The Disappear Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 8, 9, 10, 11, Sonraki |
Yazar
Mesaj

evet yorum yazmayı unutmuşum ^^''' tanrım ben nasıl bi kişiliğim yanlışlıkla tıkladım fanficlere >.< sonra dedim yorum yazmışmıydım ^^''' bakınca kocman bi nayır gördüm >.< öhöm neyse sonuç olarak arashi~ sen git yazar ol evladım çok güzel yazıyosun sade ve akıcı... ei-chan afrein sana yaa ne güzelde düşünmüşsün >.< en can alıcı noktada da kesmişsiniz >.< ve ben son bölümde ne kadar asabiymişim öyle o.Ô Ne Nanbaymış be o.Ô hayatımın aşkı asdfasdf xP sayenizde objektif bakamıyorum yukiden nefret ediyorum xDD şaka bi yana cidden güzel yazmışsınız aferin size yahu xDD

Cevapsız soruların, boynumda kolların, al senin olsun!

ya arkadaşlar aşırı bekletme için çok üzgünüm ama malesef net yasağım var ve uzun süreceğe benziyo
ama netim gelince 3 bölüm birden koymayı düşünüyorum
bizden ayrılmayın~


bizden ayrılmayın~



yeni bölümü çoktan yazdık fakat Tornadocuğumuz canımız ciğerimiz arkadaşımız Antalyalarda gezerken eylüle kadar koyamayacağız~
ama eylülde artık koyarız U__U (sabret Buki az kaldı 9. bölüme xD)
Mavi Jüpiter Savaşçısı beğenmene çok sevindik ^^ biz biraz manga tarzı yazıyoruz umarım bi manga-ka bu eseleri görür beğenir çizer reklamımızı yapar da ünlü oluruz >=3
ama eylülde artık koyarız U__U (sabret Buki az kaldı 9. bölüme xD)
Mavi Jüpiter Savaşçısı beğenmene çok sevindik ^^ biz biraz manga tarzı yazıyoruz umarım bi manga-ka bu eseleri görür beğenir çizer reklamımızı yapar da ünlü oluruz >=3

eylül*ü iple çekiyorum
hadi bakalım bu kadar beklettiniz dönüşünüz muhteşem olsun arkadaşlar
size güveniyorum XD

hadi bakalım bu kadar beklettiniz dönüşünüz muhteşem olsun arkadaşlar

blog'um ^_^
http://ayseelifersoy.blogspot.com/
her şey bunun için
http://www.venusforum.net/viewtopic.php?p=455663#455663

http://ayseelifersoy.blogspot.com/
her şey bunun için

http://www.venusforum.net/viewtopic.php?p=455663#455663




sonunda Tornado geldi de 9. bölümü koyabiliyoruz xD dalın u.u
Bölüm 9:Küçük itiraflar~ Savaşçıların geçmişi ?!
Eien ve Yuki kayalıklara doğru hızla düşerken Arashi sürekli zincirini fırlatmaya devam ediyordu, Leika ise Eien’in saplanan mızrağına rağmen hâlâ uçmakta olan canavara ateş ediyordu. Shizen tüm bunlara dayanamayarak birkaç hızlı hareketle bıçaklarının çoğunu Arashinin zincirine birleştirdi ve bağırarak:
-Yeniden fırlat şunu!!!
Arashi son bir umutla zinciri fırlattı ve Yuki bıçağın ucunu anca tutabildi. Fakat yukarı çekerlerken sürekli sallanıyorlardı ve canavar Leikanın onu vurmasıyla zincire doğru düştü. Birden zincir koparak yeniden kayalıklara doğru düşmeye başladılar ve kayalara ulaşarak paramparça oldular…
Bunun üzerine uçakta büyük bir çığlık koptu. Shizen aniden kalan tüm bıçaklarını canavara fırlattı ve canavar da dayanamayarak düşerek paramparça oldu. Canavara saplanmış olan Eien’in mızrağı kayalara değdiği anda ufacık parçalara bölündü. O sırada beklenmedik bir şey oldu. Mızrağın parçaları büyük bir ışıltı saçtı ve Leika farkında olmadan bir ışık kümesi ateş etti…
Eien ve Yuki dâhil herkes gözlerini açtığında uçaktaki yerlerinde oturduklarını fark ettiler, arkalarındaki yolcu hariç… Diğer yolcular da ne olduğunu şaşırmıştı. İçlerinden biri aniden:
-S-sizi şimdi hatırladım! *Mai içinden hele şükür diye söylenir* Siz haberlerde sözü geçen sözde kahramanlarsınız! Yoksa yine mi gözümüzü boyamaya çalıştınız!?
-NE !?
Raion:
-Ne göz boyaması yaa! Daha demin hayatınızı kurtardık hatta az daha arkadaşlarımız ölüyordu siz hâlâ yaratıkları bizim getirdiğimizi söylüyorsunuz..
Başka bir yolcu:
-O zaman tüm bunlar bir tesadüf müydü?
Shizen:
-E Herald-
-Hayır değildi…
*Herkes kafasını Eien’e doğru çevirir*
Shizen:
-Nasıl yani ?
Mai:
-Ben de Eienle aynı fikirdeyim. Tüm bunlar bir tesadüf olamaz. Belk-
Yuki:
-Öhm bunları sonra konuşsak çok daha iyi olacak.
Yolculuk sırasında yolcular kendi aralarında dedikodular yaparlarken tayfa hiç Bozuntuya vermeden kendi aralarında havadan sudan konuşuyorlardı. Tabii Yuki Eienle ilgilenmeyi ihmal etmiyordu…
İstanbula vardıklarında Yuki Shizen ve Raion’a biletlerini ve bir miktar para vererek onları uğurladılar. Uçakları kalkar kalkmaz Yuki:
-Artık geçici evimizi görmeye gidelim mi?
Mai:
-Geçici ev mi?
Eien:
-Otelde kalmayacak mıyız?
Mai:
-Otele verecek kadar paramız var mı sanki Eien sen de yani..
Eien:
-*kafasında damlacıklar belirir* Ev alacak kadar paramız olduğuna göre otelde de kalabiliyoruz demek ki.. Neyse nerden çıktı bu ev meselesi?
Yuki:
-Babamın Türkiye’de zengin bir arkadaşı vardı ondan rica ettirdim. Yani biz dönene kadar ev bizim.
Eien:
-Peki görelim bakalım ev nasılmış.
Taksiye binerek Yuki’nin bahsettiği eve giderler. İki katlı oldukça büyük olan evi gördüklerinde Yuki ağızları sonuna dek açılan Eien ve Mai’nin ağızlarını kapamak için bayağı uğraşması gerekti. Yuki evi gezdirdikten sonra herkes ilgi alanlarına yöneldi; Eien bilgisayar başına, Mai televizyona, Yuki ise müzik CDlerinin yanına…
Mai:
-Amma teknolojikmişiz be. Elektrik faturasını biz ödemeyiz umarım. *sinsi sinsi sırıtır*
Eien:
-Faturayı bilmem ama televizyon bozulursa ve sen cimrilik edip kendin tamir etmeye kalkarsan hastane masraflarını ben ödemem. *Maiden daha sinsi bir şekilde sırıtır*
Yuki:
-*kafasında damlacıklar çıkar* Sırıtışmanız bittiyse eşyaları yerleştirelim mi? Ben de Arashi’ye yerimizin adresini mesaj çekeyim nolur nolmaz.
Eien ve Mai aynı anda:
-Arashi değil RA-İ-ON!
-Tamam işte Raion.*mırıldanır*Ne fark edecekse..
Eien:
-Hıı bu arada ben erkek çocuk odasını alıyorum sanki benim için yapılmış çok sevdim *gözlerinden pırıltılar çıkar*
Mai:
-Kyaaaa! Ama bana kız çocuk odası kalıyor orayı sevmedim ben çok pembe ve erkek odasından daha karmaşık!
Yuki:
-Odalarınıza daha çabuk alışacaksınız sanırım. Ben de çatı katındaki minik odada kalmak istiyorum. Neyse eşyaları bir an önce yerleştirsek iyi olacak bayağı yorulduk. Yarın işimiz çok olacak.
Herkes eşyalarını yerleştirmiş ve Raion’la Shizen’i durumlarını bildirmişlerdi. İşler bitince herkes evde herhangi bir köşede kayboldu…
Eien sırtüstü uzanmış yıldızları izlerken arkasında bir çıtırtı duydu. Tam ayağa kalkıp arkasını dönmüştü ki ayağındaki kiremit aniden kaydı. Yuki hızla Eien’in kolundan yakalayarak 2. kattan düşmesini son anda önledi. Eien:
-Tamam, kolumu bırakabilirsin toparlandım. Senin yüzünden az daha yere düşüyordum. Çıtırtılarla gelmek yerine en azından geldiğini söyleyemez miydin?
-Hoey sakin ol Krispi reklamında değiliz. Hem senin burada olduğunu bilmiyordum boşluğa “Ben geldim!” demek bana pek mantıklı gelmiyor.*Kıkırdar* Hem biraz daha nazik olamaz mısın?
-Tamam tamam bu durumda şey demem gerekiyordu değil mi? Iıııı… heh Ö-özür Dile-e-erim*Türkçesini söylediği için zorlanmaktadır* Bu arada Krispi ne?
-Mai televizyon izlerken reklamlarda görmüştüm çıtırtılı bişeyler vardı da… *kafasında damla belirir”
-*gözlerini devirerek* Anlıyorum…
Eien tekrar sırtüstü uzanırken Yuki de yanına uzanarak:
-Yıldızları izlemeye gelmiştim ben de. Sana katılabilir miyim?
-Uzandın ya zaten!
Kısa bir sessizlikten sonra Eien:
- Yuki?
-Efendim.
-Biz uçaktayken, hani canavar saldırmıştı, işte orada biz hâlâ Shizen’in bıçağına tutunduğumuz halde niye herkes birden çığlıklar atmaya başladı?
-Bilmem.
-Yalancı. Bildiğini biliyorum…
-Pekâlâ. Benim suyla neler yapabildiğimi biliyorsun değil mi? Gene aynı numara işte.
-Peki, bizi niye illüzyonla başka bir şey yapıyormuşuz gibi gösterdin?
-O bizim hakkımızdaki saçma dedikoduları azaltmak için. Bir yandan da gücümüzü gördüler fena mı?*gülümser*
-Peki ya o ışık? İllüzyon olsaydı bile bizi o kadar kısa sürede normal duruma getiremezdin değil mi?
-Onu ben değil sen yaptın.
-*kafasında damlacıklar çıkar*Nasıl yani?
-Bu sefer gerçekten bilmiyorum.
-Peki, sana son bir soru. Niye geçmişte yıldızlarımızdan postalanıp buraya yollandık?
-Sen beni mızrağınla ağaçla bütünleştirince anlatmıştım ya…
-O özet gibi bir şeydi. Ben ayrıntılarıyla istiyorum. Hatta diğerlerinin de öğrenmesi için telefona kaydedeceğim. Anlatmaya başla bakalım.
-Pekâlâ, geçmişte olanları zaten biliyorsun savaş insanlar yok olma vs. vs. Aslında savaş sizin bildiğinizden çok daha önce başlamıştı. Bunu geçmişte de bilmiyordunuz. Hiç bilmemeniz isteniyordu. Bu işleri genellikle sizin aile üstlendiği halde benim senden daha fazla şey bilmem hâlâ şaşırtıcı olsa da o zamanlar pek umursamıyordum.*kızarır*Çünkü biz nişanlıydık ve düğünümüze çok az zaman kalmıştı. Babanın bizim aileden olduğunu biliyorsun değil mi? Bu bir gelenek. Biz üç kardeştik ve sen soylulardan tek kız olduğun için sana üçümüzden birini seçme hakkı tanındı. Neyse ki dualarım kabul olmuştu ve sen beni seçmiştin. Çok korkuyordum çünkü genellikle büyük kardeşler seçilirdi ve ben en küçükleriydim. Bu biraz zorlama bir evlilik olmasına rağmen ben seni çok seviyordum. Ama.. şey.. s-sen beni pek s-sevmiyordun..
-N-NE?! Hani geçmişte birbirimize âşıktık?
-Belki ben senin beni sevdiğini söylersem benimle ilgilenmeye başlarsın diye düşünmüştüm.
-Neyse neyse devam et… Bunu sonra konuşacağız.*gözlerinden ateşler saçar*
-*tırsar*N-neyse düğünümüze bir gün kalmıştı ki her şey açıklandı ve senin Dünya’ya gönderilmen kararlaştırılmıştı. Neyse ki büyük uğraşlar vererek planların değiştirilmesini sağladım ve senin yerine benim gitmem kararlaştırıldı. Tabii tüm bunlar yalnızca bizim gezegenimizde oluyordu Shizen’in ailesinden henüz yardım istemediler. Neyse bu ilk deneme olduğu için senin ailenin ve benim ailemin yıldızbilimcileri çok sıkı çalıştılar ve 1 hafta sonra Dünyaya gönderilme zamanım gelmişti. Beklediğim gibi sen beni görmeye gelmemiştin… Neyse işte deney faresi gibi parçalara ayrıldığımı ve yıldızdan müthiş bir hızla uzaklaşmaya başladığımı hatırlıyorum. Sonrasında ise uyandığımda sanki yüzyıllarca uyuyormuş gibi hissettim. Başkasının bedeninde olduğumu fark etmek fazla zamanımı almadı. Çünkü içine girdiğim vücut bana pek benzemiyor. Büyük ihtimalle direk vücuda değil anne karnına girmiş olmalıyım. Sizi niye yolladılar bilmiyorum ama herhalde benim uzayda bir yerde kaybolduğumu düşünmüşlerdir ve Shizen’in ailesinden yardım isteyerek sizi de birkaç ay sonra peşimden yollamışlardır ve Leika da beni merak edip sizinle gelmiştir. Ama benim uyanmamın 8 yaşında olması hakkında kesin fikir yürütmek zor. Sizler oldukça şanslısınız.
-Hiçte bile sen bizden çok daha şanslısın. Ailen hem zengin hem de annen de baban da yaşıyor.*gözlerini yere diker*
-Senin ailen… Nasıl öldü?
-Babam uçak kazasında, annemse iş yerinde çıkan bir yangın yüzünden yanarak öldü. Birkaç yıl bana büyükannem baktı. O da 2 sene önce öldü. Ölmesine fazla üzülmedim çünkü ölüm nedenlerine dayanarak babamın cennete anneminse cehenneme gittiğini söyleyerek beni üzüyordu. Şimdi ailemin mirasıyla ve akrabalarımın yolladığı parayla idare ediyorum. Tüm bunları duyduktan sonra hâlâ benim şanslı olduğumu söyleyecek misin?
-Evet. En azından ailenin ölmeden önce seni mutlu ettiklerini görebiliyorum. Üstelik arkalarında yalnızca para bırakmadıklarını da anlamak zor değil. Onlar hâlâ senin yanında. Bense zengin bir ailedeyim evet. Ama ailem yaşıyor mu öldü mü pek anlaşılmıyor. Annemden buraya gelmek için izin bile alamadım. Bir tek babam biliyor. Annem beni belki, bir umut, merak eder diye e-posta yollayabildim sadece. Neyse, soru sorma sırası bende. Arashiyle Türkçeyi biraz bildiğinizi söylemiştiniz. Nereden öğrendiniz?
-Şey Japonya’daki Türkçe Kursunu biliyorsundur. Raion’un babası oraya gidiyormuş ve *kıkırdar* öğrendiklerini hiç durmadan Rai’ye anlatıyormuş. İstemeden de olsa Türkçeyi öğrendi. Ben de yabancı şarkı dinlemeyi severim özellikle bazı Türkçe şarkılar çok hoşuma gidiyor. Şebnem Ferah vs. Biraz da buraya gelmeden önce Türkçe sözlük karıştırdım. Böyle öğrendim. Ya sen?
-Ben de maalesef zorlanarak öğrendim. 8 dil biliyorum, Japoncayla 9.
-*şaşkın şaşkın bakar* Bayağı(!) biliyormuşsun. Fazla soru sorduğumun farkındayım ama bu sefer gerçekten son.
-Sor. *merakla gözlerini hafiften açar*
-Iııı.. Hani şuan ki halin eskisinden farklı demiştin ya…
-Evet?
-Ben eski halime benziyor muyum?
-*gülümser* Hayır. Eski halin çok daha güzel. Diğerleri de öyle. Mesela Leika de eskisinden biraz daha kısa ve aşırı tembel. Sen de eski haline göre daha inatçı ve dik kafalısın.*kıkırdar*
-Argh! Hiçte bile. Ası-
Eien sözünü tamamlayamadan bir çığlık duyarlar, ses Mai’ye aittir. Hemen Eien Yuki’nin yardımıyla yanlarındaki büyük ağaca çıkarak aşağıya atlarlar. Sesin geldiği yöne doğru koşarlar. Mutfağa vardıklarında her yer karmakarışık ve kırmızıdır. Daha da kötüsü Mai ortalarda yoktur…
…
Bölüm 9:Küçük itiraflar~ Savaşçıların geçmişi ?!
Eien ve Yuki kayalıklara doğru hızla düşerken Arashi sürekli zincirini fırlatmaya devam ediyordu, Leika ise Eien’in saplanan mızrağına rağmen hâlâ uçmakta olan canavara ateş ediyordu. Shizen tüm bunlara dayanamayarak birkaç hızlı hareketle bıçaklarının çoğunu Arashinin zincirine birleştirdi ve bağırarak:
-Yeniden fırlat şunu!!!
Arashi son bir umutla zinciri fırlattı ve Yuki bıçağın ucunu anca tutabildi. Fakat yukarı çekerlerken sürekli sallanıyorlardı ve canavar Leikanın onu vurmasıyla zincire doğru düştü. Birden zincir koparak yeniden kayalıklara doğru düşmeye başladılar ve kayalara ulaşarak paramparça oldular…
Bunun üzerine uçakta büyük bir çığlık koptu. Shizen aniden kalan tüm bıçaklarını canavara fırlattı ve canavar da dayanamayarak düşerek paramparça oldu. Canavara saplanmış olan Eien’in mızrağı kayalara değdiği anda ufacık parçalara bölündü. O sırada beklenmedik bir şey oldu. Mızrağın parçaları büyük bir ışıltı saçtı ve Leika farkında olmadan bir ışık kümesi ateş etti…
Eien ve Yuki dâhil herkes gözlerini açtığında uçaktaki yerlerinde oturduklarını fark ettiler, arkalarındaki yolcu hariç… Diğer yolcular da ne olduğunu şaşırmıştı. İçlerinden biri aniden:
-S-sizi şimdi hatırladım! *Mai içinden hele şükür diye söylenir* Siz haberlerde sözü geçen sözde kahramanlarsınız! Yoksa yine mi gözümüzü boyamaya çalıştınız!?
-NE !?
Raion:
-Ne göz boyaması yaa! Daha demin hayatınızı kurtardık hatta az daha arkadaşlarımız ölüyordu siz hâlâ yaratıkları bizim getirdiğimizi söylüyorsunuz..
Başka bir yolcu:
-O zaman tüm bunlar bir tesadüf müydü?
Shizen:
-E Herald-
-Hayır değildi…
*Herkes kafasını Eien’e doğru çevirir*
Shizen:
-Nasıl yani ?
Mai:
-Ben de Eienle aynı fikirdeyim. Tüm bunlar bir tesadüf olamaz. Belk-
Yuki:
-Öhm bunları sonra konuşsak çok daha iyi olacak.
Yolculuk sırasında yolcular kendi aralarında dedikodular yaparlarken tayfa hiç Bozuntuya vermeden kendi aralarında havadan sudan konuşuyorlardı. Tabii Yuki Eienle ilgilenmeyi ihmal etmiyordu…
İstanbula vardıklarında Yuki Shizen ve Raion’a biletlerini ve bir miktar para vererek onları uğurladılar. Uçakları kalkar kalkmaz Yuki:
-Artık geçici evimizi görmeye gidelim mi?
Mai:
-Geçici ev mi?
Eien:
-Otelde kalmayacak mıyız?
Mai:
-Otele verecek kadar paramız var mı sanki Eien sen de yani..
Eien:
-*kafasında damlacıklar belirir* Ev alacak kadar paramız olduğuna göre otelde de kalabiliyoruz demek ki.. Neyse nerden çıktı bu ev meselesi?
Yuki:
-Babamın Türkiye’de zengin bir arkadaşı vardı ondan rica ettirdim. Yani biz dönene kadar ev bizim.
Eien:
-Peki görelim bakalım ev nasılmış.
Taksiye binerek Yuki’nin bahsettiği eve giderler. İki katlı oldukça büyük olan evi gördüklerinde Yuki ağızları sonuna dek açılan Eien ve Mai’nin ağızlarını kapamak için bayağı uğraşması gerekti. Yuki evi gezdirdikten sonra herkes ilgi alanlarına yöneldi; Eien bilgisayar başına, Mai televizyona, Yuki ise müzik CDlerinin yanına…
Mai:
-Amma teknolojikmişiz be. Elektrik faturasını biz ödemeyiz umarım. *sinsi sinsi sırıtır*
Eien:
-Faturayı bilmem ama televizyon bozulursa ve sen cimrilik edip kendin tamir etmeye kalkarsan hastane masraflarını ben ödemem. *Maiden daha sinsi bir şekilde sırıtır*
Yuki:
-*kafasında damlacıklar çıkar* Sırıtışmanız bittiyse eşyaları yerleştirelim mi? Ben de Arashi’ye yerimizin adresini mesaj çekeyim nolur nolmaz.
Eien ve Mai aynı anda:
-Arashi değil RA-İ-ON!
-Tamam işte Raion.*mırıldanır*Ne fark edecekse..
Eien:
-Hıı bu arada ben erkek çocuk odasını alıyorum sanki benim için yapılmış çok sevdim *gözlerinden pırıltılar çıkar*
Mai:
-Kyaaaa! Ama bana kız çocuk odası kalıyor orayı sevmedim ben çok pembe ve erkek odasından daha karmaşık!
Yuki:
-Odalarınıza daha çabuk alışacaksınız sanırım. Ben de çatı katındaki minik odada kalmak istiyorum. Neyse eşyaları bir an önce yerleştirsek iyi olacak bayağı yorulduk. Yarın işimiz çok olacak.
Herkes eşyalarını yerleştirmiş ve Raion’la Shizen’i durumlarını bildirmişlerdi. İşler bitince herkes evde herhangi bir köşede kayboldu…
Eien sırtüstü uzanmış yıldızları izlerken arkasında bir çıtırtı duydu. Tam ayağa kalkıp arkasını dönmüştü ki ayağındaki kiremit aniden kaydı. Yuki hızla Eien’in kolundan yakalayarak 2. kattan düşmesini son anda önledi. Eien:
-Tamam, kolumu bırakabilirsin toparlandım. Senin yüzünden az daha yere düşüyordum. Çıtırtılarla gelmek yerine en azından geldiğini söyleyemez miydin?
-Hoey sakin ol Krispi reklamında değiliz. Hem senin burada olduğunu bilmiyordum boşluğa “Ben geldim!” demek bana pek mantıklı gelmiyor.*Kıkırdar* Hem biraz daha nazik olamaz mısın?
-Tamam tamam bu durumda şey demem gerekiyordu değil mi? Iıııı… heh Ö-özür Dile-e-erim*Türkçesini söylediği için zorlanmaktadır* Bu arada Krispi ne?
-Mai televizyon izlerken reklamlarda görmüştüm çıtırtılı bişeyler vardı da… *kafasında damla belirir”
-*gözlerini devirerek* Anlıyorum…
Eien tekrar sırtüstü uzanırken Yuki de yanına uzanarak:
-Yıldızları izlemeye gelmiştim ben de. Sana katılabilir miyim?
-Uzandın ya zaten!
Kısa bir sessizlikten sonra Eien:
- Yuki?
-Efendim.
-Biz uçaktayken, hani canavar saldırmıştı, işte orada biz hâlâ Shizen’in bıçağına tutunduğumuz halde niye herkes birden çığlıklar atmaya başladı?
-Bilmem.
-Yalancı. Bildiğini biliyorum…
-Pekâlâ. Benim suyla neler yapabildiğimi biliyorsun değil mi? Gene aynı numara işte.
-Peki, bizi niye illüzyonla başka bir şey yapıyormuşuz gibi gösterdin?
-O bizim hakkımızdaki saçma dedikoduları azaltmak için. Bir yandan da gücümüzü gördüler fena mı?*gülümser*
-Peki ya o ışık? İllüzyon olsaydı bile bizi o kadar kısa sürede normal duruma getiremezdin değil mi?
-Onu ben değil sen yaptın.
-*kafasında damlacıklar çıkar*Nasıl yani?
-Bu sefer gerçekten bilmiyorum.
-Peki, sana son bir soru. Niye geçmişte yıldızlarımızdan postalanıp buraya yollandık?
-Sen beni mızrağınla ağaçla bütünleştirince anlatmıştım ya…
-O özet gibi bir şeydi. Ben ayrıntılarıyla istiyorum. Hatta diğerlerinin de öğrenmesi için telefona kaydedeceğim. Anlatmaya başla bakalım.
-Pekâlâ, geçmişte olanları zaten biliyorsun savaş insanlar yok olma vs. vs. Aslında savaş sizin bildiğinizden çok daha önce başlamıştı. Bunu geçmişte de bilmiyordunuz. Hiç bilmemeniz isteniyordu. Bu işleri genellikle sizin aile üstlendiği halde benim senden daha fazla şey bilmem hâlâ şaşırtıcı olsa da o zamanlar pek umursamıyordum.*kızarır*Çünkü biz nişanlıydık ve düğünümüze çok az zaman kalmıştı. Babanın bizim aileden olduğunu biliyorsun değil mi? Bu bir gelenek. Biz üç kardeştik ve sen soylulardan tek kız olduğun için sana üçümüzden birini seçme hakkı tanındı. Neyse ki dualarım kabul olmuştu ve sen beni seçmiştin. Çok korkuyordum çünkü genellikle büyük kardeşler seçilirdi ve ben en küçükleriydim. Bu biraz zorlama bir evlilik olmasına rağmen ben seni çok seviyordum. Ama.. şey.. s-sen beni pek s-sevmiyordun..
-N-NE?! Hani geçmişte birbirimize âşıktık?
-Belki ben senin beni sevdiğini söylersem benimle ilgilenmeye başlarsın diye düşünmüştüm.
-Neyse neyse devam et… Bunu sonra konuşacağız.*gözlerinden ateşler saçar*
-*tırsar*N-neyse düğünümüze bir gün kalmıştı ki her şey açıklandı ve senin Dünya’ya gönderilmen kararlaştırılmıştı. Neyse ki büyük uğraşlar vererek planların değiştirilmesini sağladım ve senin yerine benim gitmem kararlaştırıldı. Tabii tüm bunlar yalnızca bizim gezegenimizde oluyordu Shizen’in ailesinden henüz yardım istemediler. Neyse bu ilk deneme olduğu için senin ailenin ve benim ailemin yıldızbilimcileri çok sıkı çalıştılar ve 1 hafta sonra Dünyaya gönderilme zamanım gelmişti. Beklediğim gibi sen beni görmeye gelmemiştin… Neyse işte deney faresi gibi parçalara ayrıldığımı ve yıldızdan müthiş bir hızla uzaklaşmaya başladığımı hatırlıyorum. Sonrasında ise uyandığımda sanki yüzyıllarca uyuyormuş gibi hissettim. Başkasının bedeninde olduğumu fark etmek fazla zamanımı almadı. Çünkü içine girdiğim vücut bana pek benzemiyor. Büyük ihtimalle direk vücuda değil anne karnına girmiş olmalıyım. Sizi niye yolladılar bilmiyorum ama herhalde benim uzayda bir yerde kaybolduğumu düşünmüşlerdir ve Shizen’in ailesinden yardım isteyerek sizi de birkaç ay sonra peşimden yollamışlardır ve Leika da beni merak edip sizinle gelmiştir. Ama benim uyanmamın 8 yaşında olması hakkında kesin fikir yürütmek zor. Sizler oldukça şanslısınız.
-Hiçte bile sen bizden çok daha şanslısın. Ailen hem zengin hem de annen de baban da yaşıyor.*gözlerini yere diker*
-Senin ailen… Nasıl öldü?
-Babam uçak kazasında, annemse iş yerinde çıkan bir yangın yüzünden yanarak öldü. Birkaç yıl bana büyükannem baktı. O da 2 sene önce öldü. Ölmesine fazla üzülmedim çünkü ölüm nedenlerine dayanarak babamın cennete anneminse cehenneme gittiğini söyleyerek beni üzüyordu. Şimdi ailemin mirasıyla ve akrabalarımın yolladığı parayla idare ediyorum. Tüm bunları duyduktan sonra hâlâ benim şanslı olduğumu söyleyecek misin?
-Evet. En azından ailenin ölmeden önce seni mutlu ettiklerini görebiliyorum. Üstelik arkalarında yalnızca para bırakmadıklarını da anlamak zor değil. Onlar hâlâ senin yanında. Bense zengin bir ailedeyim evet. Ama ailem yaşıyor mu öldü mü pek anlaşılmıyor. Annemden buraya gelmek için izin bile alamadım. Bir tek babam biliyor. Annem beni belki, bir umut, merak eder diye e-posta yollayabildim sadece. Neyse, soru sorma sırası bende. Arashiyle Türkçeyi biraz bildiğinizi söylemiştiniz. Nereden öğrendiniz?
-Şey Japonya’daki Türkçe Kursunu biliyorsundur. Raion’un babası oraya gidiyormuş ve *kıkırdar* öğrendiklerini hiç durmadan Rai’ye anlatıyormuş. İstemeden de olsa Türkçeyi öğrendi. Ben de yabancı şarkı dinlemeyi severim özellikle bazı Türkçe şarkılar çok hoşuma gidiyor. Şebnem Ferah vs. Biraz da buraya gelmeden önce Türkçe sözlük karıştırdım. Böyle öğrendim. Ya sen?
-Ben de maalesef zorlanarak öğrendim. 8 dil biliyorum, Japoncayla 9.
-*şaşkın şaşkın bakar* Bayağı(!) biliyormuşsun. Fazla soru sorduğumun farkındayım ama bu sefer gerçekten son.
-Sor. *merakla gözlerini hafiften açar*
-Iııı.. Hani şuan ki halin eskisinden farklı demiştin ya…
-Evet?
-Ben eski halime benziyor muyum?
-*gülümser* Hayır. Eski halin çok daha güzel. Diğerleri de öyle. Mesela Leika de eskisinden biraz daha kısa ve aşırı tembel. Sen de eski haline göre daha inatçı ve dik kafalısın.*kıkırdar*
-Argh! Hiçte bile. Ası-
Eien sözünü tamamlayamadan bir çığlık duyarlar, ses Mai’ye aittir. Hemen Eien Yuki’nin yardımıyla yanlarındaki büyük ağaca çıkarak aşağıya atlarlar. Sesin geldiği yöne doğru koşarlar. Mutfağa vardıklarında her yer karmakarışık ve kırmızıdır. Daha da kötüsü Mai ortalarda yoktur…
…

Güzel olmuş hakkaten güzel ne yani ben ben değil miyim demiycem xDD ondan sustum >.< güzel olmuş güzel yazmışdınız ama diğer bölüme bizide anlatın ne halt ettik merak ediyorum U_U Arashi üzülme benle seyahate çıkmak o kadarda kötü değildir e.? neyse güzel olmuş devamını bekliyorum U_U

Cevapsız soruların, boynumda kolların, al senin olsun!

-Hoey sakin ol Krispi reklamında değiliz. Hem senin burada olduğunu bilmiyordum boşluğa “Ben geldim!” demek bana pek mantıklı gelmiyor.*Kıkırdar* Hem biraz daha nazik olamaz mısın?
-Tamam tamam bu durumda şey demem gerekiyordu değil mi? Iıııı… heh Ö-özür Dile-e-erim*Türkçesini söylediği için zorlanmaktadır* Bu arada Krispi ne?
-Mai televizyon izlerken reklamlarda görmüştüm çıtırtılı bişeyler vardı da… *kafasında damla belirir”
benim kafada da bir damla belirdi ama açlıktan
oruçlu oruçlu canım çekti yahhuu
bu arada yeni bölüm harika olmuş peynir ekmek gibi tükettim
çok akıcı
ellerinize sağlık yeni bölümü ise sabırsızlıkla bekliyorum
neler olacak acabaaa 
-Tamam tamam bu durumda şey demem gerekiyordu değil mi? Iıııı… heh Ö-özür Dile-e-erim*Türkçesini söylediği için zorlanmaktadır* Bu arada Krispi ne?
-Mai televizyon izlerken reklamlarda görmüştüm çıtırtılı bişeyler vardı da… *kafasında damla belirir”
benim kafada da bir damla belirdi ama açlıktan

bu arada yeni bölüm harika olmuş peynir ekmek gibi tükettim




blog'um ^_^
http://ayseelifersoy.blogspot.com/
her şey bunun için
http://www.venusforum.net/viewtopic.php?p=455663#455663

http://ayseelifersoy.blogspot.com/
her şey bunun için

http://www.venusforum.net/viewtopic.php?p=455663#455663



malesef o işlerden anlamıyorum xD kendileri bulsunlar işte =P
beğenmenize de çok sevimdim *-* gelecek bölümde önce maiye ardından shizenle raiona değineceğiz u.u bizden ayrılmayın~
beğenmenize de çok sevimdim *-* gelecek bölümde önce maiye ardından shizenle raiona değineceğiz u.u bizden ayrılmayın~

*-* yine çok gzl olmuş (= yeni bölümü fazla geciktirmeyin *Q*
avatar ~ michiru
.
McFly ♥


9. sayfa (Toplam 11 sayfa) [ 153 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |