Ayışığı Günlüğü...~(^_^)~ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 28, 29, 30 ... 38, 39, 40, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Şeyy! Merhaba ben Alice yani Beste. venüs foruma daha yeni üye oldum sayılır. Ben biraz sosyalleşmek istiyorum. Olesea'nın fanfici dışında başka fanficlerede bakmak istedi. Gerçekten çok güzel. Bayıldım. Biraz duygusal olmuş. Böyle şeylerde ben hemen ağlarım genelde. Biraz fazla duygusalımda.
Neyse! Sonra görüşürüz. 


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark

gerçekten HA-Ri-KA-SIN!!!
süpersiiin!!!!gizli takipçilerdenim:D
NOT:
Spoiler:
süpersiiin!!!!gizli takipçilerdenim:D
Spoiler:
Spoiler:
NOT:
Spoiler:
Spoiler:
Spoiler:
Spoiler:
""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark

ben geçen seneden beri devamlı okuyorum gerçekten harika 

""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual

Hani bi işe başlamak için bi adım atmak gerekir. Yada bi yerden başlayıp büyük kısmı halledilmiş kabul edilir...
Bende -Günlük- için büyük bi adım attım
.
Ama gün olarak söz vermiyorum
. Söz verdiğimde abuk sabuk aksilikler çıkıyor sözümü tutamıyorum sonra
. Neyse inşallah bu hafta yeni bir bölüm gelicek
Hee bu arada yorumlar için teşekkürler.
Eski yeni bütün okuyuculara teşekkür ederim. (Ederiz
)
Son olarak bizi izlemeye devam edin
Usako & Jan sizi öpücükledi
Bende -Günlük- için büyük bi adım attım

Ama gün olarak söz vermiyorum



Hee bu arada yorumlar için teşekkürler.
Eski yeni bütün okuyuculara teşekkür ederim. (Ederiz

Son olarak bizi izlemeye devam edin

Usako & Jan sizi öpücükledi



Merhaba Jandark! Ben tane tane Ayışığı Günlüğünü okumaya devam ediyorum. Şu anda 8 sayfa okudum. Gerçekten çok güzel yazıyorsun. Bazı cümlelerin küçük Osmancığın cümlelerinden bile daha güzel.
Çok beğendim. Okuyabildiğim kadarıyla okuyacağım. Şimdilik Hoşça kal! 




Bu ilk müzik, ikinci linkte aşağıda

Karanlığa bu kadar yakın olmuş muydum?
Yada sessizliğin sesini duymuş muydum?
Boşluk; o anı sadece böyle anlatmak lazım sanırım. Sadece koyu bir boşluk.
Ne yapıcaktım şimdi?
İkra gözlerini dikmiş karşımızdaki yaratıklara bakıyordu. Ve ilginç olan bu durum karşısında hiç şaşırmamış olmasıydı.
Yada korkmasını beklemiştim belki. Evet evet; sanırım onunda korkmasını- en azından benim gibi dizlerinin titremesini beklemiştim. Ama tam tersi, İkra karşımızda duran bizim iki katımız büyüklüğündeki gölge görünümlü yaratıklarla soğuk savaş halideydi.
Bana dönerek bağırdı.
- Git Usagi, dedi.
Ben üstümdeki şaşkınlığı atıp;
- Hayır, dedim.
O an aklımdan ne geçti bilimiyorum. Belkide kahramanlık hevesim ağır bastı, kimbilir...
Bir an başımı çevirmemle gölgelerden birinin sesini duydum.
-Ne o küçük kız , şaşkınsın..
İkra sinirle bağırdı.
-Onu bırakın.Sorununuz benimle onun bir suçu yok...
"SUÇ" aklımda yankılanan tek kelime büyüdü büyüydü.. İkranın ne suçu olabilirdi ki, böyle doğaüstü güçleri kızdıracak diye düşündüm o an. "Keşke keşke broşumu bırakmasaydım" dedim içimden. Bana doğru büyük bir enerjinin geldiğini fark ettim. Enerji diyorum, çünkü hala tarif edicek bi kelime bulamadık. Bir önceki enerji(?) koca bir ağacı toz edince benim, bu koşullarda sağ kurtulmam olanaksızdı.
İkra bir anda elimden tutarak çekti beni. Böylelikle bir kaç hamleden kurtuldum.
İkra diğer gölge tarafından kolundan yaralandı. Canının yandığı suratından o kadar belliydi ki. Ama o ısrarla iyi olduğunu söyledi durdu o karmaşada. Kaç kere gitmemi söyledi bilmiyorum.
En son elindeki kılıcı sallayarak bize yaklaşan o yabani adamın söylediği bir kaç cümle ve kötü kahkahası ile olduğumuz yerde kaldık.
-Siz insanları en büyük sorun ne biliyormusun? Bağlılık, arkadaşlık, vefa gibi aptalca edilmiş yeminler küçük kız...
İkrayı yakasından tutup fırlatmıştı bile. İkra zorla yerden kalkmaya çalışırken adam konuşmaya devam etti.
-Bak , eğer bu sarı kafayı peşine takmasaydın, şimdi onun ölümü seni üzmücekti. Herhangi bir ölü olucaktı...
Cümlenin sonu demek artık sonumun gelmesi, demekti.
Bir an tanıdık bir sesle tanıdık bir ateş kümesi geçti önümden.

Bana az önce kılıcıyla nutuk atan adam şu anda, erimiş kılıcının alevinde yanarak bağırıyordu.

Daha acısından ayılamazken bu kez bir su kütlesinin darbesiyle yere yığıldı.
Bu sahneye katılan iki kişi soğuk bir sesle kendilerini tanıttılar. Aradan geçen onca zamana göre; savaşçı olarak hala mükemmel görünüyorlardı.
Haruka bana yaklaşarak;
-Bazen belayı çektiğini düşünüyorum dolunay surat...
Onları bir kez daha görmenin mutluluğuyla gülümsedim. Zira bir an son anlarımı yaşadığımı düşündüm.
Gölgelerden birinin sesiyle hepimiz aynı yöne döndük.
- Sizde hangi cehennemden çıktınız.
Michiru böyle kabalıklara gelemezdi hiçbir zaman. Küçümser bir tavırla adama döndü...
- Anlama kıtlığın var sanırım... Uranüse dönerek devam etti,
- Farklı bir yerden, bu repliği söylemek sende de değişik bir his yaratmadı mı Uranüs?
Bize yaklaşan adam Haruka 'nın cevap vermesi müsade etmeden lafa karıştı.
- Güzel bayan üzgünüm ama sizi yok etmem gerekiyor. dedi.
Bir gözü yerden kalkmaya çalışna diğer arkadaşındaydı. İkra ise iki gölgenin arasında kalmış şaşkınlık bize bakıyordu. Sanırım kızların durumuna bu kadar şaşırmıştı. Bir an kendini toplayıp bağırdı;
-Gidin burdan , Usagi onlarıda al git burdan..
Adamlardan biri onun bu çıkışından etkilenip, bize doğru siyah bir enerji gönderdi. Tarifsiz siyah bir zincirle ellerimiz kolumuz bağlanmıştı. Hareket edemiyorduk.
Yerde yatan adam toparlanmış daha da hırslanmıştı. Şimdi benim için endişelen üç çift göz vardı. Adam bana yaklaşarak kılıcını kaldırdı.
-Nerde kalmıştık bayanlar., Hee hatırladım insanoğlunun aptallıklarından bahsediyorduk. Ölüceksin sarı kafa ama endişelenme , boş yere değil, küçük kıza azap olacaksın. Canını yakıcaksın. Arkadaşlarınla ona azap olucaksın.
İkranın acı cığlığı vardı kulaklarımda son kez... -
-Usagi diyen haykırışı ve göz yaşlarıyla çok tanıdık bir sahne vardı zamanda.
Yıllar önce benim kaybettiklerimdeki göz yaşı gözlerinde. Kalbinde acı, yüzünde acı . Her haliyle acı çeken bir insanın nefes alışını görüyordum. Düşündüklerim o kadar çoktu ki o anda . Ama düşündüklerim içinde, onca kelimenin içinde sadece biri sıyrıldı çıktı aklımdan kalbime. "Dönüşüm"
Adamın bana ölümüne vurduğu o kılıç paramparça olmuştu. Kendime bir kalkan yapmıştım ışıktan.
Gümüş kristal benimle değildi...

Ama bu engel değildi. Gümüş kristal benim benliğimden bir parçaydı. Birden avuçlarımda parladı. Işığı eskisi gibi. O kadar parlaktı ki karanlık için ölüm, ışığa dönmek isteyenler için kurtuluştu.
Artık uzun zamandır söylemediğim o tılsımlı kelimler dudaklarımdan dökülüverdi, gözyaşlarımla beraber.
-Ayın Kutsal Gücü Ortaya Çık....

Yine o his.
Uçarmışcasına ayaklarımın yerden kesilmesi.
Yine her yanımı saran o ışık, yaralarımı iyileştiren bir dokunuş.
Ve yine ben "Ay Savaşçısı".

Sevgi ve adeletin yılmaz svunucusu; yeni şavaşa hazır.
Kutsal ay adına bütün kötülükleri cezalandırıcam.

İstediğim değişimi başardım. Artık savaşmak için yeni bir güce ihtiyacım vardı. Asam ortaya çıktı. Onu aldım elime özlediğim için mi neden bilmem bir öpücük kondurdum üzerine. Herkes şaşkındı.
Artık savaşlar bitti diyerek evde bıraktığım kristal dünyanın bir ucunda beni duymuş ve gelmişti. Olası değildi aslında. Şu an sesli gülüyorum. "Olası değildi" saçma bir cümle oldu. Luna' yı gördüğüm zamandan bu ana kadar yaşadıklarımın hangisi olasıydı ki. Yada normaldi.
Gümüş kristal hakkında her seferinde yeni birşeyle öğreniyorum. Sanırım onu tam anlamıyla asla keşfedemicem.
Şaşkınlıktan kurtulan adamlardan biri bana saldıracakken İkra önüme geçti ve aldığı darbeden bayıldı. Kucağıma yığıldı,
-Git burdan Usagi git.
- Hayır beraber gidicez.
-Beni bırakmazlar , onları yok etmeden beni bırakmazlar Usagi.
"Yok etmek " , yok etmek benim işim değildi. Ben hep iyileştirici olmuştum. Bu kez böyle birşey beni endişelendirmişti ama yapıcak çok birşeyde yoktu.
İkra zar zor doğruldu ve devam etti konuşmaya;
- Boyunlarındaki renkli taşı yok et Usagi , ancak böyle kurtulursun onlardan...
Dediğini yaptım. Asamın ışığı o taşları çatlatmayı başardı. Ama adamlara hiç birşey olmadı. Sadece ışınlanır gibi kayboldular ortadan. Boyunlarındaki çatlayan kolyeler kaldı bir tek geriye.
Derin bir nefes aldım,
- Başardım

- Aaa sizi çok özledim diye onlara sarıldım.
- Seni yanlız bırakmaya gelmiyor ,bir çocuktan farkın yok Usako, dedi Haruka. Michiru daha sakin bir şekilde beni savundu.
- Haruka kızın üstüne gitmesene diye gülümsedi.
Bir an dikkat kesilip sustular. Arkama dönüp baktığımda ilk gördüğüm uzun saçlı genç adam ve kucağında baygın halde duran İkra vardı.
-Hayır bırak onu hemen, diye bağırdım. Adam yine o buz gibi soğuk gözleriyle keskin bir bakış attı. Kızlar çoktan beni tutmuş koşmamı engellemişlerdi. Adam İkrayla birlikte geldiği sisi içinde kayboldu. Sadece bağırabildim,
-İkrayı bırak. Nereye götürüyorsun onu...
Gözlerimden yaşlar boşalmıştı bi kere. Kaybolan o sisin içinde duyduğum ses o adama ayittti. Güvende merak etme oldu.
Kendisi gittiği halde hala sesi yankılanıyordu.
Ne kadar üzüldüğümü ifade etmek isterdim ama görmen gerekliydi. Kızları beni eve getirdiler. Eve nasıl geldim, o yol nasıl geçti bilmiyorum...
Eve geldiğimizde kızlar meraklı gözlerle bize bakıyordu. Olaydan haberdar edilmişlerdi anlaşılan. Sessizliği Minako bozdu.
-Usagi hadi gel yüzünü yıkayalım, dedi.
Hiç sesimi çıkarmadan banyoya geçtim. Bir süre aynaya baktım. Yüzüme soğuk suyu çarptım. Minako yaramazlık yapan bir çocuğun annesi gibi başımda beni yönlendiriyor, havluyla yüzümü kuruluyordu. İçerdeki konuşmalardan birazı kulağıma çalındı.
Ami-chan;
-Yani ne oldukları konusunda bir fikriniz yokmu?
Haruka;
-Bilmiyorum...
Michiru devam etti,
- O kızla bir bağlantısı olduğu kesin...
- İlk gördüğümde de gözüm tutmamıştı; Haruka bunu derken gözgöze gelmiştik. Haruka bir an duyduklarımdan endişelenmiş olarak gözlerini benden kaçırdı. Kızlar benim geldiğimi anlayınca konuşmayı kestiler.
-Niye sustunuz. Konuşsanıza, sürekli arkamdan birşeyler çevirmenizden bıktım. Sürekli birşeyler saklamanızdan bıktım. Konuşun hadi, konuşsanıza -- Artık boğazıma düğümlenmişti herşey.
-Usagi ağlama dedi birisi acır bi sesle. Mako-chan di sanırım.
Elimden tutup yerden kaldırdı Rei.
-Sadece senin için endişelendik, Usagi. Hem daha ortada ne olup bittiğine dair bilgimiz bile yok , dedi. Haruka lafa atladı.
-Zaten yapabileceğimiz çokta birşey yok sanırım... Üzgünüm Usagi, ama bu işe karışmasak daha iyi olucak.
-Ne (!) şaka mı yapıyorsun İkra 'yı götürdüler, Haruk-a...
-Bende onu diyorum işte dertleri biz değiliz. Kendimizi ortaya atmanın bir gereği yok. Zaten haklarında hiç birşey bilmiyoruz. Garip bir takım yaratıklar, diğerlerinden farklı olduklarıda çok belliydi...
-Ne yani onu öylece onların ellinde mi bırakıcaz.
-Zaten o kız şu anda onların ellerinde, nerde olduklarını bilmiyoruz. Bu karmaşadan uzak durmalıyız. Daha fazla tehlikeyi göze alamayız. Seninde tehlikeye atamayız..
-Senin korumana ihtiyacım yok Haruka,
-Seni değil ama Prenses Serenity korumak zorundayım. Ne pahasına olursa olsun. Kraliçe' ye söz verdim,(O an etrafına bakındı) hepimiz söz verdik. Artık beladan uzak durmalıyız.
Sesindeki soğukluk bir kez daha kendini hissettirmişti. İlk tanıştığımız zamanlarda, ona engel olacağımızı düşündüğü gibi. Aynı ürkütücü tavırı takınmıştı...
Michiru elini tutarak onu susturmak istedi. Sesinin fazla çıktığını fark etti sanırım. Yanımızdan uzaklaşıp pencereden dışarı izlemeye başladı...
Sinirden ellerim titriyordu.
-Çok bencilsin Haruka.
Böyle birşey söylememi beklemiyorlardı. Haruka da şok olmuştu. Ama ben konuşmaya devam ettim.
-Hep olduğu gibi önyargılı bencilin tekisin. İkra hakkında da önyargılısın...Lafı ağzıma tıktı,
-Önyargı mı? O kızda garip birşeyler vardı. Belki de sana yaklaşmaya çalışan bir düşmandı...
-Bunca zaman neden bekledi peki? Zamanında Hotaru içinde aynı şeyi demiştin. Onu yok etmekten bahsetmiştin. ama onu kurtardık...
"Hotaru" ....
Haruka ve Michiru için hep kötü bir tecrübe olmuştu. Ona karşı içten içe hep suçluluk duydular farkındaydım. Nitekim ona annelik babalık yapmaları bunun bir göstergesiydi...
Makota yanıma gelip,
-Sakin ol Usagi ,dedi...
Haruka salondaki balkona çıktı. Michiruda ortalığı kolaçan edip onun yanına gitti. Mako-chan elimi tutup,kulağıma fısıldadı...
-Endişeliler Usagi. Hepimiz endişeliyiz. Uzun zamandan sonra yeni bi savaş daha üstelik ne olduğunu bile bilmiyoruz.
-Evet birbirimizi kırmaya gerek yok, dedi Ami.
Rei öylece sabit bir şekilde masanın kenarında örtüyle oynuyordu. Bu tepkisizliği beni şaşırtmıştı. Birden başını kaldırıp, konuşmaya başladı.
-Bu iş bizi aşar kızlar... Bizden daha farklı bir güç. Diğer savaştıklarımızdan, daha farklı bir his bu. Sanki - dedi cümlesinin sonu gelmeden, Minakonun fısıltı şeklindeki konuşmasını duyduk. Elindeki dönüşüm asasına bakıp,
-Belkide artık yapılacak bir şey yoktur. Ne olursa olsun bir gün dünyanın sonunun geleceğini biliyoruz.Zaten Kaos ve Umut ışığı insanların kalplerinde değil mi? Işık ve karanlık savaşı dünya başlangıcından beri var, dünyanın sonuna kadarda olucak. Belkide ilahi güç bu işe karışmamızı istemiyordu...
Şaşkındım.
-Evet dünyanın sonu bir gün gelicek ama o gün bu gün değil Minako, dedim.
-Sizin neyiniz var böyle, az önce daha olay hakkında birşey bilmiyoruz diyen siz değilmiydiniz...
Birden kulağımda garip bir uğultu koptu. Kızlarda duymuş olacaklar ki hep beraber dikkat kesildiler. Michiru koşarak odaya geldi. Direk Rei nin yüzüne baktı. Rei de başıyla durumu onayladı. İkisininde güçlü hisleri olması özendiri gelmiştir bana hep.
Bütün kızlar salonda tetikte bekliyorduk. Bu kez rehberlik yapacak olanlar Rei ve Mİçhiruydu...
Valla gece gece çok uğraştım, videolar için karasız kalınca; alın ikisinide dinleyin canlar... Keyfinizce

Yeni bir bölümde görüşmek üzre
Hoşçakalın

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): 0704b
işte benim jandark'ım

Spoiler:
Spoiler:
""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual

Yawrum yukardaki bölüm yeterince uzun zaten
Ne çabuk okudunda yenisini istiyosun bakim
Ayrıca bütün uyku dururmumu dağıttım bunun için sırf sizin için yarında işe dağılmış bir halde gidicem
Her yerim ağrıyo, gidiyim bi ağrı kesici içim yatıcam
Dünde abuk sabuk kabuslar gördüm zaten
Nese okuyanlar yarum yazsında bari yarın sabah mutlu olayım işimde
ii geceler


Ayrıca bütün uyku dururmumu dağıttım bunun için sırf sizin için yarında işe dağılmış bir halde gidicem

Her yerim ağrıyo, gidiyim bi ağrı kesici içim yatıcam


Nese okuyanlar yarum yazsında bari yarın sabah mutlu olayım işimde

ii geceler


paylaştığın gibi okudum
şimdi bu arada yeniden okudum
neyse tamam artık yarına yazarsın napalım
,


neyse tamam artık yarına yazarsın napalım

Spoiler:
Spoiler:
""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
29. sayfa (Toplam 40 sayfa) [ 588 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |