Ayışığı Günlüğü...~(^_^)~ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 38, 39, 40, Sonraki |
Yazar
Mesaj

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): haruka-usa
Başlığı bulamadım yine ödüm koptu bir şey oldu diye T___T
Bu hikaye bu yüzden kalbime indirecek bi gün T,T Kaybolup kaybolup duruyo T,T
Bu hikaye bu yüzden kalbime indirecek bi gün T,T Kaybolup kaybolup duruyo T,T

aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*




Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): mina sama


Ve şimdi yeniden doğuyordum...
Hiç bir şey görmemiş, bilmemiş, duymamış olarak bu sabaha gözlerimi açacaktım. Hiç yaşanmamış gibi. İlk kez annemi , sonra babamı görecektim.
25 yıl önce bugün doğmuştum ben.
Şimdi yıldızlara bakarken neler öğrendiğimi düşünüyorum. İyi - kötü, güzel-çirkin öğrenilecek bütün kavramları oturtmuştum zihnime.
Aslında hiçbir şey bilmeden doğmuştum ben. Sonra iyi olmak istemiştim. Bir süre sonra insanlar tarafından kalbimi kötülüğe sürüklemiştim...
Gözlerim uykuya direniyor yine. İnatla karanlığa bakınıyorum. İnancım bir yıldızın gökyüzünden düşmesi…
Dileğimi bir muma fısıldayıp üflemektense, gökyüzüne bir yıldıza iletmek daha cezbedici olmuştur hep.
Ama gözlerim kapanıyor…
Uyku… Bilinç kaybı , küçük ölüm.
Uykusuzluk nedir peki?
Kimsenin bilmediği kuralların işlediği bir felsefedir uykusuzluk.
Her uykusuzun kendine ait teorilerle dolu bir evreni vardır. İçinde hiçbir misafir bulundurmayan bir evren. Yaşarken ölmeyi, ölerek yaşamayı sadece uykusuzlar bilir. Gözlerinin altında biriken her küçük torba gördükleri hayallerle doludur. O her torbada ayrı bir hayal saklıdır, uyanıkken görülen…
Artık aklımdan bile silmek istiyordum adını. Kulağıma onun sesinde fısıltılar geliyordu. Ve ben hepsini sonunda susturdum. Zihnimdeki renkleri bir bir kararttım.
-“Liadon” artık içimdeki sessizliğe sen bile dokunamasın, dedim
.
Nasıl bu kadar yalnız kalabiliyordum ki ben…
Yine aynamda kendi gölgemin fısıltılarını duydum.
- Seni, bu gülüşü kurtlanmış insanların içinden çekip çıkarttıysam, her gülenin mutlu olmadığını, her ağlayanın da üzgün olmadığını bil diyedir İkra. İnsanları tanıdıkça, yalnızlığı daha çok seveceksin…
Karşımda duran ben, yine bir yerlerde kaybolmuş benimle konuşuyordu.
İçimdeki karanlığın büyüklüğü ürkütmüyordu artık. Sıradanlıklara alışmışken hemde. Diğerleri kadar sorgulamadan cevap aramadan yaşamaya alışmışken, bir anda tökezlerim diye korkmamıştım bu kez.
Geriye baktığımda yazmam gereken onca hikaye vardı.
Cümle kuracak gücümse kalmamıştı.
Kaç yüzyıldır yaşıyoruz?
Sahi büyüdük mü şimdi biz?
* * *
* *
*
İhtişamlı mermer sutunlarla çevrili bir yolda bekliyorum.
Tanıdık…
İlerde büyük bir havuz ve güzel kokuların geldiği büyük çiçek bahçesi.
Huzurunu hala hiseetiğim tatlı bir ışık…
Yanımdan geçen iki küçük kız çocuğu. Varlığımın farkına bile varmadan, çiçeklerin içine dalıyorlar.
Mutluluk, gözlerindeki ışıltıdan kendini belli ediyor. İkisinin de üzerinde beyaz elbise…
Sonra;
Soğuk bir rüzgar. Vücudum istemsiz titredi, üşüdüm. Etrafımda koyu bir karanlık, her yer yıkık virane…
Ardımda birinin nefesini hissediyorum. Döndüğümde karanlık bir çift göz beni olduğum yere sabitliyor sanki.
Ve sözleri,
“ Kaçamadın , Serenity”
Üzerimi kaplayan karanlık, nefes alamıyorum. Bağırıyorum ama duyuramıyorum…
* * *
* *
*
-Ne yani şimdi müzeye gidip tarihi eser mi çalıcaz?
-Saçmalama Minako. Sadece ayrılıp araştırma yapmamız gerektiğini söyledim.
- Rei haklı , Usagi nerden başlayalım sence* Usagii ,
- Ha nee,
-İyi misin sen?
-Aa evet iyiyim, ..
-Gördüğün rüyaya takıldın değil mi? Dedi Mako-chan.
Zoraki gülümsedim.
Evet gördüğüm rüyalardan etkileniyordum. Ama bu sefer ki farklıydı sanki …
Bu hikaye nasıl bu kadar uzadı. Uzadıkça beni kendinden uzaklaştırdı, bilmiyorum.
Gitmek istiyorum bazen ,olmayacağını bilip tekrar dönüyorum.
..
Çünkü nereye gidersem gideyim bir müddet sonra oraya da ait olamadığımı fark ediyorum.
Vazgeçmek istiyorum olmuyor. Hala, savaşlar varken, elimde inançlarım savaş meydanında birşeyleri savunmaya çalışıyorum ...
Uyumak istiyorum...
Uyuyamıyorum...
Koşmak istiyorum yoruluyorum... Görmek istiyorum, kaybediyorum bir süre sonra görme hissimi sadece bakıyor buluyorum kendimi boş boş... Görmekten aciz... Sadece bakıyorum...
Duyamıyorum.
Kulaklarımda kötü bir çığlık kalplerden gelen... Ben sessiz kalmak istiyorum, sanırım…
Şimdi dışarıda bir ağacın altında oturmayı isterdim ...
Ama buradan uzakta...
* * *
* *
*


Hikayeler bitmeli bazen.
Ben bitirip tekrar başlıyorum her seferinde. Bitiş değil aslında durup nefes almak.
İnsan iyi olunca yazma ihtiyacı duymuyor sanırım. Kalp kararınca nefessiz kalınca ellerin kelime telaffuzu daha kolay oluyor.
Sevgili günlüğüm çok uzun zaman oldu değil mi?
Benden çoktan umudu kestin hatta seni tozlu raflara koyduğum için kızdın belkide.
Hayat işte.
Üzgünüm gerçekten.
Yine gidip farklı hikayelere bulaştım. Alıştım anlamaya çalıştım. Anladım hiç biri benim hikayem değilmiş.
Başka kahramanların hikayelerinde bulanamadı bu süper kahramanın.
En iyisi kendi hikayem dedim ve döndüm topraklarına.
Biraz onlara benzemeye çalıştım. Benzedikçe kendimden uzaklaştım. Kurtulmak içinmiş meğer benim bütün notlarım.
Hep bir şeyler yazma hissi. Gitmiyor bitmiyor. Ama klavyeye dokununca bütün büyüsü gidiyor düşüncelerin. Sanırım en çok bu yazıya dökme çabası beni zorluyor. Eskiden böyle de değildim.
Aklıma ilk gelenleri yazayım bari. Ne garip değil mi, yazarken bile içimden geçirdiklerimi tam olarak aktaramıyorum.
Bu dönüşümde sana ait bir şeyler olacak mı onuda bilmeden geldim yine ben.
Hikayeni yarım bıraktım ve devamını getiremediğim için üzgünüm.
Şimdi geçmişten başlasam uzak, geleceğe dönsem çok daha uzak. Zaten en başında da demiştik ya "Hangi zamanda başladığı belli olmayan" diye.
Eski bir şehrin yıkıntıları arsında dolaşmaktı bu. Yıllara meydan okumuş o taş duvarlara dokunmak gibi seni tekrar anımsamak,hatırlamak.
Ne yapmalıydım şimdi. Mesela gökyüzüne baksam mı? Belki nefes alışlarımız daha içten olur beraber.
Gözlerimin kapanıyor her zaman ki gibi. Sanırım sıkıldığım zaman kaçacak tek yanım uyku güzelliği...
Bazen seninde beyninin içinde birileri konuşuyor mu? Yoksa sadece bana mı oluyor bunlar.
Neyse işte,
Seni özlemişim hikayem...
Ben bitirip tekrar başlıyorum her seferinde. Bitiş değil aslında durup nefes almak.
İnsan iyi olunca yazma ihtiyacı duymuyor sanırım. Kalp kararınca nefessiz kalınca ellerin kelime telaffuzu daha kolay oluyor.
Sevgili günlüğüm çok uzun zaman oldu değil mi?
Benden çoktan umudu kestin hatta seni tozlu raflara koyduğum için kızdın belkide.
Hayat işte.
Üzgünüm gerçekten.
Yine gidip farklı hikayelere bulaştım. Alıştım anlamaya çalıştım. Anladım hiç biri benim hikayem değilmiş.
Başka kahramanların hikayelerinde bulanamadı bu süper kahramanın.
En iyisi kendi hikayem dedim ve döndüm topraklarına.
Biraz onlara benzemeye çalıştım. Benzedikçe kendimden uzaklaştım. Kurtulmak içinmiş meğer benim bütün notlarım.
Hep bir şeyler yazma hissi. Gitmiyor bitmiyor. Ama klavyeye dokununca bütün büyüsü gidiyor düşüncelerin. Sanırım en çok bu yazıya dökme çabası beni zorluyor. Eskiden böyle de değildim.
Aklıma ilk gelenleri yazayım bari. Ne garip değil mi, yazarken bile içimden geçirdiklerimi tam olarak aktaramıyorum.
Bu dönüşümde sana ait bir şeyler olacak mı onuda bilmeden geldim yine ben.
Hikayeni yarım bıraktım ve devamını getiremediğim için üzgünüm.
Şimdi geçmişten başlasam uzak, geleceğe dönsem çok daha uzak. Zaten en başında da demiştik ya "Hangi zamanda başladığı belli olmayan" diye.
Eski bir şehrin yıkıntıları arsında dolaşmaktı bu. Yıllara meydan okumuş o taş duvarlara dokunmak gibi seni tekrar anımsamak,hatırlamak.
Ne yapmalıydım şimdi. Mesela gökyüzüne baksam mı? Belki nefes alışlarımız daha içten olur beraber.
Gözlerimin kapanıyor her zaman ki gibi. Sanırım sıkıldığım zaman kaçacak tek yanım uyku güzelliği...
Bazen seninde beyninin içinde birileri konuşuyor mu? Yoksa sadece bana mı oluyor bunlar.
Neyse işte,
Seni özlemişim hikayem...

gerçekten önemli çünkü aşağıdaki yazılar ağzımla seslenmek değil, aksine yüreğimdeki haykırışın işaretidir. Lütfen bunu bağırmak olarak algılamayın. Yüreğimden gelen sesler olarak algılarsanız memnun olurum
HAYKIRIYORUM BEN. HER ZAMAN HAYKIRDIM VE BENİ DİNLEYEN HİÇ OLMADI. NEDEN SEVDİĞİM BİRİNİ KAYBETMEK VAR? NEDEN SEVDİKLERİM YA DA SEVDİĞİM ŞEYLER HER ZAMAN KAYBOLMAK ZORUNDA.
DEVAM ETMEK VARKEN NEDEN ADIMLARIM KESİLMEK İÇİN ÇABALANIR Kİ ANLAMIYORUM. SEVERKEN BU KADAR MI ÇOK BEDEL ÖDENİR? BU KADAR ÇOK MU MÜCADELE EDİLİR Kİ VAZGEÇMEMESİ İÇİN KARŞIMDAKİ KİŞİNİN KALBİNİ CANLANDIRMANIN BEDELİ...
YÜREĞİMDEKİ SEVDA O KADAR YANIP TUTUŞTU Kİ ARTIK ONU SÖNDÜREBİLEN YOK, OLAMAZ AMA ONU SÖNDÜREBİLEN YİNE BEN OLUYORUM.
AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ, SEN HAYATIMA EN BÜYÜK ANLAMI KATTIN. SEN BİRER, BENİM İÇİN SADECE IŞIKTAN İBARET DEĞİL, BU DÜNYADA SÖNMEYEN EN BÜYÜK SEVGİ VE ADALETİN GERÇEK TEMSİLCİLERİSİNİZ. OKUMASAM DA, YÜREĞİM YERİNDE DURAMADI, DURMAYACAK ÇÜNKÜ AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ BENMİM KALBİMİ TEKRAR VE TEKRAR DERİNLERİNDE GERÇEKTE YATANI HEP HATIRLATAN OLDUN. KAYBETMEK DEĞİL KAZANMAK VE HİSSETMEK İSTİYORUM ARTIK.
AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ, SON YAZDIĞIN GÜNLÜĞÜ OKURKEN GÖZLERİMDEN YAŞLAR AKMADI AMA RESMEN KALBİMDEN GÖZYAŞI AKTIĞINI HİSSETTİM.
SAMİMİ, İÇTEN, DÜRÜST VE KORKUSUZ HATTA AKICI, BİRAZ HÜZÜN, BİRAZ HUZUR HİSSETTİRMEK BU KADAR MI İNSANA UMUT VERİR? BEN, KISACA BİLEMİYORUM.
AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ, EĞER DEVAM ETMEK VARSA DEFTERİNDE VE OLMALI. BENİM SEVİNÇ GÖZYAŞLARIMI GÖRÜRSÜN AMA BİTERSEN KALBİMİN KEDERİNİ GÖRMEKTEN BAŞKA ŞANSIN OLMAZ. ÇÜNKÜ SEN AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ BANA, KALBİMİN HER DEFASINDA HATIRLADIĞI ŞEYİ GÖZLERİMİN ÖNÜNE SERİYORSUN VE BUNU KAYBETMEK İSTEMİYORUM.
Not: Eee bu benim yazı Jandark'ın son mesajına karşılık olarak yazıldı. İçimdekileri böyle aktarmanın daha iyi olacağını düşündüm. Büyük yazılar yazdım çünkü haykırarak onları söylüyorum. Çünkü ben sevdiğim şeylere sahip çıkıyorum, çıkacağım ama onların da beni anlamasını beklemiyorum da değil hani
HAYKIRIYORUM BEN. HER ZAMAN HAYKIRDIM VE BENİ DİNLEYEN HİÇ OLMADI. NEDEN SEVDİĞİM BİRİNİ KAYBETMEK VAR? NEDEN SEVDİKLERİM YA DA SEVDİĞİM ŞEYLER HER ZAMAN KAYBOLMAK ZORUNDA.
DEVAM ETMEK VARKEN NEDEN ADIMLARIM KESİLMEK İÇİN ÇABALANIR Kİ ANLAMIYORUM. SEVERKEN BU KADAR MI ÇOK BEDEL ÖDENİR? BU KADAR ÇOK MU MÜCADELE EDİLİR Kİ VAZGEÇMEMESİ İÇİN KARŞIMDAKİ KİŞİNİN KALBİNİ CANLANDIRMANIN BEDELİ...
YÜREĞİMDEKİ SEVDA O KADAR YANIP TUTUŞTU Kİ ARTIK ONU SÖNDÜREBİLEN YOK, OLAMAZ AMA ONU SÖNDÜREBİLEN YİNE BEN OLUYORUM.
AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ, SEN HAYATIMA EN BÜYÜK ANLAMI KATTIN. SEN BİRER, BENİM İÇİN SADECE IŞIKTAN İBARET DEĞİL, BU DÜNYADA SÖNMEYEN EN BÜYÜK SEVGİ VE ADALETİN GERÇEK TEMSİLCİLERİSİNİZ. OKUMASAM DA, YÜREĞİM YERİNDE DURAMADI, DURMAYACAK ÇÜNKÜ AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ BENMİM KALBİMİ TEKRAR VE TEKRAR DERİNLERİNDE GERÇEKTE YATANI HEP HATIRLATAN OLDUN. KAYBETMEK DEĞİL KAZANMAK VE HİSSETMEK İSTİYORUM ARTIK.
AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ, SON YAZDIĞIN GÜNLÜĞÜ OKURKEN GÖZLERİMDEN YAŞLAR AKMADI AMA RESMEN KALBİMDEN GÖZYAŞI AKTIĞINI HİSSETTİM.
SAMİMİ, İÇTEN, DÜRÜST VE KORKUSUZ HATTA AKICI, BİRAZ HÜZÜN, BİRAZ HUZUR HİSSETTİRMEK BU KADAR MI İNSANA UMUT VERİR? BEN, KISACA BİLEMİYORUM.
AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ, EĞER DEVAM ETMEK VARSA DEFTERİNDE VE OLMALI. BENİM SEVİNÇ GÖZYAŞLARIMI GÖRÜRSÜN AMA BİTERSEN KALBİMİN KEDERİNİ GÖRMEKTEN BAŞKA ŞANSIN OLMAZ. ÇÜNKÜ SEN AYIŞIĞI GÜNLÜĞÜ BANA, KALBİMİN HER DEFASINDA HATIRLADIĞI ŞEYİ GÖZLERİMİN ÖNÜNE SERİYORSUN VE BUNU KAYBETMEK İSTEMİYORUM.

Not: Eee bu benim yazı Jandark'ın son mesajına karşılık olarak yazıldı. İçimdekileri böyle aktarmanın daha iyi olacağını düşündüm. Büyük yazılar yazdım çünkü haykırarak onları söylüyorum. Çünkü ben sevdiğim şeylere sahip çıkıyorum, çıkacağım ama onların da beni anlamasını beklemiyorum da değil hani


KALBİMİN ANAHTARINI BULUP İÇİMDEKİ MANZARAYI KEŞFEDEBİLEN HERHANGİ BİR KİŞİ İÇİMDE HAPSOLMAYI GÖZE ALMIŞTIR
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
@Tangel,
Sıradanlık içinde, tekrar gülümsettin. Tekrar hatırlattığın için. Bazen çok yakınındakilerden değilde, düşüncelerine yakın olanı görmek istiyor insan.
Desteğin ve güzel sözlerin için teşekkür ederim <3
"Üstünden çok zaman geçmiş.Tozlanmış olan sayfaları temizlemek gerekiyor. Sadece gelmekle olmayacak kalbimi toparlayıp topraklarımıza dönmeye çalışacağım..."
Söz vermiyorum.
Umut ediyorum...
Sıradanlık içinde, tekrar gülümsettin. Tekrar hatırlattığın için. Bazen çok yakınındakilerden değilde, düşüncelerine yakın olanı görmek istiyor insan.
Desteğin ve güzel sözlerin için teşekkür ederim <3
"Üstünden çok zaman geçmiş.Tozlanmış olan sayfaları temizlemek gerekiyor. Sadece gelmekle olmayacak kalbimi toparlayıp topraklarımıza dönmeye çalışacağım..."
Söz vermiyorum.
Umut ediyorum...

jandarkkkkk :'( :'( ayy ağlamak istiyoruummm nasıl özlemişiiiiimm :'( açılalı aylar olmuş ama benim daha az önce haberim olduu.. o kadar mutlu oldumm kiiii çocukluğum gençliğiimm hepsi burdaa ve ay ışığı günlüğüü ağlayalabilirim şuann ve evett aynen kaldığımız yerden devamm




SeNi ÇoK çOk ÇoK ama ÇoK SeviYoRuM BaHaR'mm ♥♥♥♥♥♥♥♥
~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~

Spoiler:
~~~~~~~~~~~~~ larum *,* ~~~~~~~~~~~~~~~

Doğrusu daha yeni gördüm forumda Ayışığı Günlüğünde yeni mesaj olduğunu ve hala bölümleri okuyamadım ama şunu söyleyebilirim ki, her gördüğümde JAN ABLAĞAĞAĞAĞAĞĞ YENİ BÖLÜĞĞĞĞĞĞMMM
tipinde biri olarak zamanını bulduğumda bir çırpıda okuyacağım *-* Çok özlemiştim doğrusu okumayı, sana da söylemiştim biliyorsun.
Ay iyi oldu forumun dönmesi yaa ;W;
sırf bu sembollerini bile özlemişim...

























Ay iyi oldu forumun dönmesi yaa ;W;



""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual

39. sayfa (Toplam 40 sayfa) [ 588 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |