SM 6. SEZON: TÜRKİYE MACERALARI Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7 ... 11, 12, 13, Sonraki |
Yazar
Mesaj
BÖLÜM 7
Ertesi gün Yiğit, kızlara birkaç yeri gezdirdikten sonra bir kitapçıya götürür.
usagi:
neden geldik buraya şimdi
rei:
senin okuma aşkıyla yanıp tutuşmana Yiğit'in gönlü razı olmadı galiba
kızlar:
usagi:
Yiğit:
şaka bir yana, buraya gerçekten de usagi için geldik.
kızlar:
Yiğit:
dün gece düğünde olanlara dair birer hatıramız olsun istedim.baktıkça güleceğimiz türden hatıralar...
Yiğit, raflardan birine gider ve elinde beş tane kitapla döner.kitapları kızlara dağıtır.kitapların dördü aynı, biri farklıdır.Yiğit, farklı kitabı usagiye verir.
ami:
"Türkiye'de Mutlaka Gezilmesi Gereken 100 Yer", harika bir hediye,tam ihtiyacımız olan da bu zaten!çok teşekkürler Yiğit
rei, makoto, ve minako:
teşekkür ederiz, çok düşüncelisin
Yiğit usagiye:
eee...sen neden bir şey demiyorsun bacım?yoksa kitabı beğenmedin mi
usagi:
bir de soruyor
kızlar usaginin kitabına bakarlar ve gülme krizine tutulurlar.kitabın kapağında şöyle yazmaktadır:"Türkiye'de Turistlerin Yapmaması Gereken 100 Şey"...
Yiğit:
ne hoş, değil mi, hem çiğköfte ve halay hakkında özel bölüm de yazmışlarXD
usagi:
sen hele bir japonyaya gel de bu yaptıklarını burnundan fitil fitil getirmezsem...
Yiğit:
sırf senin hatırın için gelicem bir gün
-------------------------------------------------------------------------------------
kızlar bir hafta boyunca İstanbul'u gezer ve hayran kalırlar.fakat bu bir haftanın sonunda, gezilerinin Bursa kısmı için İstanbul'dan ayrılma vakti gelmiştir.Yiğit, kızları havalimanına götürür.
usagi.
uff...tam da Yiğit'le iyi anlaşmaya başlamıştım...
Yiğit:
sanırım bir süre birbirimizi görmesek iyi olacak
usagi:
evet haklısın ama o kadar takışmamıza rağmen her şey çok güzeldi.sağol
Yiğit:
önemli değil, ne zaman istersen seni sinir edebilirim, BACIM
usagi:
YİĞİİİİT!
Yiğit:
tamam tamam, ne yapayım refleks olmuş işte
kızlar:
-------------------------------------------------------------------------------------
NOT:bugünlük bu kadar yazabiliyorum.hep bir aksilik çıkıyor, bilgisayarın başından elli kere kalktım neyse, haftaya görüşmek üzere
Ertesi gün Yiğit, kızlara birkaç yeri gezdirdikten sonra bir kitapçıya götürür.
usagi:
neden geldik buraya şimdi
rei:
senin okuma aşkıyla yanıp tutuşmana Yiğit'in gönlü razı olmadı galiba
kızlar:
usagi:
Yiğit:
şaka bir yana, buraya gerçekten de usagi için geldik.
kızlar:
Yiğit:
dün gece düğünde olanlara dair birer hatıramız olsun istedim.baktıkça güleceğimiz türden hatıralar...
Yiğit, raflardan birine gider ve elinde beş tane kitapla döner.kitapları kızlara dağıtır.kitapların dördü aynı, biri farklıdır.Yiğit, farklı kitabı usagiye verir.
ami:
"Türkiye'de Mutlaka Gezilmesi Gereken 100 Yer", harika bir hediye,tam ihtiyacımız olan da bu zaten!çok teşekkürler Yiğit
rei, makoto, ve minako:
teşekkür ederiz, çok düşüncelisin
Yiğit usagiye:
eee...sen neden bir şey demiyorsun bacım?yoksa kitabı beğenmedin mi
usagi:
bir de soruyor
kızlar usaginin kitabına bakarlar ve gülme krizine tutulurlar.kitabın kapağında şöyle yazmaktadır:"Türkiye'de Turistlerin Yapmaması Gereken 100 Şey"...
Yiğit:
ne hoş, değil mi, hem çiğköfte ve halay hakkında özel bölüm de yazmışlarXD
usagi:
sen hele bir japonyaya gel de bu yaptıklarını burnundan fitil fitil getirmezsem...
Yiğit:
sırf senin hatırın için gelicem bir gün
-------------------------------------------------------------------------------------
kızlar bir hafta boyunca İstanbul'u gezer ve hayran kalırlar.fakat bu bir haftanın sonunda, gezilerinin Bursa kısmı için İstanbul'dan ayrılma vakti gelmiştir.Yiğit, kızları havalimanına götürür.
usagi.
uff...tam da Yiğit'le iyi anlaşmaya başlamıştım...
Yiğit:
sanırım bir süre birbirimizi görmesek iyi olacak
usagi:
evet haklısın ama o kadar takışmamıza rağmen her şey çok güzeldi.sağol
Yiğit:
önemli değil, ne zaman istersen seni sinir edebilirim, BACIM
usagi:
YİĞİİİİT!
Yiğit:
tamam tamam, ne yapayım refleks olmuş işte
kızlar:
-------------------------------------------------------------------------------------
NOT:bugünlük bu kadar yazabiliyorum.hep bir aksilik çıkıyor, bilgisayarın başından elli kere kalktım neyse, haftaya görüşmek üzere
harika bi bölüm ellerine sağlık cnm bakalım bursada neler yaşıycaklar mamorudan ses seda yok bu arada çocuk hastalarına daldı sevgilisini unuttu hiç arayıp sormuyoda napıyonuz nası gidiyo diyer neyse bakalım bursa maceralarında neler olucak yeni bölümü merakla bekliyoruzzz
BÖLÜM 8
Kızlar, kısa bir uçuştan sonra Bursa'ya ulaşırlar.havalimanında onları güzel bir kız beklemektedir.kızlar bekleme salonuna girer girmez yanlarına gider ve kendisini tanıtır:
Merhaba, sanırım siz faruk demir'in misafirlerisiniz.
makoto:
evet,ben makoto,bunlar da ami,rei,minako ve usagi.
kız:
tanıştığımıza memnun oldum, ben de Melike,Yiğit'in kardeşiyim.
usagi içinden:
umarım abin gibi değilsindir
Melike:
gezinizin Bursa bölümünde size ben eşlik edeceğim.arabam şu tarafta, lütfen beni izleyin.
usagi içinden:
şimdiden abisi gibi konuşmaya başladı bile
-------------------------------------------------------------------------------------
Melike, kızları otele götürür.kızların odaya yerleşmelerine yardım ederken telefonu çalar, arayan kişiyle yan odada konuştuktan sonra telaşla kızların yanına döner.
Melike:
üzgünüm, hemen gitmeliyim, ev arkadaşım ciddi bir kaza geçirmiş ve acilen hastaneye gitmem gerek.durumu kötüymüş.
ami:
seninle gelmemi ister misin?tıp fakültesinde okuyorum, belki bir faydam olur.
Melike:
evet, olur, sağol.
Melike ve ami aceleyle otelden çıkarlar.hastaneye gittiklerinde ise Melike'nin arkadaşını çok kötü durumda bulurlar:yoğun bakımdadır...
Melike arkadaşını öyle görünce kendine hakim olamaz ve ağlamaya başlar.Ami'nin tesellileriyle, bir süre sonra kendini toplar.otele dönerlerken, takside Melike'nin bu hali Ami'nin içine sinmez.
ami:
istersen eve gidip biraz uyu, sinirlerin yatışır.bugün senin için oldukça zor bir gündü.
Melike:
sağol ama sizi yüzüstü bırakamam,ayrıca...
ami:
seni dinleyeceğimi hiç sanmıyorum.hadi eve git, ben tek başıma da dönebilirim.
Melike:
teşekkürler, çok iyisin
-------------------------------------------------------------------------------------
ami taksiyle otele dönerken bir şey dikkatini çeker ve taksiciye durmasını söyler.
ami içinden:
işte tam da en istemediğim anda en istemediğim şey...kahretsin!
Kızlar, kısa bir uçuştan sonra Bursa'ya ulaşırlar.havalimanında onları güzel bir kız beklemektedir.kızlar bekleme salonuna girer girmez yanlarına gider ve kendisini tanıtır:
Merhaba, sanırım siz faruk demir'in misafirlerisiniz.
makoto:
evet,ben makoto,bunlar da ami,rei,minako ve usagi.
kız:
tanıştığımıza memnun oldum, ben de Melike,Yiğit'in kardeşiyim.
usagi içinden:
umarım abin gibi değilsindir
Melike:
gezinizin Bursa bölümünde size ben eşlik edeceğim.arabam şu tarafta, lütfen beni izleyin.
usagi içinden:
şimdiden abisi gibi konuşmaya başladı bile
-------------------------------------------------------------------------------------
Melike, kızları otele götürür.kızların odaya yerleşmelerine yardım ederken telefonu çalar, arayan kişiyle yan odada konuştuktan sonra telaşla kızların yanına döner.
Melike:
üzgünüm, hemen gitmeliyim, ev arkadaşım ciddi bir kaza geçirmiş ve acilen hastaneye gitmem gerek.durumu kötüymüş.
ami:
seninle gelmemi ister misin?tıp fakültesinde okuyorum, belki bir faydam olur.
Melike:
evet, olur, sağol.
Melike ve ami aceleyle otelden çıkarlar.hastaneye gittiklerinde ise Melike'nin arkadaşını çok kötü durumda bulurlar:yoğun bakımdadır...
Melike arkadaşını öyle görünce kendine hakim olamaz ve ağlamaya başlar.Ami'nin tesellileriyle, bir süre sonra kendini toplar.otele dönerlerken, takside Melike'nin bu hali Ami'nin içine sinmez.
ami:
istersen eve gidip biraz uyu, sinirlerin yatışır.bugün senin için oldukça zor bir gündü.
Melike:
sağol ama sizi yüzüstü bırakamam,ayrıca...
ami:
seni dinleyeceğimi hiç sanmıyorum.hadi eve git, ben tek başıma da dönebilirim.
Melike:
teşekkürler, çok iyisin
-------------------------------------------------------------------------------------
ami taksiyle otele dönerken bir şey dikkatini çeker ve taksiciye durmasını söyler.
ami içinden:
işte tam da en istemediğim anda en istemediğim şey...kahretsin!
bir hafta beklemeye gerek yok, işte yeni bölüm:
BÖLÜM 8
Ami, bir çocuğun parasını almaya çalışan bir sokak çetesi görmüştür.etrafta kimsenin olmadığını fırsat bilen çete, çocuğu sıkıştırmaktadır.ami hemen taksiden iner.tam dönüşüm geçirecekken son anda durur.sokağın ortasında dönüşüm geçiremeyeceği aklına gelmiştir.üstelik etrafta dönüşüm için uygun bir yer de yoktur.aklına kraliçenin sözleri gelir.
Ami içinden:
suyun gücünü günlük hayatta nasıl kullanabilirim ki?bir dakika, suyu kontrol edebilirim. tabii ya...insanın %70'i su... onların vücutlarındaki suyu kontrol edebilirim.
hızla çeteye doğru yürüdü.
ami:
hey, serseriler, bırakın çocuğu!
1.serseri:
vayy sen ne güzel şeysin öyle
2.serseri:
hem dikkafalı, hem de cesur.tam da sevdiğim kız tipi lan
3.serseri:
çocukla işimiz bitsin, sonra sorarız sana elinin hamuruyla erkek işine karışmak neymiş.sana tavsiyem, bas git hemen
ami:
ya çocuğu hemen bırakırsınız, ya da...
2.serseri:
ya da ne? o narin ellerinle tokat mı atarsın?
ami:
hayır bunu yaparım...
ami tüm konsantrasyonunu çeteye topladı.önce hafif bir susuzluk,sonra titreme, daha sonra da güçsüzlük ve halsizleşme hissettiler.ami; vücutlarındaki suyu buharlaştırıyordu.neden sonra toparlanıp kaçmaya başladılar.
1.serseri:
kaçın lan, kız büyücü mü nedir, çarpılacaz şimdi
2.serseri:
aha boğuluyom, ölmez de sağ kalırsam bi daha çete işine tövbeler olsun.(3.serseriyi kast ederek)lan bahattin, hep sen beni yoldan çıkardın lan zaten
3.serseri ise bildiği tüm duaları sıralamaya başlamıştır bileXD
Çete dağılınca ami küçük çocuğa döner:
sen iyi misin?
çocuk:
sağol abla,iyiyim ama onlara sihir mi yaptın?
ami:
şeyy...aslında ben onları hipnoz ettim (umarım inanir )
çocuk:
hmmm...ben de büyüyünce hipnozcu olayım o zaman
ami:
tabi tabi çok iyi olur,sen zeki bir çocuğa benziyorsun neyse,ben gitmeliyim,kendine iyi bak
ami bir taksiye atlar ve otele döner.akşam olmuştur.beraber oturup film seyrederlerken elektrikler kesilir.
minako:
olur mu yaa,tam da filmin en heyecanlı yeriydi berbat oldu eğlencemiz.
usagi:
aslında ben eğlenmek için bir yol biliyorum
makoto:
usagi... neden bana öyle sinsice bakıyorsun
usagi cevap olarak sinsice gülümser...
bir dakika sonra ise...
iki saat sonra makoto:
hadi bakalım, bu kadar eğlence yeter, yoruldum, ampul bile çalıştıramam artık
usagi:
aman aman nazlanma hemen,benim de ışığım var
kızlar:
usagi, pencereyi açar,dolunay görünmektedir.usagi, ay üzerine yoğunlaşır ve ayışığının büyük kısmını otele yöneltir.oda yeterince aydınlanır.kızlar yattıktan sonra usagi, ayışığını eski haline getirir.ama bu yaptığının sonucu biraz komik olacaktır.
ertesi sabah rei, kızları büyük bir telaşla uyandırır ve pencereden dışarıya bakmalarını söyler...
BÖLÜM 8
Ami, bir çocuğun parasını almaya çalışan bir sokak çetesi görmüştür.etrafta kimsenin olmadığını fırsat bilen çete, çocuğu sıkıştırmaktadır.ami hemen taksiden iner.tam dönüşüm geçirecekken son anda durur.sokağın ortasında dönüşüm geçiremeyeceği aklına gelmiştir.üstelik etrafta dönüşüm için uygun bir yer de yoktur.aklına kraliçenin sözleri gelir.
Ami içinden:
suyun gücünü günlük hayatta nasıl kullanabilirim ki?bir dakika, suyu kontrol edebilirim. tabii ya...insanın %70'i su... onların vücutlarındaki suyu kontrol edebilirim.
hızla çeteye doğru yürüdü.
ami:
hey, serseriler, bırakın çocuğu!
1.serseri:
vayy sen ne güzel şeysin öyle
2.serseri:
hem dikkafalı, hem de cesur.tam da sevdiğim kız tipi lan
3.serseri:
çocukla işimiz bitsin, sonra sorarız sana elinin hamuruyla erkek işine karışmak neymiş.sana tavsiyem, bas git hemen
ami:
ya çocuğu hemen bırakırsınız, ya da...
2.serseri:
ya da ne? o narin ellerinle tokat mı atarsın?
ami:
hayır bunu yaparım...
ami tüm konsantrasyonunu çeteye topladı.önce hafif bir susuzluk,sonra titreme, daha sonra da güçsüzlük ve halsizleşme hissettiler.ami; vücutlarındaki suyu buharlaştırıyordu.neden sonra toparlanıp kaçmaya başladılar.
1.serseri:
kaçın lan, kız büyücü mü nedir, çarpılacaz şimdi
2.serseri:
aha boğuluyom, ölmez de sağ kalırsam bi daha çete işine tövbeler olsun.(3.serseriyi kast ederek)lan bahattin, hep sen beni yoldan çıkardın lan zaten
3.serseri ise bildiği tüm duaları sıralamaya başlamıştır bileXD
Çete dağılınca ami küçük çocuğa döner:
sen iyi misin?
çocuk:
sağol abla,iyiyim ama onlara sihir mi yaptın?
ami:
şeyy...aslında ben onları hipnoz ettim (umarım inanir )
çocuk:
hmmm...ben de büyüyünce hipnozcu olayım o zaman
ami:
tabi tabi çok iyi olur,sen zeki bir çocuğa benziyorsun neyse,ben gitmeliyim,kendine iyi bak
ami bir taksiye atlar ve otele döner.akşam olmuştur.beraber oturup film seyrederlerken elektrikler kesilir.
minako:
olur mu yaa,tam da filmin en heyecanlı yeriydi berbat oldu eğlencemiz.
usagi:
aslında ben eğlenmek için bir yol biliyorum
makoto:
usagi... neden bana öyle sinsice bakıyorsun
usagi cevap olarak sinsice gülümser...
bir dakika sonra ise...
iki saat sonra makoto:
hadi bakalım, bu kadar eğlence yeter, yoruldum, ampul bile çalıştıramam artık
usagi:
aman aman nazlanma hemen,benim de ışığım var
kızlar:
usagi, pencereyi açar,dolunay görünmektedir.usagi, ay üzerine yoğunlaşır ve ayışığının büyük kısmını otele yöneltir.oda yeterince aydınlanır.kızlar yattıktan sonra usagi, ayışığını eski haline getirir.ama bu yaptığının sonucu biraz komik olacaktır.
ertesi sabah rei, kızları büyük bir telaşla uyandırır ve pencereden dışarıya bakmalarını söyler...
Harika.Yiğit'in abuklukları beni çok güldürdü.Melike nasıl biri, merak ettim.Abisi gibi mi acaba?Ami'nin macerası da ayrı bir hoşluktu.Arada böyle hoşluklar olursa harika olur.Melike'den de komiklikler görsek de çok güzel olur. Ne felaket geldi başlarına acaba?Devamını bekliyoruz,eline sağlık.
Gold-chan ^^ Bunu yapan insan olamaz.
şimdi fark ettim, iki tane "bölüm 8" yazmışım eh, ne yapalım, ben de "bölüm 9" olarak devam ederim
BÖLÜM 9
Kızlar, pencereden dışarı baktıklarında,Türkiye'den başka hiç bir yerde göremeyecekleri bir manzarayla karşılaşırlar...
hemen bahçeye iner ve yaşlıca bir teyzeye neler olduğunu sorarlar.teyzenin cevabı ilginçtir:
söylenenlere göre bu otelin altında türbe veya yatır varmış. dün gece de buraya öyle bir ayışığı vurdu ki...kesinlikle buranın manevi bir havası olmalı...
rei:
iyi de teyze, niye herkes otelin demir kapısına çaput bağlayıp mum yakıyor?
ami:
bunu ben sana daha sonra uzun uzun anlatırım canım
sonra da reiye fısıldar:
bu batıl bir inanç, konuyu fazla kurcalama
bu sırada minako:
ay ay ayy!adama bakın horozu öldürüyor!
teyze:
yok kızım, yanlış anladın, o adam aslında adak adıyor
kızlar:
-------------------------------------------------------------------------------------
bu bölüm bu kadar kısa olduğu için üzgünüm, ama yemek zamanı geldi ve babamın bu konuda kesin kuralları var. görüşmek üzere...
BÖLÜM 9
Kızlar, pencereden dışarı baktıklarında,Türkiye'den başka hiç bir yerde göremeyecekleri bir manzarayla karşılaşırlar...
hemen bahçeye iner ve yaşlıca bir teyzeye neler olduğunu sorarlar.teyzenin cevabı ilginçtir:
söylenenlere göre bu otelin altında türbe veya yatır varmış. dün gece de buraya öyle bir ayışığı vurdu ki...kesinlikle buranın manevi bir havası olmalı...
rei:
iyi de teyze, niye herkes otelin demir kapısına çaput bağlayıp mum yakıyor?
ami:
bunu ben sana daha sonra uzun uzun anlatırım canım
sonra da reiye fısıldar:
bu batıl bir inanç, konuyu fazla kurcalama
bu sırada minako:
ay ay ayy!adama bakın horozu öldürüyor!
teyze:
yok kızım, yanlış anladın, o adam aslında adak adıyor
kızlar:
-------------------------------------------------------------------------------------
bu bölüm bu kadar kısa olduğu için üzgünüm, ama yemek zamanı geldi ve babamın bu konuda kesin kuralları var. görüşmek üzere...
BÖLÜM 10
Melike, öğleden sonra kızların yanına gelir.
Ami:
ev arkadaşının durumu nasıl?onu yalnız bırakmasaydın keşke biz sensiz de idare edebiliriz.
Melike:
durumu daha iyi, ailesi de yanında.bana ihtiyacı olmadığını söyledi.ben de eve gidip kendi kendimi yemektense buraya gelmeyi tercih ettim. hadi gidelim, gezilecek çok yer var.
-------------------------------------------------------------------------------------
Birçok yeri gezdikten sonra sıra Tarihi Çınara gelir.900 yıllık bu ağaç, özellikle makotoyu hayran bırakmıştır.ağacın etrafındaki masalardan birine oturur ve birer çay ısmarlarlar.aradan 15 dk. geçer ama çaylar gelmez.
Melike:
ben gidip bir bakayım, çaylarımız hala gelmedi.Rize'ye mi gittiler ne
Melike yokken kızlar da sohbete dalar.Bu sırada tuhaf görünüşlü, kendini çok yakışıklı zanneden, keşimtrak tipli bir oğlan yanlarına gelir ve laf atar:
selam kızlar, burada tek başınıza sıkılmıyor musunuz?size eşlik edecek biri lazım bence
rei:
yok, almayalım, biz iyiyiz böyle
O sırada Melike gelir.Oğlanı görünce çok sinirlenir, çünkü onu tanıyordur.Ama o, Melike'yi farketmemiştir.
Melike:
Alooo!Sen kime laf atıyosun lan hödük!Bana emanet onlar!Hemen ikile, almayayım ayağımın altına!
Oğlan:
Aaaa!Melike abla, kusura bakma...Senin misafirlerin miydi onlar
Melike:
Uzatma lan, kaybol!
Oğlan, kısa mesafe koşu rekoru kırarken, kızlar da şaşırmışlardır.
Minako:
Melike, sen onu nereden tanıyorsun
Melike:
Bu densiz, bir keresinde bana da laf atmaya kalktı da, mahalle kahvesinin önünde evire çevire dövdüm
Usagi:
Ne yaptın, ne yaptın?
Melike:
Evelallah canına okudum.Artık beni ne zaman görse böyle koşu rekoru kırıyor
ami kızlara fısıldar:
ne diyebilirim ki o Yiğit'in kardeşi
-------------------------------------------------------------------------------------
Bir hafta boyunca Bursa'nın güzelliklerini keşfederler.Ve Türk insanının özelliklerini...
Bir haftanın sonunda İzmir'e uçma vakti gelmiştir.Kızlar, Melike'yi çok sevmişlerdir.Birbirlerine e-mail adreslerini verir, zor da olsa vedalaşır ve yola çıkarlar.İzmir'de onlar Faruk Beyin uzak bir akrabası karşılar.
Irmak:
Merhaba, İzmir'e hoşgeldiniz.İsmim Irmak.
Ami:
Memnun oldum ben de Ami,
der ve kızları tanıtır.
Irmak:
Yorgun olmalısınız, sizi eve götüreyim.
Usagi:
Ev mi? biz otelde kalmayacak mıydık?
Irmak:
Otelde kalmanıza gönlüm razı olmadı ben yalnız yaşıyorum ve evim yeterince büyük, hem eğleniriz diye düşündüm
Minako:
İyi düşünmüşsün, harika bir fikir
Irmak:
Harika!Gidelim öyleyse
Kızlar eşyalarını alır ve eve doğru yola koyulurlar.
Melike, öğleden sonra kızların yanına gelir.
Ami:
ev arkadaşının durumu nasıl?onu yalnız bırakmasaydın keşke biz sensiz de idare edebiliriz.
Melike:
durumu daha iyi, ailesi de yanında.bana ihtiyacı olmadığını söyledi.ben de eve gidip kendi kendimi yemektense buraya gelmeyi tercih ettim. hadi gidelim, gezilecek çok yer var.
-------------------------------------------------------------------------------------
Birçok yeri gezdikten sonra sıra Tarihi Çınara gelir.900 yıllık bu ağaç, özellikle makotoyu hayran bırakmıştır.ağacın etrafındaki masalardan birine oturur ve birer çay ısmarlarlar.aradan 15 dk. geçer ama çaylar gelmez.
Melike:
ben gidip bir bakayım, çaylarımız hala gelmedi.Rize'ye mi gittiler ne
Melike yokken kızlar da sohbete dalar.Bu sırada tuhaf görünüşlü, kendini çok yakışıklı zanneden, keşimtrak tipli bir oğlan yanlarına gelir ve laf atar:
selam kızlar, burada tek başınıza sıkılmıyor musunuz?size eşlik edecek biri lazım bence
rei:
yok, almayalım, biz iyiyiz böyle
O sırada Melike gelir.Oğlanı görünce çok sinirlenir, çünkü onu tanıyordur.Ama o, Melike'yi farketmemiştir.
Melike:
Alooo!Sen kime laf atıyosun lan hödük!Bana emanet onlar!Hemen ikile, almayayım ayağımın altına!
Oğlan:
Aaaa!Melike abla, kusura bakma...Senin misafirlerin miydi onlar
Melike:
Uzatma lan, kaybol!
Oğlan, kısa mesafe koşu rekoru kırarken, kızlar da şaşırmışlardır.
Minako:
Melike, sen onu nereden tanıyorsun
Melike:
Bu densiz, bir keresinde bana da laf atmaya kalktı da, mahalle kahvesinin önünde evire çevire dövdüm
Usagi:
Ne yaptın, ne yaptın?
Melike:
Evelallah canına okudum.Artık beni ne zaman görse böyle koşu rekoru kırıyor
ami kızlara fısıldar:
ne diyebilirim ki o Yiğit'in kardeşi
-------------------------------------------------------------------------------------
Bir hafta boyunca Bursa'nın güzelliklerini keşfederler.Ve Türk insanının özelliklerini...
Bir haftanın sonunda İzmir'e uçma vakti gelmiştir.Kızlar, Melike'yi çok sevmişlerdir.Birbirlerine e-mail adreslerini verir, zor da olsa vedalaşır ve yola çıkarlar.İzmir'de onlar Faruk Beyin uzak bir akrabası karşılar.
Irmak:
Merhaba, İzmir'e hoşgeldiniz.İsmim Irmak.
Ami:
Memnun oldum ben de Ami,
der ve kızları tanıtır.
Irmak:
Yorgun olmalısınız, sizi eve götüreyim.
Usagi:
Ev mi? biz otelde kalmayacak mıydık?
Irmak:
Otelde kalmanıza gönlüm razı olmadı ben yalnız yaşıyorum ve evim yeterince büyük, hem eğleniriz diye düşündüm
Minako:
İyi düşünmüşsün, harika bir fikir
Irmak:
Harika!Gidelim öyleyse
Kızlar eşyalarını alır ve eve doğru yola koyulurlar.
6. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 185 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |