Kanlı Ayakkabı(The Red Shoes) |
Yazar
Mesaj
Kanlı Ayakkabı Filminin Konusu
Eşinin kendisini aldattığını öğrenen Sunje, kızı Tesu'yu da alarak evi terkeder. Kızı ile beraber yeni bir hayata başlamaya karar veren genç kadın, uzun zamandır ara verdiği mesleği olan doktorluğa da devam etme niyetindedir. Bir akşam, yeni tuttukları eve dönmek için metroya binen, sahipsiz bir çift ayakkabı bulur. Genç kadın ayakkabıların göz kamaştırıcı güzelliğine karşı koyamaz ve onları alır. Yeni evlerine alışmaya çalışan genç kadının kızıyla ilişkisi gizemli ayakkabı nedeni ile altüst olur. Ayakkabıları gören herkes onları giymek için önüne geçilmez bir istek duymaktadır. Ancak ayakkabı, kökleri yıllar öncesine dayanan bir laneti barındırmaktadır. Ayakkabı, arzularına yenik düşüp kendisini giyen herkese ölüm getirmektedir. Ayrı ayrı, ayakkabının büyüsüne kapılan Sunje ve kızı kendilerini hiç bitmeyecek bir kabusun içinde bulurlar. Kızını kaçınılmaz sondan korumak için ayakkabının esrarını çözmeye çalışan genç kadın, benliğinin derinliklerinde yatan korkunç sırlarla da yüzleşmek zorunda kalacaktır
“Kanlı Ayakkabı” son yıllarda birbiri ardına başarılı yapımlar çıkaran Güney Kore sinemasının yüzakı örneklerinden biri. Titiz ve yoğun bir çalışmanın ürünü olan görsel atmosferinin yanısıra, izleyiciyi derinden sarsan konusuyla da dikkat çeken “Kanlı Ayakkabı” sadakat, aldatılma ve sahiplenme gibi kavramları sorguluyor.
“Kanlı Ayakkabı” film boyunca pek çok kez kadınlar arasındaki rekabete sahne oluyor. Aldatılan kadın ve tercih edilen kadın arasındaki rekabet, anne ve kız arasındaki rekabet, meslektaşlar arasındaki rekabet hep bir çift kırmızı ayakkabıda düğümleniyor. “Kanlı Ayakkabı”nın kadın karakterleri sevdikleri erkeği de bir ayakkabı gibi sahiplenmeyi deniyorlar. Sahip olma hırsının yıkıcılığı ve sahiplenilen nesnenin yitiminin verdiği büyük öfke duygusunu eksen alan filmde, ayakkabı ölümcül bir silaha dönüşürken; aidiyet hissine bulanmış sevginin de zaman zaman bir o kadar yıkıcı olabileceği imasında bulunuluyor.
Ayakkabının sahiplenilmiş arzu nesnesini temsil ettiği “Kanlı Ayakkabı”da kadın karakterler bir başkasına ait olan arzu nesnesine karşı dayanılmaz bir istek duyuyorlar. Duydukları yoğun imrenme, başka birinin yerinde olmak isteği sonucunda ayakkabıyı çalan kadınlar, arzu nesnesinin sahibinin gazabından kurtulamıyorlar.
“Kanlı Ayakkabı”daki sahip olma ve çalma kavramları üzerine yürütülen beyin jimnastiği bireysel olduğu kadar tarihi ve toplumsal açılımlara da gebe. Filmdeki lanetli ayakkabının tarihçesine ilişkin açıklama, Kore ile Japonya arasında geçmişi yüzyılları bulan düşmanlığı akla getiriyor. “Kanlı Ayakkabı”da 1944 yılında ayakkabıyı çalarak laneti ilk olarak tetikleyen kişi, Kore’deki işgal gücü Japonya yanlısı üstdüzey askerin kızı Keiko. Keiko'nun başbalerin olarak rol aldığı eser, ülkedeki Japon ordusu onuruna sahneleniyor. Oyundaki balerinler Japon ordu üniforması giyiyorlar ve oyunun sonunda sahnede Japonya’nın savaş sırasında kullandığı ve Japonya’nın Güneydoğu Asya’daki yayılmacı politikasını simgeleyen İmparatorluk Bayrağı açılıyor. Sahiplenme ve çalma kavramlarına bu perspektiften bakıldığında “Kanlı Ayakkabı” Japonya'nın 40 yıl süren Kore işgaline göndermelerle de dolu. Filmin uluslararası arenadaki tanıtımlarında da kullanılan “Komşunun malına göz dikmeyeceksin” sloganı, başkasına ait olanı çalmayı günahların en büyüğü ilan ederek, yanıbaşındaki ülkenin topraklarına göz diken Japonya’ya, Kore’yi işgali nedeniyle yöneltilmiş bir suçlamaya dönüşüyor.
Yönetmen : Yong-gyun Kim
Senaryo : Hans Christian Andersen, Yong-gyun Kim
Oyuncular : Hye-su Kim, Seong-su Kim, Yeon-ah Park, Su-hee Go, Eol Lee
Filmin Türü : Korku, Gerilim
Orijinal Adı : Bunhongsin ( The Red Rhoes)
Yapımcı Firma : 0
Yapım Yılı : 2005
Yapım Ülkesi : Güney Kore
Orijinal Dili : Korece
Resmi Sitesi : http://www.theredshoes.co.kr/
Dağıtıcı Firma : Bir Film
Vizyon Tarihi : 30.12.2005

Eşinin kendisini aldattığını öğrenen Sunje, kızı Tesu'yu da alarak evi terkeder. Kızı ile beraber yeni bir hayata başlamaya karar veren genç kadın, uzun zamandır ara verdiği mesleği olan doktorluğa da devam etme niyetindedir. Bir akşam, yeni tuttukları eve dönmek için metroya binen, sahipsiz bir çift ayakkabı bulur. Genç kadın ayakkabıların göz kamaştırıcı güzelliğine karşı koyamaz ve onları alır. Yeni evlerine alışmaya çalışan genç kadının kızıyla ilişkisi gizemli ayakkabı nedeni ile altüst olur. Ayakkabıları gören herkes onları giymek için önüne geçilmez bir istek duymaktadır. Ancak ayakkabı, kökleri yıllar öncesine dayanan bir laneti barındırmaktadır. Ayakkabı, arzularına yenik düşüp kendisini giyen herkese ölüm getirmektedir. Ayrı ayrı, ayakkabının büyüsüne kapılan Sunje ve kızı kendilerini hiç bitmeyecek bir kabusun içinde bulurlar. Kızını kaçınılmaz sondan korumak için ayakkabının esrarını çözmeye çalışan genç kadın, benliğinin derinliklerinde yatan korkunç sırlarla da yüzleşmek zorunda kalacaktır
“Kanlı Ayakkabı” son yıllarda birbiri ardına başarılı yapımlar çıkaran Güney Kore sinemasının yüzakı örneklerinden biri. Titiz ve yoğun bir çalışmanın ürünü olan görsel atmosferinin yanısıra, izleyiciyi derinden sarsan konusuyla da dikkat çeken “Kanlı Ayakkabı” sadakat, aldatılma ve sahiplenme gibi kavramları sorguluyor.
“Kanlı Ayakkabı” film boyunca pek çok kez kadınlar arasındaki rekabete sahne oluyor. Aldatılan kadın ve tercih edilen kadın arasındaki rekabet, anne ve kız arasındaki rekabet, meslektaşlar arasındaki rekabet hep bir çift kırmızı ayakkabıda düğümleniyor. “Kanlı Ayakkabı”nın kadın karakterleri sevdikleri erkeği de bir ayakkabı gibi sahiplenmeyi deniyorlar. Sahip olma hırsının yıkıcılığı ve sahiplenilen nesnenin yitiminin verdiği büyük öfke duygusunu eksen alan filmde, ayakkabı ölümcül bir silaha dönüşürken; aidiyet hissine bulanmış sevginin de zaman zaman bir o kadar yıkıcı olabileceği imasında bulunuluyor.
Ayakkabının sahiplenilmiş arzu nesnesini temsil ettiği “Kanlı Ayakkabı”da kadın karakterler bir başkasına ait olan arzu nesnesine karşı dayanılmaz bir istek duyuyorlar. Duydukları yoğun imrenme, başka birinin yerinde olmak isteği sonucunda ayakkabıyı çalan kadınlar, arzu nesnesinin sahibinin gazabından kurtulamıyorlar.
“Kanlı Ayakkabı”daki sahip olma ve çalma kavramları üzerine yürütülen beyin jimnastiği bireysel olduğu kadar tarihi ve toplumsal açılımlara da gebe. Filmdeki lanetli ayakkabının tarihçesine ilişkin açıklama, Kore ile Japonya arasında geçmişi yüzyılları bulan düşmanlığı akla getiriyor. “Kanlı Ayakkabı”da 1944 yılında ayakkabıyı çalarak laneti ilk olarak tetikleyen kişi, Kore’deki işgal gücü Japonya yanlısı üstdüzey askerin kızı Keiko. Keiko'nun başbalerin olarak rol aldığı eser, ülkedeki Japon ordusu onuruna sahneleniyor. Oyundaki balerinler Japon ordu üniforması giyiyorlar ve oyunun sonunda sahnede Japonya’nın savaş sırasında kullandığı ve Japonya’nın Güneydoğu Asya’daki yayılmacı politikasını simgeleyen İmparatorluk Bayrağı açılıyor. Sahiplenme ve çalma kavramlarına bu perspektiften bakıldığında “Kanlı Ayakkabı” Japonya'nın 40 yıl süren Kore işgaline göndermelerle de dolu. Filmin uluslararası arenadaki tanıtımlarında da kullanılan “Komşunun malına göz dikmeyeceksin” sloganı, başkasına ait olanı çalmayı günahların en büyüğü ilan ederek, yanıbaşındaki ülkenin topraklarına göz diken Japonya’ya, Kore’yi işgali nedeniyle yöneltilmiş bir suçlamaya dönüşüyor.
Yönetmen : Yong-gyun Kim
Senaryo : Hans Christian Andersen, Yong-gyun Kim
Oyuncular : Hye-su Kim, Seong-su Kim, Yeon-ah Park, Su-hee Go, Eol Lee
Filmin Türü : Korku, Gerilim
Orijinal Adı : Bunhongsin ( The Red Rhoes)
Yapımcı Firma : 0
Yapım Yılı : 2005
Yapım Ülkesi : Güney Kore
Orijinal Dili : Korece
Resmi Sitesi : http://www.theredshoes.co.kr/
Dağıtıcı Firma : Bir Film
Vizyon Tarihi : 30.12.2005


Spoiler:





1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 5 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |