Hayat Oyunu-4.Bölüm Eklendi. Sayfaya git: 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Evet bildiğiniz gibi Prenses'in Düşü adlı senarymu bitirdim, yakında serinin devamı olan (Prenses'in Düşü-Persephone'nin Rüyası-Geçmiş'in Hediyesi) Geçmiş'in Hediyesi isimli öykümüzü Gülsüm nam-ı diğer LadyinDeath ile yazacağım...
Gene uzun süredir aklımda olan bir fikri gerçekleştirmek istiyorum...Kısa sürecek bir romantik-komedi yazacağım...Sailor Moon karakterlerinin olduğu fakat tamamen farklı bir hikaye...(senshi-savaş falan yok =) sadece karakterler var...)
Gene kısa bir başlangıç yayınlıyorum...beğeni üzerine yazacağım =)
Manhattan,NY
Serena Thompson NY’da ki dairesinde oturuyordu...Hızla kaçtığı geçmişine geri dönecek olduğu gerçeği ile yüzleşeli bir kaç saat olmuştu. 25 yaşında kariyerinin zirvesindeydi, Dünya’nın en genç editörlerinden biri olucaktı ama o buna tam anlamı ile sevinemiyordu...kafasında gideceği yer dönüyordu...yeniden Tokyo’ya dönecek olduğu gerçeği...yeniden Usagi Tsukino olacağı gerçeği...
Gene uzun süredir aklımda olan bir fikri gerçekleştirmek istiyorum...Kısa sürecek bir romantik-komedi yazacağım...Sailor Moon karakterlerinin olduğu fakat tamamen farklı bir hikaye...(senshi-savaş falan yok =) sadece karakterler var...)
Gene kısa bir başlangıç yayınlıyorum...beğeni üzerine yazacağım =)
Manhattan,NY
Serena Thompson NY’da ki dairesinde oturuyordu...Hızla kaçtığı geçmişine geri dönecek olduğu gerçeği ile yüzleşeli bir kaç saat olmuştu. 25 yaşında kariyerinin zirvesindeydi, Dünya’nın en genç editörlerinden biri olucaktı ama o buna tam anlamı ile sevinemiyordu...kafasında gideceği yer dönüyordu...yeniden Tokyo’ya dönecek olduğu gerçeği...yeniden Usagi Tsukino olacağı gerçeği...
burasının sm forumu konununda fanfic olduğunu düşünürsek sm fanı olarak 'fanfic' yazıyoruz:)
he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.
Bölüm 1: Geçmiş mi? Gelecek mi?
Manhattan,NY
Serena Thompson NY’da ki dairesinde oturuyordu...Hızla kaçtığı geçmişine geri dönecek olduğu gerçeği ile yüzleşeli bir kaç saat olmuştu. 25 yaşında kariyerinin zirvesindeydi, Dünya’nın en genç editörlerinden biri olucaktı ama o buna tam anlamı ile sevinemiyordu...kafasında gideceği yer dönüyordu...yeniden Tokyo’ya dönecek olduğu gerçeği...yeniden Usagi Tsukino olacağı gerçeği...
....
Usagi: Rei...demek Mamoru ile sen...
Rei: evet Usagi...biz beraberiz...seni değil beni seçti...
Usagi: anlıyorum...umarım mutlu olursunuz
...
Serena derin bir nefes aldı! Usagi geçmişte kalmıştı...sakar, sulugözlü kız geçmişte kalmıştı...Kalbi kırık kız çok uzaklardaydı...artık Serena Thompson vardı...Elini telefona uzattı, belki de geçmişine dair hatrı kalan tek anıya ulaşmanın zamanı gelmişti...
...
Tokyo, Japonya
Minako: Moshi moshi...
Serena: Minako...ben-
Minako: Usagi! Sen misin...
Serena: e-evet...yani hayır yani, evet benim ama artık adım Serena...
Minako: teyzem bahsetmişti...nasılsın, tanrım yıllar oldu
Serena: biliyorum, ama arayamadım..yani gidişimden sonra...yapamadım...ben iyiyim asıl sen nasılsın...kızlar nasıl?
Minako: herkes iyi! Ami bir cerrah oldu, Makoto kendine ait bir restoran açtı ve Motoki ile nişanlandı, ben ise modellik ajansında menajerim Rei ise-
Serena: onu merak etmiyorum, her neyse Minako ben Tokyo’ya geri dönüyorum
Telefonda bir çığlık kopar!
Serena: sakin olur musun!
Minako: olamam! İnanamıyorum ne kadar mutlu oldum anlatamam!
Serena: lütfen kimseye bundan bahsetme...şimdilik aramızda kalsın...
Minako: ama-
Serena: lütfen dedim...
...
Bir Hafta Sonra...
Crown Cafe, Tokyo, Japonya
Motoki: Mamoru...seni burada görmek ne güzel!
Mamoru: Motoki...
Motoki: sanırım gecelerini dolduran kızlardan ve işinden sonunda kafanı kaldırabildin!
Mamoru: yeter Motoki...
Motoki: işte kahven...
Mamoru: teşekkürler...
Mamoru Chiba, Japonya’nın en büyük finans şirketlerinden birinin yöneticisi...ve her kadının hayallerini süsleyen erkek...Fakat onun hayallerini sadece tek bir kadın süslüyordu, yıllar önce aptallığı nedeni ile kalbini kırdığı ve uzaklara kaybettiği kadın...masum ve biraz sakar lisesli kız...Usagi Tsukino...tam 10 yıldır hiç bir haber almadığı sulugözlü dolunay surat...inkarlarına kurban ettiği sevgisi.
Cafe’deki bir başka masada ise dört kızın kahkaları duvarlara çarpıyordu...
Rei: neden gülüyorsunuz!
Makoto: ama rei bu gerçekten komik...Yani sen şimdi, Chad seni aldatıyor zannettin ve dedektif tuttun ve aslında...aaaa konuşamıyorum bile...
Ami: Rei...zavallı sana evlenme teklif edicekmiş ama sen gene kızgınlığının kurbanı olmuşsun!
Rei: Minako! Ne oldu çok sessizsin!
Minako: aaa yok canım! Dalmışım...
....
Tokyo Uluslararası Havalimanı
Serena: ne yolculuktu ama!
Seiya: sanırım ayaklarımı önümüzdeki bir kaç hafta daha hissedemeyeceğim...
Serena: Seiya...benimle geldiğin için teşekkürler
Seiya: tavşancık! Bana anlattıklarını hatırlıyorum...ve seni böylesine tarihi bir yüzleşmede asla yalnız bırakamazdım! Hem iş teklifi de var tabi!
Serena: iş...kocaman bir derginin ikimizin ellerinde olacağını hiç düşünmezdim!
Seiya: ben de senin yeniden buraya döneceğini düşünmezdim ama hayat bir oyundan ibaret tavşancık!
Serena: bir kahve içmeye ve kuzenim Minako ile tanışmaya ne dersin?
Seiya gülümser...
Seiya: elbette U-sa-gi!
...
İşte karşısında duruyordu...Crown Cafe...lise yılları gözlerinin önüne geldi...ama hayır o eski Usagi değildi...
Seiya: Serena, iyi misin?
Serena: iyiyim...
...
Motoki: ama-bu...
Mamoru: ne oldu Moto?
Minako: Usagi! Hani yarındı uçağın!
Koşarak kuzenine sarılır...
Geri kalanlar da şaşkınlıkları içinde gizlenirler...
Manhattan,NY
Serena Thompson NY’da ki dairesinde oturuyordu...Hızla kaçtığı geçmişine geri dönecek olduğu gerçeği ile yüzleşeli bir kaç saat olmuştu. 25 yaşında kariyerinin zirvesindeydi, Dünya’nın en genç editörlerinden biri olucaktı ama o buna tam anlamı ile sevinemiyordu...kafasında gideceği yer dönüyordu...yeniden Tokyo’ya dönecek olduğu gerçeği...yeniden Usagi Tsukino olacağı gerçeği...
....
Usagi: Rei...demek Mamoru ile sen...
Rei: evet Usagi...biz beraberiz...seni değil beni seçti...
Usagi: anlıyorum...umarım mutlu olursunuz
...
Serena derin bir nefes aldı! Usagi geçmişte kalmıştı...sakar, sulugözlü kız geçmişte kalmıştı...Kalbi kırık kız çok uzaklardaydı...artık Serena Thompson vardı...Elini telefona uzattı, belki de geçmişine dair hatrı kalan tek anıya ulaşmanın zamanı gelmişti...
...
Tokyo, Japonya
Minako: Moshi moshi...
Serena: Minako...ben-
Minako: Usagi! Sen misin...
Serena: e-evet...yani hayır yani, evet benim ama artık adım Serena...
Minako: teyzem bahsetmişti...nasılsın, tanrım yıllar oldu
Serena: biliyorum, ama arayamadım..yani gidişimden sonra...yapamadım...ben iyiyim asıl sen nasılsın...kızlar nasıl?
Minako: herkes iyi! Ami bir cerrah oldu, Makoto kendine ait bir restoran açtı ve Motoki ile nişanlandı, ben ise modellik ajansında menajerim Rei ise-
Serena: onu merak etmiyorum, her neyse Minako ben Tokyo’ya geri dönüyorum
Telefonda bir çığlık kopar!
Serena: sakin olur musun!
Minako: olamam! İnanamıyorum ne kadar mutlu oldum anlatamam!
Serena: lütfen kimseye bundan bahsetme...şimdilik aramızda kalsın...
Minako: ama-
Serena: lütfen dedim...
...
Bir Hafta Sonra...
Crown Cafe, Tokyo, Japonya
Motoki: Mamoru...seni burada görmek ne güzel!
Mamoru: Motoki...
Motoki: sanırım gecelerini dolduran kızlardan ve işinden sonunda kafanı kaldırabildin!
Mamoru: yeter Motoki...
Motoki: işte kahven...
Mamoru: teşekkürler...
Mamoru Chiba, Japonya’nın en büyük finans şirketlerinden birinin yöneticisi...ve her kadının hayallerini süsleyen erkek...Fakat onun hayallerini sadece tek bir kadın süslüyordu, yıllar önce aptallığı nedeni ile kalbini kırdığı ve uzaklara kaybettiği kadın...masum ve biraz sakar lisesli kız...Usagi Tsukino...tam 10 yıldır hiç bir haber almadığı sulugözlü dolunay surat...inkarlarına kurban ettiği sevgisi.
Cafe’deki bir başka masada ise dört kızın kahkaları duvarlara çarpıyordu...
Rei: neden gülüyorsunuz!
Makoto: ama rei bu gerçekten komik...Yani sen şimdi, Chad seni aldatıyor zannettin ve dedektif tuttun ve aslında...aaaa konuşamıyorum bile...
Ami: Rei...zavallı sana evlenme teklif edicekmiş ama sen gene kızgınlığının kurbanı olmuşsun!
Rei: Minako! Ne oldu çok sessizsin!
Minako: aaa yok canım! Dalmışım...
....
Tokyo Uluslararası Havalimanı
Serena: ne yolculuktu ama!
Seiya: sanırım ayaklarımı önümüzdeki bir kaç hafta daha hissedemeyeceğim...
Serena: Seiya...benimle geldiğin için teşekkürler
Seiya: tavşancık! Bana anlattıklarını hatırlıyorum...ve seni böylesine tarihi bir yüzleşmede asla yalnız bırakamazdım! Hem iş teklifi de var tabi!
Serena: iş...kocaman bir derginin ikimizin ellerinde olacağını hiç düşünmezdim!
Seiya: ben de senin yeniden buraya döneceğini düşünmezdim ama hayat bir oyundan ibaret tavşancık!
Serena: bir kahve içmeye ve kuzenim Minako ile tanışmaya ne dersin?
Seiya gülümser...
Seiya: elbette U-sa-gi!
...
İşte karşısında duruyordu...Crown Cafe...lise yılları gözlerinin önüne geldi...ama hayır o eski Usagi değildi...
Seiya: Serena, iyi misin?
Serena: iyiyim...
...
Motoki: ama-bu...
Mamoru: ne oldu Moto?
Minako: Usagi! Hani yarındı uçağın!
Koşarak kuzenine sarılır...
Geri kalanlar da şaşkınlıkları içinde gizlenirler...
Omaygaş konusu çok ilgi çekici !!
Bir solukta okudum ve cok merak uyandırıcıydı ^^
Öhöm takipci oldum
Not: Usaginin bu kadar olgun davranması gözümü yaşarttı
SADECE bu fanficte mamoru'ya BİRAZCIK sinir oldum ama o kadar forever Mamorucuyuz
Bir solukta okudum ve cok merak uyandırıcıydı ^^
Öhöm takipci oldum
Not: Usaginin bu kadar olgun davranması gözümü yaşarttı
SADECE bu fanficte mamoru'ya BİRAZCIK sinir oldum ama o kadar forever Mamorucuyuz
imza için vinvin'e, ikon için de michiru-chan'a teşekkürleer <3
mamoru'ya gıcığın var biliyorum illa kötü olacak lokum gibi olamaz değil mi! seni piyanosunun tuşu seniii! bu arada 2. bölüm aciliyetle beklenmekte!
he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.
Bölüm 2: Kıskanç mı! Asla!
Rei ve Mamoru bir köşeden gülüşmeleri izliyorlardı...
Rei: Mamoru, biz suçlu değiliz burada böyle cezalı gibi beklememize gerek yok...
Mmaoru: buradan kaçmasına sebep olan bizdik Rei...en suçlu olan bizleriz
Mamoru gözlerini Usagi’den alamıyordu, yıllar ona çok cömert davranmıştı, altın rengi saçları, gökyüzünü kıskandıran gözleri...Mamoru’nun elleri yumruk haline gelir...kafasında tek bir isim dolanmaktadır...Seiya...bu adam da nereden çıkmıştır?
Ami: Usagi pardon, Serena ismini değiştirmişsin...
Serena: Amerika’da tanınmak bu isimle daha kolaydı...ama artık yeniden Tokyo’da olduğuma göre Usagi olabilirim belki de...
Makoto: On yıldır nerelerdeydin peki!
Serena: anlatacağım ama önce...Motoki...o güzel çikolatalı dondurmandan hala var mı!
Motoki: hemen geliyor!
...
Motoki: birileri biraz kıskanıyor sanırım...
Mmaoru: ne alakası var! Dolunay Surat’ın neresini kıskanacağım!
Motoki: kör olmayan her erkek Usagi’nin ne denli değiştiğini ve güzelleştiğini görebilir Mamoru, kız buraya girdiğinden beri erkeklerin gözleri ondan ayrılmıyor...
Mamoru: sakar bir Usagi!
Motoki: ama güzel bir Usagi!
...
Seiya: Serena Amerika’da benim ailemin yanında yaşadı, aynı lisede okuduk, aynı üniversiteyi bitirdik...aynı dergide işe girdik...
Serena: evet...Seiya olmadan ne yapardım bilmiyorum! Açıkcası lise boyunca çarpmadığım duvar kalmamıştı...
Seiya: tabi bir de araba kullanman var Sere...
Serena gülümser...
Minako: hiç değişmedin desene!
Serena’nın gözleri kararır...
Serena: aksine çok değiştim...
Ami: bu akşam yemek yiyelim hep beraber...Rei! sende gelirsin değil mi!
Seiya: aslında biz biraz dinlenmek istiyoruz...değil mi tavşancık...
Serena: Seiya benim bir ismin var!
Seiya: biliyorum sakar tavşancık!
Serena: aaaaa!
Serena Mamoru’yu fark etmemişti, köşesinde sessizce ve kıskançlıkla kendisini izleyen adamdan habersizdi...
Makoto: bu bana bir şeyleri hatırlattı...
Minako: bana da...
Serena dondurmasını üstüne dökmüştür...Seiya ile kavgaları hep çevreye verilen zararlarla sonuçlanır zaten...
Mamoru: dolunay surat! Bakıyorum da hiç değilmemişsin! Hala aynı sakar kız çocuğusun!
Serena ses ile irkilir...Aklı geçmişe doğru kayar...Kalbini sonsuza dek kapamasına sebep olan, onu hayatından koparan adam...
...
Mamoru: delirmiş olmalısın...sen ve ben...
Usagi:mamoru, ben düşünmüştüm ki...
Mamoru: ne düşünmüştün dolunay surat...sakar bir kıza aşık olacağımı mı!
Usagi: ama sen ve ben...
Mamoru: kendimi kaybettiğim bir kaç saat için seninle beraber olamam
Usagi’nin gözleri yaşlarla dolar...
...
Serena cevap bile vermez...
Seiya: biz artık gidelim...Sere
Mamoru şaşkınlık izler...bu hissettiğinin adı kıskançlık olmalıydı..
...
Seiya ve Serena Cafe’den hızla ayrılırlar...Seiya Serena’nın gözlerinde yeniden Usagi’yi görmüştür, Seiya’nın korkuları gerçek oluyordu.
Seiya: Serena! İyi misin?
Serena: hiç değişmemiş...
Seiya: Serena kendine gel...
Serena hiç değişmemiş...hem de hiç...
...
Soğuk bir kış gecesi...Tokyo’da yaklaşan Yeni Yıl’ın heyecanı var...sokaklar ışıl ışıl...
Crown Cafe oyun makinelerinin ardında beklemekten yorulmuş...Kış Balosu ile yeniden merhaba diyor Tokyo’ya...
10 yıl Önce
Usagi Tsukino o gece başka birisiydi...Alayların ardına gizlediği aşkını söyleyecekti bundan emindi...
Motoki: Usagi...bu sen misin!
Usagi Tsukino Ay Işığı ile dans ediyordu...gümüş renkli tuvaleti içerideki her erkeğin gözlerini çalmıştı...Sarı saçları bukle bukle süzülüyordu...Usagi Tsukino o gece başka birisiydi...
....
Seiya: Serena...ne derse desin...sen artık o eski kız değilsin! Dediği hiç bir şey seni küçültmez...
Serena: Rei ile ayrılmışlar...
Seiya: o adamı affetmeyi düşünmüyorsun umarım...sana yaptıklarından sonra...O geceden sonra
Serena: Rei ile ayrılmışlar
...
Makoto: sen kendini ne zannediyorsun! Bütün çocukuluğunu mahvettiğin, lise hayatını zindan ettiğin ve 10 yıl boyunca ondan ayrılmamıza sebep olduğun yetmedi mi!
Ami: Sakin ol Makoto, eminim Seiya Usagi..pardon Serena’yı sakinleştirmiştir...
Minako: evet, evet...Seiya kesinlikle sakinleştirmiştir onu!
Mamoru siyaha dönmüş olan gözleri ile etrafa bakmaktaydı...böyle bir şeyi neden yapmıştı bilmiyordu...demek adı Seiya idi...hissettiği kıskançlık değildi...Mamoru Chiba ancak kıskanılırdı...kıskanmak asla!
...
Rei olanlardan sonra soluğu tapıankta almıştı...Pişmanlığı onu boğuyordu...en iyi arkadaşını kendini beğenmiş bir adam için-
Bunları düşünmemeliydi...
Usagi...hayır Serena neden buradaydı?
Seiya kimdi?
10 yıl önce olanlardan sonra nasıl buradaydı?
...
Seiya uyumakta olan Serena’ya göz gezdirdi... Mamoru Chiba ile yeniden karşılaşmak onu yormuştu...
Seiya kendi kendine söz verdi...neler olduğunu öğrenicekti...Serena’yı bu denli yıkan adamı kendi elleri ile bitirecekti.
....
evet biraz tahmin ve istek almak istiyorum...sizce Usagi'yi bu derece etkileyen ne olmuş olabilir 10 yıl önce Mamoru bir hödük olmaktan vazgeçecek midir
Rei ve Mamoru bir köşeden gülüşmeleri izliyorlardı...
Rei: Mamoru, biz suçlu değiliz burada böyle cezalı gibi beklememize gerek yok...
Mmaoru: buradan kaçmasına sebep olan bizdik Rei...en suçlu olan bizleriz
Mamoru gözlerini Usagi’den alamıyordu, yıllar ona çok cömert davranmıştı, altın rengi saçları, gökyüzünü kıskandıran gözleri...Mamoru’nun elleri yumruk haline gelir...kafasında tek bir isim dolanmaktadır...Seiya...bu adam da nereden çıkmıştır?
Ami: Usagi pardon, Serena ismini değiştirmişsin...
Serena: Amerika’da tanınmak bu isimle daha kolaydı...ama artık yeniden Tokyo’da olduğuma göre Usagi olabilirim belki de...
Makoto: On yıldır nerelerdeydin peki!
Serena: anlatacağım ama önce...Motoki...o güzel çikolatalı dondurmandan hala var mı!
Motoki: hemen geliyor!
...
Motoki: birileri biraz kıskanıyor sanırım...
Mmaoru: ne alakası var! Dolunay Surat’ın neresini kıskanacağım!
Motoki: kör olmayan her erkek Usagi’nin ne denli değiştiğini ve güzelleştiğini görebilir Mamoru, kız buraya girdiğinden beri erkeklerin gözleri ondan ayrılmıyor...
Mamoru: sakar bir Usagi!
Motoki: ama güzel bir Usagi!
...
Seiya: Serena Amerika’da benim ailemin yanında yaşadı, aynı lisede okuduk, aynı üniversiteyi bitirdik...aynı dergide işe girdik...
Serena: evet...Seiya olmadan ne yapardım bilmiyorum! Açıkcası lise boyunca çarpmadığım duvar kalmamıştı...
Seiya: tabi bir de araba kullanman var Sere...
Serena gülümser...
Minako: hiç değişmedin desene!
Serena’nın gözleri kararır...
Serena: aksine çok değiştim...
Ami: bu akşam yemek yiyelim hep beraber...Rei! sende gelirsin değil mi!
Seiya: aslında biz biraz dinlenmek istiyoruz...değil mi tavşancık...
Serena: Seiya benim bir ismin var!
Seiya: biliyorum sakar tavşancık!
Serena: aaaaa!
Serena Mamoru’yu fark etmemişti, köşesinde sessizce ve kıskançlıkla kendisini izleyen adamdan habersizdi...
Makoto: bu bana bir şeyleri hatırlattı...
Minako: bana da...
Serena dondurmasını üstüne dökmüştür...Seiya ile kavgaları hep çevreye verilen zararlarla sonuçlanır zaten...
Mamoru: dolunay surat! Bakıyorum da hiç değilmemişsin! Hala aynı sakar kız çocuğusun!
Serena ses ile irkilir...Aklı geçmişe doğru kayar...Kalbini sonsuza dek kapamasına sebep olan, onu hayatından koparan adam...
...
Mamoru: delirmiş olmalısın...sen ve ben...
Usagi:mamoru, ben düşünmüştüm ki...
Mamoru: ne düşünmüştün dolunay surat...sakar bir kıza aşık olacağımı mı!
Usagi: ama sen ve ben...
Mamoru: kendimi kaybettiğim bir kaç saat için seninle beraber olamam
Usagi’nin gözleri yaşlarla dolar...
...
Serena cevap bile vermez...
Seiya: biz artık gidelim...Sere
Mamoru şaşkınlık izler...bu hissettiğinin adı kıskançlık olmalıydı..
...
Seiya ve Serena Cafe’den hızla ayrılırlar...Seiya Serena’nın gözlerinde yeniden Usagi’yi görmüştür, Seiya’nın korkuları gerçek oluyordu.
Seiya: Serena! İyi misin?
Serena: hiç değişmemiş...
Seiya: Serena kendine gel...
Serena hiç değişmemiş...hem de hiç...
...
Soğuk bir kış gecesi...Tokyo’da yaklaşan Yeni Yıl’ın heyecanı var...sokaklar ışıl ışıl...
Crown Cafe oyun makinelerinin ardında beklemekten yorulmuş...Kış Balosu ile yeniden merhaba diyor Tokyo’ya...
10 yıl Önce
Usagi Tsukino o gece başka birisiydi...Alayların ardına gizlediği aşkını söyleyecekti bundan emindi...
Motoki: Usagi...bu sen misin!
Usagi Tsukino Ay Işığı ile dans ediyordu...gümüş renkli tuvaleti içerideki her erkeğin gözlerini çalmıştı...Sarı saçları bukle bukle süzülüyordu...Usagi Tsukino o gece başka birisiydi...
....
Seiya: Serena...ne derse desin...sen artık o eski kız değilsin! Dediği hiç bir şey seni küçültmez...
Serena: Rei ile ayrılmışlar...
Seiya: o adamı affetmeyi düşünmüyorsun umarım...sana yaptıklarından sonra...O geceden sonra
Serena: Rei ile ayrılmışlar
...
Makoto: sen kendini ne zannediyorsun! Bütün çocukuluğunu mahvettiğin, lise hayatını zindan ettiğin ve 10 yıl boyunca ondan ayrılmamıza sebep olduğun yetmedi mi!
Ami: Sakin ol Makoto, eminim Seiya Usagi..pardon Serena’yı sakinleştirmiştir...
Minako: evet, evet...Seiya kesinlikle sakinleştirmiştir onu!
Mamoru siyaha dönmüş olan gözleri ile etrafa bakmaktaydı...böyle bir şeyi neden yapmıştı bilmiyordu...demek adı Seiya idi...hissettiği kıskançlık değildi...Mamoru Chiba ancak kıskanılırdı...kıskanmak asla!
...
Rei olanlardan sonra soluğu tapıankta almıştı...Pişmanlığı onu boğuyordu...en iyi arkadaşını kendini beğenmiş bir adam için-
Bunları düşünmemeliydi...
Usagi...hayır Serena neden buradaydı?
Seiya kimdi?
10 yıl önce olanlardan sonra nasıl buradaydı?
...
Seiya uyumakta olan Serena’ya göz gezdirdi... Mamoru Chiba ile yeniden karşılaşmak onu yormuştu...
Seiya kendi kendine söz verdi...neler olduğunu öğrenicekti...Serena’yı bu denli yıkan adamı kendi elleri ile bitirecekti.
....
evet biraz tahmin ve istek almak istiyorum...sizce Usagi'yi bu derece etkileyen ne olmuş olabilir 10 yıl önce Mamoru bir hödük olmaktan vazgeçecek midir
1. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 61 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |