kai: Aptallaşmayın. En azından bir tek kişi ölür siz sağ kalırsınız.
Minako: Asla! Ben olmadan ölemezsin. Ben olmadan da dostlarım hiçbir yere gitmeyecektir eminim. Öyle değil mi kızlar.
Usagi: Kesinlikle. Bana gösterdikleri sadakati sana da göstereceklerdir.
Kai: Neyse. Peki gelin.
Ami: Parlak su vuruşu!
Rei: Alev hortumu!
Makoto: Yıldırım yağmuru!
Minako: Güneş ışığı oku!
Haruka: Uranüs büyük süpernova!
Michiru: Su lazeri!
Setsuna: Ölüm tayfunu!
Hotaru: Sessizlik kıran sürprizi!
Kai: Büyük güneş ışığı darbesi!
Bu topluca saldırı işe yaramıştı. Sekuya zayıflamış artık savaşamayacak durumdaydı ve…
Usagi: Parlayan gümüş kristalin ışığı kötülükleri yok et!
Yine Usagi sahnedeydi. Sekuya’yı eski iyi hallerine çevirmişti. Sekuya’nın adamları da iyi hallerine dönmüşlerdi. Artık savaş bittiğine göre Kai maçlara devam edecekti. Neyse ki Kai’nin takımı onun yokluğunda finale kadar yükselmişti. Ama ilginç olan Kai’nin takımının finaldeki rakibi Juuban Lisesi idi. Yani Seiya, Taiki ve Yaten’in takımları. Maç çok çekişmeli geçse de kazanan Kailer olmuştu. Maçta Kai’nin üç, Seiya’nın iki golü vardı. Artık Tokyo’ya dönme vakti gelmişti. Mamoru’da Osaka’daki işlerini halledip kızlarla gelecekti. Eh! Kızlar şimdilik rahat edecek…
DEVAM EDECEK…
Yeni bir yıl yeni bir macera. Sanki bir zaman tünelindeymiş gibi çok çabuk geçiveriyor. Sessiz sakin bir yıl geçeceğini sanan kızlar yeni bir macerayla tekrar karşımızda. Tokyo bildiğiniz gibi en büyük şehirlerden birisi. Ama dünyada Tokyo dışında o kadar çok şehir var ki bilinmezliklerin de başlangıçları böyle oluyor. Bu hikâyemiz de Tokyo’da değil diğer büyük bir şehir olan Osaka’da geçiyor.
Kai futbol takımının maçları nedeniyle Osaka’ya gitmek zorundaydı. Tabii kızlar da onu yalnız bırakacak değillerdi. Mevsimin kış olmasına karşın hava ılıktı. Güneş ışığı ısıtıcı bir biçimde yayılıyordu. Osaka Japonya’nın en büyük ikinci kenti ve limanlarıyla ünlü bir kentti. Kızlar Osaka’ya ilk kez geldikleri için çok heyecanlıydılar. Mamoru’nun da Osaka’da olması Usagi için çok iyiydi. Kai ise futbol kariyerini devam ettirmek için takımla sürekli kontak halindeydi. Ve bunun meyvesini de takım kaptanı olarak aldı. Maç günü gelip çattığında ise bir eksik vardı. Harukalar hariç tüm kızlar oradaydı. Peki, neden onlar Osaka’ya gelmemişlerdi? Kai’nin aklı karışmıştı. Acaba başlarına bir şey mi gelmişti?
Kai: Kızlar Harukalar nerede? Neden gelmediler? Başlarına bir şey mi geldi yoksa?
Rei: Bilmem. Ama eminim bir şey yoktur takma sen kafana. Bak senin önünde büyük bir maç var ona odaklanmalısın.
Minako: Rei haklı canım. Sen hiç merak etme bir şey olursa bize haber vereceklerdir.
Maç başladığında Kai’nin aklı hala onlarda idi. Ama Kai’nin takımı geriye düşünce birden kendini toparladı ve maçı çeviren golleri attı.
Minako: Harikaydın aşkım. En son attığın gol harikaydı.
Kai: Sağ ol birtanem. Ha bu arada Harukalardan bir haber var mı?
Makoto: Maalesef hala bir haber alamadık.
Kai: O zaman hemen Tokyo’ya geri dönelim belki ne olduğunu anlarız.
Usagi: Ben gelmiyorum.
Rei: Ama neden?
Usagi: Mamoru burada olduğu sürece ben burada kalacağım.
Rei: Peki sen bilirsin.
Usagi Osaka’da kalmıştı. Kızlar ve Kai ise Tokyo’ya varmışlardı bile. Hemen Haruka’nın evine gittiler. Ama evde kimse yoktu. Daha sonra da Setsuna’nın evine gittiler. Orada da kimse yoktu. Fakat kapının dibindeki buruşturulmuş kâğıt parçası her şeyi açıklıyordu:”Setsuna başımız dertte. Hotaru’yu kaçırdılar. Evde değilsin herhalde telefona cevap vermedin. Dolunay surat ve arkadaşları da Osaka’dalar. Lütfen çabuk ol. Hotaru’nun tekrar kötü güçlere kavuşmaması lazım. Haruka”
Kai: Kızlar hemen onları bulmalıyız yoksa çok geç olabilir.
Minako: Haklısın. Hadi kızlar dönüşelim.
Ami: Merkür’ün parlayan kristali!
Rei: Mars’ın parlayan kristali!
Makoto: Jüpiter’in parlayan kristali!
Minako: Venüs’ün parlayan kristali!
Hepsi: HAREKETE GEÇ!
Kai: Gökkuşağı kristali harekete geç!
Dönüşümlerini tamamlayıp hemen Harukaları aramaya koyuldular. Tüm şehri aradılar ama bir iz bile yoktu. Nereye gitmişlerdi? Cevabı ise Hotaru’nun evinde gizliydi.
Kai: Kızlar aklıma bir fikir geldi. Hotaru’nun evine gidelim. Belki orada bir şeyler buluruz.
Hemen Hotaru’nun evine gittiler. Kai’nin müthiş zekâsı sayesinde yerlerini bulmuşlardı. Hotaru’nun çalışma masasının üstünde bir not vardı. Notta şöyle yazıyordu:”Hotaru beni unutmuş olabilirsin. Ama ben seni hala unutmadım. İyilerin tarafından dönebilirsin. Seni seviyorum. Ha benim kim olduğumu söyleyeyim. Prens Sekuya. Hala şansın varken gel. Ben limanda seni bekliyor olacağım.”
Kai: Kızlar onları bulduk galiba. Hemen limana gitmemiz lazım Ami sen Usagi’ye mesaj bırak. Onun da acil gelmesi lazım. Siz limana gidin ve beni bekleyin ben Seiyaları alacağım.
Minako: Aşkım kendine dikkat et tamam mı? Biz orada seni bekliyor olacağız.
Kai üç ışıkları bulmaya gitmişti. Çok geçmeden onları da alıp limana doğru yol almışlardı. Limanın girişinde kızlarla buluşan Kai içeri girdiklerinde adeta şoka girdiler çünkü olanlar tıpkı notta yazanlar gibiydi. Prens Sekuya ile orada olan Hotaru ve diğerleri Kai’yi görünce çok şaşırmışlardı.
Haruka: Kai, demek geldiniz.
Haruka’nın bakışları Kai’yi endişelendirmişti. Çünkü bakışları sanki başka biri tarafından kontrol ediliyormuş gibiydi. Nedense diğer kızların da durumu Haruka’dan farksızdı.
Minako: Bu da ne böyle? Kai Harukaların bakışları neden böyle?
Kai: Bende bilmiyorum. Ama şimdi öğreniriz. Hotaru nerelerdeydiniz sizin için çok endişelendik.
Hotaru: Aaa Kai neden endişeleniyorsun buradayız işte.
Hotaru’nun alnındaki işaret de kara yıldıza döner gibiydi.
Kai: Sekuya sen ne yaptın kızlara böyle!
Sekuya: Sen de kimsin?
Kai: Ben Kai Suzuke’yim ya sen?
Sekuya: Ben de Nemesis gezegeninin kralı Sekuya.
Kai: Ben de güneşin kralıyım. Eğer arkadaşlarıma zarar verecek olursan seni buna pişman ederim!
Sekuya: Sen kim oluyorsun da beni tehdit ediyorsun!
Kai: Hadi kızlar şuna kim olduğumuzu gösterelim!
Ami: Merkür’ün parlayan kristali!
Rei: Mars’ın parlayan kristali!
Makoto: Jüpiter’in parlayan kristali!
Minako: Venüs’ün parlayan kristali!
Kai: Gökkuşağı kristali
Hepsi: HAREKETE GEÇ!
Sekuya: Demek efsanevi gezegen savaşçıları sizsiniz ha! Askerlerim öldürün onları!
Haruka: Büyük zevkle!
Kai: Olamaz! Haruka bunu nasıl yaparsın o resmen kendi isteği için seni kullanıyor.
Haruka: Ben en azından istediğim güçlere kavuştum o bana yeter.
Kai: Ama bu sana bir şey kazandırmaz ki. Galaxia’da yaptığın gibi bir şey yapacaksan onu bilemem.
Haruka: Uranüs süpernovası!
Minako: KAİİ!
Kai: Aah!
Haruka Kai’yi yaralamıştı. Sıra diğer kızlara geldiğinde aynı şeyi onlara yapamadılar. Kızlar bunu engellemişti.
Usagi: Galiba geciktik.
Rei: Usagi sonunda gelebildin ha!
Seiya: Özür dilerim Rei bu benim hatam.
Minako: Kai aşkım iyi misin?
Kai: Kendimi iyi hissetmiyorum Minako.
Rei: Onu hemen tapınağa götürmemiz lazım.
Minako: Seninle işimiz bitmedi Sekuya. Geri geleceğiz!
Sekuya: Burada bekliyor olacağım.
Kai’yi tapınağa götüren kızlar onu iyileştirmenin bir yolunu arıyorlardı. Derken Harukalar çıkageldi.
Haruka: Ne olduğunu anlamadım.
Makoto: Ne yaptığını söyleyeyim. Kai’nin sana verdiği güçlerle ona saldırdın ve onu yaraladın. Sana zarar gelmemesi için sana karşılık vermedi.
Haruka: Bilmiyordum. Çok üzgünüm.
Rei: Özür dilemene gerek yok. Sen ne yaptığını bilmiyordun. Bunların hepsi Sekuya’nın suçu.
Minako: Kızlar Kai iyice kötüleşti. Galiba onu kaybediyoruz.
Haruka: Olamaz. Hemen bir şeyler yapmamız lazım. Mesela güçlerimizi birleştirelim.
Ami: Haruka haklı. Ne de olsa Kai’de tüm güçlerimiz var. Belki güçlerimizi birleştirirsek Kai’yi geri getirebiliriz.
Güçlerini birleştirip Kai’yi tekrar güçlerine kavuştururlar. Sıra Sekuya’yı bulmaya gelir.
Kai: Kızlar artık son sınırdayım. Bu Sekuya denen aptalı bir an önce bulup öldürmemiz gerek.
Hotaru: Kai lütfen yapma. Sekuya’nın gerçek yüzü bu değil.
Minako: Nasıl yani?
Hotaru: Sekuya yıllar önce çok iyi bir çocuktu. Hatta bana âşıktı. Sonra neler oldu bilmiyorum içine kötü güçler girdi ve bu hale geldi. Şimdi kendi egosunu tatmin etmek istiyor ve bunun için bizleri kullandı.
Kai: Peki nasıl kötü güçlere kavuştu?
Hotaru: Babamın deneyleri esnasında Sekuya babamın laboratuarında kazayla zebani yumurtalarının birini yutmuş. O zamandan beri Sekuya kötü biri.
Kai: O zaman onu hemen bulup eski haline döndürmemiz gerek.
Usagi: Benim güçlerim işe yarar öyle değil mi?
Minako: Tabi ki Usagi işe yarar. Ne de olsa sen bizim liderimizsin.
Kai: O zaman şimdi harekete geçelim.
Kahramanlarımız Sekuya’yı bulmak için ayrılırlar. Tokyo’nun her sokağını ararlar. Fakat Sekuya çoktan Osaka’ya kaçmıştır bile.
Kai: Lanet olsun! Onu nereden bulacağız şimdi?
Ami: Benim bir fikrim var. Osaka’ya gitmiş olabilir mi sizce?
Kai: Doğru. Oraya gitmiştir eminim. Çünkü bizim ilk önce orada olduğumuzu biliyordu. Hemen Osaka’ya gitmeliyiz.
Osaka’ya doğru yol almaya başlamışlardı. Ama ortada bir sorun vardı. Kai’nin maçı da bugündü. Peki, şimdi ne yapacaktı? Maça çıkacak mıydı? Yoksa Sekuya’yı bulup eski haline mi döndürecekti? Bunun cevabı da Osaka’da yatıyordu. Osaka’ya geldiklerinde çok garip şeyler olmaya başladı. Hava birden bire bozulup yağmur yağmaya başladı. Ama bu yağmur sıradan yağmurlardan değildi. Adeta bir fırtına bir kasırga ile birlikte yağıyordu. Kai buradan Sekuya’nın kesinlikle Osaka’da olduğuna işaret olduğunu anlamıştı.
Kai: O burada hissediyorum.
Çok geçmeden Sekuya’yı bulurlar. Ama onun iyi olmaya hiç niyeti yoktu.
Sekuya: Demek geldiniz. Hotaru ihanetinin bedelini ağır ödeyeceksin!
Kai: Dur bakalım! Sana yardım etmek için buradayız. Fakat sen bu yardımı kabul etmeyip yüzümüze vuracaksan savaşalım. Çünkü ben buradayken hiçbir savaşçıma zarar veremezsin!
Sekuya: Ya demek öyle. Juntar! Ragnar! Senki! Hemen buraya gelin!
Ve Sekuya’nın adamları gelirler. İşte savaş da burada başlar.
Kai: Kızlar dikkatli olun. Bunun böyle olacağını bilseydim temkinli davranırdım.
Hotaru: Özür dilerim hepsi benim suçum. Ve bunu düzelteceğim.
Minako: Hotaru delirdin mi sen? Kendi başına bu işi halledemezsin!
Sekuya: Ne oldu korktunuz galiba!
Kai: Senden korkacağıma fareden korkarım daha iyi. Çünkü sen zavallının tekisin.
Sekuya: Aaah! Al bakalım! Kara ışın!
Kai: Hıh! Apollo kalkanı!
Bu saldırıya kolaylıkla karşılık veren Kai yalnızca kendini değil kızları da özellikle Minako’yu korumak zorundaydı.
Kai: Minako çok dikkat et. Kızları kolla. Gerekirse güneş güçlerini de kullan.
Minako: Aklından geçen her neyse iyi bir şey olmadığı kesin lütfen vazgeç. Sakın bir delilik yapma.
Kai: Ben asla pişman olmayacağım bir işe kalkışmam bilirsin. O yüzden bu ahmağı burada haklamak zorundayım. Sizde onun adamlarını haklayın.
Minako: Peki. Ama lütfen kendine dikkat et. Sana ihtiyacım var.
Kai: Sen de.
Sekuya: Demek o büyük an geldi çattı ha!
Kai: Bu anı ne zamandır bekliyordum. Hadi adamlarını çek de teke tek kapışalım.
Sekuya: Büyük zevkle. Çocuklar çekilebilirsiniz.
Kai: Hadi göster bana marifetini!
Sekuya: Al bakalım bunu beğenecek misin? Kara delik önüne gelen her şeyi yut!
Kai: Ah! Lanet olsun. Kızlar denize atlayın! Çabuk!
Rei: Olmaz! Sana yardım edeceğiz.
Kai: Aptallaşmayın. En azından bir tek kişi ölür siz sağ kalırsınız.
Minako: Asla! Ben olmadan ölemezsin. Ben olmadan da dostlarım hiçbir yere gitmeyecektir eminim. Öyle değil mi kızlar.
Usagi: Kesinlikle. Bana gösterdikleri sadakati sana da göstereceklerdir.
Kai: Neyse. Peki gelin.
Ami: Parlak su vuruşu!
Rei: Alev hortumu!
Makoto: Yıldırım yağmuru!
Minako: Güneş ışığı oku!
Haruka: Uranüs büyük süpernova!
Michiru: Su lazeri!
Setsuna: Ölüm tayfunu!
Hotaru: Sessizlik kıran sürprizi!
Kai: Büyük güneş ışığı darbesi!
Bu topluca saldırı işe yaramıştı. Sekuya zayıflamış artık savaşamayacak durumdaydı ve…
Usagi: Parlayan gümüş kristalin ışığı kötülükleri yok et!
Yine Usagi sahnedeydi. Sekuya’yı eski iyi hallerine çevirmişti. Sekuya’nın adamları da iyi hallerine dönmüşlerdi. Artık savaş bittiğine göre Kai maçlara devam edecekti. Neyse ki Kai’nin takımı onun yokluğunda finale kadar yükselmişti. Ama ilginç olan Kai’nin takımının finaldeki rakibi Juuban Lisesi idi. Yani Seiya, Taiki ve Yaten’in takımları. Maç çok çekişmeli geçse de kazanan Kailer olmuştu. Maçta Kai’nin üç, Seiya’nın iki golü vardı. Artık Tokyo’ya dönme vakti gelmişti. Mamoru’da Osaka’daki işlerini halledip kızlarla gelecekti. Eh! Kızlar şimdilik rahat edecek…
DEVAM EDECEK…
Kai Suzuke Genshi Corporation
bebeğim midori ye sonsuz thx. emeğine sağlık canım kızım <3
Kavuşmamız an meselesi
bebeğim midori ye sonsuz thx. emeğine sağlık canım kızım <3
Kavuşmamız an meselesi
23 Eyl 2007 23:30
jandark
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı
Konu: Yanıt: Sailor Moon:Girls!Ready For The War!
arkadaşım herşey iyide bazı şeyleri atlıyosun galiba bence SM uygunluğunu biraz daha gözden geçir . 
..mesela haruka miçhiru hotaru setsuna aynı evde yaşıyolar.. 
....yani sanki SM sonu değilde başka bi güzel hikaye okuyomuş gibi oluyo . .......kızmazsın inşallah bunun için ama SM canlandırmıyoooo 
.......kızma sakın 
olurmu
..mesela haruka miçhiru hotaru setsuna aynı evde yaşıyolar.. ....yani sanki SM sonu değilde başka bi güzel hikaye okuyomuş gibi oluyo . .......kızmazsın inşallah bunun için ama SM canlandırmıyoooo .......kızma sakın olurmu
01 Ekm 2007 15:55
prenses20
Ay Fedaisi
Ay Fedaisi
Konu: Yanıt: Sailor Moon:Girls!Ready For The War!
güzel yazmışsın emeğine sağlık ama arkadaşım jandark a katılıyorum bide devamında çok daha güzel yazarsın eminin
BULUT'cuğum emeğin için domo arigato gozaimasu
15 Ekm 2008 0:33
Gold
Eternal Sailor Moon
Eternal Sailor Moon
Konu: Yanıt: Sailor Moon:Girls!Ready For The War!
harikasın kai-chan *-* keşke bende de hikaye yazacak yetenek olsa
by me ^_^
17 Ekm 2008 17:14
  |
|
| 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 4 mesaj ] |
| Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |