Maksim GORKİ (Aleksey Maksimoviç Peşkov) ve ÜÇLEMESİ |
Yazar
Mesaj
ilk önce Ekmeğimi kazanırken
Bu iğrenç şeyleri niçin anlatıyorum? Ne gereği var, değil mi? O zaman, şunu bilin ki, sayın okur, bu yalnızca eski bir olay değildir! Siz uydurma dehşetlerden hoşlanırsınız, korku öyküleri okumaktan zevk alırsınız, duygularınızın, hırpalayıcı kurgularla gıdıklanması hoşunuza gider, bundan hiç çekinmezsiniz. Ama ben gerçek korkunç olaylar biliyorum, günlük yaşamın dehşetli olayları bunlar işte, onları size anımsatmak duygularınızı zevksizce gıdıklama hakkımı kullanıyorum, böylece nerede ve nasıl yaşadığınızı kesinlikle anlayabilirsiniz.
... Bir kundura mağazasına çırak olarak verilir Gorki. Artık ekmeğini kendi kazanacaktır. Ama elleri kaynar çorba ile haşlanır ve buradan ayrılıp yine ninesinin yanına dönmek zorunda kalır. Elleri iyileşince, uzak akrabalarından bir mimarın yanına çırak olarak girer. Gorki mimarın evinde düpedüz hizmetçilik yapar. Bu ağır iş koşullarına ancak bir yıl dayanabilir. Oradan kaçarak Volga'da çalışan gemilerden birinde aşçı yamaklığı ve bulaşıkçılık eder. Gemiden ayrılınca, bir süre başıboş dolaşır. Kuş avcılığıyla yaşamını kazanmaya çalışır. Sonra yeniden mimarın yanına girer. Yine ayrılır ve bu kez bir ikon atölyesinde çalışmaya başlar. Kutsal resimler (ikonlar) satan bir mağazada tezgahtar yamaklığı yapar. Üçüncü kez olarak yine mimarın yanına girer ve inşaat işlerinde mimara yardımcı olur. Gorki tüm bu ağır iş şartlarına bakmaksızın, olanak buldukça sürekli okur. Bu yüzden başına olmadık işler gelir. Onda bu okuma tutkusu, yaşamı boyunca tükenmez. Bu yapıtında Gorki kısaca ekmeğini kazanma serüvenini anlatmaktadır.
Maxim Gorki'nin ayrılmaz bir bütün oluşturan üç özyaşamöyküsü romanı, yazarın çocukluk ve gençlik yıllarına olduğu kadar 19. yüzyılın bitiminde Rus küçük burjuva katmanlarının hayatına da alabildiğine nesnel bir ayna tutar. Büyük kentlerin uzağında, dünyaları küçük, hayata yönelik talepleri ve ihtiyaçları sınırlı, basit, dini inanç ile batıl inancın karışımından oluşmuş bir tutuculuğun zemininde ayakta durmak için çalışan bu insanların arasında varolma ve oradan çıkışın öyküsü, Gorki üçlemesinin de kaynağını oluşturur. Ekmeğimi Kazanırken, yazarın henüz bir çocukken dış dünyayı tanımaya ve hayata çok zor şartlarda tutunmaya çalışan insanların mücadelelerine tanık olma sürecini anlatır. Yazarın, ninesinin koruyuculuğu ile dış dünyanın acımasızlığı arasında gidip geldiği bu yıllarda, hayatının ikinci bir sığınağı da uzak akrabalarından bir mimarın yanıdır. Ekmeğimi Kazanırken: Toplumsal çevrenin dar dünyasından çıkış arayışı.
Bu iğrenç şeyleri niçin anlatıyorum? Ne gereği var, değil mi? O zaman, şunu bilin ki, sayın okur, bu yalnızca eski bir olay değildir! Siz uydurma dehşetlerden hoşlanırsınız, korku öyküleri okumaktan zevk alırsınız, duygularınızın, hırpalayıcı kurgularla gıdıklanması hoşunuza gider, bundan hiç çekinmezsiniz. Ama ben gerçek korkunç olaylar biliyorum, günlük yaşamın dehşetli olayları bunlar işte, onları size anımsatmak duygularınızı zevksizce gıdıklama hakkımı kullanıyorum, böylece nerede ve nasıl yaşadığınızı kesinlikle anlayabilirsiniz.
... Bir kundura mağazasına çırak olarak verilir Gorki. Artık ekmeğini kendi kazanacaktır. Ama elleri kaynar çorba ile haşlanır ve buradan ayrılıp yine ninesinin yanına dönmek zorunda kalır. Elleri iyileşince, uzak akrabalarından bir mimarın yanına çırak olarak girer. Gorki mimarın evinde düpedüz hizmetçilik yapar. Bu ağır iş koşullarına ancak bir yıl dayanabilir. Oradan kaçarak Volga'da çalışan gemilerden birinde aşçı yamaklığı ve bulaşıkçılık eder. Gemiden ayrılınca, bir süre başıboş dolaşır. Kuş avcılığıyla yaşamını kazanmaya çalışır. Sonra yeniden mimarın yanına girer. Yine ayrılır ve bu kez bir ikon atölyesinde çalışmaya başlar. Kutsal resimler (ikonlar) satan bir mağazada tezgahtar yamaklığı yapar. Üçüncü kez olarak yine mimarın yanına girer ve inşaat işlerinde mimara yardımcı olur. Gorki tüm bu ağır iş şartlarına bakmaksızın, olanak buldukça sürekli okur. Bu yüzden başına olmadık işler gelir. Onda bu okuma tutkusu, yaşamı boyunca tükenmez. Bu yapıtında Gorki kısaca ekmeğini kazanma serüvenini anlatmaktadır.
Maxim Gorki'nin ayrılmaz bir bütün oluşturan üç özyaşamöyküsü romanı, yazarın çocukluk ve gençlik yıllarına olduğu kadar 19. yüzyılın bitiminde Rus küçük burjuva katmanlarının hayatına da alabildiğine nesnel bir ayna tutar. Büyük kentlerin uzağında, dünyaları küçük, hayata yönelik talepleri ve ihtiyaçları sınırlı, basit, dini inanç ile batıl inancın karışımından oluşmuş bir tutuculuğun zemininde ayakta durmak için çalışan bu insanların arasında varolma ve oradan çıkışın öyküsü, Gorki üçlemesinin de kaynağını oluşturur. Ekmeğimi Kazanırken, yazarın henüz bir çocukken dış dünyayı tanımaya ve hayata çok zor şartlarda tutunmaya çalışan insanların mücadelelerine tanık olma sürecini anlatır. Yazarın, ninesinin koruyuculuğu ile dış dünyanın acımasızlığı arasında gidip geldiği bu yıllarda, hayatının ikinci bir sığınağı da uzak akrabalarından bir mimarın yanıdır. Ekmeğimi Kazanırken: Toplumsal çevrenin dar dünyasından çıkış arayışı.
Ryuzaki L . You're the only one that I love for real...

Maksim GORKİ (Aleksey Maksimoviç Peşkov) ve ÜÇLEMESİ
1-ÇOCUKLUĞUM
Çocukluğum /
Çocukluğumu hatırlarken, kendimi bir bal peteği gibi düşünmek hoşuma gidiyor; hayal meyal aklımda kalmış çeşitli basit insanlar, yaşam hakkındaki düşüncelerinin, bilgilerinin balını getirip bu peteğe bırakarak, karakterimin oluşmasına kendi deneyimleriyle katkıda bulunmuşlardır. Çoğu kez, bu balların içine pis olanı, acı olanı da karışmıştır, ama varsın karışsın, en ufak bir bilgi kırıntısı bile baldır ya yine de.
Yedi yıllık siyasi sürgünden dönen Gorki, 1913 yılında, 1923'te Benim Üniversitelerim'le bitecek üçlemesinin ilki olan Çocukluğum'u kaleme alır. Anlattıklarının kendisine değil, geçmişte ve yaşadığı günlerdeki sıradan Rus halkının hayatına ait korkunç izlenimlerin kasvetli çerçevesinden ibaret olduğunu söyleyen Gorki, hayatının ayrıntılarına, tesadüflerine; tarihinin en büyük dönüşümüne doğru evrilen Rusya'nın gerçekliğini yansıtan temsili bir güç kazandırır.
Çocukluğum: Hayatın dikenli yollarında.
2-EKMEĞİMİ KAZANIRKEN:
Maxim Gorki'nin ayrılmaz bir bütün oluşturan üç özyaşamöyküsü romanı, yazarın çocukluk ve gençlik yıllarına olduğu kadar 19. yüzyılın bitiminde Rus küçük burjuva katmanlarının hayatına da alabildiğine nesnel bir ayna tutar. Büyük kentlerin uzağında, dünyaları küçük, hayata yönelik talepleri ve ihtiyaçları sınırlı, basit, dini inanç ile batıl inancın karışımından oluşmuş bir tutuculuğun zemininde ayakta durmak için çalışan bu insanların arasında varolma ve oradan çıkışın öyküsü, Gorki üçlemesinin de kaynağını oluşturur.
Ekmeğimi Kazanırken, yazarın henüz bir çocukken dış dünyayı tanımaya ve hayata çok zor şartlarda tutunmaya çalışan insanların mücadelelerine tanık olma sürecini anlatır. Yazarın, ninesinin koruyuculuğu ile dış dünyanın acımasızlığı arasında gidip geldiği bu yıllarda, hayatının ikinci bir sığınağı da uzak akrabalarından bir mimarın yanıdır.
Ekmeğimi Kazanırken: Toplumsal çevrenin dar dünyasından çıkış arayışı.
3-BENİM ÜNİVERSİTELERİM:
Benim Üniversitelerim Gorki'nin başyapıt olarak kabul edilen üç kitaplık yaşam öyküsünün son bölümüdür.
Gorki, okuma aşkıyla yanıp tutuşan on altı yaşında yersiz yurtsuz bir delikanlıyken, üniversiteler kenti Kazan'a gelmiş ve yaşam üniversitesinin çetin sınavlarından geçerek kendi kendini yetiştirmişti. Yaşamının acı ve yoksulluk içinde geçen bu öneminde, ilk kez halkçı-ihtilalci gizli siyasal örgütlere katılmış, Volga boylarındaki köylerde, halk arasında devrimci propaganda ve ajitasyonda bulunmuştur...
Gorki'nin yaşamöyküsünü anlatan üçlemenin bu son kitabı, onun yirmili yaşlarına kadar topladığı hayat deneyimleri üzerine kuruludur. Kunduracı çıraklığından aşçı yamaklığına, kuş avcılığından ikona mağazası tezgâhtarlığına kadar bir tür hayata hazırlanma aşamalarından geçen yazar, hak ettiğini düşündüğü yüksek öğrenime yönelir. Kazan'daki üniversiteye girme imkânı bulamayan Gorki. hayat üniversitesinin içinden geçer. Önceki iki özyaşam öyküsü romanındaki doğal, kırsal dünya, burada yerini kentin izbe. içindeki hayatlar gibi yıkık dökük, ama ayakta duran binalarına bırakır. Yazar bizi, ara sıra yorum kattığı bir belgesel sinema tekniğiyle farklı toplumsal katmanları temsil eden renkli tiplerin, karakterlerin dünyasından geçirirken, "hayat üniversitesinden mezun oluşunun" da ipuçlarını verir. Gorki. kötülüğün, hoşgörüsüzlüğün, tembelliğin ve aptallığın dünyevi ve dinsel kurumların baskısından çok daha belirleyici olduklarını hatırlatır bize; Benim Üniversitelerim, onun bu engellere karşı verdiği mücadelenin üçüncü aşamasını oluşturur.
1-ÇOCUKLUĞUM
Çocukluğum /
Çocukluğumu hatırlarken, kendimi bir bal peteği gibi düşünmek hoşuma gidiyor; hayal meyal aklımda kalmış çeşitli basit insanlar, yaşam hakkındaki düşüncelerinin, bilgilerinin balını getirip bu peteğe bırakarak, karakterimin oluşmasına kendi deneyimleriyle katkıda bulunmuşlardır. Çoğu kez, bu balların içine pis olanı, acı olanı da karışmıştır, ama varsın karışsın, en ufak bir bilgi kırıntısı bile baldır ya yine de.
Yedi yıllık siyasi sürgünden dönen Gorki, 1913 yılında, 1923'te Benim Üniversitelerim'le bitecek üçlemesinin ilki olan Çocukluğum'u kaleme alır. Anlattıklarının kendisine değil, geçmişte ve yaşadığı günlerdeki sıradan Rus halkının hayatına ait korkunç izlenimlerin kasvetli çerçevesinden ibaret olduğunu söyleyen Gorki, hayatının ayrıntılarına, tesadüflerine; tarihinin en büyük dönüşümüne doğru evrilen Rusya'nın gerçekliğini yansıtan temsili bir güç kazandırır.
Çocukluğum: Hayatın dikenli yollarında.
2-EKMEĞİMİ KAZANIRKEN:
Maxim Gorki'nin ayrılmaz bir bütün oluşturan üç özyaşamöyküsü romanı, yazarın çocukluk ve gençlik yıllarına olduğu kadar 19. yüzyılın bitiminde Rus küçük burjuva katmanlarının hayatına da alabildiğine nesnel bir ayna tutar. Büyük kentlerin uzağında, dünyaları küçük, hayata yönelik talepleri ve ihtiyaçları sınırlı, basit, dini inanç ile batıl inancın karışımından oluşmuş bir tutuculuğun zemininde ayakta durmak için çalışan bu insanların arasında varolma ve oradan çıkışın öyküsü, Gorki üçlemesinin de kaynağını oluşturur.
Ekmeğimi Kazanırken, yazarın henüz bir çocukken dış dünyayı tanımaya ve hayata çok zor şartlarda tutunmaya çalışan insanların mücadelelerine tanık olma sürecini anlatır. Yazarın, ninesinin koruyuculuğu ile dış dünyanın acımasızlığı arasında gidip geldiği bu yıllarda, hayatının ikinci bir sığınağı da uzak akrabalarından bir mimarın yanıdır.
Ekmeğimi Kazanırken: Toplumsal çevrenin dar dünyasından çıkış arayışı.
3-BENİM ÜNİVERSİTELERİM:
Benim Üniversitelerim Gorki'nin başyapıt olarak kabul edilen üç kitaplık yaşam öyküsünün son bölümüdür.
Gorki, okuma aşkıyla yanıp tutuşan on altı yaşında yersiz yurtsuz bir delikanlıyken, üniversiteler kenti Kazan'a gelmiş ve yaşam üniversitesinin çetin sınavlarından geçerek kendi kendini yetiştirmişti. Yaşamının acı ve yoksulluk içinde geçen bu öneminde, ilk kez halkçı-ihtilalci gizli siyasal örgütlere katılmış, Volga boylarındaki köylerde, halk arasında devrimci propaganda ve ajitasyonda bulunmuştur...
Gorki'nin yaşamöyküsünü anlatan üçlemenin bu son kitabı, onun yirmili yaşlarına kadar topladığı hayat deneyimleri üzerine kuruludur. Kunduracı çıraklığından aşçı yamaklığına, kuş avcılığından ikona mağazası tezgâhtarlığına kadar bir tür hayata hazırlanma aşamalarından geçen yazar, hak ettiğini düşündüğü yüksek öğrenime yönelir. Kazan'daki üniversiteye girme imkânı bulamayan Gorki. hayat üniversitesinin içinden geçer. Önceki iki özyaşam öyküsü romanındaki doğal, kırsal dünya, burada yerini kentin izbe. içindeki hayatlar gibi yıkık dökük, ama ayakta duran binalarına bırakır. Yazar bizi, ara sıra yorum kattığı bir belgesel sinema tekniğiyle farklı toplumsal katmanları temsil eden renkli tiplerin, karakterlerin dünyasından geçirirken, "hayat üniversitesinden mezun oluşunun" da ipuçlarını verir. Gorki. kötülüğün, hoşgörüsüzlüğün, tembelliğin ve aptallığın dünyevi ve dinsel kurumların baskısından çok daha belirleyici olduklarını hatırlatır bize; Benim Üniversitelerim, onun bu engellere karşı verdiği mücadelenin üçüncü aşamasını oluşturur.
Ryuzaki L . You're the only one that I love for real...

Hayatı
Doğum tarihi 28 Mart 1868
Doğum yeri Çarlık Rusyası
Ölüm tarihi 18 Haziran 1936
Gorki, nakliyecilik yapan babasını 5 yaşındayken kaybeder, annesi yeniden evlenince doğum yeri olan Novgorod'a döner. 11 yaşında tamamen öksüz kalır ve anneannesi ve büyük babası tarafından Astrahan'da büyütülür. Masalları ile büyüdüğü anneannesinin üzerinde büyük etkisi vardır. Gorki yalnızca birkaç ay okula gidebilir. 8 yaşında çalışmaya başlar, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanır. Bir gemide bulaşıkçılık yaparken okuma merakı sarar. İlk gençlik yıllarını Kazan'da geçiren Gorki Aralık 1887’de intihar girişiminde bulunur. Sonraki 5 yıl boyunca değişik işlerde çalışarak, daha sonra yazılarında kullanacağı pek çok izlenimi edindiği büyük Rusya turuna çıkar. Gorki'nin daha sonra eserlerinde görülen güçlü betimlemeler ne kadar keskin bir gözlemci olduğunu gösterecektir.
Maksim Gorki1892 yılında Tiflis’de Kafkasya gazetesinde çalışmaya başladı. Yoksullukla ve acıyla dolu bir hayat sürdüğü için Rusça’da acı anlamına gelen Gorki takma adını kullanmaya başladı. 1895'te St. Petersburg'da yayınlanan bir dergide çıkan Çelkaş adlı öykü ile ünlendi. Ardından Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız öyküsü yayınlandı. Ünü hızla yayıldı. Bu öyküler kadar başarılı olmayan bir dizi roman ve öykü daha yazdı. Gorki’nin 1898 yılında yayınlanan ilk kitabı Hikaye Denemeleri (Очерки и рассказы) çok beğenilir ve yazarlık kariyerinin başlatangıcı sayılır. İlk romanı Foma 1899'da basıldı. Bu dönemde sağlam bir olay örgüsü kuramaması ve yaşamın anlamı üzerine uzun felsefik tartışmalara girmesi romanlarının başarısını düşürür. 1906'da yazdığı ve Rus Devrimi'ne adadığı Ana en başarılı romanıdır. 1899-1906 arasında St. Petersburg'da yaşar. Gorki, Çar rejimine açıkça karşı çıkmış ve bu yüzden bir çok kez tutuklanmıştır. Çarlık tarafından kontrol ve baskılara maruz kalmıştır. 1901'de Fırtına Kuşunun Türküsü isimli kısa şiiri yüzünden tutuklandı. Kısa sürede serbest kaldı, Kırım'a gitti.
Gorki bir çok devrimci ile tanıştı. Lenin’le tanıştığı 1902 yılından itibaren aralarında yakın bir arkadaşlık oluşmuştur.
1902 yılında Rusya Edebiyat Akedemisi'ne seçilir. Ancak Çar II. Nikolas buna izin vermez. Anton Çehov ve Vilademir Korolenko bu tavrı protesto eder ve Akademiden ayrılır.
Başarısız olan 1905 Rus Devrimi sırasında Peter ve Paul Kalesi'nde kısa bir süre daha hapis kalır. Gorki Güneşin Çocukları adlı oyununu yazar.[/img]
Doğum tarihi 28 Mart 1868
Doğum yeri Çarlık Rusyası
Ölüm tarihi 18 Haziran 1936

Gorki, nakliyecilik yapan babasını 5 yaşındayken kaybeder, annesi yeniden evlenince doğum yeri olan Novgorod'a döner. 11 yaşında tamamen öksüz kalır ve anneannesi ve büyük babası tarafından Astrahan'da büyütülür. Masalları ile büyüdüğü anneannesinin üzerinde büyük etkisi vardır. Gorki yalnızca birkaç ay okula gidebilir. 8 yaşında çalışmaya başlar, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanır. Bir gemide bulaşıkçılık yaparken okuma merakı sarar. İlk gençlik yıllarını Kazan'da geçiren Gorki Aralık 1887’de intihar girişiminde bulunur. Sonraki 5 yıl boyunca değişik işlerde çalışarak, daha sonra yazılarında kullanacağı pek çok izlenimi edindiği büyük Rusya turuna çıkar. Gorki'nin daha sonra eserlerinde görülen güçlü betimlemeler ne kadar keskin bir gözlemci olduğunu gösterecektir.
Maksim Gorki1892 yılında Tiflis’de Kafkasya gazetesinde çalışmaya başladı. Yoksullukla ve acıyla dolu bir hayat sürdüğü için Rusça’da acı anlamına gelen Gorki takma adını kullanmaya başladı. 1895'te St. Petersburg'da yayınlanan bir dergide çıkan Çelkaş adlı öykü ile ünlendi. Ardından Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız öyküsü yayınlandı. Ünü hızla yayıldı. Bu öyküler kadar başarılı olmayan bir dizi roman ve öykü daha yazdı. Gorki’nin 1898 yılında yayınlanan ilk kitabı Hikaye Denemeleri (Очерки и рассказы) çok beğenilir ve yazarlık kariyerinin başlatangıcı sayılır. İlk romanı Foma 1899'da basıldı. Bu dönemde sağlam bir olay örgüsü kuramaması ve yaşamın anlamı üzerine uzun felsefik tartışmalara girmesi romanlarının başarısını düşürür. 1906'da yazdığı ve Rus Devrimi'ne adadığı Ana en başarılı romanıdır. 1899-1906 arasında St. Petersburg'da yaşar. Gorki, Çar rejimine açıkça karşı çıkmış ve bu yüzden bir çok kez tutuklanmıştır. Çarlık tarafından kontrol ve baskılara maruz kalmıştır. 1901'de Fırtına Kuşunun Türküsü isimli kısa şiiri yüzünden tutuklandı. Kısa sürede serbest kaldı, Kırım'a gitti.
Gorki bir çok devrimci ile tanıştı. Lenin’le tanıştığı 1902 yılından itibaren aralarında yakın bir arkadaşlık oluşmuştur.
1902 yılında Rusya Edebiyat Akedemisi'ne seçilir. Ancak Çar II. Nikolas buna izin vermez. Anton Çehov ve Vilademir Korolenko bu tavrı protesto eder ve Akademiden ayrılır.
Başarısız olan 1905 Rus Devrimi sırasında Peter ve Paul Kalesi'nde kısa bir süre daha hapis kalır. Gorki Güneşin Çocukları adlı oyununu yazar.[/img]
Ryuzaki L . You're the only one that I love for real...

süper kitaplar evde duruyordular ve karların yağdığı yolların kapandığı zamanlardandı geçen seneydi elektrikler kesildi ve ben can sıkıntısından bunları okumaya başladım sonra beni büyüledi ve 3 kitabıda bi solukta bitirdim o zamanlar gözlerim çok ağırmıştı çünkü sabahları okuduğum yetmez gibi gece mum ışığındada okudum süper tek kelime ile 

Ryuzaki L . You're the only one that I love for real...


1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 5 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |