Yaş: 27 Kayıt: 27 Şub 2011 Mesajlar: 1,316 Cinsiyet: Kız Nerden: Freeman's Mind Teşekkür: 142
Durumu: Çevrimdışı
princess_serenity Güzelliğin Savaşçısı
Konu: Yanıt: sailor moon dream
içimden geldi,bu hikayeyi tekrar yazıcam. ve aynı kurgu olmayacak bu sefer anna başka bir kişi olacak chibi-usa nın kızı değil. ve anna yerine Yuki Kireshiro olacak-bleach fanficimle alakası olmayacak sadece aynı isim o kadar. işte re-write chapter 1 (yeniden yazım bölüm 1)
Spoiler:
-Yuki'nın bakış açısı-
Rüyalar....Rüyalar görüyorum...Bana seslenen insanlar,hiç tanışmadığım yüzler....Yüzleri görünmeyen siluetler....Tanıdık siluetler...
"Yuki! Yuki! Okula geç kalcaksın!"
Duyduğum tanıdık sese verdiğim tek tepki,az önce duyduğum hışırtı sesinden anladığım kadarıyla perdesi çekilmiş camın,ters tarafa döndüm ve uyumaya devam etmeye çalıştım.
"Yuki! Saat 8.30!"
Saati duyduktan ve beynimde "Geç kalacaksın!!" diye bir çığlık duyduktan sonra hızla gözlerimi açıp yataktan fırladım. Hızla bilgisayar sandalyemin üstünde formamı üstüne geçirdim,çekmeceden çıkardığım dantelli beyaz çoraplarımı giydim ve hızla banyoda bir yandan dişlerimi fırçalarken,bir yandan da saçlarımı iki at kuyruğu şeklinde topladım ve odama döndüm. Çantamı kitaplığımın yanından kapıp alt kata indim.
Alt katta,her sabah geç uyanmama alışmış olan annem,Hikari Kireshiro, hemen elime içinde öğlen yemeği olan bentomu ve,her sabah yolda okula yetişmek için koşarken yediğim,kaşarlı tostumu verdi. Hızla elindekileri kaptım ve ayakkabılarımı ayağıma geçirip dışarıya çıkarken bağırdım:"Ben çıktım!" diye. Arkadan annemin "İyi dersler!" diye seslendiğini duydum.
Bir yandan tostumu yemeye,bir yandan da evimize 300 metre uzaktaki metro durağından kalkan ve her sabah okula gitmek için kullandığım metroya koştum. Tostumu bitirdiğimde metroya ulaşmış sayılırdım,ve metro kalkmak üzereydi,eğer bu metroyu yakalayamazsam bu bundan bir sonraki yarım saat sonra kalkan metro ya binmek zorunda kalacağım ve 5 dakika bile geç kalan öğrencileri derse almayan Yuno-sensei'in dersine geç kalmak demekti!
Bacaklarımın izinli olduğu hız limitini zorlayarak tam kapılar kapanmadan önce metroya bindim. Hızla boş bulduğum bir yere oturdum. Normal zamanların aksine,pazartesi sabahları metro çok boş olurdu. Bunun sebebi,pazartesi günlerinde genelde Juuban İş Hanı (Y/N:öyle bi yer var mı ki?) etrafındaki metroların kalabalık olmasıydı.
Oturduğum koltukta nefes alışverişimin düzelmesini beklerken,camdan hızla geçip yarı bulanık görülen-genellikle Juuban'ın batı bölgesinde görülen iki katlı,kısa ve tombul-binaları izledim. Sonra canım sıkıldı ve metro vagonunun diğer ucundaki elektronik panoya baktım. "Lütfen Emniyet Kemerlerinizi Takınız" ve "Bir sonraki durak: Shinjuku" yazıyordu. Metro,yavaşladı ve biraz sarsıntının ardından durdu. Kapılar bir "tıs" sesinin ardından açıldı,vagona altın sarısı saçlarının ön kısımları arkada kelebek şeklinde bir tokayla tutturmuş,okul formasının sınırlarını zorlayan gögüsleriyle bir kız girdi. Bu kız,en iyi arkadaşım Revy di. Revy Lore. Ona elimi salladım,o da bana elini salladı ve zümrüt yeşili gözlerinde masum bir ışıltıyla bana baktı. Hemen gelip yanıma oturdu,ve bana üye olduğu şu ah-çok-önemli forumdakş aşırı-derecede-merak-ettiğim(!!) gelişmeleri anlattı. Onun söylediklerini takip etmeye gayret gösterdim.
"....Sonra da Ivan104 nickli bir kullanıcı bana çok tatlısın diye mesaj attı. Ben de ona teşekkür ettim ve ayna karşısında okul formasıyla bir resmimi çekip attım. O da bana "Evime gelsene" ve "Seni tanıştırmak istediğim biri var" diye garip garip mesajlar atmaya başladı. Ben de onu engelledim. Sonra Tsu-nee-chan online oldu. Ona olanları anlattım. Öğüt falan verdi ve ben de ona neler yaptığını sordum. O da bana kendisinin tuhaf bir rüya gördüğünü söyledi. Ağlayan kızlar görmuş. Hepsinin farklı renklerde üstü denizci ve okul kıyafeti arası kıyafetleri varmış. Ortadaki kız bişeyler söylüyormuş ama net duyamıyormuş."
"Rüya" kelimesini duyduktan sonra,tüm dikkatimle Revy'i dinlemeye başladım. Revy'nin anlattığı Tsubasa-san'ın (Y/N:Bengü-chii ye sevgiler saygılar)rüyasını dinledikçe,kalbim hızlı hızlı atmaya başladı;ben de bu rüyayı görüyordum. Ama ben kendimi ortadaki kız olarak görüyordum. Ne dediğimi duymuyordum ama etraftaki bu denizci kıyafetli kızlara tehlike ile ilgili bir şeyler bağırdığımı anlayabiliyordum. Sonra gözyaşlarına boğulmuş olarak uyanıyordum. Revy'e benimde bu rüyayı gördüğümü-hatta son 3 aydır sıklıkla gördüğümü-söylemek istedim,ama boğazımda kelimeler düğümlendi.
"Geliyor musun,yoksa burada kalıp Yuno-sensei'in gazabına mı uğramaya niyetlisin,Anastasia?"
Revy'nin bana "Anastasia" filmini izleyip çok beğenmemden hatta izlerken kendimi tutamayıp hüngür hüngür ağlamamdan dolayı taktığı takma ismi duyunca,kendimi düşüncelerimden sıyrılmaya zorladım. Etrafa bakındım,metro durmuştu ve okul için inmemiz gerekn durağa gelmiştik. Ama ne zaman gelmiştik ki?
"Hey,'Bayan-kendine-gelemeyen-ve-bu-yüzden-Yuno-senseiden-azar-işitecek- Kireshiro', hemen o oturmaktan düzleşmiş poponuzu kaldırıp okula gitmenizi tavsiye ediyorum."
Revy bana gözlerinde hınzır bir parlamayla baktı. Duello mu teklif ediyordu? Öyleyse geri çekilmeyecektim. Ayağa kalktım ve yürürken ona sıkkın bir bakış attım.
İlerlerken arkadan Revy'nin söylendiğini duyduğumda bu roundu kazandığımı anladım.
Okula vardığımızda,hızla sınıfa girdik. Girdiğimizde,sınıfta öğretmen falan yoktu;herkes kendi halindeydi. Ön masada oturan ve kitap okuyan Adria'nın yanına gittim.
"Hey Addie,neler oluyor? Her zaman dakik Yuno-sensei nerede?"
Adria,bana içinde apaçık şaşırma olan masmavi gözleriyle baktı.
"Bilmiyor musun? Yuno-sensei evlendi ve Honkong'a taşındı."
Başımı hayır manasında salladım.
"Haberim yoktu. Peki yeni öğretmenimiz kim?"
"O kişi ben oluyor Kireshiro-san."
Arkamı dönüp sesin geldiği yere baktığımda, siyah uzun saçları beline kadar gelen,mor gözleri direk benim gözlerime bakan iyi fizikli bir bayan gördüm.
"Evet sınıf,ben yeni edebiyat öğretmeniniz,Setsuna Meioh."
şimdi yatmalıyım yarın bu başlığı silmeye yollıycam ve bu başlangıçla başlıycam yeni hikaye olarak. şimdilik silinmesin lütfen.
""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız