Pentagram |
Yazar
Mesaj
PENTAGRAM BİYOGRAFİ
Pentagram'ın kurucu üyeleri Hakan Utangaç ve Cenk Ünnü'nün, müzik hayatına ilk başlangıçları, Kenan Bozoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir üçlü olarak Bursa'da bir lise grubu kurdukları döneme raslar. 1984 yılında kurulan grubun adı, "THUNDERS" dır. 1986 yılına gelindiğinde ise, Cenk Ünnü ve Hakan Utangaç, PENTAGRAM adlı yeni bir oluşumla karşımıza çıkarlar... Pentagram'ın temellerinin atıldığı bu ilk dönemde, grupta, Hakan Utangaç gitarist ve vokalistliği, Cenk Ünnü ise bateristliği üstlenmekteydi. Pentagram'ın bu kuruluş aşamasında bas gitaristliği ise, ikilinin, "Kaan" adlı bir arkadaşları üstlenmişti. Tarihler 1987 yılını gösterdiğinde, Pentagram grubuna, bas gitarist olarak Tarkan GÖZÜBÜYÜK katıldı. Sonrasında ise; solo gitarda harika işler çıkaran Ümit YILBAR'ın katılımıyla Pentagram grubunun kadrosu şekillenmiş oldu...
Grup, ilk ciddi sahne deneyimini, İstanbul Moda’ da, bir düğün salonunda yaşadı. Buradaki konserde , yaklaşık 200 kişilik bir izleyici grubuna seslenildi. Sahneyi, vokalistliğini Gökhan SEMİZ'in (Vitamin grubu vokalisti) üstlendiği AC/DC tarzında müzik yapan bir grupla paylaşmışlardı. Pentagram'ın bu konserde , 5 tane şarkı çalması planlanmıştı. Ancak, henüz beşinci şarkıya gelinmeden, masalar, sandalyeler kırıldı. Türkiye ilk kez trash speed metal müzikle tanışıyordu.Bu coşku içinde düğün salonunda kırılmadık masa, sandalye vs. kalmadı. Konser bittikten sonra; Pentagram üyeleri, düğün salonundaki hasardan dolayı oluşan zararı da karşılamak zorunda kaldılar. Bu konser daha sonra, “Efsane Moda Konseri” olarak hafızalara kazındı. Bu konseri, Cenk ÜNNÜ şöyle anlatıyor:
” O yıllarda şimdiki kadar rock - metal dinleyen insanlar çok çok azdı. Öyle 14 -15 kişi bir araya gelip beraber müzik dinlerdik, müzik yapmaya çalışırdık genellikle. Bakırköy tayfası, Avcılar tayfası gibi kodlamalar vardı. Üstümüze o zamana göre çok ters sayılacak şeyler giyerdik; bilekliklerimizi kendimiz hazırlardık Mercan'dan piramitler alıp. Çok laf yedik, tepki çektik. Öyle bir dönemdi, hatta kolsuz t-shirt giymenin bile homosexüellik sayıldığı yıllardı.Sonra Rambo çıktı da insanlar alıştılar buna, 1980'ler güzeldi ama Türkiye için zor yıllardı. Dünya' da da heavy metalin sıçrama yaptığı; enstrümanların kalitesinin arttığı heavy metalin en güzel günlerini yaşadığı dönemlerdi. Türkiye' de, devrim sonrası, yasakların olduğu; insanlara yapılan baskıların getirmiş olduğu stres ve zorlukları yaşadık bizler. Öyle bir nesil olarak yetiştik...
İlk konserimizi Moda'da verdik bir düğün salonunda. O zamanlar eski Vitamin grubunun solisti Gökhan vardı ( Allah rahmet eylesin trafik kazasında öldü...) İşte, onun vokal yaptığı şu an ismini hatırlayamadığım AC/DC tarzında Türkçe sözlü müzik yapan bir gruba konuk olduk. 5 parça çalıp inecektik ama biz daha 5. parçaya gelemeden birden her şey yıkıldı salonda. Sandalyeler, masalar her şey kırıldı. Türkiye'de verilen ilk speed metal konseriydi ve yaklaşık 150 -200 kişi koskoca düğün salonunu yıkmıştı. Daha sonra düğün salonun sahibi geldi "ne oluyor" filan dedi. Yine biz ödemek zorunda kaldık kırılanların masraflarını..."
Bu dönemde, Pentagram, ilk albümlerini çıkarmak için çalışmalara başlamıştı. Açık Hava tiyatrosunda verdikleri konser sonrası, solo gitarist Ümit YILBAR, grupla yollarını ayırdı.Yeni bir solo gitarist arayışına giren grup, Ümit YILBAR’ dan boşalan yere, solo tekniği çok gelişmiş olan Murat NET’ i getirdi. Kadro tamamlandıktan sonra, albüm kayıtlarına başladılar. Albümün kayıt aşaması yaklaşık 10 ay sürdü. 1990 yılında, NEPA Müzik etiketiyle “PENTAGRAM” albümü, müzik piyasasındaki yerini aldı.Grup, yurtdışında da, adından söz ettirebilmeyi hedefliyordu; bu nedenle, albümdeki şarkıların tamamı İngilizce sözlüydü. Albümün kapak tasarımı ise; yarışma sonucu belirlenmişti. Yarışmaya katılan 120 adet kapak resminin arasından, Tunç ÖRER isimli katılımcının eseri olan bir suluboya çalışma, kapak resmi olarak seçilmişti. Albümde; "Intro (Wreck), Rotten Dogs, Mephistopheles, Metal Not Dead, Los Magandos, Asharoth, Bloody Gilliotine, Powerstage, Dimensions Of Death, Pentagram ve Deceptive Bells" şarkıları yer alıyordu. Özellikle, "Rotten Dogs ve Powerstage" şarkıları, hit oldu. Powerstage şarkısı, Pentagram severlere ithaf edilmişti ve kurulan fan kulübe “Powerstage” adı verilmişti.Albüm satışları çok iyi gitmeye başladı. İlk olarak 5.000 adet basılan albüme olan yoğun talepten dolayı, albümün ikinci basımı da yapıldı. Yaklaşık 30.000 adet satan albüm, metal müzik tarzında bir rekora imza atmıştı.
Grup, bu ilk albümle birlikte bir çok konsere çıktı. Bu konserler de çok başarılı geçiyordu. Konser kayıtlarından oluşan bir albüm çıkarma fikri oluştu ve çok geçmeden bu fikir, meyvasını da verdi. Konser kayıtlarından oluşan, “Live At The Trail” albümü yayınlandı. Bu albümde, vokalistliğe Bartu TOPBAŞ ve solo gitardan ayrılan Murat NET’ in yerine de, yine bu işte ustalaşmış bir isim olan Demir DEMİRKAN'ın geldiğini görüyoruz. Albüm kapağında, Pentagram logosunun altında dikenli teller ve Mosh işareti yapan Pentagram severlerin resmi vardı. Bu albümde ise; "Trail Blazer (Enstrümantal), Rotten Dogs, Peace Sells (Megadeth cover), Mephistopheles, Brain On The Wall (Los Magandos isimli şarkının devamı niteliğinde), Rotten Dogs (Kolombiya’da bir rock programının yayınında Pentagram anlatılıyor ve sonrasında Rotten Dogs çalıyor), Anarchy in the Uk (Sex Pistols cover), Powerstage" şarkıları yer alıyordu.
Pentagram, bir çok konser verdikten sonra, 1992 yılında NUCLEAR BLAST firması etiketiyle “TRAIL BLAZER” albümüyle müzik piyasasındaki yerini aldı. Grup, bu albümün hazırlıklarına başlamadan tekrar kadro değişikliğine gitti ve İsveç’ e giden Bartu TOPBAŞ’ ın yerine, vokalist olarak Ogün SANLISOY getirildi. İlk albümde olduğu gibi, bu albümde de şarkıların hepsi İngilizce sözlüydü.Bu albümle birlikte, grup kendi stillerini, müzik piyasasına iyice benimsetmeye başlamıştı. Albümün kapak tasarımı bu sefer daha sadeydi. Kartonette, sadece, alışılmış Pentagram logosu ve albüm ismi yer alıyordu. Albümde; "Secret Misilse, Living On Lies, Trail Blazer (Enstrümantal), Vita Es Morte, Fly Forever, Time Bomb, Over The Line, The Planet, Brain On The Wall, No One Wins The Fight, Vita Es Morte (Live) ve Powerstage (Live)" şarkıları yer alıyordu. Bu albümde işlenen genel tema, anti-militarizm; dünyadaki kötü gidişe ve savaşlara karşı isyan etme fikriydi. Yeni albümle birlikte, yine bir çok konsere çıktılar.
1995 yılında, Demir DEMİRKAN gruptan ayrılarak Amerika’ ya gitti. Sonrasında ise; vokalistliği yürüten Ogün SANLISOY, solo albüm çalışmaları yapmak istediği için gruptan ayrıldı. Vokale; Sawdust ve Cherooke gruplarında solistlik yapmakta olan Murat İLKAN getirildi. Bu sırada, 2 senelik bir ayrılığın ardından; Demir DEMİRKAN gruba geri döndü.
Pentagram, yeni bir albüm çıkartmak istiyordu ve bunun için Türkiye’ de faaliyet gösteren Raks Müzik firmasıyla iki adet albüm hazırlamak için anlaşma imzalandı. Raks Müzik stüdyosunda albüm hazırlıklarına başlandı. Hazırlanan albümün mix’ lerini Charles TURKMEN yaptı. Steve Smart isimli bir başka yapımcı ise; Avustralya’ da albümün son hazırlıklarını tamamladı. 1997 yılına geldiklerinde, yeni albümleri olan “ANATOLIA”piyasaya sürüldü. Albüm, 13 şarkıdan oluşuyordu ve grup; tarihinlerinde bir ilke imza atarak bu albümde 3 tane Türkçe sözlü şarkıya yer vermişti. Uzun süredir müzik piyasasının içinde olan grup, bu albümle satış rekorları kırdı. Bu albümde, kendi metal soundlarının üzerinde Anadolu ezgileri de göze çarpıyordu. Albümde; "1000 In The Eastland, Anatolia (İngilizce versiyon), Dark Is The Sunlight, Gündüz Gece (Aşık Veysel cover), Stand To Fall, Give Me Something To Kill The Pain, Welcome The End, Anatolia (Türkçe versiyon), On The Run, Time (Enstrümantal), Behind The Veil, Fall Of Hero ve Sonsuz" şarkıları yer alıyordu. Bu albümle birlikte, ilk kez Pentagram seyircisiyle tanışan Murat İLKAN, başarılı vokaliyle dikkat çekti ve kendini sevdirdi.
Albümün ardından grup, çeşitli konserlere çıktı. Bu konserlerden en çok ses getireni olan "Açık Hava Konseri" ni albüm haline getirdiler. 1999 yılında çıkan bu Live albümün adı; konserdeki coşkulu Pentagram fanlarının hep birlikte “Popçular Dışarı” diye bağırmalarıyla kendiliğinden oluşmuştu ve böylelikle albümün adı, “Popçular Dışarı” oldu. Bu albüm, Pentagram'ın söylemiyle, Türkiye'de 4. bir kuvvet haline gelen "medya" ya ithaf ediliyordu... Albümün kapağına da, bolluk ve bereketi simgeleyen "Bereket Tanrısı" heykelinin bir resmi konulmuştu. Bu live albümde; "Intro, Before The Veil, Behind The Veil, Welcome The End, No One Wins The Fight, G.S.T.K.P., Vita Es Morte, Gündüz Gece, Black Magic (Slayer cover), Rotten Dogs, 999 (Enstrümantal), 1000 In The Eastland ve Anatolia (Türkçe versiyon)" şarkıları yer alıyordu.
Bu albüm çıktıktan sonra, solo işler yapmak isteyen Demir DEMİRKAN gruptan ayrıldı. Demir Demirkan'ın ayrılmasıyla oluşan boşluğu, aynı zamanda grubun gitar teknisyenliğini de yapmakta olan Onur PAMUKÇU doldurdu.Bu kadroyla, değişik konserlere çıkan grup, 1999 yılında Kemancı Rock Bar’ da konser vermeyi planlamıştı; fakat konsere birkaç gün kala ülkemizin yaşadığı deprem felaketi nedeniyle konser iptal edildi. Bir süre duraklama dönemine giren grup, yaşanan deprem nedeniyle ülkemize gelen, içinde ABD Başkanı Bill CLINTON ve bir çok devlet başkanının bulunduğu bir seyirci topluluğuna karşı, 12 Kasım 1999’ da Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ nda “Gündüz Gece” parçasını çalarak, devlet başkanlarını, tabir-i câizse coşturmuştu.
Ancak, o günlerde, Pentagram adına olumlu sayılabilecek bu gelişmelerin yanısıra, Türkiye gündeminden kaynaklanan olumsuzluklar da yaşanmaktaydı. Yine o dönemlerde, ülke gündemini işgal eden , “Satanizm” olaylarından, "Pentagram" isminden ve toplumdaki önyargılardan dolayı en fazla etkilenen ve haksız suçlamalara hedef olan da, Pentagram grubu oldu...
Tam da bu sıralarda, EP çıkartmaya karar verildi. Askerlik görevlerini tamamlayan grup elemanları, 2000 yılında NOISE RECORD müzik şirketiyle 4 albümlük bir anlaşma imzaladı. Türkiye’ de çıkacak olan albümleri için ise; BÖCEK yapımı tercih ettiler. Grup, EP’ yi çıkartmak için hazırlıklara başladı. Çıkartacakları EP’ yi albüme dönüştürme fikri oluştu ve sonrasında ise 2 albüm çıkarmak istediler. Bu albümlerden biri Türkçe sözlü, diğeri ise; İngilizce sözlü olacaktı. Bu arada gruba, Metin TÜRKCAN katıldı. 2000 yılında prodüktör Charles TURKMEN’ le birlikte albüm hazırlıklarına başlandı. Albümün kayıtları Yunanistan’ da bulunan Sierra Studios’ ta yapılırken; bir yandan da albüm, İstanbul’ da bulunan grubun kendi stüdyosunda son şeklini alıyordu. 2001 yılının sonlarına doğru “UNSPOKEN” isimli yeni albümleri müzik piyasasındaki yerini aldı. Yurt dışına da gönderilecek olan bu albüm için, ilk albümden bu yana, grubun adı olan Pentagram üzerinde de çeşitli değişiklikler yapıldı. Çünkü, yurt dışında da aynı isimli bir grup vardı ve bundan dolayı, bir karışıklığın oluşmasına meydan vermemek için, önce, grubun ismi "The Pentagram" olarak değiştirildi, ancak daha sonra bu yeterli görülmeyip, sadece yurtdışında kullanılmak üzere, “Mezarkabul” adı seçildi. Bundan sonra, Türkiye’ de Pentagram, yurt dışında ise; Mezarkabul adıyla yer anılacaklardı... Albüm; "We Come From Now Here, In Esir Like An Eagle, Unspoken, Lions In A Cage, For The One Unchancing, Mezarkabul (Enstrümantal), Take My Time, Pain, Puratu, This Too Will Pass ve For Those Who Died Alone (Enstrümantal)" şarkılarından oluşuyordu. 2002 yılında ise, daha önceden karar verdikleri Türkçe sözlü albüm, BÖCEK yapımla “BİR” adı altında albüm raflarındaki yerini aldı. Albümde; "Tigris (Enstrümantal), Bir, Şeytan Bunun Neresinde, Bu Alemi Gören Sensin (Aşık Veysel Cover), Mezarkabul (Enstrümantal), Sır, Kam (enstrümantal), Ölümlü ve F.T.W.D.A. (Enstrümantal)" şarkıları yer alıyordu. Tamamen Türkçe sözlü olan bu albümle birlikte, grup yine bir ilke imza attı. Yeni albümle birlikte çeşitli konserlere ve televizyon programlarına çıkan grup, bir süre sonra derin bir sessizliğe girerek, Pentagram fanlarını üzdü. Piyasada ve Pentagram severler arasında, "grup dağıldı" diye çeşitli söylentiler yayılıyordu. Grup üyelerinin hiçbirinden net bir açıklama da gelmediği için bir çok fan, grubun dağıldığını düşünüyordu.
Grup elemanları bu arada farklı işlerle yaşamlarını devam ettiriyorlardı.Cenk ÜNNÜ, kendisine ait olan Pena Müzik Evi’ ni işletiyordu. Hakan UTANGAÇ, piyasadaki pek çok müzisyenin video klip yönetmenliğini üstleniyor, grafik tasarımla ilgileniyor; diğer üç elemansa, müzik piyasasında kişisel çalışmalarıyla yollarına devam ediyorlardı. Tarkan GÖZÜBÜYÜK, prodüktör olarak; Murat İLKAN, Cem KÖKSAL’ a vokalist olarak ve Metin TÜRKCAN ise; hem Şebnem FERAH’ ın, hem de Ogün SANLISOY’ un solo gitaristliğini üstlenerek müzik piyasasındaydılar.Grup adına ise bir gelişme göze çarpmıyor ve haddinden fazla uzun süren bu sessizlik, Pentagram fanlarını iyice üzüyordu...
Pentagram bu suskunluğunu, geçtiğimiz günlerde bozdu, müjdeli bir haber, Pentagram fanlarını sevince ve heyecana boğdu!! Bu haber, 2006 yılının sonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında verilmesi planlanan üç konser için, Pentagram'ın, tekrar stüdyoya kapanarak provalara başladığı şeklindeydi. En şaşırtıcı gelişme ise, eski bir Pentagram üyesi olan Demir DEMİRKAN'ın, yeniden gruba dahil olması ve provalara da diğer üyelerle birlikte katılması haberiydi. Pentagram'ın, bu konserlerden gelecek tepkilere göre yeni bir albüm çıkarma fikrine sıcak bakacağı ümidi de şu sıralar bütün Pentagram severlerin heyecanını ve merakını artıran bir etken... Pentagram fanlarının tek isteği, yaşanılan bunca zorluğun sonrasında hakkettikleri başarıyı yakalayan Pentagram'ın, uluslararası müzik platformunda da adını kabul ettirmesi...Şüphesiz ki, bu köklü ve başarılı Pentagram tarihine yakışan da budur.
Pentagram'ın kurucu üyeleri Hakan Utangaç ve Cenk Ünnü'nün, müzik hayatına ilk başlangıçları, Kenan Bozoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir üçlü olarak Bursa'da bir lise grubu kurdukları döneme raslar. 1984 yılında kurulan grubun adı, "THUNDERS" dır. 1986 yılına gelindiğinde ise, Cenk Ünnü ve Hakan Utangaç, PENTAGRAM adlı yeni bir oluşumla karşımıza çıkarlar... Pentagram'ın temellerinin atıldığı bu ilk dönemde, grupta, Hakan Utangaç gitarist ve vokalistliği, Cenk Ünnü ise bateristliği üstlenmekteydi. Pentagram'ın bu kuruluş aşamasında bas gitaristliği ise, ikilinin, "Kaan" adlı bir arkadaşları üstlenmişti. Tarihler 1987 yılını gösterdiğinde, Pentagram grubuna, bas gitarist olarak Tarkan GÖZÜBÜYÜK katıldı. Sonrasında ise; solo gitarda harika işler çıkaran Ümit YILBAR'ın katılımıyla Pentagram grubunun kadrosu şekillenmiş oldu...
Grup, ilk ciddi sahne deneyimini, İstanbul Moda’ da, bir düğün salonunda yaşadı. Buradaki konserde , yaklaşık 200 kişilik bir izleyici grubuna seslenildi. Sahneyi, vokalistliğini Gökhan SEMİZ'in (Vitamin grubu vokalisti) üstlendiği AC/DC tarzında müzik yapan bir grupla paylaşmışlardı. Pentagram'ın bu konserde , 5 tane şarkı çalması planlanmıştı. Ancak, henüz beşinci şarkıya gelinmeden, masalar, sandalyeler kırıldı. Türkiye ilk kez trash speed metal müzikle tanışıyordu.Bu coşku içinde düğün salonunda kırılmadık masa, sandalye vs. kalmadı. Konser bittikten sonra; Pentagram üyeleri, düğün salonundaki hasardan dolayı oluşan zararı da karşılamak zorunda kaldılar. Bu konser daha sonra, “Efsane Moda Konseri” olarak hafızalara kazındı. Bu konseri, Cenk ÜNNÜ şöyle anlatıyor:
” O yıllarda şimdiki kadar rock - metal dinleyen insanlar çok çok azdı. Öyle 14 -15 kişi bir araya gelip beraber müzik dinlerdik, müzik yapmaya çalışırdık genellikle. Bakırköy tayfası, Avcılar tayfası gibi kodlamalar vardı. Üstümüze o zamana göre çok ters sayılacak şeyler giyerdik; bilekliklerimizi kendimiz hazırlardık Mercan'dan piramitler alıp. Çok laf yedik, tepki çektik. Öyle bir dönemdi, hatta kolsuz t-shirt giymenin bile homosexüellik sayıldığı yıllardı.Sonra Rambo çıktı da insanlar alıştılar buna, 1980'ler güzeldi ama Türkiye için zor yıllardı. Dünya' da da heavy metalin sıçrama yaptığı; enstrümanların kalitesinin arttığı heavy metalin en güzel günlerini yaşadığı dönemlerdi. Türkiye' de, devrim sonrası, yasakların olduğu; insanlara yapılan baskıların getirmiş olduğu stres ve zorlukları yaşadık bizler. Öyle bir nesil olarak yetiştik...
İlk konserimizi Moda'da verdik bir düğün salonunda. O zamanlar eski Vitamin grubunun solisti Gökhan vardı ( Allah rahmet eylesin trafik kazasında öldü...) İşte, onun vokal yaptığı şu an ismini hatırlayamadığım AC/DC tarzında Türkçe sözlü müzik yapan bir gruba konuk olduk. 5 parça çalıp inecektik ama biz daha 5. parçaya gelemeden birden her şey yıkıldı salonda. Sandalyeler, masalar her şey kırıldı. Türkiye'de verilen ilk speed metal konseriydi ve yaklaşık 150 -200 kişi koskoca düğün salonunu yıkmıştı. Daha sonra düğün salonun sahibi geldi "ne oluyor" filan dedi. Yine biz ödemek zorunda kaldık kırılanların masraflarını..."
Bu dönemde, Pentagram, ilk albümlerini çıkarmak için çalışmalara başlamıştı. Açık Hava tiyatrosunda verdikleri konser sonrası, solo gitarist Ümit YILBAR, grupla yollarını ayırdı.Yeni bir solo gitarist arayışına giren grup, Ümit YILBAR’ dan boşalan yere, solo tekniği çok gelişmiş olan Murat NET’ i getirdi. Kadro tamamlandıktan sonra, albüm kayıtlarına başladılar. Albümün kayıt aşaması yaklaşık 10 ay sürdü. 1990 yılında, NEPA Müzik etiketiyle “PENTAGRAM” albümü, müzik piyasasındaki yerini aldı.Grup, yurtdışında da, adından söz ettirebilmeyi hedefliyordu; bu nedenle, albümdeki şarkıların tamamı İngilizce sözlüydü. Albümün kapak tasarımı ise; yarışma sonucu belirlenmişti. Yarışmaya katılan 120 adet kapak resminin arasından, Tunç ÖRER isimli katılımcının eseri olan bir suluboya çalışma, kapak resmi olarak seçilmişti. Albümde; "Intro (Wreck), Rotten Dogs, Mephistopheles, Metal Not Dead, Los Magandos, Asharoth, Bloody Gilliotine, Powerstage, Dimensions Of Death, Pentagram ve Deceptive Bells" şarkıları yer alıyordu. Özellikle, "Rotten Dogs ve Powerstage" şarkıları, hit oldu. Powerstage şarkısı, Pentagram severlere ithaf edilmişti ve kurulan fan kulübe “Powerstage” adı verilmişti.Albüm satışları çok iyi gitmeye başladı. İlk olarak 5.000 adet basılan albüme olan yoğun talepten dolayı, albümün ikinci basımı da yapıldı. Yaklaşık 30.000 adet satan albüm, metal müzik tarzında bir rekora imza atmıştı.
Grup, bu ilk albümle birlikte bir çok konsere çıktı. Bu konserler de çok başarılı geçiyordu. Konser kayıtlarından oluşan bir albüm çıkarma fikri oluştu ve çok geçmeden bu fikir, meyvasını da verdi. Konser kayıtlarından oluşan, “Live At The Trail” albümü yayınlandı. Bu albümde, vokalistliğe Bartu TOPBAŞ ve solo gitardan ayrılan Murat NET’ in yerine de, yine bu işte ustalaşmış bir isim olan Demir DEMİRKAN'ın geldiğini görüyoruz. Albüm kapağında, Pentagram logosunun altında dikenli teller ve Mosh işareti yapan Pentagram severlerin resmi vardı. Bu albümde ise; "Trail Blazer (Enstrümantal), Rotten Dogs, Peace Sells (Megadeth cover), Mephistopheles, Brain On The Wall (Los Magandos isimli şarkının devamı niteliğinde), Rotten Dogs (Kolombiya’da bir rock programının yayınında Pentagram anlatılıyor ve sonrasında Rotten Dogs çalıyor), Anarchy in the Uk (Sex Pistols cover), Powerstage" şarkıları yer alıyordu.
Pentagram, bir çok konser verdikten sonra, 1992 yılında NUCLEAR BLAST firması etiketiyle “TRAIL BLAZER” albümüyle müzik piyasasındaki yerini aldı. Grup, bu albümün hazırlıklarına başlamadan tekrar kadro değişikliğine gitti ve İsveç’ e giden Bartu TOPBAŞ’ ın yerine, vokalist olarak Ogün SANLISOY getirildi. İlk albümde olduğu gibi, bu albümde de şarkıların hepsi İngilizce sözlüydü.Bu albümle birlikte, grup kendi stillerini, müzik piyasasına iyice benimsetmeye başlamıştı. Albümün kapak tasarımı bu sefer daha sadeydi. Kartonette, sadece, alışılmış Pentagram logosu ve albüm ismi yer alıyordu. Albümde; "Secret Misilse, Living On Lies, Trail Blazer (Enstrümantal), Vita Es Morte, Fly Forever, Time Bomb, Over The Line, The Planet, Brain On The Wall, No One Wins The Fight, Vita Es Morte (Live) ve Powerstage (Live)" şarkıları yer alıyordu. Bu albümde işlenen genel tema, anti-militarizm; dünyadaki kötü gidişe ve savaşlara karşı isyan etme fikriydi. Yeni albümle birlikte, yine bir çok konsere çıktılar.
1995 yılında, Demir DEMİRKAN gruptan ayrılarak Amerika’ ya gitti. Sonrasında ise; vokalistliği yürüten Ogün SANLISOY, solo albüm çalışmaları yapmak istediği için gruptan ayrıldı. Vokale; Sawdust ve Cherooke gruplarında solistlik yapmakta olan Murat İLKAN getirildi. Bu sırada, 2 senelik bir ayrılığın ardından; Demir DEMİRKAN gruba geri döndü.
Pentagram, yeni bir albüm çıkartmak istiyordu ve bunun için Türkiye’ de faaliyet gösteren Raks Müzik firmasıyla iki adet albüm hazırlamak için anlaşma imzalandı. Raks Müzik stüdyosunda albüm hazırlıklarına başlandı. Hazırlanan albümün mix’ lerini Charles TURKMEN yaptı. Steve Smart isimli bir başka yapımcı ise; Avustralya’ da albümün son hazırlıklarını tamamladı. 1997 yılına geldiklerinde, yeni albümleri olan “ANATOLIA”piyasaya sürüldü. Albüm, 13 şarkıdan oluşuyordu ve grup; tarihinlerinde bir ilke imza atarak bu albümde 3 tane Türkçe sözlü şarkıya yer vermişti. Uzun süredir müzik piyasasının içinde olan grup, bu albümle satış rekorları kırdı. Bu albümde, kendi metal soundlarının üzerinde Anadolu ezgileri de göze çarpıyordu. Albümde; "1000 In The Eastland, Anatolia (İngilizce versiyon), Dark Is The Sunlight, Gündüz Gece (Aşık Veysel cover), Stand To Fall, Give Me Something To Kill The Pain, Welcome The End, Anatolia (Türkçe versiyon), On The Run, Time (Enstrümantal), Behind The Veil, Fall Of Hero ve Sonsuz" şarkıları yer alıyordu. Bu albümle birlikte, ilk kez Pentagram seyircisiyle tanışan Murat İLKAN, başarılı vokaliyle dikkat çekti ve kendini sevdirdi.
Albümün ardından grup, çeşitli konserlere çıktı. Bu konserlerden en çok ses getireni olan "Açık Hava Konseri" ni albüm haline getirdiler. 1999 yılında çıkan bu Live albümün adı; konserdeki coşkulu Pentagram fanlarının hep birlikte “Popçular Dışarı” diye bağırmalarıyla kendiliğinden oluşmuştu ve böylelikle albümün adı, “Popçular Dışarı” oldu. Bu albüm, Pentagram'ın söylemiyle, Türkiye'de 4. bir kuvvet haline gelen "medya" ya ithaf ediliyordu... Albümün kapağına da, bolluk ve bereketi simgeleyen "Bereket Tanrısı" heykelinin bir resmi konulmuştu. Bu live albümde; "Intro, Before The Veil, Behind The Veil, Welcome The End, No One Wins The Fight, G.S.T.K.P., Vita Es Morte, Gündüz Gece, Black Magic (Slayer cover), Rotten Dogs, 999 (Enstrümantal), 1000 In The Eastland ve Anatolia (Türkçe versiyon)" şarkıları yer alıyordu.
Bu albüm çıktıktan sonra, solo işler yapmak isteyen Demir DEMİRKAN gruptan ayrıldı. Demir Demirkan'ın ayrılmasıyla oluşan boşluğu, aynı zamanda grubun gitar teknisyenliğini de yapmakta olan Onur PAMUKÇU doldurdu.Bu kadroyla, değişik konserlere çıkan grup, 1999 yılında Kemancı Rock Bar’ da konser vermeyi planlamıştı; fakat konsere birkaç gün kala ülkemizin yaşadığı deprem felaketi nedeniyle konser iptal edildi. Bir süre duraklama dönemine giren grup, yaşanan deprem nedeniyle ülkemize gelen, içinde ABD Başkanı Bill CLINTON ve bir çok devlet başkanının bulunduğu bir seyirci topluluğuna karşı, 12 Kasım 1999’ da Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ nda “Gündüz Gece” parçasını çalarak, devlet başkanlarını, tabir-i câizse coşturmuştu.
Ancak, o günlerde, Pentagram adına olumlu sayılabilecek bu gelişmelerin yanısıra, Türkiye gündeminden kaynaklanan olumsuzluklar da yaşanmaktaydı. Yine o dönemlerde, ülke gündemini işgal eden , “Satanizm” olaylarından, "Pentagram" isminden ve toplumdaki önyargılardan dolayı en fazla etkilenen ve haksız suçlamalara hedef olan da, Pentagram grubu oldu...
Tam da bu sıralarda, EP çıkartmaya karar verildi. Askerlik görevlerini tamamlayan grup elemanları, 2000 yılında NOISE RECORD müzik şirketiyle 4 albümlük bir anlaşma imzaladı. Türkiye’ de çıkacak olan albümleri için ise; BÖCEK yapımı tercih ettiler. Grup, EP’ yi çıkartmak için hazırlıklara başladı. Çıkartacakları EP’ yi albüme dönüştürme fikri oluştu ve sonrasında ise 2 albüm çıkarmak istediler. Bu albümlerden biri Türkçe sözlü, diğeri ise; İngilizce sözlü olacaktı. Bu arada gruba, Metin TÜRKCAN katıldı. 2000 yılında prodüktör Charles TURKMEN’ le birlikte albüm hazırlıklarına başlandı. Albümün kayıtları Yunanistan’ da bulunan Sierra Studios’ ta yapılırken; bir yandan da albüm, İstanbul’ da bulunan grubun kendi stüdyosunda son şeklini alıyordu. 2001 yılının sonlarına doğru “UNSPOKEN” isimli yeni albümleri müzik piyasasındaki yerini aldı. Yurt dışına da gönderilecek olan bu albüm için, ilk albümden bu yana, grubun adı olan Pentagram üzerinde de çeşitli değişiklikler yapıldı. Çünkü, yurt dışında da aynı isimli bir grup vardı ve bundan dolayı, bir karışıklığın oluşmasına meydan vermemek için, önce, grubun ismi "The Pentagram" olarak değiştirildi, ancak daha sonra bu yeterli görülmeyip, sadece yurtdışında kullanılmak üzere, “Mezarkabul” adı seçildi. Bundan sonra, Türkiye’ de Pentagram, yurt dışında ise; Mezarkabul adıyla yer anılacaklardı... Albüm; "We Come From Now Here, In Esir Like An Eagle, Unspoken, Lions In A Cage, For The One Unchancing, Mezarkabul (Enstrümantal), Take My Time, Pain, Puratu, This Too Will Pass ve For Those Who Died Alone (Enstrümantal)" şarkılarından oluşuyordu. 2002 yılında ise, daha önceden karar verdikleri Türkçe sözlü albüm, BÖCEK yapımla “BİR” adı altında albüm raflarındaki yerini aldı. Albümde; "Tigris (Enstrümantal), Bir, Şeytan Bunun Neresinde, Bu Alemi Gören Sensin (Aşık Veysel Cover), Mezarkabul (Enstrümantal), Sır, Kam (enstrümantal), Ölümlü ve F.T.W.D.A. (Enstrümantal)" şarkıları yer alıyordu. Tamamen Türkçe sözlü olan bu albümle birlikte, grup yine bir ilke imza attı. Yeni albümle birlikte çeşitli konserlere ve televizyon programlarına çıkan grup, bir süre sonra derin bir sessizliğe girerek, Pentagram fanlarını üzdü. Piyasada ve Pentagram severler arasında, "grup dağıldı" diye çeşitli söylentiler yayılıyordu. Grup üyelerinin hiçbirinden net bir açıklama da gelmediği için bir çok fan, grubun dağıldığını düşünüyordu.
Grup elemanları bu arada farklı işlerle yaşamlarını devam ettiriyorlardı.Cenk ÜNNÜ, kendisine ait olan Pena Müzik Evi’ ni işletiyordu. Hakan UTANGAÇ, piyasadaki pek çok müzisyenin video klip yönetmenliğini üstleniyor, grafik tasarımla ilgileniyor; diğer üç elemansa, müzik piyasasında kişisel çalışmalarıyla yollarına devam ediyorlardı. Tarkan GÖZÜBÜYÜK, prodüktör olarak; Murat İLKAN, Cem KÖKSAL’ a vokalist olarak ve Metin TÜRKCAN ise; hem Şebnem FERAH’ ın, hem de Ogün SANLISOY’ un solo gitaristliğini üstlenerek müzik piyasasındaydılar.Grup adına ise bir gelişme göze çarpmıyor ve haddinden fazla uzun süren bu sessizlik, Pentagram fanlarını iyice üzüyordu...
Pentagram bu suskunluğunu, geçtiğimiz günlerde bozdu, müjdeli bir haber, Pentagram fanlarını sevince ve heyecana boğdu!! Bu haber, 2006 yılının sonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında verilmesi planlanan üç konser için, Pentagram'ın, tekrar stüdyoya kapanarak provalara başladığı şeklindeydi. En şaşırtıcı gelişme ise, eski bir Pentagram üyesi olan Demir DEMİRKAN'ın, yeniden gruba dahil olması ve provalara da diğer üyelerle birlikte katılması haberiydi. Pentagram'ın, bu konserlerden gelecek tepkilere göre yeni bir albüm çıkarma fikrine sıcak bakacağı ümidi de şu sıralar bütün Pentagram severlerin heyecanını ve merakını artıran bir etken... Pentagram fanlarının tek isteği, yaşanılan bunca zorluğun sonrasında hakkettikleri başarıyı yakalayan Pentagram'ın, uluslararası müzik platformunda da adını kabul ettirmesi...Şüphesiz ki, bu köklü ve başarılı Pentagram tarihine yakışan da budur.
harika bir grup. canlı performanslarını da izledim. tek kelimeyle süperler. anatolia çok hoş bir parça
imza by Daydream *-*
Spoiler:
°•.•°•.Girugamesh (ギルガメッシュ) Türkiye.•°•.•°
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 3 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |