Ay Savaşçısı: Kıyamet Günü Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bir süre sonra Prenses Neptün yardımcısını çağırarak verdiği emri iptal etmişti. Aklına daha değişik bir plan geldi. Dünyada ise mamoru artık ne yapacağını şaşırmıştı. Savaş lordları onu yüz üstü bırakmıştı. Daha doğrusu o öyle düşünüyordu. Eyminin nerde ne şartlarda olduğu hakkında bir şey bilmiyordu. Dahası diğerlerinin güvenliğini nasıl sağlayacağıda tam bir muammaydı.
Ekip reinin tapınağında toplanmıştı. Herkes mamorunun ne söyleyeceğini bekliyordu ama oda ne yapacağını bilemiyordu. Tam o esnada salonun ortasında yabancı bir sis perdesi eşliğinde belirmişti.
Mamoru: yabancı…
Rei: buda kim
Yabancı: kral endimiyon başınıza gelen bu olayı derhal sonuca kavuşturacağız
Mamoru: sözde bizi koruyacağınızı söylediniz ama daha ilk günden bir arkadaşımızı kaçırdılar…
Yabancı: askerlerim her yerde arkadaşınızı arıyor.
Mamoru: dışardaki adamlarda kim
Yabancı: korumanızdan sorumlular… sadece siz görebilirsiniz. Başkaları göremez.
Mamoru: eymiyi en kısa sürede bulmanızı istiyorum yoksa müttefikliğimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekecek…
Yabancı ortadan kaybolmuştu. Mamoru kızlara kral drago ile görüşmesini ve yaptığı anlaşmayı anlatmıştı.
Rahatlamışlardı ama genede eymiyi çok merak ediyorlardı. Derken tapınağa bir ziyaretçi gelmişti. Savaş lordları ona bir şey yapmamışlardı. Rei dışarı çıkmak istedi fakat mamoru onu engellemişti. Mamoru o ziyaretçinin yanına gitti
Mamoru: af edersiniz kapalıyız
--: kral endimiyon
Mamoru: ne!!
--: lütfen sakin olun… size arkadaşınız eymi hakkında haber getirdim
Mamoru: sende kimsin
--: sizin dostunuzum. Savaş lordlarının burda olduğunu biliyorum o yüzden vaktimiz sınırlı. Arkadaşınızı savaş lordları kaçırdı. Su an sis ormanında alıkoyuluyor vaktide çok az
Mamoru: size neden inanayım
--: lütfen buna zaman yok… savaş lordlarına verdiğiniz perşomen şeytan ordularını yok etmek için kullanılıyor. Birde serbest bırakan var
Mamoru: peki o nerde
--: ikiside aynı
Mamoru: nasıl
--: perşomeni tersten okursanız kötülük orduları serbest kalır. Düz okursanız yok olurlar…
Mamoru: pekala eymi için ne yapacağız
--: artık yeni müttefikiniz biziz… savaş lordlarına yeni bir anlaşma yapacağınızı ve krallarını görmek istediğinizi söyleyin. Sizi takip edeceğiz ve arkadaşınızı ordan kurtaracağız
Mamoru: tamam…
O sırada ise eymi yavaşça gözlerini açmıştı. Son derece rahat bir yatakta açtı gözlerini yaraları tedavi edilmişti. Efsanevi elf diyarında açmıştı gözlerini karşısında ise son derece güzel bir elf prensesi vardı…
Eymi: nerdeyim ben…
--: dost elf krallığındasınız
Eymi: sanırım bir saldıraya uğramıştım
--: araya bizim savaşçılarımız girdi sizi kurtardık…
Eymi: peki dostlarım
--: gayet iyiler…
Eymi: … peki ne zaman gidebilirim
--: istediğiniz zaman… ama isterseniz bu yolculuğunuzda size yabancı eşlik etsin
Eymi: yabancımı… inanamıyorum savaş lordları gerçekten varmı
--: elflerin gerçek olduğuna şaşırmadınız sizi bumu şaşırttı…
Eymi: efsanevi yabancı ile tanışmak istiyorum onu ne zaman görebilirim…
--: bunu yürekten istemelisiniz…
Eymi daha düşünmeye başlamadan yabancı oda da belirmişti…
Eymi: vay canına daha düşünmedim bile…
Yabancı: sanırım düşünen sen değildin… (elf prensesine baktı)… leydim…
--: lordum…
Eymi: selam…
Yabancı: demek onu kurtaran sizdiniz…
--: evet…
Eymi: kabalık etmek istemem ama arkadaşlarım merak etmişlerdir ne zaman gidebilriz…
Yabancı: prenses nerven bana detayları anlatırmısınız
Nerven: tabiki… benimle gelin…
Nerven ve yabancı yan odaya geçmişlerdi. Daha sonra birbirlerine tutku ile sarılmışlardı. Birbirlerinin gözlerine baktılar…
Yabancı: prensesim…
Nerven: lordum…seni çok özledim
Yabancı: bende…
Nerven: arkadaşını dünyaya bırak sonra yanıma gel olmazmı…
Yabancı: en çok arzuladığım şey senin yanında kalmak… ama şuan dünyanın kaderini kurtarmaya çalışıyoruz… maalesef böyle bir lüksüm yok prensesim…
Nerven: (gülmüştü) tamam lordum… ama beni sakın unutma olurmu
Yabancı: asla…
Bir süre sonra ayrılmışlardı. Yabancı eymiyi arkadaşlarının yanına götürmüştü. Ama tapınakta kimseler yoktu.
O sırada Prenses Neptünün huzurunda
Prenses Neptün: eee sonuç nedir
--: yemi yuttular efendim istediğimiz zaman saldırabiliriz
Prenses Neptün: umalımda eymi ortaya çıkmasın…
--: emriniz nedir
Prenses Neptün: saldırın hepsini öldürün… ama hotaru canlı kalsın…onu bana getirn
Ekip reinin tapınağında toplanmıştı. Herkes mamorunun ne söyleyeceğini bekliyordu ama oda ne yapacağını bilemiyordu. Tam o esnada salonun ortasında yabancı bir sis perdesi eşliğinde belirmişti.
Mamoru: yabancı…
Rei: buda kim
Yabancı: kral endimiyon başınıza gelen bu olayı derhal sonuca kavuşturacağız
Mamoru: sözde bizi koruyacağınızı söylediniz ama daha ilk günden bir arkadaşımızı kaçırdılar…
Yabancı: askerlerim her yerde arkadaşınızı arıyor.
Mamoru: dışardaki adamlarda kim
Yabancı: korumanızdan sorumlular… sadece siz görebilirsiniz. Başkaları göremez.
Mamoru: eymiyi en kısa sürede bulmanızı istiyorum yoksa müttefikliğimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekecek…
Yabancı ortadan kaybolmuştu. Mamoru kızlara kral drago ile görüşmesini ve yaptığı anlaşmayı anlatmıştı.
Rahatlamışlardı ama genede eymiyi çok merak ediyorlardı. Derken tapınağa bir ziyaretçi gelmişti. Savaş lordları ona bir şey yapmamışlardı. Rei dışarı çıkmak istedi fakat mamoru onu engellemişti. Mamoru o ziyaretçinin yanına gitti
Mamoru: af edersiniz kapalıyız
--: kral endimiyon
Mamoru: ne!!
--: lütfen sakin olun… size arkadaşınız eymi hakkında haber getirdim
Mamoru: sende kimsin
--: sizin dostunuzum. Savaş lordlarının burda olduğunu biliyorum o yüzden vaktimiz sınırlı. Arkadaşınızı savaş lordları kaçırdı. Su an sis ormanında alıkoyuluyor vaktide çok az
Mamoru: size neden inanayım
--: lütfen buna zaman yok… savaş lordlarına verdiğiniz perşomen şeytan ordularını yok etmek için kullanılıyor. Birde serbest bırakan var
Mamoru: peki o nerde
--: ikiside aynı
Mamoru: nasıl
--: perşomeni tersten okursanız kötülük orduları serbest kalır. Düz okursanız yok olurlar…
Mamoru: pekala eymi için ne yapacağız
--: artık yeni müttefikiniz biziz… savaş lordlarına yeni bir anlaşma yapacağınızı ve krallarını görmek istediğinizi söyleyin. Sizi takip edeceğiz ve arkadaşınızı ordan kurtaracağız
Mamoru: tamam…
O sırada ise eymi yavaşça gözlerini açmıştı. Son derece rahat bir yatakta açtı gözlerini yaraları tedavi edilmişti. Efsanevi elf diyarında açmıştı gözlerini karşısında ise son derece güzel bir elf prensesi vardı…
Eymi: nerdeyim ben…
--: dost elf krallığındasınız
Eymi: sanırım bir saldıraya uğramıştım
--: araya bizim savaşçılarımız girdi sizi kurtardık…
Eymi: peki dostlarım
--: gayet iyiler…
Eymi: … peki ne zaman gidebilirim
--: istediğiniz zaman… ama isterseniz bu yolculuğunuzda size yabancı eşlik etsin
Eymi: yabancımı… inanamıyorum savaş lordları gerçekten varmı
--: elflerin gerçek olduğuna şaşırmadınız sizi bumu şaşırttı…
Eymi: efsanevi yabancı ile tanışmak istiyorum onu ne zaman görebilirim…
--: bunu yürekten istemelisiniz…
Eymi daha düşünmeye başlamadan yabancı oda da belirmişti…
Eymi: vay canına daha düşünmedim bile…
Yabancı: sanırım düşünen sen değildin… (elf prensesine baktı)… leydim…
--: lordum…
Eymi: selam…
Yabancı: demek onu kurtaran sizdiniz…
--: evet…
Eymi: kabalık etmek istemem ama arkadaşlarım merak etmişlerdir ne zaman gidebilriz…
Yabancı: prenses nerven bana detayları anlatırmısınız
Nerven: tabiki… benimle gelin…
Nerven ve yabancı yan odaya geçmişlerdi. Daha sonra birbirlerine tutku ile sarılmışlardı. Birbirlerinin gözlerine baktılar…
Yabancı: prensesim…
Nerven: lordum…seni çok özledim
Yabancı: bende…
Nerven: arkadaşını dünyaya bırak sonra yanıma gel olmazmı…
Yabancı: en çok arzuladığım şey senin yanında kalmak… ama şuan dünyanın kaderini kurtarmaya çalışıyoruz… maalesef böyle bir lüksüm yok prensesim…
Nerven: (gülmüştü) tamam lordum… ama beni sakın unutma olurmu
Yabancı: asla…
Bir süre sonra ayrılmışlardı. Yabancı eymiyi arkadaşlarının yanına götürmüştü. Ama tapınakta kimseler yoktu.
O sırada Prenses Neptünün huzurunda
Prenses Neptün: eee sonuç nedir
--: yemi yuttular efendim istediğimiz zaman saldırabiliriz
Prenses Neptün: umalımda eymi ortaya çıkmasın…
--: emriniz nedir
Prenses Neptün: saldırın hepsini öldürün… ama hotaru canlı kalsın…onu bana getirn
VENÜS FORUM LORDU
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): LordKunzite
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): LordKunzite
tüm yorumlara teşekür ederim
Mamoru kim olduklarından emin olmadığı bu varlıklara güvenmişti çünkü eymiyi kurtarmanın tek yolunun o olduğuna inanmıştı. Prenses Neptünün hizmetkarlarının verdiği bir tılsımla savaş lordlarının kullandığı zaman girdabı bir süre daha açık kalacaktı. Böylece savaş lordlarına saldırabileceklerdi.
Mamoru kral drago ile görüşme isteğini korumalarına bildirmişti. Kral dragonun onayıyla mamoru ve arkadaşları savaş lordlarının ülkesine gitmişlerdi. Onları korumakla görevli olan askerlerde ülkelerine dönmüşlerdi.
Yabancı bir terslik olduğunu fark etmişti. Tapınaktan ülkesine dönmek istedi ancak karşısına Prenses Neptünün gönderdiği yaratıklar çıkmıştı
Yabancı: bunlarda nerden çıktı
Eymi: sana yardım edeceğim…
Eymi hemen Merkür savaşçısı olmuştu.
Merkür: bir savaş lordu ile birlikte savaşma onuruna ulaşmak gerçekten çok güzel
Yabancı: (gülerek) beni şımartıyorsun… hadi başlayalım…
Canavarları hemen yok etmişlerdi.
Merkür: kolay oldu
Yabancı: evet… amaç bizi öldürmek değil.. oyalamak…
Birden yabancı kardeşinin sesini kulaklarında duymuştu. Acı içinde yardım istiyordu.
Yabancı: hemen gitmeliyim
Merkür: bende gelmek istiyorum…
Yabancı: hayır orası çok tehlikeli…
Merkür: gelmek istiyorum lütfen
Yabancı: tamam… elini bana ver ve gözlerini kapat..
Yabancı ve Merkür sis ormanın ortasına gelmişlerdi. Savaş kalelerinden ateşler yükseliyor, savaş lordlarının çoğu ölüyor yada can çekiyordu…
Merkür bu dehşet karşısında ağlamaya başlamıştı. Yabancı ise sinirden kılıçlarını sıkı sıkı kavrıyordu. Savaş lordları kızdıklarında gözleri kıpkırmızı olurdu. Yabancı nerdeyse gözlerinden alevler çıkaracaktı… gördüğü yerde yatan her ceset silah arkadaşıydı. Bazı kaleler yıkılıyordu.
Yabancı kraliyet şatosuna girdi. Taht odasına çıktı gözleri kapalıydı. Çocukluğundan buyana hizmet ettiği kralının cesedinide görmeyi kaldıramazdı. Sonra bir inilti duydu. Tahtın üzerinde bir elinde kılıç bir elinde mızrak olan kralını gördü ağır yaralıydı…
Drago: … gel buraya evlat…
Yabancı kılıçlarını bıraktı. Kralının yanına geldi onu dizleri üzerine yatırdı ve ellerini tuttu…
Yabancı: kralım…
Drago: … neden üzgünsün evlat… savaşarak öldük bu bizim için en şerefli ölümdür…
Yabancı: bunu bize kim yaptı…
Merkür: yaralarınızı tedavi edebilirim
Drago: hayır leydim… bu ihtiyar yeterince hükmetti zaten… yabancı hayattta sadece sen kaldın… intikam artık senindir…
Yabancı:….
Drago: düşman mamoruyu kandırıp onu gizli tılsımla bize yolladı. Sonra gece bize saldırdılar. Perşomeni aldılar…
Yabancı: yani…
Drago: hayır mamoruya kızma… o kandırıldı… intikamını onlardan alma… onu kandıranlardan al… kralının sana son emri budur…
Yabancı: kralım izin verin kalan ömrümü size vereyim bu değersiz kölenin hayatı sizinkinden daha önemli
Drago: hayır evlat (elini yabancının yüzüne götürdü) seninle grur duyuyorum… özgür ol savaş lordu…
Bir süre sonra dragonun ve diğer tüm savaş lordlarının bedenleri buharlaşarak ebediyete gitmişlerdi. Yabancı bir süre taht önünde diz çökmüş vaziyette bekledi… merkürde dayanamayıp ağlamaya başlamıştı. Fakat duygu kavramı olmayan savaş lordlarının sonuncusu yabancıdan bir damla yaş akmıyordu.
Merkür: yabancı… gerçekten çok üzgünüm … kralın için ve diğer dostların için
Yabancı: o benim kralım değildi…
Merkür: ne!!
Yabancı ayağa kalktı kılıçlarını kınığına koydu.
Yabancı: o benim babamdı…
Merkür: olamaz!!! Ozaman sen… kral varisi… yani yeni kralsın…
Yabancı: kral olmak istemiyorum…kan ve savaş istiyorum… ölen babam ve yıkılan ülkem üzerine yemin ederimki bunu yapanların cesedlerini ayaklarımla çiğnemedikçe ruhum huzur bulmayacaktır…
Bir süre sonra içeriye elf krallığından askerler girmişti. Onlar zaman içinde yolculuk edemezlerdi.
--: lord yabancı iyimisiniz…
Yabancı: … sanırım
--: haber bize çok geç geldi. Affedin geç kaldık
Yabancı: önemli değil…
--: gelin sizi ve arkadaşınızı kralımız bekliyor. Ayrıca görmenizi istediğimiz bazı insanlar var…
Yabancı: insanlarmı…
Kaleden çıktılar. Tutsak arabasında Minako, Rei , Makoto ve Miçhiru vardı
--: sis ormanlarında başlarına buyruk kaçarlarken yakaladık… dostmu düşmanmı bilemedik…
Merkür: olamaz… kızlar…
Yabancı: …
Merkür: yalvarırırm onları affet…
--: emriniz nedir lordum
Yabancı merküre baktı
Yabancı: onlar bizim dostlarımızdır.
--: tamam… onları tutsak arabasından çıkarın bizimle kraliyet arabasında gelecekler…
Yabancı ve arkadaşları elf şehrine tekrar gelmişlerdi. Elflerle savaş lordları çok sıkı müttefiklerdi. Birbirlerinin krallıklarında misafir değil ev sahibi gibi davranırlardı. Kızlar için ayrı bir dinlenme odası yabancı içinse ayrı bir oda ayarlanmıştı. Yabancı yatağının ayak ucunda oturmuş ne yapacağını düşünüyordu. Elf kralı ona birkaç öğütte bulunsada savaş lordları intikamlarını hep tek başlarına alırdı. Derin düşünceler içindeydiki kapısı açıldı gelen prenses nervendi.
Prenses nerven kralın kızıydı. Büyük annesi büyük babasına duyduğu aşk ile ölümlü olmayı seçmiş ama annesi ve babası ölümsüz elf kanıyla tekrar sonsuz yaşama kavuşmuşlardı. Nerven asırlar önce yaşamış ve ölmüş Kraliçe Arvenin (tanıdık geldimi ) torunlarındandı…
Yabancının yanına oturdu. Elindeki elf merhemini yaralarına sürüyordu. Arada sırada ise göz göze geliyorlardı…
Nerven: bedeninizdeki yaraları temizlemek çok kolay keşke ruhunuzada ulaşabilsem
Yabancı: artık bir ruhum yok
Nerven: öfkenize dikkat etmelisiniz. Sizi zafer yerine felakete götürebilir…
Yabancı nervenin elinden merhem kasesini alıp kenara koydu nervenin gözlerine baktı…
Yabancı: ben artık yalnız bir savaşçıyım. Ve en son kalanım… amacım artık intikam almak. Arkamda kimlerin kaldığı benim için önemsiz.
Nerven: neden böyle konuşuyorsunuz
Yabancı: güzelliği dolunayı kıskandıran bir prenses kralını korumaktan aciz ve artık ölümü arzulayan bir köleyi beklememeli…
Nerven: kalbim size ait biliyorsunuz
Yabancı: bir kral kızısınız. Yüksek elflerin soyundansınız. Daha asil adaylarınız olmalı. Başıboş bir savaşçı denginiz olmamalı
Nerven: neyin bana ait olacağına ve kime ait olacağıma ben karar veririm statüler değil…
Yabancı ve nerven bir süre göz göze kalmışlardı. Nerven başını yabancın göğsüne koydu
Nerven: sonsuz ömrümün tüm yıllarını sizi beklemek için harcayacağım. Sonunda size kavuşmak umuduyla…tek isteğim bana geri dönmeniz…
Yabancı: geri döneceğim…
O sırada karanlığın hizmetkarı olan Prenses Neptünün karargahıda tam bir bayram havası vardı. Perşomen ele geçirilmiş. Savaş lordları yok edilmiş ve dünyanın koruyucusu endimiyon tutsak alınmıştı.
Prenses Neptün: evet hotaru ne diyorsun bakalım… yenilmek nasıl bir duygu
Hotaru: (gülmüştü) henüz bitmedi…
Prenses Neptün: hahaha!!!! Dünya artık benim hükümdarlığımda, mamoru tutsağım perşomen ve şeytan orduları emrimde, savaş lordları yok bütün kozlar bizden yana ne cürretle hala gülüyorsun
Hotaru: yabancı hala hayatta…
Prenses Neptün: ne!!!....
Hotaru: ve o bizden yana karanlığın hizmetkarı…kahinin son sözlerini sana söylememi istermisin
Prenses Neptün: …
Hotaru: kötülük kendini şeytanın ordularına satacak… dünya karanlığa boğulacak… bu egemenlik alev gözlü savaşçının intikam aldığı güne kadar devam edecek…
Prenses Neptün: lanet olsun!!
Hotaru: inan bana Prenses Neptün o gün senin yerinde olmak istemezdim… hahahahaa!!!!
Prenses Neptün: bana hemen Andrasteia’yı bulun !!! hemen huzuruma gelsin !!!!!
Mamoru kim olduklarından emin olmadığı bu varlıklara güvenmişti çünkü eymiyi kurtarmanın tek yolunun o olduğuna inanmıştı. Prenses Neptünün hizmetkarlarının verdiği bir tılsımla savaş lordlarının kullandığı zaman girdabı bir süre daha açık kalacaktı. Böylece savaş lordlarına saldırabileceklerdi.
Mamoru kral drago ile görüşme isteğini korumalarına bildirmişti. Kral dragonun onayıyla mamoru ve arkadaşları savaş lordlarının ülkesine gitmişlerdi. Onları korumakla görevli olan askerlerde ülkelerine dönmüşlerdi.
Yabancı bir terslik olduğunu fark etmişti. Tapınaktan ülkesine dönmek istedi ancak karşısına Prenses Neptünün gönderdiği yaratıklar çıkmıştı
Yabancı: bunlarda nerden çıktı
Eymi: sana yardım edeceğim…
Eymi hemen Merkür savaşçısı olmuştu.
Merkür: bir savaş lordu ile birlikte savaşma onuruna ulaşmak gerçekten çok güzel
Yabancı: (gülerek) beni şımartıyorsun… hadi başlayalım…
Canavarları hemen yok etmişlerdi.
Merkür: kolay oldu
Yabancı: evet… amaç bizi öldürmek değil.. oyalamak…
Birden yabancı kardeşinin sesini kulaklarında duymuştu. Acı içinde yardım istiyordu.
Yabancı: hemen gitmeliyim
Merkür: bende gelmek istiyorum…
Yabancı: hayır orası çok tehlikeli…
Merkür: gelmek istiyorum lütfen
Yabancı: tamam… elini bana ver ve gözlerini kapat..
Yabancı ve Merkür sis ormanın ortasına gelmişlerdi. Savaş kalelerinden ateşler yükseliyor, savaş lordlarının çoğu ölüyor yada can çekiyordu…
Merkür bu dehşet karşısında ağlamaya başlamıştı. Yabancı ise sinirden kılıçlarını sıkı sıkı kavrıyordu. Savaş lordları kızdıklarında gözleri kıpkırmızı olurdu. Yabancı nerdeyse gözlerinden alevler çıkaracaktı… gördüğü yerde yatan her ceset silah arkadaşıydı. Bazı kaleler yıkılıyordu.
Yabancı kraliyet şatosuna girdi. Taht odasına çıktı gözleri kapalıydı. Çocukluğundan buyana hizmet ettiği kralının cesedinide görmeyi kaldıramazdı. Sonra bir inilti duydu. Tahtın üzerinde bir elinde kılıç bir elinde mızrak olan kralını gördü ağır yaralıydı…
Drago: … gel buraya evlat…
Yabancı kılıçlarını bıraktı. Kralının yanına geldi onu dizleri üzerine yatırdı ve ellerini tuttu…
Yabancı: kralım…
Drago: … neden üzgünsün evlat… savaşarak öldük bu bizim için en şerefli ölümdür…
Yabancı: bunu bize kim yaptı…
Merkür: yaralarınızı tedavi edebilirim
Drago: hayır leydim… bu ihtiyar yeterince hükmetti zaten… yabancı hayattta sadece sen kaldın… intikam artık senindir…
Yabancı:….
Drago: düşman mamoruyu kandırıp onu gizli tılsımla bize yolladı. Sonra gece bize saldırdılar. Perşomeni aldılar…
Yabancı: yani…
Drago: hayır mamoruya kızma… o kandırıldı… intikamını onlardan alma… onu kandıranlardan al… kralının sana son emri budur…
Yabancı: kralım izin verin kalan ömrümü size vereyim bu değersiz kölenin hayatı sizinkinden daha önemli
Drago: hayır evlat (elini yabancının yüzüne götürdü) seninle grur duyuyorum… özgür ol savaş lordu…
Bir süre sonra dragonun ve diğer tüm savaş lordlarının bedenleri buharlaşarak ebediyete gitmişlerdi. Yabancı bir süre taht önünde diz çökmüş vaziyette bekledi… merkürde dayanamayıp ağlamaya başlamıştı. Fakat duygu kavramı olmayan savaş lordlarının sonuncusu yabancıdan bir damla yaş akmıyordu.
Merkür: yabancı… gerçekten çok üzgünüm … kralın için ve diğer dostların için
Yabancı: o benim kralım değildi…
Merkür: ne!!
Yabancı ayağa kalktı kılıçlarını kınığına koydu.
Yabancı: o benim babamdı…
Merkür: olamaz!!! Ozaman sen… kral varisi… yani yeni kralsın…
Yabancı: kral olmak istemiyorum…kan ve savaş istiyorum… ölen babam ve yıkılan ülkem üzerine yemin ederimki bunu yapanların cesedlerini ayaklarımla çiğnemedikçe ruhum huzur bulmayacaktır…
Bir süre sonra içeriye elf krallığından askerler girmişti. Onlar zaman içinde yolculuk edemezlerdi.
--: lord yabancı iyimisiniz…
Yabancı: … sanırım
--: haber bize çok geç geldi. Affedin geç kaldık
Yabancı: önemli değil…
--: gelin sizi ve arkadaşınızı kralımız bekliyor. Ayrıca görmenizi istediğimiz bazı insanlar var…
Yabancı: insanlarmı…
Kaleden çıktılar. Tutsak arabasında Minako, Rei , Makoto ve Miçhiru vardı
--: sis ormanlarında başlarına buyruk kaçarlarken yakaladık… dostmu düşmanmı bilemedik…
Merkür: olamaz… kızlar…
Yabancı: …
Merkür: yalvarırırm onları affet…
--: emriniz nedir lordum
Yabancı merküre baktı
Yabancı: onlar bizim dostlarımızdır.
--: tamam… onları tutsak arabasından çıkarın bizimle kraliyet arabasında gelecekler…
Yabancı ve arkadaşları elf şehrine tekrar gelmişlerdi. Elflerle savaş lordları çok sıkı müttefiklerdi. Birbirlerinin krallıklarında misafir değil ev sahibi gibi davranırlardı. Kızlar için ayrı bir dinlenme odası yabancı içinse ayrı bir oda ayarlanmıştı. Yabancı yatağının ayak ucunda oturmuş ne yapacağını düşünüyordu. Elf kralı ona birkaç öğütte bulunsada savaş lordları intikamlarını hep tek başlarına alırdı. Derin düşünceler içindeydiki kapısı açıldı gelen prenses nervendi.
Prenses nerven kralın kızıydı. Büyük annesi büyük babasına duyduğu aşk ile ölümlü olmayı seçmiş ama annesi ve babası ölümsüz elf kanıyla tekrar sonsuz yaşama kavuşmuşlardı. Nerven asırlar önce yaşamış ve ölmüş Kraliçe Arvenin (tanıdık geldimi ) torunlarındandı…
Yabancının yanına oturdu. Elindeki elf merhemini yaralarına sürüyordu. Arada sırada ise göz göze geliyorlardı…
Nerven: bedeninizdeki yaraları temizlemek çok kolay keşke ruhunuzada ulaşabilsem
Yabancı: artık bir ruhum yok
Nerven: öfkenize dikkat etmelisiniz. Sizi zafer yerine felakete götürebilir…
Yabancı nervenin elinden merhem kasesini alıp kenara koydu nervenin gözlerine baktı…
Yabancı: ben artık yalnız bir savaşçıyım. Ve en son kalanım… amacım artık intikam almak. Arkamda kimlerin kaldığı benim için önemsiz.
Nerven: neden böyle konuşuyorsunuz
Yabancı: güzelliği dolunayı kıskandıran bir prenses kralını korumaktan aciz ve artık ölümü arzulayan bir köleyi beklememeli…
Nerven: kalbim size ait biliyorsunuz
Yabancı: bir kral kızısınız. Yüksek elflerin soyundansınız. Daha asil adaylarınız olmalı. Başıboş bir savaşçı denginiz olmamalı
Nerven: neyin bana ait olacağına ve kime ait olacağıma ben karar veririm statüler değil…
Yabancı ve nerven bir süre göz göze kalmışlardı. Nerven başını yabancın göğsüne koydu
Nerven: sonsuz ömrümün tüm yıllarını sizi beklemek için harcayacağım. Sonunda size kavuşmak umuduyla…tek isteğim bana geri dönmeniz…
Yabancı: geri döneceğim…
O sırada karanlığın hizmetkarı olan Prenses Neptünün karargahıda tam bir bayram havası vardı. Perşomen ele geçirilmiş. Savaş lordları yok edilmiş ve dünyanın koruyucusu endimiyon tutsak alınmıştı.
Prenses Neptün: evet hotaru ne diyorsun bakalım… yenilmek nasıl bir duygu
Hotaru: (gülmüştü) henüz bitmedi…
Prenses Neptün: hahaha!!!! Dünya artık benim hükümdarlığımda, mamoru tutsağım perşomen ve şeytan orduları emrimde, savaş lordları yok bütün kozlar bizden yana ne cürretle hala gülüyorsun
Hotaru: yabancı hala hayatta…
Prenses Neptün: ne!!!....
Hotaru: ve o bizden yana karanlığın hizmetkarı…kahinin son sözlerini sana söylememi istermisin
Prenses Neptün: …
Hotaru: kötülük kendini şeytanın ordularına satacak… dünya karanlığa boğulacak… bu egemenlik alev gözlü savaşçının intikam aldığı güne kadar devam edecek…
Prenses Neptün: lanet olsun!!
Hotaru: inan bana Prenses Neptün o gün senin yerinde olmak istemezdim… hahahahaa!!!!
Prenses Neptün: bana hemen Andrasteia’yı bulun !!! hemen huzuruma gelsin !!!!!
VENÜS FORUM LORDU
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): HotaruTomoe
Önemli değil
Yorumlarınız için sağolun ama bir skıntı var
Şifremi değiştirmiştim öğlen aynı sifreyle girmeye çalıştım ama kabul etmedi ve siteye girişiniz yasaklandı dedi
Ev pcmden giremiyorum çok banlandım ama hiç kendimi banlamamıştım
Yorumlarınız için sağolun ama bir skıntı var
Şifremi değiştirmiştim öğlen aynı sifreyle girmeye çalıştım ama kabul etmedi ve siteye girişiniz yasaklandı dedi
Ev pcmden giremiyorum çok banlandım ama hiç kendimi banlamamıştım
VENÜS FORUM LORDU
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Andrasteia
Bana hemen Andrasteia'yı bulun!!!
İnan bana Prenses Neptün o gün senin yerinde olmak istemezdim.Hahaha
En sevdiğim bölümler burasıydı.Ellerine sağlık Kunzite Abi.Siteye girişiniz yasaklandı derken sadece bilgisayardan mı girilmiyor?
İnan bana Prenses Neptün o gün senin yerinde olmak istemezdim.Hahaha
En sevdiğim bölümler burasıydı.Ellerine sağlık Kunzite Abi.Siteye girişiniz yasaklandı derken sadece bilgisayardan mı girilmiyor?
Güle güle Venüs Forum <3
Hayır sadece cepten girebiliyorum hikayeyi nasil paylasicam bi fikrim yok doğrusu
Neyse kendinize iyi bakın görüşürüz yorumlar için teşekkür ederim
Neyse kendinize iyi bakın görüşürüz yorumlar için teşekkür ederim
VENÜS FORUM LORDU
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
EĞER KIRDIYSAM HAK ETMİŞTİR BEN BOŞUNA KIRMAM
HOTARU İMZA İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
2. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 64 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |