EFSUN ÖĞRETİSİ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 32, 33, 34 ... 62, 63, 64, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj

@moonlightt: Tamam bu akşam 17.00 e doğru bu bölümün diğer kısmını ekleyeceğim.Cuma ya kadar seni idare eder umarım XD ama o zaman diğer bölümü Çarşamba akşam koyacağım arkadaşlar haberiniz olsun...
@usagi345: Ortadaki Daisy. Soldaki siyah kuşu olan kadın, sağdaki dev çirkin adam olarak tasfir ettiğim Daisy'nin önüne çıkan iki kişi...
@usagi345: Ortadaki Daisy. Soldaki siyah kuşu olan kadın, sağdaki dev çirkin adam olarak tasfir ettiğim Daisy'nin önüne çıkan iki kişi...

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:

Liam şehre inmiş bazı yeni aletlerin planlarını inceliyordu. Yoan’a ve işle ilgilenene diğer asker, mühendis ve demircilere talimatlar veriyordu. Onlarla işini bitirdikten sonra hekimlerin yanına uğramış ve nerelerden ne tedaviler bulduklarını , yeni gelişmeleri öğrenmiş ve bazılarını başka yerlere görevlendirmişti. Efsun bilen birkaç kişiyi de efsunun düzey kontrolünü vermişti.Onlar da efsunun gerekenden fazla düzeyi aşmasını engelliyor ama gerekli yerlerde de efsun olmasını sağlıyorlardı.
Birden karşıdan hızla ona doğru yaklaşan bir şey gördü.Ve kendini kenara attı.Ona doğru yaklaşan şey duramamış ve duvara çarpmıştı.Dumanlar içinden kahkahalar atan iki kişini sesi geliyordu.
-Adamım ne icat yahu! Tebrik ederim seni! Tam bize göre!
-Hadi ama kendini küçümseme! Sensiz asla bu parçaları bir araya getiremezdim!Vay be ne kadar hız yaptık biz?
-Duvara çarpacak ve liderinizi öldürmeye teşebbüs etmeye yetecek kadar!
İki çılgın genç adam Liam’ın sesini duydukları an kaskatı kesildiler ve yavaşça kafalarını yukarı kaldırdılar. Aykırıların lideri üstü toz duman olmuş onlara bakıyordu sinirle.
-Hey selam şef!
- Kapa çeneni Walker!
-Sana şef kızgınken ona şef deme demiştim!
- Senin de ondan aşağı kalır yanın yok Flyer!
İki çılgın adam somurtup birbirlerine baktılar ve Liam’ın baş hareketiyle içinde bulundukları aracın içinden çıktılar.
-Sizin çarkları kontrol edip , makine denetimlerini ve yenilemelerini yapmanız gerekmiyor muydu?
-Bitirdik, efendim., diye cevap verdi Walker.
-Ya asansörün kontrolü? Çok sallanıyordu…
- O sallanma normal efendim yoksa acil durum görevini gerçekleştiremez. Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!, Walker’ın onu dürtmesiyle susmuştu Flyer., Ö-özür dilerim efendim ben…
Liam bir haftadır dalgındı ve sadece görevini yerine getirmekle uğraşıyordu.Diğer zamanlarda dalgınlıkla uzak bir yerlere bakıyor gibiydi.Palomita’yı bir hafta önce şehrin girişindeki mağarada bırakmıştı. Peşinden geleceğini ummuştu ama gelmemişti. Onu oğlu gibi gören Madga’nın yanına bile uğramamıştı o vakitten sonra. Gitse onu da üzeceğini biliyordu.Zaten bu günlerde etrafındaki herkesi haşlıyordu.
-Özür dilemene gerek yok, dedi sakinleşerek, ama o şey de neyin nesi öyle? Canıma ya da kendi canınıza kastınız mı var?
İki çılgın gülümsedi. Böyle çılgınlıklar yaptıkları zaman taktıkları birinin başında kask diğerinin tepesine kocaman gözlükler konmuş bir pilot şapkası vardı. Saklı şehirdeki en çılgın mucitlerdiler. Genç çılgın mucitler. Bir kere dünyaya gitmişler ve oradaki teknolojiye aşık bir şekilde geri dönmüşlerdi. Orada hala ne işe yaradıklarını bilmedikleri bir aletin üstünde Walker & Flyer yazıyordu ve o zamandan beri kendilerine bu isimleri vermişlerdi. Kimse de ses etmemişti çünkü gerçek isimleri olmayan bu iki çılgının şimdiye kadar buldukları en mantıklı isimlerdi.
-Bunu uzun zamandır tasarlıyorduk Liam!, dedi resmiyeti kenara atarak Walker.
-Dünyadaki araba denen alete benzetmeye çalıştık! Ama tabiyki orijinallikler ekledik!
-Sizi dünyaya asla göndermemeliydim , diye başını iki yana salladı Liam, ne işe yarar bu dört tekerlekli hurda söyleyin bakalım?
-Kızımıza hurda deme!, diye çıkıştı Flyer, onun adı … onun adı… Walker biz bu kıza isim bulmadık!
- Vay anasınıııı! Nasıl unutur bizim gibi dahiler bunu?, diyerek hayıflandı Walker.
-Ne dahiler ama…siz dahiler yine yaptığınız alete durma devresi yapmadınız değil mi?
-Ben de ne unuttum diyordum, diye gülümsedi Walker ardından ona katıldı Flyer.
- Kaz kafalılar… diyerek derin bir nefes verdi Liam aynı anda Flyer bağırdı
-KAZ KAFA! KAZ KAFA!
-Ne?, diyerek kalakaldı Liam.
-ÇOK İYİ FİKİR FLYER! KIZIMIZIN ADINI KAZ KAFA KOYALIM! HATTA BİR KAZ KAFA SÜSÜ KOYALIM UCUNA!
-DAHİSİN BEEE!!!
Liam öylece kalmıştı.İkisi onu çoktan unutmuştu.Kaz kafa ismini verdikleri arabamsı aletlerini çekerek düğmesine basmalarıyla oradan inanılmaz bir hızla uzaklaşmışlardı.
-Yine çarparak durmaları gerekecek, dedi Liam elini başına koyarak.Sonra yorgunluktan iyice dibe vurduğunu fark etti ve çaresiz Madga’nın evine doğru yürümeye koyuldu.Oraya vardığında gözlerine inanamıyordu.Kafasını çarptığı için hayal gördüğünü düşünüyor ama ordaydı tam karşısında elinde kalın bir kitap efsun dilinden bir şeyler okuyordu. Lienne ayaklarının hemen yanına sokulmuş uyuyordu.Palomita, Madga’nın evindeydi.Yan odadan Madga çıkageldi:
-Nerelerdesin Liam? Bir haftadır misafirini yalnız bırakmış işlerle boğuşuyorsun bari uğrasaydın…
Palomita , Liam’ın geldiğini Madga’nın konuşmasıyla fark etmişti.Lienne ayağa fırlayıp Liam’ın beline varan büyüklüğüyle ona kedi gibi sürünüyordu.Liam sessizce kıza bakıyordu.
-Her neyse…ben sofrayı hazırlıyorum. Birazdan sizi çağırırım., diyerek başka bir odaya geçti.
Uzun süren bir sessizliğin ardından Palomita konuştu:
-Hoş geldin…
-Gitmemişsin…
Yine kısa bir sessizlik oldu.
-Ben…sana inanmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama…başaramadım.
Liam gülümsedi.Bir haftadır ilk kez gülümsüyordu.Kıza doğru birkaç adım attı ama Palomita dur şeklinde elini kaldırdı.
-Ama…tam olarak da inanmıyorum.
-Bu ne demek oluyor?
-Zainin’e ne olursa olsun güveniyorum Liam. Onunla konuşmadan sırf senin dediklerine kendimi bırakamam.
Liam’ın umutları bir kez daha yıkılmıştı: - O halde niye buradasın?
-Burada olmam gerektiğini…hissettim…ve senin beğenmediğin o efsun öğretilerinden birini dinleyerek kalbimi dediğini yaptım.
-Kalbin sadece burada olman gerektiğini mi söyledi?
Palomita kızararak elindeki kalın kitabı çantasına atıp başka bir kitap çıkardı:- Ben…ders çalışmalıyım…sınavın zamanını yaklaşmış dedi Yitik Ruh.Zainin gelince tembellik ettiğim için çok kızacak.
-Zainin’in buraya geleceğini nerden biliyorsun?
-Kutsal Hanım söyledi.Daha doğrusu yakında onunla buluşacağımı beklemem gerektiğini söyledi.
-Yani burada kalmayı o yüzden mi seçtin? Ha bir de şu lanet var tabi…ben olmadan cennet alevi ne işe yarar?
-Nasıl böyle düşünürsün! Ben seni-
Lienne , Liam onu sevmeyince küsüp tekrar Palomita’nın bacaklarına sarınmıştı.
-Evet?
-Ben seni önemsiyorum…, başını yere eğdi.
-Önemsiyorsun…anladım., dedi ve suratını asarak Madga’nın olduğu odaya geçerken, keşke başka sebepler için kalmış olsaydın…yolumuzun birlikte olacağını biliyordum ama farklı şekilde olacağını düşünmüştüm.
Diğer odaya geçen Liam’ın kalbini kırdığı için kendini kötü hissediyordu ama diğer yandan da önce Zainin’i görmesi gerektiğini tembihliyordu kendine. Kalbini dinlerken aklının uçup gitmesini istemiyordu. Böyle bir durumda en son olması gereken en son şey buydu. Şüpheleri onu duraklatıyordu.Yine de Liam’ı görünce bir hafta önce gitmeden önce ona verdiği öpücüğü hatırlayarak kızardı.Sonra az önce dediklerini düşündü “biliyordum derken…ne demek istedi?” İkinci defa karanlık patlamayı hissetmişti. Hızla ayağa kalkıp dışarı bakarcasına sağına döndü. Orda neler döndüğünü bilmiyordu ama Kutsal Hanım ona beklemesi gerektiğini söylemişti.Daha doğrusu sesi kutsal hanıma benzeyen ve ormandan beridir içinde hissettiği diğer ses…Bunun etkisi olsa da Palomita da gitmeyi pek istemiyordu zaten. En başından beri aykırıların lideri ona hayatındaki herkesten farklı davranıyor ve gittikçe daha önemli bir yer ediniyordu kalbinde. Bu yüzdendi aslında ona olan kızgınlığının bu kadar büyük olması…bu yüzdendi ona şimdini kendini tamamen açamaması…çünkü bir kez kalbini açtığında olacakları kendisi bile kestiremiyordu.Ölüme bu kadar yakınken, güvendiği tek kişinin Zainin olduğunu düşünürken ve onu merak ederken…kalbini bir süre daha bu duyguya kapalı tutmaya karar vermişti. Hafif bir esinti saçlarını ve bu ülkeye geldiğinden beri giydiği yeşil kısa kabarık etekli elbiseyi dalgalandırdı.Eline yeni aldığı kitabın sayfalarını çevirdi rüzgar. Palomita’nın gözleri kitaba kaydı ve gördüğü öğretiyi okuyunca yüzünde buruk bir gülümseme belirdi: "Bazen sevdiklerinin uzağındayken başka sevgiler de keşfedersin.O vakit geldiğinde kalbini kilitlemeye çalışma çünkü sevgi iz bırakır."
Birden karşıdan hızla ona doğru yaklaşan bir şey gördü.Ve kendini kenara attı.Ona doğru yaklaşan şey duramamış ve duvara çarpmıştı.Dumanlar içinden kahkahalar atan iki kişini sesi geliyordu.
-Adamım ne icat yahu! Tebrik ederim seni! Tam bize göre!
-Hadi ama kendini küçümseme! Sensiz asla bu parçaları bir araya getiremezdim!Vay be ne kadar hız yaptık biz?
-Duvara çarpacak ve liderinizi öldürmeye teşebbüs etmeye yetecek kadar!
İki çılgın genç adam Liam’ın sesini duydukları an kaskatı kesildiler ve yavaşça kafalarını yukarı kaldırdılar. Aykırıların lideri üstü toz duman olmuş onlara bakıyordu sinirle.
-Hey selam şef!
- Kapa çeneni Walker!
-Sana şef kızgınken ona şef deme demiştim!
- Senin de ondan aşağı kalır yanın yok Flyer!
İki çılgın adam somurtup birbirlerine baktılar ve Liam’ın baş hareketiyle içinde bulundukları aracın içinden çıktılar.
-Sizin çarkları kontrol edip , makine denetimlerini ve yenilemelerini yapmanız gerekmiyor muydu?
-Bitirdik, efendim., diye cevap verdi Walker.
-Ya asansörün kontrolü? Çok sallanıyordu…
- O sallanma normal efendim yoksa acil durum görevini gerçekleştiremez. Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!, Walker’ın onu dürtmesiyle susmuştu Flyer., Ö-özür dilerim efendim ben…
Liam bir haftadır dalgındı ve sadece görevini yerine getirmekle uğraşıyordu.Diğer zamanlarda dalgınlıkla uzak bir yerlere bakıyor gibiydi.Palomita’yı bir hafta önce şehrin girişindeki mağarada bırakmıştı. Peşinden geleceğini ummuştu ama gelmemişti. Onu oğlu gibi gören Madga’nın yanına bile uğramamıştı o vakitten sonra. Gitse onu da üzeceğini biliyordu.Zaten bu günlerde etrafındaki herkesi haşlıyordu.
-Özür dilemene gerek yok, dedi sakinleşerek, ama o şey de neyin nesi öyle? Canıma ya da kendi canınıza kastınız mı var?
İki çılgın gülümsedi. Böyle çılgınlıklar yaptıkları zaman taktıkları birinin başında kask diğerinin tepesine kocaman gözlükler konmuş bir pilot şapkası vardı. Saklı şehirdeki en çılgın mucitlerdiler. Genç çılgın mucitler. Bir kere dünyaya gitmişler ve oradaki teknolojiye aşık bir şekilde geri dönmüşlerdi. Orada hala ne işe yaradıklarını bilmedikleri bir aletin üstünde Walker & Flyer yazıyordu ve o zamandan beri kendilerine bu isimleri vermişlerdi. Kimse de ses etmemişti çünkü gerçek isimleri olmayan bu iki çılgının şimdiye kadar buldukları en mantıklı isimlerdi.
-Bunu uzun zamandır tasarlıyorduk Liam!, dedi resmiyeti kenara atarak Walker.
-Dünyadaki araba denen alete benzetmeye çalıştık! Ama tabiyki orijinallikler ekledik!
-Sizi dünyaya asla göndermemeliydim , diye başını iki yana salladı Liam, ne işe yarar bu dört tekerlekli hurda söyleyin bakalım?
-Kızımıza hurda deme!, diye çıkıştı Flyer, onun adı … onun adı… Walker biz bu kıza isim bulmadık!
- Vay anasınıııı! Nasıl unutur bizim gibi dahiler bunu?, diyerek hayıflandı Walker.
-Ne dahiler ama…siz dahiler yine yaptığınız alete durma devresi yapmadınız değil mi?
-Ben de ne unuttum diyordum, diye gülümsedi Walker ardından ona katıldı Flyer.
- Kaz kafalılar… diyerek derin bir nefes verdi Liam aynı anda Flyer bağırdı
-KAZ KAFA! KAZ KAFA!
-Ne?, diyerek kalakaldı Liam.
-ÇOK İYİ FİKİR FLYER! KIZIMIZIN ADINI KAZ KAFA KOYALIM! HATTA BİR KAZ KAFA SÜSÜ KOYALIM UCUNA!
-DAHİSİN BEEE!!!
Liam öylece kalmıştı.İkisi onu çoktan unutmuştu.Kaz kafa ismini verdikleri arabamsı aletlerini çekerek düğmesine basmalarıyla oradan inanılmaz bir hızla uzaklaşmışlardı.
-Yine çarparak durmaları gerekecek, dedi Liam elini başına koyarak.Sonra yorgunluktan iyice dibe vurduğunu fark etti ve çaresiz Madga’nın evine doğru yürümeye koyuldu.Oraya vardığında gözlerine inanamıyordu.Kafasını çarptığı için hayal gördüğünü düşünüyor ama ordaydı tam karşısında elinde kalın bir kitap efsun dilinden bir şeyler okuyordu. Lienne ayaklarının hemen yanına sokulmuş uyuyordu.Palomita, Madga’nın evindeydi.Yan odadan Madga çıkageldi:
-Nerelerdesin Liam? Bir haftadır misafirini yalnız bırakmış işlerle boğuşuyorsun bari uğrasaydın…
Palomita , Liam’ın geldiğini Madga’nın konuşmasıyla fark etmişti.Lienne ayağa fırlayıp Liam’ın beline varan büyüklüğüyle ona kedi gibi sürünüyordu.Liam sessizce kıza bakıyordu.
-Her neyse…ben sofrayı hazırlıyorum. Birazdan sizi çağırırım., diyerek başka bir odaya geçti.
Uzun süren bir sessizliğin ardından Palomita konuştu:
-Hoş geldin…
-Gitmemişsin…
Yine kısa bir sessizlik oldu.
-Ben…sana inanmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama…başaramadım.
Liam gülümsedi.Bir haftadır ilk kez gülümsüyordu.Kıza doğru birkaç adım attı ama Palomita dur şeklinde elini kaldırdı.
-Ama…tam olarak da inanmıyorum.
-Bu ne demek oluyor?
-Zainin’e ne olursa olsun güveniyorum Liam. Onunla konuşmadan sırf senin dediklerine kendimi bırakamam.
Liam’ın umutları bir kez daha yıkılmıştı: - O halde niye buradasın?
-Burada olmam gerektiğini…hissettim…ve senin beğenmediğin o efsun öğretilerinden birini dinleyerek kalbimi dediğini yaptım.
-Kalbin sadece burada olman gerektiğini mi söyledi?
Palomita kızararak elindeki kalın kitabı çantasına atıp başka bir kitap çıkardı:- Ben…ders çalışmalıyım…sınavın zamanını yaklaşmış dedi Yitik Ruh.Zainin gelince tembellik ettiğim için çok kızacak.
-Zainin’in buraya geleceğini nerden biliyorsun?
-Kutsal Hanım söyledi.Daha doğrusu yakında onunla buluşacağımı beklemem gerektiğini söyledi.
-Yani burada kalmayı o yüzden mi seçtin? Ha bir de şu lanet var tabi…ben olmadan cennet alevi ne işe yarar?
-Nasıl böyle düşünürsün! Ben seni-
Lienne , Liam onu sevmeyince küsüp tekrar Palomita’nın bacaklarına sarınmıştı.
-Evet?
-Ben seni önemsiyorum…, başını yere eğdi.
-Önemsiyorsun…anladım., dedi ve suratını asarak Madga’nın olduğu odaya geçerken, keşke başka sebepler için kalmış olsaydın…yolumuzun birlikte olacağını biliyordum ama farklı şekilde olacağını düşünmüştüm.
Diğer odaya geçen Liam’ın kalbini kırdığı için kendini kötü hissediyordu ama diğer yandan da önce Zainin’i görmesi gerektiğini tembihliyordu kendine. Kalbini dinlerken aklının uçup gitmesini istemiyordu. Böyle bir durumda en son olması gereken en son şey buydu. Şüpheleri onu duraklatıyordu.Yine de Liam’ı görünce bir hafta önce gitmeden önce ona verdiği öpücüğü hatırlayarak kızardı.Sonra az önce dediklerini düşündü “biliyordum derken…ne demek istedi?” İkinci defa karanlık patlamayı hissetmişti. Hızla ayağa kalkıp dışarı bakarcasına sağına döndü. Orda neler döndüğünü bilmiyordu ama Kutsal Hanım ona beklemesi gerektiğini söylemişti.Daha doğrusu sesi kutsal hanıma benzeyen ve ormandan beridir içinde hissettiği diğer ses…Bunun etkisi olsa da Palomita da gitmeyi pek istemiyordu zaten. En başından beri aykırıların lideri ona hayatındaki herkesten farklı davranıyor ve gittikçe daha önemli bir yer ediniyordu kalbinde. Bu yüzdendi aslında ona olan kızgınlığının bu kadar büyük olması…bu yüzdendi ona şimdini kendini tamamen açamaması…çünkü bir kez kalbini açtığında olacakları kendisi bile kestiremiyordu.Ölüme bu kadar yakınken, güvendiği tek kişinin Zainin olduğunu düşünürken ve onu merak ederken…kalbini bir süre daha bu duyguya kapalı tutmaya karar vermişti. Hafif bir esinti saçlarını ve bu ülkeye geldiğinden beri giydiği yeşil kısa kabarık etekli elbiseyi dalgalandırdı.Eline yeni aldığı kitabın sayfalarını çevirdi rüzgar. Palomita’nın gözleri kitaba kaydı ve gördüğü öğretiyi okuyunca yüzünde buruk bir gülümseme belirdi: "Bazen sevdiklerinin uzağındayken başka sevgiler de keşfedersin.O vakit geldiğinde kalbini kilitlemeye çalışma çünkü sevgi iz bırakır."

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:




SUN-chan yeni bölüm için çooooooook teşekkür ederim
Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!
güzel pot kırdı
bunları sevdim ben ikisi de çatlak
şimdi Liam garibim bi haftadır kendini işe verdi ama merak ettiğim nerde uyuyo
Madga’nın yanına gitmiyomuş yani bu iyice serseriye bağlayıp nerde akşam orda sabah deyip kendini işle boğmaya mı çalışıyo
bayyaa üzüldüm şimdi Liam için
ayrıca bu iki çatlağın KAZ KAFA'yı isim olarak seçmesi de ayrı bi gülme krizine soktu tabii beni
liam da şoka girdi
Oraya vardığında gözlerine inanamıyordu.Kafasını çarptığı için hayal gördüğünü düşünüyor ama ordaydı tam karşısında elinde kalın bir kitap efsun dilinden bir şeyler okuyordu. Lienne ayaklarının hemen yanına sokulmuş uyuyordu.Palomita, Madga’nın evindeydi.Yan odadan Madga çıkageldi:
bende inanamadım hiiiç beklemiyodum (gerçi ne bekliyodum ki
)
şimdi bizim Palomita bir haftadır Liam'ın dibinde ama yanına gitmiyo
ayrıca Liam da vermiş kendini işe eve uğramıyo
birisi haber yollasaydı flan liama koşa koşa gelirdi valla
onu geçtim madem orda kalıyon git bi konuş liamla dimi ama (gerçi o durumda nasıl konuşabilcekse
ama bi hafta da beklenmez ki
liam gelmese bi sene beklerdi bu orda
)
tek bi şey söylicem
bu palo insanın umutlarını yerlebir etmeyi çok iyi biliyo
sonra tekrar umutlandırıp tekrar yıkıyo
yazık Liam'a yaa (çok bişey oldu ama neyse
)
Ben seni diyo sonra önemsiyorum diyo
sana inanıyorum diyo sonra tam olarak değil diyo
bu da ytmiyomuş gibi Zainine güveniyorum flan diyo
hatırlatırım liam bi erkek ve onun karşısında başka bi erkeğe güvendiğini söylüyosn hem de bunun onu ne kadar yaralıycağını düşünmeden
ben Liam'a başkasını bulcam yazık adama yaaa
yetsin bu çektiği ızdırap
Daha doğrusu sesi kutsal hanıma benzeyen ve ormandan beridir içinde hissettiği diğer ses…
bi de bu var diğer ses ne oluyo
teorilerim
1.si cennet alevi onunla konuşuyo olabilir (her ne kadar lanetli de olsa sonuçta muhteşem bi şeyin parçalarından biri
)
2.si şu sessiz otorite denen sinir bozucu yaratık onunla konuşuyo (kendini iyi flan göstermek için kutsal hanıma benzetiyodur belki sesini
bi de içine flan girmişse de şaşırmam yani )
3.sü gerçekten kutsal hanım konuşuyo olabilir (sonuçta o olayda güç kaybetmiş veya yaralanmışsa sesinin değişmesi de normal sayılırheralde )
4.sü yeni birisi ona yol gösteriyo ki eğer öyleyse iyi mi kötü mü olduğunu anca ilerki bölümlerde anlayabiliriz
"Bazen sevdiklerinin uzağındayken başka sevgiler de keşfedersin.O vakit geldiğinde kalbini kilitlemeye çalışma çünkü sevgi iz bırakır."
öğreti de tam yerine oturmuş
sun-chan ellerine sağlık çok güzel bi bölümdü
beni kımayıp bu gün koyduğun için de ayrıca çoook teşekkür ediyorum
yeni bölümleri bekliyor olucam


Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!
güzel pot kırdı


şimdi Liam garibim bi haftadır kendini işe verdi ama merak ettiğim nerde uyuyo



ayrıca bu iki çatlağın KAZ KAFA'yı isim olarak seçmesi de ayrı bi gülme krizine soktu tabii beni


Oraya vardığında gözlerine inanamıyordu.Kafasını çarptığı için hayal gördüğünü düşünüyor ama ordaydı tam karşısında elinde kalın bir kitap efsun dilinden bir şeyler okuyordu. Lienne ayaklarının hemen yanına sokulmuş uyuyordu.Palomita, Madga’nın evindeydi.Yan odadan Madga çıkageldi:
bende inanamadım hiiiç beklemiyodum (gerçi ne bekliyodum ki

şimdi bizim Palomita bir haftadır Liam'ın dibinde ama yanına gitmiyo

ayrıca Liam da vermiş kendini işe eve uğramıyo

birisi haber yollasaydı flan liama koşa koşa gelirdi valla




tek bi şey söylicem
bu palo insanın umutlarını yerlebir etmeyi çok iyi biliyo



Ben seni diyo sonra önemsiyorum diyo

sana inanıyorum diyo sonra tam olarak değil diyo



ben Liam'a başkasını bulcam yazık adama yaaa


Daha doğrusu sesi kutsal hanıma benzeyen ve ormandan beridir içinde hissettiği diğer ses…
bi de bu var diğer ses ne oluyo

1.si cennet alevi onunla konuşuyo olabilir (her ne kadar lanetli de olsa sonuçta muhteşem bi şeyin parçalarından biri

2.si şu sessiz otorite denen sinir bozucu yaratık onunla konuşuyo (kendini iyi flan göstermek için kutsal hanıma benzetiyodur belki sesini

3.sü gerçekten kutsal hanım konuşuyo olabilir (sonuçta o olayda güç kaybetmiş veya yaralanmışsa sesinin değişmesi de normal sayılırheralde )
4.sü yeni birisi ona yol gösteriyo ki eğer öyleyse iyi mi kötü mü olduğunu anca ilerki bölümlerde anlayabiliriz

"Bazen sevdiklerinin uzağındayken başka sevgiler de keşfedersin.O vakit geldiğinde kalbini kilitlemeye çalışma çünkü sevgi iz bırakır."
öğreti de tam yerine oturmuş





yeni bölümleri bekliyor olucam




Spoiler:
Spoiler:

Liam şehre inmiş bazı yeni aletlerin planlarını inceliyordu. Yoan’a ve işle ilgilenene diğer asker, mühendis ve demircilere talimatlar veriyordu. Onlarla işini bitirdikten sonra hekimlerin yanına uğramış ve nerelerden ne tedaviler bulduklarını , yeni gelişmeleri öğrenmiş ve bazılarını başka yerlere görevlendirmişti. Efsun bilen birkaç kişiyi de efsunun düzey kontrolünü vermişti.Onlar da efsunun gerekenden fazla düzeyi aşmasını engelliyor ama gerekli yerlerde de efsun olmasını sağlıyorlardı.
Birden karşıdan hızla ona doğru yaklaşan bir şey gördü.Ve kendini kenara attı.Ona doğru yaklaşan şey duramamış ve duvara çarpmıştı.Dumanlar içinden kahkahalar atan iki kişini sesi geliyordu.
Allahım yaa Duvara çarpıp kahkaha atmak zor bir şey olsa gerek o.O
-Adamım ne icat yahu! Tebrik ederim seni! Tam bize göre!
-Hadi ama kendini küçümseme! Sensiz asla bu parçaları bir araya getiremezdim!Vay be ne kadar hız yaptık biz?
Bunlar deli mi dedim ilk başta
-Duvara çarpacak ve liderinizi öldürmeye teşebbüs etmeye yetecek kadar!
Güzel laf koydu Liam ^^ dikkatli olun az be o.O
İki çılgın genç adam Liam’ın sesini duydukları an kaskatı kesildiler ve yavaşça kafalarını yukarı kaldırdılar. Aykırıların lideri üstü toz duman olmuş onlara bakıyordu sinirle.
-Hey selam şef!
- Kapa çeneni Walker!
-Sana şef kızgınken ona şef deme demiştim!
- Senin de ondan aşağı kalır yanın yok Flyer!
İki çılgın adam somurtup birbirlerine baktılar ve Liam’ın baş hareketiyle içinde bulundukları aracın içinden çıktılar.
Bir baş işareti nelere kadir kardeşim *-*
-Sizin çarkları kontrol edip , makine denetimlerini ve yenilemelerini yapmanız gerekmiyor muydu?
-Bitirdik, efendim., diye cevap verdi Walker.
-Ya asansörün kontrolü? Çok sallanıyordu…
- O sallanma normal efendim yoksa acil durum görevini gerçekleştiremez. Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!, Walker’ın onu dürtmesiyle susmuştu Flyer., Ö-özür dilerim efendim ben…
İyi bir pot kırdın hee xD Liam inşallah kızmaz U_U
Liam bir haftadır dalgındı ve sadece görevini yerine getirmekle uğraşıyordu.Diğer zamanlarda dalgınlıkla uzak bir yerlere bakıyor gibiydi.Palomita’yı bir hafta önce şehrin girişindeki mağarada bırakmıştı. Peşinden geleceğini ummuştu ama gelmemişti. Onu oğlu gibi gören Madga’nın yanına bile uğramamıştı o vakitten sonra. Gitse onu da üzeceğini biliyordu.Zaten bu günlerde etrafındaki herkesi haşlıyordu.
-Özür dilemene gerek yok, dedi sakinleşerek, ama o şey de neyin nesi öyle? Canıma ya da kendi canınıza kastınız mı var?
Hah Liam*m yaa liderim *-*
İki çılgın gülümsedi. Böyle çılgınlıklar yaptıkları zaman taktıkları birinin başında kask diğerinin tepesine kocaman gözlükler konmuş bir pilot şapkası vardı. Saklı şehirdeki en çılgın mucitlerdiler. Genç çılgın mucitler. Bir kere dünyaya gitmişler ve oradaki teknolojiye aşık bir şekilde geri dönmüşlerdi. Orada hala ne işe yaradıklarını bilmedikleri bir aletin üstünde Walker & Flyer yazıyordu ve o zamandan beri kendilerine bu isimleri vermişlerdi. Kimse de ses etmemişti çünkü gerçek isimleri olmayan bu iki çılgının şimdiye kadar buldukları en mantıklı isimlerdi.
-Bunu uzun zamandır tasarlıyorduk Liam!, dedi resmiyeti kenara atarak Walker.
-Dünyadaki araba denen alete benzetmeye çalıştık! Ama tabiyki orijinallikler ekledik!
-Sizi dünyaya asla göndermemeliydim , diye başını iki yana salladı Liam, ne işe yarar bu dört tekerlekli hurda söyleyin bakalım?
Kendin ettin kendin buldunnnn gül gibi sararıpp solduunn
-Kızımıza hurda deme!, diye çıkıştı Flyer, onun adı … onun adı… Walker biz bu kıza isim bulmadık!
- Vay anasınıııı! Nasıl unutur bizim gibi dahiler bunu?, diyerek hayıflandı Walker.
-Ne dahiler ama…siz dahiler yine yaptığınız alete durma devresi yapmadınız değil mi?
-Ben de ne unuttum diyordum, diye gülümsedi Walker ardından ona katıldı Flyer.
- Kaz kafalılar… diyerek derin bir nefes verdi Liam aynı anda Flyer bağırdı
-KAZ KAFA! KAZ KAFA!
-Ne?, diyerek kalakaldı Liam.
-ÇOK İYİ FİKİR FLYER! KIZIMIZIN ADINI KAZ KAFA KOYALIM! HATTA BİR KAZ KAFA SÜSÜ KOYALIM UCUNA!
-DAHİSİN BEEE!!!
hönkünüz
bunlar kesin deli ama nasıl icat etsinler deli olsalar
Liam öylece kalmıştı.İkisi onu çoktan unutmuştu.Kaz kafa ismini verdikleri arabamsı aletlerini çekerek düğmesine basmalarıyla oradan inanılmaz bir hızla uzaklaşmışlardı.
kesin töslicekler bir yere xD
-Yine çarparak durmaları gerekecek, dedi Liam elini başına koyarak.Sonra yorgunluktan iyice dibe vurduğunu fark etti ve çaresiz Madga’nın evine doğru yürümeye koyuldu.Oraya vardığında gözlerine inanamıyordu.Kafasını çarptığı için hayal gördüğünü düşünüyor ama ordaydı tam karşısında elinde kalın bir kitap efsun dilinden bir şeyler okuyordu. Lienne ayaklarının hemen yanına sokulmuş uyuyordu.Palomita, Madga’nın evindeydi.Yan odadan Madga çıkageldi:
İşte budur yihuu yehee yuhuuu Palomita geri geldi biliyordum zaten seviyor gibim Liam*ı *-*
-Nerelerdesin Liam? Bir haftadır misafirini yalnız bırakmış işlerle boğuşuyorsun bari uğrasaydın…
Palomita , Liam’ın geldiğini Madga’nın konuşmasıyla fark etmişti.Lienne ayağa fırlayıp Liam’ın beline varan büyüklüğüyle ona kedi gibi sürünüyordu.Liam sessizce kıza bakıyordu.
-Her neyse…ben sofrayı hazırlıyorum. Birazdan sizi çağırırım., diyerek başka bir odaya geçti.
Sevenleri yalnız bırakmak gerekir xD
Uzun süren bir sessizliğin ardından Palomita konuştu:
-Hoş geldin…
-Gitmemişsin…
Yine kısa bir sessizlik oldu.
-Ben…sana inanmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama…başaramadım.
Liam gülümsedi.Bir haftadır ilk kez gülümsüyordu.Kıza doğru birkaç adım attı ama Palomita dur şeklinde elini kaldırdı.
-Ama…tam olarak da inanmıyorum.
-Bu ne demek oluyor?
-Zainin’e ne olursa olsun güveniyorum Liam. Onunla konuşmadan sırf senin dediklerine kendimi bırakamam.
Haydaa kızım sende kırma şu çocuğun kalbini ya
Liam’ın umutları bir kez daha yıkılmıştı: - O halde niye buradasın?
-Burada olmam gerektiğini…hissettim…ve senin beğenmediğin o efsun öğretilerinden birini dinleyerek kalbimi dediğini yaptım.
-Kalbin sadece burada olman gerektiğini mi söyledi?
Palomita kızararak elindeki kalın kitabı çantasına atıp başka bir kitap çıkardı:- Ben…ders çalışmalıyım…sınavın zamanını yaklaşmış dedi Yitik Ruh.Zainin gelince tembellik ettiğim için çok kızacak.
-Zainin’in buraya geleceğini nerden biliyorsun?
-Kutsal Hanım söyledi.Daha doğrusu yakında onunla buluşacağımı beklemem gerektiğini söyledi.
Anlayamadım şimdi ben ya o.O Kutsal Hanım*n sesi mi acaba yoksa kutsal hanımın sesi miki yoksa başka birisinin mi
-Yani burada kalmayı o yüzden mi seçtin? Ha bir de şu lanet var tabi…ben olmadan cennet alevi ne işe yarar?
-Nasıl böyle düşünürsün! Ben seni-
Hadi söyle Palomita seviyorum deee *-*
Lienne , Liam onu sevmeyince küsüp tekrar Palomita’nın bacaklarına sarınmıştı.
-Evet?
-Ben seni önemsiyorum…, başını yere eğdi.
-Önemsiyorsun…anladım., dedi ve suratını asarak Madga’nın olduğu odaya geçerken, keşke başka sebepler için kalmış olsaydın…yolumuzun birlikte olacağını biliyordum ama farklı şekilde olacağını düşünmüştüm.
Al ya al ya yine kırdı çocuğu böhhüüüüü
Diğer odaya geçen Liam’ın kalbini kırdığı için kendini kötü hissediyordu ama diğer yandan da önce Zainin’i görmesi gerektiğini tembihliyordu kendine. Kalbini dinlerken aklının uçup gitmesini istemiyordu. Böyle bir durumda en son olması gereken en son şey buydu. Şüpheleri onu duraklatıyordu.Yine de Liam’ı görünce bir hafta önce gitmeden önce ona verdiği öpücüğü hatırlayarak kızardı.Sonra az önce dediklerini düşündü “biliyordum derken…ne demek istedi?” İkinci defa karanlık patlamayı hissetmişti. Hızla ayağa kalkıp dışarı bakarcasına sağına döndü. Orda neler döndüğünü bilmiyordu ama Kutsal Hanım ona beklemesi gerektiğini söylemişti.Daha doğrusu sesi kutsal hanıma benzeyen ve ormandan beridir içinde hissettiği diğer ses…Bunun etkisi olsa da Palomita da gitmeyi pek istemiyordu zaten. En başından beri aykırıların lideri ona hayatındaki herkesten farklı davranıyor ve gittikçe daha önemli bir yer ediniyordu kalbinde. Bu yüzdendi aslında ona olan kızgınlığının bu kadar büyük olması…bu yüzdendi ona şimdini kendini tamamen açamaması…çünkü bir kez kalbini açtığında olacakları kendisi bile kestiremiyordu.Ölüme bu kadar yakınken, güvendiği tek kişinin Zainin olduğunu düşünürken ve onu merak ederken…kalbini bir süre daha bu duyguya kapalı tutmaya karar vermişti. Hafif bir esinti saçlarını ve bu ülkeye geldiğinden beri giydiği yeşil kısa kabarık etekli elbiseyi dalgalandırdı.Eline yeni aldığı kitabın sayfalarını çevirdi rüzgar. Palomita’nın gözleri kitaba kaydı ve gördüğü öğretiyi okuyunca yüzünde buruk bir gülümseme belirdi: "Bazen sevdiklerinin uzağındayken başka sevgiler de keşfedersin.O vakit geldiğinde kalbini kilitlemeye çalışma çünkü sevgi iz bırakır."[/quote]
Palomita umarım bu sözü uygularsın ^^
''BAZEN SEVDİKLERİNİN UZAĞINDAYKEN BAŞKA SEVGİLER DE KEŞFEDERSİN. O VAKİT GELDİĞİNDE KALBİNİ KİLİTLEMEYE ÇALIŞMA ÇÜNKÜ SEVGİ İZ BIRAKIR''
Ve ayrıca kafama bir soru takıldı acaba Palomitanın diğer sınavıda bu olabilir mi ki
Yani demek istediğim kitabı okuyor tamam ama ne kadarını uygulayabiliyor bence buda önemli ^^
Liam'a da acıyorum canım benim üzülme ben diyim kız seni seviyor sadece SUn ablanın dediği gibi SABIRR SABIRRR xD
Palomita bence söyleyecek o kitaptaki sözleri çakabilirse o.O
Yada Palomita'nın jeton 10 köşe değil ise
Ama bir yandan da biraz garip geliyor. Zainin Palomita sayesinde kaskatı vicdansız hallerinden kurtuldu o en büyük engeli aşmıştı. Ve şimdi bu Kutsal hanımın ölümü onu hepten yıktı
Tekrar eski yaptıklarını yapması an meselesi ve kalbi tekrar katılaşmış ise Palomitayı sadece Kutsal Hanımı kurtarmak isteyen bir aracı olarak kullanacağından emin olabilirim ^^
Zainin sanırım haklıydı törende Palomita Zainin'in öğrencisi olmayı seçmişti. Fakat törenden önce Zainin onu uyarmıştı bana buraya kadar güven diye ^^'.
Liam'a güveniyorum sanırım Palomita onun kaderi... Çok zor bir aşk olacak gibi fakat bana göre zor aşklar ölümsüzdür ^^
Kutsal Hanım gelince neler olacağını çok merak ediyorum o.O Shitliam bir yandan Zainin bir yandan bence asıl olay Kutsal Hanım gelince başlayacak *-*
Palomita sende kaçmayı bırakır mısın artık ya çevrendekileri üzmekten başka yaptığın bir şey yok Liam seni her türlü tehlikeden koruyan kişi onu bile üzdün ne diyim ben sana
Bu fanficin sonunda kimlerin üzüleceğini gerçekten merak ediyorum ^^' Zainin mi Shitliam mı? Yada Liam bilemiyorum ama içimde kötü bir his var ya o.O Sanki herşey Palomita yüzünden olacak gibi
Yine güzel bir bölüm Çıkarmışsın Sun abla her ne kadar msn de kafamı karıştırsanda
merakla bekliyore *-*
Ama aklım hala şu Kutsal Hanımı mı yoksa Palomita yı mı seçeceksin bölümüne takılmış bulunmakta allahım umarım kötü bir şey değildir
Birden karşıdan hızla ona doğru yaklaşan bir şey gördü.Ve kendini kenara attı.Ona doğru yaklaşan şey duramamış ve duvara çarpmıştı.Dumanlar içinden kahkahalar atan iki kişini sesi geliyordu.
Allahım yaa Duvara çarpıp kahkaha atmak zor bir şey olsa gerek o.O
-Adamım ne icat yahu! Tebrik ederim seni! Tam bize göre!
-Hadi ama kendini küçümseme! Sensiz asla bu parçaları bir araya getiremezdim!Vay be ne kadar hız yaptık biz?
Bunlar deli mi dedim ilk başta

-Duvara çarpacak ve liderinizi öldürmeye teşebbüs etmeye yetecek kadar!
Güzel laf koydu Liam ^^ dikkatli olun az be o.O
İki çılgın genç adam Liam’ın sesini duydukları an kaskatı kesildiler ve yavaşça kafalarını yukarı kaldırdılar. Aykırıların lideri üstü toz duman olmuş onlara bakıyordu sinirle.
-Hey selam şef!
- Kapa çeneni Walker!
-Sana şef kızgınken ona şef deme demiştim!
- Senin de ondan aşağı kalır yanın yok Flyer!
İki çılgın adam somurtup birbirlerine baktılar ve Liam’ın baş hareketiyle içinde bulundukları aracın içinden çıktılar.
Bir baş işareti nelere kadir kardeşim *-*
-Sizin çarkları kontrol edip , makine denetimlerini ve yenilemelerini yapmanız gerekmiyor muydu?
-Bitirdik, efendim., diye cevap verdi Walker.
-Ya asansörün kontrolü? Çok sallanıyordu…
- O sallanma normal efendim yoksa acil durum görevini gerçekleştiremez. Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!, Walker’ın onu dürtmesiyle susmuştu Flyer., Ö-özür dilerim efendim ben…
İyi bir pot kırdın hee xD Liam inşallah kızmaz U_U
Liam bir haftadır dalgındı ve sadece görevini yerine getirmekle uğraşıyordu.Diğer zamanlarda dalgınlıkla uzak bir yerlere bakıyor gibiydi.Palomita’yı bir hafta önce şehrin girişindeki mağarada bırakmıştı. Peşinden geleceğini ummuştu ama gelmemişti. Onu oğlu gibi gören Madga’nın yanına bile uğramamıştı o vakitten sonra. Gitse onu da üzeceğini biliyordu.Zaten bu günlerde etrafındaki herkesi haşlıyordu.
-Özür dilemene gerek yok, dedi sakinleşerek, ama o şey de neyin nesi öyle? Canıma ya da kendi canınıza kastınız mı var?
Hah Liam*m yaa liderim *-*
İki çılgın gülümsedi. Böyle çılgınlıklar yaptıkları zaman taktıkları birinin başında kask diğerinin tepesine kocaman gözlükler konmuş bir pilot şapkası vardı. Saklı şehirdeki en çılgın mucitlerdiler. Genç çılgın mucitler. Bir kere dünyaya gitmişler ve oradaki teknolojiye aşık bir şekilde geri dönmüşlerdi. Orada hala ne işe yaradıklarını bilmedikleri bir aletin üstünde Walker & Flyer yazıyordu ve o zamandan beri kendilerine bu isimleri vermişlerdi. Kimse de ses etmemişti çünkü gerçek isimleri olmayan bu iki çılgının şimdiye kadar buldukları en mantıklı isimlerdi.
-Bunu uzun zamandır tasarlıyorduk Liam!, dedi resmiyeti kenara atarak Walker.
-Dünyadaki araba denen alete benzetmeye çalıştık! Ama tabiyki orijinallikler ekledik!
-Sizi dünyaya asla göndermemeliydim , diye başını iki yana salladı Liam, ne işe yarar bu dört tekerlekli hurda söyleyin bakalım?
Kendin ettin kendin buldunnnn gül gibi sararıpp solduunn

-Kızımıza hurda deme!, diye çıkıştı Flyer, onun adı … onun adı… Walker biz bu kıza isim bulmadık!
- Vay anasınıııı! Nasıl unutur bizim gibi dahiler bunu?, diyerek hayıflandı Walker.
-Ne dahiler ama…siz dahiler yine yaptığınız alete durma devresi yapmadınız değil mi?
-Ben de ne unuttum diyordum, diye gülümsedi Walker ardından ona katıldı Flyer.
- Kaz kafalılar… diyerek derin bir nefes verdi Liam aynı anda Flyer bağırdı
-KAZ KAFA! KAZ KAFA!
-Ne?, diyerek kalakaldı Liam.
-ÇOK İYİ FİKİR FLYER! KIZIMIZIN ADINI KAZ KAFA KOYALIM! HATTA BİR KAZ KAFA SÜSÜ KOYALIM UCUNA!
-DAHİSİN BEEE!!!
hönkünüz


Liam öylece kalmıştı.İkisi onu çoktan unutmuştu.Kaz kafa ismini verdikleri arabamsı aletlerini çekerek düğmesine basmalarıyla oradan inanılmaz bir hızla uzaklaşmışlardı.
kesin töslicekler bir yere xD
-Yine çarparak durmaları gerekecek, dedi Liam elini başına koyarak.Sonra yorgunluktan iyice dibe vurduğunu fark etti ve çaresiz Madga’nın evine doğru yürümeye koyuldu.Oraya vardığında gözlerine inanamıyordu.Kafasını çarptığı için hayal gördüğünü düşünüyor ama ordaydı tam karşısında elinde kalın bir kitap efsun dilinden bir şeyler okuyordu. Lienne ayaklarının hemen yanına sokulmuş uyuyordu.Palomita, Madga’nın evindeydi.Yan odadan Madga çıkageldi:
İşte budur yihuu yehee yuhuuu Palomita geri geldi biliyordum zaten seviyor gibim Liam*ı *-*
-Nerelerdesin Liam? Bir haftadır misafirini yalnız bırakmış işlerle boğuşuyorsun bari uğrasaydın…
Palomita , Liam’ın geldiğini Madga’nın konuşmasıyla fark etmişti.Lienne ayağa fırlayıp Liam’ın beline varan büyüklüğüyle ona kedi gibi sürünüyordu.Liam sessizce kıza bakıyordu.
-Her neyse…ben sofrayı hazırlıyorum. Birazdan sizi çağırırım., diyerek başka bir odaya geçti.
Sevenleri yalnız bırakmak gerekir xD
Uzun süren bir sessizliğin ardından Palomita konuştu:
-Hoş geldin…
-Gitmemişsin…
Yine kısa bir sessizlik oldu.
-Ben…sana inanmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama…başaramadım.
Liam gülümsedi.Bir haftadır ilk kez gülümsüyordu.Kıza doğru birkaç adım attı ama Palomita dur şeklinde elini kaldırdı.
-Ama…tam olarak da inanmıyorum.
-Bu ne demek oluyor?
-Zainin’e ne olursa olsun güveniyorum Liam. Onunla konuşmadan sırf senin dediklerine kendimi bırakamam.
Haydaa kızım sende kırma şu çocuğun kalbini ya

Liam’ın umutları bir kez daha yıkılmıştı: - O halde niye buradasın?
-Burada olmam gerektiğini…hissettim…ve senin beğenmediğin o efsun öğretilerinden birini dinleyerek kalbimi dediğini yaptım.
-Kalbin sadece burada olman gerektiğini mi söyledi?
Palomita kızararak elindeki kalın kitabı çantasına atıp başka bir kitap çıkardı:- Ben…ders çalışmalıyım…sınavın zamanını yaklaşmış dedi Yitik Ruh.Zainin gelince tembellik ettiğim için çok kızacak.
-Zainin’in buraya geleceğini nerden biliyorsun?
-Kutsal Hanım söyledi.Daha doğrusu yakında onunla buluşacağımı beklemem gerektiğini söyledi.
Anlayamadım şimdi ben ya o.O Kutsal Hanım*n sesi mi acaba yoksa kutsal hanımın sesi miki yoksa başka birisinin mi

-Yani burada kalmayı o yüzden mi seçtin? Ha bir de şu lanet var tabi…ben olmadan cennet alevi ne işe yarar?
-Nasıl böyle düşünürsün! Ben seni-
Hadi söyle Palomita seviyorum deee *-*
Lienne , Liam onu sevmeyince küsüp tekrar Palomita’nın bacaklarına sarınmıştı.
-Evet?
-Ben seni önemsiyorum…, başını yere eğdi.
-Önemsiyorsun…anladım., dedi ve suratını asarak Madga’nın olduğu odaya geçerken, keşke başka sebepler için kalmış olsaydın…yolumuzun birlikte olacağını biliyordum ama farklı şekilde olacağını düşünmüştüm.
Al ya al ya yine kırdı çocuğu böhhüüüüü

Diğer odaya geçen Liam’ın kalbini kırdığı için kendini kötü hissediyordu ama diğer yandan da önce Zainin’i görmesi gerektiğini tembihliyordu kendine. Kalbini dinlerken aklının uçup gitmesini istemiyordu. Böyle bir durumda en son olması gereken en son şey buydu. Şüpheleri onu duraklatıyordu.Yine de Liam’ı görünce bir hafta önce gitmeden önce ona verdiği öpücüğü hatırlayarak kızardı.Sonra az önce dediklerini düşündü “biliyordum derken…ne demek istedi?” İkinci defa karanlık patlamayı hissetmişti. Hızla ayağa kalkıp dışarı bakarcasına sağına döndü. Orda neler döndüğünü bilmiyordu ama Kutsal Hanım ona beklemesi gerektiğini söylemişti.Daha doğrusu sesi kutsal hanıma benzeyen ve ormandan beridir içinde hissettiği diğer ses…Bunun etkisi olsa da Palomita da gitmeyi pek istemiyordu zaten. En başından beri aykırıların lideri ona hayatındaki herkesten farklı davranıyor ve gittikçe daha önemli bir yer ediniyordu kalbinde. Bu yüzdendi aslında ona olan kızgınlığının bu kadar büyük olması…bu yüzdendi ona şimdini kendini tamamen açamaması…çünkü bir kez kalbini açtığında olacakları kendisi bile kestiremiyordu.Ölüme bu kadar yakınken, güvendiği tek kişinin Zainin olduğunu düşünürken ve onu merak ederken…kalbini bir süre daha bu duyguya kapalı tutmaya karar vermişti. Hafif bir esinti saçlarını ve bu ülkeye geldiğinden beri giydiği yeşil kısa kabarık etekli elbiseyi dalgalandırdı.Eline yeni aldığı kitabın sayfalarını çevirdi rüzgar. Palomita’nın gözleri kitaba kaydı ve gördüğü öğretiyi okuyunca yüzünde buruk bir gülümseme belirdi: "Bazen sevdiklerinin uzağındayken başka sevgiler de keşfedersin.O vakit geldiğinde kalbini kilitlemeye çalışma çünkü sevgi iz bırakır."[/quote]
Palomita umarım bu sözü uygularsın ^^
''BAZEN SEVDİKLERİNİN UZAĞINDAYKEN BAŞKA SEVGİLER DE KEŞFEDERSİN. O VAKİT GELDİĞİNDE KALBİNİ KİLİTLEMEYE ÇALIŞMA ÇÜNKÜ SEVGİ İZ BIRAKIR''
Ve ayrıca kafama bir soru takıldı acaba Palomitanın diğer sınavıda bu olabilir mi ki

Yani demek istediğim kitabı okuyor tamam ama ne kadarını uygulayabiliyor bence buda önemli ^^
Liam'a da acıyorum canım benim üzülme ben diyim kız seni seviyor sadece SUn ablanın dediği gibi SABIRR SABIRRR xD
Palomita bence söyleyecek o kitaptaki sözleri çakabilirse o.O
Yada Palomita'nın jeton 10 köşe değil ise
Ama bir yandan da biraz garip geliyor. Zainin Palomita sayesinde kaskatı vicdansız hallerinden kurtuldu o en büyük engeli aşmıştı. Ve şimdi bu Kutsal hanımın ölümü onu hepten yıktı

Zainin sanırım haklıydı törende Palomita Zainin'in öğrencisi olmayı seçmişti. Fakat törenden önce Zainin onu uyarmıştı bana buraya kadar güven diye ^^'.
Liam'a güveniyorum sanırım Palomita onun kaderi... Çok zor bir aşk olacak gibi fakat bana göre zor aşklar ölümsüzdür ^^
Kutsal Hanım gelince neler olacağını çok merak ediyorum o.O Shitliam bir yandan Zainin bir yandan bence asıl olay Kutsal Hanım gelince başlayacak *-*
Palomita sende kaçmayı bırakır mısın artık ya çevrendekileri üzmekten başka yaptığın bir şey yok Liam seni her türlü tehlikeden koruyan kişi onu bile üzdün ne diyim ben sana

Bu fanficin sonunda kimlerin üzüleceğini gerçekten merak ediyorum ^^' Zainin mi Shitliam mı? Yada Liam bilemiyorum ama içimde kötü bir his var ya o.O Sanki herşey Palomita yüzünden olacak gibi

Yine güzel bir bölüm Çıkarmışsın Sun abla her ne kadar msn de kafamı karıştırsanda

merakla bekliyore *-*
Ama aklım hala şu Kutsal Hanımı mı yoksa Palomita yı mı seçeceksin bölümüne takılmış bulunmakta allahım umarım kötü bir şey değildir


Vinnie~


_alis_ yazmış:
evet







Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:


off off off öğretilerini çok güzel bi şekilde olaya bağlıyosun ya sun abla işte ona bitiyorum harika bi bölümdü ya bakalım palo&zainin mi yoksa liam&palo mu olacak senden artık herşeyi bekliyorum çünkü liam slithliam olayının hala etkisinde kaldım o derece yani
bi de palomitanın şu lythasislik sınavı var acaba sınavdan geçebilecek mi ya geçşemezse nolur ouufff ouuff

bi de palomitanın şu lythasislik sınavı var acaba sınavdan geçebilecek mi ya geçşemezse nolur ouufff ouuff





By Gold (Esin*mm harikasın *-*)

Teşekkür ederim canım.Anlamlı bir bütünlük içinde olayları anlatmayı istiyorum ben de...başarabiliyorsam ne ala ^^
Sınavı geçemezse olacak belli aslında en başnda bu söylendi.Eğer lithyasislik sınavını geçemezse yasak ırktan olan kişi kızıl efsuncu değil kızıl köle olur ve "normalde" öğretmeni konumundaki kişinin kölesi haline gelir.Ama en başta bu mesele bir iddiaya dönüştüğü için konsülün huzurunda şuna karar verilmişti :Palomita sınavı geçemezse Zainin'in değil Slithliam'ın kölesi olacak.
Yani sınavı geçemezse Palomita ile Zainin'in yolları ayrılabilir.Tabi ne olacağını kim bilir?
Sınavı geçemezse olacak belli aslında en başnda bu söylendi.Eğer lithyasislik sınavını geçemezse yasak ırktan olan kişi kızıl efsuncu değil kızıl köle olur ve "normalde" öğretmeni konumundaki kişinin kölesi haline gelir.Ama en başta bu mesele bir iddiaya dönüştüğü için konsülün huzurunda şuna karar verilmişti :Palomita sınavı geçemezse Zainin'in değil Slithliam'ın kölesi olacak.
Yani sınavı geçemezse Palomita ile Zainin'in yolları ayrılabilir.Tabi ne olacağını kim bilir?

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:

Kelimenin tam anlamıyla muhteşem Liama bende inanmak istiyorum hatta inanıyorumda ama ne biliyim içime kurt düştü u.u zainine gelince haklıda olsa haksızda olsa arkasındayım XD Palocuğumun da kafası iyice karıştı neye inancağını şaşırdı umarım bu durumdayken yanlış seçim yapmaz o.o yeni böl. feci merak ediyorum ablişkom bekliyorum *-*
Lacrimis struit insidias cum femina plorat. 🌙

Vaaov gittikçe ilerliyorsun Sun Abla ^^
Anlatım tarzından başka, hayal dünyan gelişiyor, bölümler daha da zevkli olmaya başlıyor gibi ^^
-Duvara çarpacak ve liderinizi öldürmeye teşebbüs etmeye yetecek kadar!
SSF'ye katılıyorum, gerçekten güzel laf koydun Liam. Afferin xD
-Sizin çarkları kontrol edip , makine denetimlerini ve yenilemelerini yapmanız gerekmiyor muydu?
-Bitirdik, efendim., diye cevap verdi Walker.
-Ya asansörün kontrolü? Çok sallanıyordu…
- O sallanma normal efendim yoksa acil durum görevini gerçekleştiremez. Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!, Walker’ın onu dürtmesiyle susmuştu Flyer., Ö-özür dilerim efendim ben…
Liam bunların icat yapmasını önlemek için mi habire bunlara iş veriyor ya xD
Ne çok iş vermiş onu yap bunu yap maşallah...
-Hoş geldin…
-Gitmemişsin…
Yine kısa bir sessizlik oldu.
Benim kalbim artık burda "küt küt, küt küt" olmaya başladı
-Ben…sana inanmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama…başaramadım.
Liam gülümsedi.Bir haftadır ilk kez gülümsüyordu.Kıza doğru birkaç adım attı ama Palomita dur şeklinde elini kaldırdı.
-Ama…tam olarak da inanmıyorum.
-Bu ne demek oluyor?
-Zainin’e ne olursa olsun güveniyorum Liam. Onunla konuşmadan sırf senin dediklerine kendimi bırakamam.
Liam’ın umutları bir kez daha yıkılmıştı: - O halde niye buradasın?
-Burada olmam gerektiğini…hissettim…ve senin beğenmediğin o efsun öğretilerinden birini dinleyerek kalbimi dediğini yaptım.
-Kalbin sadece burada olman gerektiğini mi söyledi?
Palomita kızararak elindeki kalın kitabı çantasına atıp başka bir kitap çıkardı:- Ben…ders çalışmalıyım…sınavın zamanını yaklaşmış dedi Yitik Ruh.Zainin gelince tembellik ettiğim için çok kızacak.
-Zainin’in buraya geleceğini nerden biliyorsun?
-Kutsal Hanım söyledi.Daha doğrusu yakında onunla buluşacağımı beklemem gerektiğini söyledi.
Birincisi, Palomita kalp kırmada, umut yıkmada vb. faaliyetlerde bir numarasın yaa
Ama varya, sende iyi laf koydun, bunu söylemeliyim "beğenmediğin efsun" falan xD
Ne bu şimdi? Kutsal Hanımın yankısı mı, taklitçisi mi, özentisi mi? Orman buna şöyle bir efsun falan yapmadı umarım
Özetle yine züper bir bölümdü
Anlatım tarzından başka, hayal dünyan gelişiyor, bölümler daha da zevkli olmaya başlıyor gibi ^^
-Duvara çarpacak ve liderinizi öldürmeye teşebbüs etmeye yetecek kadar!
SSF'ye katılıyorum, gerçekten güzel laf koydun Liam. Afferin xD
-Sizin çarkları kontrol edip , makine denetimlerini ve yenilemelerini yapmanız gerekmiyor muydu?
-Bitirdik, efendim., diye cevap verdi Walker.
-Ya asansörün kontrolü? Çok sallanıyordu…
- O sallanma normal efendim yoksa acil durum görevini gerçekleştiremez. Leydimizi korkuttuğu için özür…Hey!, Walker’ın onu dürtmesiyle susmuştu Flyer., Ö-özür dilerim efendim ben…
Liam bunların icat yapmasını önlemek için mi habire bunlara iş veriyor ya xD
Ne çok iş vermiş onu yap bunu yap maşallah...
-Hoş geldin…
-Gitmemişsin…
Yine kısa bir sessizlik oldu.
Benim kalbim artık burda "küt küt, küt küt" olmaya başladı

-Ben…sana inanmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama…başaramadım.
Liam gülümsedi.Bir haftadır ilk kez gülümsüyordu.Kıza doğru birkaç adım attı ama Palomita dur şeklinde elini kaldırdı.
-Ama…tam olarak da inanmıyorum.
-Bu ne demek oluyor?
-Zainin’e ne olursa olsun güveniyorum Liam. Onunla konuşmadan sırf senin dediklerine kendimi bırakamam.
Liam’ın umutları bir kez daha yıkılmıştı: - O halde niye buradasın?
-Burada olmam gerektiğini…hissettim…ve senin beğenmediğin o efsun öğretilerinden birini dinleyerek kalbimi dediğini yaptım.
-Kalbin sadece burada olman gerektiğini mi söyledi?
Palomita kızararak elindeki kalın kitabı çantasına atıp başka bir kitap çıkardı:- Ben…ders çalışmalıyım…sınavın zamanını yaklaşmış dedi Yitik Ruh.Zainin gelince tembellik ettiğim için çok kızacak.
-Zainin’in buraya geleceğini nerden biliyorsun?
-Kutsal Hanım söyledi.Daha doğrusu yakında onunla buluşacağımı beklemem gerektiğini söyledi.
Birincisi, Palomita kalp kırmada, umut yıkmada vb. faaliyetlerde bir numarasın yaa
Ama varya, sende iyi laf koydun, bunu söylemeliyim "beğenmediğin efsun" falan xD
Ne bu şimdi? Kutsal Hanımın yankısı mı, taklitçisi mi, özentisi mi? Orman buna şöyle bir efsun falan yapmadı umarım

Özetle yine züper bir bölümdü


33. sayfa (Toplam 64 sayfa) [ 955 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |