Ben buna çok benzeyen bir fanfic okumuş gibiyim.Adı değişikti sanırsam Neyse benim çok hoşuma gitti.Ellerinize sağlık =)

ewt başlangıcı hoş olmuş dewamını beklicm^^
bu arada arkadaşın nedn ismini vermio

çünkü çekiniyormuş

devamını bekliyoruz

nese kendi tercihi bişi diyemem^^
ama güzel yazmış

2.Bölüm

Yağmur şiddetini git gide düşürmüştü ve yarım saat kadar sonrada hava açmış bulutlar dağılmış dolunay bütün ihtişamı ile gökyüzünde belirmişti.
rei: hava iyice açtığına göre artık müsade isteyip gidebiliriz
mamoru: rei senin evin oldukça uzakta seni tapınağa kadar bırakayım
rei: çok naziksin...
usagi: bende geliyorum....
mamoru: tamam o zaman önce seni bırakırım canım...
minako: hadi makoto eymi bizde yavaş yavaş gidelim size iyi akşamlar
mamoru: iyi akşamlar
eymi minako ve makotonun evleri bi kaç sokak uzakta olduğundan onlar rahtlıkla evlerine gitmişlerdi rei ve usagide dışarı çıktılar mamoru arabasını getirmek için otoparka doğru gitti
rei: senin derdin ne usagi
usagi: benim derdim senisin neden mamorunun peşinden ayrılmıyorsun
rei: usagi nasıl böyle düşünürsün artık bir genç kız oldun çocuk değilsin hala küçük kıskançlık oyunları oynuyorsun
usagi: hı!!
rei: bak usagi eğer böyle davranırsan mamoruyu kendinden soğutursun sonra olacaklardan ben sorumlu değilim
usagi: ne demek istiyorsun
rei: mamoru çok olgun bir insan ve yanındaki partnerininde olgun bir bayan olmasını ister ama sen bu beklentisini karşılamıyorsun basit kıskançlık komplekslerinden kurtul ve artık olgunca davranmaya çalış lütfen
usagi ve rei çalan araba kornası ile irkildiler hemen arabaya binip önce usaginin evine gittiler usagi arabadan indi
mamoru: sonra görüşürüz canım
usagi ağlamaklı bir ses tonuyla cevap verdi
usagi: tamam...
mamoru usaginin saha sağlim evine girdiğini görünce tapınağa doğru sürmeye başladı
mamoru: eee rei anlat bakalım nasıl gidiyor
rei: bildiğin gibi zamanımın çoğu usagiyle uğraşmakla geçiyor
mamoru: sence neden böyle davranıyor
rei: bilmiyorum henüz yaşının verdiği olgunluğa ulaşamamış
mamoru: güzel bir tespit
rei ve mamoru arabayla tapınağa doğru giderken caddede kumrular gibi kol kola gezen miçhiru ve sevgilisi semihi gördüler. semih uzun boyluydu tıpkı mamoru gibi gözlerinin önüne inen saçları vardı miçhiru ile mamoru sayesinde tanışıp iyi arkadaş olmuşlardı ve sonra da birbirlerine aşık olmuşlardı
mamoru: şunlar semihle michiru değilmi
rei: aaa evet kumrular gibi geziyorlar
mamoru onların yanında durdu
mamoru: semih burası Türkiyeye benzemez dikkat et....
semih: hahaha...
mamoru: nereye gidiyorsanız bırakayım sizi
semih: teşekür ederim ortak ama bizim acelemiz yok hatta mümkün olduğunca yavaş gitmeye çalışıyoruz
rei: ne zamandır yürüyorsunuz
miçhiru: sinemadan çıktığımızda saat 16:00 dı o saatten bu yana yürüyoruz
mamoru: ooo sinemayada gitmişler biz derslerle boğuşuyoruz
rei: nasılsın canım
michiru: hayatımın en güzel günlerinden biriydi çok eğlendim
rei: bana sonra anlatırsın değilmi
michiru: haha tabiki canım pijama partisi yaparız ...eski günlerdeki gibi
semih: ...e senin sevgilin yokmu kardeşim al koluna git nereye istiyorsan
mamoru: ben usagiyle böyle bişey yapmaya kalksam daha ilk dakikalarda kıskançlık krizi başlar en iyisi ders çalışmak
semih: sana diyorum çocuk bakıcılığı yapacak yaşı çoktan geçtin gel bana takıl hayatın türlü türlü güzelliklerinin farkına var ...
michiru: siz ne konuşuyorsunuz öyle fısır fısır
semih: yok bişey hayatım öylesine sohbet işte
michiru semihin koluna girdi
michiru: eğer çapkınlık gibi bir fikriniz varsa senin gözlerini oyarım ona göre
semih: ya sen aslında türksün değilmi bana japonum diye yalan söylüyorsun
miçhiru: aaa niye
semih: aynı bizim kızlar gibi konuşuyorsun ...
miçhiru: hahaha....
mamoru: neyse gelmiyorsanız size iyi akşamlar
semih: iyi akşamlar
mamoru ve rei tapınağa doğru gitmeye devam ettiler semih ve michiruda el ele tutuşarak evlerinin yolunu tuttular miçhirunun evinin önünde durdular
semih: evet işte geldik canım
birbirlerine sarıldılar bütün gün birlikteydiler ama yinede ayrılamıyorlardı birbirlerinden
michiru: aşkım çok güzel bir gündü bir an önce yarının olması için dua edeceğim
semih: bende bi tanem ….
Semih miçhirunun yüzünü elleri arasına aldı gözlerine baktı
Semih: çok güzelsin
Michiru: … seni seviyorum
Semih: bende seni seviyorum
Birbirlerine son kez sarıldıktan sonra michiru evine çıktı kapısını açtı ve evine girdi hemen pencereye koştu ve sokakta tek başına kalan semihe baktı camının buhusuna bir kalp çizip ortasına büyük harflerle S ve M yazmıştı bi süre sonrada birbirlerine öpücükler yollayıp vedalaştılar semih te kendi evine doğru yola çıktı

Semihin evi şehrin biraz dışında kalıyordu şirin bir kır evini andıran görünümü vardı tek katlı müstakil bir evdi önünde büyük bir bahçesi vardı ve bahçede Hades ismini verdiği iri büyük ve siyah renkli bir köpeği vardı köpek semihi görünce hemen kulübesinden çıktı ve sahibine sevgi gösterisi yapmaya başladı semih köpeğini biraz sevip evine girdi kapısını kapatır kapatmaz bir çıtırtı duydu ışıkları yaktı biri kanepesinde oturuyordu

Semih: sende kimsin….
Kanepede oturan adam ayağa kalktı onun boylarında siyahlar içinde birisiydi semihe döndü yüzü belli olmuyordu
--: ben senin geçmişinim
Semih başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hisediyordu
Semih: demek beni buradada buldunuz
--: geçmişinden kaçamasın
Semih: ne istiyorsun
--: ne istediğimizi biliyorsun yarım kalan işimizi sen bitireceksin
Semih: sizin pis işlerinize yeterince katlandım artık yeni bir hayat kurdum kendime
--: evet görebiliyorum ayrıca yeni sevgilinde çok tatlı
Semih yerinden bir ok gibi fırladı ve siyahlar içindeki yabancının boğazına sarıldı
Semih: eğer ona dokunursanız bu dünyayı sizin başınıza yıkarım anladınmı beni!!!
Esrarengiz yabancı birden semihin ellerinden kayboldu ve arkasında belirdi
--: bu kadar vahşi olmana gerek yok yaşadıklarımızı ne çabuk unuttun
Semih arkasına döndü yine yakalamak istedi ama siyahlar içindeki yabancı çok hızlıydı üstündeki siyah pelerini çıkardı gizemli yabancı aslında uzun saçlı siyah gözlü bir bayandı üzerinde kırmızı bir elbise vardı bir savaşçı elbisesine benziyordu
--: hala anlaşamıyoruz semih
Semih: hiç şaşırmadım…
--: merak etme etrafındaki hiç kimseye zarar verecek değiliz tabi bu senin elinde
Semih: tamam ne istiyorsunuz söyleyin
Savaşçı kız siyah bir kutu çıkardı ve semihe verdi
--: bu aylar önce ölen Savaşçı Galaxianın külleri senden istediğimiz şey ise bu külleri ay prensesinin yattığı yatağın üzerine serpmen
Semih: sonra ne olucak
--: ay prensesi yatağına yattığı zaman kabuslar görmeye başlıycak aklını kaçırmış gibi olucak
Semih: zaten pekte akıllı bişey değil
--: ve tek yolu intihar olucak
Semih: anladım…
--: ama bunu bu halde yapamasın sana bazı güçler vermem emredildi
Semih: … güzel hadi ne yapacaksan yap ve beni rahat bırak
Savaşçı kız sinsi sinsi sırıtmaya başladı
Semih: neden gülüyorsun
--: bu biraz canını acıtabilir
Semih: ne…
Savaşçı kız gülümsediğinde azı düşlerinin tıpkı bir vampir gibi uzun olduğunu görmüştü semih kız bir anda semihin üzerine atladı ve boynuna sağlam bi ısırık attı bi süre kan emdikten sonra kız ortadan kayboldu semih bayılmıştı kulaklarında ise kızın çınlayan sesini duyuyordu sadece

--: her şey senin elinde semih … geceleri sevdiklerinden uzak durmaya çalış HAHAHAHA!!!!!

Devam Edecek.....

Çok güzel çok beğendim.**

ewt hemde sabırsızlıkla beklicem çok güzel olmuş

Haruka görmesin.

Devamı gelir demi Gold chan.

ben pek anlayamadım ne zaman michiru harukadan ayrıldı da bir türkle sevgili oldu

güzel olmuş

3. BÖLÜM

Semih dışardan gelen kuş cıvıltılarını duyabiliyordu bedeni bir beton kadar ağır geliyordu ona sonra birden içinin enerji ile dolduğunu fark etti kulaklarında 'UYAANNN!!' şeklinde bir haykırış duymuştu gözlerini açtı tavana bakıyordu yavaşça doğruldu ellerine baktı herşey normal gibi görünüyordu. usulca ayağa kalktı duvarın önündeki aynanın karşısında durdu kendine bakıyordu bir vampir tarafından ısırılmıştı ama herşey yolunda gibi görünüyordu.
boynunda bir yanma hisetti sağ tarafına döndüğünde boynunda bir çift diş izi görünüyordu birden sanki yanında biri varmış gibi bir ses duydu
--: görüntü hoşuna gittimi....
semih: sen hala burdamısın...
--: evet ...
semih: nerdesin karşıma çık hemen
--: aynaya bak
semih aynaya baktı
semih: eee...
--: işte ben karşındayım
semih: dalga mı geçiyorsun
--: hayır canım seni ben ısırdım sana istediğim gibi sesimi duyurabilirim istediğim zaman seninle konuşabilirim
semih: beni vampir yapmakla eline ne geçti
--: üzgünüm ama bunun böyle olması gerek ...
semih: iş bittikten sonra bu lanetten nasıl kurtulucam
--: ısıran vampiri öldürmen gerek
semih: bu kurt adamlar için sanıyordum
--: ikisinin birçok ortak noktası vardır
semih: anladım
--: ee kendini nasıl hisediyorsun
semih: iyiyim
--: başka
semih: bide senle sohbetmi edeceğim
--: evet hahaha
semih: neden biraz kendimle baş başa kalmamı sağlamıyorsun
--: olmaz hem benimde canım sıkılıyordu sohbet edecek birine ihtiyacım var...
semih: bişey sormak istiyorum ama bana dürüstce cevap vermelisin
--: tamam söz veriyorum dürüst olacağım
Semih: benim gördüklerimide görebiliyormusun
--: …..
Semih: hadi cevap ver
--: hayır göremiyorum
Semih: yalan söylüyorsun
--: cidden göremiyorum yoksa çok iğrenç olabilirdim
Semih: şuan olduğun gibimi
--: neden biraz iş konuşmuyoruz
Semih: tamam konuş hadi
--: istediğin zaman bir yerden başka bir yere ışınlanabilirsin görme duyma hissetme yeteneklerin en üst düzeyde ayrıca görünmez de olabiliyorsun duvarların içinden geçebilirsin ve güçlerinde maksimum seviyede
Semih hafifçe güldü
Semih: yarasada olabiliyormuyum
--: hahaha… hayır canım… bunlar işin toz pembe yanları
Semih: açıkla
--: dolunaylarda beslenmen gerek kurbanlarını istediğin kesimden seçebilirsin
Semih: olamaz bunu durduramazmıyız
--: hayır ama vampir kralla yaptımız anlaşma gereği ısırdığın insanlar tekrar vampir olmuyor hemen orda ölüyorlar
Semih: son günlerdeki ölümler sizin eserinizmi
--: evet sadece bi kaç evsiz insan ama kanlarının tadı çok güzel
Semih: işimizi bitirdiğimiz zaman senin kalbine koca bir kazık saplayıp kafanıda gövdenden ayıracağım
--: hımmm güzel bir fantezi….
semih: yanlız kalmak istiyorum çok ciddiyim
--: tamam gittim...
semih bi kaç saniye sonra içinde bir boşluk hissetmişti artık kendi ile başbaşa kalmıştı salonun ortasında aynanın karşısında öylece bekliyordu boynunda ki ısırığa tekrar baktı
semih: bunu sana ödeteceğim....
sonra salonun ortasına doğru ilerledi perdelerini açtı güneş ışığı yüzüne vurunca sanki gözlerine kızgın demirler batırılmış gibi hisetmişti içinde güneşe karşı bir nefret oluşmuştu perdeyi tekrar kapattı sonra dışarı çıkmaya karar verdi kapısını usulca açtı güneş ayakkabılarının uçlarına vuruyordu bir adım attı güneş beline kadar gelmişti cesaretini topladı ve usulca kendini bahçeye doğru attı güneşe hala bakamıyordu kafasını gökyüzüne doğru bile kaldıramıyordu bahçenin köşesinde duran su şişesini aldı köpeğine su vermek için klübesinin önüne ilerledi hades uyuyordu semih yere çömeldi ve köpeğinin su kapını doldurmaya başladı su sesini duyan hades uyanmıştı usulca semihe baktı
semih: meraba dostum iyi uyudunmu...
Tam o anda hades hırlamaya başlamıştı
semih: sorun ne kedi filanmı gördün
hades semihin üzerine atılmıştı semih bir anda kendini geriye attı şok olmuştu bebekliğinden bu yana baktığı köpeği onu parçalamak için zincirini kırarcasına havlıyordu
semih: senin neyin var
semih bi süre sonra anladı....
semih: demek hisedebiliyorsun öylemi ....
semih köpeği ile ne yapacağını düşünürken tanıdık bir ses duydu
minako: semiiiihhhh günaydın
semih: günaydın...kızlar bu ne güzel süpriz
makoto: bu gün usagilerde toplanıyoruz ama sen hazır görünmüyorsun
semih: tamamen aklımdan çıkmış
rei: michiruyu düşünmekten derslerine konsantre olamıyorsun hahaha!!
semih: hemen geliyorum
rei: bekliyoruz
semih hazırlanmak için evine girdi
minako: hadesin nesi var semihi parçalamak ister gibi bir hali vardı
makoto: belkide oda bir eş istiyordur
rei: hahhaha!!
semih: usagilere gidiyorsak bu kutuyuda almalıyım gerizekalı kız bana güçlerimi ne şartlar altında kullanacağımı söylemedi
--: hey bunu duydum....
semih: şakaydı....
--: güçlerini kullanmak istiyorsan istemen yeter
semih: tamam şimdi defol...
--: işi bugün bitir...ayrıca çok kabasın...
semih kutuyuda el çantasına koydu sonuçlarının ne olacağını kestiremesede bunu yapmak zorunda kalmıştı yoksa miçhiruya bile zarar verebilirdi
Semih rei makoto ve minaklo birlikte usagilerin evine gittiler eymi mamoru miçhiru ve usagide ordaydılar bi süre sohbetten sonra ders çalışmaya başladılar
michiru: canım şu soruyu çözemedim yardım eder misin
semih: ....
michiru: semih...aşkım sana diyorum
michiru semihin omzuna dokundu semih bir anda irkilmişti
michiru: iyimisin çok dalgın görünüyorsun
semih: ...iyiyim bi tanem iyiyim...ne demiştin
michiru: işte bak bu soru
semih kitabı miçhirunun ellerinden aldı ve okumaya başlamıştıki michiru semihin boynundaki diş izlerini görmüştü
michiru: semih boynuna ne oldu canım
semih: ...bişey yok sadece sivri sinekler....
michiru: ama kızarmış bence bir doktora görünmelisin...
semih: usagi soğuk bişeyler bulunurmu
usagi: evet dolapta kola olcaktı kendi evin gibi rahat ol lütfen
semih: sağol...
semih masadan kalktı ve mutafağa gitti kendine bir bardak soğuk kola doldurdu ve içinede bir kaç tane buz attı
ami: nesi var miçhiru
michiru: anlamadım ...bi gidip bakayım...
miçhiruda semihin yanına geldi
michiru: hastamısın
semih: hayır değilim iyiyim
michiru elini semihin boynuna götürdü
michiru: dur bi bakıyım
tam bu esnada semih michirunun ellerine elinin tersi ile vurdu
semih: sana iyiyim dedim!!!
michiru çok kırılmıştı ilk defa semihten böyle sert bir tavır görmüştü gözleri dolmuştu bir anda arkasını döndü tam gidecekken semih kolundan tutup kendine çekti ve sarıldı
semih: özür dilerim aşkım biraz gerginim sadece....
michiru başını semihin sıcacık göğsüne koydu
michiru: önemli değil canım...
semih: kırılmadın değilmi
michiru: hayır....
--: ne kadar romantiksiniz .... akşam yemeğini düşün semih ... kızın boynundan bir ısırık al hadi yap hahahaha!!!
semih: hadi içeri git bende şimdi geliyorum
michiru: tamam canım....
michiru içeri gitti
semih: senin derdin ne
--: sen
semih: evet bunu görebiliyorum sayende köpeğim bile benden nefret ediyor...
--: hadi işini yap usaginin odası hemen sol tarafta
semih: tamam....
semih el çantasından çıkardığı içinde galaxianın küllerinin olduğu kutuyu çıkardı ve görünmezliğe adapte oldu sol taraftaki duvara yaklaştı önce elini hafifçe duvara sürdü eli duvarın içinden geçti istediği olmuştu semih sol taraftaki odaya geçti ama bir anda kendini tekrar mutfağa attı
semih: seni öldüreceğim vampir bozuntusu
--: özür dilerim semih sol taraf banyoydu sağ tarafta olucaktı
semih: umarım doğrudur...
semih sağ taraftaki duvardan geçti bu sefer doğruydu usaginin odasındaydı
--: hadi işini hemen yap yoksa şüphelencekler
semih kutunun içindeki külleri usaginin yatağına serpti küller yatağın üzerine düştükçe yok oluyorlardı bu bir tılsımdı
semih: işte oldu ...
--: bravo
semih: şimdi ne olucak
--: daha yolun başındasın canım sadece bizim istediklerimizi yaparsan serbest kalabilirsin artık arkadaşlarının yanına dön
semih: hey dur ....dinle....lanet olsun...
o sırada mamoru mutfağa girdi
mamoru: umarım banada kola ayırmışsındır ....semih....nerdesin bu çok tuhaf...
mamoru tekrar salona döndü ve semihin içerde olduüğunu gördü
mamoru: mutfakta olduğunu sanıyordum
semih: ayakta uyuyorsun mutfaktan çıkıp tuvalete girmiştim
mamoru: ....
akşam saatlerinde yine evlerine dağılmışlardı gece usagi pembe pijamalarını giydi ve yatağına uzandı yorganı üzerne çekti ve kendisi için tatlı olduğuna inandığı bir uykuya daldı ...

3. BÖLÜMÜN SONU....

arkadaşlar bundan sonraki bölümleri hikayeyi yazan arkadaşım ekleyecekmiş^^
Setsuna-M arkadaşıma bu sorunu ilettim hikayesinin özgün olmasını istediği için böyle yapmış

paylaşım için saol