Ayışığı Günlüğü...~(^_^)~ Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 38, 39, 40, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Ne oldu şimdi....Bitti mi her şey...Peki neden böyle oldum ben ,neden eskisi gibi değil hiçbir şey...Belki de her şey eskisi gibidir ,benimdir değişen...Ben eskisi gibi değilimdir..Bilmiyorum ..Açıkçası artık bilmek içinde çabalamak istemiyorum ...
Büyük savaşın ardından sonra normale dönme çabam hala sürüyor.Çok şeyleri yadırgadım, denedim,tekrar tekrar ayaklanma çabalarım oldu .Ama tam olarak ayaklanamadım bir yerlerden tökezledim …Hep yorgun gibi, içimde bir yanım hep acır gibi...Gülümsemelerim bile anlık..O koca kahkahanın ardından ,yığılıp yere ağlamak istiyorum bazen..
Sebep ??
Bilmiyorum…
Artık eskisi kadar inanç dolu olmadığımı fark ettim ...Sanki o karanlıklar içinde ışık saçan,dünyayı kurtarmaya inançlı olan ben değilimdim...Sanki hiç böyle bir inancım olmamıştı..Belki de umudumu kaybettim "O"nun gibi..Belki bende fark etmeden umut ışığımı gönderdim çıkardım, içimden...En son kaos verdiğim savaşta ,kurtulmamıza rağmen büyük bir yara aldım sanırım...İşin ilginç yanı ben bile fark edemedim bunu...Toparlanmak diğerleri gibi, belki sıradan yaşamak çabası..Yaşadıklarımdan mıdır bu sorgulama durumum...
Ah evet bu tarz konuşmaları benden duymak sizi şaşırtmış olabilir… Şaşırmayın evet benim Usagi…Usagi Tsukino …
Galaxia olayından sonra hiç dönüşüm geçirmedim .Hiç “Ay savaşçısı “ olmadım yani... Artık insanlara karanlık bulaştıracak,kimse yok ...Artık kaos insanların kalbinde umut ışığıyla birlikte ...Yani herkes kendi savaşını verecek ...Benim yardımcı olabileceğim bir durum yok..Bazen bakıyorum seçilen yollara kimi umuduna hala güveniyor ,kimi karanlığına izin vermiş kalbinde büyümesi için ...
ilk zamanlar kalplerdeki bu savaşa karışamasam da iyilik için yol gösterme çabasındaydım ...
Sanırım son savaştan 5-6ay sonra filandı Mako-chan le buluşup alışveriş yapacaktık... Otobüs durağında beklerken bir çığlık koptu. Bir kadın; hemen koştuk çantasını çalmışlar...Mako adamın peşinden koştu ..Ben arka sokaktan önüne çıktım adamın ,ikimizin arasında kalınca bıçak çekti..”Defolun gidin öldürürüm sizi” diyerek bağırmaya başladı... Dönüşüm geçirmek için elimi hazırda tutuyordum. O ara Makoto adam üzerine yürüyünce benden fırsattan istifade elinden yakaladım adamın...Kolunu büküp yere yatırdım...Ve o an umut ışığının hep kazanamadığını anladım ..İnsanlar kendi içlerinde kendi savaşlarını veriyordu artık...Kimi karanlıkta kimi aydınlıkta...Adamın çığlıkları içinde mako ‘nun sesiyle irkildim ..”Usagiii napıyorsun , adamın kolunu kıracaksın”..
Evet haklıydı elimdeki , ne bir zebani ne bir youmaydı ...Benim gibi bir insandı... Kolunu sıktığımda duyduğu acı ise yüzündeydi... Demek ki onu yenmek için dönüşüm geçirmeme de gerek yoktu...Çünkü o kendi karanlığını seçmiş içinde büyütmüştü bile...Bu düşünceler arasında aklım git-gel yaparken polis geldi...Adamı elimden aldılar…Giderken “Bunun hesabını ödeyeceksin , seni unutmayacağım”dedi…Sadece gülümsedim; pervasız bir gülümsemeyle gülümseyebildim sadece… Halbuki ben bunların bedelini çok önceden ödemiştim bile... Hemde defalarca...
BİR SES ,”Usagi , iyimisin ?? “
Sustum…

Büyük savaşın ardından sonra normale dönme çabam hala sürüyor.Çok şeyleri yadırgadım, denedim,tekrar tekrar ayaklanma çabalarım oldu .Ama tam olarak ayaklanamadım bir yerlerden tökezledim …Hep yorgun gibi, içimde bir yanım hep acır gibi...Gülümsemelerim bile anlık..O koca kahkahanın ardından ,yığılıp yere ağlamak istiyorum bazen..
Sebep ??
Bilmiyorum…
Artık eskisi kadar inanç dolu olmadığımı fark ettim ...Sanki o karanlıklar içinde ışık saçan,dünyayı kurtarmaya inançlı olan ben değilimdim...Sanki hiç böyle bir inancım olmamıştı..Belki de umudumu kaybettim "O"nun gibi..Belki bende fark etmeden umut ışığımı gönderdim çıkardım, içimden...En son kaos verdiğim savaşta ,kurtulmamıza rağmen büyük bir yara aldım sanırım...İşin ilginç yanı ben bile fark edemedim bunu...Toparlanmak diğerleri gibi, belki sıradan yaşamak çabası..Yaşadıklarımdan mıdır bu sorgulama durumum...
Ah evet bu tarz konuşmaları benden duymak sizi şaşırtmış olabilir… Şaşırmayın evet benim Usagi…Usagi Tsukino …
Galaxia olayından sonra hiç dönüşüm geçirmedim .Hiç “Ay savaşçısı “ olmadım yani... Artık insanlara karanlık bulaştıracak,kimse yok ...Artık kaos insanların kalbinde umut ışığıyla birlikte ...Yani herkes kendi savaşını verecek ...Benim yardımcı olabileceğim bir durum yok..Bazen bakıyorum seçilen yollara kimi umuduna hala güveniyor ,kimi karanlığına izin vermiş kalbinde büyümesi için ...
ilk zamanlar kalplerdeki bu savaşa karışamasam da iyilik için yol gösterme çabasındaydım ...
Sanırım son savaştan 5-6ay sonra filandı Mako-chan le buluşup alışveriş yapacaktık... Otobüs durağında beklerken bir çığlık koptu. Bir kadın; hemen koştuk çantasını çalmışlar...Mako adamın peşinden koştu ..Ben arka sokaktan önüne çıktım adamın ,ikimizin arasında kalınca bıçak çekti..”Defolun gidin öldürürüm sizi” diyerek bağırmaya başladı... Dönüşüm geçirmek için elimi hazırda tutuyordum. O ara Makoto adam üzerine yürüyünce benden fırsattan istifade elinden yakaladım adamın...Kolunu büküp yere yatırdım...Ve o an umut ışığının hep kazanamadığını anladım ..İnsanlar kendi içlerinde kendi savaşlarını veriyordu artık...Kimi karanlıkta kimi aydınlıkta...Adamın çığlıkları içinde mako ‘nun sesiyle irkildim ..”Usagiii napıyorsun , adamın kolunu kıracaksın”..
Evet haklıydı elimdeki , ne bir zebani ne bir youmaydı ...Benim gibi bir insandı... Kolunu sıktığımda duyduğu acı ise yüzündeydi... Demek ki onu yenmek için dönüşüm geçirmeme de gerek yoktu...Çünkü o kendi karanlığını seçmiş içinde büyütmüştü bile...Bu düşünceler arasında aklım git-gel yaparken polis geldi...Adamı elimden aldılar…Giderken “Bunun hesabını ödeyeceksin , seni unutmayacağım”dedi…Sadece gülümsedim; pervasız bir gülümsemeyle gülümseyebildim sadece… Halbuki ben bunların bedelini çok önceden ödemiştim bile... Hemde defalarca...
BİR SES ,”Usagi , iyimisin ?? “
Sustum…

Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): AnToNy_AhMeT, haruka-usa






Bugün yapacak çok bir şey yoktu. Aslında vardı... Yapacak o kadar çok şey vardı ki ,nerden başlayacağımı bilemiyordum …
Çıktım evden. Annemlere dolaşacağımı söyledim. Oyun salonunda biraz kafa dağıtmaya çalışacaktım, ama kapıdan döndüm… Minakonun voleybol maçına gideceğini biliyordum, Ami dersanede , Rei dedesiyle Mako-chan da oyun salonundan dönmemin sebebiydi… Motoki ile konuşuyorlardı. Keyiflerini bozmak istemedim…
Mamo… Evet Mamoruda okullun başvuru belgeleriyle uğraşıyordu…Yani pek kimsem yok gibi… “Tek başına kalmayı da öğrenmelisin Usagi” dedim kendi kendime… Ama bunu o heves dolu gülüşümle söyleyemedim. Söylemek istedim ama içimde o bilindik mutluluk tadını göremedim .
Dolaştım dolaştım…Gerekli gereksiz yerleri gezdim. Büyük kitapçının önünde beklerken, bir anda kendimi dükkanın içinde buldum. Aslında kitap alıp okuyacağımdan değil … Sadece düşüncelerimi dağıtacak bir hikaye belki, bir roman… Ders kitaplarıyla aram yoktu oldum olası zaten…. Buraya beni ilk Ami-chan getirmişti. Burada değişik ders kitapları yada istediğin eski kitapları bulabilirsin diye de eklemişti… Ben çokta umursamamıştım o zaman… Sonra bir gün bende Mamoruyu buraya getirmiştim , çok şaşırmıştı…
Kitaplara göz gezdirirken ,eski bir kitap dikkatimi çekti…
Yıpranmış…İçinden rastgle bir sayfa açtım…
Kitaptan çaldığım cümleler, bana bazı şeyleri anlatır gibiydi;
"Sanırım cümle insanların bir sürü insanı sevmesi, belki daldan dala atlamasının nedeni, bunca terk etmeler, terk edilmeler...
Hepsinin nedeni insanın anlaşılma arzusundan kaynaklanıyor.
Kimse, kimseyi anlamıyor...Neden biliyor musunuz? , Herkes, sarhoş muhabbeti içinde..
Kimse can kulağı ile dinlemiyor... O, anlatırken 'Sussa da ben anlatsam' derdinde... Böyle olunca da anlaşılmak imkansızlaşıyor.
Gene konuşmaya başladım kendi kendime.
Neyse... Gideyim sessizce... “
Kendi kendime devam ettirmiştim bu cümleleri zihnimde...
Evet kimse kimseyi ,kendi için anlayamıyordu… Herkes kendinin derdinde. Doğru… Ben kendi yalnızlığıma, kendi dertlerime düşüyorum. Etrafımda ki insanlarıda kendimle meşgul ediyorum… Ben emekli yorgun bir süper kahraman işte, alışamıyorum…
Tanıdık bir sesle döndüm, “Demek artık kitapta okuyorsun Usagi… Görüşmeyeli uzun zaman oldu … “
Şaşırdım …
“Naru” Sarıldık. Uzun bir zamandan sonra , görüşüyorduk. Kitapçının tam karşısındaki cafeye oturduk. İki sade kahve söyledik…
Naru “Ee görüşmeyeli nasılsın” dedi kocaman bir gülümsemeyle… Bende” İyi sayılır ,öylesine dolaşmaya çıkmıştım” dedim… "Sen nasılsın" dedim... "Bende biraz alışveriş yapmak için çıktım. Annem bu aralar çok yoğun ,evle uğraşmak bana kaldı." dedi.
O aradaki sessiz boşluğu doldurmam gerektiği için sordum, “ Umino nasıl”
“Ah evet Umino, yurt dışında.büyük bir proje için gitti. Aslında çokta gitmek istemiyordu. Ben ısrar ettim. Onun için büyük fırsattı. Gitmeliydi… Şimdi ise gittiği için çok memnun… Bu tür tecrübelerin, daha yararlı olduğunu söylüyor.”
Gülümsedim… O devam etti.
“Her insanın zor anları oluyor. Bazen nereye gidersen git ne yaparsan yap insan kendini oraya ait hissedemiyor. Zamana ihtiyacımız oluyor. Alışmak için… Ve emin ol zaman alışamamanın acısını alıyor… Sanki içimdeki hissizlik, yorgunluktan oluşan karmaşayı anlamış gibiydi... Devam etti "Ve hiçbir konuda kendine haksızlık etme Usagi. Sen çok özel bir kalbe sahipsin, bunu çok iyi biliyorum… ”
“Naru, böyle düşündüğünü hiç bilmiyordum ” diyebildim… Gülümsedi, “Aa yeter bu kadar dram,…..“
Sohbet uzadı gitti…
Eski bir dostla karşılaşmak, belki de şu durum için en güzeli…

Çıktım evden. Annemlere dolaşacağımı söyledim. Oyun salonunda biraz kafa dağıtmaya çalışacaktım, ama kapıdan döndüm… Minakonun voleybol maçına gideceğini biliyordum, Ami dersanede , Rei dedesiyle Mako-chan da oyun salonundan dönmemin sebebiydi… Motoki ile konuşuyorlardı. Keyiflerini bozmak istemedim…
Mamo… Evet Mamoruda okullun başvuru belgeleriyle uğraşıyordu…Yani pek kimsem yok gibi… “Tek başına kalmayı da öğrenmelisin Usagi” dedim kendi kendime… Ama bunu o heves dolu gülüşümle söyleyemedim. Söylemek istedim ama içimde o bilindik mutluluk tadını göremedim .
Dolaştım dolaştım…Gerekli gereksiz yerleri gezdim. Büyük kitapçının önünde beklerken, bir anda kendimi dükkanın içinde buldum. Aslında kitap alıp okuyacağımdan değil … Sadece düşüncelerimi dağıtacak bir hikaye belki, bir roman… Ders kitaplarıyla aram yoktu oldum olası zaten…. Buraya beni ilk Ami-chan getirmişti. Burada değişik ders kitapları yada istediğin eski kitapları bulabilirsin diye de eklemişti… Ben çokta umursamamıştım o zaman… Sonra bir gün bende Mamoruyu buraya getirmiştim , çok şaşırmıştı…
Kitaplara göz gezdirirken ,eski bir kitap dikkatimi çekti…
Yıpranmış…İçinden rastgle bir sayfa açtım…
Kitaptan çaldığım cümleler, bana bazı şeyleri anlatır gibiydi;
"Sanırım cümle insanların bir sürü insanı sevmesi, belki daldan dala atlamasının nedeni, bunca terk etmeler, terk edilmeler...
Hepsinin nedeni insanın anlaşılma arzusundan kaynaklanıyor.
Kimse, kimseyi anlamıyor...Neden biliyor musunuz? , Herkes, sarhoş muhabbeti içinde..
Kimse can kulağı ile dinlemiyor... O, anlatırken 'Sussa da ben anlatsam' derdinde... Böyle olunca da anlaşılmak imkansızlaşıyor.
Gene konuşmaya başladım kendi kendime.
Neyse... Gideyim sessizce... “
Kendi kendime devam ettirmiştim bu cümleleri zihnimde...
Evet kimse kimseyi ,kendi için anlayamıyordu… Herkes kendinin derdinde. Doğru… Ben kendi yalnızlığıma, kendi dertlerime düşüyorum. Etrafımda ki insanlarıda kendimle meşgul ediyorum… Ben emekli yorgun bir süper kahraman işte, alışamıyorum…
Tanıdık bir sesle döndüm, “Demek artık kitapta okuyorsun Usagi… Görüşmeyeli uzun zaman oldu … “
Şaşırdım …
“Naru” Sarıldık. Uzun bir zamandan sonra , görüşüyorduk. Kitapçının tam karşısındaki cafeye oturduk. İki sade kahve söyledik…
Naru “Ee görüşmeyeli nasılsın” dedi kocaman bir gülümsemeyle… Bende” İyi sayılır ,öylesine dolaşmaya çıkmıştım” dedim… "Sen nasılsın" dedim... "Bende biraz alışveriş yapmak için çıktım. Annem bu aralar çok yoğun ,evle uğraşmak bana kaldı." dedi.
O aradaki sessiz boşluğu doldurmam gerektiği için sordum, “ Umino nasıl”
“Ah evet Umino, yurt dışında.büyük bir proje için gitti. Aslında çokta gitmek istemiyordu. Ben ısrar ettim. Onun için büyük fırsattı. Gitmeliydi… Şimdi ise gittiği için çok memnun… Bu tür tecrübelerin, daha yararlı olduğunu söylüyor.”
Gülümsedim… O devam etti.
“Her insanın zor anları oluyor. Bazen nereye gidersen git ne yaparsan yap insan kendini oraya ait hissedemiyor. Zamana ihtiyacımız oluyor. Alışmak için… Ve emin ol zaman alışamamanın acısını alıyor… Sanki içimdeki hissizlik, yorgunluktan oluşan karmaşayı anlamış gibiydi... Devam etti "Ve hiçbir konuda kendine haksızlık etme Usagi. Sen çok özel bir kalbe sahipsin, bunu çok iyi biliyorum… ”
“Naru, böyle düşündüğünü hiç bilmiyordum ” diyebildim… Gülümsedi, “Aa yeter bu kadar dram,…..“
Sohbet uzadı gitti…
Eski bir dostla karşılaşmak, belki de şu durum için en güzeli…

Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): AnToNy_AhMeT, haruka-usa

çok beğendim cümlelerin bütünlüğünü,yazının sonundaki fotoğrafları *-*
devam ... ama çok ara verme bence
devam ... ama çok ara verme bence




****************
Gidiyorum … dedim
Herkes birden sustu. İlk Rei kendini topladı “Ne bu…şaka mı ?” Gülümsüyordu ama endişeli bir gülümsemeydi bu… Okuyabiliyordum yüzünden.
“Hayır şaka değil, gidiyorum… gitmeliyim.” Dedim.
Rei gözlerini kısarak ,başını önüne eğdi,… Şu an onun gözlerinde görüyordum gerçekten var olmasının sebebi ateşi.
Mako –chan Rei omzuna dokunarak “Bu çok saçma Usagi , nereye gideceksin..,Sorunun ne olduğunu söylersen bir çözüm bulabilriz... Böyle kaçar gibi, ben gidiyorum.”
Sözünü kestim ;
“ Ben alışamıyorum, o kadar büyük karanlıkların içinden çıkıp gelip burada insanların küçük, saçma kaprislerini anlamıyorum… Kıskançlıklarını anlamıyorum… Yaptıkları gereksiz bencilliklerine alışmıyorum. Nereden geldik ,neler gördük… Kaç kere kaybettim dediğim, değerlilerim döndürebildim… Ama artık yapamıyacak gibiyim… Sizin gibi alışamadım… Kendimi toparlamam lazım… Kendime dönmem lazım” dedim…
Minakonun sesini duydum “Gitsin… “ dedi. Herkes şaşırmıştı… Ben bile …
Eğer Usagi gitmesi gerektiğini düşünüyorsa… Yeniden başlamak iyidir… Bunu da en iyi giderek yapıcaktır.
Rei hayretle Minakoya baktı… Minako devam etti.
“ Uzun zamandır Usaginin iyi olmadığını düşünen bizdik kızlar… Bunu en iyi biz biliyoruz , yalnız kaldı…Biz normal hayata döndük bir şekilde ama o…”
Rei atıldı hemen “Aramızda en çok o istiyordu , normale dönmeye… Onu yalnız bırakmadık bunu hepiniz iyi biliyorsunuz… O kadar savaşın içinden, çıkıp …O kadar yara alıp birbirimiz için acı çekerken…Şimdi…”
“Sizinle alakası yok Rei… Hepinizi çok seviyorum…” dedim.
Ami sessizce sordu “ Peki ailen ..”
Anlattım hepsini kısaca.. “Haberleri var… Biletimi aldım 2 gün sonra gidicem… Umino orda bana yardımcı olacak zaten … Benim için umarım iyi olur … Şanş dileyin en azından bunu isteyebilirim sizden…
Ami –chanla göz göze geldik...
“Lunayla evde ilgilenecekler ama “…Ami lafa karıştı “Luna benimle kalır … Onu düşünme …” dedi. Mako sesizdi , Rei kızgın her an patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Minako… O kararlı olarak beni destekliyen tek kişiydi… Sanırım uzun bir zaman onunda yeniden başlamak için buraya gelişi, beni anlamasındaki en büyük etkendi…
“Mamoru ile konuştum… Sizinlede konuştum… Hepinizi çok seviyorum… Bana şanş dileyin. ”
Rei gözlerini kaçırdı… “ Sen bizi arayana kadar seni aramıcaz , rahatına bakarsın Usagi Tsukino…Madem bizden bıktın… ”
Gülümsedim… Buruk…. Rei yüzüme baktı. Gözümden akan o yaşa engel olamadım …
Rei sarıldı boynuma …
Ağladım …

Gidiyorum … dedim
Herkes birden sustu. İlk Rei kendini topladı “Ne bu…şaka mı ?” Gülümsüyordu ama endişeli bir gülümsemeydi bu… Okuyabiliyordum yüzünden.
“Hayır şaka değil, gidiyorum… gitmeliyim.” Dedim.
Rei gözlerini kısarak ,başını önüne eğdi,… Şu an onun gözlerinde görüyordum gerçekten var olmasının sebebi ateşi.
Mako –chan Rei omzuna dokunarak “Bu çok saçma Usagi , nereye gideceksin..,Sorunun ne olduğunu söylersen bir çözüm bulabilriz... Böyle kaçar gibi, ben gidiyorum.”
Sözünü kestim ;
“ Ben alışamıyorum, o kadar büyük karanlıkların içinden çıkıp gelip burada insanların küçük, saçma kaprislerini anlamıyorum… Kıskançlıklarını anlamıyorum… Yaptıkları gereksiz bencilliklerine alışmıyorum. Nereden geldik ,neler gördük… Kaç kere kaybettim dediğim, değerlilerim döndürebildim… Ama artık yapamıyacak gibiyim… Sizin gibi alışamadım… Kendimi toparlamam lazım… Kendime dönmem lazım” dedim…
Minakonun sesini duydum “Gitsin… “ dedi. Herkes şaşırmıştı… Ben bile …
Eğer Usagi gitmesi gerektiğini düşünüyorsa… Yeniden başlamak iyidir… Bunu da en iyi giderek yapıcaktır.
Rei hayretle Minakoya baktı… Minako devam etti.
“ Uzun zamandır Usaginin iyi olmadığını düşünen bizdik kızlar… Bunu en iyi biz biliyoruz , yalnız kaldı…Biz normal hayata döndük bir şekilde ama o…”
Rei atıldı hemen “Aramızda en çok o istiyordu , normale dönmeye… Onu yalnız bırakmadık bunu hepiniz iyi biliyorsunuz… O kadar savaşın içinden, çıkıp …O kadar yara alıp birbirimiz için acı çekerken…Şimdi…”
“Sizinle alakası yok Rei… Hepinizi çok seviyorum…” dedim.
Ami sessizce sordu “ Peki ailen ..”
Anlattım hepsini kısaca.. “Haberleri var… Biletimi aldım 2 gün sonra gidicem… Umino orda bana yardımcı olacak zaten … Benim için umarım iyi olur … Şanş dileyin en azından bunu isteyebilirim sizden…
Ami –chanla göz göze geldik...
“Lunayla evde ilgilenecekler ama “…Ami lafa karıştı “Luna benimle kalır … Onu düşünme …” dedi. Mako sesizdi , Rei kızgın her an patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Minako… O kararlı olarak beni destekliyen tek kişiydi… Sanırım uzun bir zaman onunda yeniden başlamak için buraya gelişi, beni anlamasındaki en büyük etkendi…
“Mamoru ile konuştum… Sizinlede konuştum… Hepinizi çok seviyorum… Bana şanş dileyin. ”
Rei gözlerini kaçırdı… “ Sen bizi arayana kadar seni aramıcaz , rahatına bakarsın Usagi Tsukino…Madem bizden bıktın… ”
Gülümsedim… Buruk…. Rei yüzüme baktı. Gözümden akan o yaşa engel olamadım …
Rei sarıldı boynuma …
Ağladım …

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): haruka-usa

1. sayfa (Toplam 40 sayfa) [ 588 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |