sofinin dünyası Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu kitap felsefeye uzak duranların felsefeden korkanların, felsefeyi ağır anlaşılmaz bir bilim olarak görenlerin muhakkak okuması gereken bir kitap. Sofi’nin Dünyası, felsefe severlerin zaten ilk adımda okuduğu bir kitaptır.
Sizlerle Ahmet Altan’ın bir yazısını paylaşmak isteriz…
TAVŞAN VE FELSEFE
Felsefe, insanlara, karanlık, karmaşık, anlaşılmaz, ürkütücü bir sonsuzluk gibi gelir, hayatın en temel sorularına cevap arayan filozofların görüşlerine, sanki bu iş onların hayatını hiç ilgilendirmiyormuş gibi uzak dururlar, felsefe "derin" insanlara ait bir işmiş gibi gündelik konularımızın dışına itilir.
Hâlbuki binlerce yıldan beri süregelen felsefi tartışmalar bir "polisiye roman" gibi heyecanlı ve zevklidir, "katil kim" sorusuna cevap arayan dedektifler gibi, filozoflar da "yaradılışın" sırrını çözmeye, hayatın "failini" bulmaya uğraşırlar.
Norveçli bir felsefe öğretmeni olan Jostein Gaarder de otuz dokuz yaşındayken, insanlara özellikle de öğrencilere felsefeyi sevdirmek için "Sofi'nin Dünyası" isimli bir romanı yazmış, kitap Türkiye'de dâhil bütün dünyada bestseller olmuş.
Roman, on üç yaşındaki Sofi'nin bir gün posta kutusunda kendisine gönderilmiş bir mektup bulmasıyla başlıyor. Mektubu açtığında tek kelimelik bir soruyla karşılaşıyor.
"Kimsin?"
Bu soru küçük kızın aklına takılıyor, "ben kimim" diye düşünmeye başlıyor.
Ertesi gün bir mektup daha geliyor.
Onda da başka bir soru var.
"Dünya nasıl yaratıldı?"
Küçük kız bu iki sorunun cevabını düşünmeye başlıyor ve bu iki sorunun dışındaki bütün tartışmalar, bütün dersler ona anlamsız gözüküyor.
Sonra kıza üçüncü bir mektup geliyor ve bu mektupta, meçhul biri ona felsefenin bu soruların cevabını araştırdığını söyleyerek, hayat ve felsefe hakkında bilgiler vermeye koyuluyor:
"Bundan iki bin yıl önce yaşamış bir filozofa göre, felsefe insanların hayretinden doğmuştur. Ona göre, insanlar kendi var oluşlarına şaşarlar, felsefi soruların çoğu da böylelikle kendiliğinden ortaya çıkar.
Bir sihirbazlık seyreder gibidir insanlar...
Birçok insan için dünya, sihirbazın beş dakika önce bomboş olan bir silindir şapkadan tavşan çıkarması kadar akıl almaz bir şeydir. Tavşan meselesinde sihirbazın bizi kandırdığını biliriz. Merak ettiğimiz şey bunu nasıl becerdiğidir. Dünyadan söz ederken ise durum biraz farklıdır. Dünyanın hokus pokus bir şey olmadığını biliriz, çünkü biz de dünyada yaşamakta olup onun bir parçasıyız. Aslında sihirbazın silindir şapkasından çıkarılan biziz. Tavşanla aramızdaki tek fark, tavşanın bir sihirbazlık oyununa dahil olduğunun farkında olmayışıdır. Biz ise gizemli bir şeylerin parçası olduğumuza inanır, şeylerin arasındaki ilişkiyi bulmaya çalışırız."
Roman, küçük bir kızın dikkatini çekecek sorular ve bu sorulara verilen felsefi cevaplarla bütün felsefe tarihini, insanoğlunun düşünce macerasını, kendini ve yaradılışının sırrını aramasının şaşırtıcı hikayesini anlatıyor.
Üstelik bütün bunlar on üç yaşındaki bir çocuğun bile anlayabileceği bir üslupla yazılıyor, felsefenin hiç de insanları korkutacak bir iş olmadığı zekice bulunmuş bir kurguyla gösteriliyor.
En karışık görünen konuların, insanlara, özellikle de çocuklara, onların meraklarını uyandırarak zevkle öğretebileceğini fark ediyorsunuz.
Bu kitabı okuyan bir çocuk artık hayatı boyunca felsefeden korkmaz, hayatla ilgili soruları bilir, bunların cevapları konusunda fikir sahibi olur, düşünmeyi öğrenir ve bütün bunları zevkle, istekle yapar.
Eğer sihirli şapkadan çıkan bir "tavşandan" farklı olmak istiyorsanız felsefeyle ilgilenmeniz gerektiğini "Sofi'nin Dünyasını" okurken kavrayabilirsiniz ve çocuklara felsefe öğretileceğini, bunun için onların merakını harekete geçirmenin yeterli olduğunu anlayabilirsiniz.
Okuyun bu kitabı, mümkünse çocuklarınıza da okutun.
Ülkemizdeki "tavşanların" sayısı azalsın biraz
doğakoleji.comdan alıntıdır
benim severek okuduğum bi kitap .aranızda okuyan var mı arkadaşlar? (tanıtım biraz uzun oldu galiba )
Sizlerle Ahmet Altan’ın bir yazısını paylaşmak isteriz…
TAVŞAN VE FELSEFE
Felsefe, insanlara, karanlık, karmaşık, anlaşılmaz, ürkütücü bir sonsuzluk gibi gelir, hayatın en temel sorularına cevap arayan filozofların görüşlerine, sanki bu iş onların hayatını hiç ilgilendirmiyormuş gibi uzak dururlar, felsefe "derin" insanlara ait bir işmiş gibi gündelik konularımızın dışına itilir.
Hâlbuki binlerce yıldan beri süregelen felsefi tartışmalar bir "polisiye roman" gibi heyecanlı ve zevklidir, "katil kim" sorusuna cevap arayan dedektifler gibi, filozoflar da "yaradılışın" sırrını çözmeye, hayatın "failini" bulmaya uğraşırlar.
Norveçli bir felsefe öğretmeni olan Jostein Gaarder de otuz dokuz yaşındayken, insanlara özellikle de öğrencilere felsefeyi sevdirmek için "Sofi'nin Dünyası" isimli bir romanı yazmış, kitap Türkiye'de dâhil bütün dünyada bestseller olmuş.
Roman, on üç yaşındaki Sofi'nin bir gün posta kutusunda kendisine gönderilmiş bir mektup bulmasıyla başlıyor. Mektubu açtığında tek kelimelik bir soruyla karşılaşıyor.
"Kimsin?"
Bu soru küçük kızın aklına takılıyor, "ben kimim" diye düşünmeye başlıyor.
Ertesi gün bir mektup daha geliyor.
Onda da başka bir soru var.
"Dünya nasıl yaratıldı?"
Küçük kız bu iki sorunun cevabını düşünmeye başlıyor ve bu iki sorunun dışındaki bütün tartışmalar, bütün dersler ona anlamsız gözüküyor.
Sonra kıza üçüncü bir mektup geliyor ve bu mektupta, meçhul biri ona felsefenin bu soruların cevabını araştırdığını söyleyerek, hayat ve felsefe hakkında bilgiler vermeye koyuluyor:
"Bundan iki bin yıl önce yaşamış bir filozofa göre, felsefe insanların hayretinden doğmuştur. Ona göre, insanlar kendi var oluşlarına şaşarlar, felsefi soruların çoğu da böylelikle kendiliğinden ortaya çıkar.
Bir sihirbazlık seyreder gibidir insanlar...
Birçok insan için dünya, sihirbazın beş dakika önce bomboş olan bir silindir şapkadan tavşan çıkarması kadar akıl almaz bir şeydir. Tavşan meselesinde sihirbazın bizi kandırdığını biliriz. Merak ettiğimiz şey bunu nasıl becerdiğidir. Dünyadan söz ederken ise durum biraz farklıdır. Dünyanın hokus pokus bir şey olmadığını biliriz, çünkü biz de dünyada yaşamakta olup onun bir parçasıyız. Aslında sihirbazın silindir şapkasından çıkarılan biziz. Tavşanla aramızdaki tek fark, tavşanın bir sihirbazlık oyununa dahil olduğunun farkında olmayışıdır. Biz ise gizemli bir şeylerin parçası olduğumuza inanır, şeylerin arasındaki ilişkiyi bulmaya çalışırız."
Roman, küçük bir kızın dikkatini çekecek sorular ve bu sorulara verilen felsefi cevaplarla bütün felsefe tarihini, insanoğlunun düşünce macerasını, kendini ve yaradılışının sırrını aramasının şaşırtıcı hikayesini anlatıyor.
Üstelik bütün bunlar on üç yaşındaki bir çocuğun bile anlayabileceği bir üslupla yazılıyor, felsefenin hiç de insanları korkutacak bir iş olmadığı zekice bulunmuş bir kurguyla gösteriliyor.
En karışık görünen konuların, insanlara, özellikle de çocuklara, onların meraklarını uyandırarak zevkle öğretebileceğini fark ediyorsunuz.
Bu kitabı okuyan bir çocuk artık hayatı boyunca felsefeden korkmaz, hayatla ilgili soruları bilir, bunların cevapları konusunda fikir sahibi olur, düşünmeyi öğrenir ve bütün bunları zevkle, istekle yapar.
Eğer sihirli şapkadan çıkan bir "tavşandan" farklı olmak istiyorsanız felsefeyle ilgilenmeniz gerektiğini "Sofi'nin Dünyasını" okurken kavrayabilirsiniz ve çocuklara felsefe öğretileceğini, bunun için onların merakını harekete geçirmenin yeterli olduğunu anlayabilirsiniz.
Okuyun bu kitabı, mümkünse çocuklarınıza da okutun.
Ülkemizdeki "tavşanların" sayısı azalsın biraz
doğakoleji.comdan alıntıdır
benim severek okuduğum bi kitap .aranızda okuyan var mı arkadaşlar? (tanıtım biraz uzun oldu galiba )
by tusako
okumadım valla ben
Ya sanki o kitabın adı Sophie'nin Dünyasıydı ama ben yanlış hatırlıyor da olabilirim çok fazla felsefi bir içeriği vardı bazı yerler de kötüydü o hiakyeden bu hikaye neredeyse bütün düşünürleri tanımıştım fena deildi ama sıkılmıştım [/url]
İmza ve avatar için kendime teşekkür ederim
princess mercury yazmış:
Farkı çevirilerde isim farklı geçiyor. Felsefe hocamız önermişti kitabı. Hatta demişti ki "ismi 'Sofi'nin Dünyası' olanı okuyun, onun çevirisi daha güzel" Ama ben diğerini bulup okumuştum.
Ünlü filozofları tanımak için okunabilir. Genel kültür en azından. Ben severek okumuştum. Özellikle bazı kısımları oldukça düşündürücüydü.
ben daha iki gün önce bitirdim müthiş mükemmel bi kitap kurgusu çok ilginç özellikle
arigato gozaimasu küçük-melek
....Efsanevi Sihirli Şovalyeler...
...Hikaru Shidou... ...Umi Ryuuzaki... ...Fuu Hououji ....
Burası Cephiro... İnanan kalp Cephiro'da güç olur...
derslerimden dolayı hafta da birkaç sayfasını okuyabiliyorum. Tavsiye ederim
By Princess Moon
Rock & Metal Music Download
Ruhum bana vazetti ve ne cücelerden daha büyük, ne de devlerden daha küçük olduğumu gösterdi.
Ruhum bana vazedene kadar insanlığı iki kişi olarak görürdüm: Biri acıdığım, güçsüz; diğeri izlediğim yada direndiğim güçlü.
Ama şimdi her ikisi de olduğumu ve ikisinin aynı maddeden yapıldığını biliyorum.
muhteşem bi kitap hem fels. öğretmeni babam hemde bilsemdeki fels. öğretmenim tavsiye etti defalarca okudum harika bi kitap üstelik daha 10 yaşındayım ve hiççç sıkılmadım
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 24 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |